Bayer İlaçları PRENT 200 mg 30 tablet KUBKlinik Özellikler

PRENT 200 mg 30 tablet Klinik Özellikler

Asebutolol }

Kalp Damar Sistemi > Beta Bloke Edici Ajanlar > Asebutolol
Bayer Türk Kimya San. Tic. Ltd. Şti. | 16 September  2011

4.1. Terapötik endikasyonlar

• Hipertansiyon tedavisi

• Koroner kalp hastalığı tedavisi: Kronik koroner yetmezliğe bağlı angina pektoris veya miyokard enfarktüsü sonrası

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji / uygulama sıklığı ve süresi:

Dozaj, hastanın gereksinimine, kalp hızına ve terapötik yanıta göre ayarlanmalıdır.
Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde:

Hipertansiyon tedavisinde, başlangıçta kahvaltı ile beraber 200 mg/gün (1 PRENT tablet) dozunda alınır. Kan basıncında düşme yeterli olmadığı takdirde, 1 hafta sonra doz, 400 mg/gün (2 PRENT tablet) dozuna arttırılabilir. Birçok durumda bu doz yeterli idame dozudur.

Günlük doz, sabahları tek doz halinde veya sabah-akşam bölünmüş doz halinde alınabilir.

Tedaviye yanıt yeterli olmadığı takdirde, günlük doz, yaklaşık 2 hafta sonra, 600 mg/gün (3 PRENT tablet) veya 800 mg/gün (4 PRENT tablet) dozuna arttırılabilir.
Nadir vakalarda, maksimum 1200 mg/gün (6 PRENT tablet) dozu sabah-akşam bölünmüş doz halinde kullanılabilir.

Koroner kalp hastalığında, günlük 400 mg/gün (2 PRENT tablet) dozu önerilir.
Doz, sabahları tek doz olarak veya sabah-akşam bölünmüş doz halinde alınır.
Birçok durumda bu doz yeterli idame dozudur.

Nadir vakalarda maksimum 1200 mg/gün (6 PRENT tablet) dozu gün içinde üç kez eşit aralıklarla kullanılabilir.

Tedavi durdurulacağı zaman klinik tablonun ağırlaşmaması için ilaç birden kesilmemeli, tedricen azaltılmalıdır.

Orta derecede ritm bozukluklarında, gerekli ortalama günlük doz, 400-600 mg/gün’dür. (2-3 PRENT tablet). Gerekirse doz 800 mg/gün’e arttırılabilir.

Kullanım süresi için bir limit belirlenmemiştir. Birden kesildiğinde semptomlar ağırlaşacağından, diğer beta blokörler gibi tedricen kesilmelidir.

Uygulama şekli:

Tabletler tercihen yemekten önce biraz sıvı ile alınır. Kolay ve doğru bölünmesi için tabletler üzerinde çentik bulunur.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Böbrek ve karaciğer fonksiyon bozukluğunda, asebutololün dozu dikkatle düzenlenmelidir.

Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, asebutololün dozu renal klerense bağlı olarak azaltılmalıdır: Eğer kreatinin klerensi 10-30 ml/ dak.’ya düşmüşse (serum kreatinini 2-5 mg/dl), önerilen doz normal dozun yarısıdır; eğer kreatinin klerensi 10 ml/ dak’dan azsa (serum kreatinini 5 mg/dl’den yüksek ise) veya diyaliz hastalarında, önerilen doz normal dozun dörtte biridir.

Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, dozun azaltılması gerekli olabilir.

Pediyatik popülasyon:

Çocuklarda doz belirlenmemiştir.

Geriyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

PRENT aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:

- Şok

- Akut miyokard enfarktüsü

- Konjestif kalp yetmezliği, NYHA III ve IV kalp yetmezliği

- 2. ve 3. derece AV blok

- Hasta sinus sendromu

- Sinoatriyal blok

- Bradikardi (tedaviden önce istirahat halinde nabız sayısı 50’den az)

- Hipotansiyon

- İlerlemiş periferik damar hastalığı

- Obstrüktif solunum hastalıkları, bronşiyal hiperreaktivite (bronşiyal astım gibi)

- Asidoz

- Kılcal damarlarda patolojik değişiklikler (sistemik lupus eritematozus)

- MAO inhibitörleri ile eş zamanlı kullanım (MAO-B inhibitörleri hariç)

- Asebutolol veya diğer beta blokörler veya PRENT içindeki herhangi bir maddeye karşı aşırı hassasiyet

Asebutolol ile tedavi olan hastalarda, intravenöz olarak, verapamil ve diltiazem tipi kalsiyum antagonistleri veya diğer antiaritmik ilaçlar (disopiramid) verilmesi kontrendikedir (yoğun bakım hariç).

Aşağıdaki durumlarda özellikle dikkatli tıbbi gözetim gereklidir:

- 1 .derecede AV blokta

- Kan glukoz düzeyinde şiddetli değişmeler olan diyabet hastalarında (ciddi hipoglisemi ortaya çıkabilir)

- Uzun süre aç kalmış veya yoğun egzersiz yapmış kişilerde (ciddi hipoglisemi ortaya çıkabilir)

- Adrenal medulla tümörü (feokromositoma) olan hastalarda (asebutolol sadece a- blokajdan sonra verilebilir)

- Karaciğer veya böbrek fonksiyonları bozulmuş hastalarda (4.2.1 Pozoloji bölümüne bakınız)

Beta blokörler, kişisel veya ailevi psöriasis hikayesi olan hastalarda; sadece risk- yarar oranı dikkatli olarak değerlendirildikten sonra kullanılmalıdır.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Koroner kalp hastalarında klinik tablonun bozulmasını önlemek için tedavi tedricen sona erdirilmelidir.

Asebutolol ile tedavi sırasında, kan glukoz düzeyinde azalma belirtileri (özellikle taşikardi) maskelenebilir. Bu nedenle, kan glukoz düzeyinde büyük sapmalar olan diyabetiklerde ve şiddetli aç kalma sırasında özel dikkat gereklidir.

4.3. Kontrendikasyonlar

Şiddetli renal fonksiyon bozukluklarında, beta blokörlerle tedavi sırasında, izole vakalarda renal fonksiyonun kötüleştiği rapor edilmiştir. Bu gibi durumlarda, asebutolol kullanımı sırasında renal fonksiyon izlenmelidir.

Diğer beta blokörlerle tedavi sırasında, trombositopenik ve non-trombositopenik purpura görüldüğünden, asebutolol ile tedavi sırasında bu durumlarla ilgili belirtilere dikkat edilmelidir.

Kontakt lens kullanılıyorsa, asebutolol ile tedavi sırasında göz yaşının azalma ihtimaline dikkat edilmelidir.

Genel anestezi ile yapılan ameliyattan veya periferik kas gevşetici ilaç kullanımından önce asebutolol kesilemezse, anestezi uzmanı, hastanın asebutolol kullandığı konusunda bilgilendirilmelidir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Asebutolol ile diğer ilaçlar arasında aşağıdaki etkileşmeler göz önünde bulundurulmalıdır:

Asebutolol ile insülinin veya diğer oral antidiyabetik ilaçların eş zamanlı kullanımı, insülinin veya diğer oral antidiyabetiklerin etkisini uzatabilir veya arttırabilir.
Hipoglisemi belirtileri, özellikle taşikardi ve tremor gizlenebilir veya azalabilir. Bu yüzden kan glukoz düzeyi düzenli olarak ölçülmelidir.

Asebutolol ile trisiklik antidepresanlar, barbitüratlar, fenotiyazinler, diüretikler, vazodilatörler ve diğer antihipertansif ilaçların eş zamanlı kullanımı, kan basıncının daha fazla düşmesine neden olabilir.

Asebutolol ile nifedipin tipi kalsiyum kanal blokörlerinin eş zamanlı kullanımı, kan basıncının daha fazla düşmesine ve zaman zaman kalp yetmezliğinin başlamasına neden olabilir.

Asebutolol ve antiaritmik ilaçların kardiyodepresif etkileri additif nitelikte olabilir.

Asebutolol ile tedavi olan hastalarda eş zamanlı verapamil ve diltiazem tipi kalsiyum antagonistleri veya diğer antiaritmik ilaçlar (disopiramid gibi) kullanılması hipotansiyon, bradikardi veya diğer kalp ritm bozukluklarına neden olabileceği için hastalar dikkatle izlenmelidir.

Asebutolol ile tedavi olan hastalarda, intravenöz olarak, verapamil ve diltiazem tipi kalsiyum antagonistleri veya diğer antiaritmik ilaçların (disopiramid) verilmesi kontrendikedir (yoğun bakım hariç).

Asebutolol ile kalp glikozidlerinin, reserpinin, a
-metildopanın, guanetidinin, guanfasinin veya klonidinin eş zamanlı kullanımı, kalb hızında veya iletimde ciddi bir yavaşlamaya neden olabilir.

Asebutolol ile tedavi sırasında klonidinin aniden kesilmesi, kan basıncını aşırı düzeyde yükseltebilir. Asebutolol kullanımı sona erdikten sonra birkaç gün geçene kadar klonidin kullanımına devam edilmeli, daha sonra tedricen kesilmelidir.

Asebutolol ile aynı zamanda noradrenalin veya adrenalin uygulandığında kan basıncı tehlikeli düzeyde artabilir.

4.3. Kontrendikasyonlar

bölümüne bakınız).

İndometasin, asebutololün antihipertansif etkisini azaltabilir.

Asebutolol ile aynı zamanda simetidin verildiğinde asebutololün etkisi potensiyalize olabilir.

Asebutolol ve narkotiklerin eş zamanlı kullanımı kan basıncının düşmesini arttırabilir. Asebutolol ve narkotiklerin negatif inotropik etkisi additif olabilir.

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye: Gebelik kategorisi D’dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Asebutololün gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır. Gebelik sırasında risk-yarar oranı dikkatlice değerlendirildikten sonra kullanılabilir.

Hayvan çalışmalarında gebelik süresinin uzadığı ve süt üretiminin azaldığı gözlendiğinden, güvenlik açısından gebeliğin ilk üç ayında kullanılmaması ve daha sonra kullanıldığında doğumdan 4 hafta önceye kadar tedricen azaltılması önerilir.

Gebelik dönemi

Hekim tarafından gerekli görülmedikçe asebutolol gebeliğin ilk üç ayında uygulanmamalıdır. Uygulanması gerekli olduğunda da mümkün olan en düşük doz kullanılmalıdır. Hamileliğin son döneminde beta blokör uygulaması fetüs/yeni doğanda bradikardi, hipoglisemi ve kardiyak ya da pulmoner komplikasyonlara neden olabilir.

Beta-blokörler plasental perfüzyonu azaltabilir; bu da intrauterin fetal ölüme, immatüre ve prematüre doğuma neden olabilir.

Laktasyon dönemi

Asebutolol emziren annelere verilmemelidir.

Tıbbi endikasyon nedeniyle asebutolol kullanımına devam edilmişse, PRENT beklenen doğum tarihinden en geç 48-72 saat önce kesilmelidir. Aksi takdirde yenidoğan bebekte bradikardi, hipotansiyon, hipoglisemi ve solunum depresyonu (neonatal asfiksi) görülebilir. Doğumdan önce asebutolol tedavisi kesilememişse, yeni doğan ilk 48-72 saat dikkatle izlenmelidir.

Üreme yeteneği / Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Klinik çalışmalar:

Asebutolol ile gerçekleştirilen tüm klinik çalışmalarda görülen en yaygın advers ilaç rekasiyonları, CIOMS sıklık kategorilerine ve COSTART Vücut Sistem ve Terimleri’ne göre sıralanmıştır (n=18162 hasta; durum: 25.10.1999).

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Baş dönmesi

Yaygın olmayan: Depresyon, sinirlilik

Genel bozukluklar

Yaygın olmayan: Karın ağrısı, titreme nöbeti Seyrek: Ödem

Kardiyak hastalıkları

Seyrek: Aritmi

Gastrointestinal hastalıkları

Seyrek: İştahsızlık

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Seyrek:Hipokalemi

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

Seyrek: Astımın kötüleşmesi, solunum bozukluğu

Spontan Raporlar:

CIOMS III sıklık kategorilerine ve COSTART Vücut Sistem ve Terimleri’ne göre sıralanmış olan ilave advers ilaç reaksiyonları (hasta sayısı: 18162, 31.10.99 itibariyle):

Genel bozukluklar

Yaygın olmayan: Halsizlik, başağrısı

Kardiyak hastalıklar

Yaygın olmayan: AV blok, bradikardi, kalp yetmezliğinin kötüleşmesi,

hipotansiyon, palpitasyon, periferal kardiyovasküler bozukluk (soğuk ekstremite), senkop

Çok seyrek: Anjina pektoris kötüleşmesi, periferal vasküler rahatsızlık (Raynaud sendromu dahil) olan hastalarda şikayetlerin artması da gözlenmiştir.İntermitan kladikasyonu olan hastaların semptomlarında başlangıçta geçici artış olabilir.

Gastrointestinal hastalıklar

Yaygın olmayan: Gastrointestinal bozukluk (konstipasyon, diyare, bulantı, kusma) Seyrek: Ağız kuruluğu

Çok seyrek: Karaciğer fonksiyon bozukluğu (alkalen fosfataz artışı,

hiperbilüribinemi, ALT, AST artışı): Karaciğer parametreleri düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir.

