Deva İlaçları TEMETEX %01 10 gr merhem KUBFarmakolojik Özellikler

TEMETEX %01 10 gr merhem Farmakolojik Özellikler

Diflukortolon Valerat }

Dermatolojik İlaçlar > Kortikosteroidler > Diflukortolon
Deva Holding A.Ş. | 30 December  1899

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapotik grup: Kortikosteroidler (Glukokortikoidler) (Topikal Dermatolojik) ATC kodu: D07AC06

    Diflukortolon valerat yüksek etkiye sahip yeni bir kortikosteroid preparattır. Enflamatuar veya alerjik tipte deri hastalıklarında enflamasyonu inhibe ederek kaşıntı, yanma ve ağrı gibi subjektif şikayetleri ortadan kaldırır. Etkisinin süratle başlaması, güçlü antienflamatuar etkisi, deri toleransı gibi terapötik özellikleri yanısıra üç farmasötik forma sahip olması, cildin durumuna göre içlerinden birinin uygun tedavi imkanını sağlamaktadır.

    Etki mekanizması:

    Topikal kortikosteroidler epidermal hücre membranlarını aşarak spesifik sitoplazmik reseptörlere bağlanırlar. Bu steroid-reseptör kompleksi hücre çekirdeğine hareket eder ve oradaki hedef DNA bölgelerine bağlanır; bu bağlanma gen transkripsiyonunu, mRNA yapımını ve protein sentezini değiştirir. Topikal kortikosteroidler topluca lipokortinler olarak adlandırılan fosfolipaz A2 inhibitör proteinleri indükleyerek antienflamatuar etki gösterirler. Lipokortinler araşidonik asit salıverilmesini inhibe ederler. Araşidonik asit sentezinin inhibisyonu derideki prostaglandinlerin ve lökotrienlerin sentezini azaltır. Derideki antienflamatuar etkiler ödem, fibrin birikimi, kapiller dîlatasyon, fagositlerin hasta bölgeye göçü ve fagositik aktivitelerin inhibisyonu şeklinde ortaya çıkar. Kapiller yapımı, kollajen birikimi ve keloid oluşumu gibi geç enflamatuar süreçler de topikal kortikosteroidler tarafından inhibe edilirler.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Genel özellikler

    Emilim:

    Diflukortolon valerat ciltde hızlı olarak absorbsiyona uğrar, bu yüzden etkisinin başlama süresi kısadır. Kapalı pansuman ile cildin hidrasyonunun artması, kortikosteroidi çözücü maddeler içeren taşıyıcı kullanılması, cilt veya mukoza iltihabı, yükselmiş vücut sıcaklığı gibi faktörlere bağlı olarak stratum corneum'a penetrasyon artmaktadır. Diflukortolon valeratın perkütanöz absorpsiyonu düşüktür ve topikal olarak uygulandığında, ciltte metabolik olarak inaktive edilmez. Sistemik absorpsiyonu takiben, hızlıca karaciğerde metabolize olur.

    Perkütanöz absorbsiyon; ön kolda %1, saçlı deride %4, alında %7 ve skrotal bölgede %36'dır. Dağılım:

    Veri yoktur.

    Biyotransformasyon:

    Sistemik absorpsiyonu takiben, hızlıca karaciğerde konjuge olmayan steroidleri, glukronidleri ve sülfatları şeklindeki 7 farklı metabolitine metabolize olur.

    Eliminasyon:

    Safra (%25) ve böbrekler (%75) yoluyla tamamen atılır.

    Doğrusallık/ doğrusal olmayan:

    Veri yoktur.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Dermal ve subkütan uygulamaları takiben gerçekleştirilen sistemik tolerans çalışmalarında diflukortolon valerat, glukokortikoidler için tipik bir etki göstermiştir. Bu çalışmalara bağlı olarak; geniş alanlarda uygulama veya tıkanıklık gibi zor koşullar altında dahi diflukortolon valerat preparatlarının kullanımı sonucu tipik glukokortikoidlerin kullanımına bağlı olarak gelişen yan etkilerden başka herhangi bir yan etki gelişmediği sonucuna varılabilir.

    Diflukortolon valerat ile gerçekleştirilen embriyotoksisite çalışmaları glukokortikoidler için tipik sonuçlara ulaşılmıştır yani embriyoletal ve / veya teratojenik etkiler uygun test sistemine dahildir. Bu sonuçtan yola çıkarak, diflukortolon valerat reçete edilirken özellikle dikkat edilmelidir.

    Diflukortolon valerat için, in vitro ve in vivo koşullarda bakteri ve memeli hücrelerle çalışarak genlerde ve kromozomlarda mutasyon varlığını tespit etmek üzere gerçekleştirilen gen mutasyon araştırmaları sonucu diflukortolon valeratın mutajenik etkisi olmadığı tespit edilmiştir.

    Diflukortolon valerat için tümör oluşturma etkisi üzerine spesifik bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. Diflukortolon valeratın direkt olarak dermal uygulanmasını takiben sistemik etkili immunosupresif doza ulaşılmamakta ve tümörlerin oluşumu üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

    Bölgesel tolerans çalışmalarının sonuçları göstermiştir ki, tekrarlayan dermal uygulamalar sonucunda glukokortikoidlere özgü görülen yan etkilerden farklı herhangi bir dermal değişiklik oluşmamaktadır.

    Ağız Kanseri Ağız Kanseri Ağız kanserinin en yaygın türleri, dudak, dil, dişetidir. Nadiren yanak içi veya damak bölgelerini de içine alır. HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur.