VOMEPRAM 10 mg/2 ml IM/IV enj. çöz. içeren 5 ampül Klinik Özellikler

Metoklopramid Hcl }

Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Motilite Stimülanları > Metoklopramid
Vem İlaç Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti | 8 May  2015

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Yetişkin popülasyonda

    VOMEPRAM, yetişkinlerde aşağıdaki durumlarda endikedir:

      Cerrahi sonrası bulantı ve kusmanın önlenmesinde,

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

      İntravenöz veya intramüsküler uygulanabilir.

      İntravenöz doz yavaş bolus infüzyon şeklinde uygulanmalıdır (en az 3 dakika boyunca).

      Tüm endikasyonlar (yetişkin hastalar):

      Cerrahi sonrası bulantı ve kusmanın önlenmesinde 10 mg'lık tek doz uygulaması önerilir.

      Akut migrenin indüklediği bulantı ve kusmanın ve radyoterapinin indüklediği bulantı ve kusmanın önlenmesi dahil olmak üzere bulantı ve kusmanın semptomatik tedavisi için: önerilen tek doz 10 mg'dır, günde en fazla 3 kere tekrarlanabilir.

      Önerilen maksimum doz 30 mg veya 0.5 mg/kg vücut ağırlığıdır.

      Enjektabl tedavi süresi mümkün olduğunca kısa olmalı ve mümkün olan en kısa sürede oral tedaviye geçiş yapılmalıdır.

      Pediyatrik hastalar (1-18 yaş)

      Tüm endikasyonlar (pediyatrik hastalar 1-18 yaş):

      Önerilen doz 0.1 ila 0.15 mg/kg vücut ağırlığı arasındadır. Bu doz i.v. olarak günde 3 defaya kadar tekrarlanabilir.

      24 saat içinde uygulanabilir maksimum günlük doz 0.5 mg/kg vücut ağırlığını geçmemelidir. 18 yaş altında yarar/risk dengesi dikkatlice değerlendirildikten sonra kullanılmalıdır.

      Doz tablosu:

      Yaş

      Vücut ağırlığı

      Doz

      Tekrarlama

      1-3 yaş

      10-14 kg

      1 mg

      Günde en fazla 3 kez

      3-5 yaş

      15-19 kg

      2 mg

      Günde en fazla 3 kez

      5-9 yaş

      20-29 kg

      2.5 mg

      Günde en fazla 3 kez

      9-18 yaş

      30-60 kg

      5 mg

      Günde en fazla 3 kez

      15-18 yaş

      60 kg üstü

      10 mg

      Günde en fazla 3 kez

      Kemoterapinin indüklediği bulantı ve kusmanın önlenmesinde ikincil seçenek olarak, maksimum uygulama süresi 5 gündür.

      Cerrahi sonrası oluşan bulantı ve kusmanın tedavisinde ikincil seçenek olarak, maksimum uygulama süresi 48 saattir.

      Uygulama şekli:

      VOMEPRAM intramüsküler (kas içine) enjeksiyon ya da intravenöz (damar içine) enjeksiyon olarak uygulanabilir.

      İntravenöz dozlar yavaş infüzyon enjeksiyon şeklinde uygulanmalıdır (en az 3 dakika süreyle).

      İki uygulama dozu arasında, kusma ve kullanılan ilacın çıkarılması sonucu dozun tam alınamadığı durumlar da dahil olmak üzere, en az 6 saat ara verilmelidir.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek yetmezliği:

      Son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi ≤15 mL/dak) günlük doz

      %75 oranında azaltılmalıdır.

      Orta ve şiddetli böbrek yetmezliği olanlarda (kreatinin klerensi 15-60 mL/dak) günlük %50 oranında azaltılmalıdır.

      Hafif böbrek yetmezliğinde doz ayarlaması gerekmez (bkz. bölüm 5.2).

      Karaciğer yetmezliği:

      Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda, doz %50 oranında azaltılmalıdır (bkz. bölüm 5.2).

      Pediyatrik popülasyon:

      Metoklopramid 1 yaşından küçük çocuklarda kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3).

      Geriyatrik popülasyon:

      Yaşlılarda karaciğer ve böbrek işlevleri ile hastanın genel durumu değerlendirilerek, doz azaltılması göz önünde bulundurulmalıdır.

      4.3. Kontrendikasyonlar

        Bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine ya da etkin maddeye karşı hipersensitivite,

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        Atopi (astım dahil) veya porfiri öyküsü olan hastalarda Metoklopramid kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

        Nörolojik bozukluklar

        Özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde kullanımı ile ekstrapiramidal bozukluklar meydana gelebilir. Bu reaksiyonlar, genellikle tek bir dozdan sonra ve tedavinin başında oluşabilir. Ekstrapiramidal semptomların olması durumunda metoklopramid derhal kesilmelidir. Bu etkiler, genellikle ilaç tedavisinin kesilmesinden sonra tamamen geri dönüşümlüdür fakat semptomatik bir tedaviye ihtiyaç duyulabilir (çocuklarda benzodiazepin ve/veya erişkinlerde antikolinerjik antiparkinson ürünler).

        Doz aşımından kaçınmak için, kusma ve dozun reddi olsa bile her bir metoklopramid uygulaması arasında Bölüm 4.2'de belirtilen en az 6 saatlik zaman aralığına riayet edilmelidir.

        Metoklopramid ile uzatılmış tedavi, özellikle de yaşlılarda, potansiyel olarak geri dönüşümsüz tardif diskineziye neden olabilir. Tardif diskinezi riski nedeniyle tedavi üç ayı geçmemelidir (bkz. Bölüm 4.8). Tardif diskineziye ait klinik belirtiler görülürse tedavi kesilmelidir.

        Metoklopramid monoterapisinin yanı sıra nöroleptikler ile kombinasyonlarında nöroleptik malign sendromu bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Nöroleptik malign sendrom semptomları görüldüğünde acilen metoklopramid kesilmeli ve uygun tedaviye başlanmalıdır.

        Altta yatan nörolojik durumları olan hastalara ve diğer merkezi etkili ilaçlarla tedavi edilen hastalara özel dikkat gösterilmelidir (bkz. Bölüm 4.3).

        Parkinson hastalığının belirtileri metoklopramid ile şiddetlenebilir.

        Metoklopramidin hipertansiyon hastalarında dolaşımdaki katekolamin miktarını arttırabileceği ile ilgili sınırlı veri bulunduğundan, hipertansiyonu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

        Metoklopramid gastro-intestinal motiliteyi arttırabileceğinden, gastro-intestinal anastomoz veya gastro-intestinal kapatılmanın ardından ameliyat bölgelerinde dikiş çizgisinde teorik olarak basınç artışına sebep olabilir.

        Methemoglobinemi:

        NADH sitokrom b5 redüktaz eksikliğine bağlı olabilen methemoglobinemi bildirilmiştir. Bu durumda, metoklopramid hemen ve sürekli kesilmeli ve uygun önlemler (ör. metilen mavisi ile tedavi gibi) başlatılmalıdır.

        Kalp hastalıkları:

        Özellikle i.v. yolla metoklopramid enjeksiyon uygulamasından sonra dolaşım bozukluğu, ciddi bradikardi, kardiyak arrest ve QT uzaması gibi ciddi kardiyovasküler istenmeyen etkiler raporlanmıştır. (bkz. Bölüm 4.8)

        Yaşlı hasta popülasyonuna, kardiyak iletim bozuklukları olan hastalara (QT uzaması dahil), düzeltilmemiş elektrolit dengesizliği olan hastalara, bradikardisi olan hastalara ve QT aralığını uzattığı bilinen diğer ilaçları [örneğin sınıf IA ve III antiaritmik ilaçlar, trisiklik antidepresanlar, makrolid antibiyotikler, antipsikotikler (bkz. Nölüm 4.8)] kullanan hastalara özellikle intravenöz yoldan metoklapramid uygulaması sırasında çok dikkat edilmelidir.

        Advers etki (ör. hipotansiyon, akatizi) riskini azaltmak için intravenöz dozlar, yavaşça bolus şeklinde (en az 3 dakika boyunca) uygulanmalıdır.

        Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

        Böbrek yetmezliği veya şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda, dozun azaltılması önerilir (bkz. Bölüm 4.2).

        VOMEPRAM her dozunda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında “sodyum içermediği kabul edilebilirâ€.

        Bu ürün sodyum metabisülfit içermektedir. Nadir olarak şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonlarına ve bronkospazma neden olabilir.

        4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

        Kontrendike kombinasyon:

        Levodopa veya dopaminerjik agonistler ile metoklopramid, antagonistik etkileşme göstermektedir (bkz. Bölüm 4.3)

        Kaçınılması gerek kombinasyon:

        Alkol, metoklopramidin sedatif etkisini güçlendirir.

        Dikkate alınacak kombinasyon:

        Metoklopramid prokinetik etkisi nedeniyle, bazı ilaçların emilimi değişebilir.

        Antikolinerjikler ve morfin türevleri:

        Antikolinerjikler ve morfin türevlerinin metoklopramid ile sindirim sistemi motilitesi üzerinde karşılıklı antagonizması olabilir.

        Merkezi sinir sistemi depresanları (morfin türevleri, anksiyolitikler, sedatif H1 antihistaminikler, sedatif antidepresanlar, barbitüratlar, klonidin ve ilgili ilaçlar)

        Merkezi sinir sistemi depresanlar ve metoklopramid sedatif etkiyi arttırabilir. Nöroleptikler

        Metoklopramid diğer nöroleptikler ile birlikte ekstrapiramidal bozuklukların oluşma riskini arttırabilir.

        Serotonerjik ilaçlar

        SSRI'lar gibi serotonerjik ilaçlar ile birlikte metoklopramid kullanılması serotonin sendromu riskini arttırabilir.

        Digoksin:

        Metoklopramid digoksin biyoyararlanımını azaltabilir. Digoksin plazma konsatrasyonların dikkatle izlenmesi gereklidir.

        Siklosporin:

        Metoklopramid, siklosporinin biyoyararlanımını (Cmaks'ı %46'ya kadar ve maruz kalmayı

        %22'ye kadar) arttırır. Siklosporinin plazma konsantrasyonunun dikkatle izlenmesi gereklidir. Bu durumun klinik sonuçları belirsizdir.

        Mivakuryum ve suksametonyum:

        Metoklopramid enjeksiyonu (plazma kolinesteraz inhibisyonu yoluyla) nöromüsküler bloğunun süresini uzatabilir.

        Güçlü CYP2D6 inhibitörleri:

        Fluoksetin ve paroksetin gibi güçlü CYP2D6 inhibitörleri ile birlikte uygulandığı zaman metoklopramid maruziyet seviyeleri artmıştır. Klinik önemi belli olmamakla birlikte, hastalar advers reaksiyonlar için izlenmelidir.

        Aspirin, parasetamol:

        Metoklopramidin gastrik motilite üzerine etkisi eş zamanlı kullanılan diğer oral uygulanan ilaçların emilimini, gastrointestinal kanaldan emilimde azalma veya ince bağırsaktan emilimde artış şeklinde değiştirebilir (ör. Parasetamol ve aspirin etkilerinde artış meydana gelir).

        Atovakuon:

        Metoklopramid, atovakuonun plazma konsantrasyonunu azaltabilir.

        Apomorfin:

        Apomorfinden önce metoklopramid uygulaması, apomorfine verilen emetik yanıtı azaltabilir; ayrıca eş zamanlı kullanım, apomorfinin veya metoklopramidin SSS depresan etkilerini güçlendirebilir.

        Bromokriptin, kabergolin:

        Metoklopramid, serum prolaktin konsantrasyonlarını arttırabilir ve bromokriptin, kabergolin gibi ilaçların etkileri ile etkileşime girebilir, bu da bromokriptin ve kabergolin için dozaj ayarlaması gerektirmektedir.

        Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

        Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.

        Pediyatrik popülasyon:

        Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir klinik çalışma yürütülmemiştir.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        Gebelik kategorisi: B

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan ve kontraseptif kullanan kadınlarda metoklopramid kullanımıyla ilgili herhangi bir veri yoktur.

        Gebelik dönemi

        Çok sayıda gebelikte maruz kalma olgularına ilişkin veriler (ilaca maruz kalan 1000'den fazla hasta), metoklopramidin gebelik üzerinde ya da fetusun/yeni doğan çocuğun sağlığı üzerinde advers etkileri olduğunu göstermemektedir. Bugüne kadar herhangi önemli bir epidemiyolojik veri elde edilmemiştir. Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır. Metoklopramid gebelikte ancak klinik olarak gerekli ise kullanılabilir.

        i nedeniyle (diğer nöroleptik ilaçlar gibi), gebeliğin son safhasında kullanıldığında yenidoğanda ekstrapiramidal sendrom göz ardı edilemez.

        Metoklopramid, gebeliğin son döneminde kullanılmamalıdır. Kullanımı durumunda yenidoğan dikkatle izlenmelidir.

        Laktasyon dönemi

        Metoklopramid anne sütünde düşük miktarda atılmaktadır. Anne sütüyle beslenen bebeklerde advers reaksiyonlar göz ardı edilemez. Bu nedenle metoklopramid emzirme döneminde kullanılmamalıdır. Emziren kadınlarda metoklopramidin kesilmesi göz önünde bulundurulmalıdır.

        Üreme yeteneği/Fertilite

        Üreme yeteneği üzerine etkisi bildirilmemiştir.

        4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        Metoklopramid, sersemlik, baş dönmesi, diskinezi ve distonilere neden olabilir. Bu durum görme yeteneğini ve ayrıca araç ve makine kullanım yeteneğini etkileyebilir.

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Advers reaksiyonlar, aşağıdaki tabloda sistem organ sınıfına ve belirtilen sınıflandırma kullanılarak sıklığa göre sunulmaktadır:

        Çok yaygın (≥ 1/10), yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10), yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila < 1/100), seyrek(≥ 1/10.000 ila < 1/1.000), çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

        Sistem Organ Sınıfı

        Sıklık

        Advers reaksiyonlar

        Kan ve lenf sistemi hastalıkları

        Bilinmiyor

        Methemoglobinemi (özellikle yenidoğanlarda NADH sitokrom b5 redüktaz eksikliği ile

        ilişkili olabilir (bkz. Bölüm 4.4).

        Sülfhemoglobinemi (özellikle sülfür salınımı yapan ilaçların yüksek dozlarıyla eş zamanlı

        kullanımda)

        Bağışıklık sistemi hastalıkları

        Yaygın olmayan

        Hipersensitivite

        Bilinmiyor

        Anafilaktik reaksiyon (Anafilaktik şok da

        dahil; özellikle i.v formülasyonlarla)

        Endokrin hastalıklar*

        Yaygın olmayan

        Amenore, Hiperprolaktinemi

        Seyrek

        Galaktore

        Bilinmiyor

        Jinekomasti

        Psikiyatrik hastalıklar

        Yaygın

        Depresyon

        Yaygın olmayan

        Halüsinasyon

        Seyrek

        Konfüzyon

        Sinir sistemi bozuklukları

        Çok yaygın

        Somnolans

        Yaygın

        Ekstrapiramidal bozukluklar (özellikle çocuklarda ve genç erişkinler ve/veya önerilen doz aşıldığında; hatta ilacın tek doz uygulanmasını takiben bkz. Bölüm 4.4)

        Parkinsonizm, akatizi

        Yaygın olmayan

        Distoni, diskinezi, bilinç bozukluğu

        Seyrek

        Konvülsiyon (özellikle epileptik hastalarda)

        Bilinmiyor

        Tardif diskinezi (özellikle yaşlı hastalarda uzun süreli tedavi sırasında ve sonrasında kalıcı olabilir, bkz. Bölüm 4.4)

        Nöroleptik malign sendrom (bkz. Bölüm 4.4)

        Kardiyak hastalıklar

        Yaygın olmayan

        Bradikardi (özellikle i.v formülasyonlarla)

        Bilinmiyor

        Kardiyak arrest (enjektabl uygulamadan hemen sonra meydana gelir ve bu durumu bradikardi takip edebilir bkz. Bölüm 4.4)

        Atriyoventriküler blok, sinüs arrest (özellikle i.v formülasyonlarda)

        Elektrokardiyogram QT uzaması, Torsade de

        Pointes

        Hipertansiyon (feokromositoması olan/olmayan hastalarda)

        Vasküler hastalıklar

        Yaygın

        Hipotansiyon (özellikle i.v formülasyonlar ile)

        Bilinmiyor

        Şok, senkop (enjektabl uygulamadan sonra) Akut hipertansiyon (feokromasitoma hastalarında, bkz. bölüm 4.3)

        Kan basıncında geçici yükselme

        Gastrointestinal hastalıklar

        Yaygın

        Diyare

        Deri ve deri altı doku hastalıkları

        Bilinmiyor

        Döküntü, kaşıntı, anjiyoödem ve ürtiker gibi

        deri reaksiyonları

        Genel bozukluklar ve uygulama yerine ilişkin hastalıklar

        Yaygın

        Asteni

        Bilinmiyor

        Enjeksiyon bölgesi iltihabı ve lokal flebit

        *Uzun süreli tedavi sırasında hiperprolaktinemi ile ilişkili endokrin hastalıklar (amenore, galoktore, jinekomasti)

        Aşağıdaki reaksiyonlar bazen yüksek dozlar uygulandığı zaman daha sık meydana gelmektedir:

          Ekstrapiramidal semptomlar: Özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde, tek doz uygulandığını zaman da dahil, akut distoni ve diskinezi, Parkinson sendromu, akatazi (bkz. bölüm 4.4).

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

          Semptomlar

          Ekstrapiramidal semptomlar, sersemlik, bilinç düzeyinde azalma, konfüzyon, halüsinasyon ve kardiyo-respiratuar arrest oluşabilir.

          Tedavi

          Yüksek dozda kullanım ile ilgili/ilgisizekstrapiramidal semptom meydana geldiğinde tedavi sadece semptomatiktir (çocuklarda benzodiazepinler, yetişkinlerde benzodiazepinler ve/veya yetişkinlerde antikolinerjik anti-parkinson ilaçlar).

          Semptomatik tedavi uygulanmalı ve hastanın klinik durumuna göre kardiyovasküler ve solunum fonksiyonları düzenli olarak izlenmelidir.

          Ağız Kanseri Ağız Kanseri Ağız kanserinin en yaygın türleri, dudak, dil, dişetidir. Nadiren yanak içi veya damak bölgelerini de içine alır. Gıda Alerjisi Gıda Alerjisi Her yıl milyonlarca insan yiyeceklere alerji gösteriyor.