World Medicine İlaçları CLODIFEN %1 jel 45 gr KUBFarmakolojik Özellikler

CLODIFEN %1 jel 45 gr Farmakolojik Özellikler

Diklofenak }

Kas İskelet Sistemi > Eklem ve Kas Ağrıları İçin Topikal İlaçlar > Diklofenak
World Medicine İlaç San. ve Tic. Ltd.Şti | 15 May  2015

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Topikal kullanılan non-streoidal antiinflamatuvar preparatları ATC kodu: M02AA15

CLODİFEN haricen kullanım için formüle edilmiş antiinflamatuvar, analjezik bir üründür. Beyaz, yağsız krem ciltten kolayca emilir. Sulu-alkolik baz sakinleştirici ve serinletici bir etki sağlar.

Etki mekanizması:

Diklofenakın, prostaglandin biyosentezini inhibe edici etkisi etki mekanizmasının önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir.

Travmatik veya romatizmal kaynaklı enflamasyonda, CLODİFEN ’in ağrıyı dindirdiği, ödemi azalttığı ve normal fonksiyonlara dönüş süresini kısalttığı gösterilmiştir.

Klinik veriler, CLODİFEN %1 JEL’in başlangıç uygulamasından bir saat sonra akut ağrıyı azalttığını göstermektedir (plaseboya karşı p < 0.0001). Tedaviden 2 gün sonra CLODİFEN %1 JEL’e cevap veren % 94 hastaya karşılık plasebo jele % 8 cevap alınmıştır (p<0.0001). CLODİFEN %1 JEL ile 4 günlük tedavi sonunda hem ağrı hem fonksiyonel bozukluk resolüsyonu sağlanmıştır (p < 0.0001 plasebo jele karşı).

5.2. Farmakokinetik özellikler

 Genel Özellikler

Emilim:

Deriden emilen diklofenak miktarı, CLODİFEN’in uygulandığı cilt ve tedavi alanına temas süresi ile orantılı olup toplam uygulanan doz ve derinin hidrasyonuna da bağlıdır.

500 cm2’lık bir alana 2,5 g CLODİFEN topikal uygulamasından sonra, dıklofenak dozunun yaklaşık % 6’sı emilir. 10 saatlik oklüzyon, emilen diklofenak miktarının 3 katma çıkmasını sağlar.

Dağılım:

CLODİFEN el ve diz eklemlerine lokal olarak uygulandıktan sonra, plazma, sınoviyal doku ve sinovıyal sıvıdaki diklofenak seviyeleri ölçülebilir. Diklofenak sodyum topikal uygulamasından sonra elde edilen en yüksek diklofenak plazma konsantrasyonları diklofenak sodyum tablete göre yaklaşık 100 kat daha düşüktür.

Diklofenak başlıca albumin (% 99,4) olmak üzere serum proteinlerine % 99,7 oranında bağlanır.

Diklofenak cilt içinde birikerek bu dokularda uzatılmış salım sağlayan rezervuar gibi etki gösterir. Buradan öncelikli olarak dağılır ve derin iltihaplı dokularda, eklemler gibi, kalır. Bu dokularda plazmaya karşı 20 kat daha yüksek konsantrasyonda bulunmuştur.

B iyotransformasyon:

Diklofenakın bıyotransformasyonu, kısmen esas molekülün glukuronidasyonu, fakat esas olarak, çoğu glukuronid konjugatlarına halinde atılan, çeşitli fenolik metabolitlerin elde edildiği, tek veya multipl hidroksilasyon yolu ile olur. Bu fenolik metabolitlerın ikisi, diklofenaka kıyasla çok az da olsa, biyolojik olarak aktiftir.

Eliminasvon:

Diklofenakın plazmadan total sistemik klerensi 263±56 ml/dk. (ortalama değer ± standart sapma)’dır. Plazma terminal yarı ömrü 1-2 saattir, iki aktif metabolıt de dahil olmak üzere metabol itlerin dördü de 1-3 saatlik kısa bir yarılanma ömrüne sahiptir. Diğer bir metabolit 3-hidroksi-4 metoksi diklofenak uzun bir yarılanma ömrüne sahip olmakla birlikte hemen hemen inaktiftır. Diklofenak ve metabol itleri başlıca idrarla atılır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Böbrek yetmezliği olan hastalarda diklofenak veya metabolitlerının birikmesi beklenmez. Diklofenakın kinetiği ve metabolizması kronik hepatit veya dekompanse olmayan siroz hastalarında, karaciğer hastalığı olmayan hastalar ile aynıdır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Diklofenak, akut ve tekrarlayan doz toksisite çalışmaları ile genotoksısite, mutajenite ve karsinojenite çalışmalarından elde edilen klinik öncesi verilerde, amaçlanan terapötik dozlarda, insanlar için herhangi bir tehlike oluşturmamıştır.

Fareler, sıçanlar ve tavşanlarda teratojenık etki gözlenmemiştir. Diklofenakın sıçan ebeveynlerinin fertilitesı üzerinde bir etkisi olmamıştır. Yavrunun doğum öncesi veya doğum sonrası gelişimi üzerinde etkisi yoktur.

Topikal diklofenakın çeşitli çalışmalar sonucunda fototoksisite ya da cilt duyarlılığına neden olduğuna dair herhangi bir bulgu tanımlanmamıştır.

İnme İnme İnme, beynin hasar görmesinin sonucudur. Bu hasar, beynin bir kısmındaki ya bir kanama ya da akut kan eksikliği nedeniyle o kısmın geçici ya da kalıcı olarak işlevini yapamamasına yol açar. HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur.