SUPRAX-DT 400 mg disperse olabilen 10 tablet Farmakolojik Özellikler

Sefiksim }

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapötik grup: Diğer beta-laktam antibakteriyeller, üçüncü kuşak sefalosporinler.. ATC kodu: J01DD08

    Etki mekanizması:

    SUPRAX®, çok çeşitli Gram-pozitif ve Gram-negatif organizmalara karşı belirgin in vitro

    bakterisidal aktiviteye sahip, üçüncü kuşak bir oral sefalosporindir.

    Streptococcus pneumoniae, Streptococcus pyogenes, Escherichia coli, Proteus mirabilis, Kliebsiella türleri, Haemophilus influenzae (beta-laktamaz pozitif ve negatif), Moraxella catarrhalis (beta-laktamaz pozitif ve negatif) ve Enterobacter türleri de dahil yaygın olarak görülen patojenlerin neden olduğu enfeksiyonlarda klinik etkililik kanıtlanmıştır. SUPRAX®, beta-laktamaz enzimleri varlığında ileri derecede stabildir.

    Enterokokların çoğu suşu (Streptococcus faecalis, D grubu Streptokoklar) ve Stafilokoklar (koagülaz pozitif ve negatif suşlar ve metisiline dirençli suşlar dahil) SUPRAX®'a karşı dirençlidir. Ayrıca, Pseudomonas, B. fragalis, Listeria monocytogenes ve Clostridia suşlarının çoğu SUPRAX®'a karşı dirençlidir.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Genel özellikler

    Emilim

    400 mg sefiksimin oral yoldan alınmasından 3-4 saat sonra 2,5 ile 4,9 mcg/mL ortalama maksimum serum konsantrasyonları oluşur.

    Dağılım

    Sefiksimin serum albuminine bağlanma oranı yaklaşık olarak %65 civarındadır.

    Sefiksimin vezikül sıvısındaki konsantrasyonu serumdakinden biraz daha yüksek ölçülmüştür (ortalama olarak eş zamanlı serum konsantrasyonunun %133'ü kadar), ancak, doruk konsantrasyonu serumdan 6,7 saat sonra elde edilmiştir.

    Sefiksimin 400 mg tek doz uygulamasından sonra önemli patojenlerin MIC değerlerini 24 saatten daha uzun bir süre aşan idrar konsantrasyonları oluşmaktadır.

    Safrada yüksek konsantrasyonlara ulaşılmaktadır. Kolesistektomi öncesi 2 gün süreyle 2x200 mg/gün sefiksim uygulanan hastalarda son dozdan 13-17 saat sonra safrada ortalama konsantrasyon olarak 199,3 mcg/mL saptanmıştır.

    Aşağıdaki vücut doku ve sıvılarına ilişkin konsantrasyonlar da saptanmıştır:

    4 mg/kg uygulamadan 5 saat sonra sağ tonsilde ortalama 0,74 mcg/g, sol tonsilde ise 0,53 mcg/g; akciğer dokusunda 200 mg uygulamadan 7,8 saat sonra 0,99 mcg/g, 400 mg uygulamadan sonra ise 1,76 mcg/g; birkaç gün 2x100 mg/gün uygulamayı takiben son dozdan 2-3 saat sonra orta kulak akıntısında >1 mcg/mL; 200 mg uygulamadan 2-4 saat sonra sinüs mukozasında 1,2-1,4 mcg/g; balgamda 100 mg uygulamadan sonra 0,02-0,05 mcg/mL.

    Biyotransformasyon

    Sefiksimin metabolize olduğuna ilişkin herhangi bir veri bulunmamaktadır.

    Eliminasyon

    Eliminasyon yarılanma süresi 3-4 saattir ve bu durum uygulanan doz ve galenik formülasyondan bağımsızdır.

    Oral yoldan 200 ile 400 mg uygulamadan sonra 24 saat içinde alınan miktarın %10-20'sinin değişmeksizin idrarla elimine edildiği saptanmıştır ki bu emilen miktarın %50-55'ini temsil etmektir.

    Sefiksimin safra ile atılım oranı yaklaşık olarak %10 civarındadır. Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:

    Veri bulunmamaktadır.

    Hastalardaki karakteristik özellikler

    Yaşlılar:

    Sağlıklı yaşlılarda (64 yaş üstü) ve gönüllü gençlerde (11-35) sefiksimin famakokinetiği 5 gün boyunca günde bir kez 400 mg doz uygulanarak karşılaştırılmıştır. Ortalama Cve EAA değerleri yaşlılarda biraz daha yüksektir. Yaşlı hastalara genel popülasyonla aynı doz verilebilir.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Parenteral uygulamadan sonra 3,5 g/kg ile 10 g/kg arası LD50 değerleri gözlenmiştir, oral uygulamadan sonra 10 g/kg'lik maksimum dozlar genellikle tolere edilmiştir.

    Toksisite çalışmalarında mükerrer uygulamada gastrointestinal sistem ve böbreklerde madde bağımlı etki gözlenmiştir. Diğer sefalosporinler gibi sefiksim de potensiyel olarak nefrotoksik kabul edilir.

    3 haftalık köpeklere oral yoldan 400 mg/kg/gün dozunda 5 hafta süreyle sefiksim uygulaması böbreklerde tübüler epitel nekrozuna yol açmıştır. Bu çalışmada non-toksik doz

    100 mg/kg/gün olarak saptanmıştır ki bu da normal terapötik dozun yaklaşık 15 katı civarındadır. Erişkin köpeklere 14 gün süreyle 1 g/kg/gün dozunda sefiksimin intravenöz uygulanmasından sonra nefrotoksisitenin histolojik belirtileri (önce nekroz sonrasında ise renal tübüllerin rejenerasyonu) gözlenmiştir.

    Sıçanlarda, sefiksimin 1 yıl süreyle 1 g/kg/gün dozunda uygulanması böbrek ağırlığında artış ve proteinüri ile birlikte kronik nefropatiye yol açmıştır. Tarif edilen diğer bulgular çekum genişlemesi ya da büyümesi olmuştur ki bu, antibiyotik kullanımına bağlı olarak bilinen bir durumdur.

    Tavşanlarda, sefiksim küçük dozlarda bile toksisiteye yol açmıştır, bu durum her şeyden önce Gram pozitif barsak florasındaki bozulmalara bağlı olmuştur.

    Sıçanlarda ve tavşanlarda tek doz ya da birkaç parenteral uygulamadan sonra proksimal renal

    tübüllerdeki toksik etki için eşik değer 500 mg/kg/gün olarak belirlenmiştir.

    Üç hayvan türünde (sıçan, fare, tavşan) yapılan çalışmalarda teratojenik özelliğe ilişkin herhangi bir bulgu görülmemiştir. Sıçanlarda perinatal ya da postnatal gelişimde veya fertilite üzerinde olumsuz bir etki görülmemiştir. Sefiksim plasentayı geçer. Umblikal kord kanındaki konsantrasyonlar maternal serum konsantrasyonunun 1/6 – 1/2‘si kadardır. İnsan sütünde sefiksim saptanmamıştır. Gebelik ve laktasyon döneminde uygulanmasına ilişkin sadece sınırlı veri bulunmaktadır.

    Çeşitli in vitro ve in vivo testler negatif çıkmıştır. Sefiksimin insanlarda herhangi bir mutajenik etkisi güvenilir bir şekilde ekarte edilmektedir.

    Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır. Lösemi Kan Kanseri Lösemi Kan Kanseri Lösemi, kan kanseridir ve vücudunun kan oluşturan dokularının hastalanması anlamına gelir. Birçok lösemi türü vardır; bazı lösemi türleri çocuklarda bazıları da yetişkinlerde sık görülür.