Osel İlaçları NOVOPYRINE 1 gr/2 ml 10 ampül KUBFarmakolojik Özellikler

NOVOPYRINE 1 gr/2 ml 10 ampül Farmakolojik Özellikler

Metamizol Sodyum }

Sinir Sistemi > NONNARKOTİK ANALJEZİKLER > Metamizol Sodyum
Osel İlaç San. Ve Tic. A.Ş | 13 July  2012

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapötik grubu: Pirazolonlar ATC Kodu: N02BB02

    Metamizol'ün analjezik, antipiretik ve antispazmodik etkileri vardır. Metamizol büyük olasılıkla kombine bir santral ve periferik etki şekline sahiptir. Afferent lifler, omurilik ve periakuaduktal gri madde düzeyindeki santral etki mekanizmaları metamizolün analjezik etkisine katkıda bulunabilir.

    Etki mekanizması tam olarak araştırılmamıştır. Bazı veriler metamizol ve ana metabolitinin (4-N-metilarninoantipirin) kombine bir santral ve periferik etki modeline sahip olabileceğini göstermektedir.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Metamizol ve metabolitlerinin farmakokinetiği tam olarak açık değildir. Fakat aşağıdaki bilgiler verilebilir:

    Emilim:

    Oral uygulamadan sonra metamizol tamamen aktif metaboliti olan 4-N- metilaminoantipirine (MAA) hidrolize olur. MAA'nın mutlak biyoyararlanımı yaklaşık olarak %90'dır ve oral uygulama sonrası intravenöz uygulamaya oranla biraz daha yüksektir. Metamizol besinlerle birlikte alındığında MAA'nın farmakokinetiği farkedilir bir değişikliğe uğramaz.

    Biyotransformasyon:

    Klinik etkiyi temel olarak MAA ve bir dereceye kadar da 4-aminoantipirin (AA) sağlar. AA'nın Eğri Altında kalan Alan (EAA) değerleri MAA'nın Eğri Altında kalan Alan (EAA) değerinin yaklaşık %25'ini oluşturur. 4-N-asetilaminoantipirin (AAA) ve 4-N- formilaminoantipirin (FAA) gibi metabolitlerinklinik etkileri yok gibi görünmektedir. Tüm metabolitler için lineer olmayan bir farmakokinetik gözlenir. Bu bulgunun klinik

    önemi hakkında bir yargıya varılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Kısa

    Dağılım:

    Proteine bağlanma düzeyleri MAA için %58, AA için %48, FAA için %18 ve AAA için

    %14'tür. Bir intravenöz doz sonrası metamizolün plazma yarılanma ömrü yaklaşık 14 dakikadır.

    Eliminasyon:

    Radyoaktif işaretli intravenöz dozun yaklaşık %96'sı idrar, yaklaşık %6'sı ise feçes yoluyla atılır. Tek bir oral dozdan sonra metabolitlerin %85'i idrarla atılmış ve bunun

    %3±%1'i MAA, %6±%3'ü AA, %26±%8'i AAA ve %23±%4'ü FAA'dan oluşmuştur. 1 g'lık tek bir oral metamizol dozundan sonra renal klirens MAA için 5 mL+2 mL/dk., AA için 38 mL+13 mL/dk., AAA için 61 mL±8 mL/dk., ve FAA için 49 mL+5 mL/dk

    olmuştur. Aynı dozdan sonraki plazma yarılanma ömürleri de MAA için 2,7+0,5 saat, AA için 3,7 +1,3 saat, AAA için 9,5+1,5 saat ve FAA için 11,2+1,5 saat olmuştur.

    Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:

    Tüm metabolitler için lineer olmayan bir farmakokinetik gözlenir. Bu bulgunun klinik önemi hakkında bir yargıya varılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

    Hastalardaki karakteristik özellikler

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlılarda ilaca maruz kalma (EAA) 2-3 kat artar.

    Karaciğer yetmezliği:

    Karaciğer yetmezliği olan hastalarda, tek dozluk oral uygulama sonrasında, MAA ve FAA'nın yarılanma ömrü 3 kat artmıştır (10 saat), ancak AA ve AAA'daki artış bu kadar belirgin olmamıştır.

    Böbrek yetmezliği:

    Böbrek fonksiyonu bozulmuş olan hastalar üzerinde yeterli yoğunlukta çalışma yapılmamıştır. Mevcut veriler ise bazı metabolitler için (AAA ve FAA) eliminasyonun azaldığını göstermektedir.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Akut toksisite

    Metamizolün fare ve sıçanlardaki en düşük letal dozları: Oral yolla yaklaşık 4000 mg/kg; intravenöz olarak yaklaşık 2300 mg metamizol/kg veya 400mg MAA/kg'dır.

    İntoksikasyon belirtileri ise taşipne, sedasyon ve premortal konvülsiyonlar olmuştur.

    Kronik toksisite

    Metamizolün, sıçanlarda günlük 150 mg/kg dozlarda, köpeklerde ise günlük 50 mg/kg dozlarda 4 hafta boyunca uygulanması tolere edilmiştir.

    Farklı hayvan türlerinde subkronik ve kronik toksisite çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

    Sıçanlarda 6 ay süreyle günlük 100-900 mg/kg dozunda metamizol uygulanmıştır. En

    yüksek dozda (900 mg/kg), 13. haftadan sonra retikülositlerde ve Heinz cisimciklerinde artış saptanmıştır.

    Köpeklerde 6 ay süreyle günlük 30-600 mg/kg dozlarında metamizol uygulanmıştır. Günde 300 mg/kg dozlarından itibaren, doza bağlı hemolitik anemi ve böbrek ve karaciğer işlevlerinde bozulma gözlenmiştir.

    Daha yüksek dozlar her iki cinste de serum kimyasında değişikliğe ve karaciğer ve dalakta hemosiderozise sebep olmuş; ayrıca kemik iliği toksisitesi ve anemi belirtileri saptanmıştır.

    In vitro ve in vivo deneyler, aynı test sistemlerinde metamizol için çelişkili sonuçlar vermiştir.

    Karsinojenite

    Sıçanlarda yapılan uzun süreli çalışmalarda karsinojenik potansiyeli gösteren bir bulguya rastlanmamıştır. Uzun süreli üç çalışmadan ikisinde, yüksek dozlarda karaciğer hücreli adenomlarda artış bildirilmiştir.

    Mutajenite

    Literatürde hem pozitif hem de negatif sonuçlar tanımlanmıştır. Ancak belirtilen Hoechst dereceli materyal ile yapılan in-vitro ve in-vivo çalışmalar mutajenik potansiyele ilişkin bir bulgu göstermemiştir.

    Üreme Toksisitesi

    Sıçan ve tavşanlarda yapılan embriyotoksisite çalışmalarında teratojenik potansiyel gösterilmemiştir.

    Tavşanlarda, maternal toksisite göstermeyen 100 mg/kg/gün dozunda letal etkiler bildirilmiştir. Sıçanlarda fatal embriyotoksik etkiler, maternal toksisite gözlenen doz aralığında ortaya çıkmıştır. Sıçanlarda 100 mg/kg/gün'ün üzerindeki dozlar, gestasyon süresinde uzama ve doğum sürecinde bozulmayla beraber, yavrularda mortalite artışına neden olmuştur.

    Fertilite testlerinde, 250 mg/kg/gün'ün üzerindeki dozlarda fertil jenerasyonungebelik oranında hafif bir azalma gösterilmiştir. F1 jenerasyonun fertilitesi etkilenmemiştir.

    Asperger Sendromu Asperger Sendromu Asperger sendromu, otistik gurubun bir bölümü olan bir özürdür. Bu genelde, gurubun daha ”yüksek” tarafında yer aldığı düşünülen kişilere uygun bir tanıdır. İnme İnme İnme, beynin hasar görmesinin sonucudur. Bu hasar, beynin bir kısmındaki ya bir kanama ya da akut kan eksikliği nedeniyle o kısmın geçici ya da kalıcı olarak işlevini yapamamasına yol açar.