PROPECIA 1 mg 28 tablet Klinik Özellikler

Finasterid }

Dermatolojik İlaçlar > Diğer Dermatolojik Ürünler > Finasterid
Merck İlaç Ecza ve Kimya Ticaret AŞ | 30 December  1899

4.1. Terapötik endikasyonlar

PROPECIA, erkek tipi saç dökülmesi (androgenetik alopesi) olan erkeklerde saç büyümesini artırmada ve daha fazla saç dökülmesini önlemede endikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji:

PROPECIA için önerilen doz, günde bir tablettir.

Tedavinin yeterliliği ve süresi sürekli olarak doktor tarafından değerlendirilmelidir. Dozunun arttırılmasının faydayı arttırdığı yönünde kanıt yoktur.
Uygulama sıklığı ve süresi:

Genel olarak, saç büyümesindeki artışın ve/veya daha fazla saç dökülmesinin önlenmesinin gözlenmesi için 3 ay veya üzerinde hergün kullanım gerekmektedir. Yarar sağlamak için sürekli kullanım önerilir. Tedavinin bırakılması etkinin 12 ay içinde geri dönüşümüne yol açar.

Uygulama şekli:

PROPECIA sadece ağızdan kullanım içindir.

PROPECIA, yemeklerle birlikte veya öğünler arasında, bütün olarak yeterli miktar su ile yutularak alınır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:

Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. Karaciğer fonksiyon anormallikleri görülen hastalarda PROPECIA uygulandığında dikkatli olunmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

PROPECIA pediyatrik hastalarda endike değildir.

18 yaşın altındaki hastalarda güvenlilik ve etkililik henüz belirlenmemiştir.
Geriyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

İlacın içerdiği maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık. Gebelikte (bkz. bölüm 4.6.)

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

PROPECIA pediyatrik hastalarda ve kadınlarda endike değildir. Gebe veya gebe olma ihtimali bulunan kadınlar, kırılmış veya parçalanmış PROPECIA tabletlerine dokunmamalıdırlar. Çünkü finasterid emilebilir ve erkek fetüse potansiyel olarak zarar verici etkileri olabilir. PROPECIA tabletleri kaplanmış olduğundan normal alım esnasında aktif içerik ile temas edilmesi engellenmiştir. Tabletler kırılmamış veya parçalanmamış olarak temin edilmelidir.

Finasterid karaciğerde kapsamlı şekilde metabolize olduğundan, PROPECIA karaciğer fonksiyon anormallikleri olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Biyolojik test ile etkileşimler

Finasterid dolaşımdaki kortizol, tiroid stimülan hormon veya tiroksin düzeylerini ve plazma lipid profili (örn., total kolesterol, düşük dansiteli lipoproteinler, yüksek dansiteli lipoproteinler ve trigliseridler) veya kemik mineral yoğunluğunu etkilememiştir. Finasterid ile yürütülen çalışmalarda luteinizan hormon (LH), folikül stimülan hormon (FSH) veya prolaktinde klinik yönden anlamlı değişiklikler saptanmamıştır. Sağlıklı gönüllülerde finasterid ile tedavide LH ve FSH’ın gonadotropin salan hormona yanıtı değişmemiştir ve bu da hipotalamus-pituitary-testiküler aksisin etkilenmediğine işaret etmektedir.

PROPECIA (finasterid, 1 mg) ile 18-41 yaş arası erkeklerde yürütülen klinik çalışmalarda, serum prostata spesifik antijenin (PSA) ortalama değeri başlangıçta 0.7 ng/mL iken 12. ayda 0.5 ng/mL’ye düşmüştür. Ayrıca, benign prostat hiperplazisi (BPH) olan yaşlı erkeklerde PROSCAR’ın (finasterid, 5 mg) kullanıldığı klinik çalışmalarda PSA düzeyleri yaklaşık %50 oranında azalmıştır. Finasterid ile tedavi edilen erkekler değerlendirilirken, serum PSA’nın doğru yorumlanması için bu bulgular göz önüne alınmalıdır.

Yardımcı maddeler:

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Klinik olarak önemli hiçbir ilaç etkileşimi tanımlanmamıştır. Finasterid temel olarak P4503A4 ile metabolize olur. P4503A4 inhibitörleri plazma finasterid konsantrasyonunu etkileyebilir. Ancak artışların klinik bir önem taşıma ihtimali bulunmamaktadır. Erkeklerde test edilen bileşikler, antipirin, digoksin, propranolol, teofilin ve varfarin ile ilişkili anlamlı klinik etkileşim görülmemiştir.

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi X.

PROPECIA’nın kadınlarda kullanım endikasyonu yoktur.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

PROPECIA gebelik döneminde kontrendikedir. Tip II 5a-redüktaz inhibitörlerinin, testosteronun DHT’ye çevrilmesini inhibe etme özelliğinden dolayı finasterid, gebe kadınların erkek fetüslerinde dış genital organ anormalliklerine yol açabilir. Eğer gebelik sırasında bu ilaç kullanıldıysa veya bu ilacı kullanırken gebelik meydana geldiyse, gebe kadına erkek fetüste meydana gelebilecek potansiyel zararlar hakkında bilgi verilmelidir. Gebelik sırasında düşük dozlarda finasterid uygulanması dişi sıçanların erkek yavrularında dış genital organ anormallikleri meydana getirmiştir.

Gebelik dönemi

Gebe sıçanlara 100 ^g/kg/gün ila 100 mg/kg/gün dozlarda finasterid uygulanması (insanlar için önerilen doz olan 1mg/günden 1-684 kez daha fazla) erkek yavrularda

doza bağlı olarak % 3.6-%100 arasında hipospadiyas oluşumunda artış ile sonuçlandı. Gebe sıçanlara > 30 ^g/kg/gün (insanlar için önerilen dozun 0.2 katı) finasterid verildiğinde erkek yavrularda prostatik ve seminal veziküler ağırlıkta azalma, prepüsyal ayrılmada gecikme ve geçici meme gelişimi gözlenirken >3 ^g/kg/gün (insanlar için önerilen dozun 0.02 katı) finasterid verildiğinde erkek yavrularda anogenital mesafede azalma görüldü. Bu etkilerin erkek farelerde meydana gelebildiği kritik periyod; gestasyonun 16-17. günleri olarak tanımlandı. Yukarıda tanımlanan değişiklikler tip II 5 a-redüktaz inhibitörleri sınıfına ait ilaçların beklenilen farmakolojik etkileri olup, erkek yavrularda genetik olarak tip II 5 a-redüktaz yetmezliğinde oluşan etkilere benzer etkiler rapor edilmiştir. Finasteridin herhangi bir dozuna in-utero maruz kalımda dişi yavrularda herhangi bir anormallik gözlenmemiştir.

Finasterid ile tedavi edilen erkek sıçanlar (80 mg/kg/gün, insanlardaki tedavi dozunun 488 katı) ile tedavi almayan dişi sıçanlar çiftleştirildiğinde oluşan erkek ve dişi yavruların ilk jenerasyonunda (F1) herhangi bir anormallik gözlenmemiştir. Geç gestasyon ve laktasyon periyodunda 3 mg/kg/gün (insanlar için önerilen dozun 20 katı) finasterid uygulanması F1 erkek yavruların fertilitesinde küçük bir azalmaya yol açmıştır. Dişi yavrularda herhangi bir etki gözlenmemiştir.

Gebeliğin 6-18. günlerinde 100 mg/kg/gün (insanlar için önerilen doz olan 1 mg/günün 1908 katı, vücut yüzey alanı ile karşılaştırmaya dayanarak) finasteride in utero maruz kalan tavşan fetüslerinde malfarmasyona dair herhangi bir kanıt gözlenmemiştir. Ancak tavşan erkek genital sisteminde bir etki oluşması beklenmemektedir çünkü ilaca maruz kalım genital sistemin oluştuğu kritik periyod sırasında gerçekleşmemiştir.

Embriyonik ve fetal gelişim sırasında finasteride in-utero maruz kalan rhesus maymunlarında (gestasyon günleri 20-100), tavşan veya sıçanlara göre insana daha yakın bir tür olarak değerlendirmeler yapılmıştır. Gebe maymunlara intravenöz olarak finasterid 800 ng/gün (günde 1 mg finasterid alan bir erkeğin menisinden gebe kadının maruz kaldığı dozun en az 250 katı, vücut yüzey alanı ile karşılaştırmaya dayanarak) kadar yüksek dozlarda uygulanması erkek fetüslerde hiçbir anomaliye neden olmamıştır. Rhesus modelinin insan fetal gelişim modeli ile olan ilişkisini onaylamak için gebe maymunlara oral finasterid (2 mg/kg/gün doz) uygulanması erkek fetüslerde dış genital organ anomalilerine neden olmuştur. Erkek fetüslerde başka anomali gözlenmemiş olup dişi fetüslerde hiç bir dozda finasteridle ilişkili anomali gözlenmemiştir.

Laktasyon dönemi

PROPECIA kadınların kullanımı için endike değildir. Finasterid’in insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir.

Üreme yeteneği / Fertilite

Seksüel olgunluğunu tamamlamış erkek tavşanlarda 80 mg/kg/gün finasterid tedavisi (insanda maruz kalınan dozun 4344 katı) 12 haftaya kadar uygulandığında fertilite, sperm sayısı veya ejekülat hacminde herhangi bir etki görülmemiştir. Seksüel

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

Sıklıklar şu şekilde tanımlanır: Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); Seyrek(> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor(eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Klinik çalışmalarda rapor edilen istenmeyen etkiler:

Psikiyatrik bozukluklar

Yaygın olmayan*: Libidonun azalması.

Genitoüriner hastalıkları

Yaygın olmayan*: Erektil fonksiyon bozukluğu, ejekülasyon bozukluğu (ejekülatın hacminin azalması dahil).

*İnsidens, 12. ayda plasebo ile ilaç arasında oluşan farklılığa göre belirlenmiştir.

İlaçla ilişkili seksüel istenmeyen etkiler, plasebo ile tedavi edilen guruba göre daha fazlaydı, ardışık olarak ilk 12 ayda %3.8 ve % 2.1. Takip eden 4 yıl içerisinde bu etkilerin insidansı finasterid ile tedavi olan erkeklerde %0.6 azaldı. Her bir tedavi gurubundan yaklaşık %1’i ilk 12 ayda ilacın seksüel yan etkilerinden dolayı tedaviyi bırakmıştır ve insidans buna bağlı olarak azalmıştır.

Klinik çalışmalarda ortaya çıkan istenmeyen etkilerin dışında pazarlama sonrasında rapor edilen istenmeyen etkiler şunlardır:

Pazarlama sonrası kullanımda bildirilen advers reaksiyonlar spontan raporlardan elde edildiğinden, bunların sıklığını belirlemek mümkün değildir.

Pazarlama sonrası deneyim:

Bağışıklık sistemi bozuklukları

Bilinmiyor: Aşırı duyarlılık reaksiyonları, prurit, ürtiker, yüzde ve dudaklarda şişkinlik

Sinir sistemi bozuklukları

Bilinmiyor: Depresyon

Kardiyak bozukluklar

Bilinmiyor: Palpitasyon

Solunum, göğüs ve mediastinal bozukluklar

Bilinmiyor: Göğüste genişleme, göğüste yumuşaklık

Hepatobilier bozukluklar

Bilinmiyor: Karaciğer enzimlerinde yükselme

Üreme sistemi bozuklukları

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Yapılan klinik çalışmalarda 400 mg’a kadar finasteridin tekli dozu veya 3 ay boyunca 80 mg/gün’e kadar çoklu dozlarının verilmesi dozla ilişkili istenmeyen etki meydana getirmemiştir. Gelecekte yeni deneyimler elde edilene kadar finasterid ile doz aşımına ilişkin spesifik bir tedavi metodu önerilememektedir.

Erkek ve dişi farelerde tekli oral dozlarda 1500 mg/m2 (500 mg/kg) ve dişi ve erkek sıçanlarda tekli oral dozlarda ardışık olarak 2360 mg/m2 (400 mg/kg) ve 5900 mg/m2 (1000 mg/kg) dozlarda belirgin bir letalite gözlemlenmiştir.

Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Bağırsak kanseri kolon veya rektumda (arka geçit) herhangi bir bölgede ortaya çıkabilir.Kolorektal kanser erken safhalarda teşhis edilmesi halinde daha kolay ve daha başarılı bir şekilde tedavi edilir. Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.