GENOTROPIN 16 IU (5.3 MG) GOQUICK enjeksiyonluk solüsyon için toz ve çözücü içeren kullanıma hazır kalem Klinik Özellikler

Somatropin }

Endokrin Sistem > Ön Hipofiz Hormonları ve Analogları > Somatropin
Pfizer İlaçları Ltd.Şti. | 13 July  2012

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

      Büyüme hormonunun yetersiz (BHY) salgılanmasına bağlı çocuklardaki büyüme bozukluklarında; büyüme hormonunun yetersizliği iki ayrı dinamik büyüme hormonu uyarı testi ile doğrulanarak;

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi

      Dozaj ve uygulama planı her bireye özel yapılmalıdır.

      Enjeksiyon subkutan olarak yapılmalı ve lipoatrofi oluşumunu önlemek için enjeksiyon yeri

      değiştirilmelidir.

      Çocuklardaki büyüme hormonu salgılanma yetersizliğine bağlı büyüme bozukluğunda: Genellikle 0,025 – 0,035 mg/kg veya 0,7 –1 mg/m² önerilmektedir. Daha yüksek dozların da kullanıldığı olmuştur.

      Çocukluk çağı başlangıçlı BHY ergenlik çağında da devam ederse, tam somatik gelişim (örneğin vücut kompozisyonu, kemik kütlesi) elde edilinceye dek tedavi sürdürülmelidir. Takip için, geçiş döneminde T skoru>-1 (cinsiyet ve etnik köken hesaba katılarak dual enerjili X-ışını absorpsiyometrisi ile ölçülen ortalama yetişkin pik kemik kütlesine standartlaştırılarak) olarak tanımlanan normal pik kemik kütlesine erişim terapötik hedeflerden bir tanesidir. Dozlama ile ilgili öneriler için aşağıdaki yetişkinler bölümüne bakınız.

      Turner Sendromuna bağlı büyüme bozukluğu:

      Günde 0,045–0,05 mg/kg veya 1,4 mg/m² doz önerilir.

      Kronik böbrek yetmezliğine bağlı büyüme bozukluğu:

      Günde 0,045–0,05 mg/kg (1,4 mg/m²) doz önerilir. Büyüme hızı çok düşükse daha yüksek dozlar gerekebilir. 6 aylık tedavi sonrasında dozun yeniden düzenlenmesi gerekebilir.

      Gestasyonel yaşa göre küçük (SGA) doğan kısa boylu çocukların büyüme bozukluklarında: Final uzunluğa erişinceye kadar genellikle vücut ağırlığına göre günlük 0,035 mg/kg (1 mg/m²) doz önerilmektedir. Tedavinin ilk yılından sonra uzama hızı +1 (SDS)'in altında ise tedavi bırakılmalıdır. Uzama hızı <2 cm/yıl ise tedavi bırakılmalıdır. Bununla ilgili bir onaya ihtiyaç duyuluyorsa; epifizyel büyüme plaklarının kapanmasına bağlı olarak kemik yaşı >14 yaş (kızlar için) veya >16 yaş (erkekler için)' dir.

      Pediyatrik hastalarda doz önerileri

      Endikasyon

      mg/kg vücut ağırlığına göre

      günlük doz

      mg/m² vücut yüzey alanına göre günlük doz

      Çocuklarda büyüme hormonu eksikliği

      0,025-0,035

      0,7-1

      Turner sendromu

      0,045-0,05

      1,4

      Kronik böbrek yetmezliği

      0,045-0,05

      1,4

      Gestasyonel yaşına göre küçük doğan çocuklar

      0,035

      1

      Yetişkinlerdeki büyüme hormonu eksikliği:

      Çocukluk çağı BHY sonrasında büyüme hormonu tedavisine devam eden hastalarda önerilen yeniden başlangıç dozu günlük 0,2-0,5 mg/gün' dür. Doz, IGF-I konsantrasyonuyla belirlenen bireysel hasta ihtiyaçlarına göre aşamalı olarak artırılmalı veya azaltılmalıdır.

      Yetişkin başlangıçlı BHY olan hastalarda tedavi günlük 0,15-0,3 mg olacak şekilde düşük doz ile başlamalıdır. Doz, IGF-I konsantrasyonuyla belirlenen bireysel hasta ihtiyaçlarına göre aşamalı olarak artırılmalıdır.

      Her iki durumda da tedavi hedefi, IGF-I konsantrasyonlarının yaşa göre düzeltilmiş ortalamanın 2 SDS içinde olmasıdır. Tedavinin başlangıcında normal IGF-I konsantrasyonları olan hastalar 2 SDS'i aşmayacak şekilde normalin üst sınırında IGF-I seviyesine dek büyüme hormonu almalıdır. Klinik yanıt ve yan etkiler de doz titrasyonu için yönlendiricidir. İyi bir klinik yanıta rağmen, IGF-I seviyeleri normalleşemeyen ve doz artırımına gerek duyulmayan BHY hastaları olduğu bilinmektedir. İdame dozu nadiren günde 1 mg'ı aşmaktadır. Erkeklerin IGF-I duyarlılığının zamanla arttığı göz önünde bulundurulursa, kadınlara daha yüksek doz gerekebilir. Yani kadınlarda; özellikle oral östrojen replasmanı alanlarda, yetersiz tedavi riski varken; erkeklerde aşırı tedavi riski vardır. Bu nedenle büyüme hormonu dozunun kesinliği altı ayda bir kontrol edilmelidir. Normal fizyolojik büyüme hormonu üretimi yaşla beraber azaldıkça; doz gereksinimleri de azalmaktadır. Altmış yaş üzeri hastalarda tedaviye günde 0,1- 0,2 mg dozla başlanmalı ve ilacın dozu bireysel gereksinimlere göre yavaş yavaş artırılmalıdır. Minimum etkili doz kullanılmalıdır. Bu hastalardaki idame dozu nadiren günde 0,5 mg'ı aşmaktadır.

      Uygulama şekli

      Dozlama ve uygulama sıklığı bireyselleştirilmelidir.

      Enjeksiyonlar subkutan enjeksiyon şeklinde ve lipoatrofi gelişmesini önleyebilmek için her

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

      Kronik böbrek yetmezliğinde, tedavi başlamadan önce renal fonksiyon yüzde 50'nin altında olmalıdır. Büyüme bozukluğunu doğrulamak için tedaviden önceki yıl boyunca büyüme değerlendirilmelidir. Bu dönemde böbrek yetmezliği için konservatif tedavi verilmeli (asidoz kontrolü, hiperparatiroidizm ve beslenme durumunun kontrolü) ve tedavi boyunca idame edilmelidir. Böbrek nakli sırasında tedavi kesilmelidir.

      Bugüne kadar GENOTROPİN GOQUİCK ile tedavi edilen kronik böbrek yetmezliği olan hastaların nihai boyu ile ilgili veriler bulunmamaktadır.

      Karaciğer yetmezliğine ilişkin mevcut veri bulunmamaktadır.

      Pediyatrik popülasyon:

      Pediyatrik kullanım ile ilgili bilgi üstte verilmiştir.

      Geriyatrik popülasyon:

      80 yaş üstündeki hastalarda yeterli deneyim yoktur. Yaşlı hastalar GENOTROPİN GOQUİCK' in etkilerine karşı daha hassas olabilir ve dolayısıyla advers reaksiyon gelişimine daha eğilimli olabilirler.

      4.3. Kontrendikasyonlar

      Somatropin, tümör aktivitesini gösteren herhangi bir bulgunun bulunması durumunda kullanılmamalıdır. Büyüme hormonu tedavisine başlanmadan önce intrakraniyal tümörler inaktif olmalı ve antitümör tedavi tamamlanmış olmalıdır. Tümör büyümesine ilişkin kanıt olması halinde tedavi sonlandırılmalıdır.

      GENOTROPİN GOQUİCK epifizleri kapanmış çocuklarda büyümenin uyarılması için kullanılmamalıdır.

      Açık kalp ameliyatı, abdominal cerrahi, kazaya bağlı multipl travma, akut solunum yetmezliği veya benzeri durumları izleyen komplikasyonların bulunduğu akut kritik hastalığı olan hastalara GENOTROPİN GOQUİCK uygulanmamalıdır (idame tedavisine giren hastalarla ilgili olarak bölüm 4.4' e bakınız).

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Hastalığın tanısı ve GENOTROPİN GOQUİCK tedavisi, terapötik kullanım endikasyonunda; hastaların tanı ve tedavisinde yeterli nitelikte ve tecrübeli doktorlar tarafından başlatılmalı ve takip edilmelidir.

      Maksimum önerilen günlük doz aşılmamalıdır (bkz. bölüm 4.2).

      İnsülin hassasiyeti

      Somatropin insülin hassasiyetini azaltabilir. Diabetes mellitus olan hastalarda somatropin tedavisine başlandıktan sonra insülin dozunun ayarlanması gerekebilir. Diyabeti olan, glukoz intoleransı veya diyabetle ilgili ilave risk faktörleri bulunan hastalar somatropin tedavisi sırasında yakından takip edilmelidir.

      Tiroid fonksiyonu

      Büyüme hormonu T4'ün T3'e tiroid dışı dönüşümünü artırabilir ve bu durum serum T4'ünün azalmasına ve serum T3'ünün artmasına yol açabilir. Periferik tiroid hormon seviyeleri sağlıklı olguların büyük bölümünde referans aralığında kalırken, subklinik hipotiroidizmi olan olgularda teorik olarak hipotiroidizm gelişebilir. Sonuç olarak, tiroid fonksiyonu tüm hastalarda takip edilmelidir. Standart replasman tedavisi sırasında hipopitüitarizm olan hastalarda büyüme hormonu tedavisinin tiroid fonksiyonu üzerindeki potansiyel etkisi yakından izlenmelidir.

      Hipoadrenalizm

      Somatropin tedavisine başlamak; 11βHSD-1'in inhibisyonu ve serum kortizol konsantrasyonlarında azalma ile sonuçlanabilir. Somatropin ile tedavi edilen hastalarda; önceden tanısı konmamış merkezi (ikincil) hipoadrenalizm görünür hale gelmiş olabilir ve glukokortikoid replasmanı gerekebilir. Ayrıca, daha önceden hipoadrenalizm teşhisi almış ve glukokortikoid replasman tedavisi uygulanan hastalarda, somatropin tedavisini takiben idame veya stres dozlarında bir artış yapılması gerekebilir (bkz. bölüm 4.5).

      Oral östrojen tedavisi ile kullanım

      Eğer somatropin alan bir kadın oral östrojen tedavisine başlarsa; serumdaki IGF-1 seviyelerini yaşına uygun aralıklarda tutmak için kullandığı somatropinin dozunun artırılması gerekebilir. Aksine, somatropin kullanan bir kadın oral östrojen tedavisi almayı bırakırsa büyüme hormonu fazlalığı ve/veya yan etkilerden kaçınmak için somatropin dozunun azaltılması gerekebilir (bkz. bölüm 4.5).

      Malign bir hastalığın tedavisine sekonder büyüme hormonu yetersizliğinde malignitenin relaps belirtilerine dikkat edilmesi önerilmektedir. Çocukluk döneminde kanser sonrası sağkalımlarda, somatropin ile tedavi edilen hastalarda ilk neoplazma sonrası ikinci bir neoplazma gelişiminde risk artışı bildirilmiştir. Bu ikinci neoplazmaların en yaygın görülenleri; ilk neoplazmaları için kafa bölgesine radyasyon tedavisi uygulanan hastalarda özellikle menenjiyom olmak üzere intrakraniyal tümörlerdir.

      Büyüme hormonu yetersizliği dahil, endokrin bozukluğu olan hastalarda kalça ekleminde epifiz kayması genel popülasyondan daha sık görülebilir. Somatropin tedavisi sırasında topallama görülen çocuklar klinik olarak incelenmelidir.

      Benign intrakraniyal hipertansiyon

      Şiddetli veya tekrarlayan baş ağrısı, görme sorunları, bulantı ve/veya kusma gelişmesi halinde papilödem için fundoskopi yapılması önerilmektedir. Papilödem doğrulandığında benign intrakraniyal hipertansiyon düşünülmeli ve eğer uygun ise büyüme hormonu tedavisi sonlandırılmalıdır. Günümüzde, intrakraniyal hipertansiyonu düzelmiş hastalarda büyüme hormonu tedavisinin sürdürülmesi konusunda özel fikir verebilecek bilimsel yeterliliğe sahip

      veri mevcut değildir. Büyüme hormonu tedavisine tekrar başlanırsa, intrakraniyal hipertansiyon semptomlarının dikkatli şekilde takibi gerekir.

      Lösemi

      Büyüme hormonu eksikliği olan az sayıda hastada lösemi bildirilmiştir ve bu hastalardan bazıları somatropin ile tedavi edilmiştir. Ancak, predispozan faktörler bulunmaksızın büyüme hormonu alan hastalarda lösemi insidansının arttığı yönünde kanıt yoktur.

      Antikorlar

      Somatropin içeren ürünlerin hepsinde olduğu gibi, hastaların düşük bir yüzdesinde GENOTROPİN GOQUİCK'e karşı antikorlar gelişebilir. GENOTROPİN GOQUİCK, hastaların yaklaşık %1'inde antikor oluşumuna neden olabilmektedir. Bu antikorların bağlanma kapasiteleri düşüktür ve büyüme hızı üzerinde etkili değildir. Etki kaybı başka türlü açıklanamayan hastalarda somatropine karşı antikorlar test edilmelidir.

      Yaşlı hastalar

      80 yaşın üzerindeki hastalarda deneyim sınırlıdır. Yaşlı hastalar GENOTROPİN GOQUİCK'in etkisine daha duyarlı olabilir ve bu nedenle advers reaksiyonlar geliştirmeye yatkınlık gösterebilir.

      Akut kritik hastalık

      Açık kalp ameliyatı, abdominal cerrahi, kazaya bağlı multipl travma veya akut solunum yetmezliğini izleyen komplikasyonların bulunduğu 522 kritik yetişkin hastayı içeren iki plasebo kontrollü çalışmada GENOTROPİN GOQUİCK'in iyileşme üzerindeki etkileri incelenmiştir. Günde 5,3 veya 8 mg GENOTROPİN GOQUİCK alan hastalarda plasebo alanlara göre mortalite daha yüksek olmuştur (%42 ve %19). Bu bilgiler temelinde, bu tip hastalar GENOTROPİN GOQUİCK ile tedavi edilmemelidir. Akut kritik hastalığı bulunanlarda büyüme hormonu idame tedavisinin güvenliliğine dair bilgi olmadığından, bu durumda tedaviye devamın faydaları potansiyel risklerine karşı değerlendirilmelidir.

      Diğer veya benzer akut kritik hastalığı olan tüm hastalarda GENOTROPİN GOQUİCK tedavisinin potansiyel faydası, söz konusu potansiyel riske karşı değerlendirilmelidir.

      Pankreatit

      Seyrek görülmekle birlikte; somatropin ile tedavi edilen hastalarda, özellikle karın ağrısı gelişen çocuklarda pankreatit dikkate alınmalıdır.

      Gestasyonel yaşa göre küçük olanlar

      SGA olarak doğan kısa boylu çocuklarda tedaviye başlamadan önce büyüme bozukluğuna neden olacak diğer tıbbi nedenler veya tedaviler ekarte edilmelidir.

      SGA (gestasyonel yaşına göre küçük) doğan çocuklar tedaviye başlamadan önce ve daha sonra yılda bir kez, açlık insülin ve kan glukozu düzeyleri ölçülmelidir. Diabetes mellitus riski yüksek olan hastalarda (örneğin ailede diyabet hikayesi, obezite, şiddetli insülin direnci, akantozis nigrikans öyküsü) oral glukoz tolerans testi (OGTT) yapılmalıdır. Aşikar diyabet varsa, büyüme hormonu uygulanmamalıdır.

      SGA (gestasyonel yaşına göre küçük) doğan çocuklar tedaviye başlamadan önce ve daha sonra yılda iki kez, IGF-I değerleri ölçülmelidir. Eğer tekrarlanan ölçümlerde IGF-I seviyeleri ilgili

      yaş ve pubertal durum referanslarını +2 SD aşarsa doz ayarı için IGF-I/IGFBP-3 oranı hesaba katılmalıdır.

      Püberte başlangıcına yakın SGA doğan hastalarda tedaviye başlanmasına ilişkin deneyimler kısıtlıdır. Bu nedenle püberte başlangıcına yakın tedaviye başlanması önerilmemektedir. Silver- Russell sendromu olan hastalarda deneyimler kısıtlıdır.

      SGA doğan kısa boylu çocukların büyüme hormonu ile tedavi edilmesiyle elde edilen boy

      artışının bir kısmı, nihai boya ulaşmadan önce tedavinin kesilmesi halinde kaybedilebilir.

      Kronik böbrek yetmezliği

      Kronik böbrek yetmezliğinde, tedavi başlangıcından önce böbrek fonksiyonu normalin

      %50'sinin altında olmalıdır. Büyüme bozukluğunu doğrulamak için, tedavinin başlangıcından itibaren 1 yıl boyunca büyüme takip edilmelidir. Bu süre boyunca, böbrek yetmezliği için normal tedavi (asidoz, hiperparatiroidizm ve beslenme durumunun kontrolünü içeren) sağlanmış olmalı ve tedavi süresince devam ettirilmelidir. Böbrek transplantasyonu sırasında tedaviye devam edilmemelidir.

      Bugüne kadar; GENOTROPIN GOQUİCK ile tedavi edilen kronik böbrek yetmezliği olan

      hastalarda son uzunluk verileri bulunmamaktadır.

      Bu tıbbi ürün, doz başına 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında sodyum içermediği kabul edilir.

      Biyoteknolojik ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Glukokortikoidlerle eş zamanlı tedavi, somatropin içeren ürünlerin büyümeyi sağlayan etkilerini engeller. Adrenokortikotropik hormon (ACTH) eksikliği olan hastalarda glukokortikoidin büyüme üzerindeki inhibitör etkilerini de göz önüne alarak replasman tedavi dozları dikkatli ayarlanmalıdır. Bu nedenle glukokortikoidlerle tedavi edilen hastaların gelişim durumu, glukokortikoid tedavisinin büyüme üzerindeki potansiyel etkisinin değerlendirilmesi için dikkatli bir şekilde takip edilmelidir.

      Büyüme hormonu kortizonun kortizole dönüşmesini azaltır ve önceden farkedilmemiş santral hipoadrenalizmi ortaya çıkartabilir veya düşük glukokortikoid replasman dozlarını etkisiz hale getirebilir (bkz. bölüm 4.4).

      Büyüme hormonu eksikliği olan yetişkinlerde yapılan bir etkileşim çalışmasında somatropin uygulamasının sitokrom P450 izoenzimleriyle metabolize olduğu bilinen bileşiklerin klirensini artırdığı belirtilmektedir. Sitokrom P450 3A4 ile metabolize edilen bileşiklerin (örn. seks steroidleri, kortikosteroidler, antikonvülsanlar ve siklosporin) klirensi özellikle artabilir ve bu bileşiklerin daha düşük plazma seviyelerine yol açabilir. Bu durumun klinik anlamlılığı bilinmemektedir.

      Ayrıca diabetes mellitus ve tiroid bozukluğu konusunda bölüm 4.4'e bakınız.

      Oral östrojen replasman tedavisi alan kadınlarda, tedavi hedefine ulaşmak için daha yüksek dozda büyüme hormonu kullanımı gerekebilir (bkz. bölüm 4.4).

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:

      Herhangi bir özel etkileşim çalışması yoktur.

