AKTAZID 50 mg/50 mg film tablet (30 tablet) Klinik Özellikler

Spironolakton + Hidroklorotiazit }

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

  • 4.1. Terapötik endikasyonlar

    •    Konjestif kalp yetmezliği, assit ve/veya ödem ile seyreden karaciğer sirozu, nefrotik sendrom ve diğer ödematöz durumlarda,

  • •    Esansiyel hipertansiyonda,

  • •     Dijital alan hastalarda; diğer diüretiklerin elektrolit dengesini sağlamak için yetersiz kaldığı veya uygun görülmediği durumlarda kullanılır.

  • 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi:

    Ödem (konjestif kalp yetersizliği, karaciğer sirozu veya nefrotik sendrom):

    AKTAZİD’in genel kullanım dozu, tek bir seferde ya da bölünmüş dozlar halinde alınabilen spironolakton ve hidroklorotiyazidin her biri için günlük 100 mg’dır. Ancak hastanın verdiği yanıta göre 25 mg ile 200 mg arasında doz ayarlanabilir.

    AKTAZİD kullanımı ile diürez hemen ortaya çıkar ve spironolakton bileşiğinin uzun süreli etkisine bağlı olarak, ilacın bırakılmasından sonraki 2-3 gün süresince devam eder.

    Esansiyel hipertansiyon: Her bir bileşenin titre sonuçlarına dayanarak dozaj değişkenlik gösterse de; bir çok hasta için spironolakton ve hidroklorotiyazid için günlük optimum doz tek bir seferde ya da bölünmüş dozlar halinde alınabilen 50 ila 100 mg’dır.

    Spironolakton, hidroklorotiyazidin potasyum üzerine negatif etkisini azaltmak için yeterli olduğundan, hipertansiyon ya da pek çok ödem türlerinin uzun dönem tedavisi sırasında AKTAZİD ile beraber potasyum takviyesi kullanımı önerilmez.

    Uygulama şekli:

    AKTAZİD’in yemeklerle birlikte günde bir kez oral olarak alınması önerilmektedir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği: Akut renal yetmezlik, böbreklerin atılım mekanizmasında belirgin bozukluk durumunda kullanılmamalıdır.

    Karaciğer yetmezliği: Akut ve ciddi hepatik bozukluk durumunda kullanılmamalıdır.

    Pediyatrik popülasyon:

    Çocuklarda kullanımı önerilmez.

    Çocuklarda spironolakton ve hidroklorotiyazid kombinasyonu kullanılarak yapılmış klinik çalışmalar olmamasına rağmen, günlük doz, vücut ağırlığının her bir kilogramı için 3 mg spironolakton olacak şekilde ve bölünmüş dozlarda verilebilir.

    Geriyatrik popülasyon:

    Tedaviye en düşük doz ile başlanması önerilmektedir ve maksimum fayda elde etmek için doz kademeli olarak arttırılabilir. İlaç metabolizmasını ve atılımını değiştirebilecek ciddi karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarında dikkatli olunmalıdır.

    • 4.3. Kontrendikasyonlar

      AKTAZİD

      Spironolaktona, tiyazid diüretiklere, sülfonamid türevi ilaçlara ya da AKTAZİD’in içeriğinde yer alan diğer yardımcı maddelere karşı hassasiyet durumlarında

      • •    Anüri,

      • •    Akut renal yetmezlik,

      • •    Böbreklerin atılım mekanizmasında belirgin bozukluk,

      • •    Hiperkalemi,

      • •    Akut veya ciddi karaciğer yetmezliği,

      • •    Addison Hastalığı

      durumunda kontrendikedir.

      • 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        AKTAZİD kullanımı sırasında potasyum-tutucu diüretikler, ADE inhibitörleri, anjiotensin II antagonistleri, aldosteron blokerleri, potasyum takviye ediciler, potasyumdan zengin diyet veya potasyum içeren tuz ikamesi şiddetli hiperkalemiye neden olabileceğinden uygulanmamalıdır. AKTAZİD kullanan hastada fazla potasyum alımı hiperkalemiye sebep olabilmektedir. Spironolakton, ADE inhibitörleri veya indometazin gibi nonsteroidal anti-enflamatuar ilaçlar (NSAİİ) ile beraber kullanıldığında, diüretik mevcut olsa bile, ciddi hiperkalemiye sebep olabilir. AKTAZİD’in bahsedilen ilaçlarla beraber kullanımına özellikle dikkat edilmelidir.

        Eğer hipokalemiden şüpheleniliyorsa (parestezi, kas zayıflığı, yorgunluk, bradikardi, şok) elektrokardiyogram (EKG) çekilmelidir. Bununla beraber, hafif hiperkalemi EKG değişimleri ile saptanamadığı için serum potasyum seviyelerinin de kontrol edilmesi gerekir.

        Hiperkalemi gelişirse AKTAZİD hemen kesilmelidir ve gerek olursa serum potasyumunu normal düzeye düşürmek için aktif (kalsiyum klorid çözeltisi, sodyum bikarbonat çözeltisinin intravenöz uygulaması ve / veya hızlı etki eden insülin preperatları ile glikozun oral ya da parenteral uygulaması gibi) önlemler alınmalıdır. Bu uygulamalar gerektiği takdirde tekrarlanmalıdır. Sodyum polistiren sülfonatlar gibi katyonik değiştirici reçineler oral ya da rektal yoldan uygulanmalıdır. Devam eden hiperkalemi için diyaliz gerekebilir.

        Spironolaktonun, amonyum klorür veya kolestramin ile birlikte kullanıldığı durumlarda, hastalarda “hiperkalemik metabolik asidoz” rapor edilmiştir.

        Sıvı ve elektrolit dengesindeki minör değişimler hepatik komaya sebep olabileceği için karaciğer bozukluğu olan hastalarda AKTAZİD dikkatle kullanılmalıdır.

        Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda veya aşırı potasyum alımında hiperkalemi ortaya çıkabilir ve ölümcül olabilecek kardiyak düzensizliklere yol açabilir.

        Tiyazidler ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda azotemiye sebep olabileceği için AKTAZİD bu hasta gurubunda dikkatli kullanılmalıdır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda ilacın birikim etkisi görülebilir.

        Tiyazidler diğer antihipertansif ilaçların etkisini arttırabilir veya potansiyalize edebilir.

        Alerji ya da bronşiyal astım hikayesi olan veya olmayan hastalarda tiyazidlere karşı alerji gelişebilir.

        Tiyazidler de dahil olmak üzere sülfonamid türevlerinin sistemik lupus eritematozu aktive ettiği ya da şiddetlendirdiği bildirilmiştir.

        AKTAZİD geçici BUN artışına sebep olabilir. Tedavi sona erdirildiğinde normal seviyesine geri döner. Daha önceden böbrek yetmezliği durumu mevcut ise BUN artışı devam edebilir.

        Bazı dekompanse hepatik siroz hastalarında, normal böbrek fonksiyonuna sahip olsa bile, genellikle hiperkaleminin eşlik ettiği, geri dönüşümlü hiperkloromik metabolik asidoz görüldüğü bildirilmiştir.

        Ağız kuruluğu, susama, uyuşukluk ve rehavet ile kendini gösteren, düşük sodyum serum seviyesi ile teşhis edilebilen dilüzyonal hiponatremi, AKTAZİD ve diğer diüretiklerin birlikte kullanımı sırasında görülebilir. Dilüzyonal hiponatremi, sıcak havalarda ödemli hastada oluşabilir. Yaşam tehlikesi içeren hiponatremi gibi durumlar haricinde, sodyum takviyesi yerine suyun azaltılması daha uygun bir tedavidir.

        Hepatik komada görülene benzer zihin karışıklığı ile kendini gösteren düşük-tuz sendromu nadiren AKTAZİD kullanımı sırasında görülebilir. Bu sendrom, bariz sıvı tutulumu ile oluşmadığı için dilüzyonal hiponatremiden farklıdır. Tedavisi için AKTAZİD kullanımı sonlandırılmalı ve sodyum verilmelidir.

        Tiyazidler bazı hastalarda hiperürisemiye ve gut ataklarının oluşumuna neden olabilirler. Ayrıca hipomagnezemiye sebep olabilecek derecede idrarda magnezyum atılımını arttırdığı görülmüştür. Kolesterol ve trigliserid seviyesindeki artışlar tiyazid diüretik tedavisi ile ilişkili olabilir.

        Tiyazidler diyabeti ağırlaştırabilir ve insülin gereksinimini değiştirebilir. Tiyazid tedavisi sırasında gizli olan diyabet, belirgin hale gelebilir.

        Tiyazidler idrarda kalsiyum atılımını düşürebilir. Tiyazidler kesintili ve çok hafif serum kalsiyum artışına sebep olabilir. Belirgin hiperkalsemi, gizli hiperparatiroidinin göstergesi olabilir. Paratiroid fonksiyon testleri yapılmadan önce tiyazid alımı bırakılmalıdır.

        Hiperkalsemi ve hipofosfatemi ile paratiroid bezindeki patalojik değişimler, uzun süreli tiyazid tedavisi sırasında görülebilir.

        Spironolakton kullanımı ile jinekomasti gelişimi görülebilir, AKTAZİD tedavisinin durdurulması ile normale döner. Ancak nadiren jinekomastinin yok olmayıp, kaldığı görülmüştür.

        Melanom dışı cilt kanseri

        Danimarka Ulusal Kanser Kayıtlarına dayanarak yapılan iki epidemiyolojik çalışmada; artan kümülatif hidroklorotiyazid maruziyeti ile melanom dışı cilt kanseri [bazal hücreli karsinom ve skuamöz hücreli karsinom] riskinde artış gözlenmiştir. Hidroklorotiyazidin fotosensitivite yapıcı etkisi melanom dışı cilt kanserinde olası bir mekanizma olarak rol oynayabilir. Hidroklorotiyazid alan hastalar melanom dışı cilt kanseri riski hakkında bilgilendirilmeli ve yeni lezyonlar için ciltlerini düzenli olarak kontrol etmeleri ve şüpheli deri lezyonlarını derhal bildirmeleri önerilmelidir. Hastalara deri kanseri riskini minimum düzeye indirmek üzere güneş ışığı ve UV ışını maruziyetini sınırlandırmaları ve maruziyet durumunda yeterli koruma uygulamaları tavsiye edilmelidir. Şüpheli deri lezyonları, histolojik biyopsi incelemeleri de dahil edilerek acil olarak incelenmelidir. Melanom dışı deri kanseri öyküsü olan hastalarda hidroklorotiyazid kullanımının dikkatli bir şekilde tekrar gözden geçirilmesi de gerekebilir. (ayrıca bkz. Bölüm 4.8).

        AKTAZİD 75,4 mg laktoz (inek sütü kaynaklı) içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

        AKTAZİD her dozunda 1.502 mg gün batımı sarısı içermektedir. Gün batımı sarısı alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.

        • 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          AKTAZİD’in digoksinin yarılanma ömrünü arttırdığı görülmüştür. Bu durum serum digoksin konsantrasyonunu ve akabinde dijital zehirlenmeyi arttırır. Digoksin, spironolakton ile birlikte alındığında dijital dozunun düşürülmesi gerekli olabilir. Bu gibi hastalar dikkatle izlenmelidir.

          Antihipertansif ilaçların etkilerini arttırabileceğinden tedaviye AKTAZİD eklendiğinde bu ilaçların dozunun ayarlanması gerekebilir. Özellikle böbrek bozukluğu olan hastalarda, ADE inhibitörleri aldosteron üretimini azalttığından, AKTAZİD ile birlikte rutin olarak kullanılmamalıdır.

          Karbenoksolon ile spironolaktonun birlikte kullanımı her iki ajanın da etkinliğini azaltabilir.

          Steroidal olmayan antienflamatuar ilaçlar, diüretiklerin natriüretik etkinliğini prostaglandinin intrarenal sentezini inhibe etmek suretiyle azaltmaktadır.

          Lityum ve tiyazidlerin eş zamanlı kullanılması lityum klirensini düşürerek zehirlenmeye yol açabilir.

          Hem spironolakton hem de hidroklorotiyazid norepinefrine vasküler cevabı azaltır. AKTAZİD ile tedavi görmekte olan hastaların lokal veya genel anestezi almak zorunda kalmaları durumunda dikkatli olunmalıdır.

          Alkol, barbitüratlar ya da narkotiklerin AKTAZİD ile beraber kullanımı ortostatik hipotansiyon oluşmasına yol açabilir.

          Antidiyabetik ilaçlarda (insülin, ya da oral yoldan alınanlar) dozaj ayarlaması gerekebilir.

          Kortikosteroidler, ACTH: Yoğun elektrolit tüketimi, özellikle hipokalemi, oluşabilir.

          Kas iskelet gevşeticiler (tubokurarin gibi): Kas gevşeticilere verilen cevabı arttırabilir.

          Asetilsalisilik asit, indometazin ve mefenamik asit’in spironolaktonun diüretik etkisini azalttığı görülmüştür.

          Spironolakton, antipirinin metabolizmasını artırır.

          Tiyazid içeren bazı ilaçların emilimi kolestiramin ve kolestipol ile birlikte kullanıldığında azalır.

          Amonyum klorid veya kolestiramin ile birlikte verilen spironolaktonun hiperkalemik metabolik asidoza yol açtığı rapor edilmiştir.

          Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

          Özel popülasyonlara ait bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

          Pediyatrik popülasyon

          Pediyatrik popülasyona ait bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

          • 4.6. Gebelik ve laktasyon

            Genel tavsiye

            Gebelik kategorisi: C

            Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

            AKTAZİD’in hamilelikte kullanımının güvenliliği henüz saptanmamıştır.

            Bu nedenle, çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların, tedavi süresince doğum kontrolü uygulaması düşünülebilir.

            Gebelik dönemi

            Spironolakton:

            Fareler üzerinde yapılan çalışmalarda teratojenik etkiler gözlenmemiştir. Spironolakton verilen tavşanlarda ise gebelik oranında azalma, rezorpsiyon oranlarında yükselme ve canlı doğum sayısında azalma görülmüştür. Yüksek dozda spironolakton alan sıçanlarda embriyotoksik etkilere rastlanmamıştır. Ancak erkek sıçan fetüslerinde doza bağlı olarak plazma prolaktin düzeyinde ve ventral prostat ve seminal vezikül ağırlıklarında azalma görülürken dişi fetüslerde lüteinize edici hormonun daha fazla salgılandığı ve ovaryum ve uterus ağırlığında artış görüldüğü raporlanmıştır. Sıçanlar üzerinde gerçekleştirilen başka bir çalışmada ise erkek sıçan fetüslerinde feminizasyon gözlenmiştir.

            Gebe kadınlar üzerinde herhangi bir çalışma gerçekleştirilmemiştir.

            Hi drokl orotiyazid:

            Hidroklorotiyazid verilen gebe fare ve sıçanlarda üreme toksisitesi bulunmamıştır. Tiazid grubu diüretikler plasental bariyeri geçerek plasental perfüzyonu azaltabilir ve uterus tembelliğine yol açarak doğum olayını engelleyebilir.

            Tiazid grubu diüretiklerin gebeliğin özellikle ilk üç ayında kullanımına ilişkin çalışmalar sınırlıdır. Tiazidlerin farmakolojik mekanizmasının oluşturduğu etkiye göre bu gruptaki diüretikler gebeliğin ilk iki ve ilk üç ayında plasental perfüzyon riskini artırabilir ve sarılık, sıvı-elektrolit dengesinin bozulması ve trombositopeni gibi fatal ve neonatal etkilerin görülmesine neden olabilir.

            Tiazid grubu diüretikler azalan plazma hacmi ve artan plasental hipoperfüzyon riski nedeniyle gebeliğe bağlı ödem, hipertansiyon veya preeklampsi görülen hastalarda kullanılmamalıdır.

            Tiazidler esansiyel hipertansiyon görülen gebe kadınlarda başka bir tedavi seçeneğinin belirlenemediği istisnai koşullar haricinde kullanılmamalıdır.

            Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve-veya embriyonel/fetal gelişim ve-veya doğum ve-veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

            AKTAZİD’in hamilelikte kullanımı anne ve fetüs açısından yarar-risk değerlendirmesi yapıldıktan sonra olmalıdır. AKTAZİD gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

            Laktasyon dönemi

            Spironolakton:

            Spironolaktonun ana aktif metaboliti olan kanrenon anne sütünde tespit edilmiştir.

            Hi drokl orotiyazid:

            Anne sütünde tiazid grubu diüretikler az oranlarda gözlemlenmiştir. Yüksek dozda alınan tiazidler aşırı diüreze bağlı olarak süt salgılanmasını engelleyebilir. Emzirme döneminde AKTAZİD kullanımı önerilmemektedir. Eğer AKTAZİD emzirme döneminde kullanılırsa, dozlar mümkün olduğu kadar düşük tutulmalıdır ya da bebek beslenmesi için alternatif bir yöntem tayin edilmelidir.

            Üreme yeteneği/Fertilite

            Spironolakton:

            Dişi fareye uygulanan Spironolakton fertiliteyi azaltmıştır. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

            Hidroklorotiyazid:

            Fare ve sıçanlara uygulanan Hidroklorotiyazid fertiliteyi etkilememiştir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.