Cyclo-Progynova kontraseptif olarak kullanılamaz.
Gerektiğinde kontrasepsiyon için, (takvim ya da temperatür yöntemleri dışında)
hormonal olmayan yöntemler uygulanmalıdır. Gebelik oluştuğuna ilişkin bir şüphenin
varlığında, ilaca olasılık ekarte edilene kadar ara verilmelidir (Bakınız: Gebelik ve
laktasyon).
Aşağıda belirtilen koşullar/risk faktörleri mevcutsa ya da kötüleşirse, HRT
başlanmadan ya da devam edilmeden önce bireysel bir risk-yarar analizi yapılmalıdır.
• Venöz tromboemboli
Hem randomize-kontrollu hem de epidemiyolojik çalışmalar, HRT'nin venöz
tromboembolizm (VTE; derin ven trombozu veya pulmoner emboli) gelişmesine ilişkin
relatif bir risk artışı oluşturabileceğini işaret etmektedir. Venöz tromboemboli riski taşıyan kadınlarda HRT tedavisi uygulaması önerilirken yarar-risk oranı dikkatle
değerlendirilmelidir.
VTE için genellikle tanımlanan risk faktörleri, aile öyküsü (yakın akrabada nisbeten
erken yaşlarda ortaya çıkan VTE, genetik bir dispozisyona işaret edebilmektedir) ve
aşırı şişmanlıktır. VTE riski yaşla birlikte de artmaktadır. VTE'de variköz venlerin olası
rolü ile ilgili bir görüş bulunmamaktadır.
VTE riski uzun süreli immobilizasyon, majör elektif veya travma sonrası cerrahi
girişim ya da majör travma ile geçici olarak artabilir. Olayın durumuna ve
immobilizasyonun süresine bağlı olarak HRT uygulamasına geçici olarak ara
verilebilir.
Trombotik bir olaya ilişkin bulgular ya da şüphesi söz konusu olduğunda tedavi
derhal durdurulmalıdır.
• Arteriyel tromboemboli
Sürekli kombine konjuge estrogen ve MPA (Medroksiprogesteron asetat) ile yapılan
randomize kontrollu çalışmalarda kardiyovasküler yarara ilişkin bir kanıt
gösterilememiştir. Bu kombinasyonla yapılan geniş klinik çalışmalar, kullanımın ilk
yılında koroner kalp hastalığı riskinde olası bir artışı göstermiş, sonraki yıllarda ise
herhangi bir yarar gösterilememiştir. Sekonder bir sonuç olarak inme riskinde bir artış
gözlenmiştir. Diğer HRT ürünlerinin kardiyovasküler mortalite ve morbiditedeki
yararlarının gösterilmesi için yapılmış uzun süreli randomize kontrollu çalışmalar
mevcut değildir. Bu nedenle, artmış riskin diğer estrogen ve progestogenleri içeren
HRT ürünleri için de geçerli olup olmadığı bilinmemektedir.
• Endometrium kanseri
Uzun süre karşılanmamış estrogen etkisi endometrial hiperplazi veya karsinom
gelişmesi riskini artırır. Çalışmalar tedaviye progestogenlerin uygun bir şekilde
eklenmesinin endometrial hiperplazi veya kanser riskini azalttığını göstermiştir.
• Meme kanseri
Klinik ve gözlemsel çalışmalarda uzun süre HRT kullanmış kadınlarda meme kanseri
tanısı konma riskinde artma bildirilmiştir. Bulgular, erken tanıya, HRT'nin biyolojik
etkilerine ya da her ikisinin kombinasyonuna bağlı olabilir. Tedavinin süresiyle birlikte
(her kullanım yılına göre %2.3) göreceli risk artmaktadır. Bu, doğal menopozun
geciktiği kadınlarda her yıl için saptanan meme kanseri riski artışı ile karşılaştırılabilir
(gecikme yılı başına %2.8). Artmış risk oranı, HRT'nin kesilmesini izleyen ilk 5 yıl
süresince dereceli olarak ortadan kalkar. HRT kullanan kadınlarda saptanan meme
kanserinin, kullanmayan kadınlarda saptananlara göre daha çok meme ile sınırlı
kalma eğiliminde olduğu görülmektedir.
• Karaciğer tümörü
HRT ürünlerinin içerdiğine benzer hormonal etkili maddelerin kullanımı sonucu nadir
olgularda iyi huylu, çok nadiren de habis karaciğer tümörleri gözlemlenmiştir. Sınırlı
olguda bu tümörler yaşamı tehdit eden batın içi kanamalara yol açar. Şiddetli üst
abdominal ağrı, karaciğerde büyüme veya batın içi kanama bulguları ortaya çıkması
durumunda ayırıcı tanıda bir karaciğer tümörü göz önüne alınmalıdır.
• Safra kesesi
Estrogenlerin safranın litojenitesini artırdığı bilinir. Bazı kadınlar estrogen tedavisi
sırasında safra kesesi hastalığına predispozedir.
• Diğer durumlar
Migrenöz veya sık ve alışılmadık şiddetli başağrıları ilk kez ortaya çıkarsa veya bir
serebrovasküler oklüzyonun olası bulguları