KUIFLEX 200 mg 40 film tablet Farmakolojik Özellikler

Parasetamol + Fenprobamat }

Kas İskelet Sistemi > Merkezi Kas Gevşeticiler > Fenprobamat Kombinasyonları
Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. | 30 December  1899

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik Grubu: Miyorelaksan, analjezik.

ATC Kodu: M03BA51

Fenprobamat sedatif etkisi hafif olan bir kas gevşeticidir. Miyorelaksan etkisi merkezi sinir sistemi yolu iledir. Beyin sapı ve medulla spinalis’de nöronlar arası oluşan polisinaptik refleksleri inhibe eder. Kas tonusu artışına ve kramplara bağlı ağnlarda etkilidir. Parasetamol etkili bir analjezik ve antipiretiktir. Parasetamol terapötik etkinliğini santral sinir sisteminde siklooksijenaz enzimini inhibe ederek gösterir.

5.2. Farmakokinetik özellikler

Genel özellikler

Emilim:

Fenprobamat: Fenprobamat gastrointestinal kanaldan emilmektedir. 2,4 g oral fenprobamat alımını takiben 2 saat içinde plazma pik seviyesi 13 mikrogram/ml olmaktadır.

Parasetamol; Parasetamol gastrointestinal kanaldan hızla ve hemen hemen tamamı emilir. Oral uygulamayı takiben biyoyararlanım %60 - 98 oranındadır.

Dağlım:

Fenprobamat: Fenprobamat kan proteinlerine %80,5 oranında bağlanmaktadır.

Parasetamol: Parasetamol hızlı ve eşit şekilde vücut dokularında dağılım gösterir. Kandaki parasetamol ün yaklaşık %25’i plazma proteinlerine bağlanır. Parasetamol plasenta ve kan- beyin bariyerini geçer. Parasetamolün dağılım hacmi 1 - 2 L/kg’dır.

Biyotransformasyon:

Fenprobamat: Fenprobamat karaciğerde oksidatİf biyotransformasyonla benzoik aside dönüşür.

Parasetamol: Parasetamolün ana metabolitleri glukuronik asit ve sülfat konjugatf dır.

Parasetamol temel olarak karaciğerde glukronid ve sülfat konjugasyonu, sitokrom P450 (CYP450) enzimiyle gerçekleşen oksidasyon sonucu metabolize olur.

Eliminasyon:

Fenprobamat: Fenprobamat, değişmemiş olarak %7, metabolitleri olarak da %76 oranında idrarla atılır. Eliminasyon yanlanma ömrü yaklaşık 8 saattir. Parasetamolün etkisi çabuk başlar. Alınan dozun %85’i konjüge halde idrarla atılır.

Parasetamol: Parasetamolün plazma yanlanma ömrü 1,25-3 saattir. Parasetamol idrarla temel olarak glukronid şeklinde, az miktarda da sülfat konjugatlan, merkaptürik asit ve değişmemiş ilaç olarak atılır. Parasetamol dozunun yaklaşık %85’i serbest veya konjuge halde, uygulamayı takiben 24 saat içinde atılır. Parasetamolün renal klirensi 13,5 L/ saat’dir.

Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:

Veri mevcut değildir.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Fenprobamat:

Meprobamat ile karşılaştırmalı olarak saptanan fannakodinamik etkilere göre fenprobamat aşağıdaki tesirlere sahiptir:

  • a) fındık farelerinde merak davranışını ve saldırganlığı meprobamat’tan daha zayıf bir şekilde inhibe eder,

  • b) polisinaptik omurilik reflekslerini daha güçlü ve spesifik olarak inhibe eder,

  • c) striknin konvülsiyonlarını meprobamat’tan daha kuvvetli olarak inhibe eder,

ç) pentilentetrazol konvülsiyonlarını önleyici etkisi meprobamat’tan daha zayıftır,

  • d) tavşanlardaki adale gevşetici etkisi daha güçlüdür,

  • e) tavşanlarda limbik sistemin elektriksel olarak stimüle edilmesiyle oluşan uyanıklık reaksiyonunu inhibe edici etkisi meprobamat’tan daha zayıftır.

Bu etkiler bakımından fenprobamatın daha ziyade retikülospinal sinir yolaklarını ve spinal entegrasyonu inhibe ettiği, buna karşın meprobamat’ın etki bölgesinin daha ziyade supraspinal (asendan retiküler, talamokortikal ve limbik sistemler) olduğu sonucu çıkartılmaktadır.

Sıçanlar üzerinde yapılan 6 haftalık oral toksisite çalışmasında, hematoloji ve idrar değerlerinde anormallik görülmemiş, histopatolojik değişiklikler bulunmamıştır.

Tavşanlarda yapılan 3 aylık oral toksisite çalışmasında, davranış, büyüme oranı, kalp, jejunum, böbrekler, karaciğer, akciğerler, dalak ve midenin hematolojik ve histolojik incelemelerine göre, fenprobamat kullanılanlar ile kontrol grubu arasında fark bulunamamıştır.

Kediler üzerinde yapılan 6 haftalık oral hematoloji çalışmasında, fenprobamatın yüksek dozlarında vücut ağırlığında hafif azalma ve musküler koordinasyonda bozukluk meydana gelmiştir.

Köpekler üzerinde yapılan 6 haftalık artan doz oral toksisite çalışmasında, test hayvanlarının tümünde çalışma boyunca sık kusmadan kaynaklanan hafif kilo kaybı oluşmuştur. Testler boyunca karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında anlamlı hiçbir değişiklik görülmemiştir.

Parasetamol:

Akut doz toksisite:

LD50 (mg/kg) değerleri:

Türler

Oral

İntramusküler

Subkutan

Sıçan (1 günlük)

>600,<700

Sıçan

2680-3100

>600

Fare

536-891

Hamster

630-770

>300, <548

Tavşan

2640-2800

Köpek

1180-1450

>66

Subakut toksisite (sıçan): 13 gün boyunca <1000 mg/kg/gün oral veya 30 gün boyunca <100 mg’kg/gün dozda intramusküler uygulamada mortalite oranında veya nekropsi bulgularında farklılık gözlemlenmemiştir.

Kronik toksisite (sıçan): 28 hafta boyunca 200 mg/kg/gün dozunda (oral gavaj) uygulandığında sıçanların ağırlık kazançları, patoloji veya karaciğer, böbrek, kalp ve akciğer histolojilerinde bir değişiklik görülmemiştir.

Subakut toksisite (köpek): 4 hafta boyunca 20 ve 63 mg/kg/gün dozunda intramusküler uygulamasını takiben mortalite oranında, laboratuvar ve nekropsi bulgularında anlamlı bir fark görülmemiştir.

Akut nefirotoksisite (sıçan): 2000 - 7000 mg/kg doz aralığında tek doz uygulamadan sonra renal tubüler lezyonlar meydana gelmiştir.

Kronik nefrotoksisite (sıçan, tavşan ve köpek): 13-40 hafta boyunca 50 - 400 mg/kg/gün doz aralığında uygulanmasının ardından renal anomali, interstisyal nefrit veya papiller nekroz meydana gelmemiştir.

Hayvanlar üzerine yapılan çeşitli karsinojenite çalışmaları sonucunda parasetamolün karsinojenik potansiyeli ile ilgili veri elde edilememiştir.

Genotoksisite: Ames testinde parasetamolün S9’lu veya S9’suz ortamda Salmoneüa typhimurium suşlarından TA100, TA1535, TA1537 veya TA98’e karşı mutajenik olmadığı saptanmıştır. S9’lu veya S9’suz ortamda Çin hamsterlerinde yapılan sitogenetik testlerde kardeş kromatid değişimine ve kromozomal anomaliye neden olmuştur.

Pankreas Kanseri Pankreas Kanseri Pankreas karnın alt kısmında yatay şekilde bulunan bir organdır. Sindirime yardımcı olan enzimleri ve kan şekerini yönetmeye yardımcı olan hormonları vücuda dağıtmakla görevlidir. Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır.