MODIVIGIL 200 mg 30 tablet { Liba } Klinik Özellikler

Modafinil }

Sinir Sistemi > Psikostimülan İlaçlar > Modafinil
Liba Laboratuarları A.Ş. | 13 July  2021

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    MODİVİGİL, narkolepsiye bağlı aşırı uyku eğiliminin tedavisinde endikedir.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

    Endike olduğu hastalıkta yeterli bilgiye sahip olan hekimin gözetimi altında tedaviye başlanmalıdır (bkz. Bölüm 4.1).

    Önerilen başlangıç günlük dozu 200g'dır. Total günlük doz hastanın yanıtı ve hastanın doktor tarafından değerlendirmesine göre sabah tek bir doz halinde veya sabah ve öğlen olmak üzere günde iki doz şeklinde alınabilir.

    Tek bir doz veya ikiye bölünmüş dozlar halinde 400 mg'a kadarki dozlar, başlangıç 200 mg modafinil dozuna yeterli yanıt sağlanamaması durumunda kullanılabilir.

    Uzun dönem kullanım:

    Modafinil'in uzun dönem etkililiği değerlendirilmediğinden, uzun süreli modafinil uygulanması için (> 9 hafta) doktor hastayı kişisel olarak ve periyodik olarak yeniden değerlendirmelidir.

    Uygulama şekli:

    Oral uygulama içindir. Tabletler bütün olarak bir miktar su yutulmalıdır. Mide rahatsızlığı olan kişilerin tableti yemeklerle birlikte alması önerilir

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılacak dozun etkililik ve güvenliliğini tayin etmede yeterli bilgi mevcut değildir (bkz. Bölüm 5.2).

    Karaciğer yetmezliği:

    Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda modafinil dozu yarıya düşürülmelidir (bkz. Bölüm 5.2).

    Pediyatrik popülasyon:

    Modafinil, güvenlilik ve etkililik kaygıları nedeniyle 18 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.4).

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlı hastalarda modafinil kullanıma ilişkin sınırlı veri mevcuttur. Sistemik maruziyetin artması ve düşük klerens açısından 65 yaş üzerindeki hastalarda tedaviye günde 100 mg ile başlanması önerilmektedir.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    hastalarda MODİVİGİL tablet kullanılmamalıdır.

    Kalp aritmisi olan hastalarda ve kontrol edilemeyen orta veya şiddetli hipertansiyonu olan hastalarda kontrendikedir.

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Uyku hastalığının teşhisi

    Modafinil sadece ICSD teşhis kriterleri ile uyum içinde sadece aşırı uyku eğiliminin tam olarak değerlendirildiği ve narkolepsi teşhisi konmuş hastalarda kullanılmalıdır. Bu şekildeki bir değerlendirme genellikle hastanın hikâyesi yanında, laboratuvarda uyku ölçüm testleri ve aşırı uykululuğun gözlendiği diğer olası nedenlerin dışlanmasını içerir.

    Ciddi döküntü Stevens-Johnson Sendromu dahil Toksik Epidermal Nekroliz, Eozinofili ve Sistemik Semptomlarla Seyreden İlaç Döküntüsü

    Modafinil kullanımı ile tedavi başladıktan sonra 1-5 hafta içinde ortaya çıkan, hastaneye yatış ve tedavi kesilmesini gerektiren ciddi döküntü bildirilmiştir. İzole olgularda uzun süreli tedavi (örneğin, 3 ay) sonrası bildirilmiştir. Modafinil klinik çalışmalarında, ilaç kesilmesiyle sonuçlanan ciddi döküntü insidansı çocuk hastalarda (<17 yaş) yaklaşık %0,8'dir (1585 başına

    13). Modafinil'in erişkin klinik çalışmalarında ciddi deri döküntüleri bildirilmemiştir (4264 başına 0). Modafinil, döküntünün ilk işaretinde kesilmelidir ve yeniden başlatılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.8).

    Dünyadaki pazarlama sonrası deneyim çalışmalarında yetişkinler ile çocuklarda Stevens

    Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN), eozinofili ve sistemik semptomlarla seyreden ilaç döküntüsü sendromu (DRESS) dahil hayatı tehdit eden vakalar nadiren bildirilmiştir.

    Pediyatrik kullanım

    Çocuklardaki kontrollü çalışmalarda etkililik ve güvenliliği belirlenmediğinden ve psikiyatrik yan etkiler ile ciddi kütanöz aşırı duyarlılık riskleri nedeniyle, çocuklarda modafinil kullanımı önerilmez.

    Çoklu-organ aşırı duyarlılık reaksiyonları

    Pazarlama sonrası tecrübelerde modafinil kullanımıyla beraber gözlenen ve ölüme neden olan çoklu- organ aşırı duyarlılık reaksiyonu en az bir vakada görülmüştür.

    Raporların sınırlı sayıda olmasına rağmen, çoklu-organ aşırı duyarlılık reaksiyonları hayatı tehdit edici olabilir ve hastanede yatmayı gerektirebilir. Modafinil kullanımına bağlı oluşabilecek çoklu- organ aşırı duyarlılık reaksiyonlarının şiddetini veya ortaya çıkışını tahmin etmede faktörler bilinmemektedir. Bu bozukluğun belirti ve bulguları çeşitlilik arz etmektedir; ancak, tipik olmamakla birlikte hastalar, sadece diğer organ sistemi tutulumu ile birlikte ateş ve döküntü ile başvurmaktadır. Diğer ilişkili bulgular; miyokardit, hepatit, karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik, hematolojik anormallikler (örneğin eozinofili, lökopeni, trombositopeni), kaşıntı ve asteniyi içermektedir.

    Çoklu-organ aşırı duyarlılığının klinik olarak ortaya çıkışı değişken olduğu için, burada belirtilmeyen, diğer organ sistemi belirti ve bulguları ortaya çıkabilir.

    Eğer çoklu-organ aşırı duyarlılığından şüpheleniliyorsa, modafinil kullanımı kesilmelidir.

    Psikiyatrik bozukluklar

    Hastalar yeni gelişen veya önceden var olan psikiyatrik bozuklukların (İstenmeyen etkilere bakınız) alevlenmesi yönünden, her doz ayarlanması ve tedavi boyunca düzenli olarak takip edilmelidir. Eğer modafinil tedavisi ile ilişkili psikiyatrik semptomlar gelişirse, modafinil kesilmeli ve tekrar başlanmamalıdır. Psikoz, depresyon, mani, belirgin anksiyete, ajitasyon, uykusuzluk ya da madde bağımlılığı gibi psikiyatrik bozukluk öyküsü olan hastalara modafinil verirken dikkatli olunmalıdır (Aşağıya bakınız).

    Anksiyete

    Modafinil anksiyetenin başlaması veya kötüleşmesi ile ilişkilidir. Major anksiyetesi olan hastalar modafinil ile tedaviyi uzman bir ünitede almalıdır.

    İntiharla ilişkili davranışlar

    Modafinil ile tedavi edilen hastalarda intiharla ilişkili davranışlar (intihar düşünceleri ve intihara teşebbüs gibi) bildirilmiştir. Modafinil ile tedavi gören hastalar, intiharla ilişkili davranışların ortaya çıkması veya kötüleşmesi açısından dikkatlice gözlenmelidir. Eğer modafinil ile ilişkili intiharla ilişkili semptomlar gelişirse tedavi kesilmelidir.

    Psikotik veya manik semptomlar

    Modafinil, psikotik ve manik (halüsinasyon, delüzyon, ajitasyon ve mania) semptomların başlaması ve kötüleşmesi ile ilişkilidir. Modafinil ile tedavi gören hastalar psikotik ve manik semptomların ortaya çıkması veya kötüleşmesi açısından dikkatlice gözlenmelidir. Eğer manik veya psikotik semptomlar oluşursa, modafinil'in kesilmesi gerekebilir.

    Bipolar hastalıklar

    Olası karışık/manik epizodlar nedeniyle, ko-morbid bipolar hastalığı olan kişilerde modafinil kullanılırken dikkat edilmelidir.

    Saldırgan ve düşmanca davranışlar

    Modafinil ile tedavi, saldırgan ve düşmanca davranışların başlaması veya kötüleşmesine neden olabilir. Modafinil ile tedavi gören hastalar agresif veya düşmanca davranışların ortaya çıkması veya kötüleşmesi yönünden dikkatlice gözlenmelidir. Eğer semptomlar oluşursa, modafinil'in kesilmesi gerekebilir.

    Kardiovasküler riskler

    Modafinil tedavisine başlamadan önce tüm hastalarda EKG önerilir. Modafinil tedavi olarak düşünülmeden önce, anormal bulguları olan hastalar uzman tarafından değerlendirilmeli ve tedavi almalıdır.

    Modafinil alan hastalarda kan basıncı ve kalp hızı düzenli takip edilmelidir. Modafinil, aritmi veya ortadan şiddetliye hipertansiyon gelişen hastalarda kesilmeli ve durumu yeterince değerlendirilene kadar tedaviye yeniden başlanmamalıdır.

    Sol ventrikül hipertrofisi veya kor pulmonale hikayesi olan hastalar ve MSS uyarıcıları ile ilişkili iskemik EKG değişiklikleri, göğüs ağrısı, aritmi veya mitral kapak prolapsının diğer belirgin klinik tablolarını geliştirmiş hastalarda modafinil kullanılması önerilmez.

    Uykusuzluk

    Modafinil uyanık kalmayı tetiklediğinden, uykusuzluk belirtileri durumunda dikkat edilmelidir.

    Uyku düzeni idamesi

    Modafinil'in iyi uyku düzeni ve uykuyu sağlama amacıyla kullanılamayacağı hastaya bildirilmelidir.

    İyi uyku düzeninin sağlanması için basamaklar, kafein alımının değerlendirilmesini içerir.

    Steroid kontraseptif kullanan hastalar

    Çocuk doğurma potansiyeli olan cinsel yönden aktif kadınlarda modafinil almadan önce bir kontraseptif program oluşturulmalıdır. Modafinil ile birlikte kullanıldığında steroid kontraseptiflerin etkililiği azalabilir, modafinil tedavisi sırasında ve tedavinin sona ermesinden iki ay sonrasına kadar alternatif ya da eşlik eden kontrasepsiyon yöntemleri önerilir (Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimlerne bakınız).

    Bağımlılık, yanlış kullanım, suistimal edilmesi

    Modafinil ile çalışmalar bağımlılık potansiyeli gösterdiğinden, uzun dönem kullanım ile olası bağımlılık potansiyeli tamamen göz ardı edilemeyebilir.

    Bağımlılık yapan madde, ilaç veya alkol kullanımı hikayesi olan hastalarda modafinil uygulaması dikkatli yapılmalıdır.

    Laktoz intoleransı

    Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

    4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

    Modafinil kendi metabolizasyonunu CYP3A4/5 aktivitesini uyararak artırabilir ama bu etki orta

    derecede olup, anlamlı klinik sonuçlara neden olması olası değildir.

    Antikonvülzanlar:

    Karbamazepin veya fenobarbital gibi CYP aktivitesini uyaran ilaçlar ile birlikte kullanıldığında modafinilin plazma düzeyi azalabilmektedir. CYP2C19 baskılanması ve modafinil ile CYP2C19'un olası inhibisyonu nedeniyle, modafinil ile beraber kullanıldığında fenitoinin klerensi azalabilir. Hasta fenitoin toksisitesi açısından izlenmelidir ve modafinil ile tedavinin başlangıcı veya tedavinin kesilmesi üzerine fenitoin plazma düzeylerinin tekrarlanan ölçümleri uygun olabilir.

    Steroid Kontraseptifler:

    Steroid kontraseptiflerin etkinliliği, modafinil ile CYP3A4/5 indüksiyonunundan dolayı bozulabilir. Modafinil ile tedavi gören hastalarda alternatif veya ilave korunma metodlarının kullanımı önerilir. Modafinil tedavisinin sona ermesinden iki ay sonrasına kadar bu metodların yeterli olarak uygulanması gerekecektir.

    Antidepresanlar:

    Pek çok trisiklik ve selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) büyük ölçüde CYP2D6 ile metabolize olur. CYP2D6 enzimi eksikliği olan hastalarda (ör; beyaz ırk populasyonunun yaklaşık olarak %10'u) CYP2C19 daha önemli olur. Modafinil CYP2C19'u inhibeedebileceğinden bu gibi hastalarda antidepresanların düşük dozları gerekli olabilir..

    Antikoagülanlar:

    CYP2C9'un modafinil tarafından olası baskılanması nedeniyle, modafinil ile birlikte kullanıldıklarında Varfarinin klerensi azalabilir. Modafinil dozajının değiştirilmesini takiben ve modafinil tedavisine başladıktan sonraki ilk 2 ay süresince düzenli olarak protrombin zamanları gözlenmelidir.

    Diğer tıbbi ürünler:

    Diazepam, propranolol ve omeprazol gibi CYP2C19 metabolizmasıyla büyük ölçüde metabolize olan

    ilaçlar, modafinil ile birlikte kullanıldıklarında bu ilaçların klirensleri azalabilir ve dozlarının azaltılması gerekebilir. İlaveten, insan hepatositlerinde CYP1A2, CYP2B6 ve CYP3A4/5 aktivitelerinin in vitro indüksiyonu gözlenmiştir ve bu in vivo olarak da oluşabileceğinden, bu enzimlerle metabolize olan ilaçların kan düzeyleri azalabilir, sonuç olarak bu ilaçların terapötik etkililiklerinde azalma görülebilir. Klinik etkileşim çalışmaları, en büyük etkilerin özellikle gastrointestinal kanalda CYP3A4 enzimi ile anlamlı presistemik eliminasyona giren CYP3A4/5 enzim substratları üzerine olduğunu göstermiştir. Bu ilaçlara örnek olarak siklosporin, HIV proteaz inhibitörleri, buspiron, triazolam, midazolam, kalsiyum kanal blokerleri ile statinlerin çoğu verilebilir. Bildirilen bir vakada, modafinil'in başlanmasıyla birlikte siklosporin alan bir hastada siklosporin konsantrasyonunda %50 azalma gözlenmiştir.

    4.6. Gebelik ve laktasyon

    Genel tavsiye

    Gebelik kategorisi C'dir.

    Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum Kontrolü (Kontrasepsiyon)

    Gebe kadınlarda modafinil kullanımıyla ilgili bilgiler sınırlıdır.

    Çocuk doğurma potansiyeline sahip kadınlar etkin doğum kontrol yöntemleri kullanmalıdır. Modafinil oral kontrasepsiyonun etkisini azaltabileceğinden alternatif ek doğum kontrol yöntemlerine gereksinim bulunmaktadır (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5).

    Gebelik dönemi

    MODİVİGİL gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

    Spontan raporlamalar ve gebelik kayıtlarından elde edilmiş sınırlı insan deneyimlerine dayanılarak, modafinilin gebelik sırasında kullanımı halinde konjenital malformasyonlara neden olabileceğinden şüphelenilmektedir.

    Hayvanlarda yapılan çalışmalar üreme toksisitesi göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3).

    Laktasyon dönemi

    Farmakodinamik / hayvanlarda toksikolojik veriler, modafinil / metabolitlerinin sütle atılımını göstermiştir (detaylar için Bölüm 5.3'e bakınız).

    MODİVİGİL emzirme döneminde kullanılmamalıdır.

    Üreme yeteneği / Fertilite

    Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3).

    Fertilite üzerine herhangi bir veri yoktur.

    4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

    Her ne kadar modafinil'in fonksiyonlarda bozulma yaratabilecek bir etkisi görülmemiş olsa da; merkezi sinir sistemini etkileyen her ilaç muhakeme, düşünme veya motor becerilerde değişikliğe neden olabilir. Hastalara, MODİVİGİL tedavisi sırasında araç veya makine kullanım kabiliyetlerinin etkilenmediğinden emin olana kadar dikkatli olmaları önerilmelidir. Bulanık görme ve sersemlik gibi istenmeyen etkiler sürüş yeteneğini etkileyebilir (İstenmeyen etkilere bakınız).

    4.8. İstenmeyen etkiler

    Aşağıdaki yan etkilerklinik çalışmalar ve/veya pazarlama sonrası deneyimlerde bildirilmiştir. Modafinil kullanan 1561 hastayı kapsayan klinik çalışmalarda, tedavi ile ilişkili olduğu düşünülen yan etkiler şu sıklık derecesine göre aşağıda sınıflandırılmıştır:

    Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

    En çok bildirilen yan etki hastaların yaklaşık %21'ini etkileyen baş ağrısıdır. Bu genellikle doza bağımlı olup hafif ya da orta şiddette olup, birkaç gün içerisinde kaybolmaktadır.

    Enfeksiyon ve enfestasyon

    Yaygın olmayan: Farenjit, sinüzit

    Kan ve lenfatik sistem hastalıkları

    Yaygın olmayan: Eozinofili, lökopeni

    Bağışıklık sistemi hastalıkları

    Yaygın olmayan: Minör alerjik reaksiyonlar (ör. saman nezlesi belirtileri)

    Bilinmiyor: Anjioödem, ürtiker (kurdeşen); ateş, kaşıntı, lenfoadenopati ve eş zamanlı diğer organ tutulumları ile kendini gösteren aşırı duyarlılık reaksiyonları; anafilaksi

    Metabolizma ve beslenme hastalıkları

    Yaygın: İştah azalması

    Yaygın olmayan: Hiperkolesterolemi, hiperglisemi, diabetes mellitus, iştah artması

    Psikiyatrik hastalıklar

    Yaygın: Sinirlilik, uykususzluk, anksiyete, depresyon, anormal düşünceler, konfüzyon, irritabilite Yaygın olmayan: Uyku bozuklukları, duygusal değişkenlik, cinsel istekte azalma , saldırganlık, depersonalizasyon (kendi kişiliğini yitirme), kişilik bozuklukluğu, anormal rüyalar, ajitasyon, agresyon, intihar düşüncesi, psikomotor hiperaktivitesi

    Seyrek: Halüsinasyonlar, mani, psikoz Bilinmiyor: Delüzyon

    Sinir sistemi hastalıkları

    Çok yaygın: Baş ağrısı

    Yaygın: Sersemlik, uyku hali, parestezi

    Yaygın olmayan: Diskinezi, hipertoni, hiperkinezi, amnezi, migren, tremor, vertigo, merkezi sinir sistemi uyarılması, hipoestezi, koordinasyon bozuklukları, hareket bozukluğu, konuşma bozukluğu, tat duyusunda bozulma

    Göz hastalıkları

    Yaygın: Görme bulanıklığı

    Yaygın olmayan: Anormal görme, gözde kuruluk

    Kardiyak hastalıklar

    Yaygın: Taşikardi, palpitasyon

    Yaygın olmayan: Ekstrasistoller, aritmi, bradikardi

    Vasküler hastalıklar

    Yaygın: Vazodilatasyon

    Yaygın olmayan: Hipertansiyon, hipotansiyon

    Solunum, torasik, mediastinal hastalıklar

    Yaygın olmayan: Dispne, öksürükte artış, astım, epistaksis, rinit

    Gastrointestinal hastalıklar

    Yaygın: Karın ağrısı, bulantı, kuru ağız, diyare, sindirim güçlüğü, kabızlık Yaygın olmayan: Gaz, reflü, kusma, disfaji, glossit, ağız ülserleri

    Deri ve derialtı doku hastalıkları

    Yaygın olmayan: Terleme, döküntü, akne, kaşıntı

    Bilinmiyor: Eritema Multiforme, Stevens-Johnson Sendromu, Toksik Epidermal Nekroliz, Eozinofili ve Sistemik Semptomlarla Seyredenİlaç Döküntüsü Sendromu (DRESS) içeren deri reaksiyonları

    Kas-İskelet sistemi, bağ doku ve kemik hastlaıkları

    Yaygın olmayan: Sırt ağrısı, boyun ağrısı, miyalji, miyasteni, bacak krampları, artralji, seğirme

    Böbrek ve idrar hastalıkları

    Yaygın olmayan: Anormal idrar, sık idrara çıkma

    Üreme sistemi ve meme hastalıkları

    Yaygın olmayan: Menstrüel bozukluklar

    Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

    Yaygın: Asteni, göğüs ağrısı Seyrek: Periferal ödem, susama

    Araştırmalar

    Yaygın: Anormal karaciğer fonksiyon testleri, alkalen fosfataz ve gama glutamil transferazda doza bağlıartışlar

    Yaygın olmayan: Anormal EKG bulguları, kilo artışı, kilo azalması

    Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

    Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta; tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99

    4.9. Doz aşımı ve tedavisi

    Modafinil'intek başına veya diğer ilaçlar ile birlikte, aşırı dozda kullanılması ile ölüm meydana gelmiştir. Tek başına veya diğer ilaçlarla birlikte modafinil aşırı dozda kullanıldığında çoğunlukla eşlik eden semptomlar şunlardır: uykusuzluk, konfüzyon, ajitasyon, anksiyete, eksitasyon, halüsinasyon, desoriyantasyon, huzursuzluk gibi santral sinir sistemi semptomları; bulantı, diyare gibi sindirim sistemi değişiklikleri ve taşikardi, bradikardi, hipertansiyon göğüs ağrısı gibi kardiyovasküler sistem değişiklikleridir.

    Tedavisi Kusturmaya teşvik etme veya gastrik lavaj düşünülmelidir. Hastanın semptomları giderilene kadar, hastaneye yatırma ve psikomotor durumun gözetimi;kardiyovasküler izleme veya gözetim önerilmektedir.

    Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. Lösemi Kan Kanseri Lösemi Kan Kanseri Lösemi, kan kanseridir ve vücudunun kan oluşturan dokularının hastalanması anlamına gelir. Birçok lösemi türü vardır; bazı lösemi türleri çocuklarda bazıları da yetişkinlerde sık görülür.