CLARINASE REPETABS 20 tablet Farmakolojik Özellikler

Loratadin + Pseudoephedrine Hcl Sülfat }

Solunum Sistemi > Sistemik Nazal Dekonjestanlar > Psödoefedrin Kombinasyon
Merck Sharp & Dohme İlaçları Ltd.Şti.(MSD) | 13 January  2012

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Antihistaminikler - H1 antagonistleri, ATC kodu: R06A X13 Farmakoterapötik grup: Sistemik kullanım grubu için nazal dekonjestanlar , ATC Kodu: RO1BA52

CLARINASE REPETABS’ın farmakodinamik aktivitesi direkt olarak bileşenlerinin farmakodinamik aktivitelerine bağlıdır.

Loratadin, selektif periferik H1-reseptör aktivitesi gösteren bir trisiklik antihistaminiktir. Loratadin’in anlamlı bir H2-reseptör aktivitesi yoktur. Norepinefrin alımını inhibe etmez ve kalp damar fonksiyonu veya intrinsik kardiyak pacemaker aktivitesi üzerine pratik olarak bir etkisi yoktur.

Loratadin’in, önerilen dozda kullanıldığında, popülasyonun çoğunluğunda klinik olarak anlamlı bir sedatif ve antikolinerjik etkisi yoktur.

Uzun süreli tedavi sırasında, hayati belirtilerde, laboratuvar test değerlerinde, fiziksel incelemelerde veya elektrokardiyogramlarda klinik olarak anlamlı bir değişiklik görülmemiştir.

Psödoefedrin sülfat (d-isoefedrin sülfat) P-aktivite ile karşılaştırıldığında çoğunlukla a-mimetik aktivite gösteren sempatomimetik bir ajandır. Psödoefedrin sülfat oral uygulamadan sonra vazokonstriktif özelliği ile nazal dekonjestan etki sağlar. Post-ganglionik sinir uçlarından adrenerjik medyatörlerin salımı ile ilişkili indirekt sempatomimetik etkiye sahiptir.

5.2. Farmakokinetik özellikler

Emilim:

Loratadin: Oral uygulamadan sonra, loratadin hızla ve iyi absorbe olur ve başlıca CYP3A4 ve CYP2D6 tarafından yoğun ilk geçiş etkisine uğrar. Ana metabolit desloratadin (DL) farmakolojik olarak aktiftir ve klinik etkinin büyük bir kısmından sorumludur. Loratadin ve DL maksimum plazma konsantrasyonlarına sırasıyla uygulamadan 1-1.5 saat ve 1.5-3.7 saat (Tmaks) sonra ulaşılır.

Ketokonazol, eritromisin ve simetidinle yapılan kontrollü klinik çalışmalarda loratadinin plazma konsantrasyonlarında artış gözlemlenmiş, ama elektrokardiyografik değişiklikler dahil klinik olarak anlamlı değişiklik olmamıştır.

Psödoefedrin sülfat: Oral uygulamadan sonra, psödoefedrin sülfat hızla ve tamamen absorbe edilir. Etki başlangıcı 30 dakika içinde gerçekleşir ve 60 mg’lık bir doz, 4 ile 6 saat süren bir dekonjestif etkiye sahiptir.

Yiyecek, absorbe edilen loratadin miktarını arttırabilir, ancak klinik olarak anlamlı sonuçlar bulunmamaktadır. Bu durum psödoefedrinde gözlenmez.

Dağılım:

Loratadin: Loratadin plazma proteinlerine yüksek derecede (%97 ile %99), aktif metaboliti orta derecede (%73 ile %76) bağlanır.

Loratadin ve aktif metaboliti emziren kadınlarda anne sütüne geçer.

Psödoefedrin sülfat: Psödoefedrin plasenta ve kan-beyin bariyerini geçer.

Psöefedrin sülfat emziren kadınlarda anne sütüne geçer.

Biyotransformasyon:

Loratadin: Ana metabolit desloratadin (DL) farmakolojik olarak aktiftir ve klinik etkinin büyük bir kısmından sorumludur.

Psödoefedrin sülfat: Karaciğerde tam olmayan bir N-demetilasyon yoluyla metabolizmaya uğrayarak inaktif bir metabolitine dönüşür.

Eliminasyon:

Loratadin: Sağlıklı bireylerde, loratadin ve aktif metabolitinin plazma dağılım yarı ömürleri sırasıyla 1 ve 2 saattir. Ortalama eliminasyon yarı ömürleri, loratadin için 8.4 saat (aralık = 3 ile 20 saat), ve aktif metaboliti için 28 saat (aralık = 8.8 ile 92 saat)’tir.

