GLYNOSE 50 mg 90 tablet Kısa Ürün Bilgisi

Akarboz }

Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Oral Antidiyabetik İlaçlar > Akarboz
Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. | 17 November  2011

1.   BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

GLYNOSE50 mg tablet

2.   KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLESİM

Etkin madde:

Her bir tablet 50 mg akarboz içerir.

Yardımcı maddeler için 6.1.’e bakınız.

Yardımcı maddeler için 6.1.’e bakınız.


3.   FARMASÖTİK FORMU

Tablet

Beyaz, yuvarlak tablet.


4.1. Terapötik endikasyonlar

• Diabetes Mellitus hastalarının tedavisinde diyete ilave olarak kullanılır.

• Bozulmuş glukoz toleransı tespit edilen hastalarda, tip 2 diyabet başlangıcının önlenmesinde, diyet ve egzersiz ile birlikte kullanılır.

Tokluk kan sekeri değerinin (2. saat) 7.8 ve 11.1 mmol/l (140-200 mg/dl) arasında ve açlık kan şekeri değerinin 5.6 ve 7.0 mmol/l (100-125 mg/dl) arasında olması, glukoz tolerans bozukluğuolarak tanımlanır.

4.2.   Pozoloji ve uygulama sekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve suresi:

Diabetes mellitus hastalarında diyetle birlikte ilave tedavi için önerilen alışılmış doz:

Etkinlik ve tolere edilebilirlik kişiler arasında değişebilir olduğundan, dozaj her hastanındurumuna göre hekim tarafından ayarlanır.

Aksi belirtilmedikçe aşağıdaki dozlar önerilir:

GLYNOSE 50 mg : 3 x 1 tablet/gün

GLYNOSE 100 mg : 3 x 1/2 tablet/gün n dozuyla baslanır;

GLYNOSE 50 mg : 3 x 2 tablet/gün

GLYNOSE100 mg : 3 x 1 tablet/gün dozuna kadar devam edilir.

Nadiren günlük akarboz dozunun 3x200 mg’a kadar yükseltilmesi gerekebilir. Doz 4-8 hafta sonra, hastalar tedavinin ileri aşamalarında yetersiz klinik cevap verdikleri takdirde arttırılabilir.

Diyete kesin uymalarına rağmen istenmeyen şikayetler ortaya çıkarsa doz daha fazlaarttırılmamalı, gerekirse bir miktar azaltılmalıdır. Ortalama günlük doz 300 mg GLYNOSE olup, 3x2 GLYNOSE50 mg tablet’e ya da 3x1 GLYNOSE 100 mg/gün’e eşdeğerdir.

Bozulmuş glukoz toleransı tespit edilen hastalarda Tip 2 diyabetin önlenmesi için tavsiye edilen alışılmış doz:

Önerilen doz: 3x100 mg

Tedaviye 50 mg/gün ile başlanmalı ve 3 ay içinde 3x100 mg/gün’e arttırılmalıdır.

GLYNOSE 50 mg: 1x1 tablet/ gün

GLYNOSE 100 mg: 1x1/2 tablet/ gün dozuyla baslanır;

GLYNOSE 50 mg: 3x2 tablet/ gün

GLYNOSE 100 mg: 3x1 tablet/ gün dozuna kadar devam edilir.

GLYNOSE tabletlerin kullanımı için süre açısından herhangi bir kısıtlama yoktur.

Uygulama sekli:

GLYNOSE tabletler yemekten önce bir miktar sıvı ile yutulmalıdır veya yemek sırasında ilklokmalar ile çiğnenmelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Ciddi böbrek yetmezliğinde kullanılmamalıdır.

Geriyatrik populasyon (65 yaş ve üzeri):

Doz ayarlamasına gerek yoktur.

Pediyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

- Akarboz ve/veya tablet içindeki herhangi bir maddeye karşı aşırı hassasiyet durumundakullanılmaz.

- Sindirim ve absorbsiyon bozuklukları ile birlikte görülen kronik intestinal bozukluklardakullanılmamalıdır.

- Karaciğer sirozu.

- İnce bağırsaklarda gaz oluşumunun arttığı durumlarda kontrendikedir (Roemheld’s sendromu,major fıtık, bağırsak tıkanması, bağırsak ülserleri gibi).

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Bilhassa daha yüksek dozlarda izole olgu olarak karaciğer enzimlerinde asemptomatikyükselmeler görülebilir. Bu nedenle tedavinin ilk 6 - 12 ayında karaciğer enzimleri izlenmelidir.

Değerlendirilebilen olgularda GLYNOSE tedavisi kesildiğinde bu değişikliklerin geriye döndüğü görülmüştür.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

GLYNOSE tablet ile tedavi sırasında, kolonda karbonhidrat fermentasyonunda artısın birsonucu olarak sukroz ve sukroz içeren yiyecekler sıklıkla abdominal rahatsızlığa veya diyareyeneden olurlar.

GLYNOSE antihiperglisemik etkiye sahiptir, fakat hipoglisemi oluşturmaz.

Eğer GLYNOSE, sülfonilüre veya metformin içeren ilaçlara ve insuline ek olarak tavsiyeedilirse, kan glukoz düzeylerinin hipoglisemik aralığa kadar duşmesini önlemek için sülfonilüre,metformin veya insulin dozunun uygun şekilde azaltılması gereklidir.

İzole vakalarda hipoglisemik şok görülebilir.

Eğer akut hipoglisemi gelişirse, GLYNOSE tedavisi sırasında sukrozun, fruktoz ve glukoza dahayavas olarak parçalanacağı akılda tutulmalıdır. Bu nedenle hipogliseminin hızla düzelmesiicin sukroz uygun değildir ve glukoz kullanılmalıdır.

Bazı vakalarda GLYNOSE, digoksin için doz ayarlaması gerektirecek şekilde, digoksinbiyoyararlanımını etkiler.

GLYNOSE’ın etkisini zayıflatabileceği için, antasitler, kolestiramin, intestinal adsorbanlar vesindirim enzim preparatlarının GLYNOSE ile birlikte kullanımından kacınılmalıdır.
Eşzamanlı GLYNOSE ve neomisin uygulaması postprandiyal kan glukoz düzeyinde dahafazla düşüşler ile gastrointestinal yan etkilerin sıklık ve şiddetinde artışa yol açabilir.
Semptomlar şiddetli ise, GLYNOSE dozunun geçici olarak azaltılması gerekebilir.

Dimetikon/ simetikon ile etkileşimi yoktur.

4.6. Gebelik ve laktasyon

Gebelikte kullanım kategorisi B’dir.

Çocuk Doğurma Potansiyeli Bulunan Kadınlar/Doğum Kontrolu (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımı ve doğum kontrolüne etkisi ile ilgili özel önlemler alınmasına ilişkin veri bulunmamaktadır.

Akarboz için, gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin yeterli klinik veri mevcut değildir.

Hayvan çalışmaları, gebelik, embriyonal / fetal gelişim, doğum ya da doğum sonrası gelişim ileilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (bkz. 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri).

Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.

Gebelik dönemi

Hamilelerde kullanımına dair kontrollü klinik çalışmalardan elde edilen bir bilgi olmadığından, gebelik sırasında kullanılmamalıdır.

Laktasyon donemi

Radyoaktif olarak işaretlenmiş akarboz süt veren sıçanlara verildiğinde, sütte az miktardaradyoaktivite bulunmuştur. İnsanda bu konuda yeterli bulgu yoktur. Ancak sütteki ilaca bağlıetkiler bebeklerde de görülebileceğinden, prensip olarak emzirme sırasında anneye verilmesi önerilmez.

Üreme yeteneği/Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

GLYNOSE ile gerçekleştirilen plasebo kontrollüçalışmalara dayanan advers ilaç reaksiyonlarının (ADR’ler), CIOMS III sıklık kategorilerine (klinik çalışma veritabanındakiplasebo kontrollüçalışmalar: akarboz N = 8.595; plasebo N = 7.278; durum: 10.Şubat.2006) göre sıralaması aşağıda gösterilmiştir.

Her sıklık grubunda istenmeyen etkiler en ciddi olandan en az ciddi olana doğru sunulmuştur.
Sıklıklar cok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100),seyrek (>1/10000 ila <1/1000), çok seyrek (<1/10000) ve bilinmiyor seklinde tanımlanmıştır.

Yalnızca pazarlama sonrası raporlar sırasında tanımlanan (statü: 31.Aralık.2005) ve bir sıklığınkestirilemediği advers reaksiyonlar “bilinmiyor” baslığı altında sıralanmıştır.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Bilinmeyen: Trombositopeni

Bağısıklık sistemi hastalıkları

Bilinmeyen: Alerjik reaksiyon (döküntü, eritem, ekzantem, ürtiker)

Vasküler hastalıklar

Seyrek: Ödem

Gastrointestinal hastalıklar

Çok yaygın: Gaz

Yaygın: Diyare, gastrointestinal ve abdominal ağrılar

Yaygın olmayan: Bulantı, kusma, dispepsi

Bilinmeyen: Subileus/Ileus, Pnömotozis sistoides intestinalis

Hepato-bilier hastalıklar

Yaygın olmayan: Karaciğer enzimlerinde artış Seyrek: Sarılık Bilinmeyen: Hepatit

Belli reaksiyonu, bunun eşanlamlılarını ve ilgili durumları tanımlamak icin MedDRA tercih edilen terimler kullanılmıştır. Advers reaksiyon terim açıklaması MedDRA versiyon

11.1’etemellendirilmiştir.

Ayrıca, karaciğer bozukluğu, böbrek fonksiyon anomalisi ve karaciğer hasarı olarak bildirilenolaylar özellikle Japonya’da izlenmiştir.

Japonya’da ölümcül sonuçları olan münferit ani gelişen hepatit vakaları bildirilmiştir.
GLYNOSE ile iliskisi belirsizdir.

Reçete edilen diyete uyulmamış ise intestinal yan etkiler yoğunlaşabilir.

Reçete edilen diyete uyulmasına rağmen rahatsız edici semptomlar gelişir ise, doktoradanışılmalı ve doz geçici veya sürekli olarak düşürülmelidir.

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

GLYNOSE tabletler, karbonhidrat (polisakkarit, oligosakkarit veya disakkaritler) içerenyiyecek ve/veya içeceklerle birlikte aşırı dozda alındığında meteorizm, bağırsak gazları vediyareye neden olabilir.

Yiyeceklerden bağımsız olarak aşırı dozda GLYNOSE tabletlerin alınması durumunda, aşırı intestinal semptomlar beklenmez.

Doz aşımı durumunda hastaya 4-6 saat süreyle karbonhidrat (polisakkarit, oligosakkarit veya disakkaritler) içeren yiyecek veya içecekler verilmemelidir.


5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grubu: Alfa glukozidaz inhibitörü ATC kodu: A10BF01

Etki mekanizması

GLYNOSE Tabletlerin etkin maddesi olan akarboz, mikrobiyal orijinli bir psodotetrasakkarittir.

Akarboz insuline bağımlı ve insuline bağımlı olmayan diyabetin tedavisinde kullanılır.

Test edilen bütün türlerde ince bağırsaklarda aktivitesini gösterir. Akarboz, etkisini incebağırsaklarda disakkarit, oligosakkarit ve polisakkaritlerin parçalanması ile ilgili intestinalenzimleri (a-glukozidaz enzimleri) inhibe ederek gösterir. Böylece doza bağlı olarakkarbonhidratların sindirimi gecikir, en önemlisi glukozun açığa çıkması ve kana karışmasıyavaşlar. Bu etkisi ile akarboz yemeklerden sonra görüen, kan şekeri artışını azaltır.
İncebağırsaklardan glukoz alımımn akarboz ile dengelenmesi sonucu, gerek günlük kan şekerindekioynamalar, gerekse ortalama kan şekeri düzeyi azalır.

Akarboz glikolize hemoglobinin anormal yüksek konsantrasyonlarını düşürür.

Prospektif, randomize, plasebo-kontrollü, çift kör bir çalısmada (3-5 yıl tedavi, ortalama 3.3 yıl)bozulmuş glukoz toleransı* (bkz. 4.1 Terapötik endikasyonlar) tespit edilen 1429 gönüllüde, tip2 diyabet gelişme riski %25 oranında azaltılmıştır. Bu hastalarda miyokard infarktüsü insidansıanlamlı olarak %91 oranında, kardiyovasküler olayların insidansı % 49 oranında azalmıştır.

Bu etkiler, tip 2 diyabetin tedavisinde akarboz ile yapılan 7 plasebo kontrollüçalışmanın (toplam2180 hasta, 1248 akarboz, 932 plasebo) meta-analizi ile doğrulanmıştır. Miyokard infarktüsü riski %64 oranında, kardiyovasküler olayların riski %24 oranında azalmıştır. Her iki değişiklikde istatistiksel olarak anlamlıdır.

5.2.   Farmakokinetik ozellikler

Genel Özellikler

Akarboz farmakokinetiği, sağlıklı gönüllüler üzerinde 200 mg işaretli madde oral yoldanverilerek araştırılmıştır.

Emilim:

Toplam radyoaktivitenin (inhibitör madde ve herhangi bir bozunma ürününün toplamı) ortalama% 35’i 96 saat içinde böbreklerden atıldığından, absorbsiyon derecesinin bu civarda olduğufarzedilmiştir.

Plazmada total radyoaktivite konsantrasyonu iki pik halinde görülmüştür. İlk pik 1.1 ± 0.3 saatsonra 52.2 ± 15.7 ^g/L ortalama akarboz konsantrasyonuna eşdeğerdir. Bu değer

inhibitormaddenin konsantrasyon verileri (2.1 ± 1.6 saat sonra 49.5 ± 26.9 ug/L) ile uyumludur. İkinci pikise ortalama 586.3 ± 282.7 ^g/L konsantrasyona eşdeğer olup, bu değere 20.7 ± 5.2 saatteulaşılmıştır. Total radyoaktivitenin tersine inhibitor maddenin maksimum plazmakonsantrasyonu 10-20 misli düşüktür. Yaklaşık 14-24 saat sonraki daha yüksek olan ikincipikin, ince bağırsakların daha derin kısımlarındaki bakteriyel yolla bozunma ürünlerininabsorbsiyonuna bağlı olduğuna inanılmaktadır.

Biyoyararlanımı sadece % 1-2’dir. Akarboz bağırsakta sadece lokal olarak etki ettiği için, inhibitormaddenin bu son derece düşük sistemik yararlanımı arzu edilir bir özelliktir. Bu nedenle, bu düşü k biyoyararlanımın terapotik etkiyle hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır.

Dağılım:

Sağlıklı gönüllülerde plazma konsantrasyonu grafiğinden hesaplanmış bağıl dağılım hacmi 0.32L/kg’dır ( i.v. dozu, 0.4 mg/ kg vücut ağırlığı).

Biyotransformasyon:

İnhibitör maddenin plazma eliminasyon yarı ömrü dağılım fazı icin 3.7 ± 2.7 saat, eliminasyonfazı icin 9.6 ± 4.4 saattir.

Eliminasyon:

İdrarda bulunan inhibitör maddenin oranı, verilen dozun;% 1.7’si olarak

bulunmuştur.Aktivitenin % 51’i ise 96 saatte feçesle elimine edilmiştir.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Akut toksisite

Oral veya intravenöz uygulanmış akarboz ile ilgili akut toksisite çalışmaları fare, sıçan veköpeklerde yapılmıştır. Sonuçlar özet olarak aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tür

Cins

Uygulama Yolu

LD50
SIU/kg
3

Güven aralığı, p < 0.05

Fare

m1

per os

>1000000

Fare

m

i.v.

>500000

Sıçan

m

per os

>1000000

Sıçan

m

i.v.

478000

(421000-546000)

Sıçan

f2

i.v.

359000

(286000-423000)

Köpek

m ve f

per os

>650000

Köpek

m ve f

i.v.

>250000

1 Erkek

2 Dişi

3 65000 SIU (sakkaroz inhibitör unitesi) yaklaşık 1 g ürüne eşdeğerdir.

Bu sonuçlara göre tek oral dozdan sonra akarboz non-toksik olarak tanımlanabilir. 10 g/kg dozdan sonra bile LD50 değeri tayin edilememiştir. Ayrıca herhangi bir türde araştırılan dozlarda zehirlenme belirtileri görülmemiştir.

Madde i.v. uygulamadan sonra pratik açıdan non-toksik bulunmuştur.

Subkronik toksisite

Sıçanlar ve köpekler üzerindeki tolerans çalışmaları 3 ay boyunca yapılmıştır.
Sıçanlardakullanılan akarboz dozları p.o.50-450 mg/kg’dır. Bütün hematolojik ve kimyasal parametreler,akarboz verilmeyen kontrol grubu ile karşılaştırılmış ve değişmeden kaldığı görülmüştür. Sonrasında yapılan histopatolojik araştırmalarda benzer şekilde herhangi bir dozda zarargörülmemiştir.

Köpeklerde ise p.o. 50-450 mg/kg dozlarda kullanılmıştır. Akarboz almayan kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, test maddesine bağlı değişiklikler hayvanın vücut ağırlığında değişim,serumun a-amilaz aktivitesi ve kan üre konsantrasyonunda olmuştur. Tüm doz gruplarında vücutağırlığı değişimi, günde 350 g sabit miktarda yiyecek verildiğinde etkilenmiş ve calışmanın ilk 4haftasında ortalama grup değeri belirgin olarak düşmüştür.
Çalışmanın 5. haftasında yiyecekmiktarı günde 500 g’a çıkarıldığında, hayvanlar aynı ağırlıkta kalmıştır. Ağırlık değişimiterapotik dozu asan miktarlarda akarboz verildiğinde test maddesinin artmış farmakodinamikaktivitesinin yansımasına ve isokalorik yiyecek dengesizliğine (karbonhidrat kaybı) bağlı olarakhızlanmıştır, bu yüzden bu gerçek bir toksik etkiyi temsil etmemektedir. Ürekonsantrasyonundaki hafif artış ağırlık kaybı ile gelişen katabolik metabolizma durumuna bağlıtedavinin dolaylı bir sonucudur. Azalmıs a-amilaz aktivitesi ise artmış farmakodinamik etkininbir işareti olarak değerlendirilmiştir.

Kronik toksisite

Kronik çalışma, köpekler ve kobaylar üzerinde sırasıyla 24 ay, 12 ay ve 80 haftasüreyle yapılmıştır. Kronik uygulamanın etkisini araştırmaya ilave olarak, olası karsinojenik etkiolup olmadığı da takip edilmiştir.

Karsinojenisite

Karsinojenisite etki açısından bir seri çalışma yapılmıştır:

Spraque-Dawley sıçanlarına 24-26 ay 4500 ppm akarboz içeren yiyecek verilmiştir.Uygulamahayvanların belirgin biçimde kötü beslenmesine neden olmuştur.
Çalışmadan özellikle hormona bağlı tümör hızı azalırken, kontrol grubu ile karşılaştırıldıığnda doza bağlı böbrek parankiması tümörleri (adenom, hipernefroid karsinom) görülmüştür.

Daha sonra kotu beslenmeyi önlemek için , glukoz takviyesi yapılan hayvanlarla çalışılmış, 4500ppm akarboz ile birlikte glukoz verildiğinde vücut ağırlığının kontrol grubuna göre %10 düşük olduğu bulunmuştur. Böbrek tümörlerinde ise artış görülmemiştir.

Tekrarlanan çalısma glukoz verilmeden 26 ay uygulanmış ve testis Leydig hücrelerinin selimtümörlerinde artış gözlenmiştir. Glukoz verilen tüm gruplarda glukoz düzeyi bazen patolojikdeğerlere ulaşmıştır (büyük miktarda glukoz alımına bağlı diyabet).

Doğrudan mide tübü ile akarboz uygulamasında vücut ağırlığı kontrol limitleri içindebulunmuştur. Bu çalısma dizaynı ile yükselmiş farmakodinamik aktivite engellenmiştir.
Tümörhızı ise normal bulunmuştur.

Wistar sıçanlarına 80 ay 0-4500 ppm akarboz yiyeceklerin içinde verilmiş veya mide tübü ile uygulanmıştır. Yiyecekle birlikte akarboz verildiğinde ağırlık kaybı gözlenmemiştir. 500 ppm akarboz ile çekum genislemistir. Tümör hızı azalmış ve tümör insidansının arttığına ilişkin bir delil bulunmamıştır.

Kobaylara 80 hafta glukozla birlikte veya glukozsuz 0-4000 ppm akarboz iceren yiyecekverilmiş, en yüksek doz grubundaki hayvanlarda kan glukoz konsantrasyonunun arttığıgörülmüştür. Tümör insidansı ise yükselmemiştir.

Üreme toksikolojisi

Teratojen etkilerin araştırılması için sıçan ve tavşanlara 0, 30, 120 ve 480 mg/kg dozlarda p.o.
akarboz verilmistir. Sıçanlara gebeliğin 6-15. günleri, tavşanlara ise 6-18. günleri arasında uygulanmıştır. Test edilen dozlarda teratojenik etkiye ilişkin delil bulunmamıştır.

Erkek ve dişi sıçanlarda 540 mg/kg/gün dozlarında fertilite bozulması görülmemiştir.
Sıçanlara fetüs gelişimi ve laktasyon sırasında 540 mg/kg/gün dozuna kadar uygulanmış akarbozun, doğum işlemi veya yavru üzerinde herhangi bir etki gözlenmemiştir. İnsanlarda gebelik ve emzirme sırasında GLYNOSE kullanımına ilişkin veri bulunmamaktadır.

Mutajenite

Yapılan bir seri mutajenite çalışmasında herhangi bir genotoksik etki görülmemiştir.

6. FARMASOTİK ÖZELLİKLER

6.   FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1. Yardımcı maddelerin listesi

6.2. Geçimsizlikler

Geçerli değildir.

6.3. Raf ömrü

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

o

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller ‘Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği’ ve ‘Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmelikleri’ne uygun olarak imha edilmelidir.

Asperger Sendromu Asperger Sendromu Asperger sendromu, otistik gurubun bir bölümü olan bir özürdür. Bu genelde, gurubun daha ”yüksek” tarafında yer aldığı düşünülen kişilere uygun bir tanıdır. Tiroid Kanseri Tiroid Kanseri En sık görülen tiroid kanseri türü olan papiller tiroid kanseri, tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %70'ini oluşturur.

İLAÇ GENEL BİLGİLERİİlaç Bilgileri

Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Satış Fiyatı TL
Önceki Satış Fiyatı
Original / JenerikJenerik İlaç
Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
Barkodu8699514015635
Etkin Madde Akarboz
ATC Kodu A10BF01
Birim Miktar 50
Birim Cinsi MG
Ambalaj Miktarı 90
Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Oral Antidiyabetik İlaçlar > Akarboz
Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. 
GLYNOSE 50 mg 90 tablet Barkodu