COXULID 100 mg 15 tablet Klinik Özellikler

Nimesulid }

Kas İskelet Sistemi > Non-steroid > Nimesulid
Hüsnü Arsan İlaçları A.Ş. | 30 December  1899

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    COXULİD akut ağrı ve primer dismenorenin semptomatik tedavisinde endikedir.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde, yetişkinlerde tavsiye edilen doz günde

    2 defa 100 mg'dır.

    Uygulama şekli:

    Tabletler bir miktar sıvı ile yutulmalıdır. Yiyeceklerle birlikte alınması ilacın emilimini ve biyoyararlanımını etkilemez. Hasta uyumunu artırmak için yemekten sonra alınması tavsiye edilir.

    İstenmeyen etkilerin ortaya çıkışını azaltmak için nimesulid etkili olan en düşük dozda ve en kısa süre boyunca kullanılmalıdır. En uzun tedavi süresi 15 gündür.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Geriyatrik popülasyon

    Yaşlı hastalarda günlük dozajı düşürmeye gerek yoktur.

    Pediyatrik popülasyon:

    COXULİD 12 yaşın altındaki çocuklarda kontrendikedir.

    Adolesanlar (12-18 yaş arası)

    Ergenlik dönemindeki gençler kinetik profili ve nimesulidin farmakodinamik özellikleri temel

    alındığında bu hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur.

    Böbrek yetmezliği:

    Sağlıklı gönüllülerde ve orta dereceli böbrek fonksiyon bozukluğu olan (kreatinin klerensi 30- 80 ml/dak.) hastalarda, nimesulidin aynı kinetik profile sahip olduğu gösterilmiştir. Bu hastalarda dozu azaltmaya gerek yoktur. Ciddi böbrek fonksiyon bozukluğunda (kreatinin klerensi <30ml/dak.) ise nimesulid kontrendikedir.

    Karaciğer yetmezliği:

    Karaciğer yetmezliği olan hastalarda nimesulid kullanılması kontrendikedir.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    COXULİD, nimesulide veya içeriğindeki herhangi bir yardımcı maddeye karşı bilinen aşırı duyarlılığı bulunan hastalarda,

      Geçmişinde asetilsalisilik asit veya diğer non-steroid antiinflamatuvar ilaçlara (NSAİİ) karşı hipersensitivite reaksiyonu (örneğin bronkospazm, rinit, ürtiker gibi) olan hastalarda,

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Kardiyovasküler (KV) trombotik etkiler:

      Bazı selektif COX-2 inhibitörü ya da non-selektif nonsteroid antiinflamatuvarlarla, 3 yıla varan klinik araştırmalar, ölümcül olabilecek derecede ciddi kardiyovasküler trombotik olaylarda, miyokard enfarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabileceğini göstermiştir. Bilinen kardiyovasküler hastalığı olan hastalar daha büyük risk altında olabilir. COXULİD ile tedavi edilen hastalarda kardiyovasküler advers olay riskini en aza indirmek için, mümkün olan en kısa süreyle en düşük etkili doz kullanılmalıdır. Daha önce kardiyovasküler semptomlar yaşanmamış olsa bile, hekimler ve hastalar bu tür olayların ortaya çıkmasına karşı tetikte olmalıdır. Hastalara, ciddi kardiyovasküler toksisite belirti ve/veya semptomları

      hakkında ve meydana geldikleri takdirde yapılması gerekenler hakkında bilgi verilmelidir (bkz. bölüm 4.3).

      Eşzamanlı aspirin kullanımının NSAİİ kullanımıyla ilişkili artmış ciddi KV trombotik olay riskini azalttığını gösteren tutarlı bir kanıt yoktur. Aspirin ve nimesulidin eşzamanlı kullanımı ciddi gastrointestinal olay riskini artırmaktadır (bkz. bölüm 4.4).

      Yapılan iki büyük kontrollü klinik araştırma sonucuna göre, koroner arter bypass greft uygulamasını takiben 10-14 gün arasında ağrı tedavisi için bir COX-2 selektif nonsteroid antiinflamatuvar kullanımının miyokard enfarktüsü ve inme riskinde artışa neden olduğu gözlemlenmiştir (bkz. bölüm 4.3).

      Hipertansiyon:

      Diğer tüm NSAİİ' lerde olduğu gibi, nimesulid de hipertansiyon oluşumuna veya daha önce mevcut hipertansiyonunun kötüleşmesine ve bu iki durum da kardiyovasküler olaylar riskinin artmasına neden olabilir. Nimesulid de dahil, NSAİİ'ler hipertansiyonlu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Nimesulid tedavisi başlangıcında ve tedavi seyri boyunca kan basıncı yakından izlenmelidir.

      Konjestif kalp yetmezliği ve ödem:

      NSAİİ alan bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem gözlenmiştir. Bu nedenle, COXULİD sıvı retansiyonu, hipertansiyon veya kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

      Gastrointestinal (Gİ) etkiler-Gİ ülserasyon, kanama veya perforasyon riski:

      NSAİİ uygulanan hastalarda, semptomları olsun veya olmasın herhangi bir zamanda mide, ince barsak veya kalın bağırsakta inflamasyon, kanama, ülserasyon veya perforasyon gibi fatal olabilen ciddi Gİ toksisite meydana gelebilir.

      NSAİİ ile tedavi sırasında ciddi bir Gİ advers olay geliştiren her beş hastadan yalnızca biri semptomatiktir. NSAİİ'ler nedeniyle üst Gİ ülser, büyük kanama veya perforasyonların, 3 ila

      6 ay süreyle tedavi edilen hastaların yaklaşık %1'inde, bir yıl tedavi gören hastalarınsa yaklaşık %2 ila %4'u arasında meydana geldiği görülmektedir. Bu eğilimlerin zaman içinde sürmesi, hastanın tedavinin herhangi bir safhasında ciddi bir Gİ olay gelişme olasılığını artırmaktadır. Ne var ki, kısa süreli tedavi dahi risksiz değildir.

      NSAİİ'ler, önceden ülser hastalığı veya Gİ kanaması hikayesine sahip hastalara reçetelenirken son derece dikkatli olunmalıdır.

      Yapılan çalışmalar, NSAİİ kullanan, önceden peptik ülser ve/veya Gİ kanama hikayesine sahip hastaların, bu risk faktörlerine sahip olmayan hastalara kıyasla Gİ kanama geliştirme riskinin 10 kat fazla olduğunu göstermiştir. Ülser hikayesine ek olarak, yapılan farmakoepidemiyolojik çalışmalarda, Gİ kanama riskini artırabilecek aşağıdakiler gibi çok sayıda başka birlikte tedavi ve komorbiditeye yol açabilecek durum tanımlanmıştır: oral kortikosteroidlerle tedavi, antikoagülanlarla tedavi, NSAİİ'lerle tedavinin uzaması, sigara içmek, alkol bağımlılığı, ilerlemiş yaş ve genel sağlık durumunun kötü olması.

      Fatal Gİ olaylar hakkındaki spontan raporların çoğu yaşlı ve zayıf bünyeli hastalarda

      görülmektedir; bu nedenle bu popülasyonda tedavi yaparken özellikle dikkatli olmak gerekir.

      Advers bir Gİ olayın potansiyel riskini en aza indirmek için, mümkün olan en kısa süreyle en düşük etkili doz kullanmalıdır. Yüksek risk grubundaki hastalarda, NSAİİ'ler içermeyen alternatif tedaviler dikkate alınmalıdır.

      Renal etkiler:

      NSAİİ'nin uzun süreli kullanımı renal papiller nekroz ve diğer renal hasarlarla sonuçlanmıştır. Diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi, nimesulidin uzun süreli uygulanması renal papiller nekroz ve renal medullada diğer değişikliklere yol açmıştır. Renal prostaglandinlerin renal perfüzyonun korunmasında telafi edici bir rol oynadığı hastalarda ikinci bir renal toksisite şekli görülmüştür. Bu hastalarda bir NSAİİ'nin uygulanması, prostaglandin oluşumunda ve ikincil olarak renal kan akımında açık renal dekompansasyonu tetikleyebilecek doza bağımlı bir düşmeye neden olabilir. Bu reaksiyon açısından en büyük risk altında bulunan hastalar böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği veya karaciğer yetmezliği olanların yanı sıra diüretik veya ADE inhibitörleri kullananlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin kesilmesinden sonra, genelde tedavi öncesindeki duruma geri dönülür.

      İlerlemiş böbrek hastalığı:

      İlerlemiş böbrek hastalığına sahip hastalarda COXULİD tedavisi önerilmez. Ancak, nonsteroid antiinflamatuvar bir ilaçla tedaviye başlamak zorunluysa, hastanın böbrek fonksiyonlarının yakından takip edilmesi tavsiye edilir.

      Anafilaktoid reaksiyonlar:

      Diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi, nimesulide önceden bilinen bir maruziyeti olmayan hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar meydana gelebilir. Aspirin triadı olan hastalara nimesulid verilmemelidir. Bu semptom kompleksi tipik olarak, nazal polipli ya da polipsiz rinit geçiren veya aspirin ya da diğer NSAİİ'leri aldıktan sonra şiddetli ve potansiyel olarak fatal olabilen bronkospazm sergileyen astımlı hastalarda ortaya çıkar (bkz. bölüm 4.3 ve bölüm 4.4). Anaflaktoid bir reaksiyon meydana geldiği takdirde, hastaya derhal acil tedavi uygulamalardır.

      Deri etkileri:

      Nimesulid dahil NSAİİ'nin kullanımına ilişkin çok seyrek olarak, bazıları ölümcül olmak üzere, eksfoliyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz gibi ciddi deri reaksiyonları rapor edilmiştir. Bu ciddi olaylar uyarı olmaksızın oluşabilir. Hastalar ciddi deri reaksiyonlarının işaret ve semptomları konusunda bilgilendirilmelidirler ve deri kızarıklığı ya da herhangi bir aşırı duyarlılık belirtisi ilk meydana geldiğinde nimesulid kullanımı durdurulmalıdır.

      Hematolojik etkiler:

      Nimesulid de dahil olmak üzere NSAİİ alan hastalarda bazen anemi görülür. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olarak tanımlanamayan bir etki olabilir. COXULİD de dahil olmak üzere NSAİİ'ler uzun süreli tedavi gören hastalar, herhangi bir anemi belirti veya semptomu göstermeseler bile hemoglobin ve hematokrit seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler.

      NSAİİ'lerin bazı hastalarda trombosit agregasyonunu inhibe eden kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinin tersine, bunların trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri kalitatif açıdan daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Nimesulid genel olarak trombosit

      sayısı, protrombin zamanı (PT) veya parsiyel tromboplastin zamanını (PTT) etkilemez. Önceden koagülasyon bozukluğu olan ya da antikoagülan kullanan ve trombosit fonksiyon değişikliklerinden advers şekilde etkilenebilecek hastalar COXULİD kullanımında dikkatle izlenmelidir.

      Hepatik etkiler:

      Nemesulid de dahil olmak üzere NSAİİ alan hastaların %15 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde sınır seviyede yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar anomalileri ilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya tedaviye devam edildiğinde kendiliğinden geçebilir. NSAİİ'ler ile yapılan klinik çalışmalarda, hastaların yaklaşık %1'inde ALT ve AST'de anlamlı yükselmeler (normalin üst limitinin yaklaşık üç veya daha fazla katında) bildirilmiştir. Ayrıca, bazıları ölümle sonuçlanmak üzere sarılık, fulminan hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğer yetmezliği de dahil şiddetli karaciğer reaksiyonları bildirilmiştir.

      Karaciğer yetmezliğine işaret eden belirti ve/veya semptomlar gösteren veya karaciğer test değerleri anormal olan bir hasta, COXULİD tedavisi sırasında daha şiddetli bir karaciğer reaksiyonun gelişmesine karşı değerlendirilmelidir. Karaciğer hastalığına işaret eden klinik belirti ve semptomların gelişmesi veya sistemik belirtilerin (örneğin, eozinofili, döküntü, vb.) meydana gelmesi halinde, COXULİD tedavisi kesilmelidir.

      İlacın karaciğer toksisitesi göz önüne alınarak, risk/yarar oranı her hasta için bireysel olarak değerlendirildikten sonra, nimesulid tedavisine başlanmalıdır.

      Önceden var olan astım:

      Astım hastalarının aspirine duyarlı astımı olabilir. Aspirine duyarlı astım hastalarında aspirin kullanımı, fatal olabilecek derecede şiddetli bronkospazma yol açabilir. Bu gibi aspirine duyarlı hastalarda aspirin ve diğer NSAİİ'ler arasında bronkospazm da dahil olmak üzere çapraz reaksiyonlar bildirildiği için, aspirine bu çeşit bir duyarlılığa sahip hastalar COXULİD kullanmamalı ve önceden var olan astımı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

      Diğer:

      Nimesulid ile tedavi sırasında, hastalar diğer analjezikleri kullanmamaları yönünde

      uyarılmalıdır. Farklı NSAİİ'lerin eşzamanlı kullanımı tavsiye edilmemektedir.

      İlaç kullanımı sürecinde ateş ve/veya grip benzeri bulgular gelişirse ilacın kesilmesi

      uygundur.

      Nimesulid, kullanımı kadınlarda doğurganlığa zarar verebilir veya gebe kalmayı deneyen kadınlar için tavsiye edilmemektedir. Gebe kalma zorluğu yaşayan veya infertilite araştırmasında olan kadınlarda nimesulidin kesilmesi düşünülmelidir (bkz. bölüm 4.6).

      12 yaşından küçük çocuklarda sistemik etkili formların kullanımı kontrendikedir.

      Mümkün olan en kısa süre boyunca nimesulid kullanılmasıyla yan etkilerin riski azaltılabilir. İyileşme görülmemesi halinde tedavi kesilmelidir.

      İstenmeyen etkilerin ortaya çıkışını azaltmak için nimesulid etkili olan en düşük dozda ve en kısa süre boyunca kullanılmalıdır. En uzun tedavi süresi 15 gündür. İyileşme görülmemesi halinde tedavi kesilmelidir.

      COXULİD' in her dozu 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Farmakodinamik etkileşimler

      Varfarin, benzer antikoagülan ajanlar veya asetilsalisilik asit kullanan hastaların nimesulid kullanmaları halinde kanama komplikasyonlarının riskinde artış görülmektedir. Dolayısıyla bu kombinasyon tavsiye edilmemektedir (bkz. bölüm 4.4) ve ciddi koagülasyon bozuklukları görülen hastalarda kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3). Bu kombinasyonlardan kaçınılmaması halinde antikoagülan aktivite yakından gözlenmelidir.

      Diüretikler ile farmakodinamik/farmakokinetik etkileşimler

      Sağlıklı deneklerde nimesulid geçici olarak furosemid ve tiyazidlerin sodyum atılımındaki etkisini, daha düşük olarak da potasyum atılımındaki etkisini düşürür ve diüretiğe yanıtı azalır. Nimesulid ve furosemidin birlikte kullanılması, renal klerensini etkilemeksizin, furosemidin EAA oranının (yaklaşık %20) ve kümülatif furosemid atılımının azalmasına yol açar.

      Nimesulid diüretiklerin etkisini antagonize edebilir ve özellikle de furosemid ile indüklenen plazma renin aktivitesinin yükselmesini bloke edebilir. Sağlıklı deneklerde nimesulid geçici olarak furosemidin sodyum atılımındaki etkisini, daha düşük olarak da potasyum atılımındaki etkisini düşürür ve diüretiğe yanıtı azaltır. Bu sebeple, furosemid ve nimesulidin birlikte kullanımı, duyarlı olan böbrek veya kalp hastalarında kullanımda dikkat gerektirir.

      Diğer ilaçlar ile farmakokinetik etkileşimler

      NSAİİ'lerin lityumun klerensini düşürerek plazma seviyesini ve lityum toksisitesini arttırdıkları bildirilmiştir. Nimesulid lityum tedavisi gören bir hastaya veriliyorsa, hastanın lityum seviyeleri dikkatle gözlemlenmelidir.

      Ayrıca glibenklamid, teofilin, varfarin, digoksin, simetidin ve antasit preparatlarla (örn.; bir alüminyum ve magnezyum hidroksit kombinasyonu), potansiyel farmakokinetik etkileşimleri in vitro olarak incelenmiştir. Klinik olarak önemli bir etkileşim gözlenmemiştir.

      Nimesulid CYP2C9'u inhibe eder. Bu enzimin substratları olan ilaçların plazma konsantrasyonları beraberinde nimesulid kullanıldığında yükselebilir.

      Nimesulid metotreksat tedavisinden 24 saat geçmeden önce veya sonra kullanılması dikkat gerektirmektedir çünkü metotreksatın serum seviyesi yükselebilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisitesi artabilir.

      Renal prostaglandinler üzerindeki etkileri nedeniyle nimesulid gibi prostaglandin sentetaz inhibitörleri, siklosporin nefrotoksisitesini artırabilir.

      ADE-inhibitörleri

      Mevcut raporlarda, NSAİİ'lerin ADE-inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabileceği belirtilmektedir. Bu etkileşim, NSAİİ'lerin ADE inhibitörleriyle birlikte almakta olan hastalarda dikkate alınmalıdır.

      Diğer ilaçların nimesulid üzerindeki etkileri

      İn-vitro çalışmalar nimesulidin tolbutamid, salisilik asit ve valproik asit tarafından bağlanma bölgelerinden kovulduğunu göstermiştir. Ancak plazma seviyeleri üzerinde oluşabilecek muhtemel etkilere rağmen bu etkileşimleri klinik bir önem sergilememiştir.

      Karaciğer anormallikleri olan hastalarda, nimesulid özellikle başka potansiyel hepatotoksik

      ilaçlarla kombine olarak uygulanacaksa dikkatli olunmalıdır.

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Gebelik kategorisi: C/D (3.trimester)

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda üreme yeteneği üzerine etkilerine ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

      Gebelik dönemi

      Nimesulidin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

      Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. (bkz.

      bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. COXULİD gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır. Gebeliğin 3.trimesterinde kontrendikedir.

      Diğer NSAİİ'ler gibi nimesulid gebe kalmaya çalışan kadınlara önerilmemektedir.

      NSAİİ'lerin fetüs kardiyovasküler sistemindeki bilinen etkileri yüzünden (ductus arteriosus'un kapanması) gebelikte (özellikle geç dönem) kullanımından kaçınılmalıdır.

      Laktasyon dönemi

      Nimesulidin insan ya da hayvan sütü ile atıldığına ilişkin yetersiz/sınırlı bilgi mevcuttur. Nimesulidin süt ile atılmasına yönelik fizikokimyasal ve eldeki farmakodinamik/toksikolojik veriler nedeniyle memedeki çocuk açısından bir risk olduğu göz ardı edilemez. Nimesulid emzirme döneminde kullanılmamalıdır.

      Üreme yeteneği/Fertilite

      İnsanlarda üreme yeteneği ve fertilite üzerine etkisi hakkında herhangi bir veri

      bulunmamaktadır.

      Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda nimesulidin fertiliteyi etkileyecek advers etkiler meydana getirdiği saptanmıştır.

      Nimesulid, kullanımı kadınlarda doğurganlığa zarar verebilir ve gebe kalmayı deneyen kadınlar için tavsiye edilmemektedir. Gebe kalma zorluğu yaşayan veya infertilite araştırmasında olan kadınlarda nimesulidin kesilmesi düşünülmelidir.

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      Nimesulidin araba kullanma veya makine kullanma üzerindeki etkileriyle ilgili bir çalışma yapılmamıştır. Ancak nimesulid kullanımı ile sersemlik, baş dönmesi veya uyku hali yaşayan hastaların araba veya makine kullanmaktan kaçınması gerekir.

      4.8. İstenmeyen etkiler

      Nimesulid kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan istenmeyen etkilerin organ ve sistemlere

      göre sıklık gruplaması aşağıdaki gibidir:

      Çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000) (izole raporlar dahil), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

      Kan ve lenf sistemi hastalıkları

      Seyrek: Anemi, eozinofili

      Çok seyrek Trombositopeni, pansitopeni, purpura

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Seyrek: Aşırı duyarlılık

      Çok seyrek: Anaflaksi

      Metabolizma ve beslenme hastalıkları

      Seyrek: Hiperkalemi

      Psikiyatrik hastalıklar

      Seyrek: Endişe, sinirlilik, kabus görme

      Sinir sistemi hastalıkları

      Yaygın olmayan: Sersemlik hali

      Çok seyrek: Baş ağrısı, uyku hali, ensefalopati (Reye sendromu)

      Göz hastalıkları

      Seyrek: Bulanık görme

      Çok seyrek: Görme rahatsızlıkları

      Kulak ve iç kulak hastalıkları

      Çok seyrek: Baş dönmesi

      Kardiyak hastalıklar

      Seyrek: Taşikardi

      Vasküler hastalıklar

      Yaygın olmayan: Hipertansiyon

      Seyrek: Kanama, kan basıncında dalgalanma, kızarmalar

      Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

      Yaygın olmayan: Dispne

      Çok seyrek: Astım ve bronkospazm

      Gastrointestinal hastalıklar

      Yaygın: İshal, bulantı, kusma

      Yaygın olmayan: Kabızlık, gaz, gastrit

      Çok seyrek: Abdominal ağrı, dispepsi, stomatit, melena, gastrointestinal kanama, duodenal ülser ve perforasyon, gastrik ülser ve perforasyon

      Hepato-bilier hastalıklar

      Çok seyrek: Hepatit, fulminan hepatit (ölümcül vakalar dahil olmak üzere), sarılık, kolestaz

      (bkz. bölüm 4.4).

      Deri ve deri altı doku hastalıkları

      Yaygın olmayan: Kaşıntı, döküntü, terleme artışı

      Seyrek: Eritem ve dermatit

      Çok seyrek: Ürtiker, anjionörotik ödem, yüz ödemi, eritema multiform, Stevens Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz

      Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

      Seyrek: Dizüri, hematüri, üriner retansiyon

      Çok seyrek: Böbrek yetmezliği, oligüri, interstisyel nefrit

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

      Yaygın olmayan: Ödem Seyrek: Keyifsizlik, bitkinlik Çok seyrek: Hipotermi

      Yaygın: Hepatik enzimlerde artış

      Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

      Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

      4.9. Doz aşımı ve tedavisi

      Akut NSAİİ doz aşımının semptomları genellikle destekleyici bakımla geri dönüşümlü olan uyuşukluk, uyku hali, bulantı, kusma ve epigastrik ağrı ile sınırlıdır. Gastrointestinal kanama gerçekleşebilir. Nadir görülmekle birlikte hipertansiyon, akut böbrek yetmezliği, solunum bozukluğu ve koma ortaya çıkabilir. NSAİİ'lerin terapötik alımıyla anafilaktoid reaksiyonların görüldüğü bildirilmiştir ve bu, doz aşımını takiben de ortaya çıkabilir.

      Hastalar NSAİİ doz aşımını takiben semptomatik ve destekleyici bakıma alınmalıdır. Belli bir antidotu yoktur. Nimesulidin hemodiyalizle temizliğine dair bilgi yoktur, ancak yüksek plazma protein bağlanma değeri (%97,5'e kadar) temel alınırsa, diyalizin doz aşımı durumlarında yararlı olması muhtemel değildir. Alınmasından itibaren 4 saat içinde semptomlar görülen hastalarda veya yüksek doz aşımını takiben görülen hastalarda kusturma ve/veya aktif kömür (yetişkinlerde 60-100 g arası) ve/veya ozmotik katartik endike olabilir.

      Yüksek protein bağlanma özelliğine bağlı olarak zorlu diürez, idrarın alkalileştirilmesi, hemodiyaliz ya da hemoperfüzyon yararlı olmayabilir. Renal ve hepatik fonksiyonlar gözlenmelidir.

      En Yaygın Alerji Türleri En Yaygın Alerji Türleri Bağışıklık sistemi, polen, arı zehiri veya evcil hayvan gibi yabancı bir maddeye veya çoğu insanda reaksiyona neden olmayan bir yiyeceğe tepki gösterdiğinde alerjiler meydana gelir. Mide Kanseri Mide Kanseri Mide kanseri genellikle mideyi tümüyle kaplayan ve mukus üretmekle görevli hücrelerde başlar. Bu kanser tipine adenokarsinom denir.