GLIFOR SR 1000 mg uzatılmış salınımlı 112 tablet Klinik Özellikler

Metformin Hcl }

Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Oral Antidiyabetik İlaçlar > Metformin
Bilim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. | 17 November  2011

4.1. Terapötik endikasyonlar

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Monoterapi veya diğer oral antidiyabetik ajanlarla kombinasyon:

• Standart başlangıç dozu günde tek doz 500 mg GLİFOR SR’dır.

• 10-15 gün sonra, doz kan glukoz ölçümlerine göre ayarlanmalıdır. Dozun yavaş yavaş artırılması gastrointestinal tolerabiliteye olumlu katkıda bulunabilir. Önerilen maksimum günlük doz 500 mg’lık 4 tablet GLİFOR SR’dır.

• Doz artırımları, 10-15 günde bir 500 mg’lık artışlarla yapılmalı ve maksimum günlük doz akşam yemeğiyle beraber bir kez alınan 2000 mg olmalıdır.

Günde bir kez 2000 mg GLİFOR SR ile yeterli glisemik kontrol sağlanamazsa, günde iki kez 1000 mg GLİFOR SR uygulaması düşünülmelidir; her iki doz da yemekle birlikte verilmelidir. Eğer bu uygulamaya rağmen glisemik kontrol sağlanamazsa, standart metformin tabletler ile günde en fazla 3000 mg’a kadar çıkılabilir.

• Halen metformin tabletler ile tedavi edilmekte olan hastalarda, GLİFOR SR uzatılmış salımlı tablet başlangıç dozu, hemen salımlı metformin tabletlerin günlük dozuna eşdeğer olmalıdır. Günde 2000 mg’ın üzerindeki metformin dozları ile tedavi edilen hastalarda, GLİFOR SR uzatılmış salımlı tablete geçiş önerilmez.

• Başka bir oral antidiyabetik ajandan geçiş düşünülüyorsa: diğer ajanın kullanımı durdurulmalı ve yukarıda belirtilen dozlarda GLİFOR SR uzatılmış salımlı tablete geçilmelidir.

• GLİFOR SR uzatılmış salımlı tabletler için günlük maksimum doz, akşam yemeği ile birlikte verilmek üzere, günde en fazla 2000 mg’a kadar hemen salımlı veya uzatılmış salımlı metformin tablet dozuna eşit olmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek yetmezliği:

Metformin böbrekler yoluyla atıldığı için, kreatinin klerensi (Cockcroft-Gault formülü kullanılarak ölçülebilir) ve/veya serum kreatinin düzeyleri tedavi başlatılmadan önce belirlenmelidir ve daha sonra düzenli olarak takip edilmelidir:

- Normal böbrek fonksiyonu olan hastalarda en az yılda bir kez,

- Kreatinin klerensi düzeyleri normal sınırında olan hastalarda ve yaşlılarda en az yılda iki ila dört kez.

Yaşlı deneklerde azalan böbrek fonksiyonu sık rastlanan bir durumdur ve asemptomatiktir. Böbrek fonksiyonunun bozulabileceği durumlara özellikle dikkat edilmelidir; örneğin, antihipertansif tedaviye veya diüretik tedaviye başlarken ve bir NSAİİ ile tedaviye başlarken.

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanılmamalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

Mevcut veri eksikliğinden dolayı, GLİFOR SR çocuklarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:

Yaşlılarda böbrek fonksiyonlarındaki potansiyel azalma nedeniyle, metformin dozajı böbrek fonksiyonuna göre ayarlanmalıdır. Böbrek fonksiyonlarının düzenli kontrolü gereklidir (bkz. bölüm 4.4.). İnsülin ile kombinasyon:

Daha iyi bir kan glukoz kontrolü sağlamak için, metformin ve insülin kombine kullanılabilir. GLİFOR SR’ın normal başlangıç dozu günde bir kez alınan 500 mg’lık tek tablettir, insülin dozajı ise kan glukoz ölçümlerine göre ayarlanır.

4.3. Kontrendikasyonlar

• Metformin hidroklorür veya GLİFOR SR’ın içeriğindeki herhangi bir yardımcı maddeye karşı aşırı duyarlılık.

• Diyabetik ketoasidoz, diyabetik pre-koma.

• Böbrek yetmezliği veya böbrek disfonksiyonu (Serum kreatinin düzeyi erkeklerde > 1,5 mg/dL ve kadınlarda > 1,4 mg/dL).

• Böbrek fonksiyonunu değiştirme potansiyeli olan akut koşullar: Dehidratasyon,

Şiddetli enfeksiyon, Şok,

İyotlu kontrast maddelerin intravasküler uygulanması (bkz. bölüm 4.4. Kullanım için özel uyarılar ve önlemler).

• Doku hipoksisine neden olabilecek akut veya kronik hastalıklar: Kardiyak veya respiratuvar yetmezlik,

Yakında geçirilen miyokardiyal infarktüs, Şok

• Karaciğer yetmezliği, akut alkol zehirlenmesi, alkolizm

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Laktik asidoz:

Laktik asidoz:

Laktik asidoz metformin tedavisi sırasında ilacın birikimi nedeniyle ortaya çıkabilen, nadir görülen ancak şiddetli bir metabolik komplikasyondur. Laktik asidoz, vakaların % 50’sinde ölüme neden olmaktadır. Laktik asidoz diabetes mellitus gibi birçok patofizyolojik durumla ilişkili olarak ve belirgin doku hipoperfüzyonu veya hipoksisiyle birlikte görülebilir. Kan laktat seviyesinin yükselmesi (>5 mmol/L), kan pH’sında düşme, elektrolit bozuklukları ve laktat/püruvat oranında artma ile kendisini gösterir. Laktik asidoz gelişiminin nedeni metformin olarak saptanırsa; genellikle ilacın kan konsantrasyonu 5^g/mL’ nin üzerinde bulunur. Metformin hidroklorür tedavisi almakta olan hastalarda laktik asidoz insidansı çok düşüktür (1000 hasta yılı için yaklaşık 0,03 vaka; 100 hasta yılı için ölümle sonuçlanan yaklaşık 0,015 vaka). Rapor edilen vakalar genellikle intrinsik böbrek hastalık ve böbrek hipoperfüzyonu da dahil olmak üzere belirgin böbrek yetmezliği olan, sıklıkla birçok tıbbi/cerrahi müdahale gören ve çok sayıda ilaç kullanmakta olan hastalardır. Başta hipoperfüzyon ve hipoksi riski taşıyan instabil veya akut konjestif kalp yetmezliği hastaları olmak üzere, ilaç tedavisine ihtiyaç duyan konjestif kalp yetmezliği hastalarında laktik asidoz riski yüksektir. Laktik asidoz riski, böbrek fonksiyon bozukluğu şiddeti ve yaşla birlikte artar. Bu nedenle GLİFOR SR kullanan hastalarda böbrek fonksiyonlarının düzenli aralıklarla izlenmesi ve minimum etkin dozun kullanımı, laktik asidoz riskini belirgin bir şekilde azaltabilir. Özellikle yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonları dikkatli bir şekilde izlenmelidir. 80 yaşında ve üzerinde olan hastalar laktik asidoz gelişimine daha duyarlı olduklarından, bu hastalarda GLİFOR SR kullanılmamalıdır. GLİFOR SR; hipoksi, dehidratasyon veya sepsise neden olabilecek her hangi bir durumun varlığında kullanılmamalıdır. Karaciğer fonksiyon bozukluğu laktat atılımını belirgin bir şekilde zorlaştırabileceğinden, klinik olarak veya laboratuar bulgularıyla karaciğer hastalığı tespit edilen hastalarda metformin kullanımından genel olarak kaçınılmalıdır. Alkol, metformin hidroklorürün laktat metabolizması üzerindeki etkilerini artırdığından, hastalar GLİFOR SR kullanımı sırasında akut veya kronik olarak aşırı alkol tüketmemeleri konusunda uyarılmalıdır. İntravasküler radyoaktif madde ile yapılan incelemeler ve her hangi bir cerrahi girişim öncesinde GLİFOR SR kullanımına ara verilmelidir.

Laktik asidoz genellikle yavaş gelişir ve yalnızca bitkinlik, miyalji, solunum güçlüğü, artan uyku hali ve non-spesifik abdominal rahatsızlık hissi gibi non-spesifik bulgularla birlikte ortaya çıkar. Belirgin asidozda hipotermi, hipotansiyon ve dirençli bradikardi gibi semptomlar görülebilir. Hasta ve hekim böyle semptomların olası önemi konusunda bilgili olmalı ve böyle bir semptom ortaya çıktığında hasta hemen doktorunu bilgilendirmek konusunda uyarılmalıdır. Bu durum ortadan kalkana kadar GLİFOR SR kullanımına ara verilmelidir. Serum elektrolit, keton ve kan şekeri seviyeleri ve gerekirse kan pH, laktat ve hatta metformin seviyeleri yardımcı olabilir. Hasta belli bir dozda GLİFOR SR kullanımına adapte olduktan sonra, tedavinin başlangıcında sık görülen gastrointestinal semptomların ilaçla ilişkili olması beklenmemektedir. Gastrointestinal semptomların daha sonra ortaya çıkması laktik asidoz veya başka bir şiddetli hastalığın göstergesi olabilir.

Metformin hidroklorür kullanmakta olan hastalarda açlık venöz laktat seviyesinin normal üst sınırın üzerinde, ancak 5 mmol/L’ den düşük olması laktik asidozun bir göstergesi olmayabilir ve kontrolsüz diyabet veya obesite, aşırı fiziksel aktivite veya örnek alımındaki bir teknik hata gibi başka mekanizmalarla açıklanabilir.

Metabolik asidozu olan ancak ketoasidoz bulguları (ketonüri, ketonemi) sergilemeyen her diyabetik hastada laktik asidozdan şüphelenilmelidir.

Laktik asidoz hastanede tedavi edilmesi gereken bir acil durumdur. Metformin hidroklorür kullanmakta olan laktik asidoz hastalarında ilaç kullanımı hemen kesilmeli ve genel destek tedavisine başlanmalıdır. Metformin hidroklorür diyalizle uzaklaştırılabildiğinden (iyi hemodinamik şartlar altında 170 mL/dakikalık bir klirens), asidozu düzeltmek ve biriken metformini uzaklaştırmak için hemen hemodiyaliz yapılması önerilmektedir. Bu genellikle semptomların ani gerilemesini ve iyileşmeyi sağlar._

İyotlu kontrast maddelerin uygulanması:

Radyolojik çalışmalarda iyotlu kontrast maddelerin intravasküler uygulanması böbrek yetmezliğine neden olabileceğinden, test öncesinde veya sırasında metformin kesilmeli ve ancak 48 saat sonra ve böbrek fonksiyonu tekrar değerlendirilip normal bulunduktan sonra tekrar başlanmalıdır. Cerrahi girişim:

Metformin hidroklorür genel anestezi uygulanacak hastalarda ameliyattan 48 saat önce kesilmeli ve girişimin 48 saat sonrasına kadar tekrar başlanmamalıdır. Diğer önlemler:

• Tüm hastalar, düzenli karbonhidrat dağılımıyla günlük diyetlerini sürdürmelidirler. Aşırı kilolu hastalar ise, enerji kısıtlı diyetlerini sürdürmelidirler.

• Diyabet izlemi için olağan laboratuvar testleri düzenli olarak uygulanmalıdır.

• Metformin tek başına hipoglisemiye neden olmaz, ancak insülin veya sülfonilüreler ile beraber kombinasyon şeklinde kullanılırken önlem alınması önerilir.

• Feçeste tablet kabukları görülebilir. Hastalara bunun normal olduğu söylenmelidir.

Sodyum uyarısı

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Önerilmeyen kombinasyonlar Alkol

Akut alkol zehirlenmesinde özellikle aşağıdaki durumlarda laktik asidoz riski artar:

• açlık veya malnütrisyon,

• karaciğer yetmezliği.

Alkol tüketiminden ve alkol içeren medikasyonlardan kaçının. İyotlu kontrast maddeler

İyotlu kontrast maddelerin intravasküler yoldan uygulanması, metformin birikimi ve laktik asidoz riski ile sonuçlanan böbrek yetmezliğine neden olabilir.

Metformin kullanımı uygulamadan önce veya uygulama sırasında kesilmeli ve ancak 48 saat sonra böbrek fonksiyonlarının tekrar değerlendirilip, normal bulunmasını takiben başlanmalıdır. Kullanım için önlem gerektiren durumlar

Glukokortikoidler (sistemik ve lokal yollar), beta-2-agonistler ve diüretikler intrensek hiperglisemik etkinliğe sahiptirler. Hasta bilgilendirilmeli ve özellikle tedavinin başında daha sık kan glukoz izlemesi gerçekleştirilmelidir. Gerekliyse, diğer ilaçlarla tedavi sırasında ve tedavinin kesilmesi sonrasında antidiyabetik ilacın dozajı ayarlanmalıdır.

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi B’dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/embriyonal/fetal gelişim/doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (bkz. bölüm 5.3.). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. GLİFOR SR gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Gebelik dönemi

GLİFOR SR’ın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Metformin ile yapılan hayvan çalışmaları teratojenik etki göstermemiştir. Küçük klinik çalışmalarda metformin ile ilişkili malformasyon gözlenmemiştir (bkz. bölüm 5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri).

GLİFOR SR gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi

Metforminin emziren sıçanların sütünde bulunduğu tespit edilmiştir. İnsanlarda benzer veriler mevcut değildir; emzirmenin bırakılması veya metforminin bırakılması konusunda ilacın anne için önemi de göz önünde bulundurularak, bir karar verilmesi gerekmektedir.

Üreme yeteneği/Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

GLİFOR SR monoterapisi hipoglisemiye neden olmaz ve dolayısıyla, araba veya makine kullanma kabiliyeti üzerinde etkisi yoktur.

4.8. İstenmeyen etkiler

Pazarlama sonrası verilerde ve kontrollü klinik çalışmalarda, GLİFOR SR uzatılmış salımlı tabletler ile tedavi edilmiş hastalarda bildirilen istenmeyen etkiler, yapıları ve şiddetleri

bakımından GLİFOR SR, hemen salımlı tabletler ile tedavi edilmiş hastalarda bildirilenle benzerdir.

Aşağıdaki istenmeyen etkiler, metformin kullanımında meydana gelebilir: Sıklıklar şöyle tanımlanabilir: Çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100), seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) ve izole raporlar.

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Çok seyrek:

Uzun süreli metformin kullanımı sonucunda vitamin B12 emiliminin ve serum düzeylerinin azalması. Hastada megaloblastik anemi varsa, böyle bir etiyoloji akla getirilmelidir. Laktik asidoz (bkz. bölüm 4.4. Kullanım için özel uyarılar ve önlemler).

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın:

Tat alma bozuklukları

Gastrointestinal hastalıklar

Çok yaygın:

Mide bulantısı, kusma, diyare, karın ağrısı ve iştahsızlık gibi gastrointestinal bozukluklar. Bu istenmeyen etkiler daha çok tedavi başlangıcında gözlenir ve çoğu vakada kendiliğinden düzelir. Dozun yavaş yavaş arttırılması gastrointestinal tolerabiliteyi arttırabilir.

Hepato-bilier hastalıklar

İzole raporlar:

Karaciğer fonksiyon testlerinde anormallikler veya hepatit; metforminin kesilmesiyle düzelmiş.

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Çok seyrek:

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

85 grama kadar olan metformin dozlarında laktik asidoz gelişmiş ancak hipoglisemi görülmemiştir. Yüksek aşırı doz veya eşlik eden metformin riskleri laktik asidoza neden olabilir. Laktik asidoz, medikal bir acil durumdur ve hastanede tedavi edilmelidir. Laktat ve metformini uzaklaştırmanın en etkili yöntemi hemodiyalizdir.

Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, bakterilerin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Cinsel ilişki yoluyla bulaşır ve dölyatağı boynunda, idrar yollarında, anüste, makatta ve boğazda enfeksyona sebep olabilir. Artrit Artrit Artrit, oldukça yaygın bir hastalıktır ancak iyi anlaşılamamıştır. Aslında “artrit” tek bir hastalığın adı değildir; eklem ağrısı veya eklem hastalıklarını adlandırmanın gayri resmi yoludur.