NAUZEX 8 mg/4 ml IV/IM enjeksiyonluk/infüzyonluk çözelti Klinik Özellikler

Ondansetron Hcl }

Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Antiemetikler ve Bulantıyı Önleyici İlaçlar > Ondansetron HCL
Polifarma İlaç San.ve Tic. A.Ş. | 4 December  2018

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    NAUZEX, sitotoksik kemoterapi ve radyoterapinin neden olduğu bulantı ve kusmaların tedavisinde, ayrıca post-operatif bulantı ve kusmanın önlenmesinde ve tedavisinde endikedir.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji/ Uygulama sıklığı ve süresi:

    Yetişkinlerde:

    Kemoterapi ve radyoterapi sonucu oluşan bulantı ve kusma: Kanser tedavisinin emetojenik potansiyeli, uygulanan kemoterapi kombinasyonlarının dozlarına ve kullanılan radyoterapi rejimlerine göre değişir. NAUZEX'in aynı zamanda uygulama ve dozaj esnekliği sağlayan oral tablet formları da mevcuttur. Kemoterapi ile indüklenmiş bulantı ve kusması olan yetişkinlerde düşük IV doz rejimi (4 saat aralıklarla üç kere 0,15 mg/kg) kullanılabilir. Fakat QT uzama riskinden dolayı tek doz IV ondansetron dozu 16 mg'ı aşmamalıdır.

    Emetojenik kemoterapi ve radyoterapi: Emetojenik kemoterapi ve radyoterapi alan hastalara ondansetron oral veya intravenöz enjeksiyon şeklinde verilebilir. Düşük IV doz rejimi (4 saat aralıklarla üç kere 0,15 mg/kg) kullanılabilir; 30 saniyeden az olmamak üzere tedaviden hemen önce yavaş intravenöz enjeksiyon şeklindedir. Fakat QT uzama riskinden dolayı tek doz IV ondansetron dozu 16 mg'ı aşmamalıdır. İlk 24 saatten sonraki gecikmiş veya uzamış emezisten korunmak için, ilk gün uygulanan tedaviyi takiben oral ondansetron tedavisi önerilir.

    Yüksek derece emetojenik kemoterapi: Yüksek dozda sisplatin gibi aşırı emetojenik kemoterapi uygulanan hastalara NAUZEX kemoterapiden hemen önce düşük IV doz rejimi (4 saat

    aralıklarla üç kere 0,15 mg/kg) kullanılabilir. Fakat QT uzama riskinden dolayı tek doz IV ondansetron dozu 16 mg'ı aşmamalıdır. 8 mg'dan yüksek dozlar verilecekse 50-100 mL serum fizyolojik veya diğer geçimli olduğu infüzyon sıvıları ile seyreltilmeli ve 15 dakikadan az olmamak üzere infüzyon şeklinde verilmelidir.

    Yüksek derecede emetojenik kemoterapinin yönetimi için 30 saniyeden az olmamak üzere kemoterapiden hemen önce uygulanan 8 mg'lık yavaş intravenöz enjeksiyonu veya intramüsküler enjeksiyonu takiben 2 ila 4 saat ara ile ilave iki 8mg'lık intravenöz doz veya 24 saate kadar 1 mg/saat devamlı infüzyon şeklinde verilebilir. Dozaj rejiminin seçimi uygulanan tedavinin emetojenik potansiyeline (kusma ve bulantı meydana getirme şiddetine) göre yapılmalıdır. Aşırı derecede emetojenik kemoterapide NAUZEX'in etkisi kemoterapiden önce 20 mg'lık tek bir intravenöz deksametazon sodyum fosfat dozunun ilavesiyle arttırılabilir. İlk 24 saatten sonraki gecikmiş veya uzamış emezisten korunmak için ilk gün uygulanan tedaviyi takiben oral ondansetron tedavisi önerilir.

    Post operatif bulantı ve kusma: Post-operatif bulantı ve kusmayı önlemek için ondansetron oral, intramüsküler veya yavaş intravenöz enjeksiyon şeklinde verilebilir. Önerilen NAUZEX enjeksiyon dozu anestezi indüksiyonunda intramüsküler veya yavaş intravenöz enjeksiyon şeklinde tek doz 4 mg'dır. Başlamış post-operatif bulantı ve kusmanın tedavisinde tek doz 4 mg intramüsküler veya yavaş intravenöz enjeksiyon şeklinde uygulanır.

    Tüm yetişkin hastalarda (yaşlılar dahil) tekrarlayan dozlarda:

      Tekrarlayan intravenöz ondansetron dozları en az 4 saat arayla uygulanmalıdır.

      75 yaşından küçük yetişkin hastalar:

      Yetişkinlerde (75 yaşından küçük) kemoterapi ile indüklenen mide bulantısı ve kusmanın engellenmesi için verilen tek bir intravenöz ondansetron dozu 16 mg'ı geçmemelidir. (en az 15 dakika boyunca infüzyonla)

    Uygulama şekli:

    İntramüsküler veya intravenöz yolla verilir. (Ayrıca bakınız Bölüm: 6.6)

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Günlük dozaj, dozaj sıklığı ve uygulama yolunda değişiklik yapmaya gerek yoktur.

    Karaciğer yetmezliği:

    Orta derecede şiddetli veya şiddetli karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda ondansetron klirensi önemli derecede azalır ve serum yarılanma ömrü önemli derecede uzar. Böyle hastalarda günlük toplam doz 8 mg'ı aşmamalıdır.

    Pediyatrik popülasyon:

    KNBK (sitotoksik kemoterapinin neden olduğu bulantı ve kusma – 6 aydan 17 yaşa kadar) için

    doz, vücut yüzey alanı (VYA) ya da ağırlığa göre hesaplanabilir. Pediyatrik klinik çalışmalarda

    ondansetron 25-50 mL serum fizyolojik ya da diğer geçimli infüzyon sıvılarında seyreltilerek

    infüzyon ile verilmiş ve infüzyon en az 15 dakikada yapılmıştır.

    VYA ile dozlama:

    Ondansetron 5 mg/m i.v tek doz olarak kemoterapiden hemen önce uygulanmalıdır. i.v doz 8 mg'ı geçmemelidir. Oral doz 12 saat sonra başlatılabilir ve 5 güne kadar sürdürülebilir (Tablo 1). Yetişkin dozları aşılmamalıdır.

    Tablo 1. VYA'na göre KNBK doz belirleme (6 aydan 17 yaşa kadar)

    VYA

    1. Gün

    2-6. Günler

    <0,6 m

    5 mg/m i.v. + 12 saat sonra 2 mg

    şurup

    Her 12 saatte bir 2 mg şurup

    ≥ 0,6 m ila ≤ 1,2 m

    5 mg/m i.v. + 12 saat sonra 4 mg şurup veya tablet

    Her 12 saatte bir 4 mg şurup ya da tablet

    >1,2 m

    5 mg/m i.v. veya 8 mg i.v. + 12 saat sonra 8 mg şurup veya tablet

    Her 12 saatte bir 8 mg şurup ya da tablet

    Vücut ağırlığına göre doz hesaplama

    Ondansetron 0,15 mg/kg i.v tek doz olarak kemoterapiden hemen önce uygulanmalıdır. i.v doz 8 mg'ı aşmamalıdır. Birinci gün dozu 4 saatlik ara ile 2 i.v doz verilebilir. Oral doz 12 saat sonra başlatılabilir ve 5 güne kadar sürdürülebilir (Tablo 2). Yetişkin dozları aşılmamalıdır.

    Tablo 2. Vücut ağırlığına göre KNBK doz belirleme (6 aydan 17 yaşa kadar)

    Vücut Ağırlığı

    1. Gün

    2-6. Günler

    ≤ 10 kg

    Her 4 saatte bir, 3 doza kadar 0,15

    mg/kg i.v.

    Her 12 saatte bir 2 mg şurup

    > 10 kg

    Her 4 saatte bir, 3 doza kadar 0,15

    mg/kg i.v.

    Her 12 saatte bir 4 mg şurup ya da tablet

    Postoperatif bulantı ve kusma (1 aydan 17 yaşa kadar)

    İki yaşın altındaki çocuklarda postoperatif bulantı ve kusmanın tedavisinde NAUZEX'in kullanımı ile ilgili bir veri bulunmamaktadır.

    Pediyatrik hastalarda post-operatif bulantı ve kusmanın önlenmesinde genel anestezi altındaki cerrahi uygulamalarda, ondansetron yavaş i.v enjeksiyonu olarak (30 saniyeden az değil) maksimum 4 mg'a kadar 0,1 mg/kg dozunda anestezi başlangıcından önce ya da sonra veya cerrahi operasyon sonrasında uygulanabilir.

    Geriyatrik popülasyon:

    Emetojenik kemoterapi ve radyoterapi:

    65 yaş ve üzerindeki yaşlı hastalarda dilüsyon hazırlanması ve uygulanması:

      Tüm intravenöz dozlar 50-100 mL serum fizyolojik veya başka bir geçimli sıvı içinde seyreltilmeli ve en az 15 dakika boyunca infüzyonla uygulanmalıdır.

      75 yaş ve üzerindeki yaşlı hastalar:

      Kemoterapi ile indüklenen mide bulantısı ve kusmanın engellenmesi için verilen tek bir intravenöz ondansetron dozu 8 mg'ı geçmemelidir (en az 15 dakika boyunca infüzyonla).

    Post operatif bulantı ve kusma:

    Yaşlılarda, post-operatif bulantı ve kusmanın önlenmesinde ve tedavisinde ondansetronun

    kullanımı ile ilgili sınırlı sayıda çalışma vardır.

    Diğer:

    Zayıf spartein/debrisokin metabolizması olan hastalar: Ondansetronun eliminasyon yarılanma ömrü spartein ve debrisokini zayıf metabolize edenlerde değişmez. Böyle hastalarda tekrarlanan dozlar genel popülasyondan farklı olmayan ilaç düzeyleri verecektir. Günlük dozajda değişiklik gerekmez.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    :

    İlacın bileşimindeki maddelerden herhangi birine aşırı duyarlılık durumunda kullanılmamalıdır. (Bkz. Bölüm 6.1).

    Ondansetronun apomorfin hidroklorür ile eşzamanlı kullanımı şiddetli hipotansiyon ve bilinç kaybı bildirimleri nedeniyle kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.5).

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Diğer selektif 5-HTreseptör antagonistlerine karşı aşırı duyarlılık gösteren hastalarda aşırı duyarlılık reaksiyonları rapor edilmiştir. Solunum reaksiyonları semptomatik olarak tedavi edilmelidir ve klinisyenler bu reaksiyonlara hipersensitivite reaksiyonlarının öncüleri olarak özellikle dikkat etmelidirler.

    Ondansetron, doza bağlı bir şekilde QT aralığını uzatmaktadır (Bkz. Bölüm 5.1). Ayrıca ondansetron kullanan hastalarda pazarlama sonrası Torsades de Pointes vakaları bildirilmiştir. Konjenital uzun QT sendromu bulunan hastalarda ondansetron kullanımından kaçınınız. Ondansetron elektrolit anomalileri, konjestif kalp yetmezliği, bradiaritmisi bulunan hastalarda QT uzaması olan veya QT uzaması gelişebilecek hastalarda veya QT uzamasına ya da elektrolit anomalilerine sebep olan diğer tıbbi ürünleri kullanan hastalarda dikkatli şekilde uygulanmalıdır.

    Hipokalemi ve hipomagnezemi, ondansetron uygulaması öncesinde düzeltilmelidir.