10 günlük bir süre içinde, başlıca konjuge metabolitler halinde olmak üzere, alınan dozun yaklaşık %40’ı idrar ve %42’si dışkı ile atılmaktadır. Dozun yaklaşık %27’si, ilk 24 saat içinde idrar yolundan elimine edilmektedir. Aktif maddenin %1’inden azı loratadin ve aktif metaboliti olarak değişmeden atılır.

Psödoefedrin sülfat: İnsanlarda, yaklaşık pH 6 değerindeki idrarda, eliminasyon yarı ömrü 5 ile 8 saat arasında değişir. Aktif madde ve metaboliti idrar ile atılır, alınan dozun %55-75’i değişmeden atılmaktadır. Asidik idrarda (pH 5) atılım hızı artmakta ve etki süresi kısalmaktadır. İdrar alkalinize edildiğinde parsiyel bir geri emilim oluşur.

Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:

Loratadin ve aktif metabolitinin biyoyararlanımı verilen doz ile doğru orantılıdır.

Hastalardaki karakteristik özellikler:

Böbrek yetmezliği:

Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda loratadin ve metabolitlerinin eğri altındaki alan (EAA) ve doruk plazma seviyeleri (Cmaks), normal böbrek fonksiyonu olan hastalardaki EAA ve doruk plazma seviyeleri (Cmaks) ile karşılaştırıldığında artış gösterir. Loratadin ve metabolitlerinin ortalama yarılanma süresi normal hastalarda gözlenen değerlerden farklı değildir. Hemodiyalizin kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda loratadinin veya aktif metabolitlerinin farmakokinetiği üzerine bir etkisi yoktur.

Karaciğer yetmezliği:

Normal karaciğer fonksiyonu olan hastalarda aktif metabolitlerin farmakokinetik profilinde belirli bir değişim olmazken, kronik alkolik karaciğer hastalarında loratadinin EAA ve Cmax doruk plazma seviyeleri iki katına çıkmıştır. Loratadinin ve metabolitlerinin eliminasyon yarılanma ömrü ve sırasıyla 24 saat ve 37 saat olup, bu değerler karaciğer hastalığının şiddetine göre artmaktadır.

Farmakokinetik/farmakodinamik ilişkiler

Loratadin ve metabolitlerinin sağlıklı erişkin gönüllülerde ve sağlıklı geriyatrik gönüllülerdeki farmakokinetik profili karşılaştırılabilir durumdadır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Loratadin için klinik öncesi veriler, güvenlilik, farmakoloji, tekrarlı doz toksisitesi, genotoksiste ve karsinojenesitenin konvansiyonel çalışmalarına dayanarak insanlar için özel bir tehlikenin bulunmadığını göstermektedir.

Kombinasyon için toksisite: Akut ve çok dozlu çalışmalarda, loratadin/psödoefedrin sülfat kombinasyonu düşük düzeyde bir toksisite göstermiştir. Kombinasyon, her bir bileşenden daha toksik değildir ve gözlenen etkiler genellikle psödoefedrin bileşeni ile ilişkilidir.

Loratadin ile üreme toksisitesi çalışmalarında, teratojenik etkiler gözlenmemiştir. Ancak sıçanlarda klinik dozlar ile elde edilen plazma seviyelerinin (EAA) 10 katından daha yüksek plazma seviyelerinde parturisyonda uzama ve canlılıkta azalma gözlenmiştir.

Üreme toksisitesi çalışmalarında, loratadin/psödoefedrin kombinasyonu sıçanlara günde 150 mg’ye kadar (önerilen klinik dozun 30 katı) dozlarda ve tavşanlara günde 120 mg/kg’a kadar (önerilen klinik dozun 24 katı) dozlarda oral yolla uygulandığında teratojeniteye yol açmamıştır.

Asperger Sendromu Asperger Sendromu Asperger sendromu, otistik gurubun bir bölümü olan bir özürdür. Bu genelde, gurubun daha ”yüksek” tarafında yer aldığı düşünülen kişilere uygun bir tanıdır. Depresyonu Anlamak Depresyonu Anlamak Depresyon farklı kişileri farklı biçimlerde etkiler. Duygusal veya fiziksel olmak üzere geniş alanda belirtilere sebep olabilir.Depresyona neler sebep olur?