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın olmayan: Anormal rüya görme, depresif durum, baş dönmesi, halüsinasyon, parestezi, uyku bozukluğu, uykulu hal

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın olmayan: (Allerjik) deri reaksiyonu (kaşıntı, döküntü), terleme Çok seyrek: Psöriyazis, psöriyazis şiddetlenmesi, psöriyaziform döküntü

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Seyrek: Diabetes mellitus (yeni oluşan veya şiddetlenen)

Çok seyrek: Total kolesterolün normal sınırlar içinde kaldığı, HDL-kolesterolün azaldığı dislipidemi (hipertrigliseridemi) görülebilir.

Uzun süre aç kalmaktan veya ağır fiziksel hareketlerden sonra eş zamanlı asebutolol tedavisi, hipoglisemik reaksiyona sebep olabilir. Hipoglisemi belirtileri (özellikle taşikardi ve tremor) gizlenebilir.

Kas- iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Seyrek: Miyasteni (kas zayıflığı), kas krampı

Göz Hastalıkları

Seyrek: Konjonktivit, göz yaşı azalması (kontakt lens kullananlar için belirgin)

Çok seyrek: Anormal görme

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Çok seyrek: Asebutolol ile tedavi sırasında antinükleer antikorlar (ANA) tayin edilmiştir. Bu hastaların bazılarında, asebutolol kesilmesinden sonra spontan olarak gerileyen lupus benzeri sendrom (ateş, lupus benzeri deri ve mukoz membran değişiklikleri, eklemlerde şişme ve ağrı) gelişebilir. Bu sebepten dolayı ANA görüldüğünde düzenli klinik takip gereklidir.

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

Çok seyrek: Allerjik reaksiyonlar (akciğerin hipersensitivite reaksiyonu), plevranın tabakaları arasında sıvı toplanması. Hava yolları rezistansının artma ihtimalinden dolayı, bronkospazm eğilimi olan hastalarda (özellikle obstrüktif akciğer rahatsızlıklarında) obstrüktif solunum rahatsızlığının başlamasından dolayı dispne (solunum güçlüğü) görülebilir.

Ürogenital sistem hastalıkları

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Zehirlenme belirtileri

Asebutolol intoksikasyonu belirtileri özellikle kalbin başlangıçtaki durumuna bağlıdır. Kalp yetmezliği olan hastalarda küçük dozlar bile kalbin durumunda bozulmaya neden olabilir. Asebutolol intoksikasyonunun derecesine bağlı olarak klinik tablo başlıca kardiyovasküler semptomlar ve yorgunluk, bilinç kaybı, pupillalarda dilatasyon, arasıra konvülsiyon gibi santral sinir sistemi semptomları ile karakterizedir.

Hipotansiyon, bradikardi ve olası kalp yetmezliği ile ileti bozuklukları (EKG’de sık sık supraventriküler veya ventriküler ritim bozuklukları), periferik vazokonstrüksiyon ve bronkospazm gibi genel şok semptomları ortaya çıkabilir.

Zehirlenme tedavisi

Doz aşımında veya kalp hızında ve/veya kan basıncında tehlikeli düzeyde düşme durumunda asebutolol kesilmelidir.

Genel önlemlere (primer detoksifikasyon) ilave olarak, yoğun bakımda hayati fonksiyonlar izlenmeli, gerekirse düzeltilmelidir. Aşağıdaki antidotlar kullanılabilir:

Atropin: 0.5 - 2.0 mg intravenöz bolus olarak vücut ağırlığı ve etkisine göre verilen sempatomimetikler: dopamin, dobutamin, orsiprenalin veya adrenalin (azalmış etki beklenir).

Glukagon: 0.05-0.2 mg/kg yavaş intravenöz bolus uygulamayı takiben, klinik semptoma göre 0.07 mg/kg/saat uygulanır.

Bronkospazm durumunda £>2-sempatomimetikler aerosol formunda (yeterli etki görülmezse intravenöz olarak) verilebilir veya intravenöz teofilin uygulanabilir.

Genel konvülsiyon durumunda diazepamın yavaş intravenöz enjeksiyonu önerilir.

Hayati fonksiyonları tehlikeye sokan zehirlenme durumunda, pacemaker tedavisi ve mekanik ventilasyon, tedaviye dirençli bradikardide, göz önünde bulundurulmalıdır. Klinik raporlarda hemoperfüzyon veya hemodiyalizle kombine hemoperfüzyon tedavisinin başarılı olduğunu belirtilmektedir. Ekstrakorporal kan temizleme işlemi sadece letal dozlardan sonra (6.0 g asebutololden fazla) veya ilaç tedavisine yanıt alınamayan hayati önemde klinik semptomlar bulunduğunda endikedir.

Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. Kalp Krizi Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir.