Tüm nöroleptiklerde olduğu gibi Nörofren ile ekstrapiramidal yan etkiler görülebilir. Nörofren'in etkisini azaltma ihtimali olduğu için antiparkinson ilaçlar devamlı verilmemeli ancak gerektiği zaman uygulanmalıdır. Orta veya yüksek dozda uzun süre verilen antipsikotik ilaçlar özellikle 50 yaşın üzerindekilerde tardif diskineziye neden olabilirler.
Tardif diskinezi düşük dozda kısa süreli tedavi sonucu ortaya çıkarsa, yarar-zarar değerlendirilmesinden yeniden yapılması tavsiye olunur. Tardif diskinezi, antiparkinson ilaçlarla birden ortaya çıkabilir veya ağırlaşabilir. Ani ilaç kesilmesine bağlı olarak kısa süreli diskineziler de oluşabilir.
Düşük dozlarda dahi epileptik nöbetler bildirilimiştir. Yaşlılarda yan etkiler daha kolay görülebilir. Doza ilişkin olarak, uyku hali, uykusuzluk, anksiete ve bulantı, kusma ve dispepsi gibi gastrointestinal semptomlar görülebilir. Ağız kuruluğu, libido kaybı, empotans ve hipotansiyon bildirilmiştir ancak otonom sinir sistemine ait belirtiler çok seyrek kayedilir. Deri döküntüleri çok ender bildirilmiştir.
Antipsikotik nöroleptik ilaçların hormonal etkisi, galaktore, jinekomasti ve oligo veya amenoreye neden olabilen hipertrolaktinemidir. Glikozüri bildirilmiştir. Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi pimozide ilişkin nöroleptik malign sendromu görülmüştür. Bu sendrom hipertermi, adale sertliği, otonomik dengesizlik, şuur kaybı ve koma ile karakterize idiyosinkratik bir reaksiyondur.
Hipertermi başlamadan önce ilk belirtileri olarak otonomik disfonksiyon belirtileri ortaya çıkar. Antipsikotik ilaç tedavisi durdurulduktan sonra 5-7 gün içinde genellikle düzelme olur. Bu sendromun görüldüğü hastalar yakından izlenmelidir. Nöroleptik malign sendromunun görüldüğü hastalarda dantrolen sodyum, bromokriptin mesilat ve elektrokonvülsif tedavinin yararlı olduğu bildirilmiştir.