DIALIC 45 mg 30 efervesan tablet Klinik Özellikler

Pioglitazon Hcl }

Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Oral Antidiyabetik İlaçlar > Pioglitazon
Celtis İlaç San. Tic. Ltd. Şti | 17 November  2011

4.1. Terapötik endikasyonlar

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi: Pozoloji

Pioglitazon tedavisine günde bir kez 15 veya 30 mg olarak başlanabilir. Doz kademeli olarak günde bir kez 45 mg’a kadar artırılabilir.

İnsülin ile kombine halde kullanımında, mevcut insülin dozu pioglitazon tedavisine başlanıncaya kadar devam edebilir. Hastalarda hipoglisemi bildirilirse insülin dozu azaltılmalıdır.

Uygulama sıklığı ve süresi:

DİALİC Efervesan Tabletler günde bir kez oral yolla alınır.
Uygulama şekli:

DİALİC Efervesan Tabletler tek başına ya da yiyeceklerle birlikte alınmalıdır.

DİALİC Efervesan Tabletler bir bardak suda (150 ml) eritildikten sonra bekletilmeden içilmelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek yetmezliği:

Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klerensi >4 mL/dk) doz ayarlaması gerekli değildir (Bkz Bölüm 5.2.). Diyaliz hastalarına ilişkin yeterli bilgi bulunmadığından pioglitazon bu hastalarda kullanılmamalıdır.
Karaciğer yetmezliği:

Pioglitazon karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.4.)
Pediyatrik popülasyon:

On sekiz yaş altındaki hastalarda pioglitazon kullanımına ilişkin hiçbir veri olmadığından, bu yaş grubunda kullanımı önerilmemektedir.
Geriyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

Pioglitazon aşağıda belirtilen hastalarda kontrendikedir:

• Pioglitazona ya da tabletin bileşenlerinden birine karşı aşırı duyarlı olan kişiler

• Kalp yetmezliği ya da kalp yetmezliği öyküsü olanlar (NYHA Sınıf I-IV)

• Karaciğer yetmezliği olanlar

• Diyabetik ketoasidoz

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Tiyazolidindion grubu ilaçlar (rosiglitazon, pioglitazon) konjestif kalp yetmezliğine neden olabilir ya da mevcut konjestif kalp yetmezliğini şiddetlendirebilir. Bu nedenle,

bu grup ilaçların kullanımı konjestif kalp yetmezliği olan hastalarda (NYHA Sınıf 1-4) kontrendikedir..

Sıvı retansiyonu (tutulumu) ve kalp yetmezliği

Pioglitazon kalp yetmezliğini şiddetlendiren veya hızlandırabilen sıvı retansiyonuna neden olabilir. Konjestif kalp yetmezliği gelişimi açısından en az bir risk faktörü (örn. miyokard enfarktüsü öyküsü veya semptomatik koroner arter hastalığı) bulunan hastalarda tedaviye mevcut en düşük doz ile başlanmalı ve doz kademeli olarak arttırılmalıdır. Başta kardiyak rezervi azalmış olanlar olmak üzere tüm hastalar kalp yetmezliği belirti ve semptomları, kilo alımı veya ödem oluşumu yönünden gözlenmelidir. İlaç pazara sunulduktan sonra, pioglitazonun insülin ile kombine olarak verildiği veya kalp yetmezliği öyküsü olan hastalarda kalp yetmezliği vakaları bildirilmiştir. Pioglitazon insülin ile birlikte kullanıldığında hastalar kalp yetmezliği, kilo artışı ve ödem belirti ve semptomları açısından gözlenmelidir. İnsülin ve pioglitazon sıvı retansiyonu ile ilişkili olduğundan birlikte kullanılmaları ödem riskini arttırabilir. Kardiyak durumda herhangi bir bozulma ortaya çıkarsa pioglitazon tedavisi sonlandırılmalıdır. Tip 2 diabetes mellituslu ve majör makrovasküler hastalığı bulunan 75 yaş altı hastalarda pioglitazon tedavisinin kardiyovasküler sonuçlarının değerlendirildiği bir çalışma yapılmıştır. Mevcut antidiyabetik ve kardiyovasküler tedaviye 3,5 yıla kadar uzayan bir sürede pioglitazon ya da plasebo ilave edilmiştir. Bu çalışmada kalp yetmezliği bildiriminde bir artış olduğu, ancak bu durumun bir mortalite artışına yol açmadığı gösterilmiştir. 75 yaş üzerindeki hastalarda sınırlı deneyime sahip olunması dolayısıyla bu hasta grubunda dikkatle kullanılmalıdır.

