SAFECAINE 30 mg/ml enjeksiyonluk çözelti içeren karpül Farmakolojik Özellikler

Mepivacaine Hcl }

Sinir Sistemi > Lokal Anestezik İlaçlar > Mepivacaine
Vem İlaç Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti | 14 September  2021

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapötik grup: Amid yapılı lokal anestezikler ATC kodu: N01BB03

    Etki mekanizması

    Mepivakain, amid tipi bir lokal anesteziktir.

    Mepivakain, hücre membranları boyunca iyonik taşıma sırasında sodyum (Na) akışını azaltarak veya bloke ederek sinir impulslarını geri dönüşümlü olarak inhibe eder. Sinirde anestezik etki giderek geliştikçe, elektriksel uyarılabilirlik eşiği kademeli olarak artar, aksiyon potansiyelinin yükselme hızı azalır ve impuls iletimi yavaşlar.

    Mepivakain hızlı etki, yüksek anestezi gücü ve düşük toksisiteye sahiptir.

    Mepivakain, vazokonstriktör olmadan uygulandığında diğer birçok lokal anestetikten daha uzun bir etki süresine yol açan hafif vazokonstriktif özellikler gösterir.

    Çalışmalar, mepivakainin vazokonstriktif özelliklere sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu özellik, vazokonstriktör kullanımı kontrendike olduğunda faydalı olabilir. Doku pH'ı, pKa, lipid çözünürlüğü, lokal anestetik konsantrasyon, lokal anestetik sinirinde difüzyon vb. gibi çeşitli faktörler lokal anestetiğin başlangıcını ve süresini etkileyebilir.

    Etki başlangıcı

    Bir dental periferik sinir bloğu yapıldığında, mepivakain etkisi hızla (genellikle 3 ila 5 dakika içinde) oluşur.

    Analjezi süresi

    Pulpa anestezisi genellikle maksiller infiltrasyondan sonra yaklaşık 25 dakika ve inferior alveolar bloktan sonra yaklaşık 40 dakika sürer, oysa yumuşak doku anestezisi maksiller infiltrasyondan sonra yaklaşık 90 dakika ve inferior alveolar sinir bloğundan sonra yaklaşık 165 dakika sürdürülür.

    Biyoyararlanım

    Etki bölgesindeki biyoyararlanım %100'dür.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Genel özellikler

    Absorbsiyon:

    Dental olağan prosedürler sırasında peri-oral enjeksiyonları takiben mepivakain 30 mg/mL çözeltisinin pik plazma seviyeleri çeşitli klinik çalışmalarda belirlenmiştir. Mepivakainin maksimum plazma seviyelerine yaklaşık 30-60 dakikada ulaşılır.

    Dağılım:

    Mepivakain dağılımı tüm vücut dokularını kapsar. Karaciğer, akciğerler, kalp ve beyin gibi yüksek oranda perfüze olan dokularda daha yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Mepivakain, yaklaşık %75 oranında plazma proteinlerine bağlanır ve basit difüzyonla plasental bariyeri geçebilir.

    Metabolizma:

    Tüm amid tipi lokal anestetikler gibi mepivakain, karaciğerde büyük ölçüde mikrozomal enzimler (sitokrom P450 1A2 (CYP1A2)) tarafından metabolize edilir. Bu gerçek göz önüne alındığında, P450 izoenzimlerinin inhibitörleri, metabolizmasını azaltabilir ve yan etki riskini artırabilir (Bkz. Bölüm 4.5). Dozun % 50'den fazlası metabolitler olarak safraya atılır, ancak bunlar muhtemelen entero-hepatik dolaşıma girer çünkü dışkıda sadece küçük miktarlar görülür.

    Eliminasyon:

    Plazma eliminasyon yarılanma ömrü yetişkinler için 2 saattir. Amidlerin klirensi hepatik kan akışına bağlıdır. Hastanın karaciğer ve böbrek yetmezliğinden muzdarip olması durumunda plazma yarı ömrü uzar. Lokal anestetiğin süresi, ilaç reseptörden ayrıldığında etkisi sona

    erdiği için yarılanma ömrü ile ilişkili değildir. Metabolitler, %10'un daha az değişmemiş mepivakain ile idrarla atılır.

    Eliminasyon, idrarın asitleştirilmesiyle hızlandırılabilir (Bkz. Bölüm 4.9).

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    İyi bir güvenlik marjı gösteren mepivakain ile genel toksisite çalışmaları (Tek doz toksisitesi, Tekrar doz toksisitesi) gerçekleştirilmiştir. Mepivakain hidroklorür üzerinde gerçekleştirilen in vitro ve in vivo testler, bu ürünün herhangi bir genotoksik etkisini ortaya çıkarmamıştır.

    İlgili hiçbir üreme ve gelişim toksisitesi çalışması, mepivakain ile teratojenik etkiler göstermemiştir. Spesifik karsinojenite çalışması yapılmamıştır.

    Tiroid Kanseri Tiroid Kanseri En sık görülen tiroid kanseri türü olan papiller tiroid kanseri, tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %70'ini oluşturur. Doğum Sonrası Depresyonu Doğum Sonrası Depresyonu Doğum sonrası depresyonu, doğumdan sonra her on kadından biri tarafından tecrübe edilen stresli bir durumdur.