METOKLAMIDE 10 mg 20 tablet Klinik Özellikler

Metoklopramid Hcl }

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    METOKLAMİDE,

    Yetişkin popülasyonda:

    METOKLAMİDE yetişkinlerde aşağıdaki durumlarda endikedir:

      Kemoterapinin indüklediği bulantı ve kusmanın önlenmesinde,

      Radyoterapinin indüklediği bulantı ve kusmanın önlenmesinde,

      Bulantı ve kusmanın (akut migrenin indüklediği bulantı ve kusma dahil) semptomatik tedavisinde. Metoklopramid, akut migren tedavisinde analjeziklerin emilimini artırmak amacıyla analjeziklerle kombine kullanılabilir.

      Pediyatrik popülasyonda:

      18 yaş altında yarar/risk dengesi dikkatlice değerlendirildikten sonra kullanılmalıdır.

      METOKLAMİDE çocuklarda (1-18 yaş) aşağıdaki durumlarda endikedir:

      Kemoterapinin indüklediği bulantı ve kusmanın önlenmesinde ve tedavisinde ikincil seçenek olarak

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Tüm endikasyonlar (yetişkin hastalar):

    Yetişkinlerde önerilen doz, tek bir seferde ağız yoluyla alınan 10 mg'dır (1 tablet). Bu doz, günde 3 defaya kadar tekrarlanabilir.

    Önerilen maksimum günlük doz 30 mg veya 0,5 mg/kg vücut ağırlığıdır. Önerilen maksimum tedavi süresi 5 gündür.

    Kemoterapinin indüklediği bulantı ve kusmanın önlenmesinde (1-18 yaş arası pediyatrik hastalar):

    18 yaş altında yarar/risk dengesi dikkatlice değerlendirildikten sonra kullanılmalıdır.

    Önerilen doz 0,1 - 0,15 mg/kg vücut ağırlığı arasındadır. Bu doz, günde 3 defaya kadar tekrarlanabilir. 24 saat içinde uygulanabilir maksimum günlük doz 0,5 mg/kg'dır.

    Doz tablosu:

    Yaş

    Vücut Ağırlığı

    Doz

    Tekrarlama

    9-18 yaş

    30-60 kg

    5 mg (1/2 tablet)

    Günde en fazla 3 kez

    15-18 yaş

    60 kg üstü

    10 mg (1 tablet)

    Günde en fazla 3 kez

    Kemoterapinin indüklediği bulantı ve kusmanın önlenmesinde maksimum tedavi süresi 5 gündür.

    Ağırlığı 30 kg'dan daha düşük olan çocuklarda tablet formunun kullanılması uygun değildir. Bu hasta grubu için diğer farmasötik formlar daha uygun olabilir.

    Uygulama şekli:

    METOKLAMİDE öğünlerden yaklaşık 30 dakika önce, aç karnına kullanılır.

    İki uygulama dozu arasında, kusma ve kullanılan ilacın çıkarılarak dozun tam olarak uygulanamadığı durumlar da dahil olmak üzere, en az 6 saat ara verilmelidir.

    Özel popülasyonlara yönelik ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi ≤15 mL/dak) günlük doz

    %75 oranında azaltılmalıdır.

    Diğer farmasötik formlar bu popülasyonlara uygulama için daha uygun olabilir.

    Orta ve şiddetli böbrek yetmezliği olanlarda (kreatinin klerensi 15/60 mL/dak) günlük doz

    %50 oranında azaltılmalıdır.

    Hafif böbrek yetmezliğinde doz ayarlaması gerekmez (bkz.bölüm 5.2).

    Karaciğer yetmezliği:

    Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda, doz %50 oranında azaltılmalıdır (bkz. bölüm 5.2).

    Pediyatrik popülasyon:

    Metoklopramid 1 yaşın altındaki çocuklarda kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3).

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlılarda karaciğer ve böbrek işlevleri ile hastanın genel durumu değerlendirilerek, doz azaltılması göz önünde bulundurulmalıdır.

    4.3. Kontrendikasyonlar

      Bölüm 6.1' de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine ya da etkin maddeye karşı hipersensitivite,

      Gastrointestinal kanamalar, mekanik tıkanma veya gastrointestinal perforasyon gibi, gastrointestinal motilitenin stimule olmasının riskli olduğu hallerde,

      Şiddetli hipertansiyon epizot riskine sebep olabileceğinden dolayı onaylanmış veya şüpheli feokromositoması olan hastalarda,

      Nöroleptik veya metoklopramid ile indüklenmiş tardif diskinezi öyküsü olanlarda

      Epilepsi (sıklığın ve şiddetin arttığı krizler) varlığında,

      Parkinson hastalığı olanlarda

      Levodopa veya dopaminerjik agonistlerle kombinasyon (bkz. bölüm 4.5)

      Metoklopramid ya da NADH sitokrom-b5 yetmezliği ile görülen bilinen methemoglobinemi öyküsü olanlarda,

      Ekstrapramidal bozukluk riskindeki artışa sebep olabileceğinden 1 yaşından küçük çocuklarda (bkz. bölüm 4.4).

      Gastro- intestinal sistem cerrahisinden sonraki 4 gün içinde kullanılmamalıdır.

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Nörolojik bozukluklar

    Özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde kullanımı ile ekstrapiramidal bozukluklar meydana gelebilir. Bu reaksiyonlar, genellikle tek bir dozdan sonra ve tedavinin başında oluşabilir. Ekstrapiramidal semptomların olması durumunda metoklopramid derhal kesilmelidir. Bu etkiler, genellikle ilaç tedavisinin kesilmesinden sonra tamamen geri dönüşümlüdür fakat semptomatik bir tedaviye ihtiyaç duyulabilir (çocuklarda benzodiazepin ve/veya erişkinlerde antikolinerjik antiparkinson ürünler).

    Doz aşımından kaçınmak için kusma ve dozun reddi olsa bile her bir metoklopramid uygulaması arasında Bölüm 4.2'de belirtilen, en az 6 saatlik zaman aralığına riayet edilmelidir.

    Metoklopramid ile uzatılmış tedavi, özellikle de yaşlılarda, potansiyel olarak geri dönüşümsüz tardif diskineziye neden olabilir. Tardif diskinezi riski nedeniyle tedavi üç ayı geçmemelidir (bkz. Bölüm 4.8). Tardif diskineziye ait klinik belirtiler görülürse tedavi kesilmelidir.

    Metoklopramidin monoterapisinin yanı sıra nöroleptikler ile kombinasyonlarında nöroleptik malign sendrom bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Nöroleptik malign sendrom semptomları görüldüğünde acilen metoklopramid kesilmeli ve uygun tedavi başlanmalıdır.

    Altta yatan nörolojik durumları olan hastalara ve diğer merkezi etkili ilaçlarla tedavi edilen hastalara özel dikkat gösterilmelidir (bkz. Bölüm 4.3).

    Parkinson hastalığının belirtileri metoklopramid ile şiddetlenebilir. Methemoglobinemi

    NADH sitokrom b5 redüktaz eksikliğine bağlı olabilen methemoglobinemi bildirilmiştir.

    Bu durumda, metoklopramid hemen ve sürekli kesilmeli ve uygun önlemler (ör. metilen mavisi ile tedavi gibi) başlatılmalıdır.

    Kalp hastalıkları:

    Özellikle i.v yolla metoklopramid enjeksiyon uygulanmasından sonra dolaşım bozukluğu, ciddi bradikardi, kardiyak arrest ve QT uzaması gibi ciddi kardiyovasküler istenmeyen etkiler raporlanmıştır. (bkz. Bölüm 4.8)

    Yaşlı hasta popülasyonuna, kardiyak iletim bozukluğu olan hastalara (QT uzaması dahil), düzeltilmemiş elektrolit dengesizliği olan hastalara, bradikardisi olan hastalara ve QT aralığını uzattığı bilinen diğer ilaçları [örneğin sınıf IA ve III antiaritmik ilaçlar, trisiklik antidepresanlar, makrolid antibiyotikler, antipsikotikler (bkz. Bölüm 4.8)] kullanan hastalara özellikle intravenöz yoldan metoklopramid uygulaması sırasında çok dikkat edilmelidir.

    Advers etki (ör.hipotansiyon, akatizi) riskini azaltmak için intravenöz dozlar, yavaşça bolus şeklinde (en az 3 dakika boyunca) uygulanmalıdır.

    Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

    Böbrek yetmezliği veya şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda, dozun azaltılması önerilir (bkz. Bölüm 4.2).

    METOKLAMİDE laktoz monohidrat içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

    4.4. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler

    Kontrendike kombinasyon:

    Levodopa veya dopaminerjik agonistler ile metoklopramid, antagonistik etkileşme göstermektedir (bkz. Bölüm 4.3).

    Kaçınılması gereken kombinasyon:

    Alkol, metoklopramidin sedatif etkisini güçlendirir.

    Dikkate alınacak kombinasyon:

    Metoklopramid prokinetik etkisi nedeniyle, bazı ilaçların emilimi değişebilir.

    Antikolinerjikler ve morfin türevleri:

    Antikolinerjikler ve morfin türevlerinin metoklopramid ile sindirim sistemi motilitesi üzerinde karşılıklı antagonizması olabilir.

    Merkezi sinir sistemi depresanları (morfin türevleri, anksiyolitikler, sedatif H1 antihistaminikler, sedatif antidepresanlar, barbitüratlar, klonidin ve ilgili ilaçlar):

    Merkezi sinir sistemi depresanlar ve metoklopramid sedatif etkiyi arttırabilir.

    Nöroleptikler

    Metoklopramid diğer nöroleptikler ile birlikte ekstrapiramidal bozuklukların oluşma riskini arttırabilir.

    Serotonerjik ilaçlar:

    SSRI'lar gibi serotonerjik ilaçlar ile birlikte metoklopramid kullanılması serotonin sendromu riskini arttırabilir.

    Digoksin:

    Metoklopramid digoksin biyoyararlanımını azaltabilir. Digoksin plazma konsantrasyonların dikkatle izlenmesi gereklidir.

    Siklosporin:

    Metoklopramid, siklosporinin biyoyararlanımını (Cmaks'ı %46'ya kadar ve maruz kalmayı

    %22'ye kadar) artırır. Siklosporinin plazma konsantrasyonunun dikkatle izlenmesi gereklidir. Bu durumun klinik sonuçları belirsizdir.

    Mivakuryum ve suksametonyum:

    Metoklopramid enjeksiyonu (plazma kolinesteraz inhibisyonu yoluyla) nöromüsküler bloğunun süresini uzatabilir.

    Güçlü CYP2D6 inhibitörleri:

    Fluoksetin ve paroksetin gibi güçlü CYP2D6 inhibitörleri ile birlikte uygulandığı zaman metoklopramid maruziyet seviyeleri artmıştır. Klinik önemi belli olmamakla birlikte, hastalar advers reaksiyonlar için izlenmelidir.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        Genel Tavsiye

        Gebelik kategorisi: B

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan ve kontraseptif kullanan kadınlarda metoklopramid kullanımı ile ilgili herhangi bir veri yoktur.

        Gebelik dönemi

        Çok sayıda (ilaca maruz kalan 1000'den fazla hasta) gebelikte maruz kalma olgularına ilişkin veriler, metoklopramid'in gebelik üzerinde ya da fetusun/yeni doğan çocuğun sağlığı üzerinde advers etkileri olduğunu göstermemektedir. Bugüne kadar herhangi önemli bir epidemiyolojik veri elde edilmemiştir Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır. Metoklopramid gebelikte ancak klinik olarak gerekli ise kullanılabilir.

        i nedeniyle (diğer nöroleptik ilaçlar gibi) gebeliğin son safhasında kullanıldığında yenidoğanda ekstrapiramidal sendrom göz ardı edilemez.

        Metoklopramid, gebeliğin son döneminde kullanılmamalıdır. Kullanımı durumunda yenidoğan dikkatle izlenmelidir.

        Laktasyon dönemi

        Metoklopramid anne sütünde düşük miktarda atılmaktadır. Anne sütüyle beslenen bebeklerde advers reaksiyonlar göz ardı edilemez. Bu nedenle metoklopramid emzirme döneminde önerilmemektedir. Emziren kadınlarda metoklopramidin kesilmesi göz önünde bulundurulmalıdır.

        Üreme yeteneği/Fertilite:

        Üreme yeteneği üzerine etkisi bildirilmemiştir.

        4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        Metoklopramid, sersemlik, baş dönmesi, diskinezi ve distonilere neden olabilir. Bu durum görme yeteneğini ve ayrıca araç ve makine kullanım yeteneğini etkileyebilir.

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Advers reaksiyonlar, aşağıdaki tabloda sistem organ sınıfına ve belirtilen sınıflandırma kullanılarak sıklığa göre sunulmaktadır:

        Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

        Sistem Organ Sınıfı

        Sıklık

        Advers reaksiyonlar

        Kan ve lenf sistemi hastalıkları

        Bilinmiyor

        Methemoglobinemi (özellikle yenidoğanlarda NADH sitokrom b5 redüktaz eksikliği ile ilişkili olabilir (bkz. Bölüm 4.4))

        Sülfhemoglobinemi (özellikle sülfür salınımı

        yapan ilaçların yüksek dozlarıyla eş zamanlı kullanımda)

        Bağışıklık sistemi hastalıkları

        Yaygın

        olmayan

        Hipersensitivite

        Bilinmiyor

        Anafilaktik reaksiyon (anafilaktik şok da dahil;

        özellikle i.v formülasyonlarla)

        Endokrin hastalıklar*

        Yaygın

        olmayan

        Amenore, Hiperprolaktinemi

        Seyrek

        Galaktore

        Bilinmiyor

        Jinekomasti

        Psikiyatrik hastalıklar

        Yaygın

        Depresyon

        Yaygın

        olmayan

        Halüsinasyon

        Seyrek

        Konfüzyon

        Sinir sistemi hastalıkları

        Çok yaygın

        Somnolans

        Yaygın

        Ekstrapiramidal bozukluklar (özellikle çocuklarda ve genç erişkinler ve/veya önerilen doz aşıldığında; hatta ilacın tek doz uygulanmasını takiben bkz. Bölüm 4.4)

        Parkinsonizm, akatizi

        Yaygın

        olmayan

        Distoni, diskinezi, bilinç bozukluğu

        Seyrek

        Konvülsiyon (özellikle epileptik hastalarda)

        Bilinmiyor

        Tardif diskinezi (özellikle yaşlı hastalarda uzun süreli tedavi sırasında ve sonrasında kalıcı olabilir, bkz. Bölüm 4.4)

        Nöroleptik maling sendrom (bkz. Bölüm 4.4)

        Kardiyak hastalıklar

        Yaygın

        olmayan

        Bradikardi (özellikle i.v formülasyonlarla)

        Bilinmiyor

        Kardiyak arrest (enjektabl uygulamadan hemen sonra meydana gelir ve bu durumu bradikardi takip edebilir bkz. Bölüm 4.4)

        Atriyoventriküler blok, sinüs arrest (özellikle i.v formülasyonlarda)

        Elektrokardiyogram QT uzaması, Torsade de Pointes

        Hipertansiyon (feokromositoması olan/olmayan

        hastalarda)

        Vasküler hastalıklar

        Yaygın

        Hipotansiyon (özellikle i.v formülasyonlar

        ile)

        Bilinmiyor

        Şok, senkop (enjektabl uygulamadan sonra) Akut hipertansiyon (feokromasitoma hastalarında, bkz. Bölüm 4.3)

        Kan basıncında geçici yükselme

        Gastrointestinal hastalıklar

        Yaygın

        Diyare

        Deri ve deri altı doku hastalıkları

        Bilinmiyor

        Döküntü, kaşıntı, anjiyoödem ve ürtiker gibi deri

        reaksiyonları

        Genel bozukluklar ve uygulama yerine ilişkin hastalıklar

        Yaygın

        Asteni

        *Uzun süreli tedavi sırasında hiperprolaktinemi ile ilişkili endokrin hastalıklar (amenore, galaktore, jinekomasti)

        Aşağıdaki reaksiyonlar bazen yüksek dozlar uygulandığı zaman daha sık meydana gelmektedir:

          Ekstrapiramidal semptomlar: özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde, tek doz uygulandığını zaman da dahil, akut distoni ve diskinezi, Parkinson sendromu, akatazi (bkz. bölüm 4.4).

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

    Semptomlar

    Ekstrapiramidal semptomlar, sersemlik, bilinç düzeyinde azalma, konfüzyon, halüsinasyon ve kardiyo-respiratuar arrest oluşabilir.

    Tedavi

    Yüksek dozda kullanım ile ilgili/ilgisiz ekstrapiramidal semptom meydana geldiğinde tedavi sadece semptomatiktir (çocuklarda benzodiazepinler ve/veya yetişkinlerde antikolinerjik anti-parkinson ilaçlar).

    Semptomatik tedavi uygulanmalı ve hastanın klinik durumuna göre kardiyovasküler ve solunum fonksiyonları düzenli olarak izlenmelidir.

    Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, bakterilerin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Cinsel ilişki yoluyla bulaşır ve dölyatağı boynunda, idrar yollarında, anüste, makatta ve boğazda enfeksyona sebep olabilir. Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.