Pierre Fabre İlaçları INSIDON 50 mg 30 draje KUBFarmakolojik Özellikler

INSIDON 50 mg 30 draje Farmakolojik Özellikler

Opipramol }

Sinir Sistemi > Antidepresanlar > Opipramol
Pierre Fabre İlaç A.Ş. | 23 March  2012

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Seçici olmayan monoamin geri alım inhibitörleri ATC kodu: N06AA05 Etki mekanizması:

Opipramol, dopamin reseptörleri üzerinde nispeten hafif antagonistik etkiye sahiptir (D
2

> Dı). Opipramol, sigma için, D

2

reseptörleri için olandan 6 defa daha yüksek afıniteye de sahiptir. Opipramolün merkezi dopaminerjik transmisyon üzerindeki bazı etkilerine sigma reseptörlerinin aracılık ettiği Öne sürülmektedir. Trisiklik standart antidepresanlann aksine, dopamin, noradrenalin ve serotoninin nöronda geri alınmasını (re-uptake) inhibe etmez.

Diğer trisiklik bileşikler gibi antiserotonerjik etkiye (
5

-HT

2

) sahiptir ve kronik olarak kullanıldığı zaman, kortekste beta-adreneıjik reseptörlerin duyarlılığını azaltır (“aşağı - regülasyon”). Psikofarmakolojik araştırmalarda, opipramol anksiyolitik ve nispeten zayıf antidepresif özellikler gösterir.

Anksiyolitik ve sedatif etkileri daha kuvvetlidir ve bunlar opipramolün etkinlik profilinin belirgin özelliklerini teşkil ederler. Çoğu trisiklik antidepresanlann aksine, opipramolün antikolineıjik ve alfa-adrenolitik etkileri daha zayıftır. Belirgin antihistaminik (Hı) etkisi vardır.

Klinik araştırmalara göre oluşan terapötik profili: İNSİDON anksiyolitik özelliklere sahiptir, örneğin yaygın anksiyetesi olan hastalarda sakinleştirici, mizacı canlandırıcı etkisi vardır ve gerilimi iyileştirir. Doza bağlı sedatif etkisi, mizaç üzerindeki etkisinden daha önce başlar.

5.2. Farmakokinetik özellikler

Emilim:

Opipramol ağızdan uygulamayı takiben tamamen emilir. Doruk plazma konsantrasyonlarına 2-4 saatte ulaşır. En yüksek plazma konsantrasyon lan ve eğri altında kalan alan değerleri dozla doğru orantılıdır.

Günde 3 defa 50 mg ağızdan uygulamayı takiben opipramolün plazmadaki ortalama denge konsantrasyonları, 14-64 ng/ml olmuştur, Deshİdroksietil metaboliti için ise bu değer ortalama 3

5 misli daha yüksektir.

DaSılım:

Opipramolün yaklaşık % 91 *i plazma proteinlerine bağlanır. Sanal dağılım hacmi yaklaşık 10 L/kg vücut ağırlığıdır.

Bivotransformasvon:

Opipramol yaygın olarak karaciğerde metabolize olur. Başlıca metaboliti deshİdroksietil-opipramoldür. Debrisokİni yetersiz hidrolize edenlerde opipramol plazma konsantrasyonlarının belirgin olarak daha yüksek olabileceği yönünde kanıt vardır.

Eliminasyon:

Opipramol kandan 6-11 saatlik biryarı-ömür ile elimine edilir. Oral dozun %
70’inden fazlası böbreklerden ve kalanı feçesle atılır. Dozun sadece % 7’si değişmemiş opipramol olarak idrarla atılır. Kalanı başlıca deshidroksietil-opipramol olmak üzere metabolit halinde atılır.

Doğrusallık /Doğrusal olmayan durum:

Eğri altında kalan alan değerleri dozla doğru orantılıdır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Geriyatrik:

Yaşlı hastalar için farmakokinetik veri yeterli değildir. Bu grup hastalarda düşük bir başlangıç

dozu önerilir. Tedavinin idamesinde yetişkin hastalara göre daha düşük doz İNSİDON, yavaş doz artırımı ile kullanılmalıdır.

Pediyatrik:

Pediyatrik popülasyona ait farmakokinetik veri yoktur.

Böbrek yetmezliği:

Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda İNSİDON’un dozu azaltılmalıdır. Çünkü ilaç, böbrek hastalığının şiddet derecesine bağlı olarak daha yavaş atılır.

Karaciğer yetmezliği:

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

3 hayvan türünde yapılan reprodüktif çalışmalarda teratojenik potansiyel görülmemiştir. Yüksek doz opipramol ile yapılan deneyler sonucunda annede toksisite ve buna bağlı doğmuş ve doğmamış yavrularda büyümede gecikme görülmüştür. Sıçanlarda 60 mg/kg’a kadar oral dozlarda fertilite bozukluğu kanıtına rastlanmamıştır. Çeşitli “in vitro
” ve “m
vivo”
çalışmalarda opipramol ile mutajenik potansiyel görülmemiştir. Karsinojenisite çalışmaları yapılmamıştır.

Deri Kanseri Deri Kanseri Deri kanseri çok rastlanan bir hastalıktır. Üç ana türü bulunur ;genelde kemirici ülser olarak bilinen bazal hücreli karsinom, yassı hücreli karsinom ve kötü huylu tümör. Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Bağırsak kanseri kolon veya rektumda (arka geçit) herhangi bir bölgede ortaya çıkabilir.Kolorektal kanser erken safhalarda teşhis edilmesi halinde daha kolay ve daha başarılı bir şekilde tedavi edilir.