QLAIRISTA Film Kaplı tablet Klinik Özellikler

 }

Bayer Türk Kimya San. Tic. Ltd. Şti.

4.1. Terapötik endikasyonlar

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Tabletler kutunun üzerinde belirtilen sırayla, her gün günün aynı saatinde, yeterli miktarda su ile alınmalıdır. Tabletler sürekli olarak alınacaktır. Birbirini izleyen 28 gün boyunca her gün, günde bir tablet alınacaktır. Önceki kutudaki son tabletin alındığı günün ertesi günü, bir sonraki kutuya başlanır. Çekilme kanaması genellikle kutudaki son tabletler alınırken başlar ve bir sonraki kutuya başlamadan önce bitmemiş olabilir. Bazı kadınlarda kanama, yeni bir kutunun ilk tabletleri alındıktan sonra başlar.

Uygulama şekli:

Kombine oral kontraseptifler uygun biçimde alındığında başarısızlık oranı yaklaşık yılda %1’dir. Başarısızlık oranı hapların unutulması ya da düzgün kullanılmaması durumunda artar.

Önceki ayda hormonal kontraseptif kullanılmamış ise:

Tablet alımına doğal siklusun (menstrüel kanamanın) birinci gününde başlanmalıdır.

Kombine hormonal kontraseptif (KOK), vajinal halka ya da transdermal flasterden geçiş yapılması:

ÇLAIRISTA’ya, önceki KOK’unun hormon içeren son tabletinden sonraki gün başlanmalıdır. Öncesinde vajinal halka ya da transdermal bant kullanılmış olması durumunda, ÇLAIRISTA’ya bunların çıkarıldığı gün başlanmalıdır.

Sadece progestojen yönteminden (minipil, enjeksiyon, implant), ya da progestojen salimli intrauterin sistemden (IUS) geçiş yapılması:

Minipilden herhangi bir gün geçiş yapılabilir. İmplanttan ya da İUS’ten bunların çıkarıldığı gün, enjektabl bir üründen ise bir sonraki enjeksiyonun yapılacağı gün geçiş yapılır. Ancak bütün bu durumlarda, tablet almaya başladıktan sonraki ilk 9 gün boyunca, ek olarak bir bariyer metodu kullanılması istenilmelidir.

İlk trimesterde gerçekleşen abortustan sonra:

Derhal tablet alımına başlanabilir. Bu durumda ek kontraseptif önlemler alınması gerekli değildir.

4.6. Gebelik ve laktasyon

" bölümüne bakınız.

Doğumdan veya ikinci trimester abortusundan sonraki 21-28. günlerde başlanılmalıdır. Daha sonra başlanması durumunda, tablet almaya başladıktan sonraki ilk 9 gün boyunca, ek olarak bir bariyer metodu kullanması istenilmelidir. Ancak cinsel ilişki gerçekleşmiş ise, KOK kullanmaya başlamadan önce gebelik dışlanmalıdır, ya da ilk menstrüel periyoduna kadar beklenmelidir.

Tablet alınması unutulduğunda yapılacaklar:

Alınması unutulan hormon içermeyen beyaz tablet ise önemsenmeyebilir. Ancak, hormonsuz tablet döneminin istemeden uzatılmasından kaçınmak için, unutulan bu tabletler atılmalıdır.

Gastrointestinal rahatsızlıklar durumunda öneriler:

Şiddetli gastrointestinal rahatsızlıklar durumunda, emilim tam olmayabilir ve ek kontraseptif önlemlere gerek duyulabilir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

). Eğer olağan tablet alım programı değiştirilmek istenmiyorsa, gerekli olan ekstra tablet, başka bir paketten alınarak yutulmalıdır.

Aşağıdaki tavsiyeler yalnızca unutulan hormon içeren tabletler içindir:

Eğer tablet alınması unutulan süre 12 saatten kısa ise, kontraseptif korunmada azalma söz konusu değildir. Hatırlanır hatırlanmaz tablet alınmalı7 ve sonraki tabletler olağan zamanlarında alınmaya devam edilmelidir.

Eğer tablet alınması için unutulan süre 12 saatten uzun ise, kontraseptif korunmada azalma olabilir. Aynı anda iki tablet birden alma anlamına gelse bile, hatırlanır hatırlanmaz tablet alınmalıdır. Daha sonraki tabletler ise olağan zamanlarında alınmaya devam edilmelidir. Siklusun tablet alınması unutulan günlerine bağlı olarak (ayrıntılar için aşağıdaki tabloya bakınız), aşağıda verilen prensipler doğrultusunda yedek kontraseptif önlemler alınmalıdır (örn. kondom gibi bir bariyer metodu).

GUN

Renk

Estradiol valerat (EV) / dienogest (DNG) miktarı

Bir tabletin alınması 12 saatten uzun süreyle unutulduğunda izlenmesi gereken prensipler:

1-2

Koyu sarı tabletler (3.0 mg EV)

- Unutulan tablet derhal, bir sonraki tablet ise olağan zamanında alınır (bu aynı gün iki tablet alınması anlamına gelse bile)

- Tabletler olağan şekilde alınmaya devam edilir

- Sonraki 9 gün süreyle ek kontrasepsiyon uygulanır

3-7

Kırmızı tabletler (2.0 mg EV + 2.0 mg DNG)

8-17

Açık sarı tabletler (2.0 mg EV + 3.0 mg DNG)

18-24

Açık sarı tabletler (2.0 mg EV + 3.0 mg DNG)

- Kullanılan paket atılır ve yeni bir pakete başlanarak ilk tableti alınır

- Tabletler olağan şekilde alınmaya devam edilir

- Sonraki 9 gün süreyle ek kontrasepsiyon uygulanır

25-26

Koyu kırmızı tabletler (1.0 mg EV)

- Unutulan tablet derhal, bir sonraki tablet ise olağan zamanında alınır (bu aynı gün iki tablet alınması anlamına gelse bile)

- Ek kontrasepsiyon gerekli değildir

27-28

Beyaz tabletler (Plasebo)

- Unutulan tablet atılır ve tabletler olağan şekilde alınmaya devam edilir

- Ek kontrasepsiyon gerekli değildir

Herhangi bir gün içerisinde ikiden fazla tablet alınmamalıdır.

Eğer yeni bir pakete başlanması unutulmuşsaT veya paketin 3-9. günlerindeki tabletlerin alınması unutulmuş ise, gebe kalınmış olunabilir (unutma olayından önceki 7 gün içerisinde cinsel ilişkide bulunması durumunda). Unutulan tablet sayısı ne kadar fazla ise (3 - 24. günler arasındaki iki kombine hormon içerenler arasından) ve unutulan tabletler hormon-içermeyen fazına ne kadar yakınsa, gebelik riski o ölçüde yüksektir.

Eğer tablet alınması unutulmuşsa ve daha sonra paketin bitiminde / yeni paketin başlangıcında çekilme kanaması olmamış ise, gebelik olasılığı göz önünde tutulmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek Yetmezliği:

ÇLAIRISTA böbrek yetmezliği olan hastalarda özel olarak çalışılmamıştır. Mevcut veriler bu hasta popülasyonunda tedavi değişikliği yapılmasına ilişkin veri sağlamamıştır.
Karaciğer Yetmezliği:

4.3. Kontrendikasyonlar

ÇLAIRISTA yalnızca menarştan sonra endikedir.
Geriyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

Kombine oral kontraseptifler (KOK) aşağıda belirtilen tabloların herhangi birisinin varlığında kullanılmamalıdır. KOK kullanımı sırasında bu tablolardan herhangi biri ilk kez ortaya çıkarsa, ilaç derhal kesilmelidir.

• Halen ya da geçmişinde venöz ya da arteryel trombotik/tromboembolik olaylar (örn. derin ven trombozu, pulmoner embolizm, miyokard enfarktüsü) ya da serebrovasküler olay varlığı;

• Halen ya da özgeçmişinde tromboz öncesi bir tablonun bulunması (örn. geçici iskemik atak, anjina pektoris);

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

• Fokal nörolojik semptomlarla birlikte migren öyküsü;

• Vasküler tutulum ile birlikte diabetes mellitus;

• Şiddetli karaciğer hastalığı ve karaciğer fonksiyon testlerinin henüz normale dönmemiş olması;

• Halen ya da özgeçmişinde karaciğer tümörü varlığı (benign veya malign);

• Seks steroidlerinden etkilenen malignitelerin (örn. genital organlarda ya da memelerde) bulunması veya böyle bir malignite kuşkusu;

• Tanısı konulmamış vajinal kanama;

• Gebelik varlığı veya şüphesi;

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Uyarılar

Aşağıda sözü edilen tablolardan/risk faktörlerinden herhangi biri bulunuyorsa, ilaç kullanma kararı verilmeden önce, KOK kullanımının yararları her kadın bireydeki olası risklere karşı tartılmak ve konu kadın ile de görüşülmelidir. Bu tablo ya da risk faktörlerinden herhangi birinin ağırlaşması, alevlenmesi, ya da ilk kez ortaya çıkması durumunda kadın doktoruna başvurmalıdır. Doktor daha sonra KOK kullanımının kesilip kesilmeyeceğine karar vermelidir.

Estradiol/estradiol valerat içeren KOK’ların etkilerine yönelik epidemiyolojik çalışma bulunmamaktadır. Aşağıdaki bütün uyarılar ve önlemler, etinilestradiol içeren KOK’lara ilişkin klinik ve epidemiyolojik verilerden alınmıştır. Bu uyarılar ve önlemlerin ÇLAIRISTA için geçerli olup olmadığı bilinmemektedir.

Dolaşım bozuklukları:

ÇLAIRISTA kullanımındaki VTE riski güncel olarak bilinmemektedir.

Epidemiyolojik çalışmalarda, etinil estradiol içeren KOK kullanımı ile, miyokard enfarktüsü, derin ven trombozu, pulmoner embolizm ve serebrovasküler olay gibi arteryel ve venöz trombotik ve tromboembolik hastalık riskinde artış arasında bir bağıntının varlığı gösterilmiştir. Bu olaylar ender olarak ortaya çıkarlar.

Venöz tromboembolizm riski, ilk kullanım yılında en yüksek düzeydedir. Bu risk artışı ilk olarak bir KOK başlanması, aynı KOK ya da farklı bir KOK ile tekrar tedaviye başlanması (en az 4 hafta aradan sonra) sırasında mevcuttur. Geniş ölçekli, prospektif ve 3 kollu bir çalışma verileri bu risk artışının esas olarak ilk 3 ayda mevcut olduğunu ileri sürmektedir.

Düşük doz östrojen (< 50 (ig etinilestradiol) içeren KOK kullanlarda toplam venöz tromboembolizm (VTE) riski, gebe olmayan ve KOK kullanmayanlara göre 2-3 kat artmıştır; gebelik ve doğum ile ilişkili riskten ise daha düşüktür.

VTE yaşamı tehdit edebilir ya da ölümcül sonlanımlı olabilir (olguların % 1-2’sinde).

Derin ven trombozu ve/veya pulmoner embolizm şeklinde ortaya çıkan venöz tromboembolizm (VTE), bütün KOK’ların kullanımı esnasında oluşabilmektedir.

KOK kullananlarda son derecede ender olarak diğer kan damarlarında, örn. hepatik, mezenterik, renal, serebral ya da retinal venler ve arterlerde tromboz oluştuğu bildirilmiştir. Bu olayların KOK kullanımıyla ilişkili olup olmadığı konusunda bir uzlaşı bulunmamaktadır.

Derin ven trombozu (DVT) semptomları: tek taraflı bacakta ya da bacakta ven boyunca şişlik; yalnızca ayakta dururken ya da yürürken hissedilebilen ağrı ya da hassasiyet, etkilenen bacakta sıcaklık artışı; bacakta kızarıklık ya da renk değişikliği.

Pulmoner embolizm (PE) semptomları: ani başlangıçlı açıklanamayan nefes darlığı ya da hızlı solunum; kanlı olabilen ani öksürük; derin solunum ile artabilen keskin göğüs ağrısı; anksiyete duygusu; şiddetli sersemlik ve baş dönmesi; hızlı ya da düzensiz kalp atımı. Bu semptomlardan bazıları (örn. "nefes darlığı", "öksürük") özgün semptomlar olmayıp daha yaygın ve daha az ciddi olan olaylar (örn solunum yolu enfeksiyonu) olarak yorumlanabilir.

Arteriyel tromboembolik olay serebrovasküler olay, vasküler oklüzyon ya da miyokard enfarktüsünü (MI) içerir. Serebrovasküler olay semptomları: özellikle vücudun tek tarafında olmak üzere yüz, kol ya da bacakta ani duyu kaybı ya da güçsüzlük; ani konfüzyon, konuşma ya da anlama güçlüğü; bir ya da iki gözde ani görme bozukluğu; ani yürüme bozukluğu, baş dönmesi, denge ya da koordinasyon kaybı; nedeni bilinmeyen ani, şiddetli ya da uzun süren baş ağrısı; nöbet ile birlikte ya da nöbet olmaksızın bilinç kaybı ya da baygınlık. Diğer vasküler oklüzyon belirtileri bir ekstremitede ani ağrı, şişlik ve hafif mavi renk alması; akut abdomen.

MI semptomları göğüs, kol ve göğüs kemiği arkasında ağrı, rahatsızlık, basınç, ağırlık, sıkışma ya da doluluk hissi; sırt, çene, boğaz, kol ve mideye yayılan rahatsızlık; tokluk, hazımsızlık ya da gaz hissi; terleme, bulantı, kusma ya da baş dönmesi; hızlı ve düzensiz kalp atımı.

Arteriyel tromboembolik olaylar yaşamı tehdit edebilir ya da ölümcül sonlanımlı olabilir.

Venöz ya da arteriyel trombotik/tromboembolik olaylar veya serebrovasküler olay riski, aşağıdaki faktörlerle birlikte artmaktadır:

- Artan yaş,

- Obezite (vücut kütle indeksi 30 kg/m2’nin üzerinde),

- Pozitif aile öyküsü (kardeş ya da ebeveynlerde göreceli olarak erken bir yaşta venöz ya da arteriyel tromboembolizm). Eğer herediter bir predispozisyondan kuşkulanılıyorsa, kadın KOK kullanma kararından önce bir uzmana yönlendirilmelidir,

- Uzun süreli immobilizasyon, majör cerrahi, bacaklardaki herhangi bir cerrahi girişim, ya da majör travma. Böyle durumlarda KOK kullanımının kesilmesi (elektif cerrahi durumunda en az dört hafta öncesinden) ve tam remobilizasyondan iki hafta sonrasına kadar yeniden başlanmaması önerilmektedir.

- Sigara kullanımı (KOK kullanmak isteyen 35 yaş üzeri kadınlara kesinlikle sigara kullanmamaları yönünde tavsiyede bulunulmalıdır)

- Dislipoproteinemi,

- Hipertansiyon,

- Migren

- Valvüler kalp hastalığı,

- Atriyal fibrilasyon,

Variköz venlerin ve yüzeyel tromboflebitin, venöz tromboembolizmdeki olası rolü konusunda uzlaşı bulunmamaktadır.

4.6. Gebelik ve laktasyon

").

Dolaşım sistemindeki advers olaylarla ilişkilendirilmiş olan diğer tıbbi tablolar arasında diabetes mellitus, sistemik lupus eritematozus, hemolitik üremik sendrom, kronik enflamatuar bağırsak hastalığı (Crohn hastalığı ya da ülseratif kolit) ve orak hücreli anemi bulunmaktadır.

KOK kullanımı sırasında migren sıklığı ya da şiddetinde artış (bir serebrovasküler olayın prodromu olabilir), KOK’un derhal kesilmesi için bir neden oluşturabilir.

Venöz ya da arteriyel tromboz için herediter veya edinilmiş predispozisyonun göstergesi olabilecek biyokimyasal faktörler, aktive protein C (APC) direnci, hiperhomosisteinemi, antitrombin-III eksikliği, protein C eksikliği, protein S eksikliği ve antifosfolipid antikorlarını (antikardiyolipin antikorları, lupus antikoagülanı) içermektedir.

Doktor risk/yarar oranına karar verirken, belirli bir tabloda verilen uygun tedavinin ilişkili tromboz riskini azaltabileceğini ve gebelikle ilişkili riskin, düşük doz KOK (<0.05 mg etinilestradiol) ile ilişkili riskten daha yüksek olduğunu dikkate almalıdır.

Tümörler:

Serviks kanseri için en önemli risk faktörü, kalıcı HPV enfeksiyonudur. Bazı epidemiyolojik çalışmalarda uzun süreli KOK kullanımının, artmış olan bu riski daha da artırabileceğine işaret edilmiştir; ancak bu bulgunun diğer bazı sonuca ulaşmayı güçleştirici faktörlere (örn. servikal tarama ve bariyer kontraseptiflerinin kullanımını da içeren cinsel davranışlar) ne ölçüde bağlı olduğu konusunda tartışmalar devam etmektedir.

Elli dört epidemiyolojik çalışma üzerinde yürütülen bir meta analizde, halen KOK kullanan kadınlarda meme kanseri tanısı konulma relatif riskinde hafif bir artış (RR = 1.24) olduğu bildirilmiştir. Bu risk fazlalığı, KOK kullanımı kesildikten sonraki 10 yıl içerisinde aşamalı olarak kaybolmaktadır. Kırk yaş altındaki kadınlarda meme kanseri ender olduğu için, halen KOK kullanmakta olan ya da yakınlarda kullanmış olan kadınlardaki fazla meme kanseri tanısı sayısı, genel meme kanseri riskine kıyasla küçüktür. Bu çalışmalar nedenselliğe yönelik veri sağlamamaktadır. Gözlenen risk artışı paterni, KOK kullanıcılarında meme kanseri tanısının daha erken konulmasına, KOK’ların biyolojik etkilerine ya da bu ikisinin bir kombinasyonuna bağlı olabilir. Yaşamlarının herhangi bir döneminde KOK kullananlarda tanısı konulan meme kanseri, hiç kullanmamış kadınlarda tanısı konulanlardan, klinik olarak daha az ilerlemiş olma eğilimindedir.

KOK kullananlarda ender olgular şeklinde benign karaciğer tümörleri ve çok daha ender olarak malign karaciğer tümörleri bildirilmiştir. İzole olgularda bu tümörler, yaşamı tehdit edici intraabdominal kanamalara yol açmıştır. KOK almakta olan kadınlarda şiddetli üst abdominal ağrı, karaciğer büyümesi ya da intraabdominal kanama bulguları ortaya çıkarsa, ayırıcı tanıda karaciğer tümörü göz önünde bulundurulmalıdır.

Malign tümörler yaşamı tehdit edebilir ya da ölümcül sonlanımlı olabilir. Diğer tablolar:

Hipertrigliseridemisi olan veya aile özgeçmişinde bu tablonun bulunduğu kadınlarda, KOK kullanırken pankreatit riski artabilir.

KOK almakta olan çok sayıda kadında kan basıncında küçük artışlar bildirilmiş olmakla birlikte, klinik önem taşıyan artışlar enderdir. Ancak KOK kullanımı sırasında klinik olarak belirgin ve kalıcı bir hipertansiyon gelişirse, doktor için uygun yaklaşım KOK’un kesilerek hipertansiyonun tedavi edilmesidir. Antihipertansif tedavi ile normotansif değerler elde ediliyorsa, uygun olduğu düşünülen durumlarda, KOK yeniden başlatılabilir.

Aşağıdaki tabloların hem gebelik hem de KOK kullanımı sırasında ortaya çıktığı ya da kötüleştiği bildirilmiştir, ancak KOK kullanımı ile aradaki ilişkiye yönelik veriler kesin değildir; kolestaza bağlı sarılık ve/veya pruritus; safra taşı oluşumu; porfiri, sistemik lupus eritematozus; hemolitik üremik sendrom; Sydenham koresi; herpes gestasyonis; otoskleroza bağlı işitme kaybı.

Herediter anjiyoödemi olan kadınlarda, eksojen östroj enler anjiyoödem semptomlarını indükleyebilir veya alevlendirebilir.

Akut ya da kronik karaciğer fonksiyon bozuklukları, KOK kullanımının karaciğer fonksiyonu göstergeleri normale dönünceye kadar durdurulmasını gerektirebilir. İlk kez bir gebelik esnasında

veya önceki bir seks steroidi kullanımı sırasında ortaya çıkmış olan kolestatik sarılığın nüksetmesi, KOK’un kesilmesini gerektirir.

KOK’lar periferik insülin direnci ve glukoz toleransı üzerinde etkili olabilmekle birlikte, düşük dozlu (<0.05 mg etinilestradiol içeren) KOK kullanan diyabetiklerde terapötik rejimin değiştirilmesi ihtiyacına yönelik kanıt bulunmamaktadır. Ancak diyabetik kadınlar KOK kullanımı sırasında dikkatle gözlenmelidir.

Crohn hastalığı ve ülseratif kolit KOK kullanımıyla ilişkili bulunmuştur.

Özellikle öyküsünde kloazma gravidarum olan kadınlarda, zaman zaman kloazma ortaya çıkabilir. Kloazma eğilimi taşıyan kadınlar, KOK kullanırken güneşe maruz kalmaktan veya ultraviyole radyasyondan kaçınmalıdır.

Laktoz:

ÇLAIRISTA ambalajında bulunan 5 farklı formülasyondaki tabletlerin her biri farklı miktarlarda laktoz monohidrat içermektedir;

Koyu sarı renkli tabletlerin her biri 48.360 mg, kırmızı renkli tabletlerin her biri 47.360 mg, açık sarı renkli tabletlerin her biri 46.360 mg, koyu kırmızı renkli tabletlerin her biri 50.360 mg, plasebo tabletlerin her biri ise 52.1455 mg laktoz monohidrat içerir.

Galaktozemi gibi ender bir kalıtsal tablo olan galaktoz intoleranslı hastalar bu ilacı kullanmamalıdır. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmaması gerekir.

Tıbbi muayene/konsültasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

") rehberlik etmeli ve periyodik olarak tekrarlanmalıdır, Periyodik tıbbi değerlendirmeler de önem taşır, çünkü kontrendikasyonlar (örn. geçici iskemik atak) ya da risk faktörleri (örn. ailede venöz ya da arteryel tromboz öyküsü) ilk kez KOK kullanımı esnasında ortaya çıkabilir. Bu değerlendirmelerin sıklığı ve niteliği, yerleşik uygulama kılavuzlarına dayalı olarak belirlenmeli, ve kadın bireyin kendi özel durumuna adapte edilmelidir; ancak genel olarak kan basıncı, memeler, abdomen ve servikal sitoloji dahil pelvik organ incelemelerine özellikle yer verilmelidir.

Oral kontraseptiflerin HIV enfeksiyonu (AİDS) ve diğer cinsel yoldan bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamadığı kadınlara anlatılmalıdır.

Etkinlikte azalma:

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

").

Siklus kontrolü:

Bütün KOK’larla birlikte, özellikle ilk kullanım aylarında, düzensiz kanamalar (leke tarzı kanamalar ya da ara kanamaları ortaya çıkabilir. Bu nedenle herhangi bir düzensiz kanama için yapılacak olan değerlendirme, ancak üç siklus civarında bir adaptasyon süresinden sonra anlamlı olacaktır.

Eğer kanama düzensizliği kalıcı olursa ya da önceleri normal olan sikluslardan sonra ortaya çıkarsa, bu durumda hormonal olmayan nedenler dikkate alınmalıdır ve malignite ya da gebeliği dışlamak amacıyla gerekli diyagnostik işlemlerin yapılması endikedir. Bu işlemler kürtajı da içerebilir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Not: Potansiyel etkileşimlerin belirlenmesi için eşzamanlı ilaçların ürün bilgilerine başvurulmalıdır.

Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde gerçekleştirilmiştir. Diğer tıbbi ürünlerin ÇLAIRISTA ile etkileşimleri:

Oral kontraseptiflerin diğer ilaçlarla (enzim indükleyiciler, bazı antibiyotikler) etkileşimleri ara kanamalar ve/veya kontraseptif başarısızlığı ile sonuçlanabilir. Mikrozomal enzim indükleyici ilaçlar ya da antibiyotikler ile tedavi edilmekte olan kadınlar, KOK’un yanı sıra geçici olarak bir bariyer yöntemi kullanmalı veya başka bir doğum kontrol yöntemi seçmelidir. Bariyer yöntemi, ilaçlar birlikte uygulandığı sürece ve uygulama bittikten sonraki 28 gün boyunca devam ettirilmelidir.

Genellikle 2-3 hafta süreyle maksimal enzim uyarılması izlenmemekte ancak daha sonra ilaç tedavisinin kesilmesini takip eden en az 4 hafta boyunca devam edebilmektedir.

KOK etkinliğini azaltan maddeler (enzim indükleyen ilaçlar ve antibiyotikler)

Enzim indüksiyonu (hepatik metabolizma artışı): Mikrozomal enzimleri indükleyen ilaçlar (örn. fenitoin, barbitüratlar, pirimidon, karbamazepin, rifampisin, ve muhtemelen okskarbazepin, topiramat, felbamat, griseofulvin ve St. John bitkisi içeren ürünler) ile etkileşim olabilir ve seks hormonlarının klerensinde artışla sonuçlanabilir.

Yukarıda belirtilen tıbbi ürün sınıflarından herhangi biriyle veya rifampisin dışında bireysel etkin maddelerle kısa süreli tedavi alan kadınlar (bir haftaya kadar) eşzamanlı ilaç kullanımı süresince ve bunların bırakılmasından sonraki 14 gün boyunca ve geçici olmak üzere KOK’a ilave olarak bir bariyer metodu kullanmalıdır.

CYP 3A4 indükleyicisi rifampisinin etkisi sağlıklı postmenopozal kadınlarda incelenmiştir. Rifampisinin estradiol valerat/dienogest tablet ile birlikte uygulanması, dienogest ve estradiolün kararlı durum konsantrasyonları ve sistemik ilaç maruziyetinde anlamlı azalmalara yol açmıştır.

Dienogest ve estradiolün kararlı durumdaki sistemik maruziyetleri, EAA (0-24 saat) olarak ölçüldüğü şekilde, sırasıyla %83 ve %44 oranında azalmıştır.

Hepatik enzim uyaran etkin maddelerle kronik tedavi alan kadınlara, hormonal olmayan, güvenilir bir diğer doğum kontrol yöntemi önerilmektedir.

HIV proteaz (örn. ritonavir) ve non-nükleozid ters transkriptaz inhbitörleri (örn. nevirapin) ve bunların kombinasyonlarının da karaciğer metabolizmasını etkileme potansiyeline sahip oldukları bildirilmiştir.

Antibiyotikler (enterohepatik dolaşımın etkilenmesi): Bazı klinik raporlarda, belirli antibiyotik ajanlar verildiğinde (örn. penisilinler, tetrasiklinler), östrojenlerin enterohepatik dolaşımlarının azalabildiği ve bunun da estradiol konsantrasyonlarını azaltabildiği bildirilmiştir.

Kombine hormonal kontraseptiflerin metabolizması ile etkileşen maddeler (enzim inhibitörleri)

Dienogest bir sitokrom P450 (CYP) 3A4 maddesidir.

Azol antifungaller (örn. ketokonazol), simetidin, verapamil, makrolidler (örn. eritromisin), diltiazem, antidepresanlar ve greyfurt suyu gibi bilinen CYP3A4 inhibitörleri dienogest plazma düzeyini artırabilir.

CYP3A4 inhibitörlerinin (ketokonazol, eritromisin) etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada, kararlı durum dienogest ve estradiol plazma düzeyleri yükseldiği izlenmiştir. Klinik Araştırma Raporu A30020: Sağlıklı postmenopozal kadınlarda ketokonazol ve eritromisinin SH T00658M (2 mg estradiol valerat ve 3 mg dienogest) kararlı durum farmakokinetiği üzerindeki etkisinin değerlendirildiği açık etiketli, iki gruplu, tek sekanslı, tek taraflı çapraz geçiş çalışması. Çalışma 308862. Güçlü inhibitör ketokonazol ile birlikte uygulama, dienogestin kararlı durum EAA (0-24 saat) düzeyinde %186, estradiolde ise %57 artışa yol açmıştır. Orta derecede bir inhibitör olan eritromisin ile birlikte uygulandığında, dienogest ve estradiolün kararlı durum EAA (0-24 saat) düzeyleri, sırasıyla %62 ve %33 artmıştır.

ÇLAIRISTA’nın diğer tıbbi ürünler üzerindeki etkileri:

Oral kontraseptifler belirli başka ilaçların (örn. lamotrigin) metabolizmasını etkileyebilir ve sonuçta plazma konsantrasyonlarında yükselme veya azalmaya neden olabilirler.

Nifedipin farmakokinetiğinin 2 mg dienogest + 0.03 mg etinil östradiol uygulamasından etkilenmemesi CYP enzimlerinin terapötik dozdaki ÇLAIRISTA tarafından inhibe edilmesinin muhtemel olmadığını gösteren in vitro çalışmaların sonuçlarını doğrulamaktadır.

Laboratuar testleri:

Kontraseptif steroidlerin kullanımı belirli laboratuar testlerinin sonuçlarını etkileyebilir. Karaciğer, tiroid, adrenal ve böbrek fonksiyonlarının biyokimyasal parametreleri; kortikosteroid bağlayıcı globülin ve lipid/lipoprotein fraksiyonları gibi (taşıyıcı) proteinler, karbonhidrat metabolizmasına ilişkin parametreler ve koagülasyon ve fibrinoliz parametreleri bunlar arasındadır. Değişiklikler genellikle normal laboratuar aralıkları içinde kalmaktadır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye:

Gebelik kategorisi X’tir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (kontrasepsiyon):

ÇLAIRISTA’nın gebelik döneminde uygulandığı takdirde ciddi doğum kusurlarına yol açtığından şüphelenilmemektedir. ÇLAIRISTA gebelik döneminde kontrendikedir.

Gebelik dönemi:

ÇLAIRISTA gebelikte kontrendikedir (bkz. "4.3 Kontrendikasyonlar"). Eğer ÇLAIRISTA kullanımı sırasında gebelik oluşursa, ilaç alımı kesilmelidir. Ancak EE içeren KOK’larla yapılan kapsamlı epidemiyolojik çalışmalarda, gebelik öncesinde KOK kullanmış olan kadınların doğurduğu çocuklarda doğum defekti riskinde artış görülmemiştir. Bu çalışmalarda ayrıca, erken gebelik döneminde yanlışlıkla KOK alınmasının teratojenik bir etki oluşturmadığı da gösterilmiştir.

Laktasyon dönemi:

KOK’lar laktasyonu etkileyebilirler; çünkü bu ajanlar sütün miktarını azaltabilir ve bileşimini değiştirebilir. Bu nedenle kadının çocuğunu emzirme dönemi tam olarak sona ermeksizin KOK kullanımı genel olarak tavsiye edilmemelidir. Kontraseptif steroidler ve bunların metabolitleri küçük miktarlarda süte geçebilirler.

Üreme yeteneği / fertilite:

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

Güvenlik profilinin özeti:

Oral kontraseptif olarak ya da organik bir nedene bağlı olmayan şiddetli ve/veya uzun süreli menstruel kanama tedavisinde kullanımında ÇLAIRISTA ile en yaygın bildirilen advers reaksiyonlar bulantı, memelerde ağrı ve düzensiz uterin kanamadır. Bunlar kullananların > %2’sinde ortaya çıkmaktadır.

Ciddi advers reaksiyonlar arteriyel ve venöz tromboembolizmdir.

KOK kullanımıyla ilişkili en ciddi istenmeyen etkiler, bölüm "4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri"nde verilmiştir.

Yan etkilerin özeti:

ÇLAIRISTA ile oral kontraseptif (N = 2423) olarak ve organik bir nedene bağlı olmayan şiddetli ve/veya uzun süreli menstrual kanama tedavisinde (N =264) yürütülen Faz II ve Faz III klinik çalışmalarda bildirilen advers ilaç reaksiyonları (ADR) sıklığı aşağıda MedDRA sistem organ sınıfları (MedDRA SOC) * uyarınca verilmiştir.

Advers reaksiyonlar MedDRA sistem organ sınıfları ve sıklık derecesine göre aşağıda gösterilmektedir.* Sıklık düzeyleri klinik araştırma verileri temelinde belirlenmiştir. Sıklık dereceleri şu şekilde tanımlanmaktadır; çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100, <1/10), yaygın olmayan (>1/1.000, <1/100), seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Advers ilaç reaksiyonları, faz II ve faz IIIklinik çalışmalar, N= 2687kadın (%100.0)
Psikiyatrik bozukluklar

Yaygın: Depresyon/Depresif duygudurum (961.6), emosyonel dengesizlik (961.4), libido azalması ya da kaybı (%1.1)

Sinir sistemi bozuklukları

Yaygın: Migren (%1.9)

Vasküler bozukluklar

Seyrek: Venöz ve arteriyel tromboembolik olaylar (<%0.1)

Gastrointestinal bozukluklar

Yaygın: Bulantı (%3.1)

Üreme sistemi ve meme bozuklukları

Yaygın: Meme ağrısı (%5.8), düzensiz uterin kanama (%4.4) Yaygın olmayan: Genital sistem kanaması (%0.4)

** "Seyrek" kategorisi altında listelenen tüm advers reaksiyonlar, sadece 1-2 gönüllüde ortaya çıkmıştır (<%0.1).

t Miyokard enfarktüsü (<%0.1), Derin ven trombozu (<%0.1)

Venöz ve arteriyel tromboembolik olaylar aşağıdaki medikal durumları özetlemektedir: Periferik derin venöz oklüzyon , tromboz ve emboli/ Pulmoner vasküler oklüzyon, tromboz, emboli ve enfarktüs/Miyokard enfarktüsü /Serebral enfarktüs ve inme (hemorajik ya da iskemik olarak belirtilmemiş).

Yukarıda sözü edilen advers reaksiyonlara ek olarak, etinil estradiol içeren KOK’ların kullanımı sırasında eritema nodozum, eritema multiforme, memebaşı akıntısı ve aşırı duyarlılık da ortaya çıkmıştır. ÇLAIRISTA ile yürütülen klinik çalışmalarda bu semptomlar görülmemiş olmakla birlikte, kullanım sırasında bunların da ortaya çıkma olasılığı bertaraf edilemez. Herediter anjiyoödemi olan kadınlarda, eksojen östroj enler, anjiyoödem semptomlarını indükleyebilir veya alevlendirebilir.

Etkileşimler

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Doz aşımı sonucunda, sağlığı bozucu şiddetli etkilerin bildirildiği bir rapor bulunmamaktadır. Hormon içeren film kaplı tabletlerin doz aşımı oluşturacak şekilde alınması sonucunda oluşabilecek semptomlar bulantı, kusma ve genç kızlarda hafif vajinal kanamadır. Antidotu yoktur ve tedavi semptomatik olmalıdır.

Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, bakterilerin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Cinsel ilişki yoluyla bulaşır ve dölyatağı boynunda, idrar yollarında, anüste, makatta ve boğazda enfeksyona sebep olabilir. Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Bağırsak kanseri kolon veya rektumda (arka geçit) herhangi bir bölgede ortaya çıkabilir.Kolorektal kanser erken safhalarda teşhis edilmesi halinde daha kolay ve daha başarılı bir şekilde tedavi edilir.