DESFERAL 500 mg 10 flakon Klinik Özellikler

Deferoksamin Metansulfonat }

Çeşitli İlaçlar > Diğer Tüm İlaçlar > Deferoksamin
Novartis Sağlık,Gıda ve Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş. | 17 May  2013

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

      Tedavi amacıyla

      Kronik demir birikiminde demir şelasyonu monoterapisi için örneğin;

        transfüzyonel hemosideroz, talasemi major, sideroblastik anemi, otoimmün hemolitik anemi ve diğer kronik anemilerde;

        flebotomiyi engelleyen hastalıkların (şiddetli anemi, kalp hastalıkları, hipoproteinemi gibi) eşlik ettiği idyopatik (primer) hemokromatozda;

        flebotomiyi tolere edemeyen hastalarda porfiria kutanea tarda ile bağlantılı demir

        birikiminde.

        Akut demir zehirlenmesinin tedavisinde.

        Son dönem böbrek yetersizliği olan (idame diyaliz uygulanan)

          alüminyumla ilişkili kemik hastalığı,

          diyaliz ensefalopatisi veya

          alüminyumla ilişkili anemisi olan hastalardaki kronik alüminyum birikimi tedavisinde.

        4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

        DESFERAL, parenteral olarak kullanılmalıdır.

        Parenteral uygulama için:

        İlaç tercihen %10'luk bir çözelti formunda kullanılmalıdır, örn. 500 mg: 500 mg'lık bir flakonun içeriği 5 ml enjeksiyonluk su içinde çözülmelidir. Deri altına uygulandığında iğne dermise çok yakın uygulanmamalıdır. %10 DESFERAL çözeltisi, rutin olarak kullanılan infüzyon çözeltileri (salin, glukoz, dekstroz veya dekstroz-salin) ile seyreltilebilir, ancak bunlar kuru madde için çözücü olarak kullanılmamalıdır. Çözünmüş DESFERAL ayrıca diyaliz sıvısına eklenebilir ve sürekli ayaktan periton diyalizi (CAPD) veya sürekli siklik periton diyalizi (CCPD) uygulanan hastalara intraperitoneal olarak verilebilir.

        Yalnızca berrak uçuk sarı DESFERAL çözeltileri kullanılmalıdır. Opak, bulanık veya rengi bozulmuş çözeltiler atılmalıdır. Heparin, Desferal çözeltileri ile farmasötik olarak geçimsizdir.

        Akut demir zehirlenmesinde tedavi:

        Yetişkinler ve çocuklar:

        DESFERAL parenteral olarak uygulanabilir. DESFERAL, genellikle akut demir zehirlenmesinin tedavisinde kullanılan standart önlemlere ektir. Tedaviye mümkün olan en kısa sürede başlamak önemlidir.

        Aşağıdaki durumlarda DESFERAL tedavisi endikedir:

          geçici minör semptomlardan (örn. bir kezden fazla kusma ya da bir kez yumuşak dışkı) fazlasının görüldüğü tüm semptomatik hastalar,

          letarji, belirgin karın ağrısı, hipovolemi ya da asidozu olan hastalar,

          radyografik batın tetkikleri çoklu radyoopasitelerle pozitif olan hastalar (bu hastaların büyük çoğunluğunda daha sonra demir zehirlenmesi belirtileri görülür),

          toplam demir bağlama kapasitesi (TIBC) ne olursa olsun serum demir düzeyi 300-350 mikrogram/dL'nin üzerinde olan semptomatik hastalar. Serum demir düzeyleri 300-500 mikrogram/dL aralığındaki asemptomatik hastalarda ve sınırlı, kansız kusma ya da diyaresi olup başka belirtisi olmayanlarda DESFERAL'siz konservatif yaklaşım ya da uygulama değerlendirilmelidir.

          Dozaj ve uygulama yolu, zehirlenmenin şiddetine göre uyarlanmalıdır.

          Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

          DESFERAL'in sürekli intravenöz uygulanması tercih edilen bir yoldur ve önerilen infüzyon hızı saatte 15 mg/kg olmalı ve durum elverdiğinde hemen azaltılmalıdır, bu genellikle 4-6 saat sonra mümkün olur böylece toplam intravenöz doz önerilen 80 mg/kg'ı hiç bir 24- saatlik dönemde geçmez.

          Bununla birlikte, intravenöz infüzyon seçeneği mevcut değilse ve intramüsküler yol kullanılıyorsa, tek bir intramüsküler doz olarak uygulanan normal doz bir erişkin için 2 g ve bir çocuk için 1 g'dır.

          DESFERAL tedavisinin kesilmesi kararı klinik karara bağlı olmalıdır. Bunun yanında, aşağıda önerilen kriterler DESFERAL'in kesilmesi için uygun gerekçelerdir. Bu kriterlerin hepsi karşılanıncaya kadar şelasyon tedavisi sürdürülmelidir:

          hastada sistemik demir zehirlenmesinin belirti ve bulguları olmamalıdır (örn. asidoz, kötüleşen hepatotoksisite olmamalıdır),

          ideal olarak, düzeltilen serum demir düzeyi ya normal ya da düşük olmalıdır (demir düzeyinin 100 mikrogram/dL'nin altına inmesi). Laboratuvarların DESFERAL varlığında serum konsantrasyonlarını kesin saptayamamaları gözönüne alınarak, ölçülen serum demir konsantrasyonu yüksek olmadığında eğer diğer kriterlerin tamamı karşılanmış ise DESFERAL tedavisi kesilmesi kabul edilebilir,

          başlangıçta çoklu radyo-opasite görülen hastalarda, bunlar demir emiliminin devam etmekte olduğunun göstergeleri olduğundan, DESFERAL tedavisinin kesilmesinden önce batın radyografik tetkiki tekrarlanmalıdır,

          hastada başlangıçta DESFERAL tedavisi ile roze renkte idrar görülürse DESFERAL

        tedavisi kesilmeden önce idrarın normal rengine dönmesinin beklenmesi mantıklıdır

        (ancak sadece idrarın roze renginin kaybolması DESFERAL'i kesme nedeni olarak

        yetersizdir).

        Tedavinin etkinliği, demir kompleksi ferrioksaminin vücuttan atabilmesi için yeterli idrar çıkarma ile ilişkilidir. Oligüri ya da anüri gelişmesi halinde periton diyalizi, hemodiyaliz ya da hemofiltrasyon gerekebilir.

        Demir dokulardan salındığında serum demir seviyesinin keskin bir şekilde yükselebileceği

        göz önünde bulundurulmalıdır.

        Teorik olarak 100 mg DESFERAL, 8.5 mg ferrik demiri şelatlayabilir.

        Kronik demir birikimi:

        Kronik demir birikiminin tedavisinde iyi kontrol edilen hastalarda şelasyon tedavisinin ana amacı, demir dengesini sağlamak ve hemosiderozu önlemektir. Oysa aşırı yüklenmiş hastalarda artmış demir depolarının azalması ve demirin toksik etkilerini önlemek için negatif bir demir dengesi istenir.

        Yetişkinler ve çocuklar:

        DESFERAL tedavisine ilk 10-20 kan transfüzyonundan sonra veya serum ferritin düzeyi 1000 ng/ml'ye ulaştığında başlanması önerilir. Doz ve uygulama yolu, aşırı demir yükünün derecesine göre birey bazında uyarlanmalıdır.

        Demir birikimi ya da aşırı DESFERAL dozları büyüme geriliği ile sonuçlanabilir. Şelasyona 3 yaşın altında başlanırsa büyüme dikkatle izlenmeli ve ortalama günlük doz 40 mg/kg'ı aşmamalıdır (bkz. Bölüm 4.4).

        Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

        En düşük etkili doz kullanılmaldır. DESFERAL'in ortalama günlük dozu 20-60 mg/kg arasındadır. Serum ferritin düzeyleri 2000 ng/ml'nin altında olan hastalarda genellikle günde yaklaşık 25 mg/kg; 2000-3000 ng/ml arasında olanlarda ise, günde yaklaşık 35 mg/kg'a ihtiyaç vardır. Daha yüksek dozlar, yalnızca hasta için yarar, istenmeyen etki riskinden daha ağır basıyorsa kullanılmalıdır.

        Daha yüksek serum ferritini 55 mg/kg/gün'e kadar dozları gerektirebilir. Düzenli uygulamada, büyümesi tamamlanmış ve yoğun şelasyon gereksinimi olan hastalar dışında ortalama olarak günlük 50 mg/kg dozların aşılması önerilmez. Ferritin düzeyleri 1000 ng/ml'nin altına düştüğünde DESFERAL toksisite riski artar; bu hastalar özel itina ile izlenmeli ve belki de toplam haftalık dozun azaltılması değerlendirilmelidir.

        Şelasyon tedavisine alınan cevabı değerlendirebilmek için, 24-saatte idrara çıkan demir miktarı başlangıçta her gün izlenmeli ve artan DESFERAL dozlarına alınan cevap saptanmalıdır. Günde 500 mg'lık bir dozla başlanarak, demir atılımı platosuna ulaşılana kadar doz artırılmalıdır. Uygun doz belirlendikten sonra, idrarla demir atılım oranları birkaç haftalık aralıklarla değerlendirilebilir.

        Alternatif olarak ortalama günlük doz terapötik indeksi 0.025'in (günlük ortalama DESFERAL dozunun (mg/kg) serum ferritinine (mikrogram/L) oranı 0.025'den az) altında tutacak şekilde ferritin değerine göre uyarlanabilir. Hastayı aşırı şelasyondan korumak açısından terapötik indeks değerli bir araçtır ancak dikkatli klinik izlemin yerini tutamaz.

        Uygulama yolu:

        Portatif, hafif bir infüzyon pompası ile 8-12 saatte olabildiği gibi 24 saatlik de uygulanabilen yavaş subkütan infüzyonun etkili ve ayaktaki hastalarda özellikle kolay olduğu bilinir. Aynı günlük dozu 24 saatlik bir süre boyunca infüze ederek demir atılımında daha fazla artış sağlamak mümkün olabilir. DESFERAL pompa ile haftada 5-7 kez uygulanabilir. DESFERAL'in formülasyonu subkütan bolus enjeksiyona uygun olarak geliştirilmemiştir.

        Subkütan infüzyonlar daha etkili olduğundan intramusküler enjeksiyonlar ancak, subkütan infüzyona olanak bulunmadığında kullanılır.

        Kan transfüzyonu sırasında intravenöz infüzyon:

        Kan transfüzyonları sırasında damar yolunun hazır olması, hastaya ek bir zahmet vermeksizin intravenöz infüzyona da olanak tanır. Bu özellikle, subkütan infüzyonla uyumu iyi olmayan ve/veya tolere edemeyen hastalarda yararlıdır. DESFERAL solüsyonu doğrudan kan torbasına konmamalı, bir “Y†adaptörü ile enjekte edilen vene yakın bir yerden kan setine eklenmelidir. DESFERAL hastanın uygulama için kullanmakta olduğu pompadan verilmelidir. Kan transfüzyonu sırasında IV infüzyonu ile uygulanabilecek ilaç miktarı sınırlı olduğundan, bu uygulama yolunun klinik faydası da sınırlıdır. DESFERAL'in intravenöz bolus uygulanması kolapsa neden olabildiğinden hastaların ve hemşirelerin infüzyonu hızlandırmamaları konusunda uyarılmaları gerekir (bkz. Bölüm 4.4).

        Subkütan infüzyonlara devam edemeyecek durumda olan hastalarda ve aşırı demir yüküne ilaveten sekonder kardiyak sorunları olan hastalarda sürekli intravenöz infüzyon uygulanır. Yoğun şelasyon (i.v) gereksiniminde 24 saatte idrarla atılan demir miktarı düzenli olarak ölçülmeli ve doz, buna göre uyarlanmalıdır. Yoğun şelasyon yapıldğında implante intravenöz sistemler kullanılabilir.

        Setin yıkanması sırasında, ölü boşluktaki DESFERAL kalıntısının ani infüzyonla dolaşım yetersizliği sonucu kolapsa neden olmasını engellemek için özenli davranılmalıdır çünkü bu, flushing, hipotansiyon ve dolaşım kollapsına neden olabilir (bkz. Bölüm 4.4).

        Demir depolama hastalığı ve belirli anemilerin teşhisi

        Aşırı demir yüklenmesi için DESFERAL testi, normal gönüllülerin günlük idrarlarında bir miligram demirin bir kısmından fazlasını atmadığı ve standart intramüsküler 500 mg DESFERAL enjeksiyonunun bunu 1 mg demirin (18 mikro mol) üzerine çıkarmayacağı ilkesine dayanmaktadır. Ancak demir depo hastalıklarında artış 1.5 mg'ın (27 mikro mol) oldukça üzerinde olabilir. Testin yalnızca böbrek fonksiyonu normal olduğunda güvenilir sonuçlar verdiği akılda tutulmalıdır.

        Desferal, 500 mg intramüsküler enjeksiyon şeklinde uygulanır. Daha sonra 6 saatlik bir süre boyunca idrar toplanır ve demir içeriği belirlenir.

        Bu 6 saatlik süre içinde 1-1.5 mg (18-27 mikro mol) demir atılımı, aşırı demir yüklenmesini

        düşündürür; 1.5 mg (27 mikro mol) üzerindeki değerler patolojik olarak kabul edilebilir.

        Son dönem böbrek yetmezliği hastalarında kronik alüminyum birikiminin tedavisi:

        Hastalar aşağıdaki durumlarda DESFERAL kullanmalıdır:

          Alüminyum birikimine bağlı semptomlar veya organ disfonksiyonu varsa,

          4.3. Kontrendikasyonlar

          Hastalar duyarsızlaştırılamadığı sürece deferoksamin metansülfonata karşı aşırı duyarlılığı

          olan hastalarda kontrendikedir.

          4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

          Böbrek bozukluğu:

          Metal komplekleri böbrekler yoluyla atıldığı için, böbrek yetmezliği olan hastalarda DESFEAL dikkatli kullanılmalıdır. Bu hastalarda diyaliz, şelatlı demir ve alüminyumun eliminasyonunu artıracaktır. İzole akut böbrek yetmezliği vakaları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastaların böbrek fonksiyonundaki değişiklikler (örn. serum kreatinin artışı) açısından izlenmesi düşünülmelidir.

          Nörolojik bozukluk:

          Tek başına kullanıldığında DESFERAL, alüminyuma bağlı ensefalopatisi olan hastalarda nörolojik bozukluğu şiddetlendirebilir. Bu bozulma (nöbetler olarak kendini gösterir) muhtemelen yüksek dolaşım seviyelerine ikincil olarak beyin alüminyumundaki akut artışla ilişkilidir. Klonazepam ile ön tedavinin bu tür bozulmalara karşı koruma sağladığı gösterilmiştir. Ayrıca, aşırı alüminyum yüklenmesinin tedavisi, serum kalsiyumunun azalmasına ve hiperparatiroidizmin alevlenmesine neden olabilir.

          Hızlı intravenöz infüzyon:

          DESFERAL ile intravenöz yolla tedavi sadece yavaş infüzyonlar şeklinde uygulanmalıdır. Hızlı intravenöz infüzyon hipotansiyon ve şoka (örn. yüz ve boyunda kızarma (flushing), taşikardi, sirkülatuvar kollaps ve ürtiker gibi) yol açabilir.

          Kullanma ve tedavi talimatları:

          Uygulama yerinde lokal tahriş daha sık meydana gelebileceğinden DESFERAL önerilenden

          daha yüksek konsantrasyonlarda ve/veya dozlarda s.c. uygulanmamalıdır.

          Enfeksiyonlar:

          Aşırı demir yükü olan hastalar enfeksiyona özellikle yatkındır. Aşırı demir yüklemesi olan hastalarda DESFERAL'in, özellikle Yersinia enterocolitica ve Yersinia pseudotuberculosis ile olan enfeksiyonlara duyarlılığı arttırabileceği bildirilmiştir. DESFERAL tedavisindeki bir hastanın ateşi akut enterit/enterokolit, yaygın abdominal ağrı veya farenjitle birlikte yükselirse, tedavi geçici olarak kesilmeli, antibiyotik ile uygun tedaviye başlanmalıdır. Enfeksiyon iyileştikten sonra, DESFERAL tedavisine tekrar başlanabilir.

          Demir ve/veya alüminyum birikimi nedeniyle DESFERAL alan hastalarda, bazıları ölümle sonuçlanabilen mukormikoz (şiddetli mantar enfeksiyonu) vakaları çok nadiren bildirilmiştir. Enfeksiyon şüphesi doğuran herhangi bir belirti veya semptom karşısında DESFERAL tedavisi durdurulmalı, mikolojik testler yapılmalı ve hemen gerekli tedaviye başlanmalıdır. DESFERAL almayan diyaliz hastalarında mukormikozis meydana geldiği rapor edilmiştir, bu nedenle ilacın kullanımı ile herhangi bir nedensel bağlantı kurulmamıştır.

          Görsel ve işitsel bozukluk:

          Uzun süreli DESFERAL tedavisi sırasında görme ve işitme bozuklukları bildirilmiştir. Bu, özellikle önerilenden daha yüksek tedavi alan hastalarda veya serum ferritin düzeyleri düşük olan hastalarda meydana gelmiştir. İdame diyalizi alan ve düşük ferritin düzeylerine sahip böbrek yetmezliği olan hastalar, advers reaksiyonlara özellikle yatkın olabilir; tek doz Desferal'den sonra görsel semptomlar bildirilmiştir. Bu nedenle, özellikle ferritin seviyeleri düşükse, hem Desferal tedavisine başlamadan önce hem de tedavi sırasında 3 aylık aralıklarla oftalmolojik ve odyolojik testler yapılmalıdır. Ortalama günlük dozun (mg/kg DESFERAL) serum ferritine (mikro g/L) oranı 0.025'in altında tutularak talasemi hastalarında odyometrik anormallik riski azaltılabilir. Ayrıntılı bir oftalmolojik değerlendirme önerilir (görme alanı ölçümleri, fundoskopi ve psödoizokromatik plakalar kullanılarak renk görme testi ve Farnsworth D-15 renk testi, yarık lamba incelemesi, görsel uyarılmış potansiyel çalışmaları).

          Görme veya işitme bozuklukları meydana gelirse, DESFERAL ile tedavi durdurulmalıdır. Bu tür rahatsızlıklar genellikle geri dönüşlüdür. DESFERAL tedavisi daha sonra daha düşük bir dozda yeniden başlatılırsa, risk-fayda oranı dikkate alınarak oftalmolojik/işitsel işlev yakından izlenmelidir.

          Pediyatrik popülasyon – Büyüme geriliği:

          Ferritin düzeyleri düşük olan, ya da genç yaştaki (tedavi başlangıcında 3 yaşın altındaki) hastalarda uygun olmayan yüksek dozlarda DESFERAL kullanımı, büyüme geriliği ile de ilişkilendirilmiş; doz azaltımının bazı durumlarda büyüme hızını tedavi öncesi seviyelere geri getirdiği bulunmuştur.. DESFERAL alan pediyatrik hastalar vücut ağırlığı ve boy uzaması açısından her 3 ayda bir izlenmelidir.

          Büyüme geriliği eğer DESFERAL'in aşırı dozları ile ilişkili ise bunun aşırı demir yüklemesi ile ilişkili olandan ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Doz 40 mg/kg'ın altında tutulabilirse DESFERAL ile büyüme geriliği nadirdir; büyüme geriliği bu değerin üzerindeki dozlarla ilişkilendirilmiş ise dozun azaltılmasından sonra büyüme hızı, bazı hastalarda tedavi öncesi düzeylere dönebilir, ancak beklenen erişkin boyuna ulaşılamaz.

          Akut respiratuvar distres sendromu:

          Akut demir zehirlenmesi olan hastalarda ve ayrıca talasemi hastalarında da intravenöz yoldan çok yüksek DESFERAL dozları ile tedaviyi takiben akut respiratuvar distres sendromu bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Bu nedenle önerilen günlük dozlar aşılmamalıdır.

          Desferrioksaminin alüminyum seviyelerini etkileyeceği ve birlikte reçete edildiğinde

          eritropoietin için bir miktar doz ayarlaması gerektirebileceği unutulmamalıdır.

          4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          C vitamininin oral yoldan verilmesi (bölünmüş dozlar halinde verilen günde maksimum 200 mg'a kadar), Desferal'e yanıt olarak demir kompleksinin atılımını artırmaya hizmet edebilir; daha yüksek dozlarda C vitamini ek bir etki yaratmaz. Bu tür kombine tedavi sırasında kardiyak fonksiyonun izlenmesi gereklidir. C vitamini sadece hasta düzenli olarak Desferal alıyorsa verilmeli ve Desferal tedavisinin ilk ayı içinde uygulanmamalıdır. Desferal ve yüksek dozlarda C vitamini (günde 500 mg'dan fazla) ile kombine tedavi gören şiddetli kronik demir depo hastalığı olan hastalarda kardiyak fonksiyon bozukluğu ile karşılaşılmıştır; C vitamini kesildiğinde bu durumun geri dönüşlü olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle kalp yetmezliği olan hastalara C vitamini takviyesi verilmemelidir.

          Uzun süreli bilinç bozukluklarına sebep olabileceğinden, DESFERAL ve proklorperazin (bir fenotiyazin türevi) kombinasyon halinde kullanılmamalıdır.

          DESFERAL'e bağlı galyum-67 izotopunun hızla idrarla atılması nedeniyle galyum-67 görüntüleme sonuçları bozulabilir. Sintigrafiden 48 saat önce DESFERAL tedavisinin kesilmesi önerilir.

          Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

          Özel popülasyonlara ilişkin veri bulunmamaktadır.

          Pediyatrik popülasyon:

          Pediyatrik popülasyona ilişkin veri bulunmamaktadır.

          4.6. Gebelik ve laktasyon

          Gebelik kategorisi C'dir.

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) DESFERAL için gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

          Gebelik dönemi

          DESFERAL gebelik sırasında ancak anneye sağlayacağı beklenen yararlar fetüse yönelik potansiyel riskten fazlaysa kullanılmalıdır.

          Laktasyon dönemi

          Deferoksaminin insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Pek çok ilacın insan sütüne

          geçmesi ve emzirilen yenidoğanlarda/bebeklerde ciddi advers ilaç reaksiyonları oluşturma

          potansiyeli nedeniyle, emzirmeme veya DESFERAL'i kullanmama kararı DESFERAL'in emziren anne açısından faydası göz önünde bulundurularak verilmelidir.

          Üreme yeteneği / Fertilite

          Üreme yeteneği / fertilite konusunda veri bulunmamaktadır.

          4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

          Baş dönmesi, görme veya işitme bozukluğu gibi merkezi sinir sistemi etkileri yaşayan hastalar, araç veya makine kullanmamaları konusunda uyarılmalıdır.

          4.8. İstenmeyen etkiler

          Advers ilaç reaksiyonları, aşağıdaki tanımlama uyarınca, en sık görülenden en az görülene doğru sıralanmıştır:

          Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek ≥.1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor. Raporlar bilinmeyen bir büyüklüğe sahip popülasyondan elde edildiğinden, pazarlama sonrası deneyimlerden rapor edilen advers reaksiyon sıklığını güvenilir bir şekilde hesaplamak mümkün olmadığında).

          Advers etki olarak bildirilen bulgu ve belirtilerin bazıları mevcut hastalığa (demir ve/veya

          alüminyum yüklemesi) bağlı olabilir.

          Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

          Seyrek: Mukormikoz (bkz. Bölüm 4.4)

          Çok seyrek: Gastroenterit Yersinia enfeksiyonları (bkz. Bölüm 4.4)

          Kan ve lenf sistemi hastalıkları

          Çok seyrek: Trombositopeniyi içeren kan hastalıkları Bilinmiyor: Lökopeni

          Bağışıklık sistemi hastalıkları

          Çok seyrek: Anaflaktik şok, anaflaktik reaksiyon, anjionörotik ödem

          Sinir sistemi hastalıkları

          Çok seyrek: Nörolojik bozukluklar (sersemlik, alüminyumla ilişkili diyaliz ensefalopatisinin hızlanması veya alevlenmesi, periferik nöropati, parestezi) (bkz. Bölüm 4.4)

          Bilinmeyen: Konvülziyon

          Göz hastalıkları

          Seyrek: Görme kaybı, skotom, retinal dejenerasyon, optik nevrit, katarakt(görme keskinliğinin azalması), bulanık görme, gece körlüğü, görme alanı bozuklukları, kromatopsi(renk görme bozukluğu), korneal opasiteler, (bkz. Bölüm 4.4)

          Yüksek dozlarda uygulanması dışında göz hastalıkları seyrek görülür.

          Kulak ve iç kulak hastalıkları

          Yaygın olmayan: Nörosensoral işitme kaybı, kulak çınlaması (tinitus) (bkz. Bölüm 4.4)

          Doz kurallarına uymak, işitme ile ilişkili yan etkileri en aza indirmeye yardımcı olur.

          Vasküler hastalıkları

          Seyrek: DESFERAL'in uygulanması ile ilgili önlemlere dikkat edilmemesi durumunda hipotansiyon, taşikardi ve şok gelişebilir (bkz. Bölüm 4.2 ve Bölüm 4.4).

          Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

          Çok seyrek: Akut respiratuvar distres, akciğer infiltrasyonu (bkz. Bölüm 4.4)

          Gastrointestinal hastalıklar

          Çok seyrek: Diyare

          Deri ve deri altı doku hastalıkları

          Çok seyrek: Yaygın döküntü

          Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

          Yaygın: 60 mg/kg doz verilen şelatlı hastalarda, özellikle de yaşamın ilk üç yılında demir şelasyonuna başlayanlarda, büyüme geriliği ve kemik bozukluğu (örn. metafiz displazisi) yaygındır. Dozlar 40 mg/kg veya altında tutulursa, risk önemli ölçüde azalır (bkz. Bölüm 4.4).

          Bilinmeyen: Kas spazmları

          Böbrek ve idrar hastalıkları

          Bilinmeyen: Akut böbrek yetmezliği, böbrek tubular bozukluk, kan kreatinin yükselmesi (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.9)

          Özel Notlar

          Enjeksiyon yerinde ağrı, şişlik, sertleşme, eritem, kaşıntı, eskar ve kabuk çok yaygın görülen; kabarcıklar, lokal ödem ve yanma ise yaygın olmayan reaksiyonlardır. Lokal reaksiyonlara çok yaygın olarak artralji/miyalji; yaygın olarak başağrısı, ürtiker, bulantı, ateş; yaygın olmayan kusma, karın ağrısı veya astım gibi sistemik reaksiyonlar eşlik edebilir.

          Demir kompleksinin atılımı, idrarda kırmızımsı-kahverengi renklenmeye neden olabilir.

          Konvülziyon çoğunlukla aşırı alüminyum yükü olan diyaliz hastalarında rapor edilmiştir.

          Kronik aşırı alüminyum yüklenmesi için tedavi edilen hastalar:

          Alüminyum aşırı yüklenmesine yönelik DESFERAL şelasyon tedavisi hipokalsemiye ve

          hiperparatiroidizmde kötüleşmeye neden olabilir (bkz. Bölüm 4.4).

          Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

          Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

          DESFERAL genellikle parenteral olarak uygulanır ve akut zehirlenme olasılığı düşüktür.

          Belirti ve semptomlar: Yüksek dozda DESFERAL alan hastalarda taşikardi, hipotansiyon ve gastrointestinal semptomlar gerçekleşmiştir. DESFERAL'in kazara intravenöz yoluyla uygulanması, akut ancak geçici görme kaybı, afazi, ajitasyon, baş ağrısı, bulantı, bradikardi, hipotansiyon ve akut böbrek yetersizliği ile ilişkilendirilebilir (bkz. Bölüm 4.8)

          Akut demir intoksikasyonu olan hastalarda ve ayrıca talasemi hastalarında aşırı yüksek i.v. DESFERAL dozları ile tedavi sonrasında akut respiratuvar distres sendromu tarif edilmiştir (ayrıca bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

          Tedavi: DESFERAL'in spesifik bir antidotu yoktur ancak semptomlar DESFFERAL'in dozu azaltılarak elimine edilebilir DESFERAL diyalize uygundur. Uygun destekleyici tedavi uygulanmalıdır.

          Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim boynu (serviks) kanseri 35 yaş altı kadınlarda görülen vakalarda meme kanserinden sonra ikinci sırayı alır.Serviks kanserinin gelişmesi yıllarca sürebilir. Ağız Kanseri Ağız Kanseri Ağız kanserinin en yaygın türleri, dudak, dil, dişetidir. Nadiren yanak içi veya damak bölgelerini de içine alır.