MICOSEF 500 mg 150 film tablet Klinik Özellikler

Mikofenolat Mofetil }

4.1. Terapötik endikasyonlar

MİCOSEF;

• Allojen böbrek nakli alıcısı hastalarda, akut organ reddinin profilaksisi ve ilk veya refrakter organ reddi tedavisinde endikedir.

• Allojen kalp nakli yapılan hastalarda, akut organ reddinin profilaksisinde endikedir. Tedavi edilen popülasyonda MMF, transplantasyondan sonraki ilk yılda sağkalımı iyileştirmiştir.

• Allojen karaciğer nakli yapılan hastalarda akut organ reddinin profilaksisinde endikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Yetişkinler:

Böbrek reddi profilaksisinde standart dozu

Böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda kullanım için oral ya da intravenöz (2 SAATTEN AZ OLMAYAN süreyle), günde iki kere 1 g’lık doz (günlük doz 2 g) önerilir. Klinik çalışmalarda günde iki kere 1.5 g’lık doz (günlük doz 3 g) kullanılmasının, güvenli ve etkin olduğu kanıtlanmasına karşın böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda etkinlik açısından hiçbir avantaj gösterilememiştir. Günde 2 g mikofenolat mofetil alan hastalarda, günde 3 g mikofenolat mofetil alan hastalara kıyasla, genel güvenlilik profilinin daha iyi olduğu gösterilmiştir.

Kalp reddi profilaksisinde standart dozu

Kalp transplantasyonu yapılan hastalarda kullanım için oral ya da intravenöz (2 SAATTEN AZ OLMAYAN süreyle), günde iki kere 1.5 g’lık doz (günlük doz 3 g) önerilir.

Karaciğer reddi profilaksisinde standart dozu

Karaciğer transplantasyonu yapılan hastalarda kullanıra için günde iki kere intravenöz (2 SAATTEN AZ OLMAYAN süreyle) 1 g’lık doz (günlük doz 2 g) ya da günde iki kez oral 1.5 g’lık doz (günlük 3 g) önerilir.

İlk veya refrakter böbrek reddi tedavisinde standart dozu

İlk veya refrakter red tedavisinde oral ya da intravenöz (2 SAATTEN AZ OLMAYAN süreyle) günde iki kere (günlük doz 3 g) 1.5 g’lık doz önerilir.

MİCOSEF’ın başlangıç dozu; böbrek, kalp veya karaciğer transplantasyonundan sonra mümkün olan en kısa sürede verilmelidir.

Uygulama şekli:

MİCOSEF ağız yoluyla alınır. Tabletler bir miktar su ile birlikte yutulmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek yetmezliği:

Ciddi böbrek yetmezliği olan hastalar

Ağır kronik böbrek işlev yetmezliği olan böbrek transplantasyonu hastalarında (glomerüler filtrasyon hızı <25 mL/dak/1.73 m2) böbrek transplantasyonundan hemen sonraki dönemin dışında veya akut ya da refrakter red tedavisinden sonra, günde iki kere 1 g’dan fazla dozların uygulanmasından kaçınılmalıdır (bkz. bölüm 4.4 ve bölüm 5.2).

Ciddi kronik böbrek yetmezliği olan kalp veya karaciğer transplantasyonu hastaları ile ilgili herhangi bir veri yoktur.

Transplantasyondan sonra böbrek greft işlevi geciken hastalar

Operasyondan sonra böbrek greft işlevi geciken hastalarda hiçbir doz ayarlamasına gerek yoktur (bkz. bölüm 4.4 ve bölüm 5.2 ).

Karaciğer yetmezliği:

Ciddi hepatik parenkim karaciğer hastalığı olan böbrek transplantasyonu hastalarında doz ayarlamasına gerek yoktur (bkz. bölüm 5.2).

Ciddi hepatik parenkim karaciğer hastalığı olan kalp transplantasyonu hastaları için herhangi bir veri yoktur.

Pediyatrik popülasyon:

Böbrek reddi profilaksisinde standart dozu

3 aylıktan 18 yaşa kadar olan pediyatrik hastalarda, vücut yüzey alanı 1.5 m2,den büyük olan hastalara günde iki kez 1 g (günlük doz 2 g) MİCOSEF film kaplı tablet reçetelenebilir.

Kalp reddi profilaksisinde standart dozu

Pediyatrik kalp transplantasyonu hastaları için veri mevcut değildir.

Karaciğer reddi profilaksisinde standart dozu

Pediyatrik karaciğer transplantasyonu hastaları için veri mevcut değildir.

İlk veya refrakter böbrek reddi tedavisinde standart dozu

Pediyatrik böbrek transplantasyonu hastalarında, ilk veya refrakter böbrek reddi için veri mevcut değildir.

Geriyatrik popülasyon (>65):

Böbrek transplantasyon hastalarında önerilen günde iki kez 1 g’lık doz ve kalp veya karaciğer transplantasyon hastalarında önerilen günde iki kez 1.5 g’lık doz yaşlı hastalar için uygundur (bkz. bölüm 4.4).

Diğer:

4.3. Kontrendikasyonlar

MİCOSEF’e karşı alerjik reaksiyonlar gözlenmiştir.

MİCOSEF;

• Etkin madde mikofenolat mofetile, mikofenolik aside veya ilacın içerdiği diğer yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda,

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

İmmunosupresyon, artmış enfeksiyon duyarlılığına ve olası lenfoma gelişimine yol açabilir.
Yalnızca, immünsupresif tedavi ve transplantasyon hastalarının tedavisinde deneyimli olan hekimler MİCOSEF uygulamalıdır. İlacı alan hastalar, yeterli laboratuar, destekleyici tıbbi ilaçlar ve personel ile donatılmış tesislerde tedavi edilmelidir. İdame tedavisinden sorumlu olan hekim, hastanm takibi için gerekli olan eksiksiz bilgiye sahip olmalıdır.

Çocuk doğurma potansiyeline sahip kadın hastalar doğum kontrol yöntemleri kullanmalıdır.
Hekimler, kadın hastaları gebelik sırasında MİCOSEF kullanımının artan oranlarda gebelik kaybı ve konjenital malformasyonla ilişkili olduğu konusunda bilgilendirmelidir.

Mikofenolat mofetil’in gebelik sırasmda kullanımı, ilk üç aylık dönemde gebelik kaybında ve konjenital mal formasyonda risk artışı, özellikle dış kulak ve yarık dudak ile yarık damağı da içeren yüz anomalileri ve distal ekstremite, kalp, özofagus ve böbrek anomalileri ile ilişkilendirilmiştir. Pazarlama sonrası verilerde gözlemlenen pozitif fetal risk kanıtlarına ve ABD Ulusal Transplantasyon Gebelik Kayıtları’na dayanarak gebelik kategorisi “D” olarak değiştirilmiştir. Bu durum, hayvanlarda yapılan üreme toksikolojisi çalışmalarında görülen malformasyonlarla benzerlik göstermektedir.

Hamilelik durumunun negatif olduğunun ispat edilmesi koşuluyla kadın hastalarda kullanılabilir.
MİCOSEF kullanan kadın hastalarda hamilelik testi negatif olduğu gösterildikten sonra, ilaç kullanımı süresince etkili doğum kontrol yöntemleri uygulanması önerilir. İlaç kesildikten sonra hasta 6 hafta süre ile hamile kalmamalıdır.

İlaç kombinasyonları içeren immünsupresif tedavi uygulanan tüm hastalarda olduğu gibi, immünsupresif tedavinin bir parçası olarak MİCOSEF alan hastalar, lenfoma ve özellikle deride olmak üzere, diğer malignitelerin gelişimi açısından artmış risk altındadır (bkz. bölüm 4.8). Bu risk, herhangi bir spesifik ajanın kullanılmasından çok, immünosupresyonun yoğunluk ve süresi ile ilişkili görünmektedir.

Deri kanseri açısından artmış risk altında olan tüm hastalarda olduğu gibi, güneş ışığına ve UV ışınlara maruz kalınması, koruyucu giysiler giyilerek ve koruma faktörü yüksek kremler kullanılarak smırlanmalıdır.

MİCOSEF alan hastalara, herhangi bir enfeksiyon belirtisi, beklenmedik çürükler, kanama ya da kemik iliği depresyonuna ilişkin başka belirtiler ortaya çıktığında, bunları derhal bildirmeleri gerektiği açıklanmalıdır.

Bağışıklık sisteminin aşırı baskılanması da fırsatçı enfeksiyonlar, ölümcül enfeksiyonlar ve sepsis gibi enfeksiyonlara eğilimi arttırabilir.

Polyomavirüslerin sebep olduğu gibi, bu tür enfeksiyonlar latent viral reaktivasyonu içerirler.
Mikofenolat mofetil ile tedavi edilen hastalarda, JC (John Cunningham) virüs ile ilişkili, bazen ölümcül olabilen, Progresif Multifokal Lökoensefalopati (PML) vakaları bildirilmiştir. Bildirilen vakalarda, immün sistem yetersizliği ve immünosupresan tedaviler gibi PML için risk faktörleri mevcuttur. İmmün sistemi baskılanmış hastalarda doktorlar, nörolojik belirtiler gösteren hastalarda ayırıcı tanı için PML’yi dikkate almalı ve klinikte belirtildiği şekilde bir nöroloğa danışılması da göz önünde bulundurulmalıdır.

Böbrek transplantasyonu yapılmış hastalarda mikofenolat mofetil kullanımı sırasında, BK virüs ile ilişkili nefropati görülmüştür. Bu enfeksiyon bazen renal greft kaybına yol açan ciddi sonuçlar ile ilişkili olabilir. Hastaların izlenmesi, BK virüs ile ilişkili nefropati riski taşıyan hastaları tespit etmeye yardımcı olabilir. BK virüs ile ilişkili nefropati belirtileri gösteren hastalar için immünosupresyonun azaltılması göz önünde bulundurulmalıdır.

Mikofenolat mofetil’i diğer immünosupresan ajanlarla kombinasyon halinde kullanan hastalarda saf kırmızı hücre aplazisi (PRCA) vakaları raporlanmıştır. Mikofenolat mofetil kaynaklı PRCA’mn mekanizması bilinmemektedir; bir immünosupresyon küründeki diğer immünosupresanların ve kombinasyonlarının rölatif katkıları da bilinmemektedir. Bazı vakalarda doz azaltılması veya mikofenolat mofetil tedavisinin kesilmesi durumunda PRCA’nın geri dönüşümlü olduğu gözlemlenmiştir. Bununla birlikte nakil hastalarında azalmış immünosupresyon grefti riske atabilir.

Hastalara, MİCOSEF tedavisi sırasında aşıların daha az etkili olacağı ve canlı zayıflatılmış aşı kullanımından kaçınılması gerektiği söylenmelidir (bkz. bölüm 4.5). İnfluenza aşısı yararlı olabilir; ilacı reçeteleyen hekimler influenza aşısı için ulusal rehberlere başvurmalıdır.

MİCOSEF, nadir olgularda sindirim sisteminde gastrointestinal kanal iilserasyonları, kanama ve perforasyonu içeren advers olayların sıklığındaki bir artışla bağlantılı olduğu için, aktif sindirim sistemi hastalığı olanlarda dikkatle uygulanmalıdır.

MİCOSEF, bir IMPDH (inozin monofostat dehidrogenaz) inhibitörü olduğundan; teorik olarak, ender kalıtsal hipoksantin-guanin fosforibozil-transferaz (HGPRT) eksikliği olan (Lesch-Nyhan ve Kelley-Seegmiller sendromu gibi) hastalarda kullanılmamalıdır.

MİCOSEF’ın azatioprinle aynı anda uygulanması önerilmez, bunun nedeni ikisinin de kemik iliğini baskılama potansiyeli bulunması ve bu tip birlikte uygulamalar üzerinde henüz çalışılmamış olmasıdır.

Mikofenolik asit (MPA) eğri altındaki alanında (EAA) kolestiramin ile görülen anlamlı azalma dikkate alındığında, MİCOSEF’ın etkinliğini azaltma potansiyeline sahip olmaları nedeniyle enterohepatik resirkillasyonu etkileyebilecek olan ilaçlarla MİCOSEF’m aynı anda kullanımı dikkat gerektirir (bkz. bölüm 4.5).

Ciddi kronik böbrek yetmezliği olan hastalara günde iki kez 1 g’dan daha yüksek dozların uygulanmasından kaçınılması gerekir (bkz. bölüm 5.2 ve bölüm 4.2).

Gecikmiş böbrek greft fonksiyonlu transplantasyon sonrası hastalara doz ayarlaması tavsiye edilmemektedir, fakat hastalar dikkatle takip edilmelidir (bkz. bölüm 5.2 ve bölüm 4.2). Ciddi böbrek yetmezliği olan kalp ve karaciğer transplantasyonu hastalarına dair veri bulunmamaktadır.

Yaşlı hastalar genç bireylere oranla, advers olaylar açısından daha yüksek risk altındadırlar (bkz.
bölüm 4.4).

Laboratuvar takibi

MİCOSEF alan hastalar tedavinin ilk ayı boyunca her hafta, ikinci ve üçüncü aylarda ayda iki kez ve birinci yıl boyunca da her ay tam kan sayımı yaptırmalıdırlar. MİCOSEF alan hastalar özellikle nötropeni açısından takip edilmelidirler. Nötropeni gelişimi MİCOSEF’a, birlikte kullanılan ilaçlara, viral enfeksiyona veya bu nedenlerin kombinasyonuna bağlı olabilir (bkz.bölüm 4.2). Eğer nötropeni gelişirse (mutlak nötrofıl sayısı <1.3 x 103/pL), MİCOSEF kullanımına ara verilmeli veya doz düşürülmeli ve hasta dikkatle takip edilmelidir (bkz. bölüm 4.2).

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Asiklovir:

Mikofenolat mofetil asiklovir ile birlikte uygulandığında, MPAG (MPA’nın fenolik glukronidi) ve asiklovir plazma konsantrasyonlarının, her iki ilacın ayrı uygulanması ile görülenden daha yüksek olduğu saptanmıştır. Böbrek yetmezliğinde, hem MPAG ve hem de asiklovir plazma konsantrasyonları arttığından, mikofenolat mofetilin ve asiklovirin veya öncül ilaçlarının (öm.

valasiklovir) tiibiiler sekresyon için birbiri ile yarışması ve her iki ilacın konsantrasyonlarının daha da artma potansiyeli vardır.

Magnezyum ve alüminyum hidroksit içeren antiasitler:

Antiasitlerle birlikte uygulandığında mikofenolat mofetilin absorbsiyonu azalır.

Kolestiramin:

4 gün, günde üç kez 4 g kolestiramin uygulanmış olan normal, sağlıklı gönüllülere 1.5 g mikofenolat mofetilin tek doz uygulanmasından sonra, MPA’nın EAA’smda %40 azalma saptanmıştır. Birlikte kullanım sırasında veya enterohepatik sirkülasyon ile etkileşen ilaçlar alınırken dikkatli olunmalıdır (bkz. bölüm 4.4).

Siklosporin A:

Mikofenolat mofetil, siklosporin A (CsA) farmakokinetiğini etkilememiştir. Ancak böbrek transplantasyonu hastalarında, MİCOSEF ve CsA’nın birlikte kullanımı, sirolimus ve benzer dozlarda MİCOSEF alan hastalara kıyasla, MPA maruziyetinde % 30-50 oranında azalma ile sonuçlanmıştır.

Gansiklovir:

Oral mikofenolat mofetilin ve i.v. gansiklovirin tavsiye edilen dozlarının tek doz uygulanması ile yapılan çalışmanın sonuçlarına ve mikofenolat mofetil (MMF) (bkz. bölüm 5.2 ve bölüm 4.4) ile gansiklovirin farmakokinetiği üzerine renal bozukluğun bilinen etkilerine dayanarak; renal tübüler sekresyon mekanizması için yarışan bu iki ajanın birlikte kullanılmasının MPAG ve gansiklovir konsantrasyonlarının artmasına sebep olacağı görüşüne varılmıştır. MPA farmakokinetiğinin önemli ölçüde değişmesi beklenmez ve MMF doz ayarlamasına gerek yoktur.
MMF ve gansiklovirin veya öncül ilaçlarının (örn. valgansiklovir) birlikte kullanıldığı böbrek yetmezliği olan hastalar dikkatlice izlenmelidir.

Oral kontraseptifler:

Oral kontraseptiflerin farmakokinetiği, MİCOSEF uygulamasmdan etkilenmez. Üç menstrüel siklus boyunca MİCOSEF (günde iki kere 1 g) ile etinilöstradiol (0.02- 0.04 mg) ve levonorgestrel (0.05-0.20 mg), desogestrel (0.15 mg) veya gestoden (0.05- 0.10 mg) içeren oral kontraseptiflerin birlikte uygulandığı psöriasisli 18 kadında yapılan bir çalışma MİCOSEF’ın serum progesteron, LH ve FSH düzeylerine klinik hiçbir etkide bulunmadığını göstermiştir. Bu, MİCOSEF’ın oral kontraseptiflerin ovülasyonu baskılayıcı etkisini değiştirmediğini gösterir (bkz.
bölüm 4.6).

Rifampisin:

Doz için yapılan düzeltmenin ardından, tek kalp-akciğer transplantasyonu hastasında rifampisiııin birlikte alımı ile MPA maruziyetinde (EAA 0-12 saat) % 70 azalma gözlenmiştir. Bu nedenle ilaçlar birlikte kullanılırken, MPA maruziyet seviyelerinin izlenmesi ve klinik etkinlik sağlanması amacıyla MİCOSEF dozlarının ayarlanması önerilmektedir.

Takrolimus:

Mikofenolat mofetil ile birlikte alınan takrolimus maruziyetinin, karaciğer transplantasyonu alıcılarında MPA EAA veya CmakS’ina etkisi olmamıştır. Benzer bulgu, böbrek transplantasyonu alıcılarında gerçekleştirilen son çalışmada da gözlenmiştir. Böbrek transplantasyonu hastalarında takrolimus konsantrasyonunun mikofenolat mofetil ile değişmediği gösterilmiştir. Ancak karaciğer transplantasyonu hastalarında, takrolimus alan hastalara çoklu mikofenolat mofetil dozları uygulandığında, takrolimus EAA’ında yaklaşık % 20 azalma olmuştur.

Trimetoprim/sülfametoksazol, norfloksasiıı vc nıeironidazol:

Mikofenolat mofetil bir antibiyotik ile birlikte ayrı olarak uygulandığında, MPA’nm sistemik maruziyetine etkisi olduğu gözlenmemiştir. Buna karşılık, norfloksasin ve metronidazol kombinasyonu, tek doz mikofenolat mofetil sonrasında MPA EAAo-48’ım % 30 oranında azaltmıştır.

Siprofloksasin ve amoksisilin/klavulanik asit:

Oral siprofloksasin veya amoksisilin/klavulanik asit başlanmasından hemen sonraki günlerde böbrek nakli hastalarında ön-doz MPA konsantrasyonlarında % 54 oranında düşüş bildirilmiştir.
Bu etkiler, antibiyotik kullanımına devam edilmesi ile azalmış, antibiyotik kullanımının bırakılmasıyla kesilmiştir. Ön-doz seviyesindeki değişiklikler tüm MPA maruziyetindeki değişiklikleri tam olarak temsil edemeyeceği için bu gözlemlerin klinik ilgisi net değildir.

Diğer etkileşmeler:

Maymunlarda, probenesidin mikofenolat mofetil ile birlikte kullanımı MPAG’nın plazma EAA’mı 3 kat arttırmıştır. Böbrekten tübüler sekresyonla atıldığı bilinen diğer ilaçlar MPAG ile yarışabilir ve MPAG’nin veya tübüler sekresyonla atılan diğer ilacın plazma konsantrasyonlarını arttırabilir.

Sevelamer ve mikofenolat mofetirin erişkinlerde ve pediyatrik hastalarda birlikte alımı, MPA Cmaks ve EAA0-i2 ’mı sırasıyla % 30 ve %25 azaltmıştır. Bu veriler, MPA emilimine etkisini minimize etmek amacıyla, sevelamer ve diğer kalsiyumsuz fosfat bağlayıcılarının tercihen MİCOSEF alımından 2 saat sonra verilmesi gerektiğini göstermektedir.

Canlı aşılar:

Yetersiz bağışıklık yanıtı olan hastalara canlı aşılar verilmemelidir. Diğer aşılara antikor yanıtı da azalmış olabilir (bkz. bölüm 4.4).

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yürütülmemiştir.

Pediyatrik popülasyon:

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye Gebelik kategorisi D

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Mikofenolat mofetil’in gebelik ve fetus üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.

Hastaya yönelik potansiyel yarar, fetusa yönelik potansiyel riskten fazla olmadıkça, gebe kadınlarda MİCOSEF kullanılmamalıdır.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınların, tedaviye başlanmadan 1 hafta önceki serum ya da idrar gebelik testlerinin, en az 50 mlU/mL duyarlılıkla negatif olması gerekir. Negatif gebelik testi sonucunu gösteren bir rapor olmaksızın, hekim MİCOSEF ile tedaviye başlamamalıdır.

Histerektomi dışında kısırlık öyküsü bulunsa bile MİCOSEF tedavisinin başında, tedavi sırasında ve tedavi kesildikten 6 hafta sonrasına kadar etkili doğum kontrolü uygulanmalıdır. Seçilen yöntem, cinsel ilişkinin tamamen bırakılması değilse iki güvenilir kontrasepsiyon metodu aynı anda kullanılmalıdır (bkz. bölüm 4.5.). Gebelik, tedavi sırasında meydana gelirse doktor ve hasta gebeliği sonlandırmanın gerekliliğini görüş birliğinde karar vermelidir.

Hekimler, kadın hastaları gebelik sırasında MİCOSEF kullanımının artan oranlarda gebelik kaybı ve konjenital malformasyonla ilişkili olduğu konusunda bilgilendirilmelidir.

Gebelik dönemi

Mikofenolat mofetiPin gebelik sırasmda kullanımı, ilk üç aylık dönemde gebelik kaybında ve konjenital malformasyonda risk artışı, özellikle dış kulak ve yarık dudak ile yarık damağı da içeren yüz anomalileri ve distal ekstremite, kalp, özofagus ve böbrek anomalileri ile ilişkilendirilmiştir. Pazarlama sonrası verilerde gözlemlenen pozitif fetal risk kanıtlarına ve ABD Ulusal Transplantasyon Gebelik Kayıtları’na dayanarak gebelik kategorisi “D” olarak değiştirilmiştir. Bu durum, hayvanlarda yapılan üreme toksikolojisi çalışmalarında görülen malformasyonlarla benzerlik göstermektedir.

Gebe fare ve tavşanlara organogenez sırasında doz verildiğinde, fetal gelişimde yan etkiler (sakatlık dahil) oluşmuştur. Bu sonuçlar, maternal toksisite ile ilişkili dozlardan daha düşük dozlarda ve böbrek, kalp ve karaciğer trasplantasyonu için klinik çalışmalarda önerilen dozlardan daha düşük dozlarda olmuştur. Gebe kadınlara ilişkin yeterli ve kontrollü hiçbir çalışma yoktur.
Ancak, hayvanlarda teratojenik etkileri olduğu gösterildiğinden, MİCOSEF gebe kadınlara uygulandığında, fetal hasara neden olabilir. Bu nedenle hastaya yönelik potansiyel yarar, fetusa yönelik potansiyel riskten fazla olmadıkça, gebe kadınlarda MİCOSEF kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi

Mikofenolat mofetil’in insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, mikofenolat mofetil’in sütle atıldığını göstermektedir.

Emzirilen bebeklerdeki mikofenolat mofetil’e karşı oluşabilecek potansiyel advers etki riski nedeniyle MİCOSEF emziren annelerde kontrendikedir.

Üreme yeteneği / Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkisi hakkında herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

İmmün süpresif ilaçlara bağlı advers olay profilinin oluşturulması altta yatan hastalıkların varlığı ve başka birçok ilacın aynı anda kullanımı nedeniyle genellikle zordur.

4.8. İstenmeyen etkiler

in sıklık gruplandırması şöyledir:

Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1000 ila < 1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Aşağıdaki yan etkiler klinik çalışmalardan elde edilen verilere dayanmaktadır.

Mikofenolat mofetil’in böbrek, kalp ve karaciğer transplantasyonunda organ reddinin önlenmesinde siklosporin ve kortikosteroidler ile kombine olarak kullanımıyla ilişkili temel yan etkiler diyare, lökopeni, sepsis ve kusmayı içerir; bazı enfeksiyon tiplerinin (örn. fırsatçı enfeksiyonlar) görülme sıklığında artma gözlenmiştir (bkz. bölüm 4.4).

Refrakter böbrek transplantasyonu reddi için tedavi edilen hastalarda mikofenolat mofetiPin güvenilirlik profili, günlük 3 g dozda böbrek reddinin engellenmesi için yapılan üç kontrollü çalışmada gözlenen ile benzer olmuştur. Mikofenolat mofetil uygulanan hastalarda, i.v.
kortikosteroid uygulanan hastalarla karşılaştırıldığında daha sık görülen yan etkiler; anemi, mide bulantısı, abdominal ağrı, sepsis, kusma ve bulantı ve dispepsi ile devam eden diyare ve lökopeni’dir.

Maligniteler:

İlaç kombinasyonları içeren immünsupresif tedavi uygulanan tüm hastalarda olduğu gibi, immün süpresif tedavinin bir parçası olarak mikofenolat mofetil alan hastalar, lenfoma ve özellikle deride olmak üzere, diğer malignitelerin gelişimi açısından artmış risk altındadır (bkz. bölüm

4.4.).

En az bir yıl boyunca takip edilen, diğer immün süpresanlarla birlikte mikofenolat mofetil (günlük 2 g veya 3 g) alan kontrollü klinik çalışmalardaki böbrek, kalp ve karaciğer transplantasyonu hastalarının %0.4 (yaygın olmayan) ile %1’inde (yaygın) lenfoproliferatif hastalık veya lenfoma gelişmiştir.

Hastaların %1.6 ile %3.2’sinde (yaygın) melanom harici deri karsinomu, ve %0.7 (yaygın olmayan) ile %2.1’inde (yaygın) değişik tipte maligniteler ortaya çıkmıştır. Böbrek ve kalp transplantasyonu hastalarında üç yıllık güvenlik verileri malignite sıklığında 1 yıllık verilere oranla beklenmedik bir değişiklik göstermemiştir. Karaciğer transplantasyonu hastaları bir ile üç yıl boyunca takip edilmiştir. Tedavinin kontrollü klinik çalışmalarında, refrakter böbrek reddi tedavisinde ortalama 42 aylık takip sonunda lenfoma oranı %3.9’dur (yaygın).

Fırsatçı enfeksiyonlar:

Bütün transplantasyon hastaları artmış fırsatçı enfeksiyon riski altındadır ve risk toplam immün süpresif yüke göre artar (bkz. bölüm 4.4.). En az bir yıl boyunca takip edilen, diğer immün süpresanlarla birlikte mikofenolat mofetil (günlük 2 g veya 3 g) alan böbrek (2 g verileri), kalp ve karaciğer transplantasyonu hastalarında en sık görülen fırsatçı enfeksiyonlar mukokütanöz

kandida, CMV viremi/sendromu ve Herpes simpleks’tir. CMV viremi/sendromlu hastaların oranı %13.5’tir (çok yaygın).

Mikofenolat mofetil oral uygulamasını takiben güvenlik profili

Böbrek transplantasyonu sonrası reddin önlenmesi amacı ile yapılan kontrollü çalışmaların (3 çalışma, günlük 2 g ve 3 g dozda), kontrollü kalp transplantasyonu ve kontrollü karaciğer transplantasyonu çalışmalarının sonuçlarına göre, >%10 (çok yaygın) ve %3-<%10 (yaygın) olarak rapor edilen advers olaylar aşağıda açıklanmıştır:

Klinik Deneylerde Siklosporin ve Kortikosteroidlerle Birlikte Kullanıldığında Mikofenolat Mofetil ile Tedavi Edilen Hastalarda >%10 (Çok yaygın) ve %3-<%10 (Yaygın) Olarak Rapor Edilen Advers Olaylar

Sistem Organ Sınıfı

Böbrek

Transplantasyon Hastalarında Bildirilen Advers Olaylar (n=991)*

Kalp

Transplantasyon Hastalarında Bildirilen Advers Olaylar (n=289)**

Karaciğer Transplantasyon Hastalarında Bildirilen Advers Olaylar (n=277)***

Kan ve lenf

sistemi

bozuklukları

Çok

yaygın

(>%10)

• anemi (hipokromik anemi dahil)

• lökositoz

• lökopeni

• trombositopeni

• anemi (hipokromik anemi dahil)

• ekimoz

• lökositoz

• lökopeni

• trombositopeni

• anemi (hipokromik anemi dahil)

• lökositoz

• lökopeni

• trombositopeni

Yaygın

(%3-

<%10)

• ekimoz

• polisitemi

• peteşi

• protrombin zamanında artış

• tromboplastin zamanında artış

• ekimoz

• pansitopeni

• protrombin zamanında artış

Endokrin

sistemi

bozuklukları

Çok

yaygın

(>%10)

Yaygın

(%3-

<%10)

• diabetes mellitus

• paratiroid bozukluğu (yükselmiş
PTH
seviyesi)

• diabetes mellitus

• cushing sendromu

• hipotiroidizm

• diabetes mellitus

Metabolizma ve

beslenme

bozuklukları

Çok

yaygın

(>%10)

• hiperkolesterolemi

• hiperglisemi

• hiperkalemi

• hipokalemi

• hipofosfatemi

• asidoz (metabolik ya da solunum)

• bilirubinemi

• yükselmiş
BUN

• yükselmiş kreatinin

• yükselmiş enzim seviyeleri (laktik

• bilirubinemi

• yükselmiş BUN

• yükselmiş kreatinin

• anormal iyileşme

• hiperglisemi

• hiperkalemi

dehidrogenaz, AST ve ALT)

• hiperkolesterolemi

• hiperglisemi

• hiperkalemi

• hiperlipidemi

• hiperürisemi

• hipervolemi

• hipokalemi

• hipomagnezemi

• hiponatremi

• kilo artışı

• hipokalsemi

• hipokalemi

• hipoglisemi

• hipomagnezemi

• hipofosfatemi

• hipoproteinemi

Yaygın (%3 - <%10)

• asidoz (metabolik ya da solunum)

• alkali fosfataz yükselmesi

• dehidratasyon

• enzim seviyelerinde artış (gama glutamil transpeptidaz, laktik

dehidrogenaz, AST ve ALT)

• kreatinin artışı

• hiperkalsemi

• hiperlipidemi

• hipervolemi

• hipokalsemi

• hipoglisemi

• hipoproteinemi

• hiperürisemi

• ağırlık artışı

• anormal iyileşme

• alkali fosfataz yükselmesi

• alkaloz

• dehidrasyon

• gut

• hipokalsemi

• hipokloremi

• hipoglisemi

• hipoproteinemi

• hipofosfatemi

• hipovolemi

• hipoksi

• solunum asidozu

• susuzluk hissi

• kilo kaybı

• asidoz (metabolik ya da solunum)

• alkali fosfataz yükselmesi

• dehidrasyon

• yükselmiş enzim seviyeleri (AST ve ALT)

• hiperkolesterolemi

• hiperlipidemi

• hiperfosfatemi

• hipervolemi

• hiponatremi

• hipoksi

• hipovolemi

• kilo artışı

• kilo kaybı

Sinir sistemi bozuklukları

Çok

yaygın

(>%10)

• baş dönmesi

• uykusuzluk

• titreme

• ajitasyon

• anksiyete

• konfüzyon

• depresyon

• baş dönmesi

• hipertoni

• uykusuzluk

• parestezi

• somnolans

• titreme

• anksiyete

• konfüzyon

• depresyon

• baş dönmesi

• uykusuzluk

• parestezi

• titreme

Yaygın (%3 - <%10)

• anksiyete

• depresyon

• hipertoni

• parestezi

• somnolans

• konviilsiyon

• duygusal dengesizlik

• haltisinasyonlar

• nöropati

• anormal düşünme

• vertigo

• ajitasyon

• konvülsiyon

• delirium

• ağız kuruluğu

• hipertoni

• hipoestezi

• nöropati

• psikoz

• somnolans

• anormal düşünme

Göz

bozuklukları

Çok

yaygın

(>%10)

-

• ambliyopi

Yaygın (%3 - <%10)

• ambliyopi

• katarakt

• konjunktivit

• anormal görme

• konjunktivit

• göz kanaması

• anormal görme

• ambliyopi

• konjunktivit

Kulak ve iç kulak

bozuklukları

Yaygın (%3 - <%10)

• sağırlık

• kulak ağrısı

• kulak çınlaması

• sağırlık

Kardiyak

bozukluklar

Çok

yaygın

(>%10)

• hipertansiyon

aritmi

• bradikardi

• kalp yetmezliği

• hipertansiyon

• hipotansiyon

• perikardiyal efüzyon

• hipertansiyon

• hipotansiyon

• taşikardi

Yaygın (%3 - <%10)

• anjina pektoris

• atriyal fıbrilasyon

• hipotansiyon

• postural hipotansiyon

• taşikardi

• tromboz

• vazodilatasyon

anjina pektoris

• aritmiler (supraventriküler ve ventriküler ekstrasistol, atriyal flutter,

supraventriküler ventriküler ve ventriküler taşikardiyi de içerir)

• atriyal fıbrilasyon

• kalp durması

• konjestif kalp yetmezliği

• postural hipotansiyon

• arteriyel tromboz

• atriyal fıbrilasyon

• aritmi

• bradikardi

• vazodilatasyon

• senkop

• pulmoner hipertansiyon

• senkop

• vazospazm

• venöz basınçta artma

Solunum

sistemi

bozuklukları

Çok

yaygın

(>%10)

• artmış öksürük

• dispne

• farenjit

• pnömoni

• bronşit

• astım

• artmış öksürük

• dispne

• farenjit

• plevral efüzyon

• pnömoni

• rinit

• sinüzit

• atelektazi

• artmış öksürük

• dispne

• farenjit

• plevral efüzyon

• pnömoni

• sinüzit

Yaygın

(%3-

<%10)

• astım

• plevral efüzyon

• pulmoner ödem

• rinit

• sinüzit

• apne

• atelektazi

• bronşit

• burun kanaması

• kan tükürme

• hıçkırık

• neoplazm

• pnömotoraks

• pulmoner ödem

• artmış balgam

• ses değişikliği

• astım

• bronşit

• burun kanaması

• hiperventilasyon

• pnömotoraks

• pulmoner ödem

• solunum moniliyazı

• rinit

Gastrointestinal

bozukluklar

Çok

yaygın

(>%10)

• kabızlık

• diyare

• dispepsi

• bulantı ve kusma

• oral moniliyaz

• kabızlık

• diyare

• dispepsi

• flatulans

• bulantı ve kusma

• oral moniliyaz

• yükselmiş karaciğer fonksiyon testleri (AST, ALT dahil)

• anoreksi

• kolanjit

• kolestatik sarılık

• kabızlık

• diyare

• dispepsi

• flatulans

• hepatit

• bulantı ve kusma

• oral moniliyaz

Yaygın

(%3-

<%10)

• yükselmiş karaciğer fonksiyon testleri (AST, ALT dahil)

• anoreksi

• flatulans

• gastroenterit

• yükselmiş karaciğer fonksiyon testleri (AST, ALT dahil)

• anoreksi

• disfaji

• gastroenterit

• disfaji

• gastrit

• gastrointestinal hemoraji

• ileus

• sarılık

• melena

• gastrointestinal hemoraji

• gastrointestinal moniliyaz

• diş eti iltihabı

• diş eti hiperplazisi

• hepatit

• ileus

• özofajit

• stomatit

• diş eti iltihabı

• diş eti hiperplazisi

• sarılık

• melena

• özofajit

• stomatit

• ağız ülseri

• özofajit

• rektal rahatsızlık

• mide ülseri

Deri ve deri altı doku

bozuklukları

Çok

yaygın

(>%10)

• akne

• Herpes simpleks

• akne

• Herpes simpleks

• Herpes zoster

• döküntü

• kaşıntı

• döküntü

• terleme

Yaygın

(%3-

<%10)

• alopesi

• derinin selim neoplazmı

• fungal dermatit

• Herpes zoster

• kıllanma

• kaşıntı

• deri karsinomu

• deri hipertrofısi (aktinik keratoz dahil)

• terleme

• deri ülseri

• döküntü

• derinin selim neoplazmı

• fungal dermatit

• hemoraji

• kaşıntı

• deri karsinomu

• deri hipertrofısi

• deri ülseri

• terleme

• akne

• fungal dermatit

• hemoraji

• Herpes simpleks

• Herpes zoster

• kıllanma

• derinin selim neoplazmı

• deri ülseri

• vesikülobüllöz

• döküntü

Kas iskelet -
sistemi, bağ doku ve kemik

Çok

yaygın

(>%10)

-

• bacak krampları

• miyalji

• miyasteni

-

Yaygın

(%3-

<%10)

• artralji

• bacak krampları

• miyalji

• miyasteni

• artralji

artralji

bacak krampları

• miyalji

• miyasteni

• osteoporoz

Böbrek ve idrar yolu

hastalıkları

Çok

yaygın

(>%10)

• hematüri

renal tübüler nekroz

idrar yolu enfeksiyonu

Anormal böbrek fonksiyonu (renal fonksiyonda azalma, yükselmiş serum kreatinini)

oligüri

idrar yolu enfeksiyonu

Anormal böbrek fonksiyonu (renal fonksiyonda azalma, yükselmiş serum kreatinini)

oligüri

idrar yolu enfeksiyonu

Yaygın

(%3-

<%10)

• albuminüri

• dizüri

• hidronefiroz

• impotans

• piyeionefrit

• sık idrara çıkma

• dizüri

• hematüri

• impotans

• noktüri

• böbrek yetmezliği

• sık idrar çıkma

• idrar kaçırma

• idrar retansiyonu

• akut böbrek yetmezliği

• dizüri

• hematüri

• böbrek yetmezliği

• skrotal ödem

• sık idrar çıkma

• idrar kaçırma

Genel

bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin etkiler

Çok

yaygın

(>%10)

• asteni

• ateş

• baş ağrısı

• enfeksiyon

• ağrı (karın, sırt ve göğüs dahil)

• ödem

• sepsis

• asteni

• ateş

• titreme

• baş ağrısı

• enfeksiyon

• ağrı (karın, sırt ve göğüs dahil)

• ödem

• sepsis

• asit

• asteni

• titreme

• karında genişleme

• ateş

• baş ağrısı

• fıtık

• enfeksiyon

• ağrı (karın, sırt ve göğüs dahil)

• ödem

• peritonit

• sepsis

Yaygın

(%3-

<%10)

• kistler (lenfosel ve hidrosel de dahil)

• karında genişleme

• yüz ödemi

• grip sendromu

• hemoraji

• fıtık

• kırıklık

• pelvik ağrı

• selülit

• kistler (lenfosel ve hidrosel de dahil)

• karında genişleme

• yüz ödemi

• grip sendromu

• hemoraji

• fıtık

• kırıklık

• boyun ağrısı

• solgunluk

• pelvik ağrı

• abse

• selülit

• kistler (lenfosel ve hidrosel de dahil)

• grip sendromu

• hemoraji

• kırıklık

• boyun ağrısı

*(toplam n= 1,483) **(toplam n=578) ***(toplam n:=564)

Böbrek transplantasyonu sonrası reddin önlenmesi amacı ile yapılan üç kontrollü çalışmada, günde 2 g mikofenolat mofetil alan hastalar, 3 g mikofenolat mofetil alanlardan daha iyi bir güvenilirlik profili göstermişlerdir.

Aşağıdaki yan etkiler pazarlama sonrası deneyimlerden elde edilen verilere dayanmaktadır.

Bağışıklık
sisteminin
baskılanması sonucu görülen bozukluklar:

• Bazen menenjit ve endokardit gibi ciddi hayatı tehdit edici enfeksiyonlar bildirilmiştir ve tüberküloz ve atipik mikrobakteriyal enfeksiyon gibi bazı enfeksiyon tiplerinin görülme sıklığında artış vardır.

• Mikofenolat mofetil ile tedavi edilen hastalarda, bazen ölümcül olabilen Progresif Multifokal Lökoensefalopati (PML) vakaları bildirilmiştir. Bildirilen vakalarda, immün sistem yetersizliği ve immünosupresan tedaviler gibi PML için risk faktörleri mevcuttur.

• Mikofenolat mofetil ile tedavi edilen hastalarda, BK virüs ile ilişkili nefropati görülmüştür.
Bu enfeksiyon bazen renal greft kaybına yol açan ciddi sonuçlar ile ilişkili olabilir.
Mikofenolat mofetil’i diğer immünosupresan ajanlarla kombinasyon halinde kullanan hastalarda saf kırmızı hücre aplazisi (PRCA) vakaları raporlanmıştır.

Gastrointestinal sistem bozuklukları:

• Kolit (sitomegalovirüs kaynaklı olabilir),

• Pankreatit,

• İzole olgularda intestinal villus atrofısi.

Konjenital ve kalıtımsal/genetik bozukluklar:

• Hamilelikleri sırasında diğer immünosupresanlarla kombine olarak MMF’e maruz kalan hastaların bebeklerinde, kulak şekil bozuklukları da dahil olmak üzere konjenital bozukluklar bildirilmiştir.

Karşılaşılan diğer advers etkiler; kontrollü böbrek, kalp ve karaciğer transplantasyonu çalışmalarında görülenlere benzerdir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Pediyatrik popülasyon (3 ay-18 yaş arası):

Günde iki kez oral yoldan 600 mg/m2 mikofenolat mofetil verilen, 3 aydan 18 yaşa kadar 100 pediatrik hastanın katıldığı bir klinik çalışmada gözlenen yan etkilerin sıklığı ve tipi, günde iki kez 1 g mikofenolat mofetil verilen yetişkin hastalar ile genel olarak benzerdir. Fakat yukarıda yer alan tedaviye bağlı advers olaylar, çocuklarda, özellikle 6 yaşın altındaki çocuklar olmak üzere, >%10 sıklıkla görülmüştür ve pediatrik topluluklarda, yetişkinlerle karşılaştırıldığında daha sık görülen advers olaylar şunlardır: Diyare, lökopeni, sepsis, enfeksiyon, anemi.

Geriyatrik popülasyon (> 65 yaş):

Bir immünsupresif kombinasyon tedavisinin bir parçası olarak MİCOSEF alan yaşlı hastalar genç bireylerle karşılaştırıldığında bazı enfeksiyonlar (sitomegalovirüs doku invaziv hastalığı dahil), gastrointestinal kanama ve pulmoner ödem açısından daha fazla risk altında olabilirler (bkz.
bölüm 4.4).

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Mikofenolat mofetilin doz aşımı raporları, klinik çalışmalardan ve pazarlama sonrası deneyim süresince alınmıştır. Bu vakaların çoğunda, herhangi bir advers olay bildirilmemiştir. Advers olayların bildirildiği doz aşımı durumlarında ise olaylar ilacın bilinen güvenilirlik profili ile uyumlu olmuştur.

Mikofenolat mofetil doz aşımının, bağışıklık sisteminin aşırı baskılanması ve enfeksiyon ve kemik iliği baskılanma eğiliminin artması ile sonuçlanması beklenmektedir (bkz. bölüm 4.4).
Eğer nötropeni gelişirse, MİCOSEF kullanımı kesilmeli veya doz azaltılmalıdır (bkz. bölüm 4.4).

MPA hemodiyaliz ile uzaklaştırılamaz. Ancak, yüksek MPAG plazma konsantrasyonlarında (>100^g/ml), küçük miktarlardaki MPAG uzaklaştırılabilir. Kolestiramin gibi safra asidi sekestranları, ilacın atılımını artırarak MPA’yı uzaklaştırabilir (bkz. bölüm 5.2).

Ruh ve Akıl Sağlığımızı Geliştirmek Ruh ve Akıl Sağlığımızı Geliştirmek İyi akıl ve ruh sağlığı sahip olmaktan ziyade, yaptığınız şeylerdir. Akıl ve ruhsal olarak sağlıklı olmak için kendinize değer vermeli ve kendinizi kabul etmelisiniz. Lösemi Kan Kanseri Lösemi Kan Kanseri Lösemi, kan kanseridir ve vücudunun kan oluşturan dokularının hastalanması anlamına gelir. Birçok lösemi türü vardır; bazı lösemi türleri çocuklarda bazıları da yetişkinlerde sık görülür.