SOLIAN 200 mg 60 tablet {Sanofi} { 8699809018563 } Klinik Özellikler

Amisulpirid }

Sinir Sistemi > Antipsikotikler > Amisülpirid
Sanofi Sağlık Ürünleri Ltd.Şti | 2 August  2013

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    SOLİAN, negatif semptomların baskın olduğu durumlar dahil, pozitif semptomların (ör., delüzyonlar, halüsinasyonlar, düşünce bozukluğu) ve/veya negatif semptomların (ör., duygulanım küntleşmesi, duygusal ve sosyal olarak içe dönme) görüldüğü, özellikle akut ya da kronik şizofrenik rahatsızlıklar dahil olmak üzere, psikozların tedavisinde endikedir.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

    Günlük doz ï‚£ 400 mg ise genellikle günde tek doz şeklinde, > 400 mg ise günde iki defada uygulanır.

    Baskın negatif epizotlar:

    Tavsiye edilen dozaj 50 mg/gün ila 300 mg/gün'dür. Dozlar bireysel olarak ayarlanmalıdır. En uygun doz günde yaklaşık 100 mg'dır.

    Pozitif ve negatif semptomlu mikst epizotlar:

    Tedavinin başlangıcında, pozitif semptomların kontrol altına alınmasını sağlayacak bir dozaj, yani 400 ila 800 mg/gün uygulanmalıdır.

    Bundan sonra dozaj, etkili en düşük dozu elde etmek üzere, hastanın yanıtına göre bireysel olarak ayarlanmalıdır.

    Akut psikotik epizotlar:

    Tedavinin başlangıcında:

      Oral yoldan tavsiye edilen dozaj 400 ila 800 mg/gün'dür; en yüksek doz hiçbir zaman 1200 mg'ı aşmamalıdır.

      Bundan sonra:

      4.3. Kontrendikasyonlar

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        Potansiyel olarak ölümcül nöroleptik malign sendrom:

        Diğer nöroleptiklerle olduğu gibi, nöroleptik malign sendrom (NMS) oluşabilir. Bu durum yüksek ateş, kas rijiditesi, otonomik disfonksiyon, bilinçte bozukluk, rabdomiyoliz ve yüksek kreatin fosfokinaz (CPK) değerleri ile karakterizedir ve potansiyel olarak ölümcüldür. Bir hasta, özellikle günlük yüksek dozlarda NMS'yi düşündüren belirti ve semptomlar geliştirirse veya açıklanamayan hipertermi sergilerse, amisülpirid dahil tüm antipsikotik tedaviler kesilmelidir.

        Rabdomiyoliz, nöroleptik malign sendromu olmayan hastalarda da gözlenmiştir.

        QT aralığı uzaması:

        Amisülpirid doza bağlı QT aralığı uzamasını indükler. Bu etkinin, bradikardi, hipokalemi veya konjenital veya edinilmiş QT aralığı uzaması (QTc aralığını arttıran ilaçlarla birlikte kullanım) olan hastalarda Torsades de Pointes gibi ciddi bir ventriküler aritmi başlama riskini potansiyalize ettiği bilinir (bkz. Bölüm 4.8).

        Eğer klinik durum elveriyorsa, herhangi bir uygulamadan önce, bu tür bir aritminin başlamasını kolaylaştırabilecek herhangi bir faktörün bulunmadığından emin olunması tavsiye edilir:

          55 atım/dk'dan daha yavaş bir bradikardi.

          4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          + Sedatif ilaçlar:

          Birçok ilaç veya maddenin merkezi sinir sistemi üzerinde depresyonu arttırıcı etkileri olabilir ve dikkatin azalmasına katkıda bulunabilir. Bu amisülpirid kullanan hastalarda dikkate alınmalıdır. Bu ilaçlar/maddeler morfin türevleri (analjezikler, öksürük kesiciler ve yerine koyma tedavileri), nöroleptikler, barbitüratlar, benzodiazepinler, benzodiazepinler dışındaki anksiyolitikler (örn. meprobamat), hipnotikler, sedatif antidepresanlar (amitriptilin, doksepin, mianserin, mirtazapin, trimipramin), sedatif H1 grubu antihistaminikler, santral etkili antihipertansif ajanlar, baklofen ve talidomid.

          + Torsades de Pointes'i tetikleme olasılığı olan ilaçlar:

          Bazı antiaritmik ve non-antiaritmik ilaçlar bu ciddi kardiyak ritim bozukluğuna neden olabilirler. Bradikardi (bkz. Bradikardi tetikleyici ilaçlar) veya var olan konjenital veya edinilmiş QT aralığı uzaması gibi hipokalemi (bkz. Potasyum azaltıcı ajanlar) de kolaylaştırıcı bir faktördür.

          Sınıf Ia ve III antiaritmikler ve belirli nöroleptikler bu advers etkiye neden olabilecek ilaçlara dahildir.

          Aynı zamanda, bu sınıflara ait olmayan diğer ajanlarda ilişkilidir.

          Dolasetron, eritromisin, spiramisin ve vinkamin'in sadece parenteral uygulanan formları bu etkileşimle ilgilidir.

          İki torsadojenik ilacın birlikte uygulanması genel olarak kontrendikedir.

          Bununla beraber, bu torsadojenik ilaçlardan bazıları, kullanılmaları kaçınılmaz olduğundan istisnadırlar ve bu durumda kombinasyon halinde kullanılması basitçe önerilmez. Bu torsadojenik ilaçlar şunları içerir: metadon, hidroksiklorokin, antiparaziter ajanlar (klorokin, halofantrin, lumefantrin, pentamidin), nöroleptikler.

          Ancak, sitalopram, essitalopram, domperidon, hidroksizin ve piperakin bu istisnalar arasında bulunmamaktadır ve bu nedenle tüm torsadojenik ilaçlar ile birlikte uygulanması kontrendikedir.

          Kontrendike olan kombinasyonlar:

          + Non-antiparkinson dopamin agonistleri (kabergolin, kuinagolid): Dopamin agonistleri ve nöroleptikler arasında karşılıklı antagonizma.

          + Sitalopram, essitalopram, domperidon, hidroksizin, piperakin Artmış ventriküler aritmi riski, özellikle Torsades de Pointes.

          Tavsiye edilmeyen kombinasyonlar:

          + Torsades de Pointes'i tetikleyebilecek antiparaziter ilaçlar (klorokin, halofantrin, lumefantrin, pentamidin):

          Artmış ventriküler aritmi riski, özellikle Torsades de Pointes. Eğer mümkünse, iki tedaviden birine devam edilmelidir.

          Eğer birlikte uygulamadan kaçınılamıyorsa, QT açısından ön inceleme yapılmalı ve EKG izlenmelidir.

          + Antiparkinson dopamin agonistleri (amantadin, apomorfin, bromokriptin, entakapon, lisurid, pergolid, piribedil, pramipeksol, rasagilin, ropinirol, rotigotin, selejilin, tolkapon):

          Dopamin agonistleri ve nöroleptikler arasında karşılıklı antagonizma bulunmaktadır.

          Dopamin agonistleri psikotik bozukluklara neden olabilir veya psikotik bozuklukları daha kötüleştirebilir. Eğer dopamin agonistleri ile parkison tedavisi gören hastalarda nöroleptikler ile tedavi gerekirse, bu dopamin ajanları kademeli olarak azaltılmalıdır (aniden kesme hastayı “nöroleptik malign sendrom†riskine maruz bırakabilir).

          + Torsades de Pointes'i tetikleyici diğer ilaçlar: sınıf Ia antiaritmitikler (kinidin, hidrokinidin, disopramid) ve sınıf III antiaritmitikler (amiodaron, dronedaron, sotalol, dofetilid, ibutilid) ve arsenik bileşikleri, difemanil, I.V. dolasetron, I.V. eritromisin, levofloksasin, mekitazin, I.V. spiramisin, toremifen, vandetanib gibi diğer ilaçlar:

          Artmış ventriküler aritmi riski (özellikle Torsades de Pointes riski) bulunmaktadır.

          + Torsades de Pointes'i tetikleyici diğer nöroleptikler (klorpromazin, siyamemazin, droperidol, flupentiksol, flufenazin, haloperidol, levomepromazin, pimozid, pipamperon, pipotiazin, sülpirid, sultoprid, tiaprid, zuklopentiksol):

          Artmış ventriküler aritmi riski, özellikle Torsades de Pointes.

           Alkol (içecek veya yardımcı madde):

          Bu tip ilaçların sedatif etkilerinin artmasını tetikleyebilir.

          Dikkat azalması araç ve makine kullanımını tehlikeli hale getirebilir.

          Alkollü içeceklerin ve alkol içeren tıbbi ürünlerin tüketilmesinden kaçınılmalıdır.

          + Levodopa:

          Levodopa ve nöroleptikler arasında karşılıklı antagonizma.

          Parkinson hastalarında, her bir ilacın etkili en düşük dozu kullanılmalıdır.

          + Metadon:

          Artmış ventriküler aritmi riski, özellikle Torsades de Pointes.

          + Sodyum oksibat:

          Merkezi sinir sistemi baskılayıcı etkisini artırma.

          Dikkat azalması araç ve makine kullanımını tehlikeli hale getirebilir.

          + Hidroksiklorokin

          Özellikle Torsades de Pointes olmak üzere, ventriküler aritmi riskinde artış bulunmaktadır.

          Kullanım tedbirleri gerektiren kombinasyonlar:

          + Anagrelid:

          Artmış ventriküler aritmi riski, özellikle Torsades de Pointes.

          Bu ajanlar birlikte uygulanırken, klinik ve EKG izlemi gereklidir.

          + Azitromisin, siprofloksasin, klaritromisin, levofloksasin, norfloksasin, roksitromisin: Artmış ventriküler aritmi riski, özellikle Torsades de Pointes.

          Bu ajanlar birlikte uygulanırken, klinik ve EKG izlemi gereklidir.

          + Kalp yetmezliğinde beta-blokerler (bisoprolol, karvedilol, metoprolol, nebivolol): Artmış ventriküler aritmi riski, özellikle Torsades de Pointes.

          İlaveten, vazodilatör etki ve hipotansiyon riski, özellikle postural hipotansiyon (aditif etki)

          Klinik ve EKG izlemi gereklidir.

          + Bradikardi tetikleyici ilaçlar (özellikle sınıf Ia antiaritmikler, beta-blokerler, bazı sınıf

          III antiaritmikler, bazı kalsiyum kanal blokerleri, digitalis glikozitleri, pilokarpin, antikolinesterazlar):

          Artmış ventriküler aritmi riski, özellikle Torsades de Pointes. Klinik ve EKG izlemi gereklidir.

          + Potasyum azaltıcı ajanlar (potasyum azaltıcı diüretikler, tek başına veya kombinasyon halinde, stimüle edici laksatifler, glukokortikosteroidler, tetrakosaktidler ve I.V. amfoterisin B):

          Artmış ventriküler aritmi riski, özellikle Torsades de Pointes.

          Uygulamadan önce herhangi var olan hipokalemi düzeltilmelidir ve klinik, elektrolit ve EKG açısından izleme yapılmalıdır.

          + Lityum:

          Nöroleptik malign sendrom veya lityum zehirlenmesini düşündüren nöropsikiyatrik belirtilerin nüksetmesi riski. Özellikle birlikte uygulama başlangıcında, düzenli olarak klinik ve laboratuvar izlem gereklidir.

          + Ondansetron:

          Artmış ventriküler aritmi riski, özellikle Torsades de Pointes.

          Bu ajanlar birlikte uygulanırken, klinik ve EKG izlemi gereklidir. Dikkate alınması gereken kombinasyonlar:

          + Diğer sedatif ilaçlar

          Merkezi sinir baskılayıcı etkide artış.

          Dikkat azalması araç ve makine kullanımını tehlikeli hale getirebilir.

          + Orlistat

          Orlistat ile birlikte uygulandığında, tedavinin başarısız olması riski.

          4.6. Gebelik ve laktasyon

          Gebelik kategorisi: B

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar /Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) SOLİAN'ın gebelik döneminde kullanımının güvenliliği kanıtlanmamıştır. Bu sebeple, ilacın yararlarının potansiyel risklerinden fazla olduğu kanıtlanmadığı müddetçe, çocuk doğurma potansiyeli olan ve etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmayan kadınlarda SOLİAN kullanımı önerilmemektedir.

          Gebelik dönemi:

          Sınırlı sayıda gebelikte maruz kalma olgularından gelen veriler, SOLİAN'ın gebelik üzerinde ya da fetusun/yeni doğan çocuğun sağlığı üzerinde advers etkileri olduğunu göstermemektedir. Bugüne kadar herhangi önemli bir epidemiyolojik veri elde edilmemiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, üreme toksisitesi olduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.

          Amisülpiridin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin mevcut veriler sınırlıdır. Bu nedenle gebelik süresince SOLİAN kullanımının güvenliliği kanıtlanmamıştır.

          Amisülpirid plasentayı geçer.

          Hayvan çalışmaları üreme toksisitesi göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3).

          İlacın yararları potansiyel risklerinden fazla olduğu kanıtlanmadığı müddetçe, gebelikte ve etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmayan çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda amisülpirid kullanımı tavsiye edilmemektedir.

          Gebeliğin üçüncü trimesterinde SOLİAN da dahil olmak üzere antipsikotik ilaçlara maruz kalan yeni doğanlar, doğumu takiben şiddeti ve süresi değişebilen, anormal kas hareketleri (ekstrapiramidal işaretler/ekstrapiramidal semptomlar) ve/veya ilaç kesilme semptomları açısından risk altındadırlar (bkz. Bölüm 4.8). Bu semptomlar ajitasyon, hipertoni, hipotoni, tremor, somnolans, respiratuar distres veya beslenme bozukluklarını içermektedir. Bu nedenle yenidoğanlar dikkatli bir şekilde izlenmelidir.

          Laktasyon dönemi:

          Amisülpiridin önemli bir miktarı anne sütü ile atılmaktadır. Bazı vakalarda bu miktar anne ağırlığına göre ayarlanan dozun kabul edilebilir %10'luk miktarını aşmaktadır; bununla beraber emzirilen bebeklerdeki kan konsantrasyonları değerlendirilmemiştir. Amisülpiridin yenidoğan/bebekler üzerindeki etkilerine ilişkin yeterli bilgi bulunmamaktadır.

          Emzirmenin bırakılması ya da amisülpirid alımının durdurulması yönünde karar verilirken emzirmenin bebeğe olan faydasına karşı amisülpirid tedavisinin anneye olan yararı dikkate alınmalıdır.

          Üreme yeteneği/ Fertilite

          Hayvanlarda yapılan çalışmalarda ürünün farmakolojik özellikleriyle (prolaktinin aracılık ettiği etkiler) ilgili olarak fertilitede düşüş gözlenmiştir.

          4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

          Özellikle araç ve makine kullanan hastalar bu ilaçla ilişkili olarak uyku hali ve bulanık görme riskine dair uyarılmalıdır (bkz. Bölüm 4.8).

          4.8. İstenmeyen etkiler

          Görülme sıklığına göre aşağıdaki başlıklara uygun olarak sıralanan istenmeyen etkiler aşağıda belirtilmektedir:

          Çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden yola çıkılarak tahmin edilemiyor).

          Kan ve lenf sistemi hastalıkları

          Yaygın olmayan: Lökopeni, nötropeni (bkz. Bölüm 4.4) Seyrek: Agranülositoz (bkz. Bölüm 4.4)

          Bağışıklık sistemi hastalıkları

          Yaygın olmayan: Alerjik reaksiyonlar

          Endokrin hastalıkları

          Yaygın: Amisulpirid, plazma prolaktin düzeylerinde ilaç kesildikten sonra geri dönüşlü olan bir artışa neden olmaktadır. Bu, galaktore, amenore, jinekomasti, mastalji ve erektil disfonksiyona yol açabilir.

          Seyrek: Prolaktinoma gibi benign hipofiz bezi tümörü (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4)

          Metabolizma ve beslenme hastalıkları

          Yaygın olmayan: Hiperglisemi (bkz. Bölüm 4.4), hipertrigliseridemi, hiperkolesterolemi Seyrek: Hiponatremi, uygunsuz antidiüretik hormon sekresyonu sendromu (SIADH)

          Psikiyatrik hastalıkları

          Yaygın: Uykusuzluk, anksiyete, ajitasyon, cinsel soğukluk Yaygın olmayan: Konfüzyon

          Sinir sistemi hastalıkları

          Çok yaygın: Ekstrapiramidal semptomlar oluşabilir: Tremor, hipertoni, hipokinezi, hipersalivasyon, akatizi, diskinezi. Bu semptomlar optimal dozajlarda genellikle orta şiddettedir ve antiparkinson ilaçlar uygulandığında amisülpirid kesilmeksizin kısmen geri dönüşlüdür. Ekstrapiramidal semptomların insidansı dozla ilişkili olup, negatif semptomların baskın olduğu hastaların 50-300 mg/gün dozlarla tedavisinde son derecede düşüktür.

          Yaygın: Somnolans, akut distoni (spazmodik tortikolis, okülojirik krizler, trismus, vb.) görülebilir. Bu durum, tedavinin kesilmesini gerektirmeyip, antikolinerjik antiparkinson bir ilaç ile tedavi edildiğinde geri dönüşümlüdür.

          Yaygın olmayan: Nöbetler, çoğunlukla uzun süreli uygulamadan sonra, esas olarak dil ve/veya yüzün ritmik, istemsiz hareketleriyle karakterize olan tardif diskinezi bildirilmiştir. Antikolinerjik antiparkinson ilaçlar etkisizdir ya da semptomların şiddetlenmesine yol açabilir.

          Seyrek: Potansiyel olarak ölümcül bir komplikasyon olan nöroleptik malign sendrom (bkz. Bölüm 4.4).

          Bilinmiyor: Huzursuz bacak sendromu

          Göz hastalıkları

          Yaygın: Bulanık görme (bkz. Bölüm 4.7)

          Kardiyak hastalıkları

          Yaygın olmayan: Bradikardi

          Seyrek: QT aralığında uzama, Torsades de Pointes gibi ventriküler aritmiler, ventriküler fibrilasyon veya kardiyak arrest ile sonuçlanabilecek ventriküler taşikardi, ani ölüm (bkz. Bölüm 4.4.).

          Vasküler hastalıkları

          Yaygın: Hipotansiyon

          Yaygın olmayan: Kan basıncında artış

          Seyrek: Antipsikotik ilaçlarla, bazen ölümcül olabilen pulmoner embolizm ve derin ven trombozunu içeren venöz tromboembolizm vakaları raporlanmıştır (bkz. Bölüm 4.4).

          Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

          Yaygın olmayan: Nazal konjesyon, aspirasyon pnömonisi (esas olarak diğer antipsikotikler ve MSS depresanları ile ilişkili)

          Seyrek: Uyku apnesi sendromu

          Gastrointestinal hastalıklar

          Yaygın: Konstipasyon, bulantı, kusma, ağız kuruluğu.

          Hepato-bilier hastalıkları

          Yaygın olmayan: Hepatoselüler hasar

          Deri ve deri altı doku hastalıkları Seyrek: Anjiyoödem, ürtiker Bilinmiyor: Fotosensitivite reaksiyonları

          Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

          Yaygın olmayan: Osteopeni, osteoporoz Bilinmiyor: Rabdomiyoliz

          Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

          Yaygın olmayan: Üriner retansiyon

          Gebelik, pueperiyum durumları ve perinatal hastalıklar

          Bilinmiyor: Yenidoğanda ilaç kesilme sendromu (bkz. Bölüm 4.6)

          Araştırmalar

          Yaygın: Kilo artışı

          Yaygın olmayan: Başlıca transaminazlarda olmak üzere, karaciğer enzimlerinde artış Bilinmiyor: Kan kreatin fosfokinaz aktivitesinde artış

          Yaralanma ve zehirlenme

          Bilinmiyor: Dengeyi bozan olumsuz etkiler nedeniyle düşmeler

          Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

          Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirilmesi gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

          Belirtiler:

          Bugüne kadar, SOLİAN ile doz aşımına ilişkin deneyim sınırlıdır.

          Bildirilen belirtiler ve semptomlar genellikle tıbbi ürünün farmakolojik etkilerindeki artışın bir sonucudur; ortaya çıkan klinik tablo uyuşukluk, sedasyon, hipotansiyon, ekstrapiramidal semptomlar ve komayı içerir.

          Diğer antipsikotik ajanlar ile birlikte kullanımında ölümle sonuçlanan vakalar rapor edilmiştir.

          Tedavi:

          Akut doz aşımı durumunda, birden fazla ilacın alınmış olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Amisülpirid yetersiz ölçüde diyaliz olduğundan hemodiyalizle elimine edilemez. Amisülpiridin bilinen, özgün bir antidotu yoktur. Uygun destekleyici önlemler alınmalıdır:

            Yaşamsal belirtiler yakından izlenmelidir.

            Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. Asperger Sendromu Asperger Sendromu Asperger sendromu, otistik gurubun bir bölümü olan bir özürdür. Bu genelde, gurubun daha ”yüksek” tarafında yer aldığı düşünülen kişilere uygun bir tanıdır.