KEYTRUDA 100 mg/4 ml (25 mg/ml) infüzyonluk çözelti Kısa Ürün Bilgisi

Pembrolizumab }

Antineoplastik ve İmmünomodülatör Ajanlar > Diğer Kanser İlaçları
Merck İlaç Ecza ve Kimya Ticaret AŞ | 19 July  2016

  • 1.   BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

    KEYTRUDA 100 mg/4 mL İnfüzyonluk Çözelti Steril

  • 2.   KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

    Etkin madde

    Pembrolizumab

    Konsantrenin her mililitresi 25 mg pembrolizumab içerir. Her bir 4 mL'lik flakon 100 mg pembrolizumab içerir.

    Pembrolizumab Çin hamster over hücrelerinde rekombinant DNA teknolojisiyle üretilen, insanlaştırılmış, monoklonal bir anti-programlı hücre ölümü-1 (PD-1) antikorudur (Fc bölgesinde stabilize edici bir dizi içeren IgG4/kappa izotipi).

    Yardımcı maddeler

    Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1'e bakınız.


  • 3.   FARMASÖTİK FORMU

    İnfüzyonluk çözelti içeren konsantre.

    Renksiz ile açık sarı arası renkte berrak veya hafifçe opalesan çözelti.

    Paklitaksel 175 mg/m + karboplatin EAA 5 mg/mL/dk


    4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

      4.1. Terapötik endikasyonlar

      Melanom

      KEYTRUDA'nın, rezeke edilemeyen veya metastatik malign melanoma tedavisinde daha önce en az bir seri sistemik tedaviden sonra hastalık progresyonu gösteren ECOG performans skoru (PS) 0-1 olan, daha önce PD-1 ve PD-L1 inhibitör tedavisi almayan hastaların tedavisinde progresyona kadar kullanımı endikedir.

      Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri (KHDAK)

      KEYTRUDA'nın, ECOG PS 0-1 olan, yeterli kardiyak, renal ve hepatik fonksiyonları bulunan, aktif beyin metastazı olmayan, skuamöz olmayan KHDAK'de EGFR ve ALK mutasyonları bulunmayan, eş zamanlı immunsupresif veya kortikosteroid tedavisi almayan metastatik KHDAK'de, PD-L1 ekspresyonu %50 ve üzerinde olan hastaların birinci basamak tedavisinde progresyona kadar kullanımı endikedir. Tedavi sonu progresyonda diğer PD-1, PD-L1 inhibitörleri kullanılamaz. Pembrolizumab tedavisi tıbbi onkologlarca planlanıp uygulanmalıdır.

      KEYTRUDA, ECOG PS 0-1 olan, yeterli kardiyak, renal ve hepatik fonksiyonları bulunan, aktif beyin metastazı olmayan, EGFR ya da ALK mutasyonları bulunmayan ve eş zamanlı immünsüpresif veya kortikosteroid tedavisi almayan metastatik skuamöz olmayan KHDAK hastalarının birinci basamak tedavisinde, platin ve pemetrekset kemoterapi rejimi ile kombine olarak progresyona kadar kullanımıendikedir.Tedavisonuprogresyonda diğer PD-1 ve PD-

      KEYTRUDA, ECOG PS 0-1 olan, yeterli kardiyak, renal ve hepatik fonksiyonları bulunan, aktif beyin metastazı olmayan, eş zamanlı immünsupresif ve kortikosteroid tedavisi almayan, metastatik skuamöz KHDAK hastalarının birinci basamak tedavisinde karboplatin ve paklitaksel veya nab-paklitaksel'den herhangi biri ile kombine olarak progresyona kadar kullanımı endikedir. Tedavi sonu progresyonda diğer PD-1 ve PD-L1 inhibitörleri kullanılamaz.

      Ürotelyal Karsinom

      KEYTRUDA, ECOG PS 0-1 olan, platin içeren kemoterapi esnasında veya sonrasında, ya da platin içeren neoadjuvan veya adjuvan kemoterapi tedavisini takiben 12 ay içerisinde progrese olan lokal ileri evre veya metastatik ürotelyal karsinomlu hastaların tedavisinde monoterapi olarak progresyona kadar kullanımda endikedir.

      Skuamöz Hücreli Baş Boyun Karsinomu (SHBBK)

      KEYTRUDA, monoterapi olarak veya platin ve 5-florourasil (5-FU) kemoterapisi ile kombinasyon halinde, ECOG PS 0-1 olan, tümörleri kombine pozitif skor (CPS) ≥ 1 ile PD- L1 eksprese eden erişkinlerde metastatik veya rezeke edilemeyen tekrarlayan nazofarinks dışı SHBBK'nin birinci basamak tedavisinde endikedir. Hastalar eğer küratif kemoradyoterapi almışlarsa küratif tedaviden sonra en az 6 aylık hastalıksız süre geçmiş olmalıdır.

      Renal Hücreli Karsinom (RCC)

      KEYTRUDA, aksitinib ile kombinasyon halinde, Karnofski performans skoru ≥ 70 olan, semptomatik beyin metastazı olmayan, kontrolsüz hipertansiyonu olmayan, IMDC risk kategorisi orta/kötü riskli yetişkin metastatik berrak hücreli renal karsinomlu hastaların birinci basamak tedavisinde endikedir (bkz. bölüm 5.1).

      Klasik Hodgkin Lenfoma (cHL)

      KEYTRUDA, otolog kök hücre nakli (OKHN) sonrasında relaps olan veya OKHN için uygun olmayan en az iki basamak tedaviyi takiben nükseden veya refrakter, cHL'li 3 yaş ve üzeri pediyatrik ve yetişkin hastaların tedavisinde monoterapi olarak endikedir.

      Özofagus Karsinomu

      KEYTRUDA, sisplatin ve floropirimidin temelli kemoterapi ile kombinasyon halinde (progresyona dek veya maksimum 35 siklus), tümörleri CPS ≥ 10 ile PD-L1 eksprese eden erişkinlerde, küratif tedaviye uygun olmayan lokal ilerlemiş veya metastatik özofagus karsinomunun veya HER-2 negatif gastroözofageal bileşke adenokarsinomunun birinci basamak tedavisinde endikedir (bkz. bölüm 5.1).

      Kolorektal Kanser (mCRC)

      KEYTRUDA, monoterapi olarak tümörde mikrosatellit instabilitesi yüksek (MSI-H) veya uyumsuzluk onarım eksikliği (dMMR) bulunan RAS yabanıl (wild) tip, ECOG PS 0-1 olan, erişkin metastatik kolorektal kanserde progresyona dek veya en fazla 35 siklus olarak birinci basamak tedavisinde endikedir. Hastalar eğer adjuvan tedavi almışlarsa 6 aydan uzun hastalıksız süre geçmiş olmalıdır.

      Üçlü Negatif Meme Kanseri (TNBC)

      KEYTRUDA, valide edilmiş bir test ile PD-L1 (+) (CPS ≥ 10) olan, rezeke edilemeyen lokal olarak tekrarlamış veya metastatik TNBC'nin birinci basamak tedavisinde kemoterapi ile kombine olarak endikedir. Hastalar eğer erken evrede adjuvan kemoterapi almışlarsa en az 6 aylık hastalıksız süre geçmiş olmalıdır.

      Mikrosatellit İnstabilitesi Yüksek (MSI-H) Veya Uyumsuzluk Onarım Eksikliği (dMMR) İzlenen Solid Tümörlü Kanser

      KEYTRUDA, önceki tedaviyi takiben progresyon gösteren ve alternatif tedavi seçenekleri olmayan, rezeke edilemeyen veya metastatik, MSI-H veya dMMR izlenen solid tümörlü yetişkin hastaların tedavisinde endikedir.

      Rahim Ağzı Kanseri

      KEYTRUDA, bevasizumab ile birlikte, paklitaksel ve sisplatin/karboplatin temelli kemoterapi ile kombinasyon halinde veya sadece paklitaksel ve sisplatin/karboplatin temelli kemoterapi ile kombinasyon halinde ve sonrasında idame olarak (progresyona dek veya maksimum 35 siklus), ECOG PS 0-1 ve tümörlerinde CPS≥ 1 ile PD-L1 eksprese eden küratif tedavi adayı olmayan persistan, tekrarlayan veya metastatik rahim ağzı kanseri tedavisi için endikedir.

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Tedavi, kanser tedavisinde uzman hekimler tarafından başlatılmalı ve onların gözetimi altında verilmelidir.

      Hastalar KHDAK tedavisine başlamadan sigarayı bırakmaları konusunda teşvik edilmelidir. PD-L1 testi

      Endikasyonda belirtilmişse, PD-L1'in tümör ekspresyonuna dayalı olarak KEYTRUDA tedavisi için hasta seçimi, valide edilmiş bir testle doğrulanmalıdır (bkz. Bölüm 4.1, 4.4, 4.8 ve 5.1).

      MSI-H/dMMR testi

      Endikasyonda belirtilmişse MSI-H/dMMR tümör durumuna dayalı olarak KEYTRUDA tedavisi için hasta seçimi valide edilmiş bir testle doğrulanmalıdır (bkz. bölüm 4.1 ve 5.1).

      Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

      Yetişkinlerde önerilen KEYTRUDA dozu, 30 dakika süresince intravenöz infüzyon şeklinde uygulanan 3 haftada bir 200 mg veya 6 haftada bir 400 mg'dır.

      3 yaş ve üzeri cHL'li pediyatrik hastalarda monoterapi olarak önerilen KEYTRUDA dozu, 30 dakika süresince intravenöz infüzyon olarak uygulanan 3 haftada bir 2 mg/kg vücut ağırlığı (bw)'dır (maksimum 200 mg'a kadar).

      Hastalar KEYTRUDA ile hastalık progresyonuna veya kabul edilemez toksisiteye kadar tedavi edilmelidir. Atipik yanıtlar (örneğin; tümör büyüklüğünde başlangıçta geçici bir artış veya ilk birkaç ay içinde küçük yeni lezyonlar ve ardından tümörde küçülme) gözlenmiştir. Hastalık progresyonu doğrulanana kadar, başlangıçta hastalık progresyon kanıtı olan klinik açıdan stabil hastalar için tedaviye devam edilmesi önerilmektedir.

      Uygulama şekli:

      KEYTRUDA 30 dakika

      uygulanmalıdır. KEYTRUDA

      KEYTRUDA intravenöz kemoterapi kombinasyonu şeklinde uygulanacağı zaman önce KEYTRUDA uygulanmalıdır. Ayrıca birlikte uygulanan kemoterapi ajanlarının Kısa Ürün Bilgisi'ne de başvurunuz. Kombinasyon halinde kullanım için, eşlik eden tedavilerin Kısa Ürün Bilgisi'ne (KÜB) bakınız.

      Melanom veya RCC'nin adjuvan tedavisi için, KEYTRUDA hastalık tekrarlayana kadar, tolere edilemez toksisiteye kadar veya bir yıla kadar uygulanmalıdır.

      TNBC'nin neoadjuvan ve adjuvan tedavisi için hastalar, kemoterapi ile kombinasyon halinde neoadjuvan KEYTRUDA ile 3 haftada bir 200 mg 8 doz veya 6 haftada bir 400 mg 4 doz veya definitif cerrahiyi engelleyen hastalık progresyonuna veya kabul edilemez toksisiteye kadar tedavi edilmelidir, ardından adjuvan tedavi olarak KEYTRUDA monoterapi şeklinde 3 haftada bir 200 mg 9 doz veya 6 haftada bir 400 mg 5 doz veya hastalık tekrarlayana veya kabul edilemez toksisiteye kadar verilmelidir. Kemoterapi ile kombinasyon halinde neoadjuvan tedavi olarak KEYTRUDA ile ilgili definitif cerrahiyi engelleyen hastalık progresyonu veya kabul edilemez toksisite yaşayan hastalar, adjuvan tedavi olarak KEYTRUDA monoterapisini almamalıdır.

      Uygulamadan önce tıbbi ürünün seyreltilmesine ilişkin talimatlar için bkz. Bölüm 6.6.

      Tedaviye ara verilmesi veya tedavinin kalıcı olarak bırakılması (ayrıca bkz. Bölüm 4.4)

      KEYTRUDA dozunun azaltılması önerilmez. Tablo 1'de açıklandığı gibi advers reaksiyonları yönetmek için KEYTRUDA tedavisine ara verilmeli veya kesilmelidir.

      Tablo 1: KEYTRUDA için tavsiye edilen tedavi değişiklikleri

      İmmün sistem ilişkili advers reaksiyonlar

      Şiddet

      Tedavi değişikliği

      Pnömonit

      Derece 2

      Advers reaksiyonlar derece 0- 1'e gerileyinceye kadar tedaviye ara veriniz*.

      Derece 3 veya 4 ya da tekrarlayan derece 2

      Tedaviyi kalıcı olarak bırakınız.

      Kolit

      Derece 2 veya 3

      Advers reaksiyonlar derece 0- 1'e gerileyinceye kadar tedaviye ara veriniz*.

      Derece 4 veya tekrarlayan derece 3

      Tedaviyi kalıcı olarak bırakınız.

      Nefrit

      Derece 2 ve kreatininde üst normal limitin (ÜNL) >1,5 - ≤ 3 katı yükselme

      Advers reaksiyonlar derece 0- 1'e gerileyinceye kadar tedaviye ara veriniz*.

      Derece ≥3 ve kreatininde ÜNL'nin

      > 3 katı yükselme

      Tedaviyi kalıcı olarak bırakınız.

      Endokrinopatiler

      Derece 2 adrenal yetmezlik ve hipofizit

      Derece 3 veya 4 adrenal yetmezlik veya semptomatik hipofizit

      Derece ≥3 hiperglisemi (glukoz 250

      Hormon replasmanı ile kontrol

      altına alınana kadar tedaviye ara

      veriniz.

      Advers reaksiyonlar derece 0-

      1'e gerileyinceye kadar tedaviye

      Derece 2'ye veya daha düşük

      mg/dL veya >13,9 mmol/L) veya ketoasidoz ile ilişkili Tip 1 diyabet Derece ≥3 hipertiroidizm

      Hipotirodizm

      dereceye iyileşen derece 3 veya derece 4 endokrinopatisi olan ve hormon replasmanıyla kontrol altında olan hastalarda, eğer endike ise, pembrolizumaba devam edilmesi (gerekirse) kortikosteroid azaltımından sonra düşünülebilir. Aksi takdirde tedavi bırakılmalıdır.

      Hipotirodizm, tedaviye ara verilmeksizin replasman tedavisiyle iyileştirilebilir.

      Hepatit NOT:

      Pembrolizumab ile aksitinib kombinasyonu ile karaciğer enzimlerinde yükselme olan RCC hastaları için bu tablonun ardından dozlama kılavuzlarına bakınız.

      Derece 2 ve ÜNL'den > 3 - <5 kat daha yüksek aspartat aminotransferaz (AST) veya alanin aminotransferaz (ALT) veya ÜNL'den >1,5 - 3 kat daha yüksek total bilirubin

      Advers reaksiyonlar derece 0- 1'e gerileyinceye kadar tedaviye ara veriniz*.

      Derece ≥3 ve AST veya ALT ÜNL'den >5 kat daha yüksek ya da total bilirubin ÜNL'den >3 kat daha yüksek

      Tedaviyi kalıcı olarak bırakınız.

      Karaciğere metastaz ile birlikte başlangıçta AST veya ALT'de derece 2 yükselme olması durumunda, hepatit ile birlikte AST veya ALT'de ≥1 hafta süren ≥%50 artışlar

      Tedaviyi kalıcı olarak bırakınız.

      Deri reaksiyonları

      Derece 3 veya şüpheli Stevens- Johnson sendromu (SJS) veya toksik epidermal nekroliz (TEN)

      Advers reaksiyonlar derece 0- 1'e gerileyinceye kadar tedaviye ara veriniz*.

      Derece 4 veya teşhisi konmuş SJS veya TEN

      Tedaviyi kalıcı olarak bırakınız.

      Diğer immün sistem ilişkili advers reaksiyonlar

      Reaksiyonun tipi ve ciddiyetine göre (derece 2 veya 3)

      Derece 3 veya 4 miyokardit

      Derece 3 veya 4 ensefalit

      Derece 3 veya 4 Guillain-Barré sendromu

      Derece 4 veya tekrarlayan derece 3

      Advers reaksiyonlar derece 0- 1'e gerileyinceye kadar tedaviye ara veriniz*.

      Tedaviyi kalıcı olarak bırakınız.

      Tedaviyi kalıcı olarak bırakınız.

      İnfüzyonla ilişkili reaksiyonlar

      Derece 3 veya 4

      Tedaviyi kalıcı olarak bırakınız.

      Not: Toksisite dereceleri Advers Olaylar için Ulusal Kanser Enstitüsü'nün Ortak Terminoloji Kriterleri Versiyon 4.0'e (NCI-CTCAE v 4.0) göre belirlenmiştir.

      * Tedaviye bağlı toksisite son KEYTRUDA dozundan sonra 12 hafta içerisinde derece 0-1'e geri dönmezse veya 12 hafta içerisinde kortikosteroid dozunun günde 10 mg veya daha az prednizon ya da eşdeğerinedüşürülememesidurumunda,KEYTRUDA tedavisi kalıcı olarak

      Daha önce immün sistem ile ilişkili miyokardit geçiren hastalarda pembrolizumab tedavisinin yeniden başlatılmasının güvenliliği bilinmemektedir.

      Tablo 1'de aksi belirtilmediği sürece, monoterapi veya kombinasyon tedavisi olarak KEYTRUDA, derece 4 veya tekrarlayan derece 3 advers reaksiyonlar için kalıcı olarak bırakılmalıdır.

      Derece 4 hematolojik toksisite için, yalnızca cHL'li hastalarda, advers reaksiyonlar derece 0- 1'e dönene kadar KEYTRUDA tedavisine ara verilmelidir.

      RCC'de aksitinib ile kombinasyon halinde KEYTRUDA

      Aksitinib ile kombinasyon halinde KEYTRUDA ile tedavi edilen RCC hastaları için, aksitinib dozuna ilişkin bilgi için KÜB'e bakınız. Pembrolizumab ile birlikte kullanıldığında, aksitinib dozunun başlangıç 5 mg dozunun üzerine çıkarılması, 6 hafta veya daha uzun aralıklarla düşünülebilir (bkz. bölüm 5.1).

      Aksitinib ile kombinasyon halinde KEYTRUDA ile tedavi edilen RCC hastalarında karaciğer enzim yükselmeleri için:

        Eğer toplam bilirubin ≥ 2 kat ÜNL olmadan ALT veya AST ≥ 3 kat ÜNL ancak < 10 kat ÜNL ise, hem KEYTRUDA hem de aksitinibe, bu advers reaksiyonlar derece 0-1'e dönene kadar ara verilmelidir. Kortikosteroid tedavisi düşünülebilir. Tek bir ilaçla yeniden tedavi veya iyileşme sonrasında her iki ilaçla ardışık olarak yeniden tedavi düşünülebilir. Aksitinib ile yeniden tedaviye başlanıyorsa, aksitinib KÜB'üne göre doz azaltılması düşünülebilir.

        Eğer ALT veya AST ÜNL değerinin 10 veya daha fazla katı veya ÜNL > 3 katı ve eşzamanlı olarak total bilirubin ≥ 2 katı ÜNL ise hem KEYTRUDA hem de aksitinib kalıcı olarak kesilmelidir ve kortikosteroid tedavisi düşünülebilir.

      KEYTRUDA ile tedavi edilen hastalara Hasta Uyarı Kartı verilmeli ve KEYTRUDA'nın riskleri konusunda bilgilendirilmelidir (ayrıca bkz. Kullanma Talimatı).

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek yetmezliği:

      Hafif veya orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir. KEYTRUDA şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda çalışılmamıştır (bkz. Bölüm 4.4 ve 5.2).

      Karaciğer yetmezliği:

      Hafif karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir. KEYTRUDA orta derecede veya şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda çalışılmamıştır (bkz. Bölüm 4.4 ve 5.2).

      Pediyatrik popülasyon:

      KEYTRUDA'nın güvenlilik ve etkililiği, cHL'li pediyatrik hastalar hariç, 18 yaşından küçük çocuklarda henüz belirlenmemiştir. Halihazırda mevcut veriler Bölüm 4.8, 5.1 ve 5.2'de açıklanmıştır.

      Geriyatrik popülasyon:

      Yaşlı hastalarda (≥65 yaş) doz ayarlaması gerekli değildir (Bkz. Bölüm 4.4 ve 5.1).

      4.3. Kontrendikasyonlar

      Etkin madde

      Pembrolizumab

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Takip edilebilirlik:

      Biyoteknolojik tıbbi ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.

      PD-L1 durumunun değerlendirilmesi

      Tümörün PD-L1 durumu değerlendirilirken; yalancı negatif veya yalancı pozitif tayinleri en aza indirmek için geçerliliği gösterilmiş ve sağlam bir metodolojinin seçilmesi önemlidir.

      İmmün sistem ilişkili advers reaksiyonlar

      Pembrolizumab alan hastalarda şiddetli ve ölümcül vakalar dahil immün sistem ilişkili advers reaksiyonlar ortaya çıkmıştır. Pembrolizumab tedavisi sırasında ortaya çıkan immün sistem ilişkili advers reaksiyonların çoğu geri dönüşlüdür ve pembrolizumab dozlarına ara verilerek, kortikosteroidler uygulanarak ve/veya destekleyici tedaviyle iyileştirilebilir. İmmün sistem ilişkili advers reaksiyonların pembrolizumabın son dozundan sonra da ortaya çıkabildiği görülmüştür. Birden fazla vücut sistemini etkileyen, immün sistemle ilişkili advers reaksiyonlar eş zamanlı olarak ortaya çıkabilir.

      İmmün sistem ilişkili advers reaksiyonlardan kuşkulanıldığında, etiyolojiyi doğrulamak veya diğer nedenleri dışlamak için yeterli değerlendirmenin yapıldığından mutlaka emin olunmalıdır. Advers reaksiyonun şiddetine bağlı olarak pembrolizumab tedavisine ara verilmeli ve kortikosteroidler uygulanmalıdır. Derece ï‚£1'e iyileşme olduktan sonra, kortikosteroid azaltımına başlanmalı ve en az 1 ay devam edilmelidir. İmmün sistem ilişkili advers reaksiyonların kortikosteroid kullanımıyla kontrol edilemediği hastalarda yürütülen klinik çalışmaların sınırlı verilerine dayanarak, diğer sistemik immünsupresanların uygulanması düşünülebilir.

      Eğer advers reaksiyon derece ≤ 1 olarak kalırsa ve kortikosteroid dozu günde ≤ 10 mg prednizon veya eşdeğerine düşürülmüşse KEYTRUDA'nın son dozundan sonraki 12 hafta içinde pembrolizumaba tekrar başlanabilir.

