RILUTEK 50 mg 56 film tablet Kısa Ürün Bilgisi

Riluzol }

Sinir Sistemi > Diğer İlaçlar > Riluzol
Sanofi Sağlık Ürünleri Ltd.Şti | 17 May  2013

1.   BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

RİLUTEK 50 mg film tablet

2.   KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Etkin madde

Riluzol                   50 mg

Yardımcı maddeler

  • Yardımcı maddeler için 6.1.’e bakınız.


    Lütfen PDF Dosyasına bakınız.


    4.1. Terapötik endikasyonlar

    RİLUTEK amiyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalarında yaşamı uzatmak ve mekanik ventilasyon gerekli olana dek geçen zamanı uzatmak amacıyla kullanılır.

    Klinik çalışmalar, RİLUTEK’in ALS hastalarında yaşam süresini uzattığını göstermiştir. (Bkz. bölüm 5.1) Bu süreç, yaşamakta olan hastaların entübe edilip mekanik solunuma bağlanmadan ve trakeotomi yapılmadan geçirdikleri dönemdir.

    RİLUTEK’in motor fonksiyon, akciğer fonksiyonları, fasikülasyonlar, kas gücü ve motor semptomlar üzerinde terapötik yarar sağladığına dair kanıt yoktur. RİLUTEK’in ALS’nin geç dönemlerinde etkili olduğu bildirilmemiştir.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Yetişkinlerde ve yaşlı bireylerde önerilen doz 100 mg’dır (12 saatte bir 50 mg).

    Daha yüksek günlük dozun ekstra yarar sağladığı bildirilmemiştir.

    Uygulama sıklığı ve süresi:

    RİLUTEK 12 saatte bir 50 mg olarak alınır.

    Uygulama şekli:

    RİLUTEK oral yolla kullanım içindir. RİLUTEK ile yapılacak tedavi yalnızca motor nöron hastalıklarının tedavisinde deneyim sahibi olan uzman doktorlar tarafından başlatılmalıdır.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Bu popülasyonda tekrarlayan doz çalışmaları yapılmamış olduğu için, böbrek yetmezliği olan hastalarda RİLUTEK’in kullanılması önerilmez. (Bkz. Bölüm 4.4).

    Karaciğer yetmezliği:

    Bkz. Bölüm 4.3, Bölüm 4.4. ve Bölüm 5.2

    Pediyatrik popülasyon:

    Riluzolun çocuklarda ve adolesanlardaki nörodejeneratif hastalıklarda etkililik ve güvenliliği bilinmediği için RİLUTEK’in pediyatrik popülasyonda kullanımı önerilmez. (Bkz. Bölüm 4.4).

    Geriyatrik popülasyon:

    4.3. Kontrendikasyonlar

    -  Etkin madde veya tabletteki yardımcı maddelere (bkz. Bölüm 6.1) karşı hipersensitivite hikayesi olan hastalarda kullanılmamalıdır.

  • -  Karaciğer hastalıkları olan ya da başlangıçta transaminaz değerleri, üst normal sınırın 3 katından fazla olan hastalarda kullanılmamalıdır.

  • 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Karaciğer yetmezliği:

    Riluzol karaciğer fonksiyonları normal olmayan veya serum transaminaz değerleri (ALT/SGPT; AST/SGOT üst normal sınırın 3 katına kadar), bilirubin ve/veya gama-glutamiltransferaz (GGT) düzeyleri hafifçe artmış hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Başlangıçta bazı karaciğer fonksiyon testlerinin değerlerinin yüksek olması (özellikle bilirübinin artışı) riluzolun kullanılmamasını gerektirir (Bkz. Bölüm 4.8)

    Hepatit riskinden dolayı ALT de dahil, serum transaminazları, riluzol tedavisi öncesinde ve tedavi sırasında ölçülmelidir. ALT tedavinin ilk 3 ayında her ay, tedavinin ilk yılının geri kalanında 3 ayda bir ve bundan sonra da periyodik olarak ölçülmelidir. ALT düzeyleri artmış olan hastalarda ölçüm daha sık yapılmalıdır.

    ALT düzeyi üst normal sınırın 5 katına çıktığı takdirde riluzol kesilmelidir. ALT düzeyi üst normal sınırın 5 katına çıkmış olan hastalarda doz azaltılmasıyla ya da yeniden ilaç uygulamasıyla ilgili tecrübe yoktur. Riluzolun bu durumdaki hastalarda yeniden uygulanması önerilmez.

    Nötropeni:

    Hastalar ateşli bir hastalık geçirdikleri takdirde doktorlarına bildirmeleri konusunda uyarılmalıdır. Ateşli bir hastalığın rapor edilmesi doktoru harekete geçirmeli ve lökosit sayımı yapılmalıdır, nötropeni tespit edilirse riluzol kesilmelidir. (Bkz. Bölüm 4.8).

    İnterstisyel akciğer hastalığı:

    Riluzol ile tedavi sırasında, bazıları şiddetli olan, interstisyel akciğer hastalığı vakaları rapor edilmiştir (bkz. bölüm 4.8). Eğer kuru öksürük ve/veya dispne gibi solunum semptomları gelişirse, göğüs radyografisi çekilmelidir ve interstisyel akciğer hastalığı bulguları belirgin ise (ör.: bilateral difüz akciğer opasitesi) riluzol tedavisi hemen durdurulmalıdır. Bildirilen vakaların çoğunluğunda, semptomlar tıbbi ürünün kesilmesinden ve semptomatik tedavinin ardından ortadan kaldırılmıştır.

    Hastalardaki karakteristik özellikler

    Pediyatrik popülasyon: Riluzolun çocuklarda ve yetişkinlerdeki nörodejeneratif hastalıklarda etkililik ve güvenliliği bilinmediği için RİLUTEK’in çocuklarda kullanımı önerilmez. (Bkz. bölüm 4.2).

    4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

    Riluzolun diğer ilaçlarla etkileşimini değerlendiren klinik çalışma yapılmamıştır.

    İnsan karaciğer mikrozom preparatlarının kullanıldığı in vitro çalışmalar CYP 1A2’nin, riluzolun birincil oksidatif metabolizmasında rol oynayan ana izoenzim olduğunu göstermiştir. CYP 1A2 inhibitörleri (kafein, diklofenak, diazepam, nisergolin, klomipramin, imipramin, fluvoksamin, fenasetin, teofilin, amitriptilin ve kinolonlar) potansiyel olarak riluzol eliminasyonunu azaltabilirken, CYP 1A2 tetikleyicileri (sigara dumanı, kömürde ızgara yapılmış yiyecekler, rifampisin, omeprazol) riluzolun eliminasyonunu arttırabilirler.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Özel popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.

    Pediyatrik popülasyon:

    4.6. Gebelik ve laktasyon

    Gebelik kategorisi: C

    Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

    Riluzolun çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar/doğum kontrolü ile birlikte kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince etkili doğum kontrolü uygulamalıdır.

    Gebelik dönemi

    RİLUTEK gebelik döneminde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 5.3).

    Gebe kadınlarda riluzol tedavisi ile ilgili klinik veriler yetersizdir.

    Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

    Laktasyon dönemi

    RİLUTEK emzirme döneminde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 5.3).

    Riluzolun insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir.

    Üreme yeteneği/Fertilite

    4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

    Hastalar, sersemlik ve baş dönmesi olabileceği konusunda uyarılmalı ve kendilerinde bu gibi belirtiler oluşursa, araç ve makine kullanmamaları tavsiye edilmelidir.

    4.8. İstenmeyen etkiler

    Güvenlilik profilinin özeti

    Riluzol ile tedavi edilen ALS hastaları üzerinde yapılan faz III klinik araştırmalarda en yaygın bildirilen advers reaksiyonlar güçsüzlük, bulantı ve karaciğer fonksiyon testlerinde anormal sonuçlar görülmesidir.

    Görülme sıklığına göre aşağıdaki başlıklara uygun olarak sıralanan istenmeyen etkiler aşağıda belirtilmektedir:

    Advers reaksiyonların tablo halinde özeti

    Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

    Çok yaygın

    Yaygın

    Yaygın olmayan

    Bilinmiyor

    Kan ve lenf sistemi hastalıkları

    Anemi

    Şiddetli nötropeni (bkz.

    Bölüm 4.4)

    Bağışıklık sistemi hastalıkları

    Anafilaktik reaksiyon, anjiyoödem

    Sinir sistemi hastalıkları

    Baş ağrısı, baş dönmesi, oral parestezi, somnolans

    Kardiyak hastalıklar

    Taşikardi

    Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

    İnterstisyel akciğer hastalığı (bkz. Bölüm 4.4)

    Gastrointesinal hastalıklar

    Mide bulantısı

    Diyare, abdominal ağrı, kusma

    Pankreatit

    Hepato-biliyer hastalıklar

    Anormal karaciğer fonksiyon testleri

    Hepatit

    Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

    Asteni


    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapötik grup: Diğer sinir sistemi ilaçları

    ATC kodu: NO7XX02

    Etki mekanizması

    ALS’nin patogenezi tam olarak anlaşılmamış olmakla beraber, glutamatın (santral sinir sisteminde primer eksitatör nörotransmitter) bu hastalıktaki hücre ölümünden sorumlu olduğu düşünülmektedir. Riluzolun etkisini glutamat proseslerini inhibe etmek suretiyle oluşturduğu düşünülmektedir. Kesin etki mekanizması bilinmemektedir.

    Klinik etkililik ve güvenlilik

    Bir çalışmada 155 hasta randomize olarak günde 100 mg (50 mg günde 2 kez) riluzol veya plasebo aldılar ve 12 ila 21 ay süreyle izlendiler. Bölüm 4.1’de tanımlandığı şekliyle survival, riluzol alan hastalarda plasebo grubuna kıyasla önemli oranda uzadığı görüldü. Ortalama survival süresi riluzol grubunda 17,7 ay, plasebo grubunda 14,9 aydı.

    Doz tespit çalışmasında ALS hastası 959 kişi dört tedavi grubundan birine alındı: riluzol 50, 100, 200 mg/gün veya plasebo. Hastalar 18 ay süreyle takip edildiler. 100 mg/gün riluzol tedavisi alan hastalarda survival plasebo tedavisi alan hastalara kıyasla çok daha uzundu. 50 mg/gün riluzol tedavisi plaseboya göre istatistiksel olarak anlamlı sonuç vermezken, 200 mg/gün riluzolun etkisi 100 mg/gün ile benzerdi. Ortalama survival süresi riluzol 100 mg/gün ve plasebo gruplarında sırasıyla 16,5 ve 13,5 aydı.

    Hastalığın geç evrelerinde riluzolun etkililik ve güvenliliğini değerlendirmek amacıyla yapılan bir paralel grup çalışmada riluzol grubunda survival süresi ve motor fonksiyonlar plasebo grubundan farklı bulunmadı. Bu çalışmada hastaların çoğunluğunun vital kapasitesi % 60’tan azdı.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Riluzolun farmakokinetiği sağlıklı erkek gönüllülerde oral yoldan 25 ila 300 mg tek doz ve günde iki kere 25 ila 100 mg multipl doz uygulaması yoluyla araştırılmıştır. Plazma seviyesi dozla birlikte lineer olarak artar ve farmakokinetiği doza bağımlı değildir.

    Multipl doz uygulaması ile (10 gün süreyle günde iki kere 50 mg riluzol ) değişmeden kalan riluzolun, plazmada birikimi 2 katına çıkmış ve 5 günden kısa sürede kararlı duruma ulaşmıştır.

    Emilim: Riluzol oral uygulama sonrası hızla emilir, maksimum plazma konsantrasyonuna 60 – 90 dakika içinde ulaşır (Cmax = 173 ± 72 (ss) ng/mL). Uygulanan dozun yaklaşık %90’ı emilir, mutlak biyoyararlanımı %60 ± 18’dir.

    Riluzol çok yağlı yiyeceklerle birlikte verilirse emilimin hızı ve oranı azalır. (Cmax ‘taki azalma %44, EAA’da azalma %17)

    Dağılım: Riluzol vücutta geniş bir alana dağılır ve kan beyin bariyerini geçtiği gösterilmiştir. Riluzolun dağılım hacmi yaklaşık 245 ± 69 L’dir (3,4 L/kg). Riluzolun proteinlere bağlanma oranı % 97’dir, özellikle serum albümine ve lipoproteinlere bağlanır.

    Biyotransformasyon: Değişmeden kalan riluzol plazmadaki ana bileşendir ve sitokrom P450 tarafından ve ardından glukuronidasyon yoluyla yoğun şekilde metabolize olur. İnsan karaciğer preparatlarının kullanıldığı in vitro çalışmalar, sitokrom P450 1A2 ‘nin riluzol metabolizmasındaki ana izoenzim olduğunu ortaya koymuştur. İdrarda saptanan türevleri üç fenol türevi, bir üreido-türevi ve değişmeden kalan riluzoldur.

    Riluzol, önce sitokrom P450 1A2 ile okside edilerek aktif major metaboliti olan N-hidroksi-riluzole (RPR112512) dönüşür. Bu metabolit hızla O- ve N- glukuronotlarına çevrilir.

    Eliminasyon: Eliminasyon yarı ömrü 9 ila 15 saattir. Riluzol öncelikle idrarla atılır. İdrarda atılımı verilen dozun yaklaşık % 90’ıdır. Glukuronatlar idrardaki metabolitlerinin yaklaşık % 85’idir. Sadece % 2 oranında riluzolun idrarda değişmeden atıldığı saptanmıştır.

    Hastalardaki karakteristik özellikler

    Böbrek yetmezliği: 50 mg oral tek doz riluzol uygulaması ile elde edilen farmakokinetik parametreler açısından, orta düzeyde ve ağır kronik böbrek yetmezliği olan hastalarla (kreatinin klirensi 10 - 50 mL/dakika) ve sağlıklı gönüllüler arasında önemli fark yoktur.

    Karaciğer yetmezliği: Tek doz 50 mg uygulanan riluzol ile saptanan EAA, hafif kronik karaciğer yetmezliği hastalarında 1,7 kat, orta derecede kronik karaciğer yetmezliği olan hastalarda 3 kat artmıştır.

    Geriyatrik popülasyon: Riluzolun multipl doz uygulaması ile (4,5 gün süreyle günde iki kere 50 mg) elde edilen farmakokinetik parametreler yaşlı bireylerde (>70 yaş) değişiklik göstermemiştir.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Riluzol hem sıçanlar hem de farelerde karsinojenite potansiyeli göstermemiştir

    Riluzol ile yapılan genotoksisite için standart testler negatiftir. Riluzolün majör aktif metaboliti üzerinde yapılan iki in vitro test pozitif sonuçlar vermiştir. Diğer yedi standart in vitro veya in vivo miktar tayinlerinde yapılan yoğun testler metabolitin genotoksik potansiyelini göstermemiştir. Bu verilere dayanarak ve riluzolün fare ve sıçandaki karsinojenezindeki negatif çalışmaları göz önünde bulundurularak, bu metabolitin genotoksik etkisinin insanlar ile ilişkili olmadığı kabul edilmiştir.

    Sıçan ve maymunlarda subakut ve kronik toksisite çalışmalarında tutarsız şekilde kan hücresi parametrelerinde ve/veya karaciğer parametrelerinde azalma kaydedilmiştir. Köpeklerde hemolitik anemi görülmüştür.

    Tek bir toksisite çalışmasında, tedavi edilen dişi sıçanların overlerinde kontrol grubuna kıyasla daha yüksek oranda corpora lutea azalması görülmüştür. Bu izole bulgu, başka bir türde veya başka bir çalışmada kaydedilmemiştir.

    Tüm bu bulgular, insandaki normal dozun (100 mg /gün) 2 ila 10 katı dozlarda görülmüştür.

    Hamilesıçanda, 14C riluzolun plasentadan fetusa transferi saptanmıştır. Sıçanlarda, riluzol hamilelik oranını ve implantasyon sayısını azaltmıştır, bu sonuçlar sıçanların klinik tedavi verilen insanların sistemik olarak maruz kaldıkları düzeyin en az iki katı seviyesinde doza maruz kaldıklarında görülmüştür. Hayvan üreme çalışmalarında malformasyon görülmemiştir.

    Emziren sıçanlarda, sütte 14C riluzol saptanmıştır.

    6.   FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

    6.1. Yardımcı maddelerin listesi

    Dibazik kalsiyum fosfat, anhidr

    Mikrokristalin selüloz

    Kolloidal silika, anhidr

    Magnezyum stearat

    Kroskarmelloz sodyum*

    Hidroksipropil metilselüloz

    Polietilen glikol (makrogol)

    Titanyum dioksit (E171)

    * Çapraz bağlı karboksimetil selüloz