TROMBOXAR 5 mg film kaplı tablet Kısa Ürün Bilgisi

Apiksaban }

Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Antitrombotik İlaçlar
Ali Raif İlaç San. A.Ş. | 10 January  2023

  • 1.   BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

    TROMBOXAR® 5 mg film kaplı tablet

  • 2.   KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

    Etkin madde

    Apiksaban… 5 mg

    Yardımcı maddeler

    Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı) 81,37 mg

    Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.


  • 3.   FARMASÖTİK FORMU

    Film kaplı tablet

    Bir tarafında 5 baskısı olan, pembe, oval film kaplı tabletler.


    4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

      4.1. Terapötik endikasyonlar

      Geçirilmiş inme veya geçici iskemik atak (GİA), 75 ve üzeri yaş, hipertansiyon, diyabet, semptomatik kalp yetmezliği (NYHA Sınıf II ve üzeri) gibi bir veya daha fazla risk faktörü bulunan nonvalvüler atriyal fibrilasyonlu (NVAF) yetişkin hastalarda inme ve sistemik embolizmin önlenmesi.

      Yetişkinlerde derin ven trombozu (DVT) ve pulmoner embolinin (PE) tedavisi ve tekrarlayan DVT ve PE'nin önlenmesi (hemodinamik olarak stabil olmayan PE hastaları için bkz. Bölüm 4.4).

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

      Nonvalvüler atriyal fibrilasyonlu (NVAF) hastalarda inme ve sistemik embolizmin önlenmesi

      Tavsiye edilen TROMBOXAR® dozu günde iki kez oral yolla alınan 5 mg'dır.

      Doz azaltılması:

      Atriyal fibrilasyonu olan hastalarda; ≥ 80 yaş, ≤ 60 kg vücut ağırlığı veya ≥ 1,5 mg/dL serum kreatinin (133 mikromol/L) kriterlerinden en az ikisi bulunanlar için tavsiye edilen TROMBOXAR® dozu günde iki kez 2,5 mg'dır. Tedaviye uzun dönem devam edilmelidir.

      DVT tedavisi, PE tedavisi ve tekrarlayan DVT ve PE'nin önlenmesi (VTE tedavisi)

      TROMBOXAR®'ın akut DVT tedavisi ve PE tedavisi için önerilen dozu ilk 7 gün oral olarak günde iki kez 10 mg ve takiben oral olarak günde iki kez 5 mg'dır. Medikal kılavuzlara göre; kısa tedavi süresi (enaz 3 ay) geçici risk faktörleri (örn. yakın zamanda geçirilmiş operasyon, travma, immobilizasyon) varlığında düşünülmelidir.

      DVT ile PE'nin tekrarının önlenmesinde önerilen doz günde 2 kere 2,5 mg TROMBOXAR®'dır. DVT ile PE'nin tekrarının önlenmesi endikasyonunda, aşağıdaki tabloda belirtildiği gibi günde iki kez 5 mg TROMBOXAR® ya da başka bir antikoagülan ile yapılan 6 aylık DVT ve PE tedavisi sonrasında, günde iki kez 2,5 mg TROMBOXAR® başlanmalıdır (ayrıca bkz. Bölüm 5.1).

      Tablo 1: VTE tedavisi için doz önerisi

      Doz şeması

      Maksimum günlük doz

      DVT veya PE tedavisi

      İlk 7 gün günde iki kez 10 mg

      20 mg

      Takiben günde iki kez 5 mg

      10 mg

      DVT veya PE için 6 aylık tedavinin tamamlanmasını takiben tekrarlayan DVT

      ve/veya PE'nin önlenmesi

      Günde iki kez 2,5 mg

      5 mg

      Toplam tedavi süresi, tedavi yararının kanama riskine göre dikkatle değerlendirilmesinden sonra bireyselleştirilmelidir (bkz. Bölüm 4.4).

      Uygulama şekli:

      Oral kullanım içindir.

      TROMBOXAR® yemeklerle birlikte veya tek başına su ile alınmalıdır.

      Tabletleri bütün olarak yutamayan hastalar için TROMBOXAR® tabletler ezilip suda veya su içinde % 5'lik glukoz çözeltisinde (G5W) veya elma suyu içinde süspansiyon haline getirildikten veya elma püresi ile karıştırıldıktan hemen sonra içilebilir (bkz. Bölüm 5.2). Alternatif olarak, TROMBOXAR® tabletler ezilip 60 mL su veya G5W içinde süspansiyon haline getirildikten hemen sonra nazogastrik bir tüp aracılığıyla verilebilir (bkz. Bölüm 5.2). Ezilmiş TROMBOXAR® tabletler su, G5W, elma suyu ve elma püresi içinde 4 saate kadar stabildir.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek yetmezliği:

      Hafif veya orta böbrek yetmezliği olan hastalarda aşağıdaki öneriler geçerlidir:

        DVT tedavisi, PE tedavisi, tekrarlayan DVT ve PE önlenmesi için doz ayarlaması gerekli değildir (bkz. Bölüm 5.2).

        4.3. Kontrendikasyonlar

          Etkin madde

          Apiksaban… 5 mg

          4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

          Kanama riski

          Diğer antikoagülanlar ile olduğu gibi, TROMBOXAR® kullanan hastalar da kanama belirtileri açısından dikkatle izlenmelidir. Aktif kanama riski barındıran rahatsızlıkları olan hastalarda TROMBOXAR®'ın dikkatle kullanılması tavsiye edilir. Şiddetli kanama görülürse TROMBOXAR® kullanımı durdurulmalıdır (bkz. Bölüm 4.8 ve 4.9).

          TROMBOXAR® ile tedavi maruziyetinin rutin izlenmesi gerekmese de kalibre edilmiş kantitatif bir anti-Faktör Xa miktar tayini, TROMBOXAR® maruziyeti bilgisinin faydalı olabileceği, doz aşımı veya acil cerrahi gibi klinik kararların verilmesi gibi istisnai durumlarda yararlı olabilir (bkz. Bölüm 5.1).

          Apiksabanın anti-faktör Xa aktivitesini tersine çeviren bir ajan mevcuttur.

          Hemostazı etkileyen diğer tıbbi ürünler ile etkileşim

          Artmış kanama riski nedeniyle, herhangi bir başka antikoagülan ile birlikte kullanım

          kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).

          TROMBOXAR®'ın antitrombosit ajanlarla eş zamanlı kullanımı kanama riskini arttırır (bkz. Bölüm 4.5).

          Hastalara, selektif serotonin gerialım inhibitörleri (SSRIs), serotonin norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI) veya asetil salisilik asiti de içeren non-steroidal anti-inflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) eş zamanlı uygulandığında dikkatli olunmalıdır.

          Cerrahi bir işlemin ardından, diğer trombosit agregasyon inhibitörlerinin TROMBOXAR® ile eş zamanlı uygulanması tavsiye edilmez (bkz. Bölüm 4.5).

          Atriyal fibrilasyonu olan ve mono veya dual antitrombosit tedavisi gereken hastalarda, bu tedavi TROMBOXAR® ile birleştirilmeden önce potansiyel yararlar, potansiyel risklere karşı dikkatli şekilde değerlendirilmelidir.

          Atriyal fibrilasyonu olan hastalara ilişkin bir klinik çalışmada; ASA (Asetil salisilik asit)'nın eş zamanlı kullanımı, apiksaban ile majör kanama riskini yılda % 1,8'den yılda % 3,4'e arttırmıştır ve varfarin ile kanama riskini yılda % 2,7'den yılda % 4,6'ya arttırmıştır. Bu klinik çalışmada, eş zamanlı dual antitrombosit tedavisinin kullanımı kısıtlı olmuştur (% 2,1) (bkz. Bölüm 5.1).

          AKS'si olan ve / veya PKG uygulanan, bir P2Y12 inhibitörü (ASA ile birlikte veya hariç) ve bir oralantikoagülan ile (apiksaban veya VKA) tedavi süreci planlanmış atriyal fibrilasyon hastaları 6 ay boyunca bir klinik çalışmaya dahil edilmiştir. ASA'nın birlikte kullanılması, ISTH (Uluslararası Tromboz ve Hemostaz Derneği) majör veya CRNM (klinik olarak anlamlı non- majör) kanama riskini apiksaban ile tedavi edilen hastalarda yıllık % 16,4'den % 33,1'e yükseltmiştir (bkz. Bölüm 5.1).

          ASA veya ASA ile klopidogrel kombinasyonu alan, birden fazla kardiyak ve kardiyak olmayan komorbidite ile karakterize yüksek riskli post akut koroner sendromlu olup atriyal fibrilasyonu olmayan hastalara ilişkin bir klinik çalışmada, plaseboya (yılda % 2,04) kıyasla apiksaban (yılda % 5,13) için ISTH majör kanama riskinde anlamlı bir artış bildirilmiştir.

          Akut iskemik inme tedavisinde trombolitik ajanların kullanımı

          Apiksaban uygulanan hastalarda akut iskemik inmenin tedavisi için trombolitik ajanların kullanımı

          ile ilgili deneyim oldukça sınırlıdır (bkz. Bölüm 4.5).

          Prostetik kalp kapağı bulunan hastalar

          Atriyal fibrasyonu olsun ya da olmasın, prostetik kalp kapağı bulunan hastalarda apiksabanın güvenlilik ve etkililiği çalışılmamıştır. Bu nedenle bu grup için TROMBOXAR® kullanımı tavsiye edilmez.

          Antifosfolipid sendromu

          Tromboz öyküsü olan ve antifosfolipid sendromu (APS) tanısı almış hastalarda apiksabanın da dahil olduğu Non-Vitamin K Oral Antikoagülan (NOAK) ajanlar ile tedavi önerilmez. Özellikle üçlü pozitif (lupus antikoagülan, antikardiyolipin antikorları ve anti-beta 2 glikoprotein I antikorları için) olan hastalarda NOAK tedavisi, K vitamini antagonisti ile tedaviye kıyasla rekürren trombotik olaylarda artış ile ilişkilendirilebilir.

          Cerrahi ve invaziv prosedürler

          TROMBOXAR®, orta veya yüksek kanama riski bulunan elektif cerrahiden veya invaziv prosedürlerden en az 48 saat önce sonlandırılmalıdır. Bu prosedürler, klinik olarak anlamlı kanama olasılığının göz ardı edilemediği veya kanama riskinin kabul edilemez olduğu girişimleri içerir.

          TROMBOXAR®, düşük kanama riski bulunan elektif cerrahiden veya invaziv prosedürlerden en az 24 saat önce sonlandırılmalıdır. Bu prosedürler, söz konusu herhangi bir kanamanın minimum düzeyde olmasının, kritik bölgede olmamasının veya kolaylıkla kontrol altına alınmasının beklendiği girişimleri içerir.

          Cerrahi veya invaziv prosedürler ertelenemiyorsa, kanama riskindeki artış dikkate alınarak uygun

          tedbirler alınmalıdır. Kanama riski, girişimin aciliyetine karşı değerlendirilmelidir.

          İnvaziv veya cerrahi müdahale sonrası, klinik durumun uygun olduğu ve uygun hemeostazın sağlanabildiği en yakın zamanda TROMBOXAR®'a tekrar başlanmalıdır (kardiyoversiyon için bkz. Bölüm 4.2).

          Atrial fibrilasyon için katater ablasyonu geçirecek hastalarda TROMBOXAR® tedavisinin kesilmesi gerekmez (bkz. Bölüm 4.2, 4.3, ve 4.5).

          Geçici olarak sonlandırma

          Aktif kanama, elektif cerrahi veya invaziv prosedürler için TROMBOXAR® dahil antikoagülanların sonlandırılması, hastalarda yüksek tromboz riski oluşturur. Tedaviye ara verilmesinden kaçınılmalıdır ve herhangi bir nedenle TROMBOXAR® ile antikoagülasyonun geçici olarak sonlandırılması gerekiyorsa, mümkün olan en kısa sürede tedavi tekrar başlatılmalıdır.

          Hemodinamik olarak stabil olmayan PE hastaları veya tromboliz veya pulmoner

          embolektomi gereken hastalar

          Hemodinamik olarak stabil olmayan veya tromboliz veya pulmoner embolektomi uygulanabilecek PE'li hastalarda apiksabanın güvenliliği ve etkililiği bilinmediğinden fraksiyone olmamış heparine alternatif olarak apiksaban önerilmemektedir.

          Aktif kanserli hastalar

          Aktif kanseri olan hastalar hem VTE hemde kanama olayları açısından yüksek risk altında olabilirler. Apiksabanın, kanser hastalarında DVT veya PE tedavisinde kullanılması düşünüldüğünde, elde edilecek yararlar risklere karşı dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir (bkz. Bölüm 4.3).

          Böbrek yetmezliği olan hastalar

          Şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klirensi 15-29 mL/dk) olan hastalardaki sınırlı klinik veriler, bu hasta popülasyonunda apiksabanın plazma konsantrasyonunun arttığını göstermektedir. Bu durum kanama riskinde artışa yol açabilir.

          Şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klirensi 15-29 mL/dk) olan hastalarda DVT tedavisi, PE tedavisi, tekrarlayan DVT ve PE önlenmesi için TROMBOXAR® dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 ve 5.2).

          Nonvalvüler atriyal fibrilasyonlu (NVAF) hastalarda inme ve sistemik embolinin önlenmesinde, şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klirensi 15-29 mL/dk) olan hastalarda ve serum kreatinin düzeyi ≥ 1,5 mg/dL (133 mikromol/L) olan ve beraberinde yaş ≥ 80 olması veya vücut ağırlığı ≤ 60 kg olan hastalarda TROMBOXAR® günde iki kez 2,5 mg'lık düşük doza düşürülmelidir (bkz. Bölüm 4.2).

          Kreatinin klirensi < 15 mL/dk olan ve diyalize giren hastalarda klinik deneyim olmadığından, TROMBOXAR® bu hastalarda tavsiye edilmemektedir (bkz. Bölüm 4.2 ve 5.2).

          Yaşlı hastalar

          Yaş artışı hemoraji riskini arttırabilir (bkz. Bölüm 5.2).

          Ayrıca, yaşlı hastalarda potansiyel yüksek kanama riski nedeniyle, TROMBOXAR® ve asetil salisilik asit (ASA) eş zamanlı uygulanırken dikkatli olunmalıdır.

          Vücut ağırlığı

          Düşük vücut ağırlığı (< 60 kg) hemoraji riskini arttırabilir (bkz. Bölüm 5.2).

          Karaciğer yetmezliği olan hastalar

          Koagülopati ve klinik önem taşıyan kanama riski ile ilişkili karaciğer hastalığı olanlarda TROMBOXAR® kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).

          TROMBOXAR® şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda tavsiye edilmemektedir (bkz.

          Bölüm 5.2).

          TROMBOXAR®, hafif veya orta karaciğer yetmezliği (Child Pugh A veya B) olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 ve 5.2).

          Artmış karaciğer enzimleri (ALT/AST > 2xNÜS) veya total bilirubin ≥ 1,5xNÜS olan hastalar, klinik çalışmalara dahil edilmemiştir. Bu nedenle TROMBOXAR® bu popülasyonda dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 5.2). TROMBOXAR®'a başlanmadan önce, karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır.

          Sitokrom P450 3A4 (CYP3A4) ve P-glikoprotein (P-gp) inhibitörleri ile etkileşim

          Azol-antimikotikleri (ör.ketokonazol, itrakonazol, vorikonazol ve posakonazol) ve HIV proteaz inhibitörleri (ör. ritonavir) gibi hem CYP3A4 hem de P-gp'nin güçlü inhibitörleri olan ilaçlarla sistemik tedavi alan hastalarda TROMBOXAR® kullanımı önerilmemektedir. Bu tıbbi ürünler TROMBOXAR® maruziyetini 2 kat arttırabilir (bkz. Bölüm 4.5). Ek faktörler mevcudiyetinde (ör.

          şiddetli böbrek yetmezliği) bu oran daha da fazla artabilir.

          CYP3A4 ve P-gp indükleyicileri ile etkileşim

          Apiksabanın, hem CYP3A4 hem de P-gp'nin güçlü indükleyicileri (ör. rifampisin, fenitoin, karbamazepin, fenobarbital veya St. John's Wort (Hypericum perforatum)) ile eş zamanlı kullanımı TROMBOXAR® maruziyetinde yaklaşık % 50 oranında azalmaya neden olabilir. Atriyal fibrilasyonu olan hastalarda yapılan bir klinik çalışmada; Apiksabanın tek başına kullanımı ile karşılaştırıldığında, hem CYP3A4 hem de P-gp'nin güçlü indükleyicileri ile apiksabanın birlikte uygulanması sonucunda azalmış etkililik ve daha yüksek kanama riski gözlenmiştir.

          CYP3A4 ve P-gp'nin güçlü indükleyicileri ile eş zamanlı sistemik tedavi alan hastalarda

          aşağıdaki öneriler geçerlidir (bkz. Bölüm 4.5):

            Nonvalvüler atriyal fibrilasyonlu (NVAF) hastalarda inme ve sistemik embolinin önlenmesi ve tekrarlayan DVT ve PE önlenmesi için TROMBOXARdikkatli kullanılmalıdır;

            4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

            CYP3A4 ve P-gp inhibitörleri

            Hem CYP3A4 hem de P-gp'nin güçlü bir inhibitörü olan ketokonazol (günde bir kez 400 mg) ile apiksabanın birlikte kullanımı, ortalama apiksaban Eğri Altında Kalan Alan (EAA)'ında 2 kat artış ve ortalama apiksaban Cmaks değerinde 1,6 kat artışa neden olmuştur.

            Azol-antimikotikleri (ör. ketokonazol, itrakonazol, vorikonazol ve posakonazol) ve HIV proteaz inhibitörleri (ör. ritonavir) gibi hem CYP3A4 hem de P-gp'nin güçlü inhibitörleri olan ilaçlarla sistemik tedavi alan hastalarda apiksaban kullanımı önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.4).

            Hem CYP3A4, hem de P-gp'nin güçlü inhibitörleri olarak kabul edilmeyen aktif maddelerin (ör. amiodaron, klaritromisin, diltiazem, flukonazol, naproksen, kinidin, verapamil) apiksaban plazma konsantrasyonlarını daha az yükseltmeleri beklenir. Hem CYP3A4 hem de P-gp'nin güçlü inhibitörleri olmayan ajanlar ile birlikte uygulandığında apiksaban için doz ayarlaması gerekli değildir. Örneğin, orta derece CYP3A4 ve zayıf P-gp inhibitörü olarak görülmekte olan diltiazem

            (günde bir kez 360 mg), ortalama apiksaban EAA değerinde 1,4 kat ve ortalama Cmaks değerinde 1,3 kat artışa neden olmuştur. P-gp'nin inhibitörü olup CYP3A4'ü inhibe etmeyen naproksen (500 mg, tek doz), ortalama apiksaban EAA ve Cmaks değerlerinde sırasıyla 1,5 kat ve 1,6 kat artışa neden olmuştur. P-gp'nin inhibitörü ve CYP3A4'ün güçlü bir inhibitörü olan klaritromisin (500 mg, günde iki kez), ortalama apiksaban EAA ve Cmaks değerlerinde sırasıyla 1,6 kat ve 1,3 kat artışa neden olmuştur.

            CYP3A4 ve P-gp indükleyicileri

            Hem CYP3A4 hem de P-gp'nin güçlü bir indükleyicisi olan rifampisin ile apiksabanın birlikte kullanımı, ortalama apiksaban EAA ve Cmaks değerlerinde sırasıyla % 54 ve % 42 oranında azalmaya neden olmuştur. Apiksabanın diğer kuvvetli CYP3A4 ve P-gp indükleyicileri (ör. fenitoin, karbamazepin, fenobarbital veya St. John's Wort) ile eş zamanlı kullanımı da apiksaban plazma konsantrasyonlarını düşürebilir. Bu ajanlarla eş zamanlı tedavi süresince apiksaban dozunun ayarlanması gerekli değildir, ancak hem CYP3A4 hem de P-gp'nin kuvvetli indükleyicileri ile eş zamanlı sistemik tedavi alan hastalarda; elektif kalça veya diz replasmanı operasyonunda VTE önlenmesi, nonvalvüler atriyal fibrilasyonlu (NVAF) hastalarda inme ve sistemik embolinin önlenmesi ve tekrarlayan DVT ve PE önlenmesi için apiksaban dikkatle kullanılmalıdır. Hem CYP3A4 hem de P-gp'nin kuvvetli indükleyicileri ile eş zamanlı sistemik tedavi alan hastalarda etkililik değişebileceğinden DVT ve PE tedavisi için apiksaban önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.4).

            Antikoagülanlar, trombosit agregasyon inhibitörleri, SSRI/SNRI'lar ve NSAİİ'ler

            Açık bir santral venöz veya arteriyel kateteri korumak için gerekli dozlarda fraksiyone olmayan heparin (UFH) verildiğinde veya atriyal fibrilasyon için kateter ablasyonu sırasında UFH verildiği durumlar gibi antikoagülan tedaviye geçiş yapılması gereken haller dışında artmış kanama riskine bağlı olarak, başka herhangi bir antikoagülan ile birlikte tedavi kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).

            Enoksaparinin (40 mg tek doz) apiksaban (5 mg tek doz) ile kombine uygulamasından sonra,

            anti-Faktör Xa aktivitesi üzerinde aditif bir etki görülmüştür.

            Apiksaban günde bir defa 325 mg ASA ile birlikte kullanıldığında farmakokinetik veya

            farmakodinamik bir etkileşim görülmemiştir.

            Apiksaban olmaksızın uygulanan antitrombosit ajanlara kıyasla, Faz I çalışmalarında klopidogrel (75 mg günde bir kez) veya günde bir kez klopidogrel 75 mg ve ASA 162 mg kombinasyonu veya prasugrel (60 mg'lık dozu takip eden günde 1 kez 10 mg) ile uygulanan apiksaban ile kanama zamanında önemli bir artış veya trombosit agregasyonunda daha fazla inhibisyon görülmemiştir. Pıhtılaşma testlerindeki (PT, INR ve aPTT) artışlar, tek başına apiksabanın etkileriyle tutarlı olmuştur.

            P-gp'nin bir inhibitörü olan naproksen (500 mg), ortalama apiksaban EAA ve Cmaks değerlerinde sırasıyla 1,5 kat ve 1,6 kat artışa neden olmuştur. Pıhtılaşma testlerinde apiksaban için benzer artışlar görülmüştür. Naproksenin, araşidonik asit tarafından indüklenen trombosit agregasyonu üzerinde bir etkisi görülmemiştir ve apiksaban ile naproksenin eş zamanlı uygulamasını takiben

            kanama zamanında klinik olarak anlamlı bir uzama tespit edilmemiştir.

            Bu bulgulara rağmen, antitrombosit ajanlar apiksaban ile birlikte verildiğinde daha belirgin farmakodinamik cevap veren kişiler olabilir. SSRI/SNRI'lar, NSAİİ'ler, ASA'lar ve/veya P2Y12 inhibitörleri ile eş zamanlı tedavide apiksaban dikkatli kullanılmalıdır, çünkü bu tıbbi ürünler tipik olarak kanama riskini artırırlar (bkz. Bölüm 4.4).

            Diğer trombosit agregasyon inhibitör ajanları (GPIIb/IIIa reseptör antagonistleri, dipiridamol, dekstran veya sülfinpirazon gibi) veya trombolitik ajanlar ile birlikte kullanımı konusunda sınırlı deneyim mevcuttur. Bu ajanların kanama riskini arttırdığından apiksaban ile birlikte kullanımı önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.4).

            Diğer eş zamanlı tedaviler

            Apiksaban, atenolol veya famotidin ile birlikte kullanıldığında, klinik önem taşıyan farmakokinetik veya farmakodinamik etkileşimler görülmemiştir. 10 mg apiksabanın 100 mg atenolol ile birlikte kullanımının apiksaban farmakokinetiği üzerinde klinik olarak anlamlı bir etkisi olmamıştır. İki ilacın birlikte uygulanmasını takiben, ortalama apiksaban EAA ve Cmaks değerleri tek başına uygulamaya kıyasla sırasıyla % 15 ve % 18 azalmıştır. 10 mg apiksaban 40 mg famotidin ile kullanımının apiksaban EAA veya Cdeğerleri üzerinde bir etkisi yoktur.

            Apiksabanın diğer ilaçlar üzerindeki etkileri

            İn vitro apiksaban çalışmalarında CYP1A2, CYP2A6, CYP2B6, CYP2C8, CYP2C9, CYP2D6 veya CYP3A4 (IC50 > 45 ï­M) aktivitesi üzerinde inhibe edici bir etki görülmemiş ve hastalarda görülen plazma konsantrasyonlarının pik plazma konsantrasyonundan anlamlı ölçüde fazla olduğu durumlarda CYP2C19 (IC50 > 20 ï­M) aktivitesi üzerinde zayıf inhibe edici etki tespit edilmiştir. Apiksaban, 20 ï­M'ye kadar olan konsantrasyonlarda CYP1A2, CYP2B6, CYP3A4/5'i indüklememiştir. Bu nedenle, apiksabanın bu enzimler tarafından metabolize edilen ilaçların metabolik klirensini etkilemesi beklenmez. Apiksaban belirgin bir P-gp inhibitörü değildir.

            Sağlıklı gönüllülerde yapılan çalışmalarda, aşağıda açıklandığı gibi apiksaban digoksin,

            naproksen veya atenololün farmakokinetiğini anlamlı şekilde değiştirmemiştir.

            Digoksin: Apiksaban (günde bir kez 20 mg) ile bir P-gp substratı olan digoksinin (günde bir kez 0,25 mg) birlikte kullanımı digoksin EAA veya Cmaks değerlerini etkilememiştir. Yani apiksaban P-gp aracılı substrat taşınmasını etkilememektedir.

            Naproksen: Tek doz apiksaban (10 mg) ile yaygın olarak kullanılan bir NSAİİ olan naproksenin (500mg) tek doz olarak birlikte kullanımının naproksen EAA veya Cmaks değerleri üzerinde bir etkisi yoktur.

            Atenolol: Apiksaban (10 mg) ile yaygın kullanılan bir beta-blokör olan atenololün (100 mg)

            birlikte kullanımı atenolol farmakokinetiğini etkilememiştir.

            Aktif kömür

            Aktif kömür uygulaması apiksaban maruziyetini azaltır (bkz. Bölüm 4.9).

            Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

            Pediyatrik popülasyon:

            Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde yapılmıştır.

            4.6. Gebelik ve laktasyon

            Gebelik kategorisi: B

            Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

            Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınların, apiksaban tedavisi süresince etkili bir doğum

            kontrol yöntemi kullanmaları tavsiye edilir.

            Gebelik dönemi

            Önlem olarak TROMBOXAR®'ın gebelik sırasında kullanımından kaçınılması tercih edilir. Apiksabanın gebelikte kullanımına ilişkin veri yoktur.

            Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, üreme toksisitesi ile ilgili olarak doğrudan veya dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (bkz. Bölüm 5.3).

            Laktasyon dönemi

            Apiksabanın veya metabolitlerinin insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, apiksabanın sütle atıldığını göstermektedir (bkz. Bölüm 5.3). Emzirme döneminde çocuklardaki risk göz ardı edilemez.

            Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına veya apiksaban ile tedavinin kesilmesine ya da hiç başlanmamasına karar verilmelidir. Bu karar verilirken emzirmenin çocuk açısından yararı ve tedavinin anne için gerekliliği konuları göz önünde bulundurulmalıdır.

            Üreme yeteneği/Fertilite:

            Apiksaban uygulanan hayvanlarda yapılan çalışmalar fertilite üzerinde bir etki göstermemiştir

            (bkz. Bölüm 5.3).

            4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

            TROMBOXAR®'ın araç veya makine kullanımı üzerine herhangi bir etkisi yoktur veya önemsiz düzeydedir.

            4.8. İstenmeyen etkiler

            Güvenlilik profilinin özeti

            Apiksabanın güvenliliği, 15.000'den fazla hastayı içeren 4 Faz III çalışmasında araştırılmıştır: NVAF çalışmalarında 11.000'den fazla hasta ve VTE tedavisi çalışmalarında 4.000'den fazla hasta; ortalama total maruziyet sırasıyla 1,7 yıl ve 221 gündür (bkz. Bölüm 5.1).

            Yaygın olarak görülen yan etkiler hemoraji, kontüzyon, epistaksis ve hematom olmuştur. Yan etki

            profili aşağıda endikasyon bazında verilmiştir.

            NVAF çalışmalarında, apiksaban ile görülen kanamayla ilişkili advers reaksiyonların genel insidansı, apiksabana karşı varfarin çalışmasında % 24,3 ve apiksabana karşı asetil salisilik asit çalışmasında % 9,6 olmuştur.

            Apiksabana karşı varfarin çalışmasında, apiksaban ile ISTH majör gastrointestinal kanamaların (üst GİS, alt GİS ve rektal kanama dahil) insidansı yılda % 0,76 olmuştur. Apiksaban ile ISTH majör intraoküler kanama insidansı yılda % 0,18 olmuştur.

            VTE tedavisi çalışmalarında, apiksaban ile görülen kanama ile bağlantılı yan etkilerin genel insidansı, apiksabana karşı enoksaparin/varfarin çalışmasında % 15,6 ve apiksabana karşı plasebo çalışmasında % 13,3 olmuştur (bkz. Bölüm 5.1).