Karaciğer fonksiyonu

Pazarlama sonrasında hepatoselüler fonksiyon bozukluğunun ortaya çıktığına dair nadir bildirimler mevcuttur (Bkz Bölüm 4.8.). Bu nedenle, pioglitazon ile tedavi edilen hastaların karaciğer enzimlerinin periyodik olarak izlenmesi önerilmektedir. Pioglitazon tedavisine başlanmadan önce tüm hastaların karaciğer enzimleri kontrol edilmelidir. Başlangıçta karaciğer enzim seviyeleri yüksek olan (ALT seviyesinin normal üst sınırın 2,5 katından fazla olması) veya bir başka karaciğer hastalığı bulgusu olan hastalarda pioglitazon tedavisine başlanmamalıdır.

Pioglitazon tedavisine başlandıktan sonra karaciğer enzimlerinin periyodik olarak klinik açıdan değerlendirilmesi önerilmektedir. Pioglitazon tedavisi sırasında ALT seviyeleri normal üst sınırın 3 katına yükselirse karaciğer enzim düzeyleri bir an önce yeniden değerlendirilmelidir. ALT seviyeleri normal üst sınırın 3 katı veya üstündeki bir düzeyde kalırsa tedavi kesilmelidir. Herhangi bir hastada açıklanamayan bulantı, kusma, karın ağrısı, halsizlik, anoreksi ve/veya koyu idrar gibi karaciğer fonksiyon bozukluğunu düşündüren semptomlar ortaya çıkarsa, karaciğer enzimleri kontrol edilmelidir. Pioglitazon tedavisine devam edip etmeme kararı laboratuar sonuçları elde edilinceye kadar klinik değerlendirmeye göre yönlendirilmelidir. Sarılık gözlenirse ilaç tedavisine son verilmelidir.

Kilo alımı

Pioglitazon ile yapılan klinik çalışmalarda, yağ birikimine ve bazı vakalarda sıvı retansiyonuna bağlı olabilen doz uygulaması ile ilişkili kilo alımına dair kanıt elde edilmiştir. Bazı vakalarda kilo artışı kalp yetmezliğinin bir semptomu olabilir, bu nedenle pioglitazon tedavisi gören hastalarda kilo yakından takip edilmelidir. Diyabet tedavisinin bir bölümü beslenme rejiminin kontrolüdür. Hastaların kalori kontrollü bir diyete kesin olarak uymaları önerilmektedir.

Hematoloji

Pioglitazon tedavisi sırasında hemodilüsyon ile uyumlu olarak hemoglobinde (%4 bağıl düşüş) ve hemotokritte (%4,1 bağıl düşüş) küçük bir düşüş görülmüştür. Pioglitazon ile karşılaştırmalı çalışmalarda metformin ile (hemoglobinde %3-4 ve hemotokritte %3,6-4,1 bağıl düşüş) ve daha az oranda sülfonilüre ve insülin ile (hemoglobinde %1-2, hemotokritte %1-3,2 bağıl düşüş) tedavi edilen hastalarda da benzer değişiklikler görülmüştür.

Hipoglisemi

İnsülin duyarlılığının artmasının bir sonucu olarak ikili ya da üçlü oral tedavide sülfonilüre ile birlikte ya da insülin ile ikili tedavi şeklinde pioglitazon kullanan hastalar doza bağlı hipoglisemi açısından risk altında olabilir ve bu durumda sülfonilüre ya da insülin dozunun azaltılmasına gerek duyulabilir.

Göz hastalıkları

Pazarlama sonrasında, pioglitazon da dahil olmak üzere tiyazolidindionlar ile görme keskinliğinde azalma ile birlikte diyabetik maküler ödem oluşması veya var olan maküler ödemde kötüleşme görüldüğü bildirilmiştir. Bu hastaların çoğunda eş zamanlı periferik ödem de bildirilmiştir. Pioglitazonun maküler ödem ile doğrudan ilişkisinin olup olmadığı kesin olarak bilinmemekle birlikte ilacı reçeteleyen doktorlar hastaların görme keskinliği ile ilgili rahatsızlık bildirmeleri durumunda maküler ödem olasılığına karşı dikkatli olmalıdır ve hastalar uygun oftalmolojik muayeneye yönlendirilmelidir. Diğerleri

Randomize kontrollü çift kör klinik çalışmalarda 3,5 yıla kadar pioglitazon tedavisi alan 8100’ün üstünde ve komparatör ilaç tedavisi gören 7400 hastadan elde edilen advers etki bildirimlerinin toplu analizi sonuncunda kadınlarda kemik kırıklarının insidandında artış gözlendiği belirtilmiştir.

Pioglitazon kullanan kadınların %2,6’sında kırık görülürken komparatör ile tedavi edilen kadınlarda bu oranın %1,7 olduğu bildirilmiştir. Erkeklerde komparatör (%1,5) ile karşılaştırıldığında pioglitazon (%1,3) tedavisinde kemik kırığı oranında bir artış görülmemektedir.

Pioglitazon ile tedavi edilen kadınlarda kırık insidansı 1,9/100 hasta yılı ve komparatör ile tedavi edilen hastalarda ise kırık insidansının 1,1/100 hasta yılı olduğu hesaplanmıştır. Bu veri setinde yer alan kadınlarda pioglitazon kullanımına ilişki kırık riski artışı 0,8/ hasta yılıdır. 3,5 yıllık kardiyovasküler risk PROactive çalışmasında pioglitazon ile tedavi edilen kadın hastaların 44/870’inde (%5,1; 1,0 kırık/100 hasta yılı) kırık görülürken komparatör ile tedavi edilen kadın hastalarda kırık görülme oranının 23/905 (%2,5; 0,5 kırık/hasta yılı) olduğu görülmüştür. Pioglitazon ile tedavi edilen erkeklerde ise komparatör ile karşılaştırıldığında (sırasıyla %1,7 ve %2,1) kırık oranlarında artış gözlenmemiştir.

Pioglitazon ile uzun süreli tedavi gören kadınlarda kırık riski göz önünde bulundurulmalıdır. İnsülin etkisinin güçlenmesi sonucunda, pioglitazon tedavisi polikistik over sendromu olan hastalarda ovülasyonun yeniden başlamasına yol açabilir. Bu hastalar gebelik riski altında olabilirler. Hastalar gebelik riskinin farkında olmalı ve eğer bir hasta gebe kalmak istiyorsa ya da gebelik oluşursa tedaviye son verilmelidir (Bkz. Bölüm 4.6.).

Pioglitazon, sitokrom P450 2C8 inhibitörlerinin (örneğin gemfibrozil) ya da indükleyicilerinin (örneğin rifampisin) eş zamanlı uygulanması sırasında dikkatle kullanılmalıdır. Glisemik kontrol yakından izlenmelidir. Önerilen pozoloji içerisinde pioglitazon dozunun ayarlanması ya da diyabet tedavisinde değişiklik yapılması düşünülmelidir (Bkz Bölüm 4.5.).

Potasyum için uyarı

DİALİC 45 mg Efervesan Tablet her dozunda 60,15 mg (1,54 mmol) potasyum ihtiva eder. Bu durum, böbrek fonksiyonlarında azalma olan hastalar ya da kontrollü potasyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.

Sorbitol için uyarı

DİALİC 45 mg Efervesan Tablet her dozunda 50 mg sorbitol (E420) içermektedir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.

Aspartam için uyarı

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Etkileşimin incelendiği çalışmalarda pioglitazonun digoksin, varfarin, fenprokumon ve metforminin farmakokinetik ya da farmakodinamik özellikleri üzerine etkisinin olmadığı gösterilmiştir. Pioglitazonun sülfonilüreler ile birlikte kullanımının sülfonilürenin farmakokinetik özelliklerini etkilemediği düşünülmektedir. İnsanlarda yapılan çalışmalarda sitokrom P450, CYP1A, CYP2C8/9 ve CYP3A4’ün indüklenmediğini göstermektedir. In vitro ortamda yapılan çalışmalarda P450’nin herhangi bir alttipinin inhibe olmadığını gösterilmiştir. Bu enzimler ile metabolize olan oral kontraseptifler, siklosporin, kalsiyum kanal blokörleri ve HMGCoA redüktaz inhibitörleri gibi maddelerle etkileşim beklenmemektedir.

Pioglitazonun gemfibrozil (sitokrom P450 2C8’in bir inhibitörü) ile birlikte uygulanmasının pioglitazonun EAA değerinin 3 kat artmasına neden olduğu bildirilmiştir. Doza bağlı advers olaylar artabileceğinden, eş zamanlı olarak gemfibrozil uygulandığı takdirde pioglitazon dozunun azaltılması gerekebilir. Glisemik kontrolün yakından izlenmesine dikkat edilmelidir (Bkz Bölüm 4.4.). Pioglitazonun rifampisin (sitokrom P450 2C8’in bir indükleyicisi) ile birlikte uygulanmasının pioglitazonun EAA değerinin %54 oranında düşmesine neden olduğu bildirilmiştir. Eş zamanlı olarak rifampisin uygulanması durumunda pioglitazon dozunun arttırılması gerekebilir. Glisemik kontrolün yakından izlenmesine dikkat edilmelidir (Bkz Bölüm 4.4.).

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması tespit edilmemiştir.

Pediyatrik popülasyon:

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların tedavi süresince etkili doğum kontrolü uygulaması önerilir.

Gebelik dönemi

Pioglitazonun gebe kadınlarda kullanımına dair yeterli veri mevcut değildir.

Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz.

kısım 5.3) İnsanlara yönelik potansiyel bilinmemektedir.

DİALİC gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi

Pioglitazonun insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, pioglitazonun sütle atıldığını göstermektedir. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da DİALİC tedavisinin durdurulup durulmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve DİALİC tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.

Üreme yeteneği/Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

Klinik çalışmalardan elde edilen deneyimler

Advers ilaç reaksiyonları aşağıda tanımlanan sıklığa göre listelenmiştir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Pioglitazon monoterapisi

Göz hastalıkları

Yaygın: Görme bozukluğu

Enfeksiyonlar ve Enfestasyonlar Yaygın: Üst solunum yolu infeksiyonu Yaygın olmayan: Sinüzit

Araştırmalar

Sık: Kilo artışı

Sinir sistemi bozuklukları

Yaygın: Hipoestezi Yaygın olamayan: İnsomnia

Pioglitazon ve metformin kombinasyon tedavisi
Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Yaygın: Anemi

Göz hastalıkları

Yaygın: Görme bozukluğu

Gastrointestinal hastalıklar Yaygın olmayan: Şişkinlik
Araştırmalar

Yaygın: Kilo artışı

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın: Atralji

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Baş ağrısı

Böbrek hastalıkları ve üriner hastalıklar

Yaygın: Hematüri

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Yaygın: Erektil disfonksiyon

Pioglitazon ve sülfonilüre kombinasyon tedavisi

Kulak ve iç kulak hastalıkları Yaygın olmayan: Vertigo
Göz hastalıkları

Yaygın olmayan: Görme bozukluğu

Gastrointestinal hastalıklar

Yaygın olmayan: Şişkinlik

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Yaygın olmayan: Halsizlik

Araştırmalar

Yaygın: Kilo artışı

Yaygın olmayan: Laktik dehidrogenaz düzeyinde artış
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın olmayan: İştah artışı, hipoglisemi

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Baş dönmesi Yaygın olmayan: Baş ağrısı

Böbrek hastalıkları ve üriner hastalıklar Yaygın olmayan: Glukozüri, proteinüri
Deri ve deri altı dokusunun hastalıkları
Yaygın olmayan: Terleme

Pioglitazon, metformin ve sülfonilüre kombinasyon tedavisi
Araştırmalar

Yaygın: Kilo artışı, kandaki kreatin fosfokinaz düzeyinde artış

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Çok yaygın: Hipoglisemi

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın: Atralji

Pioglitazon ve insülin kombinasyon tedavisi
Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Yaygın:: Hipoglisemi

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Çok yaygın: Ödem
Enfeksiyonlar ve Enfestasyonlar

Yaygın: Bronşit
Araştırmalar

Yaygın: Kilo artışı

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın: Sırt ağrısı, atralji

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

Yaygın: Dispne
Kardiyak hastalıkları

Yaygın: Kalp yetmezliği

Pazarlama sonrası veriler

Göz hastalıkları

Bilinmiyor: Maküler ödem

Kontrollü klinik çalışmalarda bir yıldan fazla süreyle pioglitazon ile tedavi edile hastaların %6-9’unda ödem bildirilmiştir. Karşılaştırılan gruplarda (sülfonilüre, metformin) ödem oranları %2-5 arasında bulunmuştur. Genellikle hafif-orta düzeyde ödem bildirilmiştir ve çoğunlukla tedavinin bırakılmasını gerektirmemiştir.

Tedavinin erken dönemlerinde görme bozuklukları bildirilmiştir ve diğer hipoglisemik bileşiklerde görüldüğü gibi bu durumun lensin şişkinliğinde ve kırma indeksinde geçici bir farklılaşmaya bağlı olan kan glukoz seviyelerindeki değişiklikler ile ilişkili olduğu belirtilmiştir.

Kilo alımı

Aktif karşılaştırmalı kontrollü çalışmalarda monoterapi şeklinde verilen pioglitazon ile ortalama kilo artışı yılda 2-3 kg olarak hesaplanmıştır. Bu, sülfonilüre ile aktif karşılaştırmalı grupta görülene benzerdir. Kombinasyon çalışmalarında metformin tedavisine pioglitazon eklenmesinin bir yılda 1,5 kg ve sülfonilüre tedavisine pioglitazon eklenmesinin bir yılda ortalama 2,8 kg artışına yol açtığı gösterilmiştir. Karşılaştırılan gruplarda metformin tedavisine bir sülfonilüre eklenmesinin ortalama 1,3 kg kilo artışına ve sülfonilüre tedavisine metformin eklenmesinin ortalama 1,0 kg kilo kaybına yol açtığı bildirilmiştir.

Karaciğer fonksiyonları

Pioglitazon ile yapılan klinik çalışmalarda ALT seviyelerinde normal üst sınırın üç katından fazla yükselme insidansının plasebo ile eşit olduğu, ancak metformin ya da sülfonilüre gruplarında görülenlerden daha düşük olduğu belirtilmiştir. Karaciğer enzimlerinin ortalama düzeyleri pioglitazon tedavisi ile düşmüştür. Pazarlama sonrası deneyimler sırasında nadiren karaciğer enzimlerinde yükselme veya karaciğer fonksiyon bozukluğu vakaları bildirilmiştir. Her ne kadar çok nadiren ölümcül sonuçlar bildirilmişse de nedensel ilişki ortaya konmamıştır.

Kalp yetmezliği

Kontrollü klinik çalışmalarda pioglitazon tedavisiyle kalp yetmezliği bildirim oranının plasebo, metformin ve sülfonilüre grupları ile eşit olduğu, ancak insülin ile kombine edilerek kullanıldığında bu oranın arttığı tespit edilmiştir. Daha önceden majör makrovasküler hastalığı olan hastalarla yapılan bir sonuç çalışmasında, insülin tedavisine eklendiğinde pioglitazon grubunda plaseboya kıyasla ciddi kalp yetmezliği insidansının %1,6 oranında daha yüksek olduğu bulunmuştur. Ancak bu durum mortalite oranlarında bir artışa yol açmamıştır. Pazara sunulduktan sonra pioglitazon kullanımıyla ilişkili olarak nadiren kalp yetmezliği bildirilmiştir, ancak pioglitazon insülin ile beraber kullanıldığında ya da kalp yetmezliği olan hastalara verildiğinde kalp yetmezliği daha sık ortaya çıkmaktadır.

Diğer

Randomize kontrollü çift kör klinik çalışmalarda 3,5 yıla kadar pioglitazon tedavisi alan 8100’ün üstünde ve komparatör ilaç tedavisi gören 7400 hastadan elde edilen advers etki bildirimlerinin toplu analizi sonuncunda kadınlarda kemik kırıklarının insidandında artış gözlendiği belirtilmiştir. Pioglitazon kullanan kadınlarda kırık görülme oranı komparatöre kıyasla daha yüksek (sırasıyla %2,6 ve %1,7) olduğu bildirilmiştir. Erkeklerde komparatör (%1,5) ile karşılaştırıldığında pioglitazon (%1,3) tedavisinde kemik kırığı oranında bir artış görülmemektedir.

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Hastalar, pioglitazonu önerilen en yüksek doz olan günde 45 mg’ın üstünde almaları sonucunda gelişir. Bildirilmiş olan en yüksek doz uygulaması olan dört gün boyunca 120 mg/gün ve ardından yedi gün boyunca 180 mg/gün pioglitazon uygulamasının herhangi bir semptomla ilişkisi bulunmamıştır.

Hipoglisemi, sülfonilüreler ya da insülin ile kombine kullanıldığında ortaya çıkabilir. Doz aşımı halinde semptomatik ve genel destekleyici tedaviler yapılmalıdır.

Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, bakterilerin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Cinsel ilişki yoluyla bulaşır ve dölyatağı boynunda, idrar yollarında, anüste, makatta ve boğazda enfeksyona sebep olabilir. Kalp Krizi Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir.