TEVETEN 600 mg 28 film tablet Klinik Özellikler

Eprosartan }

Kalp Damar Sistemi > Anjiyotensin II Antagonistleri > Eprosartan
Abbott Laboratuvarları İthalat İhracat Tic. Ltd. Şti. | 22 July  2011

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Eprosartan esansiyel hipertansiyonun tedavisinde endikedir.

    TEVETEN® tek başına ya da diğer antihipertansif ajanlarla kombine olarak kullanılabilir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1).

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    TEVETEN® tek başına ya da diğer antihipertansif ajanlarla kombine olarak kullanılabilir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1).

    Pozoloji / Uygulama sıklığı ve süresi:

    Tavsiye edilen doz, günde bir defada 600 mg eprosartandır.

    Çoğu hastada kan basıncının maksimum düzeyde düşürülebilmesi 2 veya 3 hafta sürebilir.

    Özellikle, hidroklorotiyazid gibi tiyazid grubu diüretikler veya uzatılmış salımlı nifedipin gibi kalsiyum kanal blokörlerinin eklenmesinin eprosartan ile birlikte aditif etki sağladığı gösterilmiştir.

    Uygulama şekli:

    Eprosartan yemeklerle birlikte veya aç karnına uygulanabilir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrekyetmezliği:

    Orta veya şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi <60 ml/dk.), günlük doz 600 mg'dan fazla olmamalıdır.

    Karaciğeryetmezliği:

    Karaciğer yetmezliği olan hastalar ile ilgili yeterli deneyim bulunmamaktadır (Bkz. Bölüm 4.3).

    Pediyatrikpopülasyon:

    Güvenlilik ve etkililik verileri bulunmadığı için çocuklarda ve adolesanlarda kullanımı tavsiye edilmemektedir.

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlılarda doz ayarlamasına gerek yoktur.

    4.3. Kontrendikasyonlar

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Karaciğer yetmezliği

      Hafif ila orta şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda eprosartan kullanıldığında, bu hasta popülasyonunda deneyim sınırlı olduğundan dikkatli olunmalıdır.

      Böbrek yetmezliği

      Hafif ila orta şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi ≥30 ml/dk.) olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. Kreatinin klerensi <30 ml/dk. olan veya diyalize giren hastalarda dikkatli olunması tavsiye edilir.

      Böbrek yetmezliği riski olan hastalar

      Böbrek fonksiyonu, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin doğal olarak artmış olduğu bazı hastalarda (örn. ciddi kardiyak yetmezliği [NYHA-sınıflandırma: sınıf IV], bilateral renal arter stenozu veya tek böbreği olan hastalarda renal arter stenozu) anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörü ile yapılan tedavi sırasında oligüri ve/veya progresif azotemi ve nadiren akut böbrek yetmezliği gelişme riski vardır. Bu olayların, diüretik kullanan hastalarda meydana gelme ihtimali daha fazladır. Bu tür duyarlı hastalarda böbrek fonksiyon yetersizliğinin ortaya çıkma riskinin benzer olup olmadığının belirlenmesi için eprosartan gibi anjiyotensin II reseptörü blokörleri ile ilgili yeterli terapötik deneyim yoktur. Böbrek yetmezliği olan hastalarda eprosartan kullanılacağı zaman, eprosartan ile tedaviye başlanmadan önce ve tedavinin seyri boyunca belirli aralıklarda böbrek

      fonksiyonları değerlendirilmelidir. Tedavi sırasında böbrek fonksiyonunun kötüleşmesi halinde eprosartan tedavisi yeniden değerlendirilmelidir.

      Bu sınıftaki diğer ajanlar ve ayrıca ADE inhibitörler ile elde edilen deneyime dayanılarak aşağıdaki önlemler eklenmiştir:

      Hiperkalemi

      Renin-anjiyotensin aldosteron sistemini etkileyen diğer tıbbi ürünler ile yapılan tedavi sırasında, özellikle böbrek ve/veya kalp yetmezliği durumunda hiperkalemi meydana gelebilir. Risk taşıyan hastalarda serum potasyum düzeyi dikkatli şekilde izlenmelidir.

      Renin-anjiyotensin aldosteron sistemini etkileyen diğer tıbbi ürünlerin kullanımı ile elde edilen deneyime dayanılarak, eprosartan ile birlikte kullanılan potasyum tutucu diüretikler, potasyum takviyeleri, potasyum içeren tuzlu destekler veya potasyum düzeyini artırabilen diğer tıbbi ürünler (örn. heparin) serum potasyum seviyesinde artışa neden olabilir ve bu nedenle TEVETEN® ile birlikte dikkatli kullanılmalıdır.

      Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) dual blokajı

      ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması durumunda hipotansiyon, senkop, hiperkalemi riskinin arttığı ve böbrek fonksiyonunun azaldığına (akut böbrek yetmezliği dahil) dair kanıtlar bulunmaktadır. RAAS'ın dual blokajına yol açtığından ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması önerilmez (Bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1).

      Eğer dual blokaj tedavisi mutlaka gerekli görülürse sadece uzman gözetimi altında yapılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sık takip edilmelidir. Diyabetik nefropatisi bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri birlikte kullanılmamalıdır.

      Primer hiperaldosteronizm

      Primer hiperaldosteronizmi olan hastaların eprosartan ile tedavi edilmesi tavsiye edilmez.

      Hipotansiyon

      Şiddetli sıvı ve/veya tuz yoksunluğu olan hastalarda (örn. yüksek doz diüretik tedavisi) semptomatik hipotansiyon meydana gelebilir. Bu koşullar tedaviye başlanmadan önce düzeltilmelidir.

      Koronerkalphastalığı

      Koroner kalp hastalığı olan hastalardaki klinik deneyim sınırlıdır.

      Aort ve mitral kapak darlığı/ Hipertrofik kardiyomiyopati

      Tüm vazodilatatörlerde olduğu gibi, eprosartan, aort ve mitral kapak darlığı veya hipertrofik kardiyomiyopatisi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

      Böbreknakli

      Yakın zamanda böbrek nakli yapılmış hastalarla ilgili deneyim bulunmamaktadır.

      Hamilelik

      Hamilelik sırasında anjiyotensin II reseptör blokörlerine başlanmamalıdır. Devam eden anjiyotensin II reseptör blokör tedavisinin gerekli olduğu düşünülmüyorsa, hamile kalmayı düşünen hastalar, hamilelikteki güvenlik profili kanıtlanmış alternatif antihipertansif

      ilaçlarla tedavi edilmelidir. Hamilelik tanısı konduğunda anjiyotensin II reseptör blokör ile tedavi derhal durdurulmalı ve uygunsa alternatif tedaviye başlanmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6).

      Diğer uyarılar ve önlemler

      Anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri ile gözlendiği şekilde, muhtemelen siyahi hipertansif popülasyonunda düşük renin seviyesinin daha fazla görülmesinden dolayı eprosartan ve diğer anjiyotensin II reseptör blokörlerinin, siyahi olmayan insanlara göre siyahi insanlarda kan basıncını düşürmede daha az etkili olduğu açık şekilde görülmektedir.

      Bu ilaç laktoz monohidrat içerir. Seyrek görülen kalıtsal sorunlar olan, galaktoz intoleransı, Lap laktaz eksikliği veya glikoz-galaktoz malabsorbsiyonu olan hastalar bu ilacı kullanmamalıdır.

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda serum potasyum konsantrasyonunda önemli ölçüde yükselme gözlendiğinden ve renin-anjiyotensin aldosteron sistemini etkileyen diğer ilaçların kullanımı ile elde edilen deneyime dayanılarak, eş zamanlı potasyum tutucu diüretikler, potasyum takviyeleri, potasyum içeren tuzlu destekler veya serum potasyum düzeyini arttıran diğer ilaçların kullanımı (örn. heparin) serum potasyumunda artışa neden olabilir.

      Klinik çalışma verileri, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS), ADE- inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin kombine kullanımıyla ikili blokajının, tekli RAAS-etkili ajanın kullanımına kıyasla daha yüksek sıklıkta hipotansiyon, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonunda azalma (akut böbrek yetmezliği dahil) gibi advers olaylarla ilişkili olduğunu göstermiştir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4 ve 5.1).

      Antihipertansif etki, diğer antihipertansif ajanlar ile artabilir.

      Lityum ve ADE inhibitörlerinin birlikte kullanımı sırasında, serum lityum düzeylerinde geri dönüşümlü artış ve toksisite oluşumu bildirilmiştir. Eprosartan kullanımı ile benzeri bir etkinin oluşabileceği göz ardı edilemez, bu nedenle birlikte kullanım sırasında serum lityum düzeyleri dikkatlice izlenmelidir.

      İn vitro çalışmalarda eprosartanın insan sitokrom P450 enzimlerinden CYP1A, 2A6, 2C9/8, 2C19, 2D6, 2E ve 3A alt tiplerini inhibe etmediği gösterilmiştir.

      ADE inhibitörleri ile olduğu gibi, anjiyotensin II reseptör blokörleri ve NSAII'lerin birlikte kullanımı, özellikle sınırda böbrek yetmezliği olan hastalarda akut böbrek yetmezliği ve serum potasyum seviyesinde artış dahil olmak üzere böbrek fonksiyonlarının kötüleşmesine neden olabilir. Kombinasyon özellikle yaşlı hastalarda dikkatle uygulanmalıdır. Hastalar yeterli şekilde hidrate edilmeli ve birlikte tedavinin başlamasından sonra ve daha sonra periyodik olarak böbrek fonksiyonları izlenmelidir.

      NSAII indometazin ile losartanın birlikte kullanımı, anjiyotensin II reseptör blokörünün etkinliğinin düşmesine yol açmıştır, sınıf etkisi göz ardı edilemez.

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Genel tavsiye

      Gebelik kategorisi: D

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Anjiyotensin II reseptör blokörü tedavisine devam edilmesi mutlaka gerekli görülmezse hamile kalmayı düşünen hastalar hamilelikte kullanımı için güvenlik profili kanıtlanmış alternatif antihipertansif ilaçlarla tedavi edilmelidir.

      Gebelik dönemi

      Gebelikte kontrendikedir.

      Hamileliğin ilk trimesterinde ADE inhibitörlerine maruziyeti takiben teratojenite riski ile ilgili epidemiyolojik kanıtlar kesinleşmiş değildir. Ancak riskteki küçük artış dışlanamaz. Anjiyotensin II reseptör blokörlerindeki risk için kontrollü epidemiyolojik veri bulunmasa da benzer risk bu ilaç grubu için de geçerli olabilir.

      Hamilelik tanısı konduğunda anjiyotensin II reseptör blokörü ile tedavi derhal durdurulmalı ve uygunsa alternatif tedaviye başlanmalıdır. İkinci ve üçüncü trimesterlerde anjiyotensin II reseptör blokör tedavisine maruziyetin insanda fetal toksisite (renal işlevlerde azalma, oligohidroamniyoz, kafatası kemikleşme retardasyonu) ve neonatal toksisiteye (böbrek yetmezliği, hipotansiyon, hiperkalemi) neden olduğu bilinmektedir (Bkz. Bölüm 5.3). Hamileliğin 2. Trimesterinden itibaren anjiyotensin II reseptör blokörüne maruziyette böbrek işlevlerinin ve kafatasının ultrason tetkiki önerilmektedir. Anneleri anjiyotensin II reseptör blokörü alan bebekler hipotansiyon için yakın takip edilmelidir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).

      Laktasyon dönemi

      Emzirme döneminde TEVETEN® kullanımına yönelik bilgi olmadığı için TEVETEN® önerilmemektedir ve özellikle yenidoğan veya prematüre bebek emziren kadınlarda emzirme sırasında daha iyi güvenlik profili kanıtlanmış alternatif tedaviler tercih edilebilir.

      Üreme yeteneği/Fertilite

      Fertilite üzerine klinik veri mevcut değildir.

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      Eprosartanın araç ve makine kullanımı üzerindeki etkisi çalışılmamıştır ancak farmakodinamik özellikleri temel olarak ele alındığında, eprosartanın araç ve makine kullanma yeteneğini etkilemesi beklenmez. Bununla birlikte hipertansiyon tedavisi sırasında ara sıra sersemlik veya yorgunluk oluşabileceği araç ve makine kullanırken dikkate alınmalıdır.

      4.8. İstenmeyen etkiler

      Eprosartan ile tedavi edilen hastalarda en sık bildirilen istenmeyen etkiler, hastaların sırası ile %11 ve %8'inde görülen baş ağrısı ve spesifik olmayan gastrointestinal şikayetlerdir.

      Çok yaygın (>1/10); Yaygın ( >1/100, <1/10); Yaygın olmayan (>1/1.000, <1/100); Seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); Çok seyrek (<1/10.000), Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

      Klinik çalışmalarda eprosartan ile tedavi edilen hastalarda gözlenen advers olaylar (n=2316)

      MedDRA sistem organ sınıfına göre:

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Yaygın olmayan: Aşırı duyarlılık*

      Sinir sistemi hastalıkları

      Çok yaygın: Baş ağrısı* Yaygın: Baş dönmesi*

      Vasküler hastalıklar

      Yaygın olmayan: Hipotansiyon

      Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

      Yaygın: Rinit

      Gastrointestinal hastalıklar:

      Yaygın: Spesifik olmayan sindirim sistemi şikayetleri (örn: bulantı, ishal, kusma)

      Deri ve deri altı doku hastalıkları

      Yaygın: Alerjik deri reaksiyonları (örnek: Döküntü, kaşıntı). Yaygın olmayan: Anjiyoödem*

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

      Yaygın: Asteni

      *Plasebodan daha yüksek sıklığa sahip değildir.

      Pazarlama sonrası deneyim

      Klinik çalışmalarda bildirilen bu advers olaylara ek olarak, eprosartanın piyasaya sunulmasından sonraki dönemde spontan olarak bildirilen yan etkileri aşağıda verilmiştir. Mevcut verilere dayanılarak bu yan etkilerle ilgili bir sıklık tahmini mümkün değildir ve bilinmemektedir.

      Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

      Risk altındaki hastalarda (örn: renal arter stenozu olanlarda), renal yetmezlik de dahil, renal fonksiyon bozukluğu

      Kas-iskelet ve bağ doku bozuklukları Artralji

      Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

      Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel:0 800 314 00 08; faks:0 312 218 35 99).

      4.9. Doz aşımı ve tedavisi

      İnsanlardaki doz aşımı ile ilgili olarak sınırlı veri bulunmaktadır. Eprosartan, fare ve sıçanlarda 3000 mg/kg doza kadar, köpeklerde 1000 mg/kg doza kadar oral olarak alındığında iyi tolere edilmiş ve mortalite gözlenmemiştir. Pazarlama sonrası gelen bireysel

      kayıtlara göre, maksimum 12000 mg doz alımı bildirilmiştir. Hastaların çoğunda şikayet bildirilmemiştir. 12000 mg eprosartan kullanımı sonrası bir vakada dolaşım kollapsı meydana gelmiştir. Hasta tamamen iyileşmiştir. Doz aşımının en sık bulgusu hipotansiyondur. Eğer semptomatik hipotansiyon gelişirse, destekleyici tedaviye başlanmalıdır.

      Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Bağırsak kanseri kolon veya rektumda (arka geçit) herhangi bir bölgede ortaya çıkabilir.Kolorektal kanser erken safhalarda teşhis edilmesi halinde daha kolay ve daha başarılı bir şekilde tedavi edilir. Mide Kanseri Mide Kanseri Mide kanseri genellikle mideyi tümüyle kaplayan ve mukus üretmekle görevli hücrelerde başlar. Bu kanser tipine adenokarsinom denir.