SEFBAKTAM 0.5 gr enjektabl flakon Klinik Özellikler

Sulbaktam Sodyum + Sefoperazon Sodyum }

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    SEFBAKTAM, duyarlı organizmaların meydana getirdiği aşağıda görülen enfeksiyonların

    tedavisinde endikedir.

    Solunum yolları enfeksiyonları (üst ve alt)

    İdrar yolu enfeksiyonları (üst ve alt)

    Peritonit, kolesistit, kolanjit ve diğer karın boşluğu enfeksiyonları

    Septisemi Menenjit

    Cilt ve yumuşak doku enfeksiyonları Kemik ve eklem enfeksiyonları

    Enflamatuvar pelvik hastalık, endometrit, gonore ve diğer genital yol enfeksiyonları.

    Enfeksiyonların çoğu geniş etki spektrumundan ötürü tek başına SEFBAKTAM ile yeterli şekilde tedavi edilebilir. Bununla beraber, kombine tedavi endikasyonu mevcutsa, SEFBAKTAM diğer antibiyotiklerle beraber kullanılabilir. Şayet birlikte bir aminoglikozit kullanılacaksa (bkz. Bölüm 6.2.) tedavi süresince renal fonksiyonlar kontrol edilmelidir (bkz. Bölüm 4.2.).

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

    Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde: SEFBAKTAM'ın mutat yetişkin günlük dozu aşağıdaki tablodaki gibidir ve 12 saatlik aralarla eşit bölünmüş dozlar halinde (sabah ve akşam 1-2 flakon SEFBAKTAM 0,5 g) uygulanır.

    Ticari adı

    Eşdeğer dozu (g)

    sefoperazon+sulbaktam

    Total Doz (g)

    Seyreltici hacmi (mL)

    Maksimum nihai konsantrasyon (mg/mL)

    SEFBAKTAM 0,5 g

    0,5+ 0,5

    1

    4

    125 + 125

    Şiddetli veya inatçı enfeksiyonlarda günlük total SEFBAKTAM dozu 8 g'a kadar 1:1 oranında (4 g sefoperazon aktivitesi gibi) yükseltilebilir veya 12 g'a kadar 2:1 oranında (8 g sefoperazon aktivitesi gibi) yükseltilebilir. 1:1 oranında alan hastalara gerekirse daha fazla sefoperazon ayrı olarak verilebilir.

    Sulbaktamın tavsiye edilen günlük maksimum dozu 4 g'dır.

    Uygulama şekli:

    Damar veya kas içine uygulanır.

    Yapılan çalışmalarda SEFBAKTAM'ın mL'de 10 mg sefoperazon ve 5 mg sulbaktamdan mL'de

    250 mg sefoperazon ve 125 mg sulbaktama kadar olan değişik konsantrasyonlarında; enjeksiyonluk su, %5 dekstroz, izotonik tuzlu su, %0,225 tuzlu su içinde %5 dekstroz, izotonik tuzlu su içinde %5 dekstroz mayileri ile geçimli olduğu gösterilmiştir.

    İntravenöz uygulama

    Aralıklı infüzyonda, her SEFBAKTAM flakonu, (tabloda gösterilen) uygun miktar %5 dekstroz / sudaki çözeltisi, %0,9 sodyum klorür enjeksiyonu veya enjeksiyonluk steril su ile sulandırıldıktan sonra ve 20 mL'ye aynı çözeltiyle seyreltildikten sonra 15 ila 60 dakikalık bir sürede uygulanır.

    Laktatlı Ringer çözeltisi intravenöz infüzyon için uygun bir araçtır fakat ilk sulandırma için uygun değildir (bkz. Bölüm 6.2 ve Bölüm 6.6.).

    Sulandırma için enjeksiyonluk su kullanılmalıdır. Steril enjeksiyonluk su ile sulandırmayı takiben (tabloda gösterilen) Laktatlı Ringer çözeltisi ile 5 mg/mL sulbaktam konsantrasyonuna seyreltilerek yapılan iki basamaklı bir seyreltme gereklidir (50 mL Laktatlı Ringer çözeltisi içinde ilk dilüsyondan 2 mL veya 100 mL Laktatlı Ringer çözeltisi içinde ilk dilüsyondan 4 mL kullanınız).

    İntravenöz enjeksiyon için her flakon yukarıda belirtildiği gibi sulandırılmalı, üç dakikadan az olmayan bir sürede tatbik edilmelidir.

    İntramusküler uygulama

    %2'lik lidokain hidroklorür intramüsküler uygulama için elverişli bir araçtır fakat ilk sulandırma için uygun değildir (bkz. Bölüm 6.2.). Sulandırma için enjeksiyonluk steril su kullanılmalıdır. 250 mg/mL veya daha fazla bir sefoperazon konsantrasyonu için steril su ve takiben %2 lidokain ile sonuçta yaklaşık %0,5 lidokain çözeltisi elde edecek şekilde iki aşamalı seyreltme gereklidir (bkz. Bölüm 6.2.).

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Karaciğer yetmezliği:

    Bkz. Bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri.

    Böbrek yetmezliği:

    Renal fonksiyonları belirgin azalma gösteren (kreatinin klirensi 30 mL/dak'dan az) hastalarda azalan sulbaktam klirensini kompanse etmek için SEFBAKTAM dozu ayarlanmalıdır. Kreatinin klirensi 15-30 mL/dak arasında olan hastalar 12 saatte bir maksimum 1 g sulbaktam dozu almalıdırlar (bu hastalarda maksimum günlük sulbaktam dozu 2 g'dır). Kreatinin klirensi 15 mL/dak'dan az olan hastalarda 12 saatte bir maksimum 500 mg sulbaktam (günde maksimum 1 g sulbaktam) dozu alınmalıdır. Şiddetli enfeksiyonlarda ayrıca ilave sefoperazon uygulaması gerekebilir.

    Sulbaktamın farmakokinetik profili hemodiyalizden önemli derecede etkilenir. Hemodiyaliz sırasında sefoperazon serum yarı ömrü hafifçe azalabilir. Bu sebepten dolayı dozlar, diyaliz süresini takip edecek şekilde ayarlanmalıdır.

    Pediyatrik popülasyon:

    SEFBAKTAM' ın çocuklarda günlük mutat dozu aşağıdaki tablodaki gibidir:

    Oran

    Sefoperazon/Sulbaktam mg/kg/gün

    Sulbaktam aktivitesi mg/kg/gün

    Sefoperazon aktivitesi mg/kg/gün

    1:1

    40-80

    20-40

    20-40

    2:1

    60-30

    40-20

    20-10

    Uygulama 6 veya 12 saatlik aralarla eşit bölünmüş dozlar halinde yapılır. Ciddi veya inatçı enfeksiyonlarda bu dozlar günde 160 mg/kg'a kadar 1: 1 oranında (sefoperazon aktivitesi olarak 80 mg/kg/gün) yükseltilebilir. Dozlar 2-4 eşit doza bölünerek uygulanır (bkz. Bölüm 4.4. ve bölüm 5.3.).

    Yeni doğan bebeklerde kullanım

    Yeni doğan bebeklerde hayatlarının ilk haftasında ilaç 12 saatte bir uygulanmalıdır. Pediyatride sulbaktamın maksimum günlük dozu 80 mg/kg/gün'ü geçmemelidir. 80 mg/kg/gün'den fazla sefoperazon aktivitesinin gerekli olduğu hallerde ilave olarak ayrıca sefoperazon uygulanmalıdır (bkz. Bölüm 4.4.).

    Geriyatrik popülasyon:

    Bkz. Bölüm 5.2.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    Penisilinler, sulbaktam, sefoperazon veya sefalosporinlerin herhangi birine alerjisi olduğu bilinen hastalarda SEFBAKTAM kontrendikedir.

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Aşırı duyarlılık

    Sefalosporin veya beta laktam ilaçlarla tedavi uygulanan hastalarda, ciddi ve ara sıra fatal aşırı duyarlılık (anafilaktik) reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar daha ziyade geçmişinde birçok alerjene aşırı hassasiyeti olan kişilerde meydana gelirler. Eğer alerjik bir reaksiyon meydana gelirse, ilaç kesilmeli, uygun tedavi başlatılmalıdır.

    Ciddi anafilaktik reaksiyonlar epinefrin ile hemen acil tedavi gerektirir. Oksijen, intravenöz

    steroidler ve entübasyon dahil hava yollarına müdahale gerektiği şekilde uygulanmalıdır.

    Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kullanım

    Sefoperazon yoğun olarak safra ile atılır. Karaciğer hastalığı ve/veya biliyer obstrüksiyonu olan hastalarda sefoperazonun üriner itrahı artmış ve serum yarı ömrü genellikle uzamıştır. Şiddetli hepatik disfonksiyon mevcudiyetinde bile, safrada terapötik konsantrasyonlar elde edilir ve ilacın yarı ömründe yalnızca 2-4 misli bir artma görülür.

    Şiddetli biliyer obstrüksiyon, şiddetli karaciğer hastalığı veya bunlarla birlikte renal disfonksiyon

    mevcutsa doz modifikasyonu gerekebilir.

    Hem hepatik disfonksiyon, hem de birlikte renal bozukluk olan kişilerde sefoperazon serum konsantrasyonları kontrol edilmeli ve gereğine göre doz ayarlanmalıdır. Bu vakalarda serum konsantrasyonları yakından takip edilemiyorsa günlük sefoperazon dozu 2 g'ı aşmamalıdır.

    Böbrek fonksiyon bozukluğunda kullanım

    Renal fonksiyonları belirgin azalma gösteren (kreatinin klirensi 30 ml/dak'dan az) hastalarda azalan sulbaktam klirensini kompanse etmek için SEFBAKTAM dozu ayarlanmalıdır.

    Kreatinin klirensi 15-30 mL/dak arasında olan hastalar 12 saatte bir maksimum 1 g sulbaktam dozu almalıdırlar (bu hastalarda maksimum günlük sulbaktam dozu 2 g'dır). Kreatinin klirensi 15 mL/dak'dan az olan hastalarda 12 saatte bir maksimum 500 mg sulbaktam (günde maksimum 1 g sulbaktam) dozu alınmalıdır. Şiddetli enfeksiyonlarda ayrıca ilave sefoperazon uygulaması gerekebilir.

    Sulbaktamın farmakokinetik profili hemodiyalizden önemli derecede etkilenir. Hemodiyaliz sırasında sefoperazon serum yarı ömrü hafifçe azalabilir. Bu sebepten dolayı dozlar, diyaliz süresini takip edilecek şekilde ayarlanmalıdır.

    Genel

    Diğer antibiyotiklerde de olduğu gibi, sefoperazon ile tedavi edilen hastaların birkaçında vitamin K eksikliği görülmüştür. Mekanizması, büyük bir ihtimalle, normalde bu vitamini sentezleyen bağırsak florasının baskılanmasına bağlanmıştır. Bu riske maruz kalanlar arasında yeterli

    beslenemeyen, malabsorbsiyon durumu gösteren (örn: Kistik fibrozis) veya uzun süreli intravenöz beslenmede olan hastalar vardır. Bu hastalarda ve antikoagülanlar ile tedavi gören hastalarda protrombin zamanı kontrol edilmeli ve gerekli ise eksojen vitamin K verilmelidir.

    Diğer antibiyotiklerle de olduğu gibi, uzun süre SEFBAKTAM uygulanması esnasında, duyarlı olmayan organizmaların aşırı üremesi görülebilir. Tedavi süresince hastalar dikkatle gözlenmelidir. Diğer güçlü sistemik ajanlarda olduğu gibi, uzun süreli tedaviler sırasında renal, hepatik ve hematopoetik sistemler dahil, organ ve sistem disfonksiyonu için periyodik kontroller yapılması tavsiye edilir. Bu, bilhassa yenidoğanlar, özellikle prematüre doğanlar ve diğer bebeklerde önemlidir.

    Clostridium difficile ile ilişkili diyare (CDAD), sulbaktam sodyum/sefoperazon sodyum dahil çoğu antibakteriyel ajanların kullanımıyla rapor edilmiştir ve hafif dereceli diyareden fatal kolite kadar değişkenlik gösterebilir. Antibakteriyel ajanlar ile tedavi, C. difficile'nin aşırı çoğalmasını sağlayacak şekilde kolonun normal florasını değiştirmektedir.

    C.difficile, CDAD'ya neden olan A ve B toksinleri üretir. C.difficile'in aşırı toksin üreten suşları, artmış morbidite ve mortaliteye sebep olur; bu enfeksiyonlar antimikrobiyal terapiye refrakter olabilirler ve kolektomiye gereksinim duyabilirler. CDAD antibiyotik kullandıktan sonra diyare gelişen tüm hastalarda dikkate alınmalıdır. CDAD'nın antibakteriyel ajanların verilişinden 2 ay sonraya kadar ortaya çıkabileceği rapor edildiği için özenli anamnez alınmalıdır.

    Bebeklerde kullanım

    Sefoperazon/sulbaktam bebeklerde etkili olarak kullanılmıştır. Prematüre bebekler ve yeni doğanlarda yoğun bir şekilde incelenmemiştir. Bundan dolayı prematüre ve yeni doğan bebeklerin tedavisinde muhtemel yararlar ve potansiyel riskler iyice tartılarak karar verilmelidir (bkz. Bölüm 5.3.).

    Sefoperazon bilirubini, plazma proteinine bağlanma yerlerinden ayırmaz.

    Bu tıbbi ürün her dozunda 55 mg sodyum içerir. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.

    4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

    Kombinasyon tedavisi

    SEFBAKTAM, geniş etki spektrumu sebebiyle birçok enfeksiyonu tek başına tedavi edebilir. Ancak SEFBAKTAM diğer antibiyotikler ile de eş zamanlı kullanılabilir. Eğer aminoglikozitler ile birlikte kullanılacaksa (Bkz. Bölüm 6.2); renal fonksiyonlar tedavi boyunca izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.2).

    Alkol

    Sefoperazon tedavisi süresince ve son dozdan 5 gün sonrasına kadar alkol alan kişilerde kızarma, terleme, baş ağrısı, taşikardi ile karakterize bir reaksiyon bildirilmiştir. Buna benzer reaksiyonlar diğer bazı sefalosporinler ile de bildirilmiştir. SEFBAKTAM verilen hastalar, aynı zamanda alkollü içkiler almamaları için uyarılmalıdırlar. Oral veya parenteral suni beslenme gereken hastalarda etanol içeren çözeltiler kullanılmamalıdır.

    İlaç ile laboratuvar testleri arasında etkileşme

    Fehling veya Benedict çözeltileri ile idrarda glukoz için yanıltıcı pozitif reaksiyon görülebilir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

    Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.

    Pediyatrik popülasyon:

    Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.

    4.6. Gebelik ve laktasyon

    Gebelik kategorisi: B

    Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

    Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve doğum kontrolü (kontrasepsiyon)

    uygulayanlarda ilacın kullanımı yönünden bir öneri bulunmamaktadır.

    Gebelik dönemi

    Sulbaktam ve sefoperazon plasentadan geçer. Gebe kadınlarda yapılmış yeterli ve tam kontrollü çalışmalar yoktur. Hayvanlar üzerinde yapılan üreme deneyleri insanların vereceği cevaplar için her zaman doğru bir gösterge olmadığından gebelik döneminde bu ilaç yalnız kesinlikle ihtiyaç varsa kullanılmalıdır.

    SEFBAKTAM için, gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin klinik veri mevcut değildir.

    Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (Bkz. Bölüm 5.3).

    SEFBAKTAM'ı gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.

    Laktasyon dönemi

    Sefoperazon ve sulbaktam ancak çok az miktarlarda insan sütü ile atılırlar. Her ne kadar bu iki ilaç emziren annelerin sütüne çok az miktar geçerse de, süt veren annelerde SEFBAKTAM ihtiyatla kullanılmalıdır.

    Üreme yeteneği/Fertilite

    Sıçanlarda insan dozunun 10 katına kadar olan dozlarda yapılmış olan üreme çalışmaları, hiçbir

    teratolojik bulgu veya fertilite bozukluğuna dair hiçbir kanıt göstermemektedir.

    4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

    Sulbaktam / sefoperazon ile mevcut olan klinik deneyime göre hastanın araç ve makine kullanma kabiliyetini etkilemesi olası değildir.

    4.8. İstenmeyen etkiler

    Sefoperazon + sulbaktam genellikle iyi tolere edilir. Yan etkilerin çoğunluğu hafif veya orta

    şiddette olup tedavi devam ederken tolere edilmişlerdir. İstenmeyen etkiler aşağıdaki kategorilere göre listelenmiştir:

    Çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000) ve bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) şeklindedir.

    Kan ve lenf sistemi hastalıkları

    Çok yaygın: Lökopeni*, nötropeni*, pozitif direkt Coombs testi*, hematokritte azalma*, hemoglobinde azalma*, trombositopeni*

    Yaygın: Eozinofili*

    Yaygın olmayan: Nötrofil sayısında azalma

    Bilinmiyor: Hipoprotrombinemi

    Bağışıklık sistemi hastalıkları

    Bilinmiyor: Anafilaktoid reaksiyon (şok dahil)**, hipersensitivite**

    Sinir sistemi hastalıkları

    Yaygın olmayan: Baş ağrısı

    Vasküler hastalıklar

    Bilinmiyor: Vaskülit, hipotansiyon

    Gastrointestinal hastalıklar Yaygın: Diyare, bulantı, kusma Bilinmiyor: Psödomembranöz kolit

    Hepato-biliyer hastalıklar

    Çok yaygın: Alanin aminotransferazda artış*, aspartat aminotransferazda artış*, alkalin fosfatazda artış*

    Yaygın: Bilirubinde artış* Bilinmiyor: Sarılık

    Deri ve deri altı doku hastalıkları

    Yaygın olmayan: Kaşıntı, ürtiker

    Bilinmiyor: Stevens-Johnson sendromu, makülopapüler deri döküntüleri, toksik epidermal nekroliz**

    Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

    Bilinmiyor: Hematüri

    Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

    Yaygın olmayan: İnfüzyon bölgesinde flebit, enjeksiyon yerinde ağrı, ateş, titreme

    * Laboratuvar anormalliklerinin yan etki sıklıklarının hesaplanması için, başlangıç değerleri de anormal olan bütün hastalar dahil edilerek, ulaşılabilir tüm laboratuvar değerlerine yer verilmiştir. Ham bilgi, ortaya çıkan önemli laboratuvar değişiklikleri nedeniyle tedavi gören ve tedavi görmeyen hastaları gruplandırarak ayıracak kadar yeterli olmadığı için konservatif bir yaklaşım temel alınmıştır.

    Çalışmalarda; lökosit, nötrofil, trombosit, hemoglobin ve hematokrit miktarları için yalnızca

    anormallikler bildirilmiş olup artma ve azalma ayrıştırılmamıştır.

    ** Ölüm vakaları bildirilmiştir.

    Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

    Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta; tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks:0 312 218 35 99).

    4.9. Doz aşımı ve tedavisi

    Sulbaktam sodyum ve sefoperazon sodyumun insanlarda akut toksisitesi üzerine sınırlı bilgi mevcuttur. İlacın aşırı doz kullanımında, temel olarak ilaç ile ilgili yan etkilerin uzantısı olan belirtiler meydana getireceği beklenmektedir. β-Laktam antibiyotiklerin beyin omurilik sıvısında yüksek konsantrasyonda bulunmasının, nöbet dahil olmak üzere nörolojik etkilere yol açabileceği gerçeği göz önünde tutulmalıdır. Sulbaktam ve sefoperazonun her ikisi de dolaşımdan hemodiyaliz ile uzaklaştırıldığından, doz aşımı böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda meydana gelirse, bu prosedürler ilacın vücuttan eliminasyonunu kolaylaştırabilir.

    Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim boynu (serviks) kanseri 35 yaş altı kadınlarda görülen vakalarda meme kanserinden sonra ikinci sırayı alır.Serviks kanserinin gelişmesi yıllarca sürebilir. Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.