POLTEOFİLİN-400 Iv İnfüzyon İçin Enjektabl Çözelti Klinik Özellikler
{ }
4.1. Terapötik endikasyonlar
- Astım belirtilerinin tedavi ve önlenmesinde.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
En az toksisiteye yol açacak optimum teofılin düzeyleri 10-20 mikrogram/ml’dir. 20 mikrogram/ml üzerindeki değerler toksik etkilere yol açabilir. Özellikle teofılin klerensinde azalmaya yol açacağı bilinen durumlarda (bkz. bölüm 4.4), 15-20 mikrogram/ml arasındaki değerlerde dahi, toksisite görülebilir. Terapötik düzeylere ulaşabilmek için gerekli teofılin dozu, atılımdaki farklılıklar nedeniyle hastadan hastaya değişir. Preparatın atılımı açısından hastalar arasında farklılıklar olması ve terapötik kan düzeyi aralığının görece dar olması nedeniyle, teofılin dozu her hasta için bireysel olarak belirlenmelidir. Tedavi sırasında serum teofılin düzeylerinin izlenmesi önerilir. Teofılin yağ dokusuna geçmediği için dozaj, ideal vücut ağırlığı üzerinden mg/kg olarak hesaplanmalıdır.
İntravenöz yoldan uygulamalarda ya da hızla emilen teofılin preparatlarında. sabit kan düzeylerinin ve en uygun klinik yanıtın sağlanması için çocuklarda genellikle 6 saat arayla uygulama önerilir. Erişkinlerde ilaç daha yavaş bir şekilde vücuttan uzaklaştırıldığı için 8 saat arayla uygulama yeterli olur.
Daha yüksek dozun gerektiği erişkin ve çocuklarda, daha az sıklıkta uygulamaya olanak sağlayan ve/veya uzun süreli kullanımda belli bir doz aralığında serum düzeylerindeki değişikliklerin daha az olmasını sağlayan, emilimi daha yavaş bir preparat tercih edilebilir.
Hızlı salınımlı bir preparattan, yavaş salınındı bir preparat uygulamasına geçerken, uygulanan doz aynı kalmalı ancak uygulama aralıkları yeniden düzenlenmelidir.
Teofılin, hem yükleme, hem de idame tedavisinde, kalibreli bir infiizyon cihazı kullanılarak aralıklı ya da sürekli olarak intravenöz yoldan uygulanabilir. Her iki uygulama şeklinde de dakikada uygulanan teofılin miktarı 25 mg’ı geçmemelidir. Uygulanacak toplam miktar, aşağıdaki tablolardan seçilebilir.
Acil teofılin tedavisi gerektiren akut astım belirtileri
Hasta Grubu (daha önceden teofılin kullanmayan hastalar) | Yükleme Dozu | izleyen 12 saatteki idame dozu | 12 saatten daha sonraki idame dozu |
6 aylıktan 9 yaşma kadar olan çocuklar | 5 mg/kg | 4 saatte bir 4 mg/kg | 6 saatte bir 4 mg/kg |
Yaşları 9 ile 16 arasında olan çocuklar ve sigara kullanan erişkinler | 5 mg/kg | 4 saatte bir 3 mg/kg | 6 saatte bir 3 mg/kg |
Başka bir hastalığı olmayan ve sigara kullanmayan erişkinler | 5 mg/kg | 6 saatte bir 3 mg/kg | 8 saatte bir 3 mg/kg |
Yaşlı ve Cor Pulmonale’si olan hastalar | 5 mg/kg | 6 saatte bir 2 mg/kg | 8 saatte bir 2 mg/kg |
Konjestif kalp yetmezliği ya da karaciğer hastalığı olanlar | 5 mg/kg | 8 saatte bir 2 mg/kg | 12 saatte bir 1 -2 mg/kg |
Daha önceden teofılin kullanmakta olan hastalar:
Mümkünse, hastanın aldığı son teofılin dozunun hangi yoldan, hangi formda ne kadar süreyle ve ne miktarda olduğu belirlenmelidir. (1 mg teofılin anhidr yaklaşık 1.25 mg aminofılin dihidrata eşdeğerdir.)
Uygulanacak teofılin yükleme dozu, kullanılacak her 0.5 mg/kg’lık teofilinin serum teofılin düzeyini 1 mikrogram/ml yükselteceği göz önüne alınarak belirlenmelidir. İdeal olarak ancak bu belirlemeden sonra serumda ulaşılması istenen konsantrasyonlara hızla ulaşılması mümkün görülüyorsa, yükleme dozundan vazgeçilebilir. Bu mümkün olmadığında, hekim uygun gördüğü en az riskli dozu seçmelidir. Bir miktar riskin göze alınabileceği bir solunum zorluğu durumunda, intravenöz yoldan 2.5 mg/kg yükleme dozunda uygulanan hızlı emilen formdaki teofılin. serum konsantrasyonlarını yaklaşık 5 mikrogram/ml kadar arttıracaktır. Hastada bir teofılin toksisitesi durumu yoksa, bu dozla tehlikeli olabilecek yan etki riski düşüktür.
Bu düzeltilmiş yükleme dozundan sonra, tedaviye yukarıda ilk defa teofılin uygulananlarda önerilen idame dozlarıyla devam edilir.
Kronik tedavide pozoloji / uygulama sıklığı ve süresi
Klinikte yavaş titrasyon genellikle tercih edilmektedir. Teofılin anhidrin başlangıç dozu 16 mg/kg/24 saat ya da 400 mg/24 saat’tir. Hangisinde uygulanacak doz daha az ise, o tercih edilmelidir. 6-8 saat aralıklarla bölünerek uygulanır. Belirtilen doz. hasta tolere edebildiği sürece ya da maksimum doza ulaşılıncaya kadar. 3 günlük aralıklarla, başlangıç dozunun %25’i kadar artırılabilir.
Serum konsantrasyonunun ölçülmediği durumlarda maksimum doz (Tolere edilemeyen herhangi bir doza ulaşılmaya çalışılmamalıdır)
Yaşa Göre Maksimum Günlük Teofılin Dozu | |
Yas | Maksimum günlük doz1 |
1 - 9 yaş | 24 mg/kg/gün |
9-12 yaş | 20 mg/kg/gün |
12-16 yaş | 18 mg/kg/gün |
> 16 yaş | 13 mg/kg/gün |
Belirtilen dozları ya da 900 mg’ı geçmeyecek şekilde; hangisi daha düşükse.
Not: En uygun teofılin dozunun belirlenmesi için serum teofılin düzeylerinin izlenmesi önerilir. Ancak bu her zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle hastalar toksik belirtiler açısından yakından izlenmelidir. Günümüzdeki bilgiler, yukarıda önerilen dozlarla hastaların çoğunda, toksisite riski en alt düzeyde tutularak, terapötik serum düzeylerine ulaşılabileceğini göstermektedir. Yine de serum düzeylerinin toksik değerlere ulaşması riski az da olsa vardır.
Teofıline bağlı yan etkiler sıklıkla, preparatın serum düzeyleri 20 mikrogram/ml’yi geçtiği durumlarda görülmektedir. Serum teofılin düzeylerine göre doz ayarlaması, aşağıdaki tabloda belirtilen şekilde yapılabilir.
Serum teofılin düzeylerine göre doz ayarlaması | |||
Serum teofılin düzeyi | Uygulama | ||
Çok Düşük | 5-10 mikrogram/ml | istenen klinik yanıt ya da serum konsantrasyonuna ulaşıncaya kadar, doz, 3 günlük aralıklarla, başlangıç dozunun %25’i oranında artırılır. | |
istenen Seviyede | 10 - 20 mikrogram/ml | Hasta tarafında tolere edilebiliyorsa, doz korunur. | |
Çok Yüksek | 20-25 mikrogram/ml | Uygulanmakta olan doz %10 azaltılır. Serum teofılin düzeyine 3 gün sonra tekrar bakılır. | |
25-30 mikrogram/ml | Bir sonraki doz uygulanmadan geçilir, sonraki dozlar %25 oranında azaltılır. Serum teofılin düzeyine 3 gün sonra tekrar bakılır. | ||
>30 mikrogram/ml | Sonraki iki doz uygulanmadan geçilir, daha sonraki dozlar %50 oranında azaltılır. Serum teofılin düzeyine 3 gün sonra tekrar bakılır. | ||
Uygun düzelme sağlanır sağlanmaz intravenöz teofılin tedavisi yerine oral tedaviye geçilmelidir.
Parenteral preparatlar, uygulama öncesi, içerisinde parçacık bulunup bulunmadığı ve renkte bir değişiklik olup olmadığını belirlemek amacıyla gözle kontrol edilmelidir. Parenteral preparatların kullanımı sırasında olanaklar elveriyorsa, uygulama setinde filtre bulunması önerilir.
Uygulama şekli:
POLTEOFİLİN-400 Polifleks torba içindeki tüm çözeltiler gibi, steril uygulama setleri aracılığıyla intravenöz yoldan uygulanmalıdır. Pozoloji hastadan alınan yanıta göre ayarlandığından, torbaya ek çözelti ya da ilaç eklenmemelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek / Karaciğer yetmezliği:
Böbrek / Karaciğer yetmezliğiyle ilgili ek bilgi bulunmamaktadır. Ancak teofılin klerensi herhangi bir nedenden dolayı örneğin karaciğer fonksiyon bozukluğu nedeniyle azalmışsa konvansiyonel dozlarda uygulandığında dahi, serum düzeyleri yükselebilir ve toksisite gerçekleşebilir. Bu hastalarda sıklıkla tedavi kesildikten sonra dahi, yüksek ilaç düzeyleri devam etmektedir.
Pcdiyatrik popülasyon:
Preparat, 6 aylıktan küçük bebeklerde, metabolizmasındaki önemli farklılıklar nedeniyle ancak çok gerekliyse kullanılmalıdır. (Bkz. Bölüm 4.4).
Doğumdan itibaren 1 yaşma kadar kullanım:
Yaş | Başlangıç idame dozu |
Prematür yenidoğanlarda: - Doğumdan sonraki ilk 24 günde - 24. günden sonraki dönemde | - 1 mg/kg, 12 saatte bir. - 1.5 mg/kg, 12 saatte bir. |
6. hafta ile 52. hafta arasında: - 26. haftaya kadar - 26. - 52. haftalar arası | [(0.2 x hafta olarak yaş) + 5 ] x kg = mg cinsinden 24 saatlik doz - 8 saatlik aralıklarla eşit dozlara bölünerek uygulanır. - 6 saatlik aralıklarla eşit dozlara bölünerek uygulanır. |
Geriyatrik popülasyon:
4.3. Kontrendikasyonlar
- Teofıline, dekstroza ya da ürünün diğer yardımcı maddelerinden birine karşı alerjik reaksiyon (aşırı hassasiyeti) hikayesi olan hastalarda,
- Aktif peptik ülserli ve aktif gastritli hastalarda.
- Akut porfırisi olan hastalarda POLTEOFİLİN-400 kullanımı kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Status Asthmaticus:
Acil müdahale gerektiren bir durumdur ve genellikle konvansiyonel bronkodilatatörlere yanıt vermez. Tedavi sıklıkla parenteral uygulamayı ve hastanın tercihen yoğun bakımda monitorize edilmesini gerektirir.
Astımlı hastalarda, nöbet sırasında bronkodilatatörlere hızla yanıt alınamadığında, kortikosteroidler de dahil olmak üzere ek ilaçların uygulanması gerekir.
Teofilinin aşırı miktarlarda alınması toksisiteye yol açabilir. Riske girmeden, optimum yararın elde edilmesi için serum teofılin düzeylerinin belirlenmesi önerilir. Serum teofılin düzeyleri 20 mikrogram/ml’den yüksek olduğunda, toksisite riski artar (hastaların %75’inde, 25 mikrogram/ml’den daha yüksek dozlarda gerçekleşir). Önerilen dozlarda uygulandığında. 20 mikrogram/mfnin üzerindeki dozlara erişmek zordur. Ancak teofılin klerensi herhangi bir nedenden dolayı azalmışsa (ör. karaciğer fonksiyon bozukluğu, kronik akciğer hastalığı olan.
55 yaşın üzerinde özellikle erkek hastalar, kalp yetmezliği, uzun süreli yüksek ateş, 1 yaşın altındaki çocuklar), konvansiyonel dozlarda uygulandığında dahi, serum düzeyleri yükselebilir ve toksisite gerçekleşebilir. Bu hastalarda sıklıkla preparat kesildikten sonra dahi, yüksek ilaç düzeyleri devam etmektedir.
Toksisite gerçekleştiğinde, herhangi bir uyarıcı belirti olmaksızın, ventriküler aritmiler, konvülsiyonlar ve hatta ölüm gerçekleşebilir. Toksisitenin daha az ciddi bulguları (ör. Mide bulantısı, huzursuzluk), tedaviye başlarken sıklıkla görülmektedir ancak genellikle geçicidir.
Bu semptomlar idame tedavisi sırasında görülürse, çoğunlukla serum konsantrasyonunun 20 mikrogram/ml’nin üzerinde olduğu düşünülmelidir.
Kardivak etkiler:
Teofılin düzeyleri yüksek olan hastaların birçoğunda disritmi görülebilir. Teofılin içeren preparatlar mevcut aritmilerin daha da kötüleşmesine yol açabilir. Kalp hızında ya da ritminde belirgin değişiklik görüldüğünde, hastanın monitörize edilmesi ve araştırılması gerekmektedir. Teofılin gereksinmesi olan birçok hastada, altta yatan hastalığa bağlı olarak taşikardi görülebilir.
Solunum yollarında obstrüksiyon olan hastalarda morfin, kürar ve stilbamidin gibi ilaçlar, histamin salgılanmasına yol açabileceğinden dikkatle kullanılmalıdır. Bu ilaçlar aynı zamanda solunum yetmezliğine yol açacak şekilde solunum baskılanması da oluşturabilir. Olanaklar elveriyorsa başka ilaçlar tercih edilmelidir.
Dekstroz içeren çözeltiler, psödoaglütinasvon ya da hemoliz oluşabileceğinden kanla birlikte aynı setten uygulanmamalıdır.
İntravenöz yoldan uygulanan çözeltiler, serum elektrolit konsantrasyonlarında seyrelmeye yol açabilecek aşırı sıvı yüklenmelerine, aşırı hidrasyona, konjestif durumlara ya da akciğer ödemine neden olabilir. Çözelti berrak değilse ya da ambalajı açılmışsa kullanılmamalıdır.
Sigara kullananlarda ortalama yarılanma süresi, kullanmayanlara oranla daha kısa olduğu için; sigara kullananlarda daha yüksek dozlara gerek duyulabilir. Teofılin diğer ksantin türevleriyle birlikte uygulanmamalıdır.
Teofılin. ağır kalp hastalığı, şiddetli hipoksi, hipertansiyon, hipertiroidi. akut miyokart hasarı, cor pulmonale, konjestif kalp yetmezliği, karaciğer hastalığı durumlarında, yaşlılar (özellikle yaşlı erkekler), epilepsi hastaları ve yeni doğan bebeklerde dikkatle uygulanmalıdır. Özellikle konjestif kalp yetmezliği olan hastalara teofılin uygulanmasında özel dikkat gerekir.
Teofılinin bu tür hastalardaki serum düzeyleri, sıklıkla preparat kesildikten sonra da belirgin derecelerde yüksek olarak kalmaktadır (Bkz. Bölüm 5: FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER).
Teofılin peptik ülser öyküsü olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Gastrointestinal sisteme ilişkin belirtiler, daha çok merkezi kaynaklı olmasına ve preparatın 20 mikrogram/ml’den yüksek serum konsantrasyonlarında görülmesine rağmen, teofılin nadiren de olsa gastrointestinal sistemde lokal iritasyon oluşturabilir. Alt özofagus sfınkterindeki basıncın azalmasına bağlı olarak reflü, aspirasyon ya da havayolu obstrüksiyonunda kötüleşme görülebilir. Uzun süreli parenteral tedavilerde ve hastanın durumu gerektirdiğinde, sıvı ve asit-baz dengesi ile elektrolit konsantrasyonlarındaki değişikleri izleyebilmek için, klinik değerlendirmeler ve periyodik laboratuvar tetkikleri yapılmalıdır.
Çocuklarda kullanımla ilgili uyarılar:
1 yaşından küçük çocuklarda, teofılinin bu yaş grubunda kullanımına dair yeterli klinik çalışma yapılmamıştır ancak daha büyük çocuklarda önerilen dozlarda kullanıldığında da.
toksik serum düzeylerinin gelişebileceğine dair bulgular vardır.
Bu yaş grubunda kullanılırken, sağlayacağı yarar ve yaratacağı risk dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Teofılin Düzeyini Düşüren Preparatlar
Aminoglutetimid
Rifampin
Karbamazepin1
Barbitüratlar
Sigara ve marihuana
İzoniazid1
Aktif kömür
kullanımı
Ritonavir
Hidantoinler2
Sulfmpirazon
Ketokonazol | Sempatomimetikler (beta- agonistler) Tioaminler’ | ||
Teo | filin Düzeyini Yükselten Preparatlar | ||
Allopurinol Beta-blokörler (selektif olmayan) Kalsiyum kanal blokörleri Simetidin Oral kontraseptifler Kortikosteroidler | Disülfıram Efedrin İnfluenza aşısı interferon Makrolidler Meksiletin Flukonazol | Kinolonlar Tiabendazol Tiroid hormonları4 Karbamazepin1 tzoniazid1 Loop diüretikleri1 Fluvoksamin Metotreksat Zafırlukast | |
1 Teofılin düzeyini artırabilir ya da düşürebilir.
2 Hidantoin düzeyleri de düşebilir.
J Hipertiroidisi olan hastalarda teofılin klerensini artırır.
4 Hipotiroidisi olan hastalarda teofılin klerensini düşürür.
Benzodiyazepinler: Benzodiyazepinlerin farmakokinetiği değişmediği halde, sedatif etkisi teofılin tarafından antagonize edilebilir. Benzodiyazepinler tarafından oluşturulan sedasyonu geri çevirmek için, birlikte uygulanmaları yarar sağlayabilir.
Beta-agonistler: In vitro koşullarda, teofılin ile sinerjistik olarak hareket ederler. in vivo koşullarda, teofılinin etkisini artırıcı bir etkide bulundukları da gösterilmiştir.
Halotan: Teofılinle birlikte uygulanması, katekolaminlere bağlı aritmiye yol açmıştır.
Ketamin: Teofılinle birlikte uygulanması, ekstensör tipte konvülsiyonlara yol açmıştır.
Kinolonlar: Konvülsiyonların sıklığı artabilir.
Lityum: Plazma düzeyleri teofılin tarafından düşürülebilir.
Non-depolarizan kas gevşeticileri: Nöromüsküler blok, teofılin tarafından doza bağlı olarak geri çevrilir.
Propofol: Teofılin, propofolün sedatif etkisini antagonize edebilir.
Ranitidin: Teofılinin plazma düzeylerinin, ranitidin tarafından yükseltildiği bildirilmiştir. Bu durumda, teofılinin farmakolojik ve toksik etkilerinde artış beklenir. Ancak bir çok kontrollü çalışmada da. bu ilaç etkileşiminin gerçekleşmediği bildirilmiştir. Nadiren görülmektedir.
Tetrasiklinler: Birlikte uygulamada, teofiline bağlı advers etki görülme sıklığını artırır.
Aşağıdaki maddeler, teofılin içeren çözeltilere katıldığında bir geçimsizlik durumu
görülebilir: Anileridin hidroklorür. askorbik asit, klorpromazin, kodein fosfat, kortikotropin, dimenhidrinat. epinefrin hidroklorür, eritromisin gluseptat, hidralazin hidroklorür, hidroksizin hidroklorür, insülin, levorfanol tartarat, meperidin hidroklorür, methadon hidroklorür, metisilin sodyum, morfin sülfat, noradrenalin bitartarat, oksitetrasiklin hidroklorür, papaverin hidroklorür, penisilin-G potasyum, fenobarbital sodyum, fenitoin sodyum, prokain hidroklorür, proklorperazin maleat, promazin hidroklorür. prometazin hidroklorür, tetrasiklin hidroklorür, vankomisin hidroklorür, B ve C vitamin kompleksi.
Hypericum perforatum (St.John’s wort) ilaçlarla etkileşim potansiyeline sahiptir. Bu etkileşim sitokrom P450 sistemi izoenzimlerinin iııdüksiyonuna bağlıdır. Bu etkileşme sonucu ilacın kandaki konsantrasyonu ve terapötik etkisi azalabilir. Bu nedenle “Sarı kantaron” olarak bilinen söz konusu bitkiyi içeren ürünlerin kullanımının sonlandırılması durumunda teofılinin kan seviyesinin artmasına bağlı toksisite görülebilir.
Laboratuvar testleri ile etkileşim:
4.6. Gebelik ve laktasyon
Gebelik Kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (kontrasepsiyon):
Bilinen herhangi bir etkisi yoktur.
Gebelik dönemi
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar, gebelik / ve-veya / embriyonal / fetal gelişim / ve- veya / doğum / ve-veya / doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Teofılinin gebe bir kadına uygulandığında fetusta hasara yol açıp açmayacağı ya da üreme yeteneğini etkileyip etkilemeyeceği bilinmemektedir. Bu nedenle gebelikte ancak kesin gereksinim varsa kullanılmalıdır.
Teofılin plasentadan geçebilir. Bir yeni doğanda, teofılinin kesilmesine bağlı apne bildirilmiştir.
Teofıline bağlı konjenital malformasyon bildirilmemiştir.
Laktasyon dönemi
Teofılin. anne sütüne, süt / plazma oranı 0.7 olacak şekilde geçer. Anne sütü alan bebeklerde toksisite bulgularına neden olabilir. Preparatın anne açısından önemi değerlendirilerek, emzirmenin ya da preparatın kesilmesine karar verilmelidir
Üreme yeteneği / Fertilite
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
4.8. İstenmeyen etkiler
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
POLTEOFİLİN-400’ün kullanımı sırasında serum teofılin düzeyleri 20 mikrogram/ml’yi geçmediğinde bildirilen istenmeyen etkiler aşağıda listelenmiştir. Sınıflandırma için şu terminoloji kullanılmıştır: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1,000 ila <1/100); seyrek (>1/10,000 ila <1/1,000); çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki veriler ile hareket edilemiyor)
Sinir sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Baş ağrısı; Uykusuzluk; İritabilite; Huzursuzluk; Konvülsiyonlar*
Kardiyak hastalıklar
Bilinmiyor: Multifokal atriyal taşikardi ve flutter**
Gastrointestinal hastalıklar
Bilinmiyor: Bulantı; Kusma; Diyare.
Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları
Bilinmiyor: İskelet kasında ince tremorlar;
Böbrek ve idrar hastalıkları
Bilinmiyor: Geçici diürez
Cerrahi ve tıbbi prosedürler***
Bilinmiyor: Febril reaksiyonlar; Enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon; Enjeksiyon uygulanan bölgeden başlayarak yayılan venöz tromboz ve fılebit gelişimi; Damar dışına sızma; Hipervolemi.
* Altta yatan nörolojik bir hastalığı olanlarda veya yaşlı hastalarda görülür. Serum teofılin düzeyleri 20 mikrogram/ml’den düşük olan yaşlı hastalarda görülen konvülsiyonlar, bu hastalarda protein bağlama oranın azalması ve buna sekonder olarak serumdaki bağlanmamış farmakolojik olarak aktif teofılin oranının artışına bağlı olabilir. Genel olarak serum teofılin düzeyleri 20 mikrogram/ml’den düşük olanlarda görülen konvülsiyonlar, bir aşırı doz durumundaki yüksek serum konsantrasyonunda görülenlere göre daha hafif klinik seyirli olmuştur (genellikle geçici olan, sıklıkla antikonvülsan tedaviye yanıt veren ve nörolojik sekel bırakmayan).
** KOAH’a sekonder hipoksisi olan hastalarda serum teofılin düzeyleri > 15 mikrogram/ml olduğunda
*** Uygulama tekniğine bağlı görülebilen advers etkiler
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Doz aşımı durumunda, anoreksi, mide bulantısı, kusma, sinirlilik hali, uykusuzluk, baş ağrısı, taşikardi, ekstrasistoller, tasipne. fasikülasyon, tonik/klonik konvülsiyonlar görülebilir.
Konvülsiyonlar ve ventriküler aritmiler toksisitenin ilk belirtileri olabilir. Pankreatiti düşündüren hiperamilazemi de görülmüştür. Toksisiteye ilişkin diğer bulgular, advers etkiler bölümünde belirtilmiştir.
Teofılinin serum düzeyleri 100 mikrogram/ml’yi geçmediği sürece, akut doz aşımına bağlı olarak gelişen semptomlar, kronik doz aşımına bağlı (serum teofılin düzeyleri 40 mikrogram/ml’nin üzerinde) gelişen daha ciddi semptomlara göre, daha iyi tolere edilebilmektedir. Hipokalemi, hiperkalsemi, hiperglisemi ve serum bikarbonat konsantrasyonunda azalma, akut doz aşımında daha sık görülmektedir.
Konvülsiyon durumunda, hastanın solunum yolları açık tutulmaya çalışılmalı, oksijen uygulanmalı, intravenöz diazepam kullanarak (0.1 - 0.3 mg/kg; maksimum 10 mg) kasılmalar kontrol altına alınmalı, yaşamsal belirtiler izlenerek kan basıncı normalde tutulmalı ve hastanın uygun hidrasyonu sağlanmalıdır. Konvülsiyon sonrası koma durumunda, hastanın solunum yolları açık tutulmaya ve oksijen uygulanmaya devam edilmelidir. Preparatın metabolize olmasını beklerken destekleyici tedavilere ve hidrasyon tedavisine devam edilmelidir. Kalp fonksiyonları sürekli olarak izlenmelidir. Gelişen atrial aritmilerin tedavisinde verapamil kullanılabilir. Ventriküler aritmilerde lidokain ya da prokainamid kullanılabilir. Dehidratasyon, asit-baz dengesindeki bozulmalar ve hipotansiyon için i.v. sıvı tedavisi uygulanmalıdır. Hipotansiyonun düzeltilmesi için vazopresör preparatlar da kullanılabilir. Apne gelişirse, ventilasyon desteği gerekecektir. Hiperpireksi, özellikle çocuklarda, soğuk uygulama ya da hipotermik örtülerle tedavi edilmelidir.
Teofılin serum düzeyleri, 20 mikrogram/ml’nin altına düşünceye kadar izlenmelidir; preparatın yeniden dağılımına bağlı sekonder yükselmeler görülebilir.
Karbon hemoperfüzyonu, teofılini hızlı bir şekilde dolaşımdan uzaklaştırır; belirgin toksisite bulguları olmasa dahi, preparatın düzeylerinin 60 mikrogram/ml’yi geçtiği durumlarda, uygulanması gerekebilir. Forse diürez, periton diyalizi ve ekstrakorporeal yöntemler yeterli olmayabilir. Hemodiyaliz, serumdaki teofılinin %36-40’ını temizleyebilir.
Diyabet Hastalığı
Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. |
Mide Kanseri
Mide kanseri genellikle mideyi tümüyle kaplayan ve mukus üretmekle görevli hücrelerde başlar. Bu kanser tipine adenokarsinom denir. |
İLAÇ GENEL BİLGİLERİ
Polifarma İlaç San.ve Tic. A.Ş.
| Satış Fiyatı | TL |
| Önceki Satış Fiyatı | |
| Reçete Durumu | Normal Reçeteli bir ilaçdır. |
| Barkodu | |
| İthal ve Beşeri bir ilaçdır. |
İLAÇ EŞDEĞERLERİ
| Eşdeğer İlaç Adı | Barkodu | İlaç Fiyatı |
|---|---|---|
| Eşdeğer bir ilaç bulunamadı |
![]() |
Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir. |
![]() |
Tiroid Kanseri En sık görülen tiroid kanseri türü olan papiller tiroid kanseri, tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %70'ini oluşturur. |
![]() |
Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Bağırsak kanseri kolon veya rektumda (arka geçit) herhangi bir bölgede ortaya çıkabilir.Kolorektal kanser erken safhalarda teşhis edilmesi halinde daha kolay ve daha başarılı bir şekilde tedavi edilir. |




