CHAMPIX 1 mg 112 film kaplı tablet Farmakolojik Özellikler

Vareniklin Tartarat }

Sinir Sistemi > Bağımlılık İlaçları > Vareniklin Tartarat
Pfizer İlaçları Ltd.Şti. | 30 December  1899

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Nikotin bağımlılığında kullanılan etkin maddeler ATC kodu: N07BA03

Vareniklin, a4p2 nöronal nikotinik asetilkolin reseptörlerine (nAChR) yüksek afinite ve seçicilikle bağlanıp parsiyel agonist etki - nikotine göre düşük intrinsik etkinlik ile agonist ve nikotinin bulunduğu ortamda antagonist etki - gösterir.

In vitro elektrofizyoloji çalışmalarında ve in vivo nörokimyasal çalışmalarda, vareniklinin a4p2 nöronal nikotinik asetilkolin reseptörlerine bağlandığı ve reseptör-aracılı aktiviteyi uyardığı bulunmuştur; ancak uyarı nikotine göre önemli ölçüde daha düşük bir düzeyde gerçekleşmektedir. Nikotin, vareniklinin daha yüksek afinite gösterdiği aynı insan a4£2 nAChR bağlanma noktası için yarışır. Vareniklin, nikotinin a4£2 reseptörünü ve santral sinir sistemindeki mezolimbik dopamin sistemini uyarıcı etkisini bloke eder; bu sistem, sigara içmeye bağlı pekiştirme ve ödül deneyiminin altında yatan nöronal mekanizmayı oluşturur. Vareniklin, diğer yaygın nikotinik reseptörlerle (a304 Ki=84nM, a7 Ki=620nM, a1Py5 Ki=3400nM) ya da nikotinik olmayan reseptörler ve transporterlerle (Ki>1^M, 5- HT3 reseptörü Ki=350nM) karşılaştırıldığında, a4£2 reseptör alt tipine daha güçlü seçicilik gösterir ve bağlanır (Ki=0,15nM).

CHAMPIX’in sigaranın bırakılmasındaki etkililiği, a402 nikonitik reseptördeki parsiyel agonist etkisinden kaynaklanır. Bu reseptör üzerindeki etkisi sigara açlığı ve yoksunluk semptomlarını iyileştirmek (agonist aktivite) için yeterlidir ve aynı zamanda nikotinin a4p2 reseptörlerine bağlanmasına engel olarak (antagonist aktivite) sigaranın pekiştirici ve ödüllendirici etkilerini bloke eder.

Klinik Etkililik

Sigara içenlerin (> 10 sigara/gün) katıldığı 3 klinik çalışmada, CHAMPIX’in sigaranın bırakılmasındaki etkililiği gösterilmiştir. 2619 sigara tiryakisine 1 haftalık titrasyonun ardından günde 2 kez 1 mg vareniklin ve 669 hastaya, aynı şekilde titrasyon sonrasında

günde 2 kez 150 mg bupropiyon ve 684 hastaya plasebo uygulanmıştır.

Karşılaştırmalı Klinik Çalışmalar

Benzer tasarıma sahip olan iki çift kör çalışmada CHAMPIX (günde iki kez 1 mg), uzun salımlı bupropion (günde iki kez 150 mg) ve plasebonun sigaranın bırakılmasındaki etkililikleri prospektif olarak karşılaştırılmıştır. Hastalar 12 hafta tedavi ve 40 hafta tedavi sonrası süre boyunca toplam 52 haftalık çalışma süresince izlenmişlerdir.

İki çalışmanın birincil sonlandırma noktası, 9-12. haftalar arasında 4 haftalık sürekli bırakma oranıdır (4H-SBO) ve hastaların sigarayı bıraktığı karbon monoksit (CO) ölçümleri ile doğrulanmıştır. Çalışmada primer sonlandırma noktası açısından CHAMPIX tedavisi bupropion ve plasebo karşısında istatistiksel üstünlük göstermiştir.

40 haftalık tedavi uygulanmayan faz sonrasında ikincil sonlandırma noktaları 52. haftadaki Sürekli Abstinans Oranı’dır (AO). AO şu şekilde tanımlanmıştır: Tedavi edilen tüm hastaların içinde 9. haftadan 52. haftaya kadar sigara içmeyen (tek bir nefes bile) ve dışarı verilen solunum havasında CO konsantrasyonu > 10 ppm olan hastaların oranı.

Birinci ve ikinci çalışmadaki 4H-SBO (9-12. haftalar) ve AO oranı (9-52. haftalar) aşağıdaki tabloda gösterilmektedir:

Çalışma 1 (n=1022)

Çalışma 2 (n=1023)

4H SBO

AO

hf 9-52

4H SBO

AO

hf9-52

Champix

%44.4

%22.1

%44.0

%23.0

Bupropion

%29.5

%16.4

%30.0

% 15.0

Plasebo

%17.7

%8.4

%17.7

% 10.3

Olasılık Oranı CHAMPIX vs plasebo

3.91

p<0.0001

3.13

p<0.0001

3.85

p<0.0001

2.66

p<0.0001

Olasılık Oranı CHAMPIX vs bupropion

1.96

p<0.0001

1.45

p=0.0640

1.89

p<0.0001

1.72

p=0.0062

Hastaların bildirdiği sigara açlığı, sigaranın çekilme ve pekiştirici etkisi Hem 1. çalışmada hem de 2. çalışmada, Hasta Rapor Sonuçlarına göre, plasebo grubuna randomize edilen hastalarla karşılaştırıldığında CHAMPIX grubundaki hastalarda sigara açlığı ve yoksunluk belirtilerinin anlamlı düzeyde azaldığı görülmüştür. CHAMPIX tedavisi, sigaranın sigara içme davranışının devam etmesine yol açan pekiştirici etkilerini azaltmak açısından da plasebo karşısında anlamlı üstünlük göstermiştir. Tedavi uygulanmayan uzun dönem takip süresinde, vareniklinin sigara açlığı, çekilme ve sigaranın pekiştirici etkisi üzerine etkisi ölçülmemiştir.

Abstinans çalışmasının idame süresi

Üçüncü çalışmada; 12 haftalık ek CHAMPIX tedavisinin, abstinansın devamı üzerindeki yararlı etkileri araştırılmıştır. Bu çalışmaya katılan hastalara (n=1927) 12 hafta süreyle açık-etiketli olarak günde iki kez 1 mg CHAMPIX verilmiştir. Onikinci haftada sigarayı bırakan hastalar 12 haftalık ek bir süre boyunca CHAMPIX (günde iki kez 1 mg) ya da plasebo kullanacak şekilde randomize edilmiş ve toplam çalışma süresi 52 haftaya tamamlanmıştır.

Çalışmanın birincil sonlanım noktası, çift kör tedavi fazı sırasında 13-24. haftalardaki CO ile doğrulanmış sürekli abstinans oranıdır. İkincil temel sonlanım noktası ise 13-52.
haftalardaki sürekli abstinans oranı (AO)dır.

Bu çalışmada, abstinansı sürdürmek açısından günde iki kez 1 mg CHAMPIX ile gerçekleştirilen 12 haftalık ek tedavinin plasebo karşısında üstün olduğu görülmüştür.
CHAMPIX ile gerçekleştirilen 12 haftalık ek tedavinin ardından 24. haftada abstinansı sürdürme olasılığının plaseboya göre 2.47 kez daha yüksek olduğu saptanmıştır (p < 0.0001). AO açısından plasebo karşısında saptanan üstünlük 52. haftada da korunmuştur (Olasılık Oranı = 1.35, p=0.0126).

Başlıca sonuçlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

CHAMPIX n=602

Plasebo n=604

Değişiklik %95 güven aralığı

Olasılık Oranı %95 güven aralığı

AO 13-24 hf

%70.6*

%49.8

20.8%

(15.4%, 26.2%)

2.47

(1.95, 3.15)

AO 13-52 hf

%44.0**

%37.1

6.9%

(1.4%, 12.5%)

1.35

(1.07, 1.70)

Champix’in siyah ırkta klinik etkililiğinin belirlenmesine yönelik kullanımı ile ilgili yeterli klinik deneyim bulunmamaktadır.

Bırakma gününü belirleme esnekliği

Esnek, hasta seçimli bırakma günü çift kör, placebo kontrollü çalışmada 651 hasta için değerlendirilmiştir. Hastalar 12 hafta boyunca 3’e 1 oranında vareniklin veya plasebo ile randomize edilmiş ve ardından 12 hafta boyunca izlenmişlerdir. Bu çalışmada, 486 hasta vareniklin, 165 hasta plasebo almıştır. Hastalar, ilk dozun alındığı tarih ile 5. haftanın sonundaki klinik ziyareti tarihi arasında bir bırakma tarihi belirlemeleri konusunda yönlendirilmişlerdir. Vareniklin ile tedavi edilen hastaların 9-12. haftalardaki CO ile doğrulanmış abstinans oranı (% 53.94), plasebo ile tedavi edilenlere göre (% 19.4) (Olasılık oranı 6.03, %95 güven aralığı 3.80, 9.56; p<0.0001) ve 9-24. haftalardaki CO ile doğrulanmış abstinans oranı (% 35.2) plasebo ile tedavi edilenlere göre (%12.73) daha yüksektir (Olasılık oranı 4.45, %95 güven aralığı 2.62, 7.55; p<0.0001) Bu çalışmadaki advers etkiler kalitatif ve kantitatif olarak pazarlama öncesi çalışmalarda gözlemlenenlerle benzerdir.

Başlıca sonuçlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

CHAMPIX n=486

Plasebo n=165

Olasılık oranı %95 güven aralığı, p değeri

AO 9-12 hf

% 53.9

% 19.4

6.03 (3.80, 9.56) p<0.0001

AO 9-24 hf

% 35.2

% 12.7

4.45 (2.62, 7.55) p<0.0001

Kardiyovasküler rahatsızlığı olan hastalarda çalışmalar

Vareniklin, 2 aydan uzun süreli teşhisi konulmuş kardiyovasküler rahatsızlığı (hipertansiyon dışında) bulunan 703 hasta ile yapılan randomize, çift-kör, plasebo kontrollü çalışmada değerlendirilmiştir. 35 ile 75 yaş arasındaki hastalar, 12 haftalık tedavi almak üzere 1 mg vareniklin veya plasebo grubuna randomize edilmiş ve tedavi sonrasında 40 hafta boyunca izlenmiştir. Vareniklin ile tedavi edilen hastaların 9-12. haftalardaki CO ile doğrulanmış abstinans oranı (%47.3), plasebo ile tedavi edilenlere göre (% 14.3) (Olasılık oranı 6.05, %95 güven aralığı 4.13, 8.86; p<0.0001) ve 9-52. haftalardaki CO ile doğrulanmış abstinans oranı (%19.8) plasebo ile tedavi edilenlere göre (%7.4) daha yüksektir (Olasılık oranı 3.19, %95 güven aralığı 1.97, 5.18; p<0.0001) . Bu çalışmadaki advers etkiler kalitatif ve kantitatif olarak pazarlama öncesi çalışmalarda gözlemlenenlerle benzerdir.

Başlıca sonuçlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

CHAMPIX n=353

Plasebo n=350

Olasılık oranı %95 güven aralığı, p değeri

AO 9-12 hf

%47.3

%14.3

6.05 (4.13, 8.86) p<0.0001

AO 9-52 hf

%19.8

%7.4

3.19 (1.97, 5.18) p<0.0001

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalarda çalışmalar

Vareniklin, normal değere göre post-bronkodilatör FEV1/FVC< %70 ve FEV1>%50 olan hafif- orta kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan 499 hasta ile yapılan randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışmada değerlendirilmiştir. 35 yaşından büyük hastalar 12 haftalık tedavi boyunca 1 mg vareniklin veya plasebo kullanmak üzere randomize edilmiş ve tedavi sonrasında 40 hafta boyunca izlenmiştir. Vareniklin ile tedavi edilen hastaların 9-12. haftalardaki CO ile doğrulanmış abstinans oranı (%42.3), plasebo ile tedavi edilenlere göre (%8.8) (Olasılık oranı 8.40, %95 güven aralığı 4.99, 14.14; p<0.0001) ve 9-52. haftalardaki CO ile doğrulanmış abstinans oranı (%18.6) plasebo ile tedavi edilenlere göre (%5.6) daha yüksektir (Olasılık oranı 4.04, %95 güven aralığı, 2.13, 7.67; p<0.0001) . Bu çalışmadaki advers etkiler kalitatif ve kantitatif olarak pazarlama öncesi çalışmalarda gözlemlenenlerle benzerdir.

Başlıca sonuçlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

CHAMPIX n=248

Plasebo n=251

Olasılık oranı %95 güven aralığı, p değeri

AO 9-12 hf

%42.3

%8.8

8.40 (4.99, 14.14) p<0.0001

AO 9-52 hf

%18.6

%5.6

5.2. Farmakokinetik özellikler

Emilim:

Maksimum plazma konsantrasyonlarına oral uygulamadan 3-4 saat sonra ulaşır. Sağlıklı gönüllülere çoklu oral dozların uygulanması sonrasında kararlı duruma 4 gün içerisinde ulaşılmıştır. Oral uygulama sonrası emilim tama yakındır ve sistemik yararlanım oranı yüksektir. Yiyecekler ile vareniklin tartaratın alımı ya da vareniklinin gün içerisinde alınma saati oral biyoyararlanımı etkilemez.

Dağılım:

Vareniklin beyin dahil tüm dokular içerisinde dağılır. Dağılım hacmi kararlı durumda ortalama 415 litredir (%CV=50) Vareniklin plazma proteinlerine düşük oranda bağlanır (< %20); bağlanma oranı yaş ve böbrek fonksiyonlarından bağımsızdır. Kemirgenlerde vareniklin plasenta yoluyla transfer olur ve süte geçer.

Biyotransformasyon:

Vareniklinin minimal ölçüde metabolize olur ve %92’si idrarda değişmeden, %10’u da metabolitleri olarak atılır. İdrardaki minor metabolitler N-karbamoglukuronit ve hidroksivareniklindir. Dolaşımda vareniklin ilaçla ilgili materyalin %91’ini kapsar. Minor metabolitler ise N-karbamoglukuronit, N-glukozilvareniklindir.

Eliminasyon:

Vareniklinin eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 24 saattir. Vareniklinin renal eliminasyonu primer olarak organik katyonik taşıyıcı OCT2’nin aracılık ettiği aktif tübüler sekresyon ve glomerüler filtrasyon yoluyla gerçekleşir. (bkz. Bölüm 4.5)

Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:

Vareniklin tek (0,1 - 3 mg) ya da tekrarlanan dozlarla (1 - 3 mg/gün) uygulandığında lineer kinetik özellik sergiler.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Spesifik farmakokinetik çalışmalarında ve popülasyon farmakokinetiği analizlerinde de gösterildiği gibi yaş, ırk, cinsiyet, sigara içme durumu ya da eşzamanlı ilaç kullanımı vareniklinin farmakokinetik özelliklerinde klinik olarak anlamlı değişikliğe yol açmamaktadır.

In vitro çalışmalarda vareniklinin sitokrom P450 enzimini engellemediği gösterilmiştir (IC 50>6400 ng/ml). Analiz edilen P450 enzimleri: 1A2, 2A6, 2B6, 2C8, 2C9, 2C19, 2D6, 2E1 ve 3A4/5dir. Ayrıca in vitro insan hepatositlerinde yapılan çalışmalarda vareniklinin sitokrom P450 enzimleri 1A2 ve 3A4’ü engellemediği gösterilmiştir. Böylelikle vareniklin, P450 enzimi ile metabolize olan bileşiklerin farmakokinetiğini etkilememektedir.

Yaşlılarda:

Böbrek fonksiyonları normal olan yaşlı (65 - 75 yaş) hastalarda vareniklin farmakokinetiği genç yetişkinlerde olduğu gibidir. Böbrek yetmezliği olan yaşlı hastalarda doz ayarlaması için lütfen bölüm 4.2’ye bakınız.

Pediyatrik Hastalar:

Pediyatrik hastalarda vareniklinin güvenlilik ve etkililiği bilinmediğinden, 18 yaş altındaki hastalarda vareniklin kullanımı önerilmemektedir.

Yaşları 12 ile 17 arasında (17 dahil) değişen 22 pediyatrik hastaya 0.5 ve 1 mg’lık tek doz vareniklin uygulandığında, vareniklinin farmakokinetiği 0.5 mg-1 mg doz aralığında yaklaşık olarak dozla orantılı bulunmuştur. EAA (0-inf) (Eğri Altı Alanı) ile değerlendirilen sistemik maruziyet düzeyi ve renal klerensin, erişkin popülasyonlarındakine benzer olduğu görülmüştür. Yetişkinlerle karşılaştırıldığında adolesanların plazma konsantrasyonunda %30’luk artış ve eliminasyon yarı zamanında kısalma (10.9 saat) izlenmiştir.

Karaciğer/Böbrek yetmezliği:

Anlamlı düzeyde hepatik metabolizmanın yokluğundan ötürü, karaciğer bozukluğunun vareniklinin farmakokinetik özelliklerini etkilenmesi beklenmez. (bkz. Bölüm 4.2)

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

2 yıl vareniklin uygulanan erkek sıçanlarda doza bağlı olarak hibernoma insidansında artış gözlenmiştir. Vareniklin uygulanan gebe sıçanların yavrularında fertilitede azalma, işitsel ürkme tepkisinde ise artış gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.6). Bu etkiler yalnızca insanın maksimum düzeyin üzerinde ilaca maruz kalmasıyla izlenebilecek etkiler olup klinik kullanıma uygun değildir. Klinik olmayan veriler nikotine göre vareniklinin daha zayıf olarak daha güçlendirici özelliklere sahip olduğunu göstermektedir.

İnsanlarda yapılan klinik çalışmalarda vareniklin yanlış kullanım potansiyeli düşük seviyededir.

Karsinojenezis, mutajenezis, fertilite bozukluğu

CD1 farelerinde ve Sprague-Dawley sıçanlarında sırasıyla 20 mg/kg/gün’e kadar dozlarla yaşam boyu karsinojenite çalışmaları düzenlenmiştir. Farelerin sistemik maruz kaldığı ilaç miktarı (Cmax), günde iki kez 1 mg’lık doz ile insanlarda elde edilen Cmax değerinin 47 katıdır. Sıçanlara 2 yıl boyunca 1, 5, 15 mg/kg/gün vareniklin uygulanmıştır. Erkek sıçanlarda (doz grubu başına n=65) orta doz düzeyinde ve maksimum doz düzeyinde hibernoma (kahverengi yağ dokusu tümörü) sıklığı artmıştır (orta doz düzeyi: 1 tümör, 5 mg/kg/gün, günde iki kez 1 mg’lık insan Cmax’ının 23 katı; yüksek doz düzeyi: 2 tümör, 15 mg/kg/gün, günde iki kez 1 mg’lık insan Cmax’ının 67 katı). İki yıla kadar vareniklin uygulanan farelerde ya da dişi sıçanlarda herhangi bir karsinojenik etki saptanmamıştır.
Bu bulgunun insanlardaki klinik önemi bilinmemektedir.

Aşağıdaki ölçümlere göre, metabolik aktivasyon eşliğinde ya da metabolik aktivasyon olmaksızın, vareniklin herhangi bir genotoksik etki göstermemiştir. Bu ölçümler; Ames bakteriyel mutasyon ölçümü; memeli CHO/HGPRT ölçümü ve sıçan kemik iliğinde in vivo ve insan lenfositlerinde in vitro sitogenetik aberasyon testleridir.

15 mg/kg/gün (insan için önerilen dozun 67 ve 36 katı) vareniklin uygulanan erkek ve dişi sıçanlarda fertilite bozukluğuna sebep olmamıştır. Ancak hamile sıçanlarda 15 mg/kg/gün (insan için önerilen dozun 36 katı) uygulaması sonrasında bu sıçanların yavrularında fertilite düşüş gözlenmiştir. Hamile sıçanların yavrularındaki fertilite düşüşü 3mg/kg/gün (insan için önerilen dozun 9 katı) vareniklin uygulamasında gözlemlenmemiştir.

Teratojenezis

15 ve 30 mg/kg/gün’e kadar oral dozlarda vareniklin, sıçan ve tavşanlarda teratojenik etkide bulunmamıştır (günde iki kez 1 mg’lık insan dozuna ait EAA değerinin sırasıyla 36 ve 50 katı).

Teratojenik olmayan etkiler

Hayvan reprodüksiyon çalışmalarında vareniklinin fetus üzerinde bir yan etkiye yol açtığı görülmüştür. Vareniklin ile tedavi edilen gebe tavşanların yavrularında, 30 mg/kg/gün doz düzeyinde (günde iki kez 1 mg’lık doza ait EAA değerinin 50 katı) fertilitenin azaldığı gözlenmiştir; fertilitenin düşmesiyle ilgili bu bulgu 10mg/kg/gün (günde iki kez 1 mg’lık doza ait EAA değerinin 23 katı) oral dozu uygulandığında izlenmemiştir. Buna ek olarak, 15 mg/kg/gün (günde iki kez 1 mg’lık insan dozuna ait EAA değerinin 36 katı) vareniklin uygulanan gebe sıçanların yavrularında fertilitede düşüş ve işitmeye bağlı ürkme tepkisinde artış gözlenmiştir.

Klinik olmayan veriler nikotine göre vareniklinin daha zayıf olarak daha güçlendirici özelliklere sahip olduğunu göstermektedir.

İnsanlarda yapılan klinik çalışmalarda vareniklin yanlış kullanım potansiyeli düşük seviyededir.

Sırt Ağrısı Sırt Ağrısı Sırt ağrısı birden bire ortaya çıkıp şiddetli (akut) olabilir veya zamanla gelişip daha uzun süreli sorunlara (kronik) neden olabilir. Şizofrenlik Şizofrenlik Şizofrenliğin psikiatrik teşhisi hakkında çok fazla anlaşmazlık vardır. Bu sayfadaki bilgiler, şizofrenliğin teşhisi, nedenleri ve tedavisi hakkındaki faklı teoriler hakkında bilgi verecektir.