FLUBIMAK 100 mg 15 film tablet Klinik Özellikler

Akar Farma

[ 9 March  2012 ]

4.1. Terapötik endikasyonlar

Romatoid artrit,

• Osteoartrit,

• Ankilozan spondilit,

Bursit,

• Tendinit,

• Yumuşak doku yaralanmaları ve Dismenorede

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji:

Erişkinlerde önerilen günlük uygulama bölünmüş dozlar halinde 150 mg - 200 mg’dır.

Semptomların şiddetine göre günlük doz toplam 300 mg’a çıkarılabilir.

Uygulama sıklığı ve süresi:

Romatoid artrit veya osteoartrit bulgu ve semptomlarının giderilmesi için flıırbiprofenin tavsiye edilen dozu, giinde iki veya Uç defaya bölünerek uygulanmak üzere günde 200 - 300 mg’dır.

Adet sancılarında, semptomların başlangıcında 100 mg, bunu takiben 4-6 saatte bir 100 mg uygulanır. Günlük maksimum doz 300 mg’dır.

Çoklu doz uygulamalarında tavsiye edilen en yüksek tek doz 100 mg’dır.

Uygulama şekli:

FLUBİMAK bir miktar sıı ile yemeklerden sonra oral olarak alınır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek yetmezliği

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ile uzun süreli tedavi renal papiller nekroz ve diğer böbrek hasarlarına yol açmıştır. Böbrek fonksiyon bozukluğu, kalp yetmezliği olan hastalar, diüretik ve ADE inhibitörü kullanan hastalar bu yönden daha büyük risk altındadır. Bunun yanında ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda flurbiprofen kullanımı önerilmez.

Karaciğer yetmezliği

Flurbiprofen % 90’ı aşan bir oranda karaciğerde metabolize olarak emilir. Bu nedenle karaciğer yetersizliği olan hastalarda, karaciğer fonksiyonlan normal olan hastalara göre doz azaltılarak kullanılmalıdır. Flurbiprofen’in plazma proteinlerine bağlanışı, karaciğer hastalığı olan ve serum albıımin konsantrasyonları 3.1 g/dL’nin altında olan hastalarda azalabilir.

Pediyatrik popülasyon:

Flurbiprofenin 12 yaş altındaki çocuklardaki etkinliği ve güvenilirliği incelenmemiştir. Bu yüzden FLUBİMAK 12 yaş altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır.

Geriyatrik Popülasyon

4.3. Kontrendikasyonlar

FLUBİMAK, İçeriğindeki herhangi bir maddeye karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kullanılmamalıdır, (bkz. bölüm 6.1)

Flurbiprofen aspirin veya başka bir nonsteroid antiinflamatuvar ilaç kullanımı sonrasında astım, ürtiker veya alerjik tipte reaksiyonlarla karşılaşılmış hastalarda kullanılmamalıdır. Bu tip hastalarda nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlara karşı şiddetli, nadiren fatal, aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir.

Flurbiprofen, koroner arter bypass greft ameliyatı sürecinde ağrı kesici olarak kullanılmamalıdır.

• Gebeliğin 3. trimesterinde kullanılmamalıdır.

Aktif peptik ve/veya daha önceden peptik ülser rahatsızlığı olan hastalarda, kullanılmamalıdır.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Özel kullamm uyarıları Kardiyovasküler etkiler Kardiyovasküler Trombotik Olaylar

Seçici ve seçici olmayan nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ile yapılan klinik çalışmalarda ölümle sonuçlanabilecek ciddi kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokard enfarktüsü ve felç riski sıklığında artış görülmüştür. Kardiyovasküler hastalığı ya da kardiyovasküler hastalık açısından risk faktörleri olan hastalarda bu risk artabilir. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ile tedavi edilen hastalarda istenmeyen kardiyovasküler olay riskini en aza indirmek için en düşük doz, en kısa süre ile uygulanmalıdır.

COX-2 selektif ve selektif olmayan nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların koroner arter by-pass greft operasyonunun ilk 10-14 gününde perioperatif ağrı kesici olarak kullanılmasının ıniyokardial enfarktüs ve kalp krizi riskini arttırdığı yapılan klinik çalışmalarda tesbit edilmiştir.

Nonsteroid antünflamatuvar ilaçlar ile birlikte aspirin kullanımının, nonsteroid antiinflamatuar ilaçların yol açtığı kardiyovasküler trombotik olayların gelişme riskini azalttığına gösteren kanıt yoktur. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ile birlikte aspirin kullanımı ciddi gastrointestinal sorunların ortaya çıkma riskini artırır.

Hipertansiyon

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar hipertansiyonun ortaya çıkmasına ya da var olan hipertansiyonun ağırlaşmasına yol açabilirler. Bu durum kardiyovasküler risk artışına katkıda bulunabilir. Tiyazid grubu ya da Ioop diüretik kullanan hastalarda birlikte nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların kullanımı diiiretiklerin etkinliğini azaltabilir. Bu nedenle hipertansiyon hastalarında nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların kullanımı sırasında dikkatli olunmalıdır. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ile tedavi başlangıcı ve tedavi süresince kan basıncı düzenli olarak takip edilmelidir.

Konjestif Kalp Yetmezliği ve Ödem

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar alan bazı hastalarda sıvı tutulumu ve ödem gözlenmiştir. Sıvı tutulumu ya da konjestif kalp yetmezliği olan hastalara nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar uygulanırken dikkatli olunmalıdır.

Gastrointestinal Etkiler - Ülserasyon. Perforasyon ve Kanama

Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlarla tedavi edilen hastalarda, mide, ince barsak veya kalın barsakta inflamasyon, kanama, ülserasyon veya perforasyon gibi ciddi ve ölümle sonuçlanabilen gastrointestinal toksisite meydana gelebilir. Bu ciddi istenmeyen etkiler herhangi bir zamanda ön belirtiler olsun veya olmasın ortaya çıkabilir. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ile tedavisi sırasında üst gastrointestinal sisteme ait ciddi istenmeyen etki ortaya çıkan hastaların sadece %20’si semptomatiktir. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar nedeniyle üst GI ülser, büyük kanama veya perforasyonlar 3 ila 6 ay süreyle tedavi edilen hastaların yaklaşık %1’inde, bir yıl tedavi gören hastalarınsa yaklaşık %2 ila %4’iinde ortaya çıkmaktadır. Bu eğilimlerin kullanım süreci uzadıkça devam etmesi, hastada tedavinin herhangi bir evresinde ciddi bir GI olay gelişme olasılığım artırmaktadır. Ancak, kısa süreli tedavi bile risk taşır. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar, önceden ülser hastalığı veya GI kanaması öyküsü olan hastalara reçetelenirken son derece dikkatli olunmalıdır. Önceden geçirilmiş peptik ülser ve/veya GI kanama öyküsü olan hastalarda nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların kullanımı sırasında GI kanama riski, bu risk faktörlerine sahip olmayan hastalara oranla, 10 kat daha yüksektir. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaç tedavisi uygulanan hastalarda GI kanama riskini artıran diğer risk faktörleri oral kortikosteroidler ya da antikoagülaıılarla tedavi, uzun süreli nonsteroid antiinflamatuvar ilaç tedavisi, sigara kullanımı, alkol tüketimi, ilerlemiş yaş ve genel sağlık durumunun kötü olmasıdır. Ölümle sonuçlanan GI olayların çoğu yaşlı ya da düşkün hastalarda görülmektedir; bu nedenle bu tip hastalarda tedavi sırasında özellikle dikkatli olmak gerekir.

İstenmeyen bir GI etki riskini en aza indirmek için, mümkün olan en kısa süreyle en düşük etkili doz kullanılmalıdır. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların kullanımı sırasında hekimler ve hastalar GI ülserasyon ve kanamanın bulgu ve belirtileri konusunda tetikte olmalı ve ciddi bir GI olaydan şüphelenildiğinde hızla ek değerlendirme ve tedaviye başlanmalıdır. Bu tip bir şüphe durumunda istenmeyen GI olay şüphesi kalkana kadar nonsteroid antiinflamatuvar ilaç tedavisi sonlandırılmalıdır. Yüksek risk grubundaki hastalarda, nonsteroid antiinflamatuvar ilaç dışı alternatif tedaviler göz önünde bulundurulmalıdır.

Böbrekler Üzerine Etkiler

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ile uzun süreli tedavi renal papiller nekroz ve diğer böbrek hasarlarına yol açmıştır. Renal toksisite ayrıca, renal prostaglandinlerin renal perfıizyonun korunmasında telafi edici bir rol oynadığı hastalarda da görülmüştür. Bu hastalarda nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar uygulanması, prostaglandin oluşumunda ve ikincil olarak renal kan akımında doza bağımlı bir düşmeye neden olarak renal dekoınpansasyonu tetikleyebilir. Böbrek fonksiyon bozukluğu, kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği, diüretik ve ADE inhibitörü kullanan hastalar ve yaşlı hastalar bu yönden daha büyük risk altındadır. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaç tedavisinin sonlandırılmasından sonra genellikle tedavi öncesindeki duruma geri dönülür.

İleri Evre Böbrek Hastalığı

Klinik çalışmalarda, böbrek yetmezliği olan hastalarda flurbiprofen eliminasyonun yarı ömründe değişiklik olmamıştır. Flurbiprofen metabolitleri başlıca böbrekler yolu ile elimine olur. Flurbiprofen’in metabolitlerinden 4-hidroksiflurbiprofen’in böbreklerden eliminasyonu, orta ve şiddetli böbrek yetmezliğinde azalır. Bu nedenle, ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda flurbiprofen kullanımı önerilmez. Bu tip hastalarda, eğer flurbiprofen kullanımı gerekli ise böbrek fonksiyonlarının yakından takip edilmesi önerilir.

Aşırı Duyarlılık Reaksiyonları

Diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ile olduğu gibi, flurbiprofen kullanımı sırasında da, önceden böyle bir öyküsü olmayan hastalarda bile, aşırı duyarlılık reaksiyonları ortaya çıkabilir. Flurbiprofen aspirin triadı olan hastalara verilmemelidir. Bu semptom kompleksi tipik olarak, aspirin veya diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçları aldıktan sonra nazal polipli veya polipsiz rinit ya da şiddetli, ölümle sonuçlanabilen bronkospazm geçiren astımlı hastalarda meydana gelir. Bir aşırı duyarlılık reaksiyonu ortaya çıkarsa, hastaya derhal acil tedavi uygulanmalıdır.

FLUBİMAK 100 mg laktoz ihtiva eder. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamalan gerekir.

FLUBİMAK her tablette 1 mmol (23mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.

Önlemleri

Flurbiprofenin kortikosteroidlerin yerine kullanılması ya da kortikosteroid yetmezliğini tedavi etmesi beklenemez. Kortikosteroidlerin aniden kesilmesi hastalığın alevlenmesine yol açabilir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi uygulanan hastalarda tedavinin kesilmesi planlanırsa, tedavi doz azaltılarak sonlandırılmalıdır.

Flurbiprofenin ateş ve inflamasyonu azaltıcı farmakolojik etkisi, enfeksiyoz olmadığı düşünülen rahatsızlıkların komplikasyonlarında, teşhise yönelik bu belirtilerden yararlanmayı engelleyebilir.

Hepatik etkiler

Flurbiprofen de dahil olmak üzere nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar kullanan hastaların %15 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde sınır seviyede yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar bozuklukları ilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya tedaviye devam edildiğinde kendiliğinden düzelebilir. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla yapılan klinik çalışmalarda, hastaların yaklaşık %1’inde ALT ve AST’de anlamlı yükselmeler (normalin üst sınırından yaklaşık üç veya daha fazla kat) bildirilmiştir. Ayrıca, bazıları ölümle sonuçlanan sarılık, fulminant hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğer yetmezliği gibi şiddetli karaciğer reaksiyonları seyrek olarak bildirilmiştir. Flurbiprofen kullanan bir hastada, karaciğer fonksiyon bozukluğu bulgu ve/veya belirtileri ya da karaciğer fonksiyon testlerinde olumsuz değişimler ortaya çıkarsa, hasta daha şiddetli bir karaciğer reaksiyonu yönünden değerlendirilmelidir. Karaciğer hastalığına işaret eden klinik bulgu ve belirtilerin gelişmesi veya sistemik belirtilerin (örneğin, eozinofıli, döküntü, vb.) ortaya çıkması durumunda, flurbiprofen tedavisi sonlandırılmalıdır.

Hematolojik Etkiler

Flurbiprofen de dahil olmak üzere nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar alan hastalarda bazen anemi görülür. Bu sıvı retansiyonu, GI kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olarak tamınlanamayan bir etkiye bağlı olabilir. Flurbiprofen de dahil olmak üzere nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlarla uzun süreli tedavi altına giren hastalar, herhangi bir anemi bulgu yada belirtisi görülmese bile, hemoglobin ve hematokrit seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler.

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar trombosit agregasyonunu inhibe ederler ve bazı hastalarda kanama zamanını uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinden farklı olarak, bunların trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri kalitatif açıdan daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Flurbiprofen genel olarak trombosit sayısı, protrombin zamanı (PT) veya kısmi tromboplastin zamanını (PTT) etkilemez. Flurbiprofen alan ve trombosit fonksiyonlarındaki değişimlerden etkilenebilecek hastalar (koagülasyon bozuklukları olan ya da antikoagülan kullanan) dikkatle izlenmelidir.

Astma hastaları

Astına hastalarında aspirine duyarlı astma olabilir. Aspirine duyarlı astma hastalarında aspirin kullanımı, ölüme yol açabilecek derecede şiddetli bronkospazma yol açabilir. Bu gibi aspirine duyarlı hastalarda, aspirin ve diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar arasında çapraz reaksiyonlar (bronkospazm dahil) bildirildiği için, aspirine karşı bu tip duyarlılığı olan hastalarda flurbiprofen kullanılmamalı ve astma hastalarında da dikkatli kullanılmalıdır.

Görme değişiklikleri

Flurbiprofen ve diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçların kullanımı sırasında görmede bulanıklık ve/veya görmede azalma olguları bildirilmiştir. Göz şikayetleri ortaya çıkan hastalar göz muayenesinden geçirilmelidir.

Laboratuvar Testleri

Ciddi GI sistem ülserasyonu ve kanaması uyarıcı belirtiler olmadan ortaya çıkabileceği için, hastalar GI sistem kanamasının bulgu ve belirtileri açısından izlenmelidir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

ADE-inhibitörleri

Çeşitli raporlar, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabileceğini bildirmektedir. Bu etkileşim, nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçları ADE -inhibitörleriyle birlikte almakta olan hastalarda göz önünde bulundurulmalıdır.

Antikoagülanlar

Varfarin ve nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların GI sistein kanaması üzerindeki etkileri sinerjiktir; her iki ilacı birlikte kullanan hastalarda ciddi kanama riski, her iki ilaçtan birini kullananlara

oranla daha yüksektir. Varfarin ya da diğer antikoagiilanları kullanan hastalara flurbiprofen verilirken dikkatli olunmalıdır.

Aspirin

Aspirin ile birlikte uygulanması serum flurbiprofen konsantrasyonlarını düşürür. Bu etkileşimin klinik anlamı bilinmemekle birlikte, diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarda da olduğu gibi, flurbiprofen ve aspirinin birlikte uygulanması istenmeyen etkilerin artına potansiyeli nedeni ile genellikle önerilmez.

Beta-blokörler

Flurbiprofen propranololün hipotansif etkisi azaltmakla birlikte atenololii etkilemez. Bunun altında yatan mekanizma bilinmemektedir. Hem flurbiprofen hem de bir beta-blokör alan hastalar, yeterli seviyede bir hipotansif etkinin elde edildiğinden emin olmak için izlenmelidir.

Diüretikler

Flurbiprofen bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabilmektedir. Bu etki, renal prostaglandin sentezinin inhibisyonuna bağlanmıştır. Flurbiprofen ile birlikte diüretik kullanan hastalar, böbrek yetmezliği belirtileri açısından ve istenen diüretik etkinin elde edildiğinden emin olmak amacıyla yakından izlenmelidir.

Lityum

Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar plazma lityum düzeylerinde artışa, renal lityum klirensinde ise azalmaya yol açmıştır. Ortalama en düşük lityum konsantrasyonu %15 ve renal klirens yaklaşık %20 düşmüştür.

Bu etkiler, renal prostaglandin sentezinin nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar tarafından inhibisyonuna bağlanmıştır. Bu nedenle, nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlarla lityum birlikte uygulandığında, hastalar lityum toksisitesine karşı yakından izlenmelidir.

Metotreksat

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların, tavşan böbrek kesitlerinde metotreksat birikimini kompetetif inhibe ettikleri bildirilmiştir. Bu, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların metotreksatın toksisitesini artırabileceğini gösterebilir. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ınetotreksatla birlikte uygulandığında dikkatli olunmalıdır.

Anti-platelet ajanlar

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla gastrointestinal kanama riskini arttırırlar.

Selektif serotinin reuptake inhibitörleri:

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla gastrointestinal kanama riskini arttırırlar.

Siklosporin: Nefrotoksisite riskini arttırır.

Kortikosteroidler:

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla gastrointestinal ülserasyon veya kanama riskini arttırırlar. Diğer analjezik ve siklooksijenaz-2-selektif inhibitörler:

İki veya daha fazla nonsteroid antiinflamatuvar Cox-2 inhibitörünü birlikte kullanmaktan sakının. Böyle bir durumda yan etki riski yüksektir.

Mifepriston:

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar, mifepriston kullanımından 8-12 gün sonra, mifepriston’u etkileyeceği için kullanılmamalıdır.

Takrolimus:

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar, takrolimus ile birlikte verildiğinde nefrotoksisite riski yükselir.

Zidovudin:

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar, zidovudin ile birlikte kullanıldığında hematolojik toksisite riski yükselir. HIV (+) hemofiliklerde, zidovudine ve nonsteroid antiinflamatuvar birlikte kullanımında, hematros ve hematom riskinde artış olduğu kanıtlanmıştır.

H2 reseptör antagonistleri

Simetidin ve Ranitidin’in, flurbiprofen’in absorbsiyon hızı veya derecesi üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı gösterilmiştir.

Antiasitler

Flurbiprofen’in genç gönüllülerde (n= 12) antiasit süspansiyonlarla birlikte kullanımında yalnız kullanımlardaki flurbiprofen emilim oranı ile benzer emilim oranı sergilemiştir. Geriyatrik hastalarda (n=7) flurbiprofen emilim oranında azalma olmuştur.

Digoksin

Sağlıklı erkeklerde yapılan çalışmalarda, flurbiprofen ve digoksin peş peşe kullanıldığında hiçbir ilacın serum seviyesinin değişmediği görülmüştür.

Oral hipoglisemik ajanlar

Bir klinik çalışmada, gliburid, metformin, klorpropamid ile fenformin veya gliburid ile fenformin kullanmakta olan yetişkin diyabetiklere flurbiprofen verildi. Peş peşe flurbiprofen ve hipoglisemik ajan kullanımına kan şeker konsantrasyonunda hafif düşme olmasına rağmen hipoglisemi semptomlarında bir değişme görülmemiştir.

Flurbiprofen, kullanıcıları güneş ışığına karşı daha hassas hale getirebilir. Bu nedenle kullanım esnasında güneş ışınlarına uzun süreli maruz kalmamalı ve güneşten korunmalıdırlar.

Bitkisel Ürünler ile Etkileşimler

Yonca yaprağı (alfaalfa), anason, yabanmersini, denizyosunu (bladder\vrack), broınelain (ananasdan elde edilen bir enzim), kedi tırnağı, kereviz, kolyoz, Çin tırtıl mantarı, Çin melek otu, akşam çuha çiçeği, gümüşdüğme bitkisi (feverfevv), çemen otu (fenugreek), sarımsak, zencefil, gingko biloba, kırmızı yonca, atkestanesi, üzüm çekirdeği, yeşil çay, ginseng, guggul, atkestanesi çekirdeği, yaban turbu, meyan kökü, prickly ash, S-adenosilmetyonin, kokulu yonca, zerdeçal ve aksöğüt ek antiplatelet etkiye sahip oldukları için ibuprofen ile birlikte kullanılmamalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:

Flurbiprofenin 12 yaş altındaki çocuklardaki etkinliği ve güvenilirliği incelenmemiştir. Bu yüzden FLUBİMAK 12 yaş altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır.

Geriyatrik Popülasyon

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi :C/D

I ve II trimester için gebelik kategorisi C, III trimesterde ise D’dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya / embriyonal/fetal gelişim/ve-veya doğum/ve-veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. kısım 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

FLUBİMAK gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır. Sadece beklenen yararlar fetüs açısından olası risklerden fazla ise kullanılmalıdır.

Gebelik dönemi

Flurbiprofen gebelikte nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçların fetal kardiyovasküler sistem (ductus arteriosus’un kapanması) üzerindeki bilinen etkilerinden dolayı, gebeliğin geç evrelerinde (6. aydan itibaren) kullanımından kaçınılmalıdır.

Laktasyon dönemi

Flurbiprofen süte geçmektedir, (günde 200 mg flurbiprofen kullanmakta olan bir annenin sütünden bebeğe günde yaklaşık 0.10 mg flurbiprofen geçebileceğini göstermektedir) Neonatlar üzerinde oluşması muhtemel yan etkileri göz önünde bulundurularak önerilmemelidir.

Üreme yeteneği / Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

Flurbiprofen ile aşağıdaki istenmeyen etkiler bildirilmiştir:

Her bir sistem organ sınıfı içinde advers etkiler, aşağıdaki tanımlamalara uygun olarak sınıflandırılmıştır:

Çok yaygın ( >1/10), Yaygın (> 1 / 100 ila < 1/10), Yaygın olmayan (> 1 / 1,000 ila < 1 / 100) Seyrek ( > 1 / 10,000 ila < 1/1,000), Çok seyrek (< 1 / 10,000). Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Kan ve Lenf Sistemi Hastalıkları

Seyrek : Anemi, kanama süresinde uzama, rektal kanama.

Yaygın olmayan : Aplastik anemi (agranülositoz ya da pansitopeni dahil), hemoglobin ve, hematokrit değerlerinde düşme, ekimoz/purpura, eozinofili, hemolitik anemi, demir eksikliği anemisi, lökopeni, trombositopeni

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Seyrek : İnfeksiyon sepsis

Yaygın olmayan : Anafılaktik reaksiyon

Metabolizma ve beslenme bozuklukları

Seyrek : Hiperglisemi, iştahta değişiklikler

Yaygın olmayan : Hiperürisemi, tat almada değişiklikler, ağızda kuruluk

Yaygın : Vücut ağırlığı değişiklikleri

Sinir sistemi hastalıkları

Seyrek : Koma, rüya anomalileri, halüsinasyon

Yaygın olmayan : Ataksi, serebrovasküler iskemi, konfüzyon, parestezi, seğirme

: Baş ağrısı, sinirlilik ve santral sinir sistemi uyarılmasının diğer belirtileri (ör.: anksiyete, uykusuzluk, refleks artışı, tremor), santral sinir sistemi inhibisyonu ile ilişkili belirtiler (ör.:, amnezi, asteni, depresyon, yorgunluk, uyku hali)

Yaygın

Göz hastalıkları

Seyrek


: Bulanık veya çift görme, göz renginin sararması

Yaygın olmayan : Konjunktivit

: Görme bozuklukları

Yaygın


Kulak ve iç kulak hastalıkları

: işitme bozuklukları : Vertigo, Kulak çınlaması

Seyrek

Yaygın


Kardiyak hastalıklar

: Hipotansiyon, vaskülit

Seyrek


Yaygın olmayan : Konjestif kalp yetmezliği, hipertansiyon

Vasküler hastalıklar

Yaygın olmayan : Vasküler hastalıklar, vazodilatasyon

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

Seyrek : Solunum güçlüğü (bronkospazm)

Yaygın olmayan : Astma, epistaksis, parozıııi

Yaygın : Rinit

Gastrointestinal hastalıklar

Seyrek : Geğirme, pankreatit

Yaygın olmayan : Kanlı ishal, özofagus hastalığı, gastrik/peptik ülser, gastrit, hematemez Stomatit/glossit

Yaygın : Karın ağrısı, kabızlık, ishal, dispepsi, şişkinlik, Gİ kanama, bulantı, kusma

Hepato-bilier hastalıklar

Yaygın olmayan : Sarılık (kolestatik ve kolestatik dışı), hepatit

Yaygın : Karaciğer enzimlerinde yükselme

Deri ve tleri altı doku hastalıkları

Seyrek : Eritema multiforme Stevens Johnson sendromu. deri renginin sararması

Yaygın olmayan : Anjiyoödem, egzema, eksfolyatif dermatit, fotosensitivite. kaşıntı, toksik

epidermal nekroliz, ürtiker Yaygın : Döküntü

Böbrek ve idrar hastalıkları

Seyrek : Dizüri, oligüri, poliüri ve proteinüri

Yaygın olmayan : Hematliri, interstisyal nefrit, böbrek yetmezliği

Yaygın : İdrar yolu enfeksiyonunu düşündüren bulgu ve belirtiler

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları

Seyrek : Terleme, ürperme, ateş,

Yaygın olmayan : Ateş, terleme

Yaygın : Ödem

4.9.   Doz aşımı vc tedavisi

Diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlarda olduğu gibi, her hastaya en düşük doz verilmeye çalışılmalıdır. Bu nedenle, flurbiprofen tabletle yapılan başlangıç tedavisi gözlenerek doz ve sıklığı her bir hastanın ihtiyaçlarına uyacak şekilde ayarlanmalıdır.

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla akut doz aşımı sonrasında beliren semptomlar genellikle letarji, uyuşukluk, bulantı, kusma ve epigastrik ağrıyla sınırlı olup, destekleyici tedaviyle geri dönebilir. Gastrointestinal kanama meydana gelebilir. Hipertansiyon, akut böbrek yetmezliği, solunum depresyonu ve koma da meydana gelebilir, ancak nadirdir. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların tedavide kullanımı sonrasında anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiş olup, bunlar doz aşımı sonrasında da meydana gelebilir.

Aşırı dozda bir nonsteroid antiinflamatuvar ilaç alan bir hastaya semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır. Spesifik antidotu yoktur. Semptomları olan veya çok yüksek derecede bir doz alan (normal dozun 5-10 katı) hastalarda, ilacın alıntından sonraki 4 saat içinde emezis ve/veya aktif kömür (yetişkinlerde 60 - 100 g arası, çocuklarda 1-2 g/kg) ve/veya ozmotik katartik endike olabilir. Proteinlere yüksek bağlanma oranı nedeniyle, forse diürez, idrar alkalizasyonu, hemodiyaliz veya hemoperfüzyon yararlı olmayabilir.