ACOMET 500/100 ml IV inf. için çöz. içeren 1 flakon { Menta-Pharma } Klinik Özellikler

Levofloksasin }

Enfeksiyona Karşı Kullanılan (Antienfektif) İlaçlar > RİFAMPİSİN/RİFAMİSİN > Levofloksasin
Menta Pharma İlaç San. Ve Tic. Ltd. Şti. | 9 May  2017

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

  • 4.1. Terapötik endikasyonlar

    ACOMET, levofloksasine duyarlı mikroorganizmaların etken olduğu aşağıda belirtilen enfeksiyonların tedavisinde, erişkinlerde kullanılmak üzere endikedir:

    • Toplumda edinilmiş pnömoni

    Staphylococcus aureus, Streptococcus pneumoniae (penisilin için MİK değeri ≥2 mcg/ml olan penisiline dirençli suşlar dahil), Haemophilus influenzae, Haemophilus parainfluenzae, Klebsiella pneumoniae, Moraxella catarrhalis, Chlamydia pneumoniae, Legionella pneumophilla veya Mycoplasma pneumoniae’nın neden olduğu

    • Piyelonefrit dahil, komplikasyonlu üriner sistem enfeksiyonları

    Echerichia coli’nin neden olduğu akut piyelonefrit; Enterococcus faecalis, Enterobacter cloacae, Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae, Proteus mirabilis veya Pseudomonas aeruginosa’nın neden olduğu

    • Prostatit

    Escherichia coli, Enterococcus faecalis ya da Staphylococcus epidermidis’in neden olduğu

    • Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları

    Metisiline duyarlı Staphylococcus aureus, Enterococcus faecalis, Streptococcus pyogenes veya Proteus mirabilis’in neden olduğu komplikasyonlu deri ve deri ekleri enfeksiyonları ve Staphylococcus aureus veya Streptococcus pyogenes’in neden olduğu apse, selülit, furonkül, impetigo, piyoderma, yara enfeksiyonlarının dahil olduğu komplikasyonsuz deri ve deri ekleri enfeksiyonları

    • Hastanede edinilmiş pnömoni

    Staphylococcus aureus, Pseudomonas aeruginosa, Serratia marcescens, Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae, Enterobacter aerogenes, Haemophilus influenzae ya da Streptococcus pneumoniae. Rapor edilen ya da şüphelenilen patojenin Pseudomonas aeruginosa olması halinde bir anti-psödomonal β-laktam ile kombine tedavi önerilir.

    • Şarbon inhalasyonu

    Havaya karışmış Bacillus anthracis’e maruziyet sonrası profilaksi ve küratif tedavi

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    ACOMET yavaş intravenöz infüzyon şeklinde (en az 60 dakika süren infüzyon) günde tek doz veya iki kez uygulanabilir. Dozaj, enfeksiyonun tipine, şiddetine ve etken patojenin duyarlılığına bağlı olarak ayarlanır. Hastanın durumuna bağlı olarak, başlangıçtaki IV uygulamadan birkaç gün sonra oral levofloksasin uygulamaya geçilmesi mümkün olabilmektedir. Oral ve parenteral formlar biyoeşdeğer olduğundan, her iki formda da aynı dozajın uygulanması mümkündür.

    Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

    ACOMET’in aşağıda belirtilen dozlarda erişkinler için uygulanması önerilir:

    Böbrek fonksiyonları normal (kreatinin klerensi>50 ml/dakika) olan hastalarda dozaj

    Endikasyon

    Günlük dozaj (enfeksiyonun şiddetine göre)

    Kullanım süresi (enfeksiyonun şiddetine göre)

    Toplumdan       edinilmiş

    pnömoni

    Günde tek doz veya 2 kez 500 mg

    7-14 gün

    Piyelonefrit

    Günde tek doz 500 mg*

    7-10 gün

    Komplikasyonlu     üriner

    sistem enfeksiyonları

    Günde tek doz 500 mg

    7-14 gün

    Prostatit

    Günde tek doz 500 mg

    28 gün

    Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları

    Günde tek doz 250 mg veya tek doz/iki kez 500 mg

    7-14 gün

    Hastanede        edinilmiş

    pnömoni

    Günde tek doz 750 mg

    10-14 gün

    Şarbon inhalasyonu

    Günde tek doz 500 mg

    8 hafta

    *Şiddetli enfeksiyon vakalarında dozajın artırılması düşünülmelidir.

    Uygulama şekli:

    ACOMET, sadece yavaş intravenöz infüzyon ile uygulanır. Uygulama günde tek doz veya günde iki kez yapılabilir. İnfüzyon süresi 500 mg ACOMET infüzyon çözeltisi için en az 60 dakika olmalıdır (bkz. Bölüm 4.4.). Hastanın durumuna bağlı olarak, birkaç gün içinde aynı dozajla, başlangıçtaki intravenöz uygulamadan oral levofloksasin uygulamasına geçilmesi mümkün olabilmektedir.

    Geçimsizlikler için Bölüm 6.2.’ye bakınız.

    Tedavi süresi:

    Tedavi süresi hastalığın seyrine bağlıdır (yukarıdaki pozoloji tablosuna bakınız). Genel olarak bütün antibiyotik tedavilerinde olduğu gibi, ACOMET kullanımı hastanın ateşi düştükten ve bakteriyel eradikasyon elde edildiğine dair kanıt sağlandıktan sonra, en az 48-72 saat daha sürdürülmelidir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Aşağıdaki tabloda belirtilen şekilde kullanılır.

    Kreatinin klerensi ≤50 ml/dakika olan hastalarda dozaj (Enfeksiyonun şiddetine göre);

    250 mg/24 saat

    500 mg/24 saat

    500 mg/12 saat

    Kreatinin klerensi

    İlk doz 250 mg

    İlk doz 500 mg

    İlk doz 500 mg

    50-20 ml/dakika

    Sonra:  125  mg/24

    saat

    Sonra: 250 mg/24

    saat

    Sonra: 250 mg/12

    saat

    19-10 ml/dakika

    Sonra:125   mg/48

    saat

    Sonra:  125  mg/24

    saat

    Sonra:  125  mg/12

    saat

    <10         ml/dakika

    (hemodiyaliz ve sürekli ambulatuvar peritoneal diyaliz ile birlikte) *

    Sonra:125   mg/48

    saat

    Sonra:  125 mg/24

    saat

    Sonra:  125 mg/24

    saat

    *Hemodiyalizi takiben veya sürekli ambulatuvar peritoneal diyalizde ek bir doza gerek yoktur.

    Karaciğer yetmezliği:

    Levofloksasin karaciğerde çok düşük miktarlarda metabolize olur ve esas olarak böbrekler yoluyla vücuttan atılır. Bu nedenle, karaciğer yetmezliğinde dozaj ayarlamasına gerek yoktur.

    Pediyatrik popülasyon:

    ACOMET çocuklarda ve büyümesi devam eden ergenlerde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3.).

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonları yeterli düzeyde ise doz ayarlamasına gerek yoktur (bkz. Bölüm 4.4.-QT aralığının uzaması).

    • 4.3. Kontrendikasyonlar

      Aşağıda belirtilen durumlarda ACOMET (levofloksasin) kullanılmamalıdır:

      • Levofloksasine veya ACOMET infüzyon çözeltisi bileşiminde bulunan maddelerden herhangi birine veya florokinolon grubu bir diğer antibakteriyel ilaca karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalar

      • Epilepsisi olan hastalar

      • Florokinolon grubu bir antibakteriyelin kullanımına bağlı geliştiği bilinen tendon rahatsızlığı öyküsü olanlar

      • Çocuklar ve büyümesi devam eden ergenler

      • Hamilelik sırasında

      • Emziren kadınlarda

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Edinilmiş direnç prevalansı, bazı bakteri türleri için ülkeden ülkeye ve zaman içinde değişiklik gösterebilir. Bu nedenle dirençle ilgili yerel verilere gereksinim vardır; özellikle ağır enfeksiyonlarda veya tedaviye yanıt alınamadığında, patojen izole edilerek mikrobiyolojik tanı koyulmalı ve patojenin duyarlılığına dair kanıt aranmalıdır.

      Çok ciddi pnömokoksik pnömoni olguları için ACOMET en uygun tedavi olmayabilir.

      P. aeruginosa’nın etken olduğu nozokomiyal enfeksiyonlarda kombine tedaviye ihtiyaç olabilir.

      Metisiline dirençli S. aureus:

      Metisiline dirençli S. aureus’un, levofloksasin de dahil olmak üzere florokinolonlara korezistans gösterme olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle, organizmanın levofloksasine duyarlılığı laboratuvar testleriyle doğrulanmadığı sürece, bilinen veya şüphe edilen MRSA enfeksiyonlarının tedavisinde levofloksasin kullanılması önerilmez.

      Tendinit ve tendon rüptürü, periferal nöropati ve merkezi sinir sistemi etkileri dahil sakatlığa sebep olan ve potansiyel geri dönüşümsüz ciddi advers reaksiyonlar

      ACOMET dahil florokinolonlar, sakatlığa sebep olabilen ve potansiyel geri dönüşümsüz ciddi advers reaksiyonlarla ilişkilendirilmiştir. Yaygın olarak görülen advers reaksiyonlar kas-iskelet ve periferal sinir sistemi (tendinit, tendon rüptürü, tendonlarda şişme veya enflamasyon, karıncalanma veya uyuşma, kol ve bacaklarda uyuşukluk, kas ağrısı, kas güçsüzlüğü, eklem ağrısı, eklemlerde şişme gibi) artralji, miyalji, periferal nöropati ve merkezi sinir sistemi etkileridir (halüsinasyon, anksiyete, depresyon, intihar eğilimi, insomnia, şiddetli baş ağrısı ve konfüzyon) (bkz. Bölüm 4.8.).

      Bu reaksiyonlar, ACOMET başladıktan sonra saatler ya da haftalar içinde görülebilir. Her yaş grubundan veya önceden mevcut risk faktörleri olmayan hastalar, bu advers reaksiyonları yaşamıştır.

      Herhangi bir ciddi advers reaksiyonun ilk bulgularının veya semptomlarının ortaya çıkması durumunda ACOMET derhal kesilmelidir. Ayrıca, florokinolonlarla bağlantılı olarak bu ciddi advers reaksiyonlardan herhangi birini yaşayan hastalarda ACOMET dahil florokinolonların kullanımından kaçınılmalıdır.

      Konvülsiyona eğilimli hastalar:

      Diğer kinolonlarla olduğu gibi ACOMET, epilepsi öyküsü olan hastalarda kontrendikedir.

      Önceden merkezi sinir sistemi lezyonu bulunan, konvülsiyona eğilimli olan hastalarda, fenbufen ve benzeri non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar alan ya da teofilin gibi serebral konvülsiyon eşiğini düşüren ilaçlar almakta olan hastalarda çok dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.5.). Konvülsiyon tipi nöbet oluşması durumunda levofloksasin tedavisinin kesilmesi gerekir.

      Clostridium difficile ile ilişkili hastalık (Psödomembranöz kolit):

      ACOMET tedavisi sırasında veya sonrasında şiddetli, ısrarlı ve/veya kanlı diyare görülürse, bu en ciddi formu psödomembranöz kolit olan Clostridium difficile ile ilişkili hastalığın belirtisi olabilir. Bu psödomembranöz enterokolitin en ciddi formudur. Eğer psödomembranöz enterokolitten şüpheleniliyorsa, ACOMET tedavisi hemen sonlandırılmalı ve gecikmeden uygun destekleyici ve/veya spesifik tedaviye (örn. oral vankomisin, teikoplanin veya metronidazol) başlanmalıdır. Bu klinik durumda, bağırsak hareketlerini engelleyen ilaçlar kontrendikedir.

      Tendinit ve tendon rüptürü:

      Nadiren tendinit meydana gelebilir. En çok aşil tendonunu etkiler ve tendon rüptürüne yol açabilir. Bu istenmeyen etki tedaviye başlandıktan sonra 48 saat içinde meydana gelebilir ve bilateral olabilir. Yaşlılarda, kortikosteroid kullanan hastalarda ve günlük 1000 mg’lık doz alanlarda tendon rüptürü riski artar. Bu hastalara ACOMET reçete edildiyse, yakından takip edilmeleri gerekir. Tendinit belirtileri yaşayan bütün hastaların doktorlarına haber vermesi gerekir. Eğer tendinitten şüpheleniliyorsa ACOMET tedavisi derhal kesilmeli ve etkilenmiş tendonun hareketsiz tutulması (immobilizasyon) şeklinde uygun tedavi başlatılmalıdır.

      Aşırı duyarlılık reaksiyonları:

      Levofloksasin, ilk dozunu takiben, nadiren öldürücü potansiyeli olan ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonlarına (örn. anjiyoödem, anaflaktik şok) neden olabilir (bkz. Bölüm 4.8.). Hastalar derhal tedaviyi kesmeli ve acil önlem alınması için doktora başvurmalıdır.

      Ağır büllöz reaksiyonlar:

      Levofloksasin ile Stevens Johnson Sendromu veya toksik epidermal nekroliz gibi ağır büllöz deri reaksiyonları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8.). Herhangi bir deri ve/veya mukoza bozukluğu ortaya çıkması halinde, hastaların tedaviye devam etmeden önce hemen doktorlarına başvurmaları gerekir.

      Hepatobiliyer bozukluklar:

      Altta yatan sepsis gibi ciddi hastalıkları bulunan kişilerde, levofloksasin uygulaması ile karaciğer nekrozundan yaşamı tehdit eden karaciğer yetmezliğine kadar gidebilen olgular rapor edilmiştir (bkz. Bölüm 4.8.). İştahsızlık, sarılık, koyu renkte idrar, kaşıntı veya karında hassasiyet gibi karaciğer hastalığıyla ilgili semptom ve işaretler gelişirse, hastanın tedaviyi durdurması ve derhal doktoruyla temas kurması gerekir.

      QT aralığında uzama:

      Çok seyrek olarak levofloksasin dahil florokinolon verilen hastalarda QT aralığında uzama bildirilmiştir.

      Levofloksasin de dahil olmak üzere florokinolon kullanan hastalarda, aşağıdaki gibi QT aralığının uzaması açısından risk faktörleri varsa dikkatli olunması gerekir:

      • Düzeltilmemiş elektrolit dengesizliği (örn. hipokalemi, hipomagnezemi)

      • Konjenital uzun QT sendromu

      • Kardiyak hastalık (örn. kalp yetmezliği, miyokard enfarktüsü, bradikardi)

      • QT aralığını uzattığı bilinen ilaçların birlikte kullanılması (örn. Sınıf IA ve III antiaritmikler, trisiklik antidepresanlar, makrolidler, antipsikotikler)

      İleri yaştaki hastalar ve kadınlar QTc aralığını uzatan ilaçlara karşı daha duyarlı olabilirler. Bu nedenle, bu hasta grubunda levofloksasin de dahil olmak üzere florokinolonlar kullanıldığında dikkatli olunmalıdır.

      Aort anevrizması ve diseksiyonu:

      Epidemiyolojik çalışmalar, florokinolon kullanımından sonra özellikle yaşlı popülasyonda aort anevrizması ve diseksiyonu riskinde artış olduğunu bildirmektedir.

      Bu nedenle florokinolonlar, aile öyküsünde anevrizma hastalığı pozitif olan hastalarda, önceden aort anevrizması ve/veya aort diseksiyonu teşhisi konulan hastalarda, aort anevrizması ve diseksiyonu için diğer risk faktörlerini ya da predispozan durumları içeren hastalarda (örn. Marfan sendromu, vasküler Ehlers-Danlos sendromu, Takayasu arteriti, dev hücreli arterit, Behçet hastalığı, hipertansiyon, bilinen ateroskleroz) sadece dikkatli bir yarar/risk değerlendirmesi yapıldıktan sonra ve diğer terapötik seçenekler göz önüne alındıktan sonra kullanılmalıdır.

      Ani karın, göğüs veya sırt ağrısı durumunda, hastalara acil servise derhal başvurmaları tavsiye edilmelidir.

      Disglisemi:

      Diğer tüm kinolonlarla olduğu gibi, genellikle oral hipoglisemik ajan (örn. glibenklamid) veya insülin ile tedavi gören diyabetli hastalarda hiperglisemi ve hipoglisemiyi içeren kan glukoz düzeyi bozuklukları görüldüğü bildirilmiştir. Hipoglisemik koma olguları bildirilmiştir. Diyabetli hastalarda kan glukozunun dikkatle takip edilmesi tavsiye edilmektedir (bkz. Bölüm 4.8.).

      Myastenia Gravis’in şiddetlenmesi:

      Levofloksasinin de dahil olduğu florokinolonlar nöromüsküler blokaj aktivitesine sahiptirler ve Myastenia Gravis’li hastalarda kas güçsüzlüğünü şiddetlendirebilirler. Florokinolon kullanan Myastenia Gravis’li hastalarda, ventilatör desteği gerektiren akciğer yetmezliği ve ölümü de kapsayan pazarlama sonrası ciddi advers olaylar, florokinolonla ilişkilendirilmiştir. Öyküsünde Myastenia Gravis bulunan hastalar florokinolon kullanmaktan kaçınmalıdır.

      Böbrek yetmezliği olan hastalar:

      Levofloksasin temel olarak böbrekler yoluyla atıldığından, böbrek yetmezliği olan hastalarda ACOMET dozunun ayarlanması gerekir (bkz. Bölüm 4.2.).

      Işığa karşı duyarlılık gelişmesi (Fotosensitizasyon):

      Levofloksasine bağlı fotosensitizasyon çok nadiren görülmekle birlikte, fotosensitizasyonun önlenmesi için hastaların tedavi süresince ve tedavi sonlandırıldıktan sonra 48 saat süreyle kuvvetli güneş ışığına çıkmamaları veya solaryum gibi yapay ultraviyole ışınlarına maruz kalmamaları önerilir.

      Süperenfeksiyon:

      Diğer antibiyotiklerde olduğu gibi, levofloksasinin uzun süreli kullanımı, dirençli olmayan organizmaların aşırı çoğalmasına sebep olabilir. Hastanın durumunun tekrarlayan değerlendirmeleri önemlidir. Eğer süperenfeksiyon oluşursa uygun tedavi yöntemleri uygulanmalıdır.

      Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği olan hastalar:

      Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz aktivitesinde latent veya aktüel defekt bulunan hastalar kinolon grubu antibakteriyellerle tedavi edildiğinde hemolitik reaksiyonlara eğilimi artabilir, bu yüzden levofloksasin bu tip hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

      Periferik nöropati:

      Levofloksasin de dahil olmak üzere florokinolon kullanan hastalarda, başlangıcı hızlı olabilen duyusal veya duyusal-motor periferik nöropati bildirilmiştir. Geri dönüşümsüz bozuklukların gelişmesini önlemek için, eğer hasta nöropati semptomları yaşarsa levofloksasin kullanımına son verilmesi gerekir.

      Şarbon inhalasyonu:

      İnsanlarda kullanım, in vitro Bacillus anthrasis duyarlılığı verilerini, hayvanlardaki deneysel verileri ve insanlardaki sınırlı verileri temel almaktadır. Tedaviyi uygulayan doktor, şarbon tedavisi ile ilgili ulusal ve/veya uluslararası uzlaşı belgelerine başvurmalıdır.

      İnfüzyon süresi:

      ACOMET için önerilen infüzyon süresi en az 60 dakikadır. Bu süre boyunca hasta gözlenmelidir. ACOMET ile taşikardi ve kan basıncında geçici düşme, nadir vakalarda kan basıncının belirgin şekilde düşmesi ile dolaşım kollapsı gelişebilmektedir. Levofloksasin (ofloksasinin l-izomeri) infüzyonu sırasında kan basıncında dikkati çekecek kadar bir düşme gözlenirse, infüzyon hemen kesilmelidir.

      K vitamini antagonistleriyle tedavi edilen hastalar:

      K vitamini antagonisti (örn. varfarin) ile tedavi edilen hastalarda eş zamanlı ACOMET kullanılması durumunda koagülasyon testlerinde (PT/INR) yükselme ve/veya kanamada artış ihtimaline karşı, bu ilaçların birlikte kullanılması durumunda, koagülasyon testleriyle takip yapılması gereklidir (bkz. Bölüm 4.5.).

      Psikotik reaksiyonlar:

      Levofloksasin dahil, kinolon alan hastalarda psikotik reaksiyonlar geliştiği bildirilmiştir. Çok nadir olgularda, bazen tek bir levofloksasin dozunu takiben intihar düşüncelerine kapılma ve kendini tehlikeye atma davranışları görülmüştür (bkz. Bölüm 4.8.). Hastada bu gibi reaksiyonlar gelişirse levofloksasin kesilmeli ve uygun önlemler alınmalıdır. Psikotik bozukluğu olan veya psikiyatrik hastalık öyküsü bulunan hastalarda levofloksasin kullanılması gerekiyorsa dikkatli olunmalıdır.

      Görme bozuklukları:

      Görme bozukluğu ya da gözlerde herhangi bir etki ortaya çıktığında hemen göz hastalıkları uzmanı tarafından muayene yapılmalıdır (bkz. Bölüm 4.7. ve 4.8.).

      Laboratuvar testleri ile etkileşim:

      Levofloksasin ile tedavi edilen hastalarda idrarda opiyat saptanması sırasında yalancı pozitif sonuç alınabilir. Bu sonucun daha özgün metotlar kullanılarak doğrulanması gerekebilir.

      Levofloksasin Mucobacterium tuberculosis çoğalmasını baskılayabilir ve bu nedenle tüberkülozun bakteriyolojik tanısında yalancı negatif sonuca yol açabilir.

      Sodyum içeriği:

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Teofilin, fenbufen veya benzeri diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar

      Yapılan bir klinik çalışmada levofloksasin ile teofilin arasında herhangi bir farmakokinetik etkileşim bulunmamıştır. Fakat konvülsiyon eşiğini düşüren ilaçlar, teofilin veya nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçların, kinolon grubu bir antibiyotik ile birlikte kullanılması halinde, beyin konvülsiyon eşiğinde belirgin bir düşme görülebilir.

      Tek başına uygulanmasına kıyasla, fenbufen ile birlikte kullanıldığında levofloksasinin konsantrasyonu yaklaşık olarak %13 oranında daha yüksek bulunmaktadır.

      Probenesid ve simetidin

      Levofloksasin, probenesid ve simetidin gibi levofloksasinin tübüler böbrek sekresyonunu azaltan ilaçlarla birlikte uygulandığında, özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.

      Probenesid ve simetidin, levofloksasinin eliminasyonu üstünde istatistiksel olarak önemli ölçüde etki yapmaktadır. Levofloksasinin renal klerensi, simetidin ile %24 oranında; probenesid ile %34 oranında azalmaktadır. Bunun nedeni her iki ilacın da levofloksasinin renal tübüler sekresyonunu bloke etmesidir. Ancak yapılan çalışmada incelenen dozlarda, istatistiksel olarak anlamlı görülen kinetik farklılıkların, klinik açıdan anlamlılık taşıması ihtimali yoktur.

      Siklosporin

      Siklosporinin yarı-ömrü, levofloksasin ile birlikte uygulandığında %33 oranında artmaktadır.

      K vitamini antagonistleri

      Levofloksasin ile birlikte, bir K vitamini antagonisti (örneğin varfarin) ile tedavi edilen hastalarda pıhtılaşma testlerinde (PT/INR) yükselmeler ve/veya kanamada şiddetli olabilen artışlar bildirildiğinden, K vitamini antagonistleri ile tedavi edilen hastalarda pıhtılaşma testleri yakından takip edilmelidir.

      Hastalar kanama belirtisi yönünden de dikkatli bir şekilde takip edilmelidir (bkz. Bölüm 4.4.).

      QT aralığını uzattığı bilinen ilaçlar

      Levofloksasin diğer florokinolonlarda olduğu gibi, QT aralığını uzattığı bilinen ilaçları (örneğin Sınıf IA ve III antiaritmikler, trisiklik antidepresanlar, makrolidler, antipsikotikler) alan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4.-QT aralığında uzama).

      Diğer

      Klinik farmakoloji çalışmalarında digoksin, glibenklamid, ranitidin, kalsiyum karbonat ile birlikte uygulanması halinde levofloksasinin farmakokinetiğinde klinikte önemi olabilecek herhangi bir değişiklik olmadığı gösterilmiştir.

      Bu farmakokinetik etkileşim çalışmasında levofloksasin teofilin (bir CYP1A2 substratı) farmakokinetiğini etkilememiştir; bu nedenle levofloksasin bir CYP1A2 inhibitörü değildir.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

      Özel popülasyonlar ile ilgili olarak hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

      Pediyatrik popülasyon:

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Gebelik kategorisi: C

      Levofloksasinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

      Gebelik dönemi

      Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 4.3. ve 5.3.). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. İnsanlarla ilgili verilerin yeterli olmaması ve florokinolonlarla yapılan deneysel çalışmalarda büyüyen organizmalarda ağırlık taşıyan kıkırdağa zarar verme riskinin gösterilmesi nedeniyle, ACOMET gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

      Laktasyon dönemi

      Levofloksasinin insan ya da hayvan sütü ile atıldığına ilişkin yetersiz/sınırlı bilgi mevcuttur. Levofloksasinin süt ile atılmasına yönelik fizikokimyasal ve eldeki farmakodinamik/toksikolojik verilere dayanılarak emzirilen çocuk açısından bir risk olduğu göz ardı edilemez. Florokinolonlarla yapılan deneysel çalışmalarda büyüyen organizmalarda ağırlık taşıyan kıkırdağa zarar verme riskinin gösterilmesi nedeniyle, ACOMET emzirme döneminde kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3. ve 5.3.).

      Üreme yeteneği/Fertilite

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      4.8. İstenmeyen etkiler

      Aşağıda verilen bilgiler 8300’den fazla hastanın katıldığı klinik araştırmalardan ve pazarlama sonrası deneyimlerden elde edilen verileri temel almaktadır.

      Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1000 ila <1/100); seyrek (≥1/10000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

      Her sıklık grubu içinde sunulan istenmeyen etkiler azalan şiddete göre sıralanmıştır.

      Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

      Yaygın olmayan: Mantar enfeksiyonları, patojen direnci

      Kan ve lenf sistemi hastalıkları

      Yaygın olmayan: Lökopeni, eozinofili

      Seyrek: Nötropeni, trombositopeni

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Pansitopeni, hemolitik anemi, agranülositoz

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Seyrek: Anjiyoödem, aşırı duyarlılık

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası verileri): Anafilaktik şok, anafilaktoid şok.

      İlk dozdan sonra bile bazen anafilaktik ve anafilaksi benzeri reaksiyonlar meydana gelebilir (bkz. Bölüm 4.4.).

      Metabolizma ve beslenme hastalıkları

      Yaygın olmayan: Anoreksi

      Seyrek: Özellikle diyabetli hastalarda hipoglisemi (bkz. Bölüm 4.4.)

      Bilinmiyor: Hiperglisemi, hipoglisemik koma (bkz. Bölüm 4.4.)

      Psikiyatrik hastalıklar

      Yaygın: İnsomnia

      Yaygın olmayan: Anksiyete, konfüzyon durumu, sinirlilik

      Seyrek: Psikotik bozukluk (örn. halüsinasyon ve paranoya ile birlikte), depresyon, ajitasyon, anormal rüyalar, kabuslar

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): İntihar düşünceleri ve intihar girişimi de dahil, kendine zarar verici davranışlarla birlikte psikotik reaksiyonlar

      Sinir sistemi hastalıkları

      Yaygın: Baş ağrısı, sersemlik

      Yaygın olmayan: Somnolans, tremor, tat duyusunda bozukluk (disguzi)

      Seyrek: Parestezi, konvülsiyonlar (bkz. Bölüm 4.4.)

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Duyusal ve duyusal-motor periferik nöropati (bkz. Bölüm 4.4.), diskinezi, ekstrapiramidal bozukluk, tat duyusu kaybı (aguzi), koku duyusu kaybı (anosmi) dahil koku alma bozuklukları (parosmi), senkop, benign intrakranial hipertansiyon

      Göz hastalıkları

      Seyrek: Bulanık görüş dahil görme yeteneğinde bozulma

      Bilinmiyor: Geçici görme kaybı (bkz. Bölüm 4.4.)

      Kulak ve iç kulak hastalıkları

      Yaygın olmayan: Vertigo

      Seyrek: Kulak çınlaması

      Bilinmiyor: İşitme yeteneğinde bozulma, işitme kaybı

      Kardiyak hastalıklar

      Seyrek: Taşikardi, palpitasyon

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Kalp durmasıyla sonuçlanabilen Torsades de Pointes, ventriküler aritmi, ventriküler taşikardi, elektrokardiyogramda QT aralığının uzaması (bkz. Bölüm 4.4.-QT aralığı uzaması ve Bölüm 4.9.)

      Vasküler hastalıklar

      Yaygın: Flebit

      Seyrek: Hipotansiyon

      Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

      Yaygın olmayan: Dispne

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Bronkospazm, alerjik pnömoni

      Gastrointestinal hastalıklar

      Yaygın: Diyare, bulantı, kusma

      Yaygın olmayan: Karın ağrısı, dispepsi, flatulans, konstipasyon

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Hemorajik diyare -çok seyrek olgularda psödomembranöz kolit (bkz. Bölüm 4.4.) dahil, enterokolite işaret edebilir, pankreatit

      Hepatobilier hastalıklar

      Yaygın: Karaciğer enzimlerinde artış (ALT/AST, alkalin fosfataz, GGT)

      Yaygın olmayan: Kanda bilirubin artışı

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Sarılık ve ağır karaciğer hasarı.

      Primer olarak altta yatan ciddi hastalığı bulunan hastalarda, levofloksasin ile bazen ölümcül olabilen akut karaciğer yetmezliği gelişen olgular rapor edilmiştir (bkz. Bölüm 4.4.), hepatit

      Deri ve deri altı doku hastalıkları

      Yaygın olmayan: Kaşıntı, kızarıklık, ürtiker, hiperhidroz

      Bilinmiyor: Toksik epidermal nekroliz, Stevens-Johnson Sendromu (bkz. Bölüm 4.4.), eritema multiforme, fotosensitivite reaksiyonu (bkz. Bölüm 4.4.), lökositoklastik vaskülit, stomatit. Bazen ilk dozu takiben bile mukokütanöz reaksiyonlar meydana gelebilir.

      Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

      Yaygın olmayan: Artralji, miyalji

      Seyrek: Tendinit dahil tendon bozukluğu (bkz. Bölüm 4.4.) (örneğin Aşil tendonunda gelişebilir), Myastenia Gravis’li hastalarda özel önem taşıyan kas güçsüzlüğü (bkz. Bölüm 4.4. Myastenia Gravis’in şiddetlenmesi)

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Rabdomiyoliz, tendon rüptürü (örn. Aşil tendonu) (bkz.

      Bölüm 4.4.), ligament rüptürü, kas rüptürü, artrit

      Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

      Yaygın olmayan: Kanda kreatinin düzeyinin artması

      Seyrek: Akut böbrek yetmezliği (örn. interstisyel nefrite bağlı)

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

      Yaygın: İnfüzyon yapılan bölgede reaksiyon (ağrı, kızarıklık)

      Yaygın olmayan: Asteni

      Seyrek: Ateş

      Bilinmiyor: Ağrı (sırt, göğüs ve ekstremiteler dahil)

      Florokinolon uygulaması ile ilgili diğer istenmeyen etkiler

      Çok seyrek: Porfiri hastalığı bulunanlarda porfiri atakları

      Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır.