ACTIQ 800 mcg oromukozal aplikatörlü 3 pastil Klinik Özellikler

Fentanil }

Sinir Sistemi > Uyuşturucu Etkiye Sahip İlaçlar (Opioid) > Fentanil
Genesis İlaç ve Sağlık Ürünleri A.Ş. | 30 September  2011

4.1. Terapötik endikasyonlar

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji, uygulama sıklığı ve süresi:

Opioide bağlı yan etkilerin riskini azaltmak ve "en uygun" dozu belirlemek için titrasyon işlemi sırasında hastanın profesyonel sağlık personeli tarafından yakından izlenmesi gerekir. Preparatın kullanılmayan bölümü uygun bir şekilde atılmalıdır. Hastalar, Actiq’in çocukların ulaşamayacağı bir yerde saklanması gerektiği konusunda uyarılmalıdır.

Uygulama şekli:

Actiq, oromukozal kullanım için tasarlanmıştır; aplikatörü aracılığıyla ağızda dolaştırılarak emilmelidir. Böylelikle mukozal temas maksimize edilmiş olur. Preparat çiğnenmemelidir, emilmelidir, çünkü fentanilin bukkal mukoza tarafından emilimi, gastrointestinal yoldan sistemik emilimine oranla daha hızlıdır. Ağzı kuru olan hastalarda bukkal mukozanın nemlendirilmesi için su kullanılabilir.

Preparat 15 dakikalık bir süre içinde tüketilmelidir. Ağız içindeki preparat tamamen bitmeden aşırı opioid etki gözlenmesi durumunda hemen çıkarılmalı ve daha sonraki dozların azaltılması konusu dikkate alınmalıdır.

Doz titrasyonu

Yeterli analjezi ve minimum yan etkiyi sağlayan "en uygun" dozu belirlemek için dozaj bireysel olarak titre edilmelidir. Klinik deneylerde, ani şiddetli ağrılar için en uygun Actiq dozu belirlemede, hastada kullanılan günlük opioid idame dozundan faydalanılmamıştır.

Actiq ile titre edilmeden önce, hastaların sürekli ağrıları opioid tedavi yoluyla kontrol altında tutuluyor olmalı ve günde 4 kezden fazla ani ağrı krizi yaşamamış olmalıdır.

Tedavide başlangıç dozu 200 mikrogram olmalıdır; gerektiğinde mevcut formlar (200, 400 ve 800 mikrogram) kullanılarak, dozaj ayarlanır. Hastalarda dozaj, ani ve şiddetli bir ağrı krizine karşı, belirli bir dozda kabul edilebilir yan etkilerde uygun analjezi sağlanana kadar dikkatle izlenerek düzeltilmelidir. Bu doz, "en uygun" doz olarak tanımlanır.

Titrasyon sırasında, hastanın bir doz Actiq kullanmasında 15 dakika sonra uygun analjezi elde edilemezse, aynı doz bir kez daha verilebilir. Ancak tek bir ağrı krizi için iki defadan fazla doz Actiq kullanılmamalıdır.

1600 mikrogramlık uygulama ile sadece hastaların azında nadiren ikinci bir doza ihtiyaç duyulur.

Birbirini takip eden ani ve şiddetli ağrı krizlerinde, kriz başına birden fazla doza ihtiyaç duyuluyorsa dozun arttırılarak, bir yüksek dozdaki preparatın kullanılması gerekebilir.

Actiq® Doz Titrasyonu

* Türkiye’de mevcut dozaj formları: 200, 400 ve 800 mikrogram

İdame

Uygun bir doz belirlendikten sonra (ortalama olarak, bir kriz tek bir dozaj formuyla tedavi edilebildiğinde), hasta bu dozla devam etmelidir ve günlük Actiq tüketimini en fazla dört doz ile sınırlamalıdır.

Hastaların günde maksimum dört ünite Actiq limitini aşmadıklarından emin olunması için profesyonel sağlık personeli tarafından izlenmesi gerekir.

Dozun yeniden ayarlanması

Birbirini takip eden dört günden uzun bir süre boyunca günde dört ani ve şiddetli ağrı krizi yaşandığında, kalıcı ağrı için kullanılan uzun etkili opioid dozu tekrar değerlendirilmelidir. Uzun etkili opioid dozu arttırılırsa ani, şiddetli ağrıları tedavi etmek için kullanılan Actiq dozunun da tekrar gözden geçirilmesi gerekebilir.

Her türlü analjezik doz yeniden ayarlanırken profesyonel bir sağlık personeli tarafından izlenmelidir.

Tedavinin kesilmesi

Kalıcı ağrıları için kronik opioid tedavisine devam eden hastaların ani ve şiddetli ağrıları için Actiq’e gerek duyulmadığında, Actiq tedavisi hemen kesilebilir.

Opioid tedavisinin tamamen kesilmesinin gerektiği durumlarda, ani geri-çekilme görülmemesi için opioid dozunun azaltılarak kesilmesi sırasında kullanılan Actiq dozu da dikkate alınmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek /Karaciğer yetmezliği:

Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlama işleminin özellikle dikkatle gerçekleştirilmesi gerekir.

Pediyatrik popülasyon:

Actiq’in, çocukluk ve adölesan dönemde kullanımıyla ilgili uygun pozoloji ve güvenlilik ilgisi bulunmamaktadır.

Geriyatrik popülasyon:

Yaşlı hastaların intravenöz yoldan uygulanan fentanilin etkilerine karşı daha hassas oldukları gözlenmiştir. Bu nedenle yaşlılarda doz titrasyonunda özellikle dikkat edilmesi gerekir. Yaşlılarda fentanil eliminasyonu daha yavaştır ve terminal eliminasyon yarılanma süresi daha uzundur; bu nedenle etkin madde birikimi olabilir ve bu da istenmeyen yan etki riskini arttırabilir.

4.3. Kontrendikasyonlar

Bileşimindeki etkin madde veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık durumunda.

Monoamin-oksidaz (MAO) inhibitörlerinin eşzamanlı kullanımı veya MAO inhibitörlerinin kullanımının bırakılmasından sonraki iki hafta içerisinde.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Actiq tedavisine başlamadan önce, hastanın kalıcı sürekli ağrısını tedavi etmek için kullanılan uzun süreli opioid tedavisinin stabilize edilmesi önemlidir.

Fentanil gibi opioidlerin tekrar tekrar uygulanması sonucunda tolerans ve fiziksel ve/veya psikolojik bağımlılık oluşabilir. Ancak tedavi amaçlı opioid kullanımı sonrasında iatrojenik bağımlılık nadirdir.

Tüm opioidlerde olduğu gibi Actiq kullanımı ile ilgili olarak da klinik açıdan önemli solunum depresyonu riski mevcuttur. Özellikle ileri derecede olmayan kronik akciğer yetmezliği veya kendilerini solunum depresyonuna iten başka bir rahatsızlığı olan hastalarda Actiq titrasyonu dikkatle yapılmalıdır, çünkü normal terapötik dozdaki Actiq bile solunum işlevlerini solunum yetmezliği noktasına kadar düşürebilir.

Ürün, hiç opioid kullanmamış hastalara verilmemelidir, çünkü solunum depresyonu riski yüksektir ve bu hasta popülasyonu için en uygun doz henüz belirlenmemiştir.

Preparat, intrakranial basıncı yüksek hastalar veya bilinç kaybı olan hastalar gibi CO2 retansiyonunun intrakranial etkilerine karşı duyarlılık gösterme ihtimali olan hastalarda çok dikkatli uygulanmalıdır. Opioidler kafa travmalı hastalarda klinik seyri saptırabilir ve bu hastalarda yalnızca klinik durumun gerektirdiği zaman kullanılmalıdır.

İntravenöz fentanil bradikardiye neden olabildiğinden, preparatın bradiaritmisi olan hastalarda dikkatle kullanılması önerilir.

Actiq, karaciğer veya böbrek yetmezliği olan hastlarda dikkatle kullanılmalıdır. Karaciğer ve böbrek yetmezliğinin ilacın farmakokinetiği üzerindeki etkisi değerlendirilmemiştir, ancak hepatik ve renal hastalık durumunda intravenöz olarak uygulandığında, metabolik klerens ve plazma proteinlerindeki değişikliklerden dolayı klerensinin değiştiği gözlenmiştir. Yetersiz karaciğer ve böbrek fonksiyonu, fentanilin biyoyararlanımını arttırıp sistemik klerensini düşürebilir, bu da arttırılmış ve daha uzun opioid etkiye yol açabilir. Bu nedenle orta ve ileri derecede hepatik veya renal hastalarda doz titrasyon işlemleri dikkatle yapılmalıdır.

Hipovolemisi ve hipotansiyonu olan hastalarda özellikle dikkat edilmelidir.

Diyabetik hastalar preparatın karbonhidrat içeriği konusunda uyarılmalıdır (%93 dekstroz monohidrat ve %7 maltodekstrin; Bir pastil yaklaşık 2 gram glukoz yükü oluşturur Glukoz galaktoz malabsorbsiyonu gibi nadir kalıtsal problemi olan hastalar bu ilacı kullanmamalıdır.

Dişlere herhangi bir zarar gelmemesi için normal oral hijyen önerilmektedir.

Hasta olmayanların, örneğin kaza sonucu çocukların ilaca maruz kalması olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Fentanil karaciğerde ve intestinal mukozada CYP3A4 izoenzimi tarafından metabolize edilir. Makrolid antibiyotikler gibi, CYP3A4’e karşı etkili inhibitörler, örneğin eritromisin, azol antifungaller, (ketokonazol, itrokanazol, flukanazol)), ve belirli proteaz inhibitörleri, örneğin ritonavir, oral yoldan alınan fentanilin biyoyararlammını artırabilir ve sistemik klerensini düşürebilir, bu da daha fazla ve uzun opioid etkilere yol açabilir. Benzer bir etki CYP3A4’ü inhibe ettiği bilinen greyfurt suyunun birlikte tüketilmesi sonucunda da görülebilir. Bu nedenle fentanil’ in CYP3A4 inhibitörleriyle aynı anda verilmesi konusunda dikkatli davranılması önerilmektedir.

Diğer opioidler, sedatifler veya hipnotikler, genel anestezikler, fenotiyazinler, sakinleştiriciler, çizgili kas gevşeticileri, sedatif etkili antihistaminikler dahil olmak üzere başka merkezi sinir sistemi depresanları ve alkolün kullanımı daha fazla depresan etki oluşmasına neden olabilir.

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye:

Gebelik Kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / doğum kontrolü (kontrasepsiyon) Gebelik dönemi

Fentanilin hamile kadınlarda kullanımı konusunda yeterli veri mevcut değildir. Opioid analjezik ajanlar neonatal solunum depresyonuna yol açabilir. Hamilelik sırasında uzun süreli kullanımda neonatal geri-çekilme bulguları riski mevcuttur. Actiq, kesin gerekli olmadığı sürece hamilelerde kullanılmamalıdır.

Doğum esnasında fentanil kullanımı önerilmemektedir çünkü fentanil plasentadan geçer ve fetüste solunum depresyonuna yol açabilir. Plasenta yoluyla transfer oranı 0.44’tür (fetal:maternal oran = 1:2.27).

Laktasyon dönemi

Fentanil anne sütüne geçmektedir, bu nedenle çocuklarını emziren anneler, çocukta sedasyon ve/veya solunum depresyonu oluşma ihtimaline karşı Actiq kullanmamalıdır. Son fentanil kullanımının üzerinden en az 24 saat geçmeden emzirme işlemi tekrarlanmamalıdır.

Üreme yeteneği / Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç ve makina kullanmaya etkisi konusunda herhangi bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. Ancak opioid analjezikler, araç veya makina kullanımı gibi gerçekleştirmesi potansiyel tehlike taşıyan işler için gerekli olan zihinsel ve/veya fiziksel gücü olumsuz etkileyebilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

Actiq kullanımıyla gözlenen advers etkiler tipik opioid yan etkilerdir. Sıklıkla bu opioid yan etkiler, preparatın kullanımına devam edildiği süre içinde ve hastaya en uygun doz ayarlaması yapıldığında yok olur veya şiddeti azalır. Buna rağmen en ciddi advers etkiler arasında apne ve soulunum durmasına yol açabilen solunum depresyonu, dolaşım depresyonu, hipotansiyon ve şok bulunmaktadır ve tüm hastalar bu nedenle yakından izlenmelidir.

Pazarlama sonrası ilacın uygulama yeriyle ilgili aralarında dişeti kanamaları ve tahrişinin de bulunduğu yan etkiler bildirilmiştir.

Preparatın etkinlik ve emniyet profilini belirlemek için gerçekleştirilen klinik araştırmalar, preparatın ani başlayan şiddetli ağrılara karşı etkinliği değerlendirmek amacıyla tasarlandığı için, tüm hastalar sürekli kalıcı ağrıları için modifiye salımlı morfin veya transdermal fentanil gibi opioidler kullanmaktaydı. Bu nedenle advers etkilerin yalnızca Actiq ile ilişkili olduklarını söylemek zordur.

Görülen advers ilaç reaksiyonlarının sıklık sınıflandırması şu şekildedir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek, izole raporlar dahil (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Sinir sistemi hastalıkları:

Çok yaygın: Uykuya meyil, sersemlik hali.

Yaygın: Başağrısı, miyoklonus, tat algılama bozuklukları.

Yaygın olmayan: Parestezi (hiperestezi ve ağız çevresi parestezi dahil), anormal yürüyüş/inkoordinasyon.

Göz hastalıkları:

Yaygın olmayan: Anormal görme (bulanık görme, çift görme).
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları:
Yaygın olmayan: Dispne.
Gastrointestinal hastalıkları:

Çok yaygın: Bulantı, kabızlık.

Yaygın: Kusma, ağızda kuruma, karın ağrısı, idpepsi, ağızda ülserler/stomatit,

dil hastalıkları (örneğin dilde yanma hissi, ülserler)

Yaygın olmayan: Flatulans, karında şişkinlik.

Böbrek ve idrar hastalıkları:

Yaygın olmayan: Üriner retansiyon.

Deri ve deri altı doku hastalıkları:

Yaygın: Kaşıntı, terleme.

Yaygın olmayan: Döküntü.

Metabolizma ve beslenme hastalıkları:

Kazayla yaralanma (örneğin düşme)

Yaygın olmayan: Anoreksi.
Yaralanma ve zehirlenme:

Yaygın:

Vasküler hastalıklar:

Yaygın:

Vazodilatasyon

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar:

Yaygın:

Yaygın olmayan: Kırıklık.

Psikiyatrik hastalıklar:

Asteni:

Konfüzyon, anksiyete, halüsinasyon, anormal düşünce.

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Fentanil doz aşımının semptomlarının intravenöz fentanil ve diğer opioidlerle özellikleri açısından benzer olacağı beklenmektedir ve bu semptomlar farmakolojik etkilerinin bir uzantısı olup en ciddi olanı solunum depresyonudur.

Opioid doz aşımının hemen kontrol altına alınması için, preparat hemen aplikatörü yoluyla uzaklaştırılır, temiz hava gelmesi sağlanır, hasta fiziksel ve sözle uyarılır, bilinç seviyesi, nefes ve dolaşım durumu değerlendirilir ve gerekirse solunum desteği verilir.

Opioid kullanmamış kişide (kaza sonucu) gerçekleşen doz aşımının tedavisi için, klinik açıdan önerildiği üzere, intravenöz yoldan nalokson veya diğer bir opioid antagonisti kullanılmalıdır. Doz aşımını takip eden solunum depresyonunun etkisi opioid antagonistinin etkisinden uzun olabilir (örneğin, naloksonun yarılanma süresi 30 - 81 dakika arasındadır), bu nedenle tekrar tekrar uygulanması gerekebilir. Bu tür bir kullanım ile ilgili olarak ayrıntılı bilgi için kullanılan opioid antagonistinin Kısa Ürün Bilgisi’ne başvurulmalıdır.

Opioid kullanıcısı olan hastalarda doz aşımının tedavisi için intravenöz yoldan müdahele gereklidir. Nalokson veya bir başka opioid antagonistinin kullanımı bazı durumlarda mantıklı olabilir, ancak bir akut geri-çekilme sendromuyla karşılaşma riski mevcuttur.

Actiq kullanımından sonra kas sertleşmesine bağlı solunum güçlüğü gözlenmemiştir ancak bu durum fentanile benzer şekilde diğer opioidlerle de görülebilir. Böyle bir durum ile karşılaşılırsa, solunum desteği, bir opioid antagonisti ve son alternatif olarak bir nöromüsküler blokerle kontrol altına alınabilir.

Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Bağırsak kanseri kolon veya rektumda (arka geçit) herhangi bir bölgede ortaya çıkabilir.Kolorektal kanser erken safhalarda teşhis edilmesi halinde daha kolay ve daha başarılı bir şekilde tedavi edilir. Sırt Ağrısı Sırt Ağrısı Sırt ağrısı birden bire ortaya çıkıp şiddetli (akut) olabilir veya zamanla gelişip daha uzun süreli sorunlara (kronik) neden olabilir.