    Ondansetron ve diğer serotonerjik ilaçların (selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) ve serotonin noradrenalin geri alım inhibitörleri (SNRI'lar) dahil ) eşzamanlı kullanımını takiben serotonin sendromu (mental durumda değişiklik, otonomik instabilite ve nöromusküler anormallikler dahil) tarif edilmiştir. (bkz. Etkileşimler) Ondansetron ve diğer serotonerjik

    ilaçlarla eşzamanlı tedavi klinik olarak gerekli olduğunda, hastaları yakın izlem altına almak

    tavsiye edilmektedir.

    Ondansetronun kalın bağırsaktan geçiş süresini uzattığı bilindiğinden, subakut barsak obstrüksiyonu belirtileri olan hastalar ondansetron uygulamasından sonra izlenmelidir.

    Adenotonsillektomi ameliyatları olan hastalarda bulantı ve kusmaları ondansetron ile önlemek gizli kanamaları maskeleyebilir. Bundan dolayı, böyle hastalar ondansetron sonrası dikkatle takip edilmelidir.

    Pediyatrik popülasyon:

    Hepatotoksik kemoterapi gören pediyatrik hastalarda ondansetron kullanılırken hepatik işlevler yakından izlenmelidir.

    Kemoterapi sonucu oluşan bulantı ve kusma (CINV): mg/kg bazında doz hesaplanır ve 4 saat aralıklarla üç doz uygulanırken toplam günlük doz, 5 mg/m2'lik tek bir doz ve arından bir oral dozun verilmesi ile karşılaştırıldığında daha yüksek olacaktır. Bu iki farklı doz uygulama rejiminin karşılaştırmalı etkililiği klinik çalışmalarda araştırılmamıştır. Çalışmalar arası karşılaştırma iki rejim için benzer etkililiği göstermektedir (bkz. bölüm 5.1).

    Bu tıbbi ürün her dozunda (4 mL) 23 mg'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında sodyum

    içermez.

    4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

    Yaygın olarak birlikte uygulandığı ilaçların metabolizmasını artırdığına veya önlediğine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Spesifik çalışmalar ondansetronun alkol, temazepam, furosemid, tramadol, alfentanil, morfin, lidokain, tiyopental ve propofol ile birlikte uygulandığında farmakokinetik olarak etkileşmediğini göstermektedir.

    Ondansetron multipl hepatik sitokrom P-450 enzimleri CYP3A4, CYP2D6 ve CYP1A2 tarafından metabolize olur. Bu metabolik enzimlerin ondansetronu metabolize etmedeki çeşitliliğinden dolayı enzim inhibisyonu ya da bir enzimin düşük aktivitesi (örn. CYP2D6 genetik bozukluğu) normal olarak diğer enzimler tarafından telafi edilmektedir ve ondansetron atılımında veya doz gereksiniminde çok az değişikliğe neden olmakta ya da herhangi bir değişikliğe neden olmamaktadır.

    Ondansetronun QT aralığını uzatan ve/veya elektrolit anomalilerine sebep olan ilaçlarla eş zamanlı olarak uygulanması sırasında dikkatli olunmalıdır. (Bkz. Bölüm 4.4).

    NAUZEX ile QT uzamasına yol açan ilaçların birlikte kullanılması QT uzamasına katkıda bulunur. NAUZEX ile birlikte kardiyotoksik ilaçların (örn. doksurubisin ve daunorubisin gibi antrasiklinler ya da trastuzumab), antibiyotiklerin (örn. eritromisin), antifungallerin (örn. ketakonazol), antiaritmiklerin (örn. amiodaron) ve beta blokörlerin (örn. atenolol veya timolol) kullanılması riskini artırabilir (bkz. Bölüm 4.4.).

    Serotonerjik İlaçlar (örn: SSRİ'ler ve SNRI'lar)

    Eş zamanlı ondansetron ve seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) ve serotonin noradrenalin geri alım inhibitörleri (SNRI'lar) dahil olmak üzere diğer serotonerjik ilaçları takiben serotonin sendromu (değişmiş ruhsal durum, otonom instabilite ve nöromüsküler anomaliler) tarif edilmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).

    Apomorfin

    Ondansetronun apomorfin hidroklorür ile eşzamanlı kullanımı şiddetli hipotansiyon ve bilinç kaybı bildirimleri nedeniyle kontrendikedir.

    Fenitoin, Karbamazepin ve Rifampisin

    CYP3A4'ün potent indükleyicileri (örn. fenitoin, karbamazepin ve rifampisin) ile tedavi edilen hastalarda ondansetron klirensi artmıştır ve ondansetron kan konsantrasyon düzeyleri azalmıştır.

    Tramadol

    Küçük ölçekli çalışmalardan elde edilen veriler ondansetronun tramadolün analjezik etkisini

    azalttığını belirtmektedir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

    Veri yoktur.

    Pediyatrik popülasyon

    Veri yoktur.

    4.6. Gebelik ve laktasyon

    Gebelik kategorisi:

    Gebeliğin 1.trimesterinde: D Gebeliğin 2.ve 3.trimesterinde: B

    Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

    Gebelik testi:

    Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ondansetron tedavisine başlamadan önce gebelik durumu doğrulanmalıdır.

    Kontrasepsiyon:

    Üreme potansiyeli olan kadınlar ondansetronun gelişmekte olan fetüse zarar verebileceği konusunda bilgilendirilmelidir. Cinsel olarak aktif üreme potansiyeli olan kadınların, tedavi sırasında ve ondansetron ile tedaviyi bıraktıktan sonraki iki gün boyunca etkili doğum kontrolü (% 1'den daha az gebelik oranıyla sonuçlanan yöntemler) kullanmaları önerilir.

    Gebelik dönemi:

    Epidemiyolojik çalışmalardan edinilen insan deneyimine göre, ondansetronun, gebeliğin birinci trimesterinde kullanıldığında orofasiyal malformasyonlara neden olduğundan şüphelenilmektedir.

    1,8 milyon gebenin katıldığı bir kohort çalışmada, ondansetronun birinci trimesterde kullanımı oral yarık riskinde (tedavi edilen her 10.000 kadın için 3 ilave vaka; düzeltilmiş göreceli risk 1,24 (%95 GA 1,03-1,48) artışla ilişkiliydi.

    Kardiyak malformasyonlarla ilgili mevcut epidemiyolojik çalışmalar çelişkili sonuçlar

    göstermektedir.

    Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar üreme toksisitesi ile ilgili olarak doğrudan veya dolaylı zararlı etkiler göstermemektedir.

    Ondansetron gebeliğin birinci trimesterında kullanılmamalıdır. Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterında ondansetron kullanımı önerilmemektedir.

    Sıçanlarda ve tavşanlarda yapılan üreme çalışmaları, fetüse zarar verdiğine dair kanıt göstermemiştir (bkz. Hayvan verileri).

    İnsan verileri

    ABD'de yapılan üç epidemiyolojik çalışmada gebeliğin birinci trimesterında ondansetrona maruz kalan annelerin bebeklerinde orofasiyal yarıklar ve kardiyak malformasyonlar dahil spesifik konjenital anomali riskleri değerlendirilmiştir.

    Ondansetrona maruz kalan 88.467 gebe kadında yapılan bir kohort çalışmasında kardiyak malformasyonlarda belirgin bir artış bulunmaksızın oral yarıklar riskinde (tedavi edilen her

    10.000 kadın için 3 ek vaka, düzeltilmiş göreceli risk (RR) 1,24 (%95 GA 1,03 – 1,48) artış göstermiştir. İntravenöz yoldan ondansetrona maruz kalan 23.877 gebe kadında ayrı olarak yayımlanan bir alt grup analizinde, oral yarıklar veya kardiyak malformasyonların riskinde bir artış bulunmamıştır.

    İki veri setindeki 23.200 vakayı içeren popülasyon-temelli doğum defektleri kayıtlarının kullanıldığı bir vaka kontrol çalışmasında bir veri setinde damak yarığı riski artarken, diğer veri setinde risk artışı gösterilmemiştir. Bu çalışmada kardiyak malformasyon riski artmamıştır.

    Ondansetrona maruz kalan 3.733 gebe kadında yapılan ikinci kohort çalışmasında ayarlanmış RR 1,7 (% 95 GA 1,0 - 2,9) ile ventriküler septal defekt riskinde artış bulunurken kardiyak malformasyon riskinde istatistiksel olarak anlamlı bir artış bulunmamıştır.

    Hayvan verileri

    Sıçanlarda ve tavşanlarda gerçekleştirilen embriyo-fetal gelişim çalışmalarında, gebe hayvanlara organogenez döneminde sırasıyla 15 mg/kg/gün ve 30 mg/kg/gün'e kadar oral ondansetron dozları uygulanmıştır. Tavşanlarda maternal vücut ağırlığı artışında hafif bir

    azalma dışında, ondansetronun maternal hayvanların veya yavruların gelişimi üzerinde önemli bir etkisi olmamıştır. Sıçanlarda 15 mg/kg/gün ve tavşanlarda 30 mg/kg/gün dozlarındaki maternal doz vücut yüzey alanına bağlı olarak sırasıyla önerilen maksimum 24 mg/gün insan oral dozunun yaklaşık 6 ve 24 katı idi. Doğum öncesi ve sonrası gelişimsel toksisite çalışmasında gebe sıçanlara gebeliğin 17. gününden yavrulamanın 21. gününe kadar 15 mg/kg/gün'e kadar oral ondansetron verildi. Maternal vücut ağırlığında hafif bir düşüş dışında gebe sıçanlar ve çiftleşmiş F1 jenerasyonunun üreme performansı dahil yavruların doğum öncesinde ve sonrasındaki gelişimi üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamıştır. Sıçanlarda 15 mg/kg/gün dozunda maternal doz BSA'ya göre önerilen maksimum 24 mg/gün insan oral dozunun yaklaşık 6 katı idi.

    Laktasyon dönemi:

    Ondansetronun anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Ondansetronun emzirilen çocuk üzerindeki etkileri veya ondansetronun süt üretimi üzerindeki etkileri hakkında veri bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ondansetronun emziren hayvanların (sıçanların) sütüne geçtiği gösterilmiştir. Bu nedenle, ondansetron kullanan anneler bebeklerini emzirmemelidir.

    Üreme yeteneği/Fertilite

    Ondansetronun insan fertilitesi üzerindeki etkileri hakkında bilgi bulunmamaktadır.

    4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

    Psikomotor testlerde ondansetron performansı etkilememiş ve sedasyona neden olmamıştır. Bu

    tür aktivitelerde ondansetronun farmakolojisinden beklenen zararlı etkiler gözlenmemiştir.

    4.8. İstenmeyen etkiler

    Tüm yan etkiler organ sistemi ve sıklık açısından listelenmiştir. Sıklık sınıflandırması aşağıdaki gibidir:

    Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila < 1/100); seyrek ≥ 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor: eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.

    Çok yaygın, yaygın ve yaygın olmayan olaylar genellikle klinik deney çalışmalarından hesaplanmıştır. Plasebolardaki insidans hesaba katılmıştır. Seyrek ve çok seyrek olaylar genellikle satış sonrası spontan verilerden hesaplanmıştır.

    Aşağıdaki sıklıklar endikasyon ve formülasyona göre ondansetronun önerilen standart dozlarında hesaplanmıştır. Çocuklarda ve yetişkinlerdeki advers olay profilleri yetişkinlerde görülenlerle karşılaştırılabilirdir.

    Bağışıklık sistemi hastalıkları:

    Seyrek: Bazen ağır olabilen ani aşırı duyarlılık reaksiyonları (anaflaksi dahil)

    Sinir sistemi hastalıkları:

    Çok yaygın: Baş ağrısı

    Yaygın olmayan: Nöbetler ve hareket bozuklukları (kalıcı klinik sekel kanıtı olmayan distonik reaksiyonlar, okülojirik krizler ve diskinezi gibi ekstrapiramidal reaksiyonlar dahil)

    Seyrek: Hızlı i.v uygulama sırasında görülen sersemlik (birçok durumda infüzyon süresi

    uzatılarak önlenen veya düzelen)

    Göz hastalıkları:

    Seyrek: Ağırlıklı olarak intravenöz ondansetron uygulaması sırasında görülen geçici görme bozuklukları (örn. bulanık görme)

    Çok seyrek: Ağırlıklı olarak intravenöz ondansetron uygulaması sırasında geçici körlük.

    Kardiyak hastalıklar:

    Yaygın olmayan: Aritmiler, göğüs ağrısı (ST segment depresyonu ile birlikte olan veya olmayan), bradikardi

    Seyrek: QT uzaması (Torsades de Pointes dahil)

    Vasküler hastalıklar:

    Yaygın: Hararet veya sıcak basması hissi Yaygın olmayan: Hipotansiyon

    Solunum, göğüs bozukluklukları ve mediastinal hastalıklar

    Yaygın olmayan: Hıçkırık

    Gastrointestinal hastalıklar

    Yaygın: Konstipasyon

    Hepatobiliyer hastalıklar

    Yaygın olmayan: Karaciğer fonksiyon testlerinde asemptomatik artışlar

    Deri ve deri altı doku hastalıkları

    Çok seyrek: Toksik epidermal nekroliz dahil toksik deri döküntüsü

    Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

    Yaygın: Lokal i.v. enjeksiyon yeri reaksiyonları

    Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:

    Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye

    Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99

    4.9. Doz aşımı ve tedavisi

    Belirti ve semptomlar

    Ondansetronun aşırı dozajı hakkında sınırlı bilgi vardır. Vakaların büyük çoğunluğundaki belirtiler, önerilen dozları alan hastalarda bildirilen belirtilere benzerdir (Bkz. Bölüm 4.8). Görüş bozulması, şiddetli kabızlık, hipotansiyon ve geçici ikinci derece AV blok vazovagal vaka içeren belirtiler rapor edilmiştir.

    Ondansetron, doza bağlı bir şekilde QT aralığını uzatmaktadır. Doz aşımı halinde, EKG ile

    izlenmesi önerilmektedir.

    Küçük çocuklarda oral doz aşımından sonra serotonin sendromu ile uyumlu vakalar bildirilmiştir.

    Tedavi

    Ondansetron için spesifik bir antidot bulunmamaktadır, bu nedenle tüm şüpheli doz aşımı durumlarında uygun olduğu şekilde semptomatik ve destekleyici tedavi verilmelidir.

    Ek tedavi, klinik durum gerektirdiği ya da mevcut olduğu yerlerde ulusal zehir merkezi tarafından önerildiği şekilde olmalıdır.

    Ondansetron ile doz aşımında, ondansetronun anti-emetik etkisi nedeniyle hastaların yanıt vermeleri olası olmadığından altınkökü kullanımı önerilmez.

    Pediyatrik popülasyon

    Bebeklerde ve 12 ay ila 2 yaş arası çocuklarda kaza sonucu oral ondansetron doz aşımlarından (4 mg/kg tahmini alımın üzerinde) sonra serotonin sendromu ile uyumlu pediyatrik vakalar bildirilmiştir.

    Yüksek Tansiyon Yüksek Tansiyon Hipertansiyon sürekli anormal derecede yüksek olan kan basıncıdır. Tansiyon atardamarlarınızdaki kanın basıncıdır. Aşırı Alkol Kullanımı, Alkolizm Aşırı Alkol Kullanımı, Alkolizm Alkol bağımlılığı, alkol kullanımı ve alkol sorunları arasındaki farkı açıklamak güçtür. Örneğin, geçmişte alkol kullanmış olan bir kimsenin mutlaka alkol bağımlısı olması gerekmez.