GRIPIN HOT tek kullanımlık toz içeren 6 poşet Klinik Özellikler

Klorfeniramin Maleat + Parasetamol + Psodoefedrin Hcl }

Solunum Sistemi > Diğer Soğuk Algınlığı Kombinasyonları
Gripin İlaç A.Ş. | 25 May  2012

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

  • 4.1. Terapötik endikasyonlar

    GRİPİN HOT; üst solunum yolları akut enfeksiyonlarının semptomatik tedavisinde endikedir.

    Analjezik, antipiretik, antihistaminik ve dekonjestan etkiye sahip kombinasyon preparatıdır.

    • 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

      12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde: 6 ya da 8 saat ara ile 1 tane alınmak üzere günde ortalama 3 ya da 4 poşettir.

      Günlük maksimum doz 4 poşettir.

      Alkol alan kişilerde, hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg’ı aşmaması gerekir.

      Uygulama şekli:

      GİPIN HOT, oral yoldan alınır. Her bir poşetin içindeki ilaç 160 ml (yaklaşık 1 su bardağı) sıcak su içerisinde karıştırılarak çözülmeli ve sıcak iken içilmelidir.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

      4.3. Kontrendikasyonlar

      Pediyatrik popülasyon:

      12 yaşın altındaki pediyatrik hastalarda kullanılmamalıdır.

      Geriyatrik popülasyon:

      Sağlıklı, hareketli yaşlılarda normal yetişkin dozu uygundur fakat herhangi bir hastalığın eşlik ettiği durumlarda doz ve dozlam sıklığı uygun bir şekilde doktorunuz tarafından azaltılmalıdır.

      (Bkz. Bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler).

      • 4.3. Kontrendikasyonlar

      GRİPİN HOT aşağıdaki durumlarda kontrendikedir.

           İlacın içindeki etkin maddeler veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı

      duyarlılığı olanlarda

           12 yaşın altındaki çocuklarda

           Şiddetli karaciğer (Child-Pugh kategorisi > 9) ve böbrek yetmezliği olan hastalarda

           Şiddetli hipertansiyonu olanlarda

           Şiddetli koroner arter hastalığı olanlarda

           Diğer sempatomimetik ilaçlar (dekonjestanlar, iştah bastırıcı ilaçlar ya da amfetamin

      benzeri psikostimülanlar) ve beta-blokörlerle birlikte kullanım

           Monoamino oksidaz inhibitörleri ile tedavi olanlarda (GRİPİN HOT kullanımından önceki

      14 gün içinde MAOİ (bir antibakteriyel olan furazolidon dahil) / RIMA almış ve/veya almaya devam eden hastalarda) kontrendikedir. Psödoefedrin ve bu tip bir ilacın aynı zamanda kullanılması kan basıncında yükselmeye neden olabilir.

           Miksiyon sonrası mesanede bir miktar idrarın kaldığı, prostat adenomu

          Mesane boynunda obstrüksiyon

           Piloroduodenal obstrüksiyon

           Stenoz yapan peptik ülser

           Akciğer hastalıkları (astım dahil)

           Epilepsi

           Diabetes mellitusu olanlarda,

           Hipertiroidizm olanlarda,

           Glokomu olanlarda (dar açılı glokom dahil),

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonu oluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılması ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum, ciddi ve ölümle sonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.

      Anemisi olanlarda, akciğer hastalarında, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır. Önceden mevcut hepatik hastalığı bulunan hastalar için, yüksek dozda veya uzun süreli tedaviler esnasında periyodik aralıklarla karaciğer fonksiyon tetkikleri yapmak gerekebilir. Böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi <  10 mL/dakika) halinde, doktorun parasetamol

      kullanımının yarar/ risk oranını dikkatle değerlendirmesi gerekir. Doz ayarlaması yapılmalı ve hasta kesintisiz izlenmelidir.

      Bir yıl boyunca günlük terapötik parasetamol dozları alan bir hastada hepatik nekroz ve daha kısa süreli olarak aşırı doz kullanan bir hastada karaciğer hasarı bildirilmiştir. 12–48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak klinik semptomlar dozun alınmasından 1 – 6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.

      Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur. Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.

      Hepatotoksisite riskinden ötürü, parasetamol, tavsiye edilenden daha yüksek dozlarda ya da daha uzun süreli alınmamalıdır. Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği (Child-Pugh kategorisi <9) olan hastalar, parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.

      Terapötik dozlarda parasetamol uygulaması sırasında serum alanin aminotransferaz (ALT) düzeyi yükselebilir.

      Terapötik dozlarda parasetamol ile hepatik oksidatif stresi artıran ve hepatik glutatyon rezervini azaltan ilaçların eşzamanlı kullanımı, alkolizm, sepsis veya diabetes mellitus gibi çeşitli durumlar hepatik toksisite riskinde artışa yol açabilir.

      Sepsis gibi glutatyon eksikliği olan hastalarda, parasetamol kullanımı metabolik asidoz riskini arttırabilir.

      Ciddi bir enfeksiyonunuz varsa bu metabolik asidoz riskini arttırabilir.

      Metabolik asidoz belirtileri şunlardır:

      • - Derin, hızlı ve zorlanarak nefes alıp vermek

      • - Mide bulantısı ve kusma

      • -  İştahsızlık

      Yüksek dozlarda parasetamolün uzun süreli kullanılması böbrek hasarına neden olabilir.

      Genelde, özellikle diğer analjeziklerle kombinasyon halinde kesintisiz parasetamol kullanılması, kalıcı böbrek hasarına ve böbrek yetmezliği riskine (analjezik nefropatisi) yol açabilir.

      Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliği olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Seyrek olarak hemoliz vakaları görülebilir.

      Gilbert sendromu olan hastaların parasetamol kullanması, sarılık gibi klinik semptomlara ve daha belirgin hiperbilirubinemiye neden olabilir. Bundan dolayı, bu hastalar parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.

      Hematopoietik disfonksiyon durumunda dozun azaltılması ve/veya dozlar arasındaki sürenin uzatılması gibi önlemler alınmalıdır.

          Astım, kronik rinit ve kronik ürtikeri olan ve özellikle antienflamatuvar ilaçlara aşırı

      duyarlılığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Duyarlı kişilerde propifenazon ve parasetamol içeren ilaçlarla nadiren astım krizleri ve anaflaktik şok bildirilmiştir.

      Orta düzeyde alkol ile birlikte eşzamanlı parasetamol alınması, karaciğer toksisitesi riskinde bir artışa yol açabilir. Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. Alkol alan kişilerde hepatoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg’ı aşmaması gerekir.

      Parasetamol, psödoefedrin hidroklorür veya klorfeniramin maleat içeren diğer ilaçların GRİPİN HOT ile eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.

          3 – 5 gün içinde yeni semptomların oluşması ya da ağrının ve/veya ateşin azalmaması

      halinde, hastaların parasetamol kullanmaya son vermesi ve bir doktora danışması önerilir.

          Aritmisi olanlarda,

          Kardiyovasküler hastalığı olanlarda,

          Hipertansiyonu olanlarda,

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      ). Kontrol edilemeyen hipertansiyonu olan hastalarda GRİPİN HOT’ın kan basıncı üzerindeki etkisi gözlenmelidir.

      Prostat hipertrofisi (hiperplazisi) olanlarda

      Halüsinasyonlar, huzursuzluk, uyku düzensizliği oluştuğunda kesilmelidir.

      Şiddetli derecede karaciğer yetmezliği olanlarda, ve böbrek yetmezliği olanlarda, özellikle birlikte kardiyovasküler bir hastalığı olanlarda,

          60 yaş üzerindeki hastalarda

          İskemik kalp hastalığı olanlarda,

         Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes

      hastalarında kullanımından kaçınılmalıdır.

          Serebral ateroskleroz

          İdiyopatik ortostatik hipotansiyon

      Pödoefedrin ile iskemik kolit bildirimleri olmuştur. Şayet abdominal ağrı, rektal kanama ya da iskemik kolitin diğer semptomları gelişirse, psödoefedrin derhal durdurulmalı ve doktora başvurulmalıdır.

      Uzun süreli kullanımından kaçınılmalıdır. 5 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır.

      Seyrek olarak psödoefedrin dahil olmak üzere sempatomimetik ilaçlarla posterior geri dönüşlü ensefalopati (PRES)/geri dönüşlü serebral vazokonstriksiyon sendromu (RCVS) bildirilmiştir. Bildirilen semptomlar ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve görme bozukluğudur. Olguların çoğu uygun tedavi ile birkaç günde düzelmiştir. PRES/RCVS semptomları gelişmesi halinde psödoefedrin hemen kesilmelidir.

      Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolinerjik yan etkilere ve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler).

      GRİPİN HOT, sukroz içerir. Nadir kalıtımsal früktoz intoleransı, glikoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

      GRİPİN HOT, fenilalanin için bir kaynak olan aspartam (E951) içermektedir. Fenilketonürisi olan insanlar için zararlı olabilir.

      GRİPİN HOT, azo boyar bir madde olan kinolin sarısı içermektedir. Alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.

      • 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Parasetamol:

      Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.

      Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir.

      Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, vb.) veya rifampisin gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzim indüksiyonuna sebep olan ilaçların tek başına kullanıldığında zararsız olan parasetamol dozlarıyla eşzamanlı kullanımı karaciğer hasarına yol açabilir. Aşırı alkol tüketimi halinde, terapötik dozlarda bile parasetamol alınması da karaciğer hasarına neden olabilir.

      Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, kloramfenikolün yarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini arttırabilir.

      Parasetamol (veya metabolitleri), K vitamine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındaki etkileşimler, “uluslararası normalleştirilmiş oran” (International Normalized Ratio, INR) değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa neden olabilir. Bundan dolayı, oral antikoagülan kullanan hastalar, tıbbi denetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamol kullanmamalıdır.

      5-hidroksitriptamin serotonin tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron, farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir.

      Parasetamol ve azidotimidin (AZT - zidovudin) eşzamanlı kullanılması nötropeni eğilimini artırır. Bu nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamol AZT ile birlikte alınmamalıdır.

      Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde istenmeyen etkilerde artışa yol açmaktadır.

      Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperidon ile artabilir ve kolestiramin ile azalabilir.

      St. John’s Wort (Hypericum perforatum - sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini azaltabilir. Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün absorpsiyon hızı azalabilir.

      Psödoefedrin hidroklorür:

      GRİPİN HOT, MAOI/RIMA alanlarda kullanılmamalıdır. Trisiklik antidepresanlar, iştah bastırıcı ilaçlar, sempatomimetik ajanlar (dekonjestanlar, iştah bastırıcılar ve amfetamin benzeri psikostimülanlar gibi) ve sempatomimetik aminlerin katabolizmasını etkileyen monoamin oksidaz inhibitörleri (furazolidon dahil) ile beraber kullanılması bazen kan basıncını yükselmesine neden olabilir (Bkz. Bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar). Moklobemid ve oksitosin ile birlikte kullanımı tansiyon yükselmesine sebebiyet verebilir. Psödoefedrin içermesinden dolayı GRİPİN HOT, bretilyum, betanidin, guanetidin, debrizokin, metildopa ve alfa ve beta adrenerjik blokör ilaçlar gibi sempatik aktiviteyi engelleyen hipotansif ilaçların etkisini kısmen tersine çevirir. Kardiyak glikozidler disritmi riskine, ergot alkaloidleri ise ergotizm riskine sebep olabilir.

      Klorfeniramin maleat:

      Klorfeniramin, santral etkili ilaçların (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir.

      Alkol, barbitüratlar, hipnotikler, opioid analjezikler, anksiyolitikler ve antipsikotikler gibi santral sinir sistemi depresanlarının etkilerini artırabilir. Atropin, trisiklik antidepresanlar ve MAO inhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini artırabilir.

      Klorfeniramin, fenitoin metabolizmasını inhibe eder, bu nedenle fenitoin toksisitesine neden olabilir.

      Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleri yapılmadan birkaç gün önce kesilmelidir.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

      Pediyatrik popülasyon:

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Gebelik kategorisi C’dir.

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.

      Gebelik dönemi

      GRİPİN HOT için, gebelikte maruz kalmaya ilişkin klinik veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; gebelik, embriyo-fetal gelişim, doğum ya da doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir.

      GRİPİN HOT, gebelik döneminde yalnızca doktor tavsiyesi ile ve ilacın risk/fayda oranı göz önüne alınarak kullanılmalıdır.

      Laktasyon dönemi

      Laktasyon döneminde hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.

      Psödoefedrin anne sütüne az miktarda geçer, fakat bunun emzirilen bebeklerdeki etki derecesi bilinmemektedir. Ağız yoluyla tek doz psödoefedrin verilen annenin sütüyle 24 saat içinde bunun % 0,5-0,7’sinin atılacağı tahmin edilmektedir. Klorfeniramin maleat anne sütüne önemli miktarda geçer; bu düzeyde ilacın bebek için zararlı etki oluşturduğu bilinmemekle beraber kullanılmaması önerilir. Klorfeniramin maleat ve diğer antihistaminikler laktasyonu inhibe edebilir.

      GRİPİN HOT, eğer hekim ilacın emziren anneye sağlayacağı yararın, emzirilen bebek üzerindeki riskini haklı göstereceğine inanıyorsa dikkatle kullanılmalıdır.

      Üreme yeteneği/Fertilite

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      4.8. İstenmeyen etkiler

      Sıklık sınıflandırması aşağıdaki gibidir:

      Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

      Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g’ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir.

      SİSTEM ORGAN

      SINIFI

      Advers reaksiyonlar

      SIKLIK

      Parasetamol

      Psödoefedrin

      Klorfenirami

      Kan ve lenf sistemi hastalıkları

      Anemi

      Seyrek

      Seynrek

      Hemolitik anemi

      Seyrek

      Seyrek

      Methemoglobinemi

      Seyrek

      Seyrek

      Trombositopeni

      2 Seyrek

      Seyrek

      Trombositopenik purpura

      2 Seyrek

      Seyrek

      Lökopeni

      2 Seyrek

      Seyrek

      Nötropeni

      2 Seyrek

      Seyrek

      Pansitopeni

      2 Seyrek

      Seyrek

      Agranülositoz

      Çok seyrek

      Seyrek

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Alerjik reaksiyonlar

      Seyrek

      Anaflaksi

      Seyrek

      Lyell sendromu

      Seyrek

      Bronkospazm

      Bilinmiyor

      Pozitif alerji testi

      Bilinmiyor

      İmmün

      trombositopeni

      Bilinmiyor

      Metabolizma ve beslenme hastalıkları

      Anoreksi

      Seyrek

      Psikiyatrik

      hastalıkları

      Sinirlilik

      Yaygın

      İnsomnia

      Yaygın

      Yorgunluk

      Yaygın olmayan

      Telaş hali

      Yaygın olmayan

      Ajitasyon

      Yaygın olmayan

      Halüsinasyon

      Seyrek

      Paranoid delüzyon

      Seyrek

      Eksitabilite

      Seyrek

      Depresyon

      Seyrek

      Kabuslar

      Seyrek

      Sinir sistemi hastalıkları

      Baş ağrısı

      Yaygın

      Bilinmiyor

      Bilinmiyor

      Baş dönmesi

      Yaygın

      Seyrek

      Somlonans

      Yaygın

      Parestezi

      Yaygın

      Santral sinir sistemi stimülasyonu

      Bilinmiyor

      Ensefalopati

      Bilinmiyor

      İnsomnia

      Bilinmiyor

      Tremor

      Bilinmiyor

      Sersemlik

      Yaygın

      İrritabilite

      Bilinmiyor

      Seyrek

      Anksiyete

      Bilinmiyor

      Konsantre olamama

      Seyrek

      Sedasyon

      Bilinmiyor

      Çocuklarda paradoksikal eksitasyon

      Bilinmiyor

      Yaşlılarda

      konfüzyonel psikoz

      Bilinmiyor

      Göz hastalıkları

      Bulanık görme

      Seyrek

      Kulak ve iç kulak hastalıkları

      Tinnitus

      Seyrek

      Kardiyak hastalıkları

      Taşikardi

      Seyrek

      Seyrek

      Hipertansiyon

      Seyrek

      Diğer kardiyak disritmiler

      Seyrek

      Palpitasyon

      Seyrek

      Aritmi

      Seyrek

      Hipotansiyon

      Seyrek

      Vasküler hastalıkları

      Kan basıncı artışı

      Seyrek

      Solunum, göğüs

      Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri

      Yaygın

      bozuklukları ve

      mediastinal

      hastalıkları

      Analjezik astım sendromu da dahil astım

      Seyrek

      Bronkospazm

      Seyrek

      Bronşial sekresyonda kalınlaşma

      Seyrek

      Gastrointestinal hastalıkları

      Bulantı

      Yaygın

      Yaygın

      Seyrek

      Kusma

      Yaygın

      Yaygın

      Seyrek

      Dispepsi

      Yaygın

      Seyrek

      Flatulans

      Yaygın

      Karın ağrısı

      Yaygın

      Seyrek

      Konstipasyon

      Yaygın

      Gastrointestinal kanama

      Yaygın olmayan

      Diyare

      Seyrek

      Seyrek

      Ağız kuruluğu

      Yaygın

      Bilinmiyor

      Hepato-biliyer

      hastalıkları

      Hepatik bozukluk

      Seyrek

      Sarılık dahil hepatit

      Seyrek

      Deri ve derialtı doku hastalıkları

      Deri döküntüsü

      Seyrek

      Kaşıntı

      Seyrek

      Ürtiker

      Seyrek

      Bilinmiyor

      Alerjik ödem

      Seyrek

      Anjiyoödem

      Seyrek

      Akut jeneralize eksantematöz püstülozis

      Seyrek*

      Eritema multiforme

      Seyrek

      Stevens-Johnson

      sendromu

      Seyrek*

      Toksik epidermal nekroliz

      Seyrek*

      Deri döküntüleri

      Seyrek

      Hipersensitivite

      reaksiyonları

      Seyrek

      Diğer

      sempatomimetiklerle

      çapraz reaksiyon

      Seyrek

      Alerjik dermatit

      Seyrek

      Eksfoliyatif dermatit dahil alerjik reaksiyonlar

      Bilinmiyor

      Fotosensitivite

      Bilinmiyor

      Deri reaksiyonları

      Bilinmiyor

      Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

      Kas seğirmesi ve inkoordinasyonu

      Bilinmiyor

      Böbrek ve idrar hastalıkları

      Papiler nekroz

      Yaygın

      2 olmayan

      Dizüri

      Yaygın olmayan

      Üriner retansiyon

      Yaygın olmayan

      Bilinmiyor

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları

      Halsizlik

      Seyrek

      Göğüs sıkışması

      Seyrek

      Parasetamolün çok miktarda alınması durumunda


      Parasetamolün uzun süre kullanılması durumunda

      Özellikle çocuklarda

      Sistolik kan basıncı artışı gözlenmiştir. Terapötik dozlarda psödoefedrinin kan basıncı üzerindeki etkisi klinik olarak anlamlı değildir.

      Psödoefedrin kullanımı ardından bronkospazm, anjiyoödem gibi sistemik belirtileri olan/olmayan çeşitli alerjik deri reaksiyonları bildirilmiştir.

      Erkek hastalarda üriner retansiyon (önceden mevcut bir prostatik büyüme durumu hazırlayıcı bir faktör olabilir.)

      *Ölümcül sonuçlara neden olabilir.

      Şüpheli advers reaksiyonlarının raporlanması

      4.9. Doz aşımı ve tedavisi

      Parasetamol

      Parasetamolü 10 g’dan fazla alan yetişkinlerde toksisite olasılığı vardır. Dahası, aşırı dozun zararı siroz olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırı dozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamol yarı ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. C-aminopirinden sonra CO2 atılımında azalma bildirilmiştir. Bu; plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarı ömür, veya konvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarı arasında daha iyi ilişki kurar. Parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tubüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayı fulminant karaciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Nadiren, ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesi ile birlikte renal tubüler nekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akut pankreatit gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.

      Semptomlar: Solgunluk, anoreksi bulantı ve kusma parasetamol doz aşımının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz parasetamol doz aşımının dozla ilişkili komplikasyonudur. Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin süresi 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat klinik semptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün içinde belirgin olmayabilir.

      Tedavi: Hastayı gecikmiş hepatoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorbsiyonu azaltmayı (Gastrik lavaj veya aktif kömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir. Eğer hasta kusuyorsa veya aktif kömür ile konjugasyon yapılmışsa metionin kullanılmamalıdır. Doruk plazma parasetamol konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenle, hepatoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az 4 saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (İlave oral metionin veya intravenöz N-asetilsistein) kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altında değerlendirilmelidir. Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkol bağımlısı olanlarda veya kronik olarak beslenme eksikliği olanlarda N-asetilsistein ile tedavi eşiğinin %30-50 düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksik etkilerine karşı daha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozajını takiben gelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirir.

      Psödoefedrin

      Semptomlar: Psödoefedrin doz aşımında eksitasyon, huzursuzluk, halüsinasyon, hipertansiyon ve aritmi gibi merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler sistem semptomları ortaya çıkabilir. Şiddetli olgularda psikoz, konvülziyon, koma ve hipertansif kriz gelişebilir. Potasyumun hücre dışından hücre içine kayması nedeniyle serum potasyum düzeyi düşebilir.

      Tedavi: Solunum destekleyici ve koruyucu ve konvülsiyonları kontrol edici önlemler alınmalıdır. Endike olduğu takdirde gastrik lavaj uygulanmalıdır. Mesane kateterizasyonu gerekebilir. Beta blokörler kardiyovasküler komplikasyonları ve hipokalemiyi düzeltebilir. İstenirse, psödoefedrin atılımının hızlandırılması için asit diürezi veya diyaliz yapılabilir.

      Klorfeniramin maleat

      Semptomlar:  Sedasyon, SSS paradoksal stimülasyonu, toksik psikozis, nöbet, apne,

      konvülsiyonlar, antikolinerjik etkiler, distonik reaksiyonlar ve aritmi dahil kardiyovasküler kolaps.

      Tedavi: Gastrik lavaj veya ipeka şurubuyla emezis yoluyla tedaviye başlanmalıdır. Ardından aktif kömür ve katartikler uygulanarak absorpsiyonu azaltılır. Diğer semptomatik ve destekleyici önlemler kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve sıvı-elektrolit dengesine göre özel dikkatle uygulanmalıdır.

      Hipotansiyon ve aritmiler tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları IV diazepam ile tedavi edilebilir. Ciddi durumlarda hemoperfüzyon kullanılabilir.

      • Diyabet Hastalığı Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.