NEURONTIN 600 mg 50 çentikli film tablet Farmakolojik Özellikler

Gabapentin }

Sinir Sistemi > NONNARKOTİK ANALJEZİKLER
Viatris İlaçları Ltd.Şti | 17 November  2011

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapötik grup: Diğer antiepileptikler ATC kodu: N03AX12

    Etki mekanizması:

    Gabapentin kolaylıkla beyne girer ve bir takım epilepsi hayvan modellerinde nöbetleri engeller. Gabapentin GABA veya GABA reseptörlerine afinite göstermez ve GABA metabolizmasını değiştirmez. Beynin diğer nörotransmiter reseptörlerine bağlanmaz ve sodyum kanalları ile etkileşime girmez. Gabapentin, beyinde voltaja duyarlı kalsiyum kanallarının alfa delta alt üniteleri ile ilişkili bağlanma bölgelerine yüksek afinite ile bağlanır ve alfadelta alt ünitelerine olan bu bağlanmanın gabapentinin hayvanlarda antiepileptik etkisinin sebebi olduğu düşünülebilir. Geniş tarama paneli alfadelta dışında herhangi bir ilaç hedefi önermez.

    Çeşitli klinik öncesi modellerden elde edilen veriler, gabapentinin farmakolojik aktivitesinin alfadelta'ya bağlanma aracılığıyla merkezi sinir sistemindeki uyarıcı nörotransmiterlerin salınmasındaki azalma ile meydana gelebileceği konusunda bilgi verir. Bu durum gabapentinin antiepileptik aktivitesinin temelini oluşturur. Gabapentinin bu aktiviteleri ile insanlardaki antikonvülsan etkileri arasındaki ilişki

    araştırma konusudur.

    Gabapentin ayrıca birçok klinik öncesi hayvan ağrı modellerinde etkililik gösterir. Gabapentinin alfa delta alt ünitelerine spesifik olarak bağlanmasının hayvan modellerindeki analjezik aktiviteden sorumlu olabilecek çeşitli faaliyetler ile sonuçlanabileceği düşünülmektedir. Gabapentinin analjezik aktivitesi, spinal kord ve beynin üst merkezindeki inen ağrı inhibitör yolakları ile meydana gelir. Bu preklinik özelliklerin insanlardaki etkisi bilinmemektedir.

    Klinik etkililik ve güvenlilik

    Yaşları 3 ila 12 arasında değişen parsiyel konvülsiyonlu pediyatrik hastaların ek tedavisi için yürütülen bir klinik çalışmada plasebo ile karşılaştırıldığında gabapentin lehine; %50 cevap oranında sayı ile ifade edilebilen ancak istatistiksel olarak anlamlı olmayan bir fark göstermiştir. Yaşa bağlı yanıt oranının ek post-hoc analizinde, hem devamlı veya hem de ikiye ayrılmış değişkende (3-5 ve 6-12 yaş gruplarında) yaşın istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi ortaya çıkmamıştır. Ek post-hoc analizinden alınan veriler aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

    Tedaviye cevap (≥ %50 iyileşme) ve yaş MITT* popülasyonu

    Yaş kategorisi

    Plasebo

    Gabapentin

    P değeri

    <6

    4/21 (%19,0)

    4/17 (%23,5)

    0,7362

    6 ila 12 yaş arası

    17/99 (%17,2)

    20/96 (%20,8)

    0,5144

    *Modifiye edilmiş tedavi yönelmeli popülasyon, hem başlangıçta hem de çift kör fazda, 28 gün boyunca nöbet kayıt günlüğü tutulan ve çalışma ilacına randomize edilmiş tüm hastalar olarak tanımlanmıştır.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Emilim:

    Farmakokineti

    k parametre

    300 mg (N=7)

    400 mg (N=14)

    800 mg

    (N=14)

    Ortalam

    a

    %

    Ortalam

    %

    Varyasyon

    Ortalam a

    %

    Varyasyon

    Gabapentin, oral yoldan uygulandıktan sonra, pik plazma gabapentin konsantrasyonuna 2-3 saatte ulaşır. Doz arttıkça gabapentin biyoyararlanımı (absorbe edilen dozun fraksiyonu) düşmektedir. Oral yoldan uygulanan 300 mg'lık gabapentinin mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %60'tır. Yüksek yağ içerikli diyet dahil olmak üzere yemeğin gabapentinin farmakokinetiği üzerine etkisi yoktur.

    Tekrarlanan doz uygulamalarında, gabapentinin farmakokinetiği değişmez.

    Klinik çalışmalarda plazma gabapentin konsantrasyonları genellikle 2 mikrogram/m L ve 20 mikrogram/mL arasında olmakla birlikte, bu konsantrasyonlar güvenirlilik veya etkinlik açısından bir gösterge değildir. Farmakokinetik parametreler aşağıda Tablo 3'te verilmiştir.

    Tablo 3: Her 8 saatte bir uygulamanın ardından gabapentinin ortalama (%Varyasyon katsayısı) kararlı durum farmakokinetik parametreleri

    C

    (mikrogram/ml

    )

    4,02

    (24)

    5,74

    (38)

    8,71

    (29)

    t (saat)

    2,7

    (18)

    2,1

    (54)

    1,6

    (76)

    t (saat)

    5,2

    (12)

    10,8

    (89)

    10,6

    (41)

    EAA

    (mikrogram x

    saat/ml)

    24,8

    (24)

    34,5

    (34)

    51,4

    (27)

    Ae (%)

    *

    *

    47,2

    (25)

    34,4

    (37)

    C= En yüksek kararlı durum plazma konsantrasyonu t= En yüksek plazma konsantrasyonuna ulaşma süresi t = Eliminasyon yarılanma ömrü

    EAA= 0-8 saatlerinde doz sonrası plazma konsantrasyonu/zaman eğri altı alanı Ae= 0-8 saatlerinde doz sonrası idrarla değişmeden atılan gabapentin yüzdesi

    *= Ölçülmemiştir Dağılım:

    Gabapentin plazma proteinlerine bağlanmaz ve dağılım hacmi 57,7 litredir. Epilepsili

    hastalarda, beyin–omurilik sıvısındaki konsantrasyonu, kararlı durumdaki plazma konsantrasyonlarının yaklaşık %20'sidir. Gabapentin, emziren kadınlarda anne sütünde bulunur.

    Biyotransformasyon:

    Gabapentinin insanlarda metabolize edilmesi ile ilgili kanıt yoktur. Gabapentin ilaç metabolizmasından sorumlu karışık fonksiyonlu hepatik oksidaz enzimlerini indüklemez.

    Eliminasyon:

    Gabapentin değişmeden renal atılım ile elimine edilir. Gabapentinin eliminasyon

    yarılanma ömrü (t ) 5-7 saattir ve doza bağlı değildir.

    Yaşlı hastalarda ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda gabapentin plazma klirensi azalır. Gabapentin eliminasyon hız sabiti, plazma klirensi ve böbrek klirensi, kreatinin klirensi ile doğru orantılıdır.

    Gabapentin, hemodiyaliz ile plazmadan uzaklaştırılabilir. Böbrek fonksiyonları kısıtlanmış hastalarda veya hemodiyaliz tedavisi uygulananlarda gabapentin dozunun ayarlanması önerilir (bkz. Bölüm 4.2).

    Çocuklarda gabapentin farmakokinetiği, yaşları 1 ay – 12 yıl arasında değişen 50 sağlıklı gönüllü üzerinde çalışılmıştır. Genel olarak mg/kg temelinde doz verildiğinde 5 yaşın üzerindeki çocuklarda plazma gabapentin konsantrasyonları erişkinlerdekine benzer olmuştur.

    Yaşları 1 ay ile 48 ay arasında değişen 24 sağlıklı yenidoğan ve çocuk üzerinde yapılan farmakokinetik bir çalışmada, 5 yaşından daha büyük çocuklara kıyasla yaklaşık olarak %30 daha düşük maruziyet (EAA) elde edilmiş olup, C daha düşük ve vücut ağırlığı başına klirens daha yüksek gözlenmiştir.

    Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:

    Gabapentin biyoyararlanımı (absorbe edilen doz oranı), artan doz ile azalır; bu da biyoyararlanım parametresini (F) (örn; %Ae, CL/F, Vd/F) içeren farmakokinetik parametrelerde doğrusal olmama durumuna neden olur. Eliminasyon farmakokinetiği (CLr ve t gibi F'yi içermeyen farmakokinetik parametreler), en iyi şekilde doğrusal farmakokinetikle açıklanır. Kararlı durum plazma gabapentin konsantrasyonları, tek doz verilerinden öngörülebilir.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Karsinojenez:

    Gabapentinin karsinojenik etkileri, oral yoldan (diyetle birlikte) iki yıl boyunca farelere 200, 600 ve 2.000 mg/kg/gün dozunda, sıçanlara 250, 1.000 ve 2.000 mg/kg/gün dozunda uygulanarak araştırılmıştır. Sadece en yüksek doz grubundaki erkek sıçanlarda, pankreas tümörlerinin (asiner hücre tümörleri) sıklığında istatistiksel açıdan anlamlı bir artış gözlenmiştir. 2.000 mg/kg/gün dozunda sıçanlarda oluşan doruk plazma konsantrasyonları, günde 3.600 mg/gün verilen insanlarda oluşan plazma konsantrasyonlarından 10 kat fazladır.

    Erkek sıçanlardaki bu pankreas asiner hücre tümörleri, düşük-seviye malignite lerdir, hayatta kalmayı etkilememiş, metastaz yapmamış veya komşu dokulara invazyon göstermemiştir ve eş zamanlı kontrollerde görülenlerle benzer olmuştur. Erkek sıçanlardaki bu pankreas asiner hücre tümörlerinin insanlarda karsinojenik risk ile ilgisi belirsizdir.

    Mutajenez:

    Gabapentin genotoksik potansiyel göstermemiştir. İn vitro olarak memeli hücreleri veya bakteri kullanılarak yapılan standart miktar tayini testlerinde gabapentin mutajenik olmamıştır.

    Gabapentin memeli hücrelerinde in vitro veya in vivo olarak yapısal kromozom bozukluklarına neden olmamıştır, hamsterlerde kemik iliğinde mikronukleus oluşumunu tetiklememiştir.

    Fertilite Bozukluğu:

    2.000 mg/kg'a kadar olan dozlarda, sıçanların fertilite veya üremeleri üzerinde hiçbir advers etki gözlenmemiştir (mg/m'lik vücut yüzeyi alanına göre maksimum günlük insan dozunun yaklaşık beş katı).

    Teratojenez:

    Gabapentin kontrollerle karşılaştırıldığında, fare, sıçan veya tavşan yavrularında, 3.600 mg olan günlük insan dozunun sırasıyla 50, 30 ve 25 katı dozlarda

    malformasyon insidansını arttırmamıştır (mg/minsan dozunun sırasıyla 4, 5 veya 8 katı).

    Gabapentin kemirgenlerde; kafatası, vertebralar ile ön ve arka bacaklarda, fetal büyüme geriliğine işaret eden gecikmiş kemikleşmeyi indüklemiştir. Bu etkiler, gebe fareler organogenez sırasında 1.000 veya 3.000 mg/kg/gün oral dozlar aldığında ve sıçanlara, çiftleşme öncesinde, çiftleşme süresince ve gebelik boyunca 2 .000 mg/kg verildiğinde ortaya çıkmıştır. Bu dozlar, mg/mesasına göre 3.600 mg'lık insan dozunun yaklaşık 1 ila 5 katıdır.

    500 mg/kg/gün dozu verilen gebe farelerde hiçbir etki gözlenmemiştir (mg/mesasına göre günlük insan dozunun yaklaşık yarısı).

    Sıçanlara 2.000 mg/kg/gün dozun verildiği bir fertilite ve genel üreme çalışmasında;

    1.500 mg/kg/gün dozun verildiği bir teratoloji çalışmasında; 500, 1.000 ve 2.000 mg/kg/gün dozların verildiği bir doğum öncesi ve doğum sonrası çalışmasında hidroüreter ve/veya hidronefroz insidansında artış gözlenmiştir. Bu bulguların önemi bilinmemektedir; fakat, bunlar gelişim gecikmesi ile ilişkilendirilmiştir. Bu dozlar da mg/mesasına göre 3.600 mg'lık insan dozunun yaklaşık 1 ila 5 katıdır.

    Tavşanlarda yapılan bir teratoloji çalışmasında, organogenez sırasında verilen 60, 300 ve 1.500 mg/kg/gün dozları verilen gebe tavşanlarda implantasyon sonrası fetal kayıp insidansında artış ortaya çıkmıştır. Bu dozlar, mg/mesasına göre 3.600 mg'lık günlük insan dozunun yaklaşık 0,3 ila 8 katıdır. Güvenirlik marjları bu etkilerin insanlarda oluşturduğu riskleri göz ardı etmek için yetersizdir.

    Artrit Artrit Artrit, oldukça yaygın bir hastalıktır ancak iyi anlaşılamamıştır. Aslında “artrit” tek bir hastalığın adı değildir; eklem ağrısı veya eklem hastalıklarını adlandırmanın gayri resmi yoludur. Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır.