DOPADREN 200 mg/5 ml enjeksiyonluk solüsyon içeren 5 ampül Klinik Özellikler

Dopamin Hcl }

Kalp Damar Sistemi > Kardiyak Stimülanlar > Dopamin
Vem İlaç Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti | 2 December  2011

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    DOPADREN, aşağıdaki durumlarda görülen hemodinamik bozuklukların düzeltilmesinde endikedir:

      Miyokard infarktüsü, endotoksik septisemi, travma ve böbrek yetmezliğinin eşlik ettiği akut hipotansiyon veya şok.

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Erişkinler:

      Uygun olan durumlarda, dopamin hidroklorür uygulanmadan önce dolaşan kan volümünün tam kanla veya bir plazma genişleticisi ile yenilenmesi gerekir.

      Kalp gücü ve böbrek perfüzyonunun en küçük artışına cevap verme olasılığı olan hastalarda, dopamin hidroklorür çözeltisinin başlangıç dozu 2,5 mikrogram (mcg)/kg/dakikadır.

      Daha ciddi durumlarda, uygulamaya 5 mikrogram/kg/dakika oranında başlanabilir ve ihtiyaç duyuldukça, 5-10 mikrogram/kg/dakikalık aşamalı artışlarla 20-50 mikrogram/kg/dakikaya kadar doz arttırılabilir. Eğer 50 mikrogram/kg/dakikadan daha fazla doza gereksinim olursa, idrar çıkışının sıklıkla kontrol edilmesi önerilmektedir.

      Hipotansiyon olmaksızın idrar çıkışı azalıyorsa, dopamin dozunun azaltılması düşünülmelidir. Hastaların %50'sinde, 20 mcg/kg/dakikanın altındaki dozlarla yeterli sonuçlar alındığı gösterilmiştir.

      Bu dozlara cevap vermeyen hastalarda yeterli kan basıncı, idrar akışı ve perfüzyon sağlanması için dopamin dozunda ilave artışlar yapılabilir.

      Tüm hastaların tedavileri süresince kan hacmi, kardiyak kontraktilite, periferal perfüzyon dağılımı ve idrar akışının sürekli olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

      Dopamin dozu hastanın vereceği yanıta göre ayarlanmalıdır. Dozun azaltılması veya geçici olarak doza ara verilmesine işaret eden idrar akış hızındaki azalma, taşikardinin artması ve yeni ritim bozuklukları oluşumuna özellikle dikkat edilmelidir.

      Uygulama şekli:

      Sadece uygun seyrelticilerle seyreltildikten sonra intravenöz yoldan infüzyon uygulanır.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek/karaciğer yetmezliği:

      Dopaminin böbrek ve karaciğer yetmezliğinde etkisi bilinmediği için hastaların yakından izlenmesi önerilir.

      Pediyatrik popülasyon:

      Dopaminin çocuklardaki güvenliği ve etkinliği bilinmemektedir.

      Geriyatrik popülasyon:

      Yaşlı hastalarda doz ayarlaması önerilmemektedir. Bununla beraber, kan basıncı, idrar akışı ve periferal doku perfüzyonu açısından hastanın yakından takip edilmesi önerilmektedir.

      4.3. Kontrendikasyonlar

      Dopamin veya sülfitlere karşı alerjisi olan hastalarda; feokromasitoma ve hipertiroidi, düzeltilmemiş atriyal veya ventriküler taşiaritmi veya ventriküler fibrilasyonu olan hastalarda kullanılmamalıdır.

      Arteriyel aritmojenik potansiyel nedeniyle siklopropan ve halojenli hidrokarbon anestetik uygulanmış hastalarda kullanılmamalıdır.

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Dopamin tedavisinden önce MAO inhibitörleri ile tedavi edilen hastalara, azaltılmış doz verilmelidir; başlangıç dozu, normal dozun onda biri (1/10) olmalıdır.

      Potasyum içermeyen çözeltilerin aşırı miktarda verilmesi hipokalemiye sebep olabilir.

      Bu çözeltilerin intravenöz olarak uygulanması, serum elektrolit konsantrasyonlarının dilüsyonu, aşırı hidratasyon, konjesyon ve pulmoner ödemle sonuçlanan aşırı sıvı ve/veya çözünen madde yüklemesine yol açabilir.

      Önlemler

      DOPADREN infüzyonundan önce, eğer gerekiyorsa hastanın hipovolemi ve elektrolitleri kan veya plazma takviyesi ile düzeltilmelidir. Akut miyokard enfarktüsüne bağlı şoklarda düşük dozlar kullanılmalıdır.

      Diastolik basınçta ani bir değişiklik (nabızda belirgin bir düşüş) gözlemlenirse, infüzyon hızı azaltılmalı veya geçici olarak kesilmeli ve hasta yakın takibe alınmalıdır. Hastalarda vazokonstriktör etkinlikle ilgili böyle bir etki istenmiyorsa hasta vazokonstriksiyon oluşma olasılığı göz önüne alınarak dikkatle izlenmelidir.

      Periferik damar hastalığı hikayesi olan hastalar kol ve bacak derilerinde renk ve ısı değişimi açısından yakından izlenmelidir. Derinin rengi veya ısısında bir değişiklik oluşursa bunun dolaşımının bozukluğu sonucu olduğu düşünülmelidir. Dopamin infüzyonuna devam etmenin yararı olası nekroz riskine karşı değerlendirilir. Bu değişiklikler infüzyon hızı azaltılarak veya

      infüzyon kesilerek geri döndürülebilir. 5-10 mg fentolamin mesilat IV uygulaması iskemiyi düzeltebilir.

      %5 Dekstroz içindeki dopamin hidroklorür, infüzyon yerine bitişik perivasküler dokuya olası infiltrasyonu önlemek için mümkün olduğunca büyük bir ven içine infüzyon şeklinde uygulanmalıdır. Ekstravazasyon, etraftaki dokunun nekrozuna veya soyulmasına neden olabilir. 5-10 mg fentolamin mesilat içeren 10-15 ml serum füzyolojik infiltrasyonu bu bölgedeki iskemiyi düzeltebilir. Ekstravazasyon belirlenir belirlenmez iskemik alana infiltrasyon için, ince hipodermik bir iğneli şırınga kullanılmalıdır.

      Dekstroz çözeltileri, subklinik veya açık diabetus mellitusu olduğu bilinen hastalarda tedbirle kullanılmalıdır.

      Bozulmuş renal ve hepatik fonksiyon üzerindeki dopamin etkisi bilinmediği için hastaların yakından izlenmesi önerilir.

      Hipotansiyondan sakınmak için, dopamin infüzyonuna dereceli olarak son verilmelidir.

      Bu tıbbi ürün bir antioksidan olan sodyum metabisülfit içerir. Bu nedenle, nadir olarak şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonları ve bronkospazma neden olabilir.

      Bu tıbbi ürün her ampulde 1mmol'den (23 mg) daha az sodyum ihtiva eder, yani esasında “sodyum içermezâ€.

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

        Anestetikler:

        Miyokard, dopamin, siklopropan ve halojenli hidrokarbon anestetiklerin etkilerine duyarlıdır ve bunların beraber kullanılmalarından kaçınılmalıdır. Bu etkileşim hem pressör aktivite hem de kardiyak beta adrenerjik uyarılma nedeniyle olur.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        Gebelik kategorisi: C

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) DOPADREN'in çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

        Gebelik dönemi

        Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/ve-veya/embriyonal/fetal gelişim/ve- veya/doğum/ve-veya/doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

        DOPADREN gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

        Laktasyon dönemi

        Dopaminin anne sütüne geçip geçmediği ve yeni doğan üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Dolayısıyla emziren annelerde kullanılmamalıdır.

        Üreme yeteneği / Fertilite

        Geçerli değildir.

        4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        Araç ve makine kullanma yeteneği üzerine etkisi ile ilgili veri yoktur.

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Dopaminin yan etkileri, onun farmakolojik etkisi ile ilişkilidir.

        Yan etkiler genellikle doza bağlıdır ve hastaların yaklaşık %10'unda gözlenir.

        Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Her sıklık grubunda istenmeyen etkiler azalan ciddiyet sıralaması ile sunulmaktadır.

        Sinir sistemi hastalıkları

        Çok yaygın: Baş ağrısı

        Yaygın olmayan: Piloereksiyon

        Göz hastalıkları

        Çok yaygın: Midriyasiz

        Kardiyak hastalıklar

        Çok yaygın: Ektopik kalp atışı, taşikardi, angina ağrısı, palpitasyon, hipotansiyon, vazokonstriksiyon.

        Yaygın olmayan: Aberran ileti, bradikardi, QRS kompleksi, hipertansiyon, kangren, fatal ventriküler aritmi.

        Vasküler hastalıklar

        Yaygın olmayan: Ayak kangreni daha önceden vasküler hastalığı olan birkaç hastada 10-14 mikrogram/kg/dakika ve üstü dozlarda görülmüştür.

        Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıklar

        Çok yaygın: Dispne

        Gastrointestinal hastalıklar

        Çok yaygın: Bulantı, kusma

        Araştırmalar (Laboratuvar bulguları)

        Yaygın olmayan: Azotemi

        Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

        Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35

        99).

        4.9. Doz aşımı ve tedavisi

        Özellikle oklusif damar hastalığı hikayesi olan hastalarda, dopaminin alfa adrenerjik etkisine bağlı olarak kan basıncının aşırı yükselmesi ve vazokonstriksiyon olabilir. Dozun azaltılmasıyla veya infüzyonun kesilmesiyle bu durum düzeltilebilir, çünkü dopaminin vücutta 2 dakikadan daha az yarı-ömrü vardır.

        Bu önlemler yeterli olmazsa, bir alfa adrenerjik bloker infüzyonu (örn; fentolamin mesilat) infüzyonu düşünülebilir.

        Dopamin, infüzyon yerinde lokal vazokonstriksiyona neden olabilir. Bu nedenle infüzyon için büyük bir ven seçilmelidir. 5-10 mg fentolamin mesilat içeren 10-15 ml serum fizyolojik ile

        infiltrasyon bu bölgedeki iskemiyi düzeltebilir. Ekstravazasyon gözlendiği anda ince hipodermik iğnesi olan enjektör kullanarak iskemik alan infiltre edilmelidir.

        Aşırı kan basıncı yükselmesiyle kazara doz aşımı fark edilirse doz azaltılması ya da infüzyona ara verilmelidir, çünkü dopaminin etki süresi çok kısadır.

        Bu önlemler yeterli olmazsa, fentolamin mesilat infüzyonu düşünülmelidir.

        Artrit Artrit Artrit, oldukça yaygın bir hastalıktır ancak iyi anlaşılamamıştır. Aslında “artrit” tek bir hastalığın adı değildir; eklem ağrısı veya eklem hastalıklarını adlandırmanın gayri resmi yoludur. HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur.