OMEPREFUL 40 mg IV enjeksiyonluk çözelti hazırlamak için toz ve çözücü Klinik Özellikler

Omeprazol }

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    OMEPREFUL,

      Duodenum ülseri tedavisinde,

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Oral tedaviye alternatif olarak:

      Oral yolla tedavi edilemeyen hastalar intravenöz yoldan günde 40 mg omeprazol ile tedavi edilebilirler.

      Zollinger-Ellison sendromu:

      Doz hastaya göre ayarlanmalıdır.Başlangıçiçinönerilendozgünde 60 mg olup, daha sık ve

      daha yüksek dozların kullanılması gerekebilir. Dozun 60 mg'ı geçmesi halinde, dozun bölünerek günde 2 kez verilmesi gerekir.

      Uygulama şekli:

      I.V. enjeksiyon:

      OMEPREFUL sadece intravenöz yoldan yavaş olarak enjekte edilmelidir. OMEPREFUL, infüzyon çözeltilerine ilave edilmemelidir. Çözeltinin hazırlanmasından sonra enjeksiyon en az 2,5 dakikada, dakikada en fazla 4 mL uygulanacak şekilde yapılmalıdır. Çözelti hazırlandıktan sonra en fazla 4 saat içinde uygulanmalıdır. Uygulamadan önce ürünün sulandırılması ile ilgili talimatlar için Bölüm 6.6'ya bakınız.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek yetmezliği:

      Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez (bkz. Bölüm 5.2).

      Karaciğer yetmezliği:

      Karaciğer yetmezliği olan hastalarda, günlük 10-20 mg doz yeterli olabilir (bkz. Bölüm 5.2).

      Pediyatrik popülasyon:

      Çocuklarda i.v. kullanım ile ilgili deneyim sınırlıdır.

      Geriyatrik popülasyon:

      65 yaş ve üzerindeki yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekmez (bkz. Bölüm 5.2).

      4.3. Kontrendikasyonlar

      OMEPREFUL; omeprazole substitüe benzimidazollere ve içeriğinde yer alan diğer bileşenlere karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kullanılmamalıdır.

      Omeprazol, diğer proton pompası inhibitörleri gibi, nelfinavir ile eşzamanlı kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Herhangi bir uyarıcı belirtinin ortaya çıkması halinde (örn.belirgin, istenmeyen kilo kaybı, tekrarlayan kusma, yutma güçlüğü, melena veya hematemez, vb.) ve mide ülseri teşhisi konduğunda veya mide ülserinden şüphelenildiğinde, semptomları hafifleterek tanıyı geciktirebileceği için malignite olasılığı dışlanmadan tedaviye başlanmamalıdır.

      Omeprazolün atazanavir ile eşzamanlı kullanılması tavsiye edilmez (bkz. Bölüm 4.5). Atazanavirin proton pompası inhibitörleri ile kombinasyonu kaçınılmazsa, 100 mg ritonavirle 400 mg'a kadar olan dozdaki atazanavir kombinasyonunda yakın klinik gözlem (örn.; virüs yüklemesi) önerilmekte olup omeprazol dozu 20 mg'ı geçmemelidir.

      Tüm asit bloke eden ilaçlargibi,omeprazolde,hipo-veyaaklorhidriye bağlı B12 vitamininin

      (siyanokobalamin) emilimini azaltabilir. Bu durum uzun süreli tedavide, azalmış B12 vitamini

      emilimi nedeniyle kısıtlı vücut depoları veya risk faktörleri olan hastalarda dikkate alınmalıdır.

      Omeprazol CYP2C19 inhibitörüdür. Omeprazol ile tedaviye başlandığında veya sona erdirildiğinde, CYP2C19 ile üzerinden metabolize olan ilaçlarla olası etkileşmeler dikkate alınmalıdır. Klopidogrel ile omeprazol arasında bir etkileşim gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.5). Bu etkileşimin klinik önemi belirsizdir. Önlem olarak, omeprazol ile klopidogrelin birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.

      Proton pompası inhibitörleri ile tedavi, Salmonella ve Camphylobacter gibi gastrointestinal enfeksiyonların riskinde az da olsa bir artışa neden olabilir. (bkz. Bölüm 5.1)

      Kemik kırığı:

      Yayınlanmış çeşitli gözlemsel çalışmalar, proton pompası inhibitörü (PPI) tedavisinin, kalça, el bileği ya da omurgada osteoporoza bağlı kırık riskinde bir artışla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Çoklu günlük dozlar ve uzun süreli PPI tedavisi (bir yıl ya da daha fazla) şeklinde tanımlanan yüksek doz alan hastalarda kırık riski artmıştır. Hastalar, tedavi edildikleri durum için uygun olan en düşük dozda ve en kısa süreli PPI tedavisini almalıdırlar.

      Hipomagnezemi:

      PPI'larla en az 3 ay süreyle tedavi edilen hastalarda ve çoğu olguda da bir yıl tedaviden sonra nadiren semptomatik ve asemptomatik hipomagnezemi bildirilmiştir. Ciddi advers olaylar tetani, aritmiler ve nöbetleri içermektedir. Çoğu hastada hipomagnezemi tedavisi magnezyum replasmanını ve PPI tedavisinin kesilmesini gerektirmektedir. Uzun süre tedavi alması beklenen ya da PPI'ları digoksin gibi ilaçlar ya da hipomagnezemiye neden olabilecek ilaçlarla (örn. diüretikler) birlikte alan hastalar için, sağlık mesleği mensupları PPI tedavisine başlamadan önce ve daha sonra periyodik olarak magnezyum düzeylerini takip edebilirler.

      Nöroendokrin tümörler için yapılan incelemelerle etkileşimler:Gastrik asit düzeyindeki ilaç kaynaklı azalmalara sekonder olarak serum kromogranin A (CgA) düzeyleri artmaktadır. Artmış CgA düzeyi nöroendokrin tümörler için yapılan tanı incelemelerinde yanlış pozitif sonuçlara yol açabilir. Uygulayıcılar CgA düzeylerini değerlendirmeden önce geçici olarak PPI tedavisine ara vermeli ve eğer başlangıçtaki CgA düzeyleri yüksek ise testi tekrar etmelidirler. Eğer seri testler yapılıyorsa (örn. monitorizasyon için), testler arasındaki referans aralıkları değişebileceği için testler aynı laboratuvarda yapılmalıdır.

      Özellikle bir yıldan uzun süre ile tedavi gören hastalar düzenli olarak gözetim altında tutulmalıdır.

      Bu tıbbi ürün her mL'sinde 1 mmol (23 mg)'den daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında ‘sodyum içermez'.

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Diğer tıbbi ürünlerin farmakokinetikleri üzerinde omeprazolün etkileri:

      Emilimleri pH'ya bağlı olan tıbbi ürünler:

      Omeprazol ile tedavi esnasında azalan mide asiditesine bağlı olarak, absorpsiyonu mide pH'ına bağlı olan tıbbi ürünlerin emilimi azalabilir ya da artabilir.

      Nelfinavir, atazanavir:

      Atazanavir ve nelfinavir, omeprazol ile eşzamanlı olarak kullanıldığında plazma düzeyleri azalır.

      Omeprazolün nelfinavir ile eşzamanlı kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). Omeprazol (günde bir kez 40 mg) ile eşzamanlı kullanımı, ortalama nelfinavir maruziyetini yaklaşık %40 ve farmakoloji olarak aktif metabolit M8'in ortalama maruziyetini yaklaşık %75-90 oranında azaltmıştır. Ayrıca etkileşim CYP2C19 inhibisyonunu da içermektedir.

      Omeprazolün atazanavir ile eşzamanlı kullanımı önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.4). Sağlıklı gönüllülerde, omeprazol (günde bir kez 40 mg) ve atazanavir 300 mg/ritonavir 100 mg'ın birlikte uygulanması atazanavir maruziyetinde %75'lik bir azalmaya yol açmıştır. Atazanavir dozunun 400 mg'a yükseltilmesi, atazanavir maruziyetine omeprazolün etkisini kompanse etmemektedir. Sağlıklı gönüllülerde, omeprazol (günde bir kez 20 mg) ile atazanavir 400 mg/ritonavir 100 mg'in birlikte uygulanması, günde bir kez atazanavir 300 mg/ritonavir 100 mg uygulamasına göre atazanavir maruziyetinde yaklaşık %30'luk bir azalmaya yol açmıştır.

      Digoksin:

      Omeprazol (günde 20 mg) ve digoksinin sağlıklı gönüllülerde eşzamanlı kullanımı digoksinin biyoyararlanımını %10 arttırmıştır. Digoksin toksisitesi nadiren bildirilmiştir. Bununla birlikte, yaşlı hastalarda yüksek dozlarda omeprazol verildiğinde dikkatli olunmalıdır. Sonrasında, digoksinin terapötik ilaç izlemesi deteklenmelidir.

      Klopidogrel:

      Sağlıklı gönüllüler ile yapılan çalışmaların sonuçları, klopidogrel (300 mg yükleme dozu/75 mg günlük idame dozu) ile omeprazol (günde bir kez 80 mg) arasında farmakokinetik (FK)/farmakodinamik (FD) etkileşim olduğunu göstermiştir. Klopidogrel ve omeprazol birlikte verildiği zaman klopidogrelin aktif metabolitine maruziyeti ortalama %46 ve trombosit agregasyonunun maksimum inhibisyonu ortalama %16 oranında azalmıştır.

      Gözlemsel ve klinik çalışmaların her ikisinde de bu FK/FD etkileşiminin önemli kardiyovasküler olaylar açısından yarattığı klinik sonuçlara ilişkin tutarlı olmayan veriler bildirilmiştir. Önlem olarak, omeprazol ve klopidogrelin eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).

      Diğer tıbbi ürünler:

      Posakonazol, erlotinib, ketokonazol ve itrakonazolün emilimi anlamlı derecede azalmıştır ve bu yüzden klinik etkinlik bozulabilir. Posakonazol ve erlotinibin eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.

      CYP2C19 tarafından metabolize edilen tıbbi ürünler:

      Omeprazol, majör omeprazol metabolize edici enzim olan CYP2C19'u orta düzeyde inhibe eder. Bu sebeple, CYP2C19 enzimi aracılığıyla metabolize olan diazepam, fenitoin, varfarin (R-varfarin) ve diğer K vitamini antagonistleri ve silostazol gibi diğer ilaçların metabolizmasını yavaşlatabilir.

      Silostazol:

      40 mg omeprazolün sağlıklı deneklere verildiği bir çapraz çalışmada, silostazolün Cmaks ve EAA değerleri sırasıyla %18 ve %26 artmış, aktif metabolitlerinden birinin değerleri sırasıyla

      %29 ve %69 artmıştır.

      Fenitoin:

      Omeprazol tedavisinin başlanmasından itibaren ilk iki hafta süresince fenitoin plazma konsantrasyonunun izlenmesi önerilmekte olup eğer fenitoin doz ayarlaması yapılmışsa, omeprazol tedavisi bitmek üzereyken izleme ve ileri doz ayarlaması yapılmalıdır.

      Bilinmeyen mekanizma:

      Sakinavir:

      Omeprazolün sakinavir/ritonavir ile eşzamanlı kullanımı ile HIV-infekte olmuş hastalarda iyi tolere edilen sakinavirin plazma seviyelerinde yaklaşık %70'e varan artış bildirilmiştir.

      Takrolimus:

      Omeprazol ve takrolimusun birlikte kullanılması durumunda takrolimusun plazma seviyesinde artış olduğu bildirilmiştir. Renal fonksiyon (kreatinin klerensi) dahil takrolimus konsantrasyonlarının desteklenmiş izlenimi yürütülmeli ve eğer gerekliyse takrolimus dozu ayarlanmalıdır.

      Metotreksat:

      Bazı hastalarda, proton pompası inhibitörleri ile birlikte verildiğinde metotreksat düzeylerinin arttığı bildirilmiştir. Yüksek doz metotreksat uygulanmasında, omeprazol uygulamasının geçici olarak bırakılması gerekebilir.

      Diğer ilaçların omeprazolün farmakokinetiği üzerindeki etkisi:

      CYP2C19 ve/veya CYP3A4 inhibitörleri:

      Omeprazol, CYP2C19 ve CYP3A4 ile metabolize olduğundan, CYP2C19 veya CYP3A4 veya her ikisini de inhibe ettiği bilinen klaritromisin ve vorikonazol gibi ilaçlar, omeprazolün metabolizma hızını azaltarak, omeprazolün serum düzeylerinin artmasına sebep olabilir. Omeprazol ile vorikonazolün birlikte kullanılması, omeprazole maruziyetin iki kattan fazla artması ile sonuçlanmıştır. Omeprazolün yüksek dozları iyi tolere edildiğinden, geçici olarak birlikte kullanıldığında omeprazol için doz ayarlaması gerekli değildir. Bununla birlikte, şiddetli karaciğer bozukluğu olan hastalarda ve uzun dönemli tedavi gerekiyorsa, doz ayarlaması düşünülmelidir.

      CYP2C19 ve/veya CTP3A4 indükleyicileri:

      CYP2C19 veya CYP3A4 veya her ikisini de indüklediği bilinen rifampisin gibi ilaçlar omeprazolün metabolizma hızını arttırarak omeprazol serum düzeylerinin azalmasına neden olabilir.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:

      Omeprazolün pediyatrik kullanımı tavsiye etmek için yeterli veri yoktur.

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Gebelik kategorisi: C

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (kontrasepsiyon)

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda üreme yeteneği üzerine etkilerine ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Doğum kontrol hapları ile omeprazol arasında herhangi bir etkileşim bildirilmemiştir.

      Gebelik dönemi

      Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonel/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3).

      İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

      Üç adet prospektif epidemiyolojik çalışma (1000'den fazla uygulamaya ait sonuçları içerir), omeprazolün hamilelerde ve fetus veya yenidoğan sağlığı üzerinde herhangi bir advers etkisi olmadığını göstermektedir.

      OMEPREFUL gebelikte ancak anneye sağlayacağı faydalar fetüs için potansiyel risklere üstünse kullanılmalıdır.

      Laktasyon dönemi

      Omeprazol anne sütüne geçer, ancak terapötik dozlarda kullanıldığında çocuk üzerine etkisi olması beklenmez. Emzirme döneminde kullanılmaması daha doğrudur.

      Üreme yeteneği / Fertilite

      Üreme yeteneği/fertilite üzerine etkisine dair çalışma yapılmamıştır.

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      OMEPREFUL araba ve makine kullanımını etkilememektedir. Baş dönmesi ve görsel bozukluklar gibi advers ilaç reaksiyonları görülebilir (bkz. Bölüm 4.8). Bu advers reaksiyonlardan etkilenen hastalar araba ve makine kullanmamalıdırlar.

      4.8. İstenmeyen etkiler

      En yaygın yan etkiler (hastaların %1-10'unda) baş ağrısı, karın ağrısı, kabızlık, ishal, midede gaz birikmesi ve mide bulantısı/kusmadır.

      Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrasında aşağıdaki olaylar advers etki olarak rapor edilmiştir. Bunların hiçbiri doz ile ilişkili bulunmamıştır.

      Sistem organ sınıfına göre aşağıda listelenen istenmeyen olayların sıklık dereceleri şu şekilde tanımlanmıştır:

      Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥ 1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)).

      Kan ve lenf sistemi hastalıkları

      Seyrek: Lökopeni, trombositopeni

      Çok seyrek: Agranülositoz, pansitopeni.

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Seyrek: Ateş, anjiyoödem ve anafilaktik reaksiyon/şok gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları

      Metabolizma ve beslenme hastalıkları

      Seyrek: Hiponatremi

      Bilinmiyor: Hipomagnezemi; ağır hipomagnezemi hipokalsemiye neden olabilir.

      Psikiyatrik hastalıklar

      Yaygın olmayan: Uykusuzluk

      Seyrek: Ajitasyon, konfüzyon, depresyon Çok seyrek: Agresyon, halüsinasyon

      Sinir sistemi hastalıkları

      Yaygın: Baş ağrısı

      Yaygın olmayan: Sersemlik, parestezi, uyku hali

      Seyrek: Tat alma bozuklukları

      Göz hastalıkları

      Seyrek: Bulanık görme

      Kulak ve iç kulak hastalıkları

      Yaygın olmayan: Baş dönmesi

      Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

      Seyrek: Bronkospazm

      Gastrointestinal hastalıklar

      Yaygın: Karın ağrısı, kabızlık, ishal, midede gaz birikmesi, bulantı/kusma, fundik bez polipleri (benign)

      Seyrek: Ağız kuruluğu, stomatit, gastrointestinal pamukçuk

      Bilinmiyor: Mikroskopik kolit

      Hepatobiliyer hastalıklar

      Yaygın olmayan: Karaciğer enzimlerinde artış Seyrek: Sarılık eşlik eden veya etmeyen hepatit

      Çok seyrek: Hepatik yetmezlik, önceden var olan karaciğer hastalığı olanlarda ensefalopati

      Deri ve deri altı doku hastalıkları

      Yaygın olmayan: Dermatit, kaşıntı, döküntü, ürtiker Seyrek: Alopesi, fotosensitivite

      Çok seyrek: Eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (TEN)

      Kas, iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları Yaygın olmayan: Kalça, el bileği ya da omurgada kırık Seyrek: Artralji, miyalji

      Çok seyrek: Kas zayıflığı

      Böbrek ve idrar hastalıkları

      Seyrek: İnterstisyel nefrit

      Üreme sistemi ve meme hastalıkları

      Çok seyrek: Jinekomasti

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

      Yaygın olmayan: Halsizlik, periferal ödem Seyrek: Aşırı terleme

      Ciddi hastalığı olanlarda, izole vakalarda, özellikle yüksek dozlardaki omeprazolün intravenöz tedavisi sonrasında irreversibl görme bozuklukları bildirilmiştir. Bununla birlikte bu belirtilerin omeprazol tedavisi ile nedensel bir ilişkisi saptanamamıştır.

      Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

      Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; eposta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99)

      4.9. Doz aşımı ve tedavisi

      İnsanlarda omeprazol doz aşımı ile ilgili sınırlı deneyim mevcuttur. Literatürde, 560 mg dozlarına kadar tanımlıdır ve omeprazolün oral tek dozlarının 2.400 mg'ı (olağan önerilen klinik dozun 120 katı) geçtiği nadir raporlar alınmıştır. Mide bulantısı, kusma, baş dönmesi, karın ağrısı, diyare ve baş ağrısı bildirilmiştir. Ayrıca tek olgularda apati, depresyon ve konfüzyon tanımlanmıştır.

      İnme İnme İnme, beynin hasar görmesinin sonucudur. Bu hasar, beynin bir kısmındaki ya bir kanama ya da akut kan eksikliği nedeniyle o kısmın geçici ya da kalıcı olarak işlevini yapamamasına yol açar. Travma Sonrası Bunalımı Travma Sonrası Bunalımı Travmatik bir olay, günlük olağan olayların dışında olan ve kişiyi derinden rahatsız eden bir olaydır.Birçok olay böyle bir etki gösterebilir.