            Yan etkilerin listesi

            Sistem organ sınıfı başlıkları altında ve aşağıdaki sıklıklara göre sıralanan yan etkiler:

            Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (≥ 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

            Tablo 2: Yan etki tablosu

            Sistem organ sınıfı

            Bir veya daha fazla risk faktörü bulunan NVAF'lı yetişkin hastalarda inme ve sistemik embolizmin

            önlenmesi

            DVT ve PE tedavisi ve tekrarlayan DVT ve PE'nin önlenmesi (VTE tedavisi)

            Kan ve lenf sistemi hastalıkları

            Anemi

            Yaygın

            Yaygın

            Trombositopeni

            Yaygın Olmayan

            Yaygın

            Bağışıklık sistemi hastalıkları

            Aşırı duyarlılık, alerjik ödem ve

            anafilaksi

            Yaygın Olmayan

            Yaygın Olmayan

            Kaşıntı

            Yaygın Olmayan

            Yaygın Olmayan*

            Anjiyoödem

            Bilinmiyor

            Bilinmiyor

            Sinir sistemi hastalıkları

            Beyin hemorajisi

            Yaygın Olmayan

            Seyrek

            Göz hastalıkları

            Gözde kanama

            (konjunktival hemoraji dahil)

            Yaygın

            Yaygın Olmayan

            Vasküler hastalıklar

            Hemoraji, hematom

            Yaygın

            Yaygın

            Hipotansiyon (prosedürel

            hipotansiyon dahil)

            Yaygın

            Yaygın Olmayan

            İntra-abdominal hemoraji

            Yaygın Olmayan

            Bilinmiyor

            Sistem Organ Sınıfı

            Bir veya daha fazla risk faktörü bulunan NVAF'lı yetişkin hastalarda inme ve sistemik embolizmin

            önlenmesi

            DVT ve PE

            tedavisi ve tekrarlayan DVT ve PE'nin önlenmesi (VTE

            tedavisi)

            Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

            Epistaksis

            Yaygın

            Yaygın

            Hemoptizi

            Yaygın Olmayan

            Yaygın Olmayan

            Solunum yolu hemorajisi

            Seyrek

            Seyrek

            Gastrointestinal hastalıklar

            Bulantı

            Yaygın

            Yaygın

            Gastrointestinal hemoraji

            Yaygın

            Yaygın

            Hemoroidal hemoraji

            Yaygın Olmayan

            Yaygın Olmayan

            Ağız hemorajisi

            Yaygın Olmayan

            Yaygın

            Hematokezya

            Yaygın Olmayan

            Yaygın Olmayan

            Rektal hemoraji, diş eti kanaması

            (jinjival kanama)

            Yaygın

            Yaygın

            Retroperitoneal hemoraji

            Seyrek

            Bilinmiyor

            Hepato-biliyer hastalıklar

            Anormal karaciğer fonksiyon testleri, aspartat aminotransferazda artış, kan alkalin fosfatazında artış, kan

            bilirubin düzeyinde artış

            Yaygın Olmayan

            Yaygın Olmayan

            Gamma-glutamiltransferazda artış

            Yaygın

            Yaygın

            Alanin aminotransferazda artış

            Yaygın Olmayan

            Yaygın

            Deri ve deri altı doku hastalıkları

            Deri döküntüsü

            Yaygın Olmayan

            Yaygın

            Alopesi

            Yaygın olmayan

            Yaygın olmayan

            Eritema multiforme

            Çok seyrek

            Bilinmiyor

            Kutanöz vaskülit

            Bilinmiyor

            Bilinmiyor

            Kas-iskelet hastalıkları, bağ doku ve kemik hastalıkları

            Kas hemorajisi

            Seyrek

            Yaygın Olmayan

            Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

            Hematüri

            Yaygın

            Yaygın

            Üreme sistemi ve meme hastalıkları

            Anormal vajinal hemoraji, ürogenital

            hemoraji

            Yaygın Olmayan

            Yaygın

            Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

            Uygulama bölgesinde kanama

            Yaygın Olmayan

            Yaygın Olmayan

            Araştırmalar

            Gizli kan pozitif

            Yaygın Olmayan

            Yaygın Olmayan

            Yaralanma ve zehirlenme

            Cerrahi ve tıbbi prosedürler

            Kontüzyon

            Yaygın

            Yaygın

            Prosedür sonrası hemoraji (prosedür sonrası hematom, yara kanaması, damar giriş bölgesi hematomu ve kateter bölgesi hematomu dahil), yara sızıntısı, kesi bölgesi kanaması (kesi bölgesi hematomu dahil), operatif

            kanama

            Yaygın Olmayan

            Yaygın Olmayan

            Travmatik hemoraji

            Yaygın Olmayan

            Yaygın Olmayan

            *CV185057 çalışmasında (uzun dönem VTE koruması) genel kaşıntı ortaya çıkmamıştır.

            † “Beyin hemorajisi†terimi tüm intrakraniyal ve intraspinal hemorajileri (yani hemorajik inme veya putamen, serebral intraventriküler veya subdural hemorajiler) kapsar.

            Diğer antikoagülanlar ile olduğu gibi, apiksaban herhangi bir doku veya organdan kaynaklanan artmış gizli veya aşırı kanama riski ile ilişkili olabilir ve bunlar post-hemorajik anemiye neden olabilmektedir. Belirtiler, semptomlar ve ciddiyet kanama yeri ve derecesi veya kapsamına göre değişkenlik gösterir (bkz. Bölüm 4.4 ve Bölüm 5.1).

            Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

            Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

            4.9. Doz aşımı ve tedavisi

            TROMBOXAR® doz aşımı daha yüksek kanama riskine neden olabilir. Hemorajik komplikasyonlar görüldüğünde tedavi kesilmeli ve kanamanın kaynağı incelenmelidir. Cerrahi hemostaz, taze donmuş plazma transfüzyonu veya faktör Xa inhibitörleri için tersine çevirme ajanı uygulaması gibi uygun bir tedaviye başlanması düşünülmelidir.

            Kontrollü klinik çalışmalarda, 3 ila 7 gün arasında 50 mg'a kadar olan dozlarda (7 gün süresince günde iki kez (bid) 25 mg veya 3 gün süresince günde bir kez (od) 50 mg) oral yolla kullanılan apiksabanın sağlıklı gönüllülerde klinik olarak anlamlı advers reaksiyonlar görülmemiştir.

            Sağlıklı gönüllülerde 20 mg apiksaban kullanımından 2 ve 6 saat sonra aktif kömür uygulaması, ortalama apiksaban EAA değerini sırasıyla % 50 ve % 27 azaltmıştır ve C üzerinde etki göstermemiştir. Apiksaban tek başına uygulandığında 13,4 saat olan ortalama yarılanma ömrü, Apiksabandan 2 ve 6 saat sonra aktif kömür uygulanması ardından sırasıyla 5,3 saate ve 4,9 saate düşmüştür. Bu nedenle, TROMBOXAR® doz aşımının veya yanlışlıkla kullanımının tedavisinde aktif kömür uygulanması yararlı olabilir.

            Hayatı tehdit edici veya kontrol altına alınamayan kanamadan dolayı, antikoagülasyonu tersine

            çevirme gerekliliği olduğu durumlar için faktör Xa inhibitörlerinin etkisini tersine çeviren bir ajan mevcuttur (bkz. Bölüm 4.4). Ayrıca protrombin kompleks konsantratları (PCC) veya rekombinant faktör VIIa uygulanması da düşünülebilir. Sağlıklı gönüllülerde 4-faktörlü bir PCC'nin 30 dakikalık infüzyonunun sonunda, trombin üretim tayinindeki değişikliklerle gösterilen apiksabanın farmakodinamik etkilerinin tersine döndüğü görülmüştür ve infüzyonun başlamasından sonra 4 saat içinde başlangıç değerlerine ulaşılmıştır. Ancak apiksaban alan kişilerde 4-faktörlü PCC ürünleri kullanımının kanamayı geri çevirebileceğine dair klinik deneyim bulunmamaktadır. Henüz apiksaban alan hastalarda rekombinant faktör VIIa kullanımı ile ilgili bir deneyim bulunmamaktadır. Kanamanın düzelme derecesine göre faktör VIIa ile tekrar doz ayarlaması ve titrasyon düşünülebilir.

            Lokal şartlara bağlı olarak majör kanama durumunda bir hematoloğa danışılması düşünülebilir.

            Son evre böbrek hastalığı olan hastalarda, oral yoldan tek doz apiksaban 5 mg uygulandığında hemodiyaliz apiksabanın EAA'ını % 14 oranında düşürmüştür. Bu nedenle, hemodiyalizin apiksaban doz aşımı tedavisinde etkili olması beklenmez.


            5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

              5.1. Farmakodinamik özellikler

              Farmakoterapötik grup: Antitrombotik ajanlar, Direkt faktör Xa inhibitörleri ATC kodu: B01AF02

              Etki mekanizması

              Apiksaban kuvvetli, oral, reverzibl, direkt ve yüksek seçiciliğe sahip bir faktör Xa aktif bölge inhibitörüdür. Antitrombotik aktivite için antitrombin III'e ihtiyaç duymaz. Apiksaban serbest ve pıhtıya bağlı faktör Xa'yı ve protrombinaz aktivitesini inhibe eder. Apiksabanın trombosit agregasyonu üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur ancak trombin aracılığıyla trombosit agregasyonunu dolaylı yoldan inhibe eder. Faktör Xa'yı inhibe ederek, apiksaban trombin üretimini ve trombüs gelişimini engeller. Hayvan modellerinde apiksabanın kullanıldığı klinik öncesi çalışmalarda, hemostazı koruyan dozlarda arteryel ve venöz trombozların engellendiği gösterilmiştir.

              Farmakodinamik etkiler

              Apiksabanın farmakodinamik etkileri etki mekanizmasının (FXa inhibisyonu) bir yansımasıdır. Fxa inhibisyonunun bir sonucu olarak, apiksaban protrombin zamanı (PT), INR ve aktive parsiyel tromboplastin zamanı (aPTT) gibi pıhtılaşma testlerinin süresini uzatır. Beklenen terapötik dozlardabu pıhtılaşma testlerinde görülen değişimler az olur ve büyük oranda değişkenlik gösterir. Apiksabanın farmakodinamik etkilerini değerlendirmek için bu testlerin kullanılması önerilmez.

              Trombin üretimi tayininde apiksaban, insan plazmasında trombin üretiminin bir ölçütü olan

              endojen trombin potansiyelini azaltmıştır.

              Apiksaban birden fazla ticari anti-Faktör Xa kitinde, Faktör Xa enzim aktivitesinde azalmayla

              kanıtlandığı gibi, anti-Faktör Xa aktivitesi gösterir ancak bulgular, kitler arasında farklılık gösterir. Klinik çalışmalardan elde edilen veriler sadece Rotachrom Heparin kromojenik testi için mevcuttur ve sonuçlar aşağıda verilmiştir. Anti-Faktör Xa aktivitesi apiksaban plazma konsantrasyonları ile yakın doğrusal ilişki göstererek, apiksaban pik plazma konsantrasyonlarında maksimum değerlere ulaşır. Apiksaban konsantrasyonu ve anti-Faktör Xa aktivitesi arasındaki ilişki geniş bir apiksaban doz aralığında doğrusaldır.

              Aşağıdaki tablo beklenen kararlı durum maruziyetini ve anti-FXa aktivitesini göstermektedir. İnme veya sistemik embolizmin önlenmesi için apiksaban alan NVAF hastalarında sonuçlar tepe/çukur seviyelerinde 1,7 kattan daha az bir dalgalanma olduğunu göstermektedir. DVT ve PE tedavisi veya tekrarlayan DVT ve PE önlenmesi için apiksaban alan hastalarda sonuçlar tepe/çukur seviyelerinde 2,2 kattan daha az bir dalgalanma göstermiştir.

              Tablo 3: Beklenen apiksaban kararlı durum maruziyeti ve anti-Faktör Xa aktivitesi

              Apiksaban

              Cmaks (ng/mL)

              Apiksaban

              Cmin (ng/mL)

              Apiksaban anti-Faktör Xa aktivitesi

              Maks (IU/mL)

              Apiksaban anti-Faktör Xa aktivitesi

              Min (IU/mL)

              Medyan [5., 95. persentil ]

              İnme veya sistemik embolizmin önlenmesi: NVAF

              Günde iki kez 2,5

              mg*

              123 [69- 221]

              79 [34- 162]

              1,8 [1- 3,3]

              1,2 [0,51- 2,4]

              Günde iki kez 5

              mg

              171 [91- 321]

              103 [41- 230]

              2,6 [1,4- 4,8]

              1,5 [0,61- 3,4]

              DVT tedavisi, PE tedavisi ve tekrarlayan DVT ve PE önlenmesi (VTE tedavisi)

              Günde iki kez 2,5

              mg

              67 [30- 153]

              32 [11- 90]

              1 [0,46- 2,5]

              0,49 [0,17- 1,4]

              Günde iki kez 5

              mg

              132 [59- 302]

              63 [22- 177]

              2,1 [0,91- 5,2]

              1 [0,33- 2,9]

              Günde iki kez 10

              mg

              251 [111- 572]

              120 [41- 335]

              4,2 [1,8- 10,8]

              1,9 [0,64- 5,8]

              *ARISTOTLE çalışmasında doz ayarlanmış popülasyon 3 doz azaltma kriterinin 2'sine

              dayanmaktaydı.

              Apiksaban ile tedavi maruziyetin rutin izlenmesini gerektirmese de; Apiksaban maruziyetinin bilinmesinin doz aşımı ve acil cerrahi gibi klinik kararların verilmesine yardım edebileceği istisnai durumlarda kalibre edilmiş kantitatif bir anti-FXa miktar tayini faydalı olabilir.

              Klinik etkililik ve güvenlilik

              Nonvalvüler atriyal fibrilasyonlu (NVAF) hastalarda inme ve sistemik embolinin önlenmesi

              Klinik programda (ARISTOTLE: apiksabana karşı varfarin, AVERROES: Apiksabana karşı ASA), 11.927 hasta apiksabana randomize edilmek üzere, toplam 23.799 hasta randomize edilmiştir. Bu program, nonvalvüler atriyal fibrilasyon (NVAF) olan ve aşağıdaki risk

              faktörlerinden bir veya daha fazlası bulunan hastalarda inmenin ve sistemik embolizmin

              önlenmesinde apiksabanın etkililiğini ve güvenliliğini göstermek üzere tasarlanmıştır:

                Geçirilmiş inme veya geçici iskemik atak (GİA)

                Yaşın ≥ 75 olması

                Hipertansiyon

                Diabetes mellitus

                Semptomatik kalp yetmezliği (NYHA Sınıf ≥ II)

              ARISTOTLE çalışması

              ARISTOTLE çalışmasında toplam 18.201 hasta günde iki kez 5 mg apiksaban (veya belli hastalarda günde iki kez 2,5 mg [% 4,7], bkz. Bölüm 4.2) veya varfarin (hedef INR aralığı 2-3) ile çift kör olarak randomize edilmiş, hastalara ortalama 20 ay boyunca çalışma ilacı uygulanmıştır.

              Ortalama yaş 69,1,ortalama CHADS2 skoru 2,1 olmuştur, hastaların % 18,9'unda geçirilmiş inme

              veya GİA vardır.

              Çalışmada apiksaban, inmenin (hemorajik veya iskemik) ve sistemik embolizmin önlenmesi şeklindeki birincil sonlanım noktalarında varfarine kıyasla istatistiksel anlamlı üstünlük elde etmiştir (bkz. Tablo 4).

              Tablo 4: ARISTOTLE çalışmasında atriyal fibrilasyon olan hastalarda etkililik sonuçları

              Apiksaban N=9.120

              n (%/yıl)

              Varfarin

              N=9.081

              n (%/yıl)

              Tehlike Oranı

              (% 95 GA)

              P-değeri

              İnme veya sistemik embolizm

              212 (1,27)

              265 (1,6)

              0,79 (0,66- 0,95)

              0,0114

              İnme

              İskemik veya belirlenmemiş

              162 (0,97)

              175 (1,05)

              0,92 (0,74- 1,13)

              Hemorajik

              40 (0,24)

              78 (0,47)

              0,51 (0,35- 0,75)

              Sistemik embolizm

              15 (0,09)

              17 (0,1)

              0,87 (0,44- 1,75)

              Varfarine randomize edilen hastalar için terapötik aralıktaki sürenin (TTR) medyan yüzdesi (INR

              2-3) % 66 olmuştur.

              Apiksaban, merkezi TTR'nin farklı düzeylerinde inme ve sistemik embolizm açısından varfarine kıyasla bir azalma göstermiştir; merkeze göre TTR'nin en yüksek ¼'lük bölümünde içinde varfarine karşı apiksaban için tehlike oranı 0,73 (% 95 GA, 0,38, 1,4) olmuştur.

              Çalışmada ikincil sonlanım noktaları olan majör kanama ve tüm nedenlere bağlı ölüm, toplam Tip I hatayı kontrol etmek için önceden belirlenmiş bir hiyerarşik test etme stratejisiyle test edilmiştir. Hem majör kanama hem de tüm nedenlere bağlı ölümün kilit sekonder sonlanım noktalarında istatistiksel olarak belirgin üstünlüğe ulaşılmıştır (bkz. Tablo 5). INR'nin terapötik aralıkta daha iyi tutulduğu durumlarda, apiksabanın varfarine göre tüm nedenlere bağlı ölüm ile ilişkili faydasında göreceli azalma görülür.

              Tablo 5: ARISTOTLE çalışmasında atriyal fibrilasyon olan hastalarda sekonder sonlanım noktaları

              Apiksaban

              N=9,088

              n (%/yıl)

              Varfarin N=9,052

              n (%/yıl)

              Tehlike oranı (% 95 GA)

              P-değeri

              Kanama Sonuçları

              Majör*

              327 (2,13)

              462 (3,09)

              0,69 (0,6- 0,8)

              < 0,0001

              Fatal

              10 (0,06)

              37 (0,24)

              İntrakraniyal

              52 (0,33)

              122 (0,8)

              Majör + CRNM

              613 (4,07)

              877 (6,01)

              0,68 (0,61- 0,75)

              < 0,0001

              Tümü

              2356 (18,1)

              3060 (25,8)

              0,71 (0,68- 0,75)

              < 0,0001

              Diğer sonlanım noktaları

              Tüm nedenlere bağlı

              ölüm

              603 (3,52)

              669 (3,94)

              0,89 (0,8- 1)

              0,0465

              Miyokard enfarktüsü

              90 (0,53)

              102 (0,61)

              0,88 (0,66- 1,17)

              * ISTH kriterleriyle tanımlanan majör kanama.

              † Klinik olarak belirgin, majör olmayan

              ARISTOTLE çalışmasında, advers reaksiyonlar nedeniyle genel çalışmayı bırakma oranları

              apiksaban için % 1,8 ve varfarin için % 2,6 olmuştur.

              CHADS2 skoru, yaş, vücut ağırlığı, cinsiyet, renal fonksiyon durumu, geçirilmiş inme veya GİA ve diyabet dahil önceden belirlenmiş alt gruplar için etkililik bulguları, çalışmada incelenen genel popülasyona ilişkin birincil etkililik bulgularıyla tutarlı olmuştur.

              ISTH majör gastrointestinal kanamaların (üst GİS, alt GİS ve rektal kanama) insidansı apiksaban ile % 0,76/yıl ve varfarin ile % 0,86/yıl olmuştur.

              CHADS2 skoru, yaş, vücut ağırlığı, cinsiyet, renal fonksiyon durumu, geçmiş inme veya GİA ve diyabet dahil önceden belirlenmiş alt gruplar için majör kanama bulguları, çalışmada incelenen genel popülasyona ilişkin sonuçlarla tutarlı olmuştur.

              AVERROES çalışması

              AVERROES çalışmasında, araştırıcılar tarafından VKA için uygun olmadığı düşünülen toplam

              5.598 hasta günde iki kez apiksaban 5 mg (veya belli hastalarda günde iki kez 2,5 mg [% 6,4], bkz. Bölüm 4.2) veya ASA tedavisine randomize edilmiştir. ASA, araştırmacının kararına göre günde bir kez 81 mg (% 64), 162 mg (% 26,9), 243 mg (% 2,1) veya 324 mg (% 6,6) dozda verilmiştir. Hastalara ortalama 14 ay boyunca çalışma ilacı uygulanmıştır. Ortalama yaş 69,9, ortalama CHADSskoru 2 olmuştur ve hastaların % 13,6'sında geçirilmiş inme veya GİA vardır.

              AVERROES çalışmasında VKA tedavisine uygun olmama açısından yaygın nedenler; istenen aralıklarda INR'lerin elde edilememesi/olası olmaması (% 42,6), hastaların VKA tedavisini reddetmeleri (% 37,4), CHADS2 skorunun 1 olması ve hekimin VKA tedavisini önermemesi (% 21,3), hastanın VKA uygulama talimatına bağlı kalacağına güvenilmemesi (% 15) ve acil doz

              değişimi durumunda hastaya ulaşılmasında güçlük olması/güçlük olmasının beklenmesini (% 11,7) içermiştir.

              Uygun bir güvenlilik profiliyle birlikte, inmenin ve sistemik embolizmin azaldığına dair açık kanıt elde edilmesi nedeniyle AVERROES, bağımsız veri izleme kurulunun önerisi üzerine erken sonlandırılmıştır.

              AVERROES çalışmasında, advers reaksiyonlar nedeniyle genel çalışmayı bırakma oranları

              apiksaban için % 1,5 ve ASA için % 1,3 olmuştur.

              Çalışmada apiksaban, inmenin (hemorajik, iskemik veya belirlenmemiş) veya sistemik embolizmin önlenmesi şeklindeki birincil sonlanım noktalarında ASA'ya kıyasla istatistiksel anlamlı üstünlük elde etmiştir (bkz. Tablo 6).

              Tablo 6: AVERROES çalışmasında atriyal fibrilasyon olan hastalarda önemli etkililik sonuçları

              Apiksaban

              N=2,807

              n (%/yıl)

              ASA

              N=2,791

              n (%/yıl)

              Tehlike oranı (% 95 GA)

              P-değeri

              İnme veya sistemik embolizm*

              51 (1,62)

              113 (3,63)

              0,45 (0,32- 0,62)

              < 0,0001

              İnme

              İskemik veya belirlenmemiş

              43 (1,37)

              97 (3,11)

              0,44 (0,31- 0,63)

              Hemorajik

              6 (0,19)

              9 (0,28)

              0,67 (0,24- 1,88)

              Sistemik embolizm

              2 (0,06)

              13 (0,41)

              0,15 (0,03- 0,68)

              İnme, sistemik embolizm, MI veya

              vasküler ölüm

              132 (4,21)

              197 (6,35)

              0,66 (0,53- 0,83)

              0,003

              Miyokard enfarktüsü

              24 (0,76)

              28 (0,89)

              0,86 (0,5- 1,48)

              Vasküler Ölüm

              84 (2,65)

              96 (3,03)

              0,87 (0,65- 1,17)

              Tüm nedenlere bağlı ölüm

              111 (3,51)

              140 (4,42)

              0,79 (0,62- 1,02)

              0,068

              * Çalışmadaki genel tip I hatanın kontrolü için tasarlanmış sıralı test stratejisiyle test edilmiştir.

              † İkincil sonlanım noktası.

              Apiksaban ve ASA arasında majör kanama insidansında istatistiksel anlamlı fark bulunmamıştır

              (bkz. Tablo 7).

              Tablo 7: AVERROES çalışmasında atriyal fibrilasyon olan hastalarda kanama olayları

              Apiksaban N=2.798

              n (%/yıl)

              ASA N=2.780

              n (%/yıl)

              Tehlike oranı (% 95 GA)

              P-değeri

              Majör*

              45 (1,41)

              29 (0,92)

              1,54 (0,96- 2,45)

              0,0716

              Fatal, n

              5 (0,16)

              5 (0,16)

              İntrakraniyal, n

              11 (0,34)

              11 (0,35)

              Majör + CRNM

              140 (4,46)

              101 (3,24)

              1,38 (1,07- 1,78)

              0,0144

              Tümü

              325 (10,85)

              250 (8,32)

              1,30 (1,10- 1,53)

              0,0017

              *ISTH kriterleriyle tanımlanan majör kanama.

              † Klinik olarak anlamlı non-majör

              AKS'li ve/veya PKG geçiren NVAF hastaları

              Açık etiketli, randomize, kontrollü 2'ye 2 faktoriyel olarak dizayn edilmiş olan AUGUSTUS çalışmasına, AKS'li (% 43) ve/veya PKG geçirmiş 4614 NVAF hastası alınmıştır. Tüm hastalar lokal tedavi standardına göre bir P2Y12 inhibitörü (klopidogrel % 90,3) almışlardır.

              Hastalar AKS ve/veya PKG sonrası 14 güne kadar ya günde 2 kere 5 mg apiksabana (doz azaltılması kriterlerinden 2 veya daha fazlasını karşılıyor ise günde 2 kere 2,5 mg; toplamda % 4,2 düşük doz aldı) ya da VKA'ya ve ASA'ya (günde tek doz 81 mg) ya da plaseboya randomize edilmişlerdir. Ortalama yaş 69,9'dur. Randomize edilen hastaların % 94'ünün CHA2DS2-VASc skoru > 2 ve % 47'sinin HAS-BLED skoru > 3'dür. VKA'ya randomize edilmiş hastaların terapötik alanda kalma süresi s (TTR) (INR 2-3) % 56'dır (% 32'si TTR altında % 12'si TTR üstündedir).

              AUGUSTUS çalışmasının primer objektifi güvenliliği değerlendirmektir. Primer sonlanım noktası ISTH majör veya CRNM kanamadır. Apiksaban ile VKA karşılaştırmasında 6. ayda primer güvenlilik sonlanım noktası olan ISTH majör veya CRNM kanama, apiksaban kolunda ve VKA kolunda sırasıyla 241 (% 10,5) ve 332 (% 14,7) hastada görülmüştür (HR = 0,69, % 95 GA: 0,58, 0,82; non- inferiorite için 2 taraflı p < 0,0001 ve süperiorite için p < 0,0001). VKA için TTR'nin alt grupları kullanılarak yapılan ilave analizler en yüksek kanama oranının, TTR'nin en düşük çeyreği ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Kanama oranı, apiksaban ve en yüksek TTR çeyreği arasında benzerlik göstermiştir.

              ASA ile plasebo karşılaştırmasında 6. ayda primer güvenlilik sonlanım noktası olan ISTH majör veya CRNM kanama, ASA kolu ve plasebo kolunda sırasıyla 367 (% 16,1) ve 204 (% 9,0) hastada görülmüştür (HR = 1,88, % 95 GA: 1,58, 2,23; 2 taraflı p < 0,0001).

              Özellikle apiksaban ile tedavi gören hastalarda, majör veya CRNM kanama ASA kolunda ve plasebo kolunda sırasıyla 157 (% 13,7) ve 84 (% 7,4) hastada görülmüştür. VKA ile tedavi gören hastalarda, majör veya CRNM kanama ASA kolunda ve plasebo kolunda sırasıyla 208 (% 18,5) ve 122 (% 10,8) hastada görülmüştür.

              Diğer tedavi etkileri çalışmanın sekonder objektifi olarak kompozit sonlanım noktaları ile

              değerlendirilmiştir.

              Apiksaban ile VKA karşılaştırmasında ölüm veya tekrar hospitalizasyonun kompozit sonlanım noktası, apiksaban ve VKA kolunda sırasıyla 541 (% 23,5) ve 632 (% 27,4) hastada görülmüştür. Ölüm veya iskemik olay (inme, miyokard enfarktüsü, stent trombozu veya acil revaskülarizasyon) kompozit sonlanım noktası, apiksaban ve VKA kolunda sırasıyla 170 (% 7,4) ve 182 (% 7,9) hastada görülmüştür.

              ASA ile plasebo karşılaştırmasında ölüm veya tekrar hospitalizasyonun kompozit sonlanım noktası, ASA ve plasebo kolunda sırasıyla 604 (% 26,2) ve 569 (% 24,7) hastada görülmüştür. Ölüm veya iskemik olay (inme, miyokard enfarktüsü, stent trombozu veya acil revaskülarizasyon) kompozit sonlanım noktası, ASA ve plasebo kolunda sırasıyla 163 (% 7,1) ve 189 (% 8,2) hastada görülmüştür.

              Kardiyoversiyon uygulanacak hastalar

              Açık etiketli, çok merkezli EMANATE çalışması daha önce oral antikoagülan kullanmamış ya da 48 saatten az bir süre tedavi görmüş ve NVAF için kardiyoversiyon uygulanması planlanan 1.500 hastayı içermektedir. Kardiyovasküler olayların önlenmesi için hastalar, apiksaban ya da heparin ve/veya VKA içim 1:1 randomize edilmiştir. Daha önce kardiyoversiyon yapılması gerekli ise elektriksel ve/veya farmakolojik kardiyoversiyon uygulaması en az 5 doz günde 2 kere 5 mg (veya seçilen hastalarda günde iki kez 2,5 mg (bkz. Bölüm 4.2)) apiksaban sonrası veya 10 mg'lık yükleme dozundan (veya seçilen hastalarda 5 mg'lık yükleme dozundan (bkz. Bölüm 4.2)) en az 2 saat sonra gerçekleştirilmiştir. Apiksaban grubunda 342 hasta yükleme dozu (331 hasta 10 mg ve 11 hasta 5 mg doz) almıştır.

              Apiksaban grubunda (n=753) hiç inme gözlenmezken (% 0); heparin ve/veya VKA grubunda (% 74,8; n=747; RR 0,00,% 95 GA 0,00; 0,64) ise inme 6 (% 0,8) hastada görülmüştür. Tüm nedenlere bağlı ölüm, apiksaban gurubunda 2 (% 0,27) ve heparin ve/veya VKA grubunda 1 (% 0,13) hastada görülmüştür. Hiçbir sistemik embolizm olayı bildirilmemiştir.

              Major kanama ve CRNM kanama apiksaban grubunda sırasıyla 3 (% 0,41) ve 11 (% 1,5)

              hastada görülürken heparin ve/veya VKA grubunda 6 (% 0,83) ve 13 (% 1,8) hastada görülmüştür.

              Bu deneysel çalışma, kardiyoversiyon uygulanmasında apiksaban ve heparin ve/veya VKA tedavi grupları arasında karşılaştırılabilir etkililik ve güvenlilik göstermiştir.

              DVT tedavisi, PE tedavisi ve tekrarlayan DVT ve PE'nin önlenmesi (VTE tedavisi)

              Klinik program (AMPLIFY: enoksaparin/varfarine karşı apiksaban, AMPLIFY-EXT: plaseboya karşı apiksaban), apiksabanın DVT ve/veya PE tedavisi (AMPLIFY), ve VTE ve/veya PE için 6- 12 aylık antikoagülan tedavisini takiben tekrarlayan DVT ve/veya PE'nin önlenmesi (AMPLIFY- EXT) için uzatılmış tedavinin etkililik ve güvenliliğini göstermek üzere dizayn edilmiştir. Her iki çalışma da semptomatik proksimal DVT veya semptomatik PE'si olan hastalarda randomize, paralel grup, çift-kör, çok uluslu çalışmalardı. Tüm kilit güvenlilik ve etkililik sonlanım noktaları bağımsız körlenmiş bir komite tarafından değerlendirilmiştir.

              AMPLIFY çalışması

              AMPLIFY çalışmasında toplam 5.395 hasta; 7 günlük günde iki kez 10 mg oral apiksabanı takiben 6 ay boyunca günde iki kez 5 mg oral apiksaban tedavisine veya en az 5 gün boyunca günde iki kez subkutan 1 mg/kg enoksaparin (INR ≥ 2 olana kadar) ve 6 ay boyunca oral varfarin (hedef INR aralığı 2-3) tedavisine randomize edilmiştir.

              Ortalama yaş 56,9'dur ve hastaların % 89,8'inde provoke edilmemiş VTE olayları mevcuttur.

              Varfarine randomize edilen hastalar için terapötik aralıktaki (INR 2-3) ortalama zaman yüzdesi 60,9'dur. Apiksaban, tekrarlayan semptomatik VTE veya VTE-ilişkili ölümde, değişik merkez TTR seviyelerinde azalma göstermiştir; merkezdeki en yüksek çeyrekte enoksaparin/varfarine kıyasla apiksabanın relatif riski 0,79'dur (% 95 GA, 0,39, 1,61).

              Çalışmada, apiksabanın tekrarlayan semptomatik VTE (ölümcül olmayan DVT veya ölümcül

              olmayan PE) veya VTE-ilişkili ölüm kombine primer sonlanım noktasında etkisinin enoksaparin/varfarine göre non-inferior olduğu gösterilmiştir (bkz. Tablo 8).

              Tablo 8: AMPLIFY çalışmasının etkililik sonuçları

              Apiksaban N=2.609 n (%)

              Enoksaparin/ Varfarin N=2.635

              n (%)

              Rölatif risk

              (% 95 GA)

              VTE veya VTE-ilişkili ölüm

              59 (2,3)

              71 (2,7)

              0,84 (0,6- 1,18)*

              DVT

              20 (0,7)

              33 (1,2)

              PE

              27 (1)

              23 (0,9)

              VTE-ilişkili ölüm

              12 (0,4)

              15 (0,6)

              VTE veya tüm nedenlere bağlı

              ölüm

              84(3,2)

              104 (4)

              0,82 (0,61- 1,08)

              VTE veya KV-ilişkili ölüm

              61 (2,3)

              77 (2,9)

              0,8 (0,57- 1,11)

              VTE, VTE-ilişkili ölüm, veya

              majör kanama

              73 (2,8)

              118 (4,5)

              0,62 (0,47- 0,83)

              *Enoksaparin /varfarine kıyasla non-inferior (P < 0,0001)

              Apiksabanın VTE başlangıç tedavisindeki etkililiği, PE [Rölatif risk 0,9; % 95 GA (0,5, 1,6)] veya DVT [Rölatif risk 0,8; % 95 GA (0,5, 1,3)] tedavisi hastaları arasında tutarlıydı. Etkililik yaş, cinsiyet,vücut-kütle indeksi (BMI), böbrek fonksiyonu, indeks PE büyüklüğü, DVT trombozunun yeri ve geçmişte parenteral heparin kullanan alt gruplarda genelde tutarlıydı.

              Primer güvenlilik sonlanım noktası majör kanamaydı. Çalışmada, primer güvenlilik sonlanım noktasında apikasaban, enoksaparin/varfarine göre istatistiksel olarak üstündür [Rölatif risk 0,31; % 95 GA (0,17, 0,55), p değeri < 0,0001] (bkz. Tablo 9).

              Tablo 9: AMPLIFY çalışmasındaki kanama sonuçları

              Apiksaban N=2.676 n (%)

              Enoksaparin / Varfarin N=2.689

              n (%)

              Rölatif risk

              (% 95 GA)

              Majör

              15 (0,6)

              49 (1,8)

              0,31 (0,17- 0,55)

              Majör + CRNM

              115 (4,3)

              261 (9,7)

              0,44 (0,36- 0,55)

              Minör

              313 (11,7)

              505 (18,8)

              0,62 (0,54- 0,7)

              Tümü

              402 (15)

              676 (25,1)

              0,59 (0,53- 0,66)

              Herhangi bir anatomik bölgede majör kanama ve CRNM kanama enoksaparin/varfarin ile karşılaştırıldığında apiksaban grubunda genel olarak daha düşüktür. ISTH majör gastrointestinal kanama apiksaban ile tedavi edilen hastaların 6 (% 0,2)'sında ve enoksaparin/varfarin ile tedavi edilen hastaların 17 (% 0,6)'sinde gözlenmiştir.

              AMPLIFY-EXT çalışması

              AMPLIFY-EXT çalışmasında toplam 2.482 hasta; 6 ila 12 aylık başlangıç antikoagülan tedavisini tamamladıktan sonra 12 ay boyunca günde iki kez 2,5 mg oral apiksaban, günde iki kez 5 mg oral apiksaban veya plasebo gruplarına randomize edilmiştir. Bunlardan 836 hasta (% 33,7)

              AMPLIFY- EXT çalışmasına alınmadan önce AMPLIFY çalışmasına katılmıştır. Ortalama yaş 56,7'dir ve hastaların % 91,7'sinde provoke edilmemiş VTE olayları mevcuttur.

              Çalışmada apiksabanın her iki dozu da semptomatik, tekrarlayan VTE veya tüm nedenlere bağlı ölüm primer sonlanım noktalarında plaseboya göre istatistiksel olarak üstün bulunmuştur (bkz. Tablo 10).

              Tablo 10: AMPLIFY-EXT çalışmasındaki etkililik sonuçları

              Apiksaban

              Apiksaban

              Plasebo

              Rölatif risk

              2,5 mg

              (N=840)

              5,0 mg

              (N=813)

              (N=829)

              Apiksaban

              2,5

              mg vs. plasebo

              Apiksaban

              5,0

              mg vs. plasebo

              n (%)

              Tekrarlayan VTE veya tüm nedenlere

              bağlı ölüm

              19 (2,3)

              14 (1,7)

              77 (9,3)

              0,24

              (0,15- 0,4)*

              0,19

              (0,11- 0,33)*

              DVT**

              6 (0,7)

              7 (0,9)

              53 (6,4)

              PE**

              7 (0,8)

              4 (0,5)

              13 (1,6)

              Tüm nedenlere

              bağlı ölüm

              6 (0,7)

              3 (0,4)

              11 (1,3)

              Tekrarlayan VTE veya VTE-ilişkili

              ölüm

              14 (1,7)

              14 (1,7)

              73 (8,8)

              0,19

              (0,11- 0,33)

              0,2

              (0,11- 0,34)

              Tekrarlayan VTE veya KV-ilişkili

              ölüm

              14 (1,7)

              14 (1,7)

              76 (9,2)

              0,18

              (0,1- 0,32)

              0,19

              (0,11- 0,33)

              Ölümcül

              olmayan DVT***

              6 (0,7)

              8 (1)

              53 (6,4)

              0,11

              (0,05- 0,26)

              0,15

              (0,07- 0,32)

              Ölümcül

              olmayan PE***

              8 (1)

              4 (0,5)

              15 (1,8)

              0,51

              (0,22- 1,21)

              0,27

              (0,09- 0,8)

              VTE-ilişkili

              ölüm

              2 (0,2)

              3 (0,4)

              7 (0,8)

              0,28

              (0,06- 1,37)

              0,45

              (0,12- 1,71)

              * p değeri < 0,0001

              ** kompozit sonlanım noktasına etki eden birden fazla olay olan hastalarda, sadece ilk olay raporlanmıştır (örn. eğer bir kişi hem bir DVT hem de sonrasında bir PE geliştirdiyse sadece DVT raporlanmıştır).

              *** Bireysel hastalar birden fazla olay deneyimlemiş olabilir ve her iki sınıflandırmada da

              gösterilebilir.

              Bir VTE'nin tekrarlamasının önlenmesi için apiksabanın etkililiği; yaş, cinsiyet, vücut kütle

              indeksi (BMI) ve renal fonksiyonu içeren alt grupları içinde korunmuştur.

              Primer güvenlilik sonlanım noktası tedavi süresince majör kanamadır. Çalışmada her iki apiksaban dozu için majör kanama insidansı istatistiksel olarak plasebodan farklı olmamıştır. Günde iki kez apiksaban 2,5 mg ve plasebo tedavi grupları arasında majör + CRNM, minör ve tüm kanama insidansında istatistiksel olarak belirgin bir fark olmamıştır (bkz. Tablo 11).

              Tablo 11: AMPLIFY-EXT çalışmasındaki kanama sonuçları

              Apiksaban

              Apiksaban

              Plasebo

              Rölatif risk

              2,5 mg

              (N=840)

              5,0 mg

              (N=811)

              (N=826)

              Apiksaban

              2,5

              mg vs. plasebo

              Apiksaban

              5,0

              mg vs. plasebo

              n (%)

              Majör

              2 (0,2)

              1 (0,1)

              4 (0,5)

              0,49

              0,25

              (0,09- 2,64)

              (0,03,- 2,24)

              Majör +

              27 (3,2)

              35 (4,3)

              22 (2,7)

              1,20

              1,62

              CRNM

              (0,69- 2,1)

              (0,96- 2,73)

              Minör

              75 (8,9)

              98 (12,1)

              58 (7,0)

              1,26

              (0,91- 1,75)

              1,7

              (1,25- 2,31)

              Tümü

              94 (11,2)

              121 (14,9)

              74 (9)

              1,24

              (0,93- 1,65)

              1,65

              (1,26- 2,16)

              ISTH majör gastrointestinal kanama, günde iki kez 5 mg dozda apiksaban ile tedavi edilen 1 hastada (% 0,1) gözlenmiş, günde iki kez 2,5 mg dozda tedavi edilen hiçbir hastada gözlenmemiş ve plasebo ile tedavi edilen 1 hastada (% 0,1) gözlenmiştir.

              5.2. Farmakokinetik özellikler

              Genel özellikler:‌

              Emilim:

              10 mg'a kadar dozlarda apiksabanın mutlak yararlanımı yaklaşık % 50'dir. Apiksaban hızla emilerek maksimum konsantrasyonuna (C) tablet alımını takip eden 3 ila 4 saat içinde ulaşır. Besinler ile birlikte alınması 10 mg dozunda apiksaban EAA veya Cdeğerlerini etkilemez. TROMBOXAR® besinlerle birlikte veya tek başına alınabilir.

              Apiksaban 10 mg'a kadar oral dozlarda, maruziyet üzerinde doz orantısal artış ile lineer farmakokinetik özellik gösterir. Apiksaban, ≥ 25 mg dozlarda dissolüsyon ile sınırlı emilim ile azalmış biyoyararlanım gösterir. Birey içi ve bireyler arası sırasıyla ~ % 20 ve ~ % 30 varyasyon katsayısı (CV) ile de gösterildiği gibi apiksabanın maruziyet parametreleri düşük ila orta derece değişkenlik gösterir.

              10 mg apiksabanın; 30 mL su içinde 2 adet 5 mg ezilmiş tablet süspansiyonu halinde oral yoldan uygulanmasını takiben gözlenen maruziyet, 2 adet bütün 5 mg tabletin oral alımı sonrası gözlenen

              maruziyet ile karşılaştırılabilirdir. 10 mg apiksabanın; 30 g elma püresi ile 2 adet 5 mg ezilmiş tablet halinde oral yoldan uygulanmasını takiben gözlenen Cve EAA; 2 adet bütün 5 mg tablet alımı ile karşılaştırıldığında sırasıyla % 21 ve % 16 daha düşük bulunmuştur. Maruziyetteki azalma klinik açıdan belirgin değildir.

              60 mL G5W içinde süspansiyon haline getirilen bir adet ezilmiş 5 mg apiksaban tabletin nazogastrik bir tüp aracılığı ile uygulanmasını takiben gözlenen maruziyet, oral tek doz 5 mg apiksaban tablet alan sağlıklı gönüllülerin dahil olduğu diğer klinik çalışmalarda gözlenenlere benzerdir.

              Apiksabanın tahmin edilebilen, doz orantısal farmakokinetik profiline dayanarak; yapılan çalışmalardan elde edilen biyoyararlanım sonuçları apiksabanın düşük dozları için de geçerlidir.

              Dağılım:

              İnsanlarda plazma proteinlerine bağlanması yaklaşık % 87 oranındadır. Dağılım hacmi (Vss) yaklaşık 21 litredir.

              Biyotransformasyon:

              3-oksopiperidinil fonksiyonel grubunun O-demetilasyonu ve hidroksilasyonu majör biyotransformasyon bölgeleridir. Apiksaban büyük oranda CYP3A4/5 tarafından metabolize edilir ve CYP1A2, 2C8, 2C9, 2C19, ve 2J2 de küçük oranda katkıda bulunur. Değişmemiş apiksaban insan plazmasında bulunan majör etkin madde ile ilişkili bileşendir ve dolaşımda aktif metabolitler görülmez.

              Eliminasyon

              Apiksabanın birçok eliminasyon yolu vardır. İnsanlara uygulanan apiksaban dozunun yaklaşık % 25'i metabolitler olarak, çoğunluğu feçes ile atılır. Apiksabanın renal atılımı toplam klirensin yaklaşık % 27'sinden sorumludur. Biliyer ve doğrudan intestinal atılımdan ilave katkı sırasıyla klinik ve klinikdışı çalışmalarda izlenmiştir. Apiksaban taşıma proteinleri, P-gp ve meme kanseri direnç proteini (BSRP) için sübstrattır.

              Apiksabanın toplam klirensi 3,3 L/sa olup yarılanma ömrü yaklaşık 12 saattir. Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:

              Apiksaban farmakokinetiği doğrusaldır ve 10 mg'a kadar olan oral dozlarda maruziyet ile

              orantısal artış gösterir. Apiksaban,  25 mg dozlarında, çözünme ile sınırlı emilim ile biyoyararlanımda azalma gösterir.

              Hastalardaki karakteristik özellikler

              Böbrek yetmezliği:

              Bozulmuş renal fonksiyonun apiksaban pik konsantrasyonu üzerinde bir etkisi görülmemiştir. Ölçülen kreatinin klirensi ile değerlendirildiği üzere, apiksaban maruziyetinde renal fonksiyonda azalma ile ilişkili bir artış görülmüştür. Hafif (kreatinin klirensi 51 – 80 mL/dk), orta (kreatinin klirensi 30 – 50 mL/dk) ve ağır (kreatinin klirensi 15 – 29 mL/dk) böbrek yetmezliği olan hastalarda, apiksaban plazma konsantrasyonları (EAA) normal kreatinin klirensi olan kişilere

              kıyasla sırasıyla % 16, % 29 ve % 44 oranında artmıştır. Böbrek yetmezliğinin apiksaban plazma

              konsantrasyonu ve anti- Faktör Xa aktivitesi arasındaki ilişki üzerinde belirgin bir etkisi yoktur. Son evre böbrek hastalığı (SEBH) olan hastalarda, hemodiyalizden hemen sonra tek doz 5 mg apiksaban uygulandığında, renal fonksiyonu normal olan kişilere kıyasla apiksabanın EAA'ı % 36 artmıştır. Tek doz 5 mg apiksaban uygulamasından 2 saat sonra başlatılan hemodiyaliz, bu SEBH olan hastalarda apiksaban diyaliz klirensi 18 mL/dk olacak şekilde apiksaban EAA'ını % 14 düşürmüştür. Bu nedenle, hemodiyalizin apiksaban doz aşımı tedavisinde etkili olması beklenmez.

              Karaciğer yetmezliği:

              Hafif karaciğer yetmezliği olan 8 hasta Child-Pugh A skor 5 (n=6) ve skor 6 (n=2), ve orta karaciğeryetmezliği olan 8 hastanın Child-Pugh B skor 7 (n=6) ve skor 8 (n=2) 16 sağlıklı gönüllü ile karşılaştırıldığı bir çalışmada, apiksaban 5 mg tek dozunun farmakokinetik ve farmakodinamiği karaciğer yetmezliği olan deneklerde farklı görülmemiştir. Anti-faktör Xa aktivitesi ve INR'de görülen değişimler, hafif - orta derece karaciğer yetmezliği olanlar ile sağlıklı gönüllüler arasında benzerdir.

              Geriyatrik popülasyon:

              Yaşlı hastalarda (65 yaş üzeri) görülen plazma konsantrasyonları genç hastalardakinden yüksek olup ortalama EAA değeri yaklaşık % 32 daha fazladır ve Cmaks'da herhangi bir değişiklik yoktur.

              Cinsiyet:

              Apiksaban maruziyeti erkeklere kıyasla kadınlarda yaklaşık % 18 daha fazladır.

              Etnik köken ve ırk:

              Faz 1 çalışmalar arasında karşılaştırılan sonuçlarda, beyaz, asyalı ve siyah ırktan gönüllüler arasında apiksaban farmakokinetiği bakımından belirgin bir fark görülmemiştir. Elektif kalça veya diz replasmanı ameliyatı ardından apiksaban alan hastaları içeren bir popülasyon bazlı farmakokinetik analizin sonuçları da faz 1 çalışmalar ile tutarlıdır.

              Vücut ağırlığı:

              Vücut ağırlığı 65 ila 85 kg arasında olan hastalardaki apiksaban maruziyetine kıyasla, > 120 kg vücut ağırlığı yaklaşık % 30 oranında daha az maruziyet ve < 50 kg vücut ağırlığı yaklaşık % 30 oranında daha fazla maruziyet ile ilişkilidir.

              Farmakokinetik/farmakodinamik ilişki

              Apiksaban plazma konsantrasyonu ve birçok farmakodinamik sonlanım noktası (anti-Faktör Xa aktivitesi, INR, PT, aPTT) arasındaki farmakokinetik/farmakodinamik (PK/PD) ilişki, geniş bir aralıkta bulunan dozların (0,5-50 mg) uygulanmasını takiben incelenmiştir. Apiksaban konsantrasyonu ve anti-Faktör Xa aktivitesi arasındaki ilişki doğrusal bir model ile tanımlanmıştır. Hastalarda gözlenen PK/PD ilişkisi, sağlıklı gönüllülerde gösterilen ile tutarlıdır.

              5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

              Güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel,

              fertilite ve embriyo-fetal gelişim ve jüvenil toksisite üzerinde yapılan konvansiyonel çalışmalardan edinilen klinik öncesi veriler insanlar için özel bir tehlike olduğunu göstermemektedir.

              Tekrarlanan doz toksisite çalışmalarında gözlenen majör etkiler apiksabanın kan koagülasyon parametreleri üzerine farmakodinamik etkileri ile ilişkilidir. Toksisite çalışmalarında, kanama eğiliminde ya az artış olmuş ya da hiç olmamıştır. Ancak, bu durum insanlarla karşılaştırıldığında klinik olmayan türlerin daha düşük bir duyarlılıkta olmasına bağlı olabileceğinden, bu sonuç insanlara uyarlanırken dikkatli olunmalıdır.

              Sıçan sütünde muhtemelen aktif transport ile taşınmasından, süt-maternal plazma oranı (Cyaklaşık 8; EAA yaklaşık 30) daha yüksek bulunmuştur.

              6.   FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

                6.1. Yardımcı maddelerin listesi

                Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı) Sodyum lauril sülfat

                Povidon Mikrokristalin selüloz Kroskarmelloz sodyum Magnezyum stearat Hipromelloz

                Titanyum dioksit

                Triasetin

                Kırmızı demir oksit

                6.2. Geçimsizlikler

                Geçerli değildir.

                6.3. Raf ömrü

                24 ay

                6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

                25°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

                6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

                PVC/PVDC şeffaf-alüminyum folyo blister içeren karton kutu

                56 ve 60 tabletlik ambalajlarda

                6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

                Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller, “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği†ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğiâ€ne uygun olarak imha edilmelidir.

                Doğum Sonrası Depresyonu Doğum Sonrası Depresyonu Doğum sonrası depresyonu, doğumdan sonra her on kadından biri tarafından tecrübe edilen stresli bir durumdur. Astım Astım Astımlı kişilerin akciğerlerindeki hava boruları (bronşlar) hassastır. Bu kişiler belirli tetikleyici faktörlere maruz kaldıklarında, hava boruları nefes almalarını güçleştirecek şekilde daralır.

    İLAÇ GENEL BİLGİLERİİlaç Bilgileri

    Ali Raif İlaç San. A.Ş.
    Satış Fiyatı 884.26 TL [ 26 Apr 2024 ]
    Önceki Satış Fiyatı 884.26 TL [ 22 Apr 2024 ]
    Original / JenerikOriginal İlaç
    Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
    Barkodu8699543092430
    Etkin Madde Apiksaban
    ATC Kodu B01AF02
    Birim Miktar 5
    Birim Cinsi MG
    Ambalaj Miktarı 56
    Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Antitrombotik İlaçlar
    Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. 
    TROMBOXAR 5 mg film kaplı tablet Barkodu