FLUOXYTIL 15 ml damla Formülü

Sodium fluoride (1.555 mg flor iyonuna eşdeğer), 3.437 mg/ml
Diş çürümelerine karşı profilaktik olarak endikedir.
Hipertansiyon,koroner arter hastalığı olanlar, MAO, inhibitörü kullananlar, göz içi basıncı yüksek olanlar ve üriner retansiyonlu hastalarda.
Böbrek yetmezliği olanlarda dikkatle kullanılmalıdır. Yiyecek, içecek ve multivitamin preparatları ile birlikte oluşabilecek aşırı flora karşı dikkatli olunmalıdır. Gebelerde kullanılmamalıdır.Aşırı doz, diş minelerinde lekelenmeye neden olabilir.Yorgunluk, deri değişiklikleri ve gastrointestinal bozukluklar gibi.
Kalsiyum, alüminyum veya magnezyum içeren preparatlar, süt ve süt ürünleri flor iyonlarının emilimini azaltabilir.
Sudaki flor düzeyinin 0.7 ppm'den düşük olduğu bölgelerde yaşayan çocuklarda kullanılması önerilir. İçme suyundaki flor düzeyi 0-0.25 ppm olan bölgelerde günde; 6 ay-1 yaş arası çocuklarda 4 damla (0.25 mg), 1-4 yaş arası olan çocuklarda 8 damla (0.5 mg),4-8 yaş arası çocuklarda 12 damla (0.75 mg), 8-12 yaş arası çocuklarda ve 12 yaşından büyüklerde 16 damla (1 mg) kullanılır. İçme suyundaki flor miktarı 0.25-0.50 ppm olan bölgelerde günde; 1-4 yaş arası çocuklarda 4 damla(0.25 mg), 4-8 yaş arası çocuklarda 8 damla (0.50 mg), 8-12 yaş arası çocuklarda ve 12 yaşından büyüklerde 12 damla (0.75 mg) kullanılır. İçme suyundaki flor miktarı 0.5-0.7 ppm olan bölgelerde günde; 4-8 yaş arası çocuklarda 4 damla(0.25 mg), 8-12 yaş arası çocuklarda ve 12 yaşından büyüklerde 8 damla (0.50 mg) kullanılır. Damla, çocukların dili üzerine uygulanabileceği gibi, suyla veya meyva suyuyla da karıştırılabilir. Sütle karıştırılmamalıdır.

	Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır.
	Tiroid Kanseri En sık görülen tiroid kanseri türü olan papiller tiroid kanseri, tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %70'ini oluşturur.
	Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir.