Novartis İlaçları ANAFRANIL 25 mg 30 draje {Novartis} İP Formülü

ANAFRANIL 25 mg 30 draje {Novartis} Formülü

Novartis Sağlık,Gıda ve Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş. | Güncelleme :15 Haziran  2012

Her divitab (bölünebilir tablet) 75 mg klomipramin hidroklorür içerir. Yardımcı maddeler : Kırmızı demir oksit ve titanyum dioksit.
Etiyolojisi ve semptomları değişik depresif durumların tedavisi, obsesif-kompülsif sendromlar, fobiler ve panik ataklar, narkolepsiye eşlik eden katapleksi, kronik ağrılı durumlar, enürezis noktürna (sadece beş yaşından büyük hastalarda ve organik bir nedene bağlı olmayan durumlarda).
Klomipramine ve preparat içindeki herhangi bir yardımcı maddeye karşı aşırı duyarlık veya dibenzazepin grubu trisiklik antidepresanlara karşı çapraz-duyarlığı olan kişilerde kullanılmamalıdır. Anafranil bir MAO inhibitörü ile kombinasyon şeklinde veya MAO inhibitörü ile tedaviden önceki veya sonraki 14 gün içinde verilmemelidir (Bkz. “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”). Ayrıca moklobemid gibi selektif, reversibl MAO-A inhibitörleri ile birlikte kullanımı kontrendikedir. Kısa bir süre önce miyokard enfarktüsü geçirmiş kişilere verilmemelidir.
Trisiklik antidepresanların konvülsiyon eşiğini düşürdüğü bilinmektedir ve Anafranil bu nedenle, epilepsili hastalarda ve örn; etiyolojisi değişik beyin hasarında, nöroleptiklerle birlikte kullanımda, alkol veya antikonvülsif özellikteki ilaçların (örn; benzodiazepinler) yoksunluğu gibi hazırlayıcı faktörler olan hastalarda büyük bir dikkatle kullanılmalıdır. Nöbetlerin oluşumu doza bağlıdır. Bu nedenle, tavsiye edilen toplam günlük Anafranil dozu aşılmamalıdır. Anafranil kardiyovasküler bozuklukları, özellikle kardiyovasküler yetmezliği, kondüksiyon bozuklukları (örn. atriyoventriküler blok 1.-3.derece) veya aritmileri olan hastalara özel bir dikkatle verilmelidir. Bu tip hastalarda ve ayrıca yaşlı hastalarda kalp fonksiyonunun izlenmesi ve EKG gereklidir. Antikolinerjik özelliklerinden dolayı Anafranil, artmış intraoküler basıncı, dar açılı glokomu veya idrar tutukluğu (örn. prostat hastalıkları) olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Şiddetli karaciğer hastalığı ve adrenal medulla tümörleri (örn. feokromositoma, nöroblastoma) olan hastalarda trisiklik antidepresanlar verildiğinde, hipertansif krizleri provoke edebileceğinden, dikkat edilmelidir.Panik bozuklukları olan pek çok hastada Anafranil ile tedavinin başlangıcında çok daha şiddetli anksiyete görülmüştür (Bkz. “Kullanım Şekli ve Dozu”). Anksiyetedeki bu paradoksal artış en çok tedavinin ilk birkaç günü içinde görülür ve genellikle 2 hafta içinde kaybolur. Trisiklik antidepresan alan şizofrenik hastalarda bazen psikoz aktivasyonu gözlenmiştir. Trisiklik bir antidepresan ile tedavi edilen tekrarlayan ruhsal bozuklukları olan hastalarda depresif faz esnasında hipomanik veya manik nöbetler de bildirilmiştir. Bu tip durumlarda Anafranil dozunun azaltılması veya Anafranil’in kesilmesi ve antipsikotik bir ilacın verilmesi gerekebilir. Bu nöbetler atlatıldıktan sonra, gerekirse Anafranil’in düşük dozu ile tedavi yeniden başlatılabilir. Postüral hipotansiyonu veya düzensiz kan dolaşımı olan hastalarda kan basıncında düşme görülebileceğinden Anafranil ile tedaviye başlamadan önce hastanın kan basıncının kontrol edilmesi önerilir. Hipertiroidizmli veya tiroid preparatları kullanan hastalarda, kardiyak toksisite olasılığından dolayı dikkatli olunmalıdır. Karaciğer rahatsızlığı olan hastalarda, karaciğer enzim düzeylerinin periyodik olarak izlenmesi önerilir. Akyuvar sayısında değişiklikler Anafranil ile tedavide ancak nadiren görülmüş olmasına rağmen, periyodik kan sayımları ve ateş, boğaz ağrısı gibi belirtilerin izlenmesi, özellikle tedavinin ilk birkaç ayı esnasında ve uzun süreli tedavi sırasında gerekmektedir. Benzer trisiklik antidepresanlarda olduğu gibi, elektrokonvülsif tedavi ile birlikte Anafranil sadece dikkatli bir gözlem altında verilmelidir. Eğilimli ve yaşlı hastalarda, trisiklik antidepresanlar özellikle geceleri farmakojenik (deliryum) psikozlara neden olabilirler. Bunlar tedavinin kesilmesinden sonraki birkaç gün içinde kaybolurlar. İ ntihar etme riski, şiddetli depresyonda görülebilir ve belirgin bir iyileşme görülünceye kadar devam edebilir. Tedavinin başında benzodiazepinlerle veya nöroleptiklerle kombine tedavi etkili olabilir (Bkz. “Uyarılar/Önlemler” ve “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”). Anafranil, aşırı dozda alındığında diğer trisiklik antidepresanlardan daha düşük oranda ölümler görüldüğü bildirilmiştir. Kronik kabızlığı olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Trisiklik antidepresanlar, özellikle yaşlılarda ve yatalak hastalarda paralitik ileusa sebep olabilirler. Genel veya lokal anesteziden önce, anesteziste hastanın Anafranil aldığı söylenmelidir (Bkz. “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”). Trisiklik antidepresanlarla uzun süreli tedavide diş çürümelerinde artış olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle uzun süreli tedavi esnasında düzenli olarak diş muayeneleri yaptırılması tavsiye edilir. Trisiklik antidepresanlar antikolinerjik özellikleri nedeniyle, gözyaşında azalma ve mükoid sYan etkiler genellikle hafif ve geçicidir, ilaca devam edildiğinde veya dozun azaltılması ile geçer. Bu yan etkiler her zaman plazma ilaç düzeyleri veya doz ile ilişkili değildir. Yan etkileri, yorgunluk, uyku bozuklukları, ajitasyon, anksiyete, kabızlık, ağız kuruluğu gibi depresyon belirtilerinden ayırt etmek sıklıkla zor olmaktadır. Eğer şiddetli nörolojik veya psikiyatrik reaksiyonlar görülürse, Anafranil kesilmelidir. Yaşlı hastalar özellikle antikolinerjik, nörolojik, psikiyatrik veya kardiyovasküler etkilere karşı duyarlıdırlar. Bu hastalarda ilaçların metabolizasyonu ve eliminasyonu azalmış olabilir, terapötik dozlarda verildiğinde, yükselmiş plazma konsantrasyonu riski görülebilir. Sıklık skalası : sık sık >%10, bazen >%1-10, ender >%0,001-1, çok ender <%0.001. Merkezi sinir sistemi Psişik etkiler Sık sık : Uyuşukluk, yorgunluk, huzursuzluk, iştah artması. Bazen : Konfüzyon, oryantasyon bozukluğu, halüsinasyonlar (özellikle yaşlı ve Parkinsonlu hastalarda), anksiyete durumları, ajitasyon, uyku bozuklukları, mani, hipomani, saldırganlık, unutkanlık, kişilik kaybı, ağırlaşan depresyon, konsantrasyonda azalma; uykusuzluk, kabus, esneme. Ender : Psikotik semptomların aktivasyonu. Nörolojik etkiler Sık sık : Sersemlik, tremor, baş ağrısı, kronik kas spazmı. Bazen : Deliryum, konuşma bozuklukları, paresteziler, kas zayıflığı, kas hipertonisi; Ender: Konvülsiyonlar, ataksi; Çok ender: EEG değişiklikleri, hiperpireksi. Antikolinerjik etkiler Sık sık : Ağız kuruluğu, terleme, konstipasyon, görme ile ilgili uyum bozuklukları, bulanık görme, işeme bozuklukları; Bazen : Yüzde sıcaklık hissi, midriyazis; Çok ender : glokom. Kardiyovasküler sistem Bazen : Sinüs taşikardisi, çarpıntı, postüral hipotansiyon, kalp rahatsızlığı olmayan hastalarda klinik olarak önemi olmayan EKG değişiklikleri (T ve ST değişiklikleri gibi). Ender : Aritmiler, kan basıncında artma; Çok ender : İletim bozuklukları (QRS kompleksinde genişleme, PQ değişiklikleri, dal bloku gibi). Gatrointestinal sistem Sık sık : Bulantı; Bazen : Kusma, abdominal bozukluklar, diyare, iştahsızlık. Karaciğer Ender : Transaminaz düzeyinde artma; Çok ender : sarılık ile veya sarılık görülmeksizin hepatit. Deri Bazen : Alerjik deri reaksiyonları (deri döküntüsü, ürtiker), fotosensitivite, kaşıntı; Çok ender : Ödem (lokal veya yaygın), saç dökülmesi. Endokrin sistem ve metabolizma Sık sık : Kilo artışı, libido ve potens bozuklukları; Bazen : Galaktore, göğüs büyümesi. Çok ender: AAHS (anormal antidiüretik hormon salgılanma sendromu). Aşırı duyarlık reaksiyonları Çok ender : Eozinofili ile birlikte görülen veya görülmeyen alerjik alveolit (pnömonit), hipotansiyon dahil sistemik anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar. Kan Çok ender : Lökopeni, agranülositoz, trombositopeni, eozinofili, purpura. Duyu organları Bazen : Tat bozuklukları, kulak çınlaması. Diğer Bu gruptaki belirtiler tedavinin ani olarak kesilmesi veya dozun azaltılmasını takiben bazen ortaya çıkarlar: bulantı kusma, karın ağrısı, diyare, uykusuzluk, baş ağrısı, sinirlilik ve anksiyete. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
MAO inhibitörleri : MAO inhibitörleriyle tedavinin kesilmesinden sonra en az 2 hafta Anafranil verilmez (hipertansif kriz, hiperpireksi, kas kasılması, ajitasyon nöbetleri, deliryum ve koma gibi şiddetli belirtilerin riski vardır). Anafranil ile tedaviden sonra MAO inhibitörü uygulanacağı zaman da aynı önlem alınmalıdır. Her iki durumda da Anafranil veya MAO inhibitörü başlangıçta az miktarda, kademeli olarak artan dozlarda verilmeli ve etkileri takip edilmelidir. Moklobemid gibi bir reversibl MAO-A inhibitörü verilmesinden sonraki 24 saatte Anafranil çok düşük dozda verilebilir, fakat Anafranil ‘den sonra bir MAO-A inhibitörü verilecekse iki haftalık ilaçtan temizleme dönemi uygulanmalıdır. Adrenerjik nöron blokerleri : Anafranil, guanetidin, betanidin, rezerpin, klonidin ve alfa-metildopanın antihipertansif etkilerini azaltır veya ortadan kaldırır. Bu nedenle hipertansiyonlu hastalarda, Anafranil ile kombine ilaç kullanımında, farklı tipte antihipertansifler (örn: diüretikler, vazodilatörler veya beta blokerler) verilmelidir. Sempatomimetik ilaçlar : Anafranil, adrenalin, noradrenalin, isoprenalin, efedrin ve fenilefrinin (örn: lokal anestetikler) kardiyovasküler etkilerini artırabilir. Merkezi sinir sistemi depresanları : Trisiklik antidepresanlar alkol ve diğer merkezi sinir sistemi depresanlarının (örn: barbitüratlar, benzodiazepinler veya genel anestetikler) etkilerini artırabilir. Antikolinerjik ajanlar : Trisiklik antidepresanlar, fenotiyazin, antiparkinson ajanlar, antihistaminikler, atropin, biperiden gibi ilaçların göz, merkezi sinir sistemi, barsak ve mesane üzerine olan etkilerini artırabilirler. Kinidin : Trisiklik antidepresanlar kinidin tipi antiaritmik ilaçlarla birlikte uygulanmamalıdır. Selektif serotonin gerialım inhibitörleri (SSRI) : Birlikte tedavi serotonerjik sistem üzerinde aditif etkilere yol açabilir. Ayrıca fluoksetin ve fluvoksamin Anafranil‘in plazma konsantrasyonlarında artışa neden olabilir ve yan etkiler ortaya çıkabilir. Karaciğer enzim indükleyicileri : Karaciğer mono-oksijenaz enzim sistemini aktive eden ilaçlar (örn. barbitüratlar, karbamazepin, fenitoin, nikotin ve oral kontraseptifler) klomipraminin metabolizmasını hızlandırabilir ve plazma konsantrasyonlarını düşürebilir, dolayısı ile klomipraminin etkisinde azalmaya neden olabilirler. Fenitoin ve karbamazepinin plazma düzeyleri artabilir, yan etkiler görülebilir. Bu ilaçların dozunu ayarlamak gerekebilir. Nöroleptikler : Birlikte tedavi trisiklik antidepresanların plazma düzeylerinin artmasına, konvülsiyon eşiğinde düşmeye ve nöbetlere neden olabilir. Tiyoridazin ile kombinasyon ciddi kardiyak aritmiye sebep olabilir. Antikoagülanlar : Trisiklik antidepresanlar, kumarin türevi ilaçların antikoagülan etkilerini, karaciğer metabolizmasını inhibe ederek, artırabilirler. Bu nedenle plazma protrombinin dikkatle izlenmesi tavsiye edilir. Simetidin, metilfenidat, östrojenler : Bu ilaçlar trisiklik antidepresanların plazma konsantrasyonlarını artırdığından trisiklik ajanın dozu azaltılmalıdır.
Doktora danışmadan kullanılmamalıdır. İ lacın dozu ve uygulama şekli bireysel olarak saptanmalı ve hastanın koşullarına adapte edilmelidir. Özellikle orta yaş grubundaki insanlardan daha duyarlı olan yaşlıların veya gençlerin Anafranil ile tedavisinde, optimal etki sağlayabilecek olası en düşük doz kullanılmalı ve doz artırımı dikkatle yapılmalıdır. Doktor tarafından başka bir şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlarda kullanılır. Depresyon, obsesif-kompulsif sendrom ve fobi : Tedaviye günde iki ya da üç kez 25 mg’lık draje ya da günde bir kez (tercihen akşamları) 75 mg ‘lık yavaş salıveren tablet ile başlanır. Tedavinin ilk haftasında günlük doz kademeli olarak örneğin bir kaç günde bir 25 mg artırılarak (tedavinin nasıl tolere edildiğine bağlı olarak) 25 mg’lık 4-6 drajeye ya da 75 mg yavaş salıveren iki tablete kadar çıkarılabilir. Ağır vakalarda bu doz günde maksimum 250 mg’a kadar artırılabilir. Belirli bir düzelme sağlandığında, günlük doz 2-4 adet 25 mg’lık draje ya da günde bir kez 75 mg ‘lık yavaş salıveren tablet olacak şekilde idame dozuna ayarlanır. Panik ataklar, agorafobi : Günde 10 mg’lık 1 draje benzodiazepinle kombine edilerek tedavi başlatılır. Tedavinin tolere edilmesine bağlı olarak, doz istenilen cevap elde edilinceye kadar artırılırken aynı zamanda benzodiazepin kademeli olarak kesilir. Gereken günlük doz hastadan hastaya oldukça fazla oranda değişir ve bu 25-100 mg arasındadır. Gerekirse doz 150 mg’a kadar çıkarılabilir. Tedavinin 6 aydan önce kesilmemesi ve bu esnada idame dozunun yavaşça azaltılması önerilir. Narkolepsiye eşlik eden katalepsi : Günlük doz 25-75 mg olarak uygulanır. Kronik ağrılı durumlarda : Doz, hastanın aynı zamanda analjezik kullanabileceği (ve analjezik kullanımını azaltma olasılığı) göz önüne alınarak hastanın durumuna göre ayarlanmalıdır (günlük 10-150 mg). Yaşlılar : Tedaviye günde 1 adet 10 mg’lık draje ile başlanır. Doz yaklaşık 10 gün içinde günde 30-50 mg’lık optimum düzeye erişinceye kadar kademeli olarak artırılır ve tedavinin sonuna kadar bu düzeyde tutulur. Enürezis nokturna : Günlük başlangıç dozu 5-8 yaşındaki çocuklarda, 10 mg’lık 2-3 draje; 9-12 yaşındaki çocuklarda 25 mg’lık 1-2 draje, daha büyük çocuklarda 25 mg’lık 1-3 drajedir. Tedaviye bir hafta içinde tam olarak cevap alınamayan olgularda daha yüksek doz uygulanır. İlaç tek doz halinde akşam yemeğinden sonra verilmelidir, ancak yatağını gecenin erken saatinde ıslatan çocuklarda dozun bir kısmının daha önce (saat 16:00 da) verilmesi gerekir. İstenilen cevap alındığında, tedavi kademeli azaltmalarla sağlanan idame dozunda 1-3 ay süreyle devam ettirilmelidir. 5 yaşın altındaki çocuklarda bu ilacın kullanımına dair hiçbir deneyim yoktur. DOZ AŞIMI VE TEDAVİSİ Anafranil ‘in doz aşımına bağlı belirtiler ve semptomlar diğer trisiklik antidepresanlar için bildirilenlere benzerdir. Kardiyak anormallikler ve nörolojik bozukluklar ana komplikasyonlardır. Çocuklarda herhangi bir miktarın kazaen alımı, ciddi ve muhtemelen ölümcül olabilir. Belirtiler ve semptomlar : Semptomlar genellikle ilaç alındıktan sonra 4 saat içinde ortaya çıkar ve 24 saat sonra maksimum seviyeye ulaşır. Absorpsiyonun uzaması (antikolinerjik etki), uzun yarılanma ömrü ve ilacın enterohepatik siklusa girmesine bağlı olarak, hasta 4-6 güne kadar risk altında olabilir. Aşağıdaki belirtiler ve semptomlar görülebilir : Merkezi sinir sistemi : Uyuşukluk, bilinç kaybı, koma, ataksi, huzursuzluk, ajitasyon, abartılı refleksler, kas sertliği ve koreoatetoid hareketler, konvülsiyonlar. Kardiyovasküler sistem : Hipotansiyon, taşikardi, aritmiler, iletim bozuklukları, şok, kalp yetmezliği; çok nadir durumlarda kalp durması. Solunum depresyonu, siyanoz, kusma, ateş, midriyazis, terleme ve oligüri veya anüri de meydana gelebilir. Tedavi : Anafranil‘in spesifik antidotu yoktur ve esas itibariyle semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanır. Aşırı dozda Anafranil aldığından şüphenilen durumlard

Travma Sonrası Bunalımı Travma Sonrası Bunalımı
Travmatik bir olay, günlük olağan olayların dışında olan ve kişiyi derinden rahatsız eden bir olaydır.Birçok olay böyle bir etki gösterebilir.
Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı
Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.
Diyabet Hastalığı Diyabet Hastalığı
Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır.

İLAÇ BİLGİLERİİlaç Bilgileri

Novartis Sağlık,Gıda ve Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş.
Geri Ödeme KoduA00739
Satış Fiyatı TL
Önceki Satış Fiyatı
Original / JenerikOriginal İlaç
Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
Barkodu8699504120011
Etkin Madde Klomipramin Hidroklorür
ATC Kodu N06AA04
Sinir Sistemi > Antidepresanlar > Klomipramin Hidroklorür
Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. 

İLAÇ EŞDEĞERLERİ

Eşdeğer İlaç Adı Barkodu İlaç Fiyatı
Eşdeğer bir ilaç bulunamadı