CIBINQO 50 mg film kaplı tablet (28 tablet) Farmakolojik Özellikler

Abrositinib }

Dermatolojik İlaçlar > Diğer Dermatolojik Ürünler
Pfizer İlaçları Ltd.Şti. | 23 August  2022

Abrositinib aşağıdaki hasta gruplarında yalnızca uygun başka bir alternatif tedavi yoksa kullanılmalıdır.

-65 yaş ve üstü hastalar

-Aterosklerotik kardiyovasküler hastalık öyküsü veya diğer kardiyovasküler risk faktörleri (mevcut durumda sigara kullanımı veya geçmişte uzun süre sigara kullanımı) olan hastalar

-Malignite risk faktörleri (mevcut durumda malignite veya malignite öyküsü) olan hastalar

Enfeksiyonlar /ciddi enfeksiyonlar

CİBİNQO tedavisi alan hastalarda ciddi enfeksiyonlar bildirilmiştir. Klinik çalışmalarda en sık gözlenen ciddi enfeksiyonlar herpes simpleks, herpes zoster ve pnömonidir (bkz. bölüm 4.8).

Genellikle erişkin hastalarda ve diyabetik popülasyonda enfeksiyon görülme insidansı daha yüksek olduğu için erişkin ve diyabetik hastaların tedavisinde dikkatli olunmalıdır. 65 yaş ve üstü hastalarda yalnızca uygun başka bir alternatif tedavi yoksa kullanılmalıdır.

Aşağıda listelenen hastalar için CİBİNQO ile tedaviye başlamadan önce riskler ve yararlar değerlendirilmelidir:

    Kronik veya rekürren enfeksiyonu olan hastalar

    TB'ye maruz kalmış hastalar

    Ciddi veya fırsatçı enfeksiyon hikayesi olan hastalar

    Endemik TB veya endemik mikoz bölgelerinde ikamet eden veya seyahat eden veya

    Enfeksiyona yatkın hale getirebilecek altta yatan durumlara sahip hastalar.

    Hastalar CİBİNQO tedavisi sırasında ve sonrasında enfeksiyon belirti ve bulgularının gelişmesi açısından yakından takip edilmelidir. Tedavi sırasında yeni bir enfeksiyon görülen hastaya tanısal testler derhal ve eksiksiz olarak yapılmalı ve uygun antimikrobiyal tedavi başlanmalıdır. Hasta yakından izlenmeli ve standart tedaviye yanıt vermiyorsa CİBİNQO tedavisine ara verilmelidir.

    Tüberküloz

    Tüberküloz abrositinib klinik çalışmalarında gözlenmiştir. CİBİNQO tedavisinden önce hastalar tüberküloz (TB) açısından taranmalı ve TB açısından yüksek endemik yerlerde yaşayan hastaların yıllık olarak değerlendirilmesi düşünülmelidir. CİBİNQO aktif TB'si olan hastalara verilmemelidir (bkz. bölüm 4.3). Yeni latent TB teşhisi alan veya önceden tedavi edilmemiş latent TB hastalarına CİBİNQO tedavisi başlanmadan önce latent TB için önleyici tedavi başlanmalıdır.

    Viral reaktivasyon

    Klinik çalışmalarda herpes virüs reaktivasyonu (örneğin herpes zoster, herpes simpleks) dahil olmak üzere viral reaktivasyon olguları raporlanmıştır (bkz. bölüm 4.8). Herpes zoster enfeksiyonu oranı 200 mg ile tedavi edilen 65 yaş ve üzeri tıbbi herpes zoster öyküsü olan, olaydan önce ALC<1x10/mm değeri tekrarlamış olan ve başlangıçta ciddi atopik dermatiti olan hastalarda daha yüksektir (bkz. bölüm 4.8). Bir hastada herpes zoster gelişirse, epizod düzelene kadar tedaviye geçici olarak ara verilmesi düşünülmelidir.

    CİBİNQO ile tedaviye başlanmadan önce ve tedavi sırasında klinik kılavuzlar doğrultusunda viral hepatit için tarama yapılmalıdır. Aktif hepatit B ya da hepatit C bulgusu (pozitif hepatit C PCR) olan hastalar, klinik çalışmalara alınmamıştır (bkz. bölüm 5.2). Hepatit B yüzey antijeni negatif, hepatit B temel antikoru pozitif ve hepatit B yüzey antikoru pozitif olan hastalara, hepatit B virüsü (HBV) DNA için test yapılmıştır. HBV DNA değeri tayin alt sınırının (LLQ) üstünde olan hastalar çalışmalara dahil edilmemiştir. HBV DNA değeri negatif veya LLQ değerinin altında olan hastalar CİBİNQO ile tedaviye başlayabilmiştir ve bu hastalarda HBV DNA izlenmiştir. HBV DNA saptanırsa, hepatoloğa danışılmalıdır.

    Aşılamalar

    CİBİNQO alan hastalarda aşılama cevapları ile ilgili veri yoktur, CİBİNQO tedavisine başlanmadan hemen önce veya tedavi sırasında canlı veya zayıflatılmış aşı uygulamasından kaçınılmalıdır. CİBİNQO kullanmaya başlamadan önce hastaların aşılarının, profilaktik herpes zoster aşılaması da dahil olmak üzere, güncel bağışıklama kılavuzlarına uygun olarak tamamlanması tavsiye edilmektedir.

    Venöz tromboembolism (VTE)

    CİBİNQO kullanan hastalarda derin ven trombozu (DVT) ve pulmoner emboli (PE) olayları raporlanmıştır (bkz. bölüm 4.8).

    Romatoid artritli hastaların (enazbirekkardiyovaskülerriskfaktörü olan ve 50 yaşın üzerinde

    image

    çalışmasında, doza bağımlı olarak, TNF inhibitörleri ile karşılaştırıldığında tofasitinib ile VTE, derin ven trombozu (DVT) ve pulmoner emboli (PE) daha yüksek oranda görülmüştür.

    Abrositinib 200 mg ile abrositinib 100 mg karşılaştırıldığında, 200 mg'da daha yüksek bir VTE riski gözlenmiştir.

    Kardiyovasküler veya malignite risk faktörleri olan hastalarda (ayrıca bkz. bölüm 4.4 "Major advers kardiovaskülar olaylar (MACE)" ve "Malignite"), abrositinib yalnızca uygun tedavi alternatifleri mevcut değilse kullanılmalıdır.

    Kardiyovasküler veya malignite risk faktörleri dışındaki bilinen VTE risk faktörleri olan hastalarda abrositinib dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Kardiyovasküler veya malignite risk faktörleri dışındaki VTE risk faktörleri VTE öyküsü, büyük ameliyat geçiren hastalar, immobilizasyon, kombinasyon hormonal kontraseptifler veya hormonal replasman tedavisi kullanımı, kalıtsal koagülasyon bozukluğunu içerir.

    Abrositinib tedavisi sırasında hastalar periyodik olarak VTE riskindeki değişiklikleri değerlendirmek için yeniden değerlendirilmelidir.

    Dozdan bağımsız olarak VTE belirtileri ve semptomları olan hastalar hızlı bir şekilde değerlendirilmeli ve şüpheli VTE'li hastalarda abrositinib kesilmelidir.

    Major advers kardiyovasküler olaylar (MACE) Abrositinb alan hastalarda MACE görülmüştür.

    50 yaş ve üstü ve en az bir ek kardiyovasküler risk faktörüne sahip RA'lı hastalarda yapılan büyük bir randomize aktif-kontrollü çalışmasında, TNF inhibitörü alan hastalara kıyasla tofasitinib kullananlarda kardiyovasküler ölüm, ölümcül olmayan miyokardiyal enfarktüs (MI) ve ölümcül olmayan inme olarak tanımlanan majör advers kardiyovasküler olayların (MACE) oranı daha yüksektir.

    Bu yüzden 65 yaş ve üstü hastalarda, geçmişte ya da halen sigara içen hastalarda ve aterosklerotik kardiyovasküler hastalık öyküsü veya diğer kardiyovasküler risk faktörleri olan hastalarda abrositinib başka bir uygun alternatif tedavi yok ise kullanılmalıdır.

    Malignite (Melanom dışı cilt kanseri [NMSC] hariç)

    Lenfoma ve diğer kötü huylu tümörler, abrositinib de dahil olmak üzere JAK inhibitörü alan hastalarda bildirilmiştir.

    Romatoid artrit hastalarında tofasitinib (başka bir JAK inhibitörü) üzerinde yapılan büyük bir randomize kontrollü çalışmada, en az bir ek kardiyovasküler risk faktörü olan 50 yaş ve üzeri hastalarda malignitelerin, TNF inhibitörleri ile karşılaştırıldığında özellikle akciğer kanseri, lenfoma ve melanom dışı cilt kanseri (NMSC) tofasitinib ile daha yüksek gözlemlenmiştir.

    Abrositinib 100 mg ile karşılaştırıldığında abrositinib 200 mg kullanımında daha yüksek oranda melanom dışı cilt kanseri (NMSC) hariç malignite gözlemlenmiştir.

    65 yaş ve üzeri hastalarda, mevcut durumda sigara kullanan veya geçmişte uzun süre sigara kullanmış olan hastalarda veya diğer malignite risk faktörlerine sahip hastalarda (örneğin mevcut malignite veya maligniteöyküsüolanhastalarda),abrositinib yalnızca uygun tedavi

    Melanom dışı cilt kanseri

    NMSC'ler abrositinib kullanan hastalarda bildirilmiştir. Cilt kanseri için yüksek risk taşıyan hastalar için periyodik cilt muayenesi önerilmektedir.

    Hematolojik anormallikler

    Klinik çalışmalarda hastaların %0,5'inden azında tekrarlanan ALC <0,5 × 10³/mm³ ve trombosit sayısı <50 × 10³/mm³ gözlenmiştir (bkz. bölüm 4.8). Trombosit sayısı <150 × 10³/mm³, ALC <0,5 × 10³/mm³, ANC <1,2 × 10³/mm³ veya hemoglobin değeri <10 g/dl olan hastalarda CİBİNQO ile tedaviye başlanmamalıdır (bkz. bölüm 4.2). Tam kan sayımı tedaviye başlandıktan 4 hafta sonra tekrar bakılmalı ve ardından rutin hasta yönetimine uygun şekilde izlenmelidir (bkz. tablo 1).

    Lipidler

    Plasebo ile karşılaştırıldığında CİBİNQO ile tedavi gören hastalarda kan lipid parametrelerinde doza bağlı artış rapor edilmiştir (bkz. bölüm 4.8). Tedaviye başlandıktan yaklaşık 4 hafta sonra ve ardından hastaların kardiyovasküler hastalık risklerine (bkz. tablo 1) göre lipid parametreleri değerlendirilmelidir. Lipid değerlerindeki yüksekliklerinin kardiyovasküler morbidite ve mortalite üzerindeki etkisi belirlenmemiştir. Anormal lipid parametreleri olan hastalar, hiperlipidemi ile ilişkili bilinen kardiyovasküler riskler nedeniyle klinik kılavuzlara göre daha dikkatli izlenmeli ve yönetilmelidir.

    Yaşlılar

    Yaşlı hastalarda gözlenen güvenlilik profili, aşağıdaki istisnalar dışında yetişkin popülasyonununkine benzerdir. 65 yaş ve üzerindeki hastaların daha yüksek bir oranı klinik çalışmaları bırakmıştır ve genç hastalara kıyasla ciddi advers reaksiyonlara sahip olma olasılığı daha yüksektir; 65 yaş ve üzerindeki hastalarda düşük trombosit ve ALC değerleri geliştirme olasılığı daha yüksektir; 65 yaş ve üzerindeki hastalarda herpes zoster insidansı genç hastalardan daha yüksektir (bkz. bölüm 4.8). 75 yaşın üzerindeki hastalarda sınırlı veri bulunmaktadır.

    65 yaş ve üzeri hastalarda kullanım

    65 yaş üstü hastalardaki artmış MACE, malignite, ciddi enfeksiyonlar ve tüm nedenlere bağlı ölümler (geniş randomize tofasitinib (diğer bir JAK inhibitörü) çalışmasında gözlemlendiği gibi) göz önüne alındığnda bu grup hastada abrositinib başka uygun tedavi alternatifi yoksa kullanılmalıdır.

    İmmunosüpresif durumlar veya ilaçlar

    İmmün yetmezlik bozukluğu olan hastalar veya kalıtsal immün yetmezliği olan birinci derece akrabaları klinik çalışmaların dışında tutulmuştur ve bu hastalar hakkında hiçbir bilgi mevcut değildir.

    Biyolojik immünomodülatörler, siklosporin veya diğer Janus kinaz (JAK) inhibitörleri gibi güçlü immünosüpresanlar ile kombinasyon çalışılmamıştır. Bunların CİBİNQO ile birlikte kullanımları, aditif immünosüpresyon riski göz ardı edilemeyeceğinden önerilmemektedir.

    Yardımcı maddeler Bu ilaç, her tablette laktoz içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, total

    laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyonu olan hastalar bu ilacı

    kullanmamalıdır.

Diğer ilaçların abrositinibin farmakokinetiğini (PK) etkileme potansiyelleri

Abrositinib, ağırlıklı olarak CYP2C19 ve CYP2C9 daha az olarakta CYP3A4 ve CYP2B6 enzimleri tarafından metabolize edildir ve etkin metabolitleri organik anyon taşıyıcı 3'ün (OAT3) substratları olup böbrek yoluyla atılır. Bu nedenle, abrositinib ve/veya onun aktif metabolitlerinin maruziyetleri, bu enzimleri ve taşıyıcıları engelleyen ya da indükleyen müstahzarlardan etkilenebilir. Bu sonuçlar temelinde, uygun olduğu şekilde yapılacak doz düzenlemeleri bölüm 4.2'de özetlenmektedir.

CYP2C19/CYP2C9 inhibitörleriyle birlikte uygulama

Abrositinib 100 mg, fluvoksamin (güçlü CYP2C19 ve orta derecede CYP3A inhibitörü) ya da flukonazol (güçlü CYP2C19, orta derecede CYP2C9 ve CYP3A inhibitörü) ile eş zamanlı olarak uygulandığında, abrositinib etkin kısmının (bkz. bölüm 5.2) maruziyet derecesi, tek başına uygulamaya kıyasla sırasıyla %91 ve %155 artmıştır (bkz. bölüm 4.2).

CYP2C19/CYP2C9 indükleyicileri ile birlikte uygulama

Abrositinib 200 mg'ın, CYP enzimlerinin güçlü bir indükleyicisi olan rifampisinin birden fazla dozunun ardından uygulanması, abrositinib etkin kısım maruziyetlerinde yaklaşık %56 azalmaya yol açmıştır (bkz. bölüm 4.2).

OAT3 inhibitörleriyle birlikte uygulama

Abrositinib 200 mg, bir OAT3 inhibitörü olan probenesidle eş zamanlı uygulandığında, abrositinibin etkin kısım maruziyetleri yaklaşık %66 artmıştır. Bu klinik olarak anlamlı değildir ve doz ayarlaması gerekmemektedir.

Gastrik pH arttıran müstahzarlarla birlikte kullanım

Abrositinib 200 mg, bir H2-reseptör antagonisti olan famotidin 40 mg ile birlikte uygulandığında, abrositinib etkin kısım maruziyetleri yaklaşık %35 oranında azalmıştır. Antasitler veya proton pompa inhibitörleri (omeprazol) ile gastrik pH'ı yükseltmenin abrositinibin farmakokinetiği üzerindeki etkisi araştırılmamıştır ve famotidin ile görülene benzer olabilir. Abrositinibin etkililiğini azaltabileceğinden, gastrik pH'ı artıran ürünlerle eş zamanlı olarak tedavi edilen hastalar için daha yüksek olan 200 mg günlük doz düşünülmelidir.

Abrositinibin diğer ilaçların PK'larını etkileme potansiyeli

Oral kontraseptiflerle (ör. etinil östradiyol/levonorgestrel) yapılan etkileşim çalışmalarında abrositinibin klinik açıdan anlamlı etkileri gözlenmemiştir.

In vitro ortamda abrositinib, P-glikoprotein (P-gp) inhibitörüdür. Dabigatran eteksilat (bir P-gp substratı), abrositinib 200 mg'lık tek bir dozla birlikte uygulandığında, dabigatran EAAve Cdeğerleri, tek başına uygulamaya kıyasla sırasıyla yaklaşık %53 ve %40 artmıştır. Abrositinib ile dabigatran beraber kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Abrositinibin diğer P-gb substratlarının farmakokinetiği üzerindeki etkileri değerlendirilmemiştir. Digoksin gibi dar bir terapötik indekse sahip P-gp substratlarının seviyeleri artabileceğinden dikkatli olunmalıdır.

In vitro ortamda abrositinib, CYP2C19 enziminin inhibitörüdür. Günde bir kez 200 mg

abrositinib ile 10 mg tek doz omeprazolün birlikte uygulanması, omeprazolün EAAve C

image

değerlerini yaklaşık %189 ve %134 artırmıştır, bu, abrositinibin CYP2C19 enziminin orta

düzey bir inhibitörü olduğunu gösterir. Abrositinib, birincil olarak CYP2C19 enzimi tarafından metabolize edilen dar terapötik indeksli ilaçlarla (örn. S- mefenitoin ve klopidogrel) birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Birincil olarak CYP2C19 enzimi tarafından metabolize edilen diğer ilaçlar için (örn. sitalopram, klobazam, essitalopram ve selumetinib) ürün bilgilerine göre doz ayarlaması gerekebilir.

Günde bir kez 200 mg abrositinibin 100 mg tek doz kafein ile birlikte uygulanması, kafeinin EAAdeğerini %40 artırır ve Cüzerinde hiçbir etkisi olmaz; bu, abrositinibin CYP1A2 enziminin hafif düzey bir inhibitörü olduğunu düşündürür. Genel bir doz ayarlaması önerilemez.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:

CİBİNQO'nun 12 yaşından küçük çocuklarda güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiştir. Bu yaş grubu ile ilgili etkileşim çalışması da dahil veri mevcut değildir.

Gebelik kategorisi : C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara CİBİNQO tedavisi sırasında ve son dozdan 1 ay sonrasına kadar etkili doğum kontrol yöntemleri kullanmaları önerilmelidir. Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda hamilelik planlaması ve doğum kontrolü konusu göz önüne alınmalıdır.

Gebelik dönemi

Abrositinibin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin veri yoktur veya sınırlıdır. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. Abrositinibin hamile sıçanlarda ve tavşanlarda embriyo-fetal ölüme, hamile sıçanların ve tavşanların fetüslerinde iskeletsel varyasyonlara neden olduğu ve sıçanlarda doğum ve peri/postnatal gelişimi etkilediği gösterilmiştir (bkz. bölüm 5.3). CİBİNQO'nun gebelik döneminde kullanımı kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3).

Laktasyon dönemi

Abrositinibin insan sütünde bulunduğuna, emzirilen bebek üzerindeki etkilerine veya süt üretimi üzerindeki etkilerine dair veri yoktur. Emziren sıçanlarda abrositinib süte geçmiştir. Emzirilen bebeğe zararlı olabilme riski göz ardı edilemez; laktasyon döneminde CİBİNQO kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3).

Üreme yeteneği/Fertilite

Sıçanlardaki bulgulara göre, CİBİNQO'nun ağız yoluyla uygulanması, üreme potansiyeli olan kadınlarda fertilitenin geçici olarak azalmasına yol açabilir. Dişi sıçanların fertilitesi üzerindeki bu etkiler, abrositinibin ağız yoluyla uygulaması sonlandırıldıktan 1 ay sonra normale dönmüştür (bkz. bölüm 5.3).

      CİBİNQO'nun araç ve makine kullanma yeteneği üzerindeki etkileri yoktur veya ihmal edilebilir düzeydedir.

      5.1. Farmakodinamik özellikler

      Farmakoterapötik grup: Diğer dermatolojik ürünler, dermatit ajanları, kortikosteroid dışında ATC kodu: D11AH08

      Etki mekanizması:

      Abrositinib, Janus kinaz (JAK)1 inhibitörüdür. JAK'lar, hematopoiez ve bağışık hücre işlevi proseslerini etkilemek üzere, hücre zarındaki sitokinlerden veya büyüme faktörü-reseptör etkileşimlerinden oluşan sinyalleri ileten hücre içi enzimlerdir. JAK'lar, gen ekspresyonu da dahil olmak üzere hücre içi etkinliği modüle eden Sinyal Transdüserlerini ve Transkripsiyon Etkinleştiricileri (STAT) fosforile eder ve etkinleştirir. JAK1 inhibisyonu STAT'ların fosforilasyonunu ve etkinleşmesini engelleyerek sinyalizasyon yolunu modüle eder.

      Biyokimyasal tayinde abrositinib, diğer 3 JAK izoformu olan JAK2 (28 kat), JAK3 (>340 kat) ve tirozin kinaz 2 (TYK2, 43 kat)'ye kıyasla JAK1 için seçiciliği vardır.Hücresel ortamlarda, tercihen JAK1'i içeren çiftleri işaretleyerek sitokin kaynaklı STAT fosforilasyonunu inhibe eder ve JAK2/JAK2 veya JAK2/TYK2 çiftleri tarafından verilen sinyalleri yedekler. Spesifik

      JAK enzimlerinin seçici enzimatik inhibisyonunun klinik etkisiyle ilgisi şu anda bilinmemektedir.

      Farmakodinamik etkiler Klinik biyobelirteçler

      Abrositinib ile tedavi, atopik dermatitte inflamasyonun serum biyobelirteçlerinde [interlökin- 31 (IL-31), interlökin-22 (IL-22), eozinofil sayısı ve timus ve etkinleşme regüle kemokin (TARC)], JAK1 sinyalinde [doğal öldürücü (NK) hücre sayısı ve interferon gama kaynaklı protein 10 (IP-10) veya her ikisinde [yüksek duyarlılıklı C-reaktif protein (hsCRP)] doza bağlı azalmayla ilişkilendirilmiştir. Bu değişiklikler, tedavi kesildikten sonra geri döndürülebilir.

      Ortalama mutlak lenfosit sayısı, abrositinib ile tedaviye başladıktan 2 hafta sonra artmış ve tedavinin 9. ayında başlangıca dönmüştür. Çoğu hasta referans aralığındaki ALC'yi korumuştur. Abrositinib ile tedavi, B hücre sayısında doza bağlı bir artış ve NK hücre sayılarında doza bağlı bir azalma ile ilişkilendirilmiştir. B hücresi ve NK hücre sayılarındaki bu değişikliklerin klinik önemi bilinmemektedir.

      Kardiyak elektrofizyoloji

      Abrositinibin QTc aralığındaki etkisi, plasebo ve pozitif kontrollü kapsamlı bir QT çalışmasında tek bir supraterapötik doz abrositinib 600 mg alan deneklerde incelenmiştir. Abrositinibin konsantrasyona bağlı QTc uzatma etkisi görülmüştür. QTc aralığındaki artış ortalama (%90 GA) 6,0 (4,52, 7,49) milisaniyedir. Bu da test edilebilen dozda abrositinibin QTc aralığında klinik olarak anlamlı bir etkisinin olmadığını gösterir.

      Klinik etkililik ve güvenlilik

      12-16 hafta boyunca 1616 hasta üzerinde yapılan, 3 adet pivot, faz 3 randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışmalarda (MONO-1, MONO-2 ve COMPARE) abrositinibin monoterapi olarak ve arka plandaki ilaçlı topikal tedavilerle kombinasyonlu olarak etkililiği ve güvenliliği değerlendirilmiştir. Ek olarak, 52 hafta boyunca monoterapide (yanan hastalarda kurtarma tedavisi seçeneği ile) 1233 hasta üzerinde yapılan, faz 3 indüksiyon, randomize geri çekme, çift kör, plasebo kontrolü çalışmada (REGIMEN) abrositinibin etkililiği ve güvenliliği değerlendirilmiştir. Bu 4 çalışmadaki hastalar, randomizasyon öncesindeki başlangıç ziyaretinde Araştırmacının Global Değerlendirmesi (IGA) skoru ≥3, Egzama Alanı ve Şiddeti Endeksi (EASI) skoru ≥16, vücut yüzey alanı (BSA) dahiliyeti ≥%10 ve Pik Kaşıntı Sayısal Derecelendirme Ölçeği (PP-NRS) ≥4 değerleriyle tanımlandığı şekilde orta düzey ile şiddetli arası atopik dermatitli, 12 yaş ve üstü hastalardır. Önceden yetersiz yanıt alan veya topikal tedavilerin tıbbi olarak önerilmediği ya da sistemik tedaviler almış olan hastalar bu çalışmaya dahil edilmeye uygundur. Ana çalışmalarını tamamlayan tüm hastalar, uzun dönem uzatma çalışması EXTEND'e kaydolmaya uygundur.

      Temel karakteristikler

      Plasebo kontrollü çalışmalarda (MONO-1, MONO-2, COMPARE) ve açık etiketli indüksiyon, randomize geri çekme çalışmasında (REGIMEN), tüm tedavi gruplarında %41,4 ila %51,1 kadın, %59,3 ila %77,8 Kafkas kökenli, %15,0 ila %33,0 Asyalı ve %4,1 ila %8,3 Siyahidir ve ortalama yaş 32,1 ila 37,7 yıldır. Bu çalışmalara 65 yaş ve üzeri toplam 134 hasta kaydolmuştur. Bu çalışmalarda, %32,2 ila %40,8'inin başlangıç IGA'sı 4'tür (şiddetli atopik dermatit) ve hastaların %41,4 ila %59,5'i önceden atopik dermatit için sistemik tedavi almıştır. Başlangıç ortalama EASI puanı 28,5 ila 30,9 arasında, PP-NRS değeri 7,0 ila 7,3 arasında ve Dermatoloji Yaşam Kalitesi İndeksi (DLQI) 14,4 ila 16,0 arasında değişmektedir.

      Klinik yanıt

      12 haftalık monoterapi (MONO-1, MONO-2) ve 16 haftalık kombinasyon tedavisi (COMPARE) çalışmaları

      12. haftada veya 16. haftada plasebo ile karşılaştırıldığında, hastaların önemli ölçüde daha büyük bir oranı, günde bir kez 100 mg veya 200 mg abrositinib ile birincil sonlanım noktaları olan IGA 0 veya 1 ve/veya EASI-75'e ulaşmıştır (bkz. tablo 2 ve tablo 3).

      Plasebo ile karşılaştırıldığında, hastaların önemli ölçüde daha büyük bir kısmı, günde bir kez 100 mg veya 200 mg abrositinib ile PP-NRS'de en az 4 puanlık bir iyileşme sağlamıştır. Bu iyileşme 2. hafta kadar erken bir tarihte gözlenmiş ve 12 hafta boyunca devam etmiştir (Şekil 1).

      COMPARE çalışmasında, 2. haftada 200 mg abrositinibin dupilumab ile karşılaştırıldığındaki üstünlüğü, ilk dozdan sonra 4. gün gibi erken bir tarihte görülen önemli ölçüde daha yüksek kaşıntı yanıtları ile PP-NRS'de en az 4 puanlık iyileşme elde eden hastaların oranı açısından gösterilmiştir.

      MONO-1, MONO-2 ve COMPARE'deki alt gruplardaki (örn. ağırlık, yaş, cinsiyet, ırk ve önceki sistemik immünosupresan tedavi) tedavi etkileri, genel çalışma popülasyonundaki sonuçlarla tutarlıdır.

      Tablo 2. 12. haftada abrositinib monoterapisinin etkililik sonuçları

      MONO-1d

      MONO-2d

      Hafta 12

      Hafta 12

      Abrositinib monoterapi

      PBO N=77

      Abrositinib monoterapi

      PBO N=78

      Günde bir kez 200 mg N=154

      Günde bir kez 100

      mg N=156

      Günde bir kez

      200 mg N=155

      Günde bir kez 100 mg N=158

      Yanıt Veren % (%95 GA)

      IGA 0 ya da 1a

      43,8e (35,9, 51,7)

      23,7e (17,0, 30,4)

      7,9

      (1,8, 14,0)

      38,1e (30,4,

      45,7)

      28,4e (21,3,

      35,5)

      9,1

      (2,7, 15,5)

      EASI-75b

      62,7e (55,1,

      70,4)

      39,7e (32,1, 47,4)

      11,8

      (4,6, 19,1)

      61,0e (53,3, 68,7)

      44,5e (36,7,

      52,3)

      10,4

      (3,6, 17,2)

      PP-NRS4c

      57,2e (48,8,

      65,6)

      37,7e (29,2,

      46,3)

      15,3

      (6,6, 24,0)

      55,3e (47,2,

      63,5)

      45,2e (37,1,

      53,3)

      11,5

      (4,1, 19,0)

      Kısaltmalar:GA=güven aralığı; EASI=Egzama Alanı ve Şiddeti Endeksi; IGA=Araştırmacının Global Değerlendirmesi; N=randomize hasta sayısı; PBO=plasebo; PP-NRS=Pik Kaşıntı Sayısal Derecelendirme Ölçeği

        IGA yanıt verenleri, IGA skoru temiz (0) ya da hemen hemen temiz (1) (5 puanlık ölçekte) olan ve başlangıç düzeyine göre ≥2 puan düşüş olan hastalar olmuştur.

        5.2. Farmakokinetik özellikler

        Genel özellikler

        Abrositinibin farmakokinetik profili, hızlı emilimle (pik plazma konsantrasyonlarına 1 saat içinde ulaşılır) ve yaklaşık 5 saatlik eliminasyon yarılanma ömrüyle karakterize edilir. Abrositinibin kararlı hal plazma konsantrasyonları, günde bir kez uygulama sonrasında 48 saat içinde elde edilir.

        Emilim:

        Abrositinib, %91'den fazla ağız yoluyla emilim ve yaklaşık %60'lık mutlak ağız yoluyla biyoyararlanımla iyi emilir. Abrositinibin oral absorpsiyonu hızlıdır ve pik plazma konsantrasyonlarına 1 saat içinde ulaşılır. Abrositinibin kararlı durum plazma konsantrasyonlarına günde bir kez uygulamadan sonra 48 saat içinde ulaşılır. Abrositinibin hem Chem de EAA değeri, dozla orantılı olarak 200 mg'a kadar yükselmiştir. Abrositinib, yüksek yağ oranlı bir öğünle birlikte uygulandığında, abrositinib maruziyetleri üzerinde klinik açıdan anlamlı etki oluşmamıştır (EAA ve Cdeğeri sırasıyla yaklaşık %26 ve 29 artmıştır ve Tdeğeri 2 saat uzamıştır). Klinik çalışmalarda abrositinib, gıdaya bakılmadan uygulanmıştır (bkz. bölüm 4.2).

        Dağılım:

        Toplardamar (ven) içine uygulama sonrasında abrositinibin dağılım hacmi yaklaşık 100 litredir. Dolaşımdaki abrositinibin ve etkin metabolitleri M1 ile M2'nin, sırasıyla yaklaşık %64'ü,

        %37'si ve %29'u plazma proteinlerine bağlanmaktadır. Abrositinib ve etkin metabolitleri, kırmızı kan hücreleri ve plazma arasında eşit dağılır.

        Biyotransformasyon:

        Abrositinibin in vitro metabolizmasına, çoklu CYP enzimleri, CYP2C19 (yaklaşık %53), CYP2C9 (yaklaşık %30), CYP3A4 (yaklaşık %11) ve CYP2B6 (yaklaşık %6) aracılık eder. İnsanlarda yapılan, radyoaktif etiketli çalışmada abrositinib, M1 (3-hidroksipropil), M2 (2- hidroksipropil) ve M4 (pirolidinon pirimidin) olarak tanımlanan 3 ana polar monohidroksile metabolit ile beraber, en yaygın dolaşan tür olmuştur. Kararlı durumda M2 ve M4 majör metabolitlerdir ve M1 minör bir metabolittir. Dolaşımdaki 3 metabolit arasında M1 ve M2, abrositinible benzer JAK engelleyici profiline sahiptir, M4 ise farmakolojik olarak etkisizdir. Abrositinibin farmakolojik etkinliği, ana molekülün (yaklaşık %60) yanı sıra M1 (yaklaşık

        %10) ile M2'nin (yaklaşık %30) sistemik dolaşımdaki bağlanmamış maruziyetlerine atfedilebilir. Abrositinibin bağlanmamış maruziyetlerinin toplamı, her biri molar birimlerde ifade edilen ve bağıl potensler için ayarlanan M1 ve M2, abrositinibin etkin kısmı olarak adlandırılır.

        image

        BCRP ve OAT3 (örn. rosuvastatin), MATE1/2K (örn. metformin), CYP3A4 (örn. midazolam) ve CYP2B6 (örn. efavirenz) substratları ile etkileşim çalışmalarında abrositinibin klinik olarak anlamlı hiçbir etkisi gözlenmemiştir.

        Eliminasyon:

        Abrositinibin eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 5 saattir. Abrositinib ağırlıklı olarak, metabolik klirens mekanizmalarıyla elimine edilir, dozun %1'inden azı idrarda değişmemiş aktif madde olarak atılır. Abrositinibin metabolitleri M1, M2 ve M4 ağırlıklı olarak idrarda atılır ve OAT3 taşıyıcılarının substratlarıdır.

        Doğrusallık /doğrusal olmayan durum:

        Geçerli değildir.

        Hastalardaki karakteristik özellikler

        Vücut ağırlığı, cinsiyet, genotip, ırk ve yaş

        Vücut ağırlığı, cinsiyet, CYP2C19/2C9 genotip, ırk ve yaş, abrositinib maruziyeti üzerinde klinik açıdan anlamlı etkiye sahip değildir (bkz. bölüm 4.2).

        Ergenler (≥12 ila <18 yaş)

        Popülasyon farmakokinetik analizi temelinde, ergen hastalardaki ortalama abrositinib kararlı hal maruziyeti aynı ağırlıktaki yetişkinlerle karşılaştırıldığında klinik olarak anlamlı bir fark görülmemiştir.

        Pediyatrik (<12 yaş)

        Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde yapılmıştır. 12 yaş altı pediyatrik hastalarda CİBİNQO'nun farmakokinetikleri henüz belirlenmemiştir (bkz. bölüm 4.2).

        Böbrek yetmezliği

        Böbrek yetmezliği çalışmasında, şiddetli (eGFR <30 ml/dk.) ve orta düzey (eGFR 30 ila <60 ml/dk.) böbrek yetmezliği olan hastalarda, normal böbrek işlevi olan hastalara kıyasla (eGFR

        ≥90 ml/dk.), etkin kısım EAAdeğerinde sırasıyla yaklaşık %191 ve %110 artış yaşanmıştır (bkz. bölüm 4.2). Hafif böbrek yetmezliği (eGFR 60 ila <90 mL/dk) olan hastalarda abrositinibin farmakokinetiği belirlenmemiştir; ancak diğer gruplarda gözlemlenen sonuçlara göre, hafif böbrek yetmezliği olan hastalarda etkin kısım maruziyetinde %70'e varan bir artış beklenir. Hafif böbrek yetmezliği olan atopik dermatitli hastalarda (n=756) abrositinibin etkililiği ve güvenliliği faz 2 ve 3 klinik çalışmalarında genel popülasyonla karşılaştırılabilir olduğundan, %70'e varan artış klinik olarak anlamlı değildir. Her hastadaki eGFR değeri, Böbrek Hastalığında Diyet Değişikliği (MDRD) formülü kullanılarak tahmin edilmiştir.

        Abrositinib, ESRD'li olup böbrek replasman tedavisi almakta olan hastalarda araştırılmamıştır (bkz. bölüm 4.2). Faz 3 klinik çalışmalarında abrositinib, başlangıçtaki kreatinin klirens değerleri 40 ml/dk'nın altında olan atopik dermatitli hastalarda değerlendirilmemiştir.

        Hepatik bozukluk

        Hafif (Child Pugh A) ve orta düzey (Child Pugh B) hepatik bozukluğu olan hastalarda, hepatik

        image

        işlevi normal olanlara kıyasla etkin kısım EAAdeğerinde sırasıyla yaklaşık %4 azalma ve

        %15 artış olmuştur. Bu değişiklikler klinik açıdan anlamlı değildir ve hafif veya orta düzey hepatik bozukluğu olan hastalarda doz düzenlemesi gerekli değildir (bkz. bölüm 4.2). Klinik çalışmalarda abrositinib, şiddetli (Child Pugh C) hepatik bozukluğu olan hastalarda veya etkin hepatit B ya da hepatit C için taramada pozitif çıkan hastalarda değerlendirilmemiştir (bkz. bölüm 4.4).

        5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

        Genel toksisite

        İmmün ve hematopoietik sistemlerin organlarının/dokularının azalan lenfosit sayıları ve azalan boyutu ve/veya lenfoid hücreselliği, klinik olmayan çalışmalarda gözlenmiş ve abrositinibin farmakolojik özelliklerine (JAK inhibisyonu) yansıtılmıştır.

        ≥12 yaşındaki ergen insan yaşı ile karşılaştırılabilir bir yaştaki sıçanlarda 1 aya kadar abrositinib dozunun toksisite çalışmalarında, geçici ve geri dönüşümlü olarak kabul edilen bir mikroskobik kemik distrofisi bulgusu kaydedilmiş ve hiçbir kemik bulgusunun kaydedilmediği maruziyet sınırları 200 mg'lık maksimum önerilen insan dozunda (MRHD) insan EAA'sinin 5,7 ila 6,1 katıdır. 6 aylık toksisite çalışmasında (200 mg MRHD'de insan EAA'sının 25 katına kadar) veya sinomolgus maymunlarında (insan yaşı ≥ 8 yıl; 200 mg için MRHD'de insan EAA'sinin 30 katı ile karşılaştırılabilir) toksisite çalışmalarının hiçbirinde sıçanlarda herhangi bir dozda kemik bulgusu gözlenmemiştir.

        Genotoksisite

        Abrositinib, bakteriyel mutajenisite miktar tayininde (Ames miktar tayini) mutajenik değildir. In vivo kemik iliği mikronükleus miktar tayini sonuçlarında abrositinib anöjenik ya da klastojenik değildir.

        Karsinojenisite

        Dişi ve erkek farelere 6 ay boyunca sırasıyla 75 mg/kg/gün ve 60 mg/kg/gün'e kadar dozlarda ağız yoluyla abrositinib uygulandığında, Tg.rasH2 farelerinde tümörijenisite bulgusuna rastlanmamıştır. 2 yıllık karsinojenisite çalışmasında test edilen en düşük dozda dişi sıçanlarda daha yüksek iyi huylu timoma insidansı kaydedilmiştir. Bu nedenle, yan etki gözlenen en düşük düzeyi (LOAEL) kadınlarda 200 mg MRHD'de insan EAA'sinin 0,6 katına eşit olarak belirlenmiştir. Erkeklerde, advers etki gözlenmeyen düzeyi (NOAEL) 200 mg MRHD'de insan EAA'sinin 13 katına eşit olarak belirlenmiştir. İyi huylu timomanın insandaki önemi bilinmemektedir.

        Üreme ve gelişim toksisitesi

        Abrositinibin, erkek fertilitesi ya da spermatogenez üzerinde etkisi olmamıştır. Abrositinib dişi fertilitesi (düşük fertilite indeksinde, corpora lutea, implantasyon bölgeleri ve implantasyon sonrası azalma) üzerinde etkilerle sonuçlanmıştır. Fakat 200 mg MRHD'de, insan EAA'sinin 1,9 katındaki maruziyetlerde dişi fertilitesi üzerinde etki not edilmemiştir. Etkiler tedavinin kesilmesinden 1 ay sonra tersine dönmüştür.

        Sıçanlar veya tavşanlar üzerinde yapılan embriyo-fetüs gelişimi çalışmalarında cenine ait fetal malformasyonlar gözlenmemiştir. Hamile tavşanlar üzerinde yapılan embriyo-fetüs gelişimi

        çalışmasında, 200 mg MRHD'de,bağlanmamışinsanEAA'sinin 0,14 katındaki maruziyetlerde

        MRHD'de, bağlanmamış insan EAA'sinin 0,14 katındaki maruziyetlerde ön ayak falanksları üzerindeki etkilerle birlikte, kemikleşmemiş arka bacak falanksları ve tarsalları ve ön bacak falankslarının insidansında küçük bir artışla sonuçlanmıştır.

        Hamile fareler üzerinde yapılan embriyo-fetüs gelişimi çalışmasında, artan embriyo-fetal mortalite not edilirken, 200 mg MRHD'de, insan EAA'sının 10 katına eşit maruziyetlerde hiçbiri gözlenmemiştir. Fetüslerde 13. kaburga kısalığı insidanslarında artış, ventral proseslerde azalma, kaburgalarda kalınlaşma ve metatarsalların kemikleşmemesi şeklindeki iskelet varyasyonları durumlarında artış gözlenmiştir. Fakat 200 mg MRHD'de, insan EAA'sinin 2,3 katındaki maruziyetlerde hiçbiri gözlenmemiştir.

        Hamile sıçanlarda yapılan bir doğum öncesi ve sonrası gelişim çalışmasında, annelerde uzamış doğumla birlikte distosi vardır, yavruların vücut ağırlıklarının daha düşük ve doğum sonrası sağkalımlarının daha düşük olduğu görülmüştür. 200 mg MRHD'de insan EAA'sının 2,3 katına eşit maruziyetlerde hamile veya emziren kadınlarda veya yavrularda gelişimsel toksisite gözlenmemiştir.

        Abrositinibin yavru sıçanlara (3 aylık bir insana kıyasla) uygulanması, makroskopik ve mikroskobik kemik bulguları ile sonuçlanmıştır. Doz, doğum sonrası 10. günde başlatıldığında (200 mg MRHD'de insan EAA'sinin ≥ 0,8 katı maruziyetlerde), makroskopik kemik bulguları (ön veya arka uzuvların veya pençelerin hatalı ve/veya bozulmuş kullanımı, kırıklar ve/veya femur başı anormallikleri) not edilmiştir. Sadece mikroskobik kemik distrofisi bulgusu (1 aya kadar sıçan genel toksisite çalışmalarında gözlenene benzer) tedavinin kesilmesinden sonra tamamen geri döndürülebilirdir.

        Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır. Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.