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Gebelik kategorisi: C

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Kontrasepsiyon kullanmayan çocuk doğurma potansiyeline sahip kadınlarda somatropin içeren ürünler önerilmemektedir.

      Gebelik dönemi

      Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; gebelik, embriyofetal gelişim, doğum veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Maruziyet olan gebeliklere ilişkin klinik çalışmalar bulunmamaktadır. Bu nedenle, gebelik sırasında somatropin içeren ürünler önerilmemektedir.

      GENOTROPİN gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

      Laktasyon dönemi

      Emziren kadınlarda somatropin içeren ürünlerle ilgili klinik çalışmalar yapılmamıştır. Somatropinin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir, ancak yeni doğanlarda intakt proteinin gastrointestinal kanaldan emilme olasılığı oldukça düşüktür. Bu yüzden emziren kadınlara somatropin içeren ürünler verilirken dikkatli olunmalıdır.

      Üreme yeteneği/ Fertilite

      Genel toksisite, lokal tolerans ve üreme toksisitesi ile ilgili çalışmalarda klinik olarak anlamlı

      etkiler gözlemlenmemiştir (bkz. bölüm 5.3).

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      GENOTROPİN GOQUİCK' in araç ve makine kullanımı üzerinde etkisi bulunmamaktadır.

      4.8. İstenmeyen etkiler

      Büyüme hormonu eksikliği olan hastalar, ekstraselüler hacmin azalması ile karakterizedir. Somatropin tedavisine başlandığında bu sorun hızla düzelir. Yetişkin hastalarda periferik ödem, yüz ödemi, kas-iskelet sertliği, artralji, miyalji ve parestezi gibi sıvı retansiyonuna bağlı advers etkiler yaygındır. Genelde bu advers etkiler hafif ila orta şiddette olup tedavinin ilk aylarında ortaya çıkar ve kendiliğinden veya dozun azaltılmasıyla hafifler.

      Bu advers etkilerin insidansı uygulanan doz ve hastanın yaşı ile ilişkilidir ve muhtemelen, hastanın büyüme hormonu eksikliği başladığındaki yaşı ile ters olarak ilişkilidir. Bu advers etkiler çocuklarda yaygın değildir.

      GENOTROPİN GOQUİCK, hastaların yaklaşık %1'inde antikor oluşumuna neden olabilmektedir. Bu antikorların bağlanma kapasiteleri düşüktür ve antikorların oluşumu ile klinik değişimler ilişkilendirilmemiştir (bkz. bölüm 4.4).

      GENOTROPİN GOQUİCK tedavisi sırasında çocuk ve erişkinlerde aşağıdaki istenmeyen etkiler belirtilen sıklıklarla gözlenmiş ve bildirilmiştir: çok yaygın (≥ 1/10), yaygın (≥ 1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila <1/100), seyrek (≥ 1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle temin edilemiyor).

      İyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar (Kist ve polipler de dahil olmak üzere)

      Yaygın olmayan : Lösemi† (çocuklarda)

      Metabolizma ve beslenme hastalıkları

      Bilinmiyor : Tip 2 diyabet (çocuk ve erişkinlerde)

      Sinir sistemi hastalıkları

      Yaygın : Parestezi* (erişkinlerde), karpal tünel sendromu (erişkinlerde)

      Yaygın olmayan : Benign intrakraniyal hipertansiyon (çocuklarda), parestezi*

      (çocuklarda)

      Bilinmiyor : Benign intrakraniyal hipertansiyon (erişkinlerde)

      Deri ve deri altı doku hastalıkları

      Yaygın olmayan : Döküntü**, kaşıntı**, ürtiker** (çocuklarda)

      Bilinmiyor : Döküntü**, kaşıntı**, ürtiker** (erişkinlerde)

      Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

      Çok yaygın : Artralji* (erişkinlerde)

      Yaygın : Miyalji* (erişkinlerde), kas-iskelet sertliği* (erişkinlerde), artralji* (çocuklarda)

      Yaygın olmayan : Miyalji* (çocuklarda)

      Bilinmiyor : Kas-iskelet sertliği* (çocuklarda)

      Üreme sistemi ve meme hastalıkları

      Yaygın olmayan : Jinekomasti (erişkinlerde ve çocuklarda)

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

      Çok yaygın : Periferik ödem* (erişkinlerde)

      Yaygın : Enjeksiyon bölgesi reaksiyonları$ (çocuklarda)

      Yaygın olmayan : Periferik ödem* (çocuklarda)

      Bilinmiyor : Yüz ödemi* (erişkinlerde ve çocuklarda), enjeksiyon bölgesi reaksiyonları$ (erişkinlerde)

      Araştırmalar

      Bilinmiyor : Düşük kan kortizol seviyeleri‡ (erişkinlerde ve çocuklarda)

      * Genel olarak bu yan etkiler hafif veya orta şiddettedir, tedavinin ilk aylarında ortaya çıkar ve

      kendiliğinden veya doz azaltılması ile hafifler. Bu yan etkilerin insidansı; uygulanan doz ve

      hastaların yaşı ile ilişkili ve büyüme hormonu eksikliğinin başlangıcında hastaların yaşı ile ters

      olarak ilişkili olabilir.

      **Pazarlama sonrası belirlenen ilaç yan etkileri

      $ Çocuklarda geçici enjeksiyon yeri reaksiyonları bildirilmiştir.

      ‡ Klinik önemi bilinmemektedir.

      † Somatropin ile tedavi edilen, büyüme hormonu eksikliği olan çocuklarda rapor edilmiştir

      ancak; insidansı büyüme hormonu eksikliği olmayan çocuklardakine benzer bulunmuştur.

      Azalmış serum kortizol seviyeleri

      Somatropinin muhtemelen taşıyıcı proteinleri etkileyerek veya hepatik klirens artışıyla serum kortizol düzeylerini azalttığı rapor edilmiştir. Bu bulguların klinik önemi sınırlıdır. Bununla beraber, GENOTROPİN GOQUİCK tedavisine başlamadan önce kortikosteroid replasman tedavisi optimize edilmelidir.

      Prader-Willi sendromu

      Pazarlama sonrası deneyimde nedensel bir ilişki gösterilmemesine rağmen somatropin ile tedavi edilen Prader-Willi sendromundan etkilenen hastalarda nadir ani ölüm vakaları bildirilmiştir.

      Lösemi

      Büyüme hormonu eksikliği olan çocuklarda lösemi vakaları rapor edilmiştir; bunların bazıları somatropin ile tedavi edilen ve pazarlama sonrası deneyime dahil edilen hastalardır. Ancak, beyin veya kafa bölgesine radyasyon uygulaması gibi predispozan faktörleri olmadığında artmış lösemi riskine dair bir kanıt bulunmamaktadır.

      Femur başı epifiz kayması ve Legg-Calve-Perthes hastalığı

      Femur başı epifiz kayması ve Legg-Calve-Perthes hastalığı büyüme hormonu ile tedavi edilen çocuklarda rapor edilmiştir. Femur başı epifiz kayması endokrin bozuklukları durumunda daha sık oluşur ve Legg-Calve-Perthes hastalığı kısa ekstremite durumunda daha sık görülür. Fakat bu iki patolojinin somatropin ile tedavi sırasında daha sık olup olmadığı bilinmemektedir. Kalça veya dizinde bir rahatsızlık veya ağrı olan bir çocukta bunların tanısı dikkate alınmalıdır.

      Diğer yan etkiler

      İnsülin duyarlılığının düşmesine bağlı olası hiperglisemi, düşük serbest tiroksin seviyesi ve benign intrakraniyal hipertansiyon gibi diğer yan etkiler somatropin sınıf etkisi olarak değerlendirilebilir.

      Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

      Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TUFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

      4.9. Doz aşımı ve tedavisi

      Akut doz aşımı başlangıçta hipoglisemi ve takiben hiperglisemiye neden olabilir.

      Uzun süreli doz aşımı fazla miktardaki insan büyüme hormonunun bilinen etkilerine benzer

      belirti ve bulgulara neden olabilir.

      Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır. Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir.