PRAMED 10 mg/2 ml IM/IV enj. çöz. içeren 100 ampül Klinik Özellikler

Metoklopramid Hcl }

Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Motilite Stimülanları > Metoklopramid
Haver Pharma İlaç A.Ş. | 19 June  2015

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    PRAMED,

    Yetişkin popülasyonda

    PRAMED yetişkinlerde aşağıdaki durumlarda endikedir:

      Cerrahi sonrası bulantı ve kusmanın önlenmesinde,

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      İntravenöz veya intramüsküler uygulanabilir.

      İntravenöz doz yavaş bolus infüzyon şeklinde uygulanmalıdır (en az 3 dakika boyunca).

      Tüm endikasyonlar (yetişkin hastalar)

      Cerrahi sonrası bulantı ve kusmanın önlenmesinde 10 mg'lık tek doz uygulanması önerilir.

      Akut migrenin indüklediği bulantı ve kusmanın ve radyoterapinin indüklediği bulantı ve kusmanın önlenmesi dahil olmak üzere bulantı ve kusmanın semptomatik tedavisi için: önerilen tek doz 10 mg'dır, günde en fazla 3 kere tekrarlanabilir.

      Önerilen maksimum günlük doz 30 mg veya 0,5 mg/kg vücut ağırlığıdır.

      Enjektabl tedavi süresi mümkün olduğunca kısa olmalı ve mümkün olan en kısa sürede oral tedaviye geçiş yapılmalıdır.

      Tüm endikasyonlar (pediyatrik hastalar 1-18 yaş)

      Önerilen doz 0,1 ila 0,15 mg/kg vücut ağırlığı arasındadır. Bu doz i.v olarak günde 3 defaya kadar tekrarlanabilir.

      24 saat içinde uygulanabilir maksimum günlük doz 0,5 mg/kg vücut ağırlığını geçmemelidir. 18 yaş altında yarar/risk dengesi dikkatlice değerlendirildikten sonra kullanılmalıdır.

      Doz tablosu:

      Yaş

      Vücut Ağırlığı

      Doz

      Tekrarlama

      1-3 yaş

      10-14 kg

      1 mg

      Günde en fazla 3 kez

      3-5 yaş

      15-19 kg

      2 mg

      Günde en fazla 3 kez

      5-9 yaş

      20-29 kg

      2,5 mg

      Günde en fazla 3 kez

      9-18 yaş

      30-60 kg

      5 mg

      Günde en fazla 3 kez

      15-18 yaş

      60 kg üstü

      10 mg

      Günde en fazla 3 kez

      Kemoterapinin indüklediği bulantı ve kusmanın önlenmesinde ikincil seçenek olarak, maksimum uygulama süresi 5 gündür.

      Cerrahi sonrası oluşan bulantı ve kusmanın tedavisinde ikincil seçenek olarak, maksimum uygulama süresi 48 saattir.

      Uygulama şekli:

      PRAMED ampul intravenöz ya da intramüsküler olarak uygulanabilir.

      İntravenöz dozlar yavaş infüzyon enjeksiyon şekilde uygulanmalıdır (en az 3 dakika süreyle).

      İki uygulama dozu arasında, kusma ve kullanılan ilacın çıkarılması sonucu dozun tam alınamadığı durumlar da dahil olmak üzere, en az 6 saat ara verilmelidir.

      Özel popülasyonlara yönelik ek bilgiler Böbrek yetmezliği:

      Son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi ≤15 mL/dk) günlük doz %75 oranında azaltılmalıdır.

      Orta ve şiddetli böbrek yetmezliği olanlarda (kreatinin klerensi 15-60 mL/dk) günlük doz %50 oranında azaltılmalıdır.

      Hafif böbrek yetmezliğinde doz ayarlaması gerekmez (bkz.bölüm 5.2).

      Karaciğer yetmezliği:

      Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda, doz %50 oranında azaltılmalıdır (bkz. bölüm 5.2).

      Pediyatrik popülasyon:

      Metoklopramid 1 yaşın altındaki çocuklarda kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3).

      Geriyatrik popülasyon:

      Yaşlılarda karaciğer ve böbrek işlevleri ile hastanın genel durumu değerlendirilerek, doz azaltılması göz önünde bulundurulmalıdır.

      4.3. Kontrendikasyonlar

        Bölüm 6.1' de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine ya da etkin maddeye karşı hipersensitivite,

        Gastrointestinal kanamalar, mekanik tıkanma veya gastrointestinal perforasyon gibi, gastrointestinal motilitenin stimule olmasının riskli olduğu hallerde,

        Şiddetli hipertansiyon epizot riskine sebep olabileceğinden dolayı onaylanmış veya şüpheli feokromositoması olan hastalarda,

        Nöroleptik veya metoklopramid ile indüklenmiş tardif diskinezi öyküsü olanlarda,

        Epilepsi (sıklığın ve şiddetin arttığı krizler) varlığında,

        Parkinson hastalığı olanlarda,

        Levodopa veya dopamineıjik agonistlerle kombinasyon (bkz. bölüm 4.5)

        Metoklopramid ya da NADH sitokrom-b5 yetmezliği ile görülen bilinen methemoglobinemi öyküsü olanlarda,

        Ekstrapramidal bozukluk riskindeki artışa sebep olabileceğinden 1 yaşından küçük çocuklarda (bkz. bölüm 4.4).

        Gastro- intestinal sistem cerrahisinden sonraki 4 gün içinde kullanılmamalıdır.

        Metoklopramid emzirme döneminde kullanılmamalıdır (bkz. bölüm 4.6).

      Özel kullanım uyarıları ve önlemler

      Atopi (astım dahil) veya porfiri öyküsü olan hastalarda Metoklopramid kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

      Nörolojik bozukluklar

      Özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde kullanımı ile ekstrapiramidal bozukluklar meydana gelebilir. Bu reaksiyonlar, genellikle tek bir dozdan sonra ve tedavinin başında oluşabilir. Ekstrapiramidal semptomların olması durumunda metoklopramid derhal kesilmelidir. Bu etkiler, genellikle ilaç tedavisinin kesilmesinden sonra tamamen geri dönüşümlüdür fakat semptomatik bir tedaviye ihtiyaç duyulabilir (çocuklarda benzodiazepin ve/veya erişkinlerde antikolinerjik antiparkinson ürünler).

      Doz aşımından kaçınmak için, kusma ve dozun reddi olsa bile her bir metoklopramid uygulaması arasında Bölüm 4.2'de belirtilen en az 6 saatlik zaman aralığına riayet edilmelidir.

      Metoklopramid ile uzatılmış tedavi, özellikle de yaşlılarda, potansiyel olarak geri dönüşümsüz tardif diskineziye neden olabilir. Tardif diskinezi riski nedeniyle tedavi üç ayı geçmemelidir (bkz. Bölüm 4.8). Tardif diskineziye ait klinik belirtiler görülürse tedavi kesilmelidir.

      Metoklopramidin monoterapisinin yanı sıra nöroleptikler ile kombinasyonlannda nöroleptik malign sendrom bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Nöroleptik malign sendrom semptomları görüldüğünde acilen metoklopramid kesilmeli ve uygun tedavi başlanmalıdır.

      Altta yatan nörolojik durumları olan hastalara ve diğer merkezi etkili ilaçlarla tedavi edilen hastalara özel dikkat gösterilmelidir (bkz. Bölüm 4.3).

      Metoklopramidin hipertansiyon hastalarında dolaşımdaki katekolamin miktarını arttırabileceği ile ilgili sınırlı veri bulunduğundan, hipertansiyonu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

      Parkinson hastalığının belirtileri metoklopramid ile şiddetlenebilir.

      Metoklopramid gastro-intestinal motiliteyi arttırabileceğinden, gastro-intestinal anastomoz veya gastro-intestinal kapatılmanın ardından ameliyat bölgelerinde dikiş çizgisinde teorik olarak basınç artışına sebep olabilir.

      Methemoglobinemi

      NADH sitokrom b5 redüktaz eksikliğine bağlı olabilen methemoglobinemi bildirilmiştir. Bu durumda, metoklopramid hemen ve sürekli kesilmeli ve uygun önlemler (ör. metilen mavisi ile tedavi gibi) başlatılmalıdır.

      Kalp hastalıkları:

      Özellikle i.v yolla metoklopramid enjeksiyon uygulanmasından sonra dolaşım bozukluğu, ciddi bradikardi, kardiyak arrest ve QT uzaması gibi ciddi kardiyovasküler istenmeyen etkiler raporlanmıştır. (bkz. Bölüm 4.8)

      Yaşlı hasta popülasyonuna, kardiyak iletim bozukluğu olan hastalara (QT uzaması dahil),

      düzeltilmemiş elektrolit dengesizliği olan hastalara, bradikardisi olan hastalara ve QT aralığını uzattığı bilinen diğer ilaçları [örneğin sınıf IA ve III antiaritmik ilaçlar, trisiklik antidepresanlar, makrolid antibiyotikler, antipsikotikler (bkz. Bölüm 4.8)] kullanan hastalara özellikle intravenöz yoldan metoklopramid uygulaması sırasında çok dikkat edilmelidir.

      Advers etki (ör.hipotansiyon, akatizi) riskini azaltmak için intravenöz dozlar, yavaşça bolus şeklinde (en az 3 dakika boyunca) uygulanmalıdır.

      Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

      Böbrek yetmezliği veya şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda, dozun azaltılması önerilir (bkz. Bölüm 4.2).

      PRAMED ampul her dozunda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder, yani aslında sodyum içermediği kabul edilebilir.

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Kontrendike kombinasyon:

      Levodopa veya dopaminerjik agonistler ile metoklopramid, antagonistik etkileşme göstermektedir (bkz. Bölüm 4.3).

      Kaçınılması gereken kombinasyon:

      Alkol, metoklopramidin sedatif etkisini güçlendirir.

      Dikkate alınacak kombinasyon:

      Metoklopramid prokinetik etkisi nedeniyle, bazı ilaçların emilimi değişebilir.

      Antikolinerjikler ve morfin türevleri:

      Antikolinerjikler ve morfin türevlerinin metoklopramid ile sindirim sistemi motilitesi üzerinde karşılıklı antagonizması olabilir.

      Merkezi sinir sistemi depresanları (morfin türevleri, anksiyolitikler, sedatif H1 antihistaminikler, sedatif antidepresanlar, barbitüratlar, klonidin ve ilgili ilaçlar)

      Merkezi sinir sistemi depresanlar ve metoklopramid sedatif etkiyi arttırabilir. Nöroleptikler

      Metoklopramid diğer nöroleptikler ile birlikte ekstrapiramidal bozuklukların oluşma riskini

      arttırabilir.

      Serotonerjik ilaçlar:

      SSRI'lar gibi serotonerjik ilaçlar ile birlikte metoklopramid kullanılması serotonin sendromu riskini arttırabilir.

      Digoksin:

      Metoklopramid digoksin biyoyararlanımını azaltabilir. Digoksin plazma konsantrasyonlarının dikkatle izlenmesi gereklidir.

      Siklosporin:

      Metoklopramid, siklosporinin biyoyararlanımını (Cmaks'ı %46'ya kadar ve maruz kalmayı

      %22'ye kadar) artırır. Siklosporinin plazma konsantrasyonunun dikkatle izlenmesi gereklidir. Bu durumun klinik sonuçları belirsizdir.

      Mivakuryum ve suksametonyum:

      Metoklopramid enjeksiyonu (plazma kolinesteraz inhibisyonu yoluyla) nöromüsküler bloğunun süresini uzatabilir.

      Güçlü CYP2D6 inhibitörleri:

      Fluoksetin ve paroksetin gibi güçlü CYP2D6 inhibitörleri ile birlikte uygulandığı zaman metoklopramid maruziyet seviyeleri artmıştır. Klinik önemi belli olmamakla birlikte, hastalar advers reaksiyonlar için izlenmelidir.

      Aspirin, parasetamol:

      Metoklopramidin gastrik motilite üzerine etkisi eş zamanlı kullanılan diğer oral uygulanan ilaçların emilimini, gastrointestinal kanaldan emilimde azalma veya ince bağırsaktan emilimde artış şeklinde değiştirebilir (örn. Parasetamol ve aspirin etkilerinde artış meydana gelir).

      Atovakuon:

      Metoklopramid, atovakuonun plazma konsatrasyonunu azaltabilir.

      Bromokriptin, kabergolin:

      Metoklopramid, serum prolaktin konsantrasyonlarını arttırabilir ve bromokriptin, kabergolin gibi ilaçların etkileri ile etkileşime girebilir, bu da bromokriptin ve kabergolin için dozaj ayarlaması gerektirmektedir.

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Gebelik kategorisi: B

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan ve kontraseptif kullanan kadınlarda metoklopramid kullanımıyla ilgili herhangi bir veri yoktur.

      Gebelik dönemi

      Çok sayıda (ilaca maruz kalan 1000'den fazla hasta) gebelikte maruz kalma olgularına ilişkin veriler, metoklopramidin gebelik üzerinde ya da fetusun/yeni doğan çocuğun sağlığı üzerinde

      advers etkileri olduğunu göstermemektedir. Bugüne kadar herhangi önemli bir epidemiyolojik veri elde edilmemiştir. Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır. Metoklopramid gebelikte ancak klinik olarak gerekli ise kullanılabilir.

      i nedeniyle (diğer nöroleptik ilaçlar gibi), gebeliğin son safhasında kullanıldığında yenidoğanda ekstrapiramidal sendrom göz ardı edilemez.

      Metoklopramid, gebeliğin son döneminde kullanılmamalıdır. Kullanımı durumunda yenidoğan dikkatle izlenmelidir.

      Laktasyon dönemi

      Metoklopramid anne sütünde düşük miktarda atılmaktadır. Anne sütüyle beslenen bebeklerde advers reaksiyonlar göz ardı edilemez. Bu nedenle metoklopramid emzirme döneminde kullanılmamalıdır. Emziren kadınlarda metoklopramidin kesilmesi göz önünde bulundurulmalıdır.

      Üreme yeteneği/Fertilite:

      Üreme yeteneği üzerine etkisi bildirilmemiştir.

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      Metoklopramid, sersemlik, baş dönmesi, diskinezi ve distonilere neden olabilir. Bu durum görme yeteneğini ve ayrıca araç ve makine kullanım yeteneğini etkileyebilir.

      4.8. İstenmeyen etkiler

      Advers reaksiyonlar, aşağıdaki tabloda sistem organ sınıfına ve belirtilen sınıflandırma kullanılarak sıklığa göre sunulmaktadır:

      Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

      Sistem Organ Sınıfı

      Sıklık

      Advers reaksiyonlar

      Kan ve lenf sistemi hastalıkları

      Bilinmiyor

      Methemoglobinemi (özellikle yenidoğanlarda NADH sitokrom b5 redüktaz eksikliği ile ilişkili olabilir (bkz. Bölüm 4.4)

      Sülfhemoglobinemi (özellikle sülfür salınımı

      yapan ilaçların yüksek dozlarıyla eş zamanlı kullanımda)

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Yaygın olmayan

      Hipersensitivite

      Bilinmiyor

      Anafilaktik reaksiyon (anafilaktik şok da dahil; özellikle i.v formülasyonlarla)

      Sistem Organ Sınıfı

      Sıklık

      Advers reaksiyonlar

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Yaygın olmayan

      Hipersensitivite

      Bilinmiyor

      Anafilaktik reaksiyon (anafilaktik şok da dahil; özellikle i.v formülasyonlarla)

      Endokrin hastalıklar*

      Yaygın olmayan

      Amenore, Hiperprolaktinemi

      Seyrek

      Galaktore

      Bilinmiyor

      Jinekomasti

      Psikiyatrik hastalıklar

      Yaygın

      Depresyon

      Yaygın olmayan

      Halüsinasyon

      Seyrek

      Konfüzyon

      Sinir sistemi hastalıkları

      Çok yaygın

      Somnolans

      Yaygın

      Ekstrapiramidal bozukluklar (özellikle

      çocuklarda ve genç erişkinler ve/veya önerilen doz aşıldığında; hatta ilacın tek doz

      uygulanmasını takiben bkz. Bölüm 4.4) Parkinsonizm, akatizi

      Yaygın olmayan

      Distoni, diskinezi, bilinç bozukluğu

      Seyrek

      Konvülsiyon (özellikle epileptik hastalarda)

      Bilinmiyor

      Tardif diskinezi (özellikle yaşlı hastalarda uzun süreli tedavi sırasında ve sonrasında kalıcı

      olabilir, bkz. Bölüm 4.4)

      Nöroleptik maling sendrom (bkz. Bölüm 4.4)

      Kardiyak hastalıklar

      Yaygın olmayan

      Bradikardi (özellikle i.v formülasyonlarla)

      Bilinmiyor

      Kardiyak arrest (enjektabl uygulamadan hemen sonra meydana gelir ve bu durumu bradikardi takip edebilir bkz. Bölüm 4.4)

      Atriyoventriküler blok, sinüs arrest (özellikle i.v formülasyonlarda)

      Elektrokardiyogram QT uzaması. Torsade de Pointes

      Hipertansiyon (feokromositoması olan/olmayan hastalarda)

      Vasküler hastalıklar

      Yaygın

      Hipotansiyon (özellikle i.v formülasyonlar ile)

      Bilinmiyor

      Şok, senkop (enjektabl uygulamadan sonra) Akut hipertansiyon (feokromasitoma hastalarında,

      bkz. Bölüm 4.3)

      Kan basıncında geçici yükselme,

      Gastrointestinal hastalıklar

      Yaygın

      Diyare

      Sistem Organ Sınıfı

      Sıklık

      Advers reaksiyonlar

      Deri ve deri altı doku hastalıkları

      Bilinmiyor

      Döküntü, kaşıntı, anjiyoödem ve ürtiker gibi deri reaksiyonları

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

      Yaygın

      Asteni

      Bilinmiyor

      Enjeksiyon bölgesi iltihabı ve lokal flebit

      *Uzun süreli tedavi sırasında hiperprolaktinemi ile ilişkili endokrin hastalıklar (amenore, galaktore, jinekomasti)

      Aşağıdaki reaksiyonlar bazen yüksek dozlar uygulandığı zaman daha sık meydana gelmektedir:

        Ekstrapiramidal semptomlar: özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde, tek doz uygulandığı zaman da dahil, akut distoni ve diskinezi, Parkinson sendromu, akatazi (bkz. bölüm 4.4).

        4.9. Doz aşımı ve tedavisi

        Semptomlar

        Ekstrapiramidal semptomlar, sersemlik, bilinç düzeyinde azalma, konfüzyon, halüsinasyon ve kardiyo-respiratuar arrest oluşabilir.

        Tedavi

        Yüksek dozda kullanım ile ilgili/ilgisiz ekstrapiramidal semptom meydana geldiğinde tedavi sadece semptomatiktir (çocuklarda benzodiazepinler, ve/veya yetişkinlerde antikolinerjik anti- parkinson ilaçlar).

        Semptomatik tedavi uygulanmalı ve hastanın klinik durumuna göre kardiyovasküler ve solunum fonksiyonları düzenli olarak izlenmelidir.

        Doğum Sonrası Depresyonu Doğum Sonrası Depresyonu Doğum sonrası depresyonu, doğumdan sonra her on kadından biri tarafından tecrübe edilen stresli bir durumdur. Diyabet Hastalığı Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır.