SKINOREN % 20 30 gr krem { Abdi İbrahim İlaç } Farmakolojik Özellikler

Azelaik Asit }

Dermatolojik İlaçlar > Sivilce İlaçları > Azelaik asit
Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. | 19 May  2020

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapötik grup: Topikal kullanılan diğer anti-akne preparatları ATC Kodu: D10AX03

    SKİNOREN 'in antimikrobik etkisinin ve foliküler hiperkeratoz üzerine doğrudan etkisinin akne tedavisindeki etkinliğinin temeli olduğu düşünülmektedir.

    Klinik olarak, Propionibacterium acnes'in koloni yoğunluğunda ve bunların akne oluşumunu artıran yağ asitleri fraksiyonunda belirgin biçimde azalma gözlemlenmiştir.

    Azelaik asit, keratinositlerin proliferasyonunu in vitro ve in vivo olarak inhibe eder ve aknede bozulmuş olan terminal epidermal farklılaşma sürecini normalize eder. Tavşan kulağı modelinde azelaik asit tetradekanın indüklediği komedonların komedolizini hızlandırır.

    Azelaik asidin anormal melanositlerin canlılık ve büyümeleri üzerine doza ve zamana bağlı inhibitör etkisi deneysel sonuçlarla gösterilmiştir. Buna neden olan moleküler mekanizmalar tam olarak açıklanabilmiş değildir. Güncel veriler, azelaik asidin melazma tedavisindeki etkisinin DNA sentezinin ve/veya anormal melanositlerin hücresel solunumunun inhibisyonu yolu ile olduğunu ortaya koymaktadır.

    Bir yıla kadar sürekli uygulama süresine ilişkin klinik deneyim bulunmaktadır.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Emilim: Kremin lokal uygulanmasından sonra azelaik asit derinin tüm tabakalarına nüfuz eder. Penetrasyon hasarlı deride, sağlıklı deriye göre daha hızlıdır.

    Dağılım: 1 g azelaik asidin bir kez topikal uygulanmasından sonra uygulanan dozun toplam %3.6'sı perkütan olarak absorbe olmuştur.

    Biyotransformasyon: Deriden absorbe edilen azelaik asidin bir bölümü değişime uğramadan idrarla atılır.

    Eliminasyon: Geriye kalan bölümü, ï¢-oksidasyon yoluyla daha kısa zincirli dikarboksilik asitlere (C, C) parçalanmış olarak yine idrarda bulunmuştur.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Klinik dışı konvansiyonel çalışmalardaki güvenlilik farmakolojisi, çoklu doz toksisitesi, kontakt aşırı duyarlılık, genotoksisite, üreme ve gelişim toksisitesine ilişkin veriler insanlara yönelik özel bir tehlike oluşturmadığını ortaya koymaktadır.

    Organogenez döneminde sıçanlara, tavşanlara ve sinomolgus maymunlarına oral yolla azelaik asit uygulanarak yapılan embriyofetal gelişim çalışmaları, bir miktar maternal toksisitenin belirlendiği dozlarda embriyotoksisite ortaya koymuştur. Teratojenik etki gözlemlenmemiştir. Embriyofetal NOAEL( yan etki görülmeyen doz seviyesi), sıçanlarda VKI (vücut kitle indeksi)'ya göre MRHD (maksimum önerilen insan dozu)'nin 32 katı, tavşanlarda VKI 'ya göre MRHD'nin 6,5 katı ve

    maymunlarda VKI 'ya göre MRHD'nin 19 katı olarak belirlenmiştir (bkz. Bölüm Gebelik ve laktasyon).

    Azelaik asidin sıçanlara gebeliğin 15. gününden doğum sonrası 21. güne kadar oral yolla uygulandığı perinatal ve postnatal gelişim çalışmasında, bir miktar maternal toksisiteye neden olan oral dozlarda fetüslerin postnatal gelişiminde hafif bozukluklar tespit edilmiştir. NOAEL, VKI 'ya göre MRHD'nin 3 katıdır. Bu çalışmada, fetüslerin cinsel gelişimi üzerinde etki görülmemiştir.

    Hayvanlarda doğurganlıkta azalmayla ilgili çalışmalarda, SKİNOREN'in terapötik kullanımı sırasında söz konusu riske dair herhangi bir kanıt bulunmamıştır.

    Azelaik asit maymunlarda ve tavşanlarda gözle temas ettiğinde, orta derece ve şiddetli irritasyon bulguları kaydedilmiştir. Bu nedenle, gözle temastan kaçınılmalıdır.

    İntravenöz yolla uygulanan azelaik asit sinir sistemi (Irwin testi), kardiyovasküler fonksiyon, aracı metabolizma, düz kaslar ve karaciğer ve böbrek fonksiyonu üzerinde etki oluşturmamıştır.

    Mesane Kanseri Mesane Kanseri Mesane kanseri her zaman mukozada başlar. Erken safhalarda bu tabakada sınırlı kalır ve hücre içindeki karsinom olarak nitelendirilir. Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir.