IMIGRAN 50 mg 2 tablet {8699522092901} Farmakolojik Özellikler

Sumatriptan }

Sinir Sistemi > Migren İlaçları > Sumatriptan
Glaxo Smith Kline İlaçları San.Ve Tic.A.Ş | 30 December  1899

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Selektif 5-HT1 reseptör antagonistleri

ATC Kodu: N02 C C01

Etki mekanizması:

Sumatriptan, selektif bir vasküler 5-hidroksi triptamin-1 (5HT1d ve 5HT1b) reseptör agonisti olup, diğer 5HT reseptör (5HT2-5HT7) alt tipleri üzerine etkisi yoktur. Vasküler 5HT1D ve 5HT1b reseptörleri başlıca kraniyel kan damarlarında bulunur ve vazokonstriksiyona aracılık eder.

Hayvanlarda sumatriptan selektif olarak karotis arteryel dolaşımı daraltır, ancak serebral kan akımını değiştirmez. Karotis arteryal dolaşım, ekstrakraniyal ve meninksler gibi intrakraniyal dokulara kan sağlar ve bu damarlarda gevşeme ve/veya ödem oluşumunun insanda migrenin altta yatan mekanizması olduğu düşünülmektedir. Ek olarak, deneysel kanıtlar sumatriptanın trigeminal sinir aktivitesini inhibe ettiğini göstermektedir. Bu her iki aktivite sumatriptanın insanda antimigren etkisine eşlik eder.

Farmakodinamik etkileri:

Önerilen oral İMİGRAN dozu 50 mg olmasına rağmen, migren atağının şiddeti hem hastalar arasında hem de hastaların kendi içinde farklılık göstermektedir. Klinik çalışmalarda 25’ten 100 mg’a kadar olan dozlar, plasebodan daha fazla etkililik göstermiştir; fakat 25 mg, 50 mg ve 100 mg’dan istatistiksel olarak anlamlı derecede daha az etkili olmuştur.

Sumatriptan, menstrüel kaynaklı migren dahil migrenin akut tedavisinde etkilidir.

Bir dizi plasebo kontrollü klinik çalışmada, 10-17 yaşları arasında 650 çocuk ve ergen migren hastası üzerinde oral sumatriptan standart tabletlerin güvenlilik ve etkililiği değerlendirilmiştir. Bu çalışmalar, plasebo ve herhangi bir sumatriptan dozu arasında 2. saatte baş ağrısı rahatlaması açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğunu gösterememiştir. 10-17 yaşındaki çocuklarda ve ergenlerde oral sumatriptanın istenmeyen etki profili, yetişkin popülasyonda yapılan çalışmalarda bildirilenlere benzerdir.

  • 5.2. Farmakokinetik özellikler

    Sumatriptanın farmakokinetiği migren ataklarından etkilenmez.

Emilim:

Oral uygulamayı takiben, sumatriptan hızla absorbe olur ve 45 dakikada maksimum serum konsantrasyonunun %70’ine ulaşır. 100 mg’lık dozu takiben ortalama maksimum plazma konsantrasyonu 54 nanogram/ml’dir.

Ortalama mutlak oral biyoyararlanım, kısmen sistemik dolaşıma geçmeden önceki metabolizma ve kısmen tamamlanmamış absorpsiyonundan ötürü %14’tür.

Dağılım:

Plazma proteinlerine bağlanma düşük olup (%14-21), ortalama toplam dağılım hacmi 170 litredir.

Biyotransformasyon:

Sumatriptanın en önemli metaboliti indol asetik asit analoğu olup, başlıca idrarla serbest asit ve glukuronid konjugatı şeklinde atılır. Bu metabolitin bilinen 5HT1 veya 5HT2 aktivitesi yoktur. Minör metabolitleri saptanmamıştır.

Eliminasyon:

Eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 2 saattir. Ortalama toplam plazma klerensi yaklaşık 1,160 ml/dakika ve ortalama renal plazma klerens yaklaşık 260 ml/dakikadır.

Renal olmayan klerens, total klerensin yaklaşık %80’idir. Sumatriptan başlıca monoamin oksidaz A’nın aracılık ettiği oksidatif metabolizma ile elimine edilir.

Hastalardaki karakteristik özellikler:

Hepatik yetmezlikte farmakokinetik:

Oral doz (50 mg) ve subkutan dozdan (6 mg) sonra sumatriptanın farmakokinetiği, hafif ila orta dereceli karaciğer yetmezliği olan 8 hastada ve cinsiyet, yaş ve ağırlık bakımından eşleşen 8 sağlıklı gönüllüde çalışılmıştır. Bir oral doz sonrasında sumatriptan plazma maruziyeti (EAA ve Cmaks), normal karaciğer fonksiyonuna sahip kontrol olguları ile karşılaştırıldığında hafif ila orta dereceli karaciğer yetmezliği olan hastalarda neredeyse iki katına çıkmıştır (yaklaşık %80 yükselmiştir). S.c. dozdan sonra karaciğer yetmezliği olan olgular ve kontrol olguları arasında herhangi bir farklılık söz konusu olmamıştır. Bu bulgu, sağlıklı olgular ile karşılaştırıldığında, hafif ila orta dereceli karaciğer yetmezliğinin presistemik klirensi azalttığını ve sumatriptanın biyoyararlanımını ve sumatriptana maruziyeti artırdığını göstermektedir.

Hafif ila orta dereceli karaciğer bozukluğu olan hastalarda oral uygulama sonrasında pre-sistemik klerens azalmakta ve sistemik maruziyet neredeyse iki kat artmaktadır.

Şiddetli karaciğer bozukluğu olan hastalarda farmakokinetik çalışılmamıştır (bkz. Bölüm 4.3 ve Bölüm 4.4).

Sumatriptanın ana metaboliti olan indol asetik asit analoğu, ağırlıklı olarak serbest asit ve glukuronid konjugatı formunda bulunduğu idrara atılır. Bilinen bir 5HT1 veya 5HT2 aktivitesi yoktur. Minör metabolitler tanımlanmamıştır. Oral sumatriptanın farmakokinetiğinin migren ataklarından önemli ölçüde etkilendiği yönünde bir izlenim bulunmamaktadır.

Bir pilot çalışmada, yaşlı ve genç sağlıklı gönüllüler arasında farmakokinetik parametrelerde anlamlı farklılıklar bulunmamıştır.

Renal yetmezlikte farmakokinetik:

Şiddetli renal yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Klinik çalışmalar:

Bir dizi plasebo kontrollü klinik çalışmada, 10 ile 17 yaşları arasındaki 650 çocuk ve ergen migrenli hastada oral sumatriptan standart tabletlerin güvenlilik ve etkililiği değerlendirilmiştir. Bu çalışmalarda, plasebo ve herhangi bir sumatriptan dozu arasında ikinci saatte baş ağrısındaki hafifleme açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark gösterilememiştir. 10 ile 17 yaşları arasındaki çocuklarda ve ergenlerde oral sumatriptanın istenmeyen etki profili, yetişkin popülasyondaki çalışmalarda bildirilenlere benzer olmuştur.

  • 5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Karsinojenite, mutajenite:

    In vitro sistemlerde ve hayvan çalışmalarında, sumatriptanın genotoksik ve karsinojenik olmadığı görülmüştür.

    Reprodüktif toksikoloji:

    Sıçanlar üzerinde yapılan bir fertilite çalışmasında, insana oral yolla verilen 100 mg sumatriptanı takiben oluşan plazma konsantrasyonunun yaklaşık 200 katı plazma plazma düzeyleri ile sonuçlanan oral sumatriptan dozları inseminasyon başarısında azalma ile ilişkilidir. Bu etki sıçanlar üzerinde yapılan ve insanlarda oral yolla verildiğinde ulaşılan maksimum plazma düzeyinin yaklaşık 150 katına ulaşılan subkütan çalışma sırasında oluşmaz.

    Gebelik ve laktasyon:

    Tavşanlarda belirgin teratojenik kusurların eşlik etmediği embriyoletalite görülmüştür. Bu bulguların insanlar açısından önemi bilinmemektedir.

    Dış Gebelik Dış Gebelik Dış gebelik, her 100 gebelikten birini etkileyen, sık görülen ve ölüme sebep olabilecek bir durumdur. Bu, döllenen yumurta, rahimin dışına yerleşirse, oluşan bir durumdur. Gebelik ilerledikçe, ağrıya ve kanamalara sebep olur. Depresyonu Anlamak Depresyonu Anlamak Depresyon farklı kişileri farklı biçimlerde etkiler. Duygusal veya fiziksel olmak üzere geniş alanda belirtilere sebep olabilir.Depresyona neler sebep olur?