      Replasman hormonlarıyla kontrol altında olan endokrinopatiler hariç, nüks eden herhangi bir derece 3 immün sistem ilişkili advers reaksiyon ve herhangi bir derece 4 immün sistem ilişkili advers reaksiyon toksisitesi durumunda pembrolizumab kalıcı olarak bırakılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 ve 4.8).

      İmmün sistem ilişkili pnömonit

      Pembrolizumab alan hastalarda pnömonit vakaları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar pnömonit belirtive bulguları yönünden takip edilmelidir. Pnömonit kuşkusu radyografik görüntülemeyle doğrulanmalı ve diğer nedenler dışlanmalıdır. Derece ≥2 olaylar için kortikosteroidler uygulanmalıdır(başlangıçtagünde1-2mg/kg prednizon dozu veya eşdeğeri

      derece 4 veya nüks eden derece 2 pnömonitte pembrolizumab uygulaması kalıcı olarak bırakılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2).

      İmmün sistem ilişkili kolit

      Pembrolizumab alan hastalarda kolit bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar kolit belirtileri ve bulguları yönünden takip edilmeli ve diğer nedenler dışlanmalıdır. Derece ≥2 olaylar için kortikosteroidler uygulanmalıdır (başlangıçta günde 1-2 mg/kg prednizon dozu veya eşdeğeri ve ardından doz azaltımı); derece 2 veya derece 3 kolitte pembrolizumaba ara verilmeli ve derece 4 ve tekrarlayan derece 3 kolitte pembrolizumab uygulaması kalıcı olarak bırakılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2). Potansiyel gastrointestinal perforasyon riski göz önüne alınmalıdır.

      İmmün sistem ilişkili hepatit

      Pembrolizumab alan hastalarda hepatit bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar karaciğer fonksiyonunda değişiklikler (tedavinin başında, tedavi süresince periyodik olarak ve klinik değerlendirmeye göre endike olduğu gibi) ve hepatit belirtileri yönünden takip edilmeli ve diğer nedenler dışlanmalıdır. Derece 2 olaylar (başlangıçta günde 0,5-1 mg/kg prednizon dozu veya eşdeğeri ve ardından doz azaltımı) ve derece ≥3 olaylar (başlangıçta günde 1-2 mg/kg prednizon dozu veya eşdeğeri ve ardından doz azaltımı) için kortikosteroidler uygulanmalı ve karaciğer enzim yükselmelerinin şiddetine bağlı olarak pembrolizumaba ara verilmeli veya pembrolizumab uygulaması kalıcı olarak bırakılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2).

      İmmün sistem ilişkili nefrit

      Pembrolizumab alan hastalarda nefrit bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar böbrek fonksiyonunda değişiklikler yönünden takip edilmeli ve böbrek fonksiyon bozukluğunun diğer nedenleri dışlanmalıdır. Derece ≥2 olaylar için kortikosteroidler uygulanmalı (başlangıçta günde 1-2 mg/kg prednizon dozu veya eşdeğeri ve ardından doz azaltımı) ve kreatinin yükselmelerinin şiddetine bağlı olarak derece 2 nefritte pembrolizumaba ara verilmeli ve derece 3 veya derece 4 nefritte pembrolizumab uygulaması kalıcı olarak bırakılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2).

      İmmün sistem ilişkili endokrinopatiler

      Pembrolizumab tedavisi sırasında hipofizit, tip 1 diabetes mellitus, diyabetik ketoasidoz, hipotiroidizm ve hipertiroidizmi içeren şiddetli endokrinopatiler gözlenmiştir.

      İmmün sistem ilişkili endokrinopatilerin görüldüğü vakalarda uzun süreli hormon replasman tedavisi gerekli olabilir.

      Pembrolizumab alan hastalarda adrenal yetmezlik (primer ve sekonder) bildirilmiştir. Pembrolizumab alan hastalarda hipofizit de bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar adrenal yetmezlik ve hipofizit (hipopitüitarizm de dahil) belirti ve bulguları yönünden takip edilmeli ve diğer nedenler dışlanmalıdır. Adrenal yetmezlik tedavisi için kortikosteroidler ve diğer hormon replasman tedavileri klinik yönden endike olan şekilde uygulanmalıdır. Derece 2 adrenal yetmezlikte veya hipofizitte olay hormon replasmanıyla kontrol altına alınıncaya kadar pembrolizumaba ara verilmelidir. Derece 3 veya derece 4 adrenal yetmezlikte veya semptomatik hipofizitte pembrolizumaba ara verilmeli veya durdurulmalıdır. Kortikosteroid azaltımından sonra, gerekirse pembrolizumaba devam edilmesi düşünülebilir (bkz. Bölüm 4.2). Uygun hormon replasmanını sağlamak için hipofiz fonksiyonu ve hormon düzeyleri izlenmelidir.

      Pembrolizumab alan hastalarda diyabetik ketoasidoz dahil olmak üzere tip 1 diabetes mellitus bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar hiperglisemi ve diyabetin diğer belirti ve bulguları yönünden takip edilmelidir. Tip 1diy abetiçininsülinuygu lanmalı ve derece 3 veya daha

      pembrolizumaba ara verilmelidir (bkz. Bölüm 4.2).

      Pembrolizumab alan hastalarda hipotiroidizm, hipertiroidizm ve tiroiditi içeren tiroid bozuklukları bildirilmiştir ve bunlar tedavi sırasında herhangi bir anda meydana gelebilir. Hipotiroidizm, daha önce radyasyon terapisi almış SHBBK'lu hastalarda daha sık rapor edilmiştir. Bu nedenle hastalar tiroid fonksiyonunda değişiklikler (tedavinin başında, tedavi süresince periyodik olarak ve klinik değerlendirmeye göre endike olduğu gibi) ve tiroid bozukluklarının klinik belirti ve bulguları yönünden takip edilmelidir. Hipotiroidizm, tedaviye ara verilmeden ve kortikosteroidler uygulanmadan replasman tedavisiyle yönetilebilir. Hipertiroidizm, semptomatik tedaviyle yönetilebilir. Derece 3 veya daha yüksek dereceli hipertiroidizmde durum derece ï‚£1'e gerileyinceye kadar pembrolizumaba ara verilmelidir. Uygun hormon replasmanını sağlamak için tiroid fonksiyonu ve hormon düzeyleri izlenmelidir.

      Derece 3 veya derece 4 endokrinopatileri derece 2 veya daha düşük derecelere gerileyen ve hormon replasmanı ile kontrol edilen hastalarda, kortikosteroid azaltımından sonra, gerekirse pembrolizumaba devam edilmesi düşünülebilir. Yoksa tedavi durdurulmalıdır. (bkz. Bölüm 4.2 ve 4.8).

      İmmün sistem ilişkili deri advers reaksiyonları

      Pembrolizumab alan hastalarda immün sistem ilişkili ciddi deri reaksiyonları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar şüpheli ciddi deri reaksiyonları açısından izlenmeli ve diğer nedenler dışlanmalıdır. Advers reaksiyonun ciddiyeti baz alınarak, derece 3 deri reaksiyonları derece ≤ 1'e iyileşene kadar pembrolizumaba ara verilmeli, derece 4 deri reaksiyonlarında ise pembrolizumab kalıcı olarak bırakılmalıdır ve kortikosteroidler ile tedavi edilmelidir (bkz. Bölüm 4.2).

      Pembrolizumab alan hastalarda, Stevens-Johnson sendromu (SJS) veya toksik epidermal nekroliz (TEN) vakaları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). SJS veya TEN'in belirti ve bulguları ile karşılaşıldığında, pembrolizumaba ara verilmeli ve hasta değerlendirme ve tedavi için uzmanlaşmış bir birime gönderilmelidir. Eğer SJS veya TEN teşhisi kesinleşirse, pembrolizumab kalıcı olarak bırakılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2).

      Önceden diğer immün-stimulatör antikanser ajanlarla ciddi veya hayatı tehdit eden deri advers reaksiyonu geçiren bir hastada pembrolizumab kullanımı düşünülürken dikkatli olunmalıdır.

      İmmün sistem ilişkili diğer advers reaksiyonlar

      Klinik çalışmalarda veya pazarlama sonrası deneyimde aşağıdaki klinik yönden anlamlı vakalar dahil diğer immün sistem ilişkili advers reaksiyonlar bildirilmiştir: Üveit, artrit, miyozit, miyokardit, pankreatit, Guillain-Barré sendromu, miyastenik sendrom, hemolitik anemi, sarkoidoz , ensefalit, miyelit, vaskülit, sklerozan kolanjit, gastrit, enfektif olmayan sistit ve hipoparatiroidizm (bkz. Bölüm 4.2 ve 4.8).

      Advers reaksiyonun şiddetine ve tipine bağlı olarak, derece 2 veya derece 3 olaylar için pembrolizumab durdurulmalı ve kortikosteroidler uygulanmalıdır.

      Advers reaksiyon derece 1 veya daha düşük derecede kalırsa ve kortikosteroid dozu günde

      ï‚£10 mg prednizon veya eşdeğerine düşürülmüşse KEYTRUDA'nın son dozundan sonraki 12 hafta içinde pembrolizumab tedavisine tekrar başlanabilir.

      Nüks eden herhangi bir derece 3 immün sistem ilişkili advers reaksiyonda ve herhangi bir derece 4 immün sistem ilişkili advers reaksiyonda pembrolizumab tedavisi kalıcı olarak bırakılmalıdır.

      Derece 3 veya 4 miyokardit, ensefalit veya Guillain-Barré sendromu için pembrolizumab kalıcı olarak kesilmelidir (bkz. bölüm 4.2 ve 4.8).

      Transplantasyona bağlı advers reaksiyonlar

      Solid organ nakli reddi

      PD-1 inibitörleriyle tedavi edilen hastalarda pazarlama sonrası dönemde solid organ transplantasyonu reddi bildirilmiştir. Pembrolizumab ile tedavi, solid organ transplantasyonu yapılan hastalarda organ reddi riskini arttırabilir. Bu hastalarda pembrolizumab tedavisi faydası ile olası organ reddi riski karşılaştırılmalıdır.

      Allojenik Hematopoetik Kök Hücre Transplantasyonunun (HKHT) komplikasyonları

      Pembrolizumab ile tedaviden sonra Allojenik HKHT

      Önceki pembrolizumab maruziyetinden sonra allojenik HKHT uygulanan cHL hastalarında graft-versus-host-hastalığı (GVHD) ve hepatik okluziv hastalık (VOD) vakaları gözlenmiştir. Daha fazla veri elde edilinceye kadar, HKHT'nin potansiyel yararları ve nakille ilişkili komplikasyonların muhtemel artmış riski, vaka bazında dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir (bkz. bölüm 4.8).

      Pembrolizumab tedavisinden önce allojenik HKHT

      Allojenik HKHT öyküsü olan hastalarda, pembrolizumab tedavisinden sonra fatal GVHD dahil akut GVHD bildirilmiştir. Transplantasyon prosedüründen sonra GVHD yaşayan hastalar pembrolizumab tedavisinden sonra daha yüksek GVHD riskine maruz kalabilirler. Allojenik HKHT öyküsü olan hastalarda pembrolizumab tedavisinin yararı muhtemel GVHD riskiyle karşılaştırılmalıdır.

      İnfüzyonla ilişkili reaksiyonlar

      Pembrolizumab alan hastalarda hipersensivite ve anafilaksiyi de içeren, infüzyonla ilişkili şiddetli reaksiyonlar bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Derece 3 veya 4 infüzyon reaksiyonlarında infüzyon durdurulmalı ve pembrolizumab kalıcı olarak bırakılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2). Derece 1 veya 2 infüzyon reaksiyonu olan hastalar yakın takip altında pembrolizumab almaya devam edebilirler; antipiretik ve antihistaminik ilaçlarla ön tedavi düşünülebilir.

      Kemoterapi ile kombinasyon halinde pembrolizumab kullanımı

      Pembrolizumab kemoterapi ile kombinasyon halinde, bireysel bazda potansiyel fayda/risk dikkatli bir şekilde değerlendirildikten sonra ≥75 yaşındaki hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (bkz. bölüm 5.1).

      Hastalığa spesifik önlemler

      Daha önce platin içeren kemoterapi almış ürotelyal karsinomlu hastalarda pembrolizumab kullanımı

      Prognostik özellikleri daha kötü ve/veya agresif hastalığa sahip hastalarda tedaviye başlamadan önce hekimler pembrolizumabın etkisinin gecikmeli başlangıcını dikkate almalıdır. Ürotelyal kanserde pembrolizumab tedavisiyle 2 ay içinde kemoterapiye göre daha fazla sayıda ölüm gözlenmiştir (bkz. Bölüm 5.1). Erken ölümlerle ilişkili faktörler önceki platin tedavisi sırasında hızlı ilerleyen hastalık ve karaciğer metastazları olarak tespit edilmiştir.

      image

      (KEYNOTE 361) değerlendirildiği hastaların bir oranını içermektedir. KEYNOTE-361'de, kemoterapiye kıyasla pembrolizumab monoterapisi ile tedavi başlangıcından sonraki 6 ay içinde daha yüksek sayıda ölüm ve ardından uzun süreli sağkalım yararı gözlemlenmiştir (bkz. bölüm 5.1). Erken ölümlerle ilişkili hiçbir spesifik faktör tanımlanamamıştır. Hekimler, karboplatin bazlı kombinasyon kemoterapisi için uygun olduğu düşünülen ürotelyal karsinomalı hastalarda tedaviye başlamadan önce pembrolizumab etkisinin gecikmeli başlangıcını dikkate almalıdır. KEYNOTE-052 ayrıca, mono-kemoterapiye uygun, randomize veri bulunmayan hastaları da içermektedir. Ek olarak, kemoterapi için uygun olmadığı düşünülen daha düşkün hastalarda (örn. ECOG performans durumu 3) hiçbir güvenlilik ve etkililik verisi bulunmamaktadır. Bu verilerin yokluğunda, bireysel bazda potansiyel risk- yarar dikkatlice değerlendirildikten sonra pembrolizumab bu popülasyonda dikkatle kullanılmalıdır.

      KHDAK hastalarının birinci basamak tedavisinde pembrolizumabın kullanımı

      Genel olarak, pembrolizumab kombinasyon tedavisiyle advers reaksiyonların sıklığının pembrolizumab monoterapisine veya tek başına kemoterapiye göre daha yüksek olduğu gözlenmektedir ve bu durum bu bileşenlerden her birinin katkılarını yansıtmaktadır (bkz. Bölüm 4.2 ve 4.8). Pembrolizumabın kemoterapi ile kombinasyon halinde kullanımı pembrolizumab monoterapisi ile doğrudan karşılaştırılmamıştır.

      Hekimler, tümörleri PD-L1 eksprese eden, KHDAK'ı olan, önceden tedavi almamış hastalarda, tedaviye başlamadan önce mevcut tedavi seçeneklerinin (pembrolizumab monoterapisi veya pembrolizumab ile kemoterapi kombinasyonu) yarar/risk dengesini değerlendirmelidir.

      KEYNOTE-042'de, kemoterapiye kıyasla pembrolizumab monoterapisi ile tedavi başlangıcından sonraki 4 ay içinde daha yüksek sayıda ölüm ve ardından uzun süreli sağkalım yararı gözlemlenmiştir (bkz. bölüm 5.1).

      SHBBK'lı hastaların birinci basamak tedavisi için pembrolizumab kullanımı

      Genel olarak, pembrolizumab kombinasyon tedavisi için advers reaksiyonların sıklığının, pembrolizumab monoterapisi veya tek başına kemoterapiye göre daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir ve bu durum, bu bileşenlerin her birinin advers reaksiyonlara katkısını yansıtmaktadır (bkz. Bölüm 4.8).

      Hekimler, tümörleri PD-L1 eksprese eden SHBBK hastalarında tedaviye başlamadan önce mevcut tedavi seçeneklerinin (pembrolizumab monoterapisi veya kemoterapi ile kombinasyon halinde pembrolizumab) yarar/risk dengesini göz önünde bulundurmalıdır (bkz. Bölüm 5.1).

      Pembrolizumabın aksitinib ile kombinasyon halinde RCC hastalarının birinci basamak tedavisi için kullanımı

      Pembrolizumab, aksitinib ile birlikte verildiğinde, ilerlemiş RCC'li hastalarda beklenenden daha fazla sıklıkta Derece 3 ve 4 ALT ve AST yükselmeleri bildirilmiştir (bkz. bölüm 4.8). Tedaviye başlamadan önce ve tedavi boyunca periyodik olarak karaciğer enzimleri izlenmelidir. İlaçların monoterapide kullanıldığı zamana kıyasla karaciğer enzimlerinin daha sık izlenmesi düşünülebilir. Her iki ilaç için de tıbbi yönetim yönergeleri izlenmelidir (bkz. bölüm 4.2 ve aksitinib için KÜB'ye bakın).

      Klinik çalışmalara alınmayan hastalar

      Aşağıdaki durumları olan hastalar klinik çalışmalardan dışlanmıştır: Aktif merkezi sinir sistemi (MSS) metastazları, ECOG PS ≥2 (ürotelyal karsinom ve RCC hariç), HIV, hepatit B veya hepatit C enfeksiyonu, aktif sistemik otoimmün hastalık, interstisyel akciğer hastalığı, daha önceden geçirilmiş, sistemik kortikosteroid tedavisi gerektiren pnömonit, başka bir monoklonal antikora karşı şiddetli aşırı duyarlılık öyküsü olan hastalar, immünosupresif tedavi alan hastalar ve ipilimumab tedavisi sırasında şiddetli immün sistem ilişkili advers reaksiyonlar yaşamış hastalar (12 haftadan daha uzun süreyle kortikosteroid tedavisi (> 10 mg/gün prednizon veya eşdeğeri) gerektiren herhangi bir derece 3 veya derece 4 toksisite şeklinde tanımlanır). Aktif enfeksiyonları olan hastalar klinik çalışmalara alınmamış ve pembrolizumab almadan önce bu hastaların enfeksiyonlarının tedavi edilmiş olması şart koşulmuştur. Pembrolizumab tedavisi sırasında aktif enfeksiyonlar gelişen hastalar uygun ilaç tedavisiyle tedavi edilmiştir. Başlangıçta klinik yönden anlamlı böbrek (kreatinin > 1,5 x ÜNL) veya karaciğer (bilirubin > 1,5 x ÜNL, ALT, AST > 2,5 x ÜNL, karaciğer metastazları yokluğunda) anormallikleri olan hastalar klinik çalışmalardan dışlanmıştır. Bu nedenle, şiddetli böbrek yetmezliği ve orta derecede veya şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalara ilişkin bilgiler sınırlıdır.

      Oküler melanomlu hastalarda KEYTRUDA'nın güvenliliği ve etkililiği hakkında sınırlı veri bulunmaktadır (bkz. bölüm 5.1).

      Artmış potansiyel risk dikkatle değerlendirildikten sonra, bu hastalarda pembrolizumab uygun ilaç yönetimiyle kullanılabilir.

      Hasta Uyarı Kartı

      KEYTRUDA'yı reçeteleyen tüm hekimler Hekim Bilgilendirme ve Tedavi Kılavuzlar'ına aşina olmalıdır. Reçeteleyen hekimin, hasta ile KEYTRUDA tedavisinin risklerini tartışmaları gerekmektedir. Hastaya her reçete ile Hasta Uyarı Kartı sağlanacaktır.

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Pembrolizumab ile hiçbir resmi farmakokinetik ilaç etkileşim çalışması yürütülmemiştir. Pembrolizumab dolaşımdan katabolizma yoluyla uzaklaştırıldığından, metabolik ilaç-ilaç etkileşimleri beklenmemektedir.

      Pembrolizumaba başlamadan önce sistemik kortikosteroidlerin veya immünsupresanların kullanımından kaçınılmalıdır çünkü bunların pembrolizumabın farmakodinamik aktivitesi ve etkililiği ile etkileşim potansiyeli mevcuttur. Ancak pembrolizumaba başlandıktan sonra, immün sistem ilişkili advers reaksiyonları tedavi etmek için, sistemik kortikosteroidler veya diğer immünsupresanlar kullanılabilir (bkz. Bölüm 4.4). Pembrolizumab kemoterapiyle kombine kullanıldığında kortikosteroidler premedikasyon olarak, antiemetik profilaksi şeklinde ve/veya kemoterapiyle ilişkili advers reaksiyonları hafifletmek amacıyla da kullanılabilir.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

      Özel popülasyonlar için herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

      Pediyatrik popülasyon

      Pediyatrik popülasyonlarda herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Genel tavsiye

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

      Üreme potansiyeli olan kadınlar pembrolizumab tedavisi süresince ve pembrolizumabın son dozundan sonra en az 4 ay süreyle etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır.

      Gebelik dönemi

      Gebe kadınlarda pembrolizumabın kullanımına ilişkin hiçbir veri yoktur. Pembrolizumab ile hayvanlarda üreme çalışmaları yürütülmemiştir, ancak farelerdeki gebelik modellerinde PD- L1 sinyalizasyonunun bloke edilmesinin fetusa toleransı bozduğu ve fetus kaybında artışa yol açtığı gösterilmiştir (bkz. Bölüm 5.3). Bu sonuçlar, etki mekanizmasına bağlı olarak, gebelik döneminde pembrolizumab uygulanmasının düşük veya ölü doğum oranlarında artış dahil olmak üzere fetal hasara yol açabileceğine ilişkin potansiyel bir riski göstermektedir. İnsanlarda immün globulin G4'ün (IgG4) plasenta bariyerinden geçtiği bilinmektedir, dolayısıyla, bir IgG4 olan pembrolizumab anneden gelişmekte olan fetusa geçme potansiyeline sahiptir. Pembrolizumab dahil PD-1 inhibitörlerinin hamilelik ve/veya fetüs/yenidoğan üzerinde potansiyel olarak zararlı farmakolojik etkileri vardır. Kadının klinik durumu pembrolizumab tedavisini mutlaka gerektirmedikçe KEYTRUDA gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

      Laktasyon dönemi

      Pembrolizumabın anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Antikorların anne sütüne geçtiği bilindiğinden, yenidoğanlara/bebeklere yönelik risk dışlanamaz. Emzirmenin çocuk açısından yararı ve pembrolizumab tedavisinin kadın açısından yararı dikkate alınarak emzirme veya pembrolizumab tedavisinden hangisinin kesileceğine karar verilmelidir.

      Üreme yeteneği/Fertilite

      Pembrolizumabın fertilite üzerindeki muhtemel etkilerine ilişkin hiçbir klinik veri yoktur. 1 aylık ve 6 aylık tekrarlı doz toksisite çalışmalarında maymunlarda erkek ve dişi üreme organlarında kayda değer etkiler saptanmamıştır (bkz. Bölüm 5.3).

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      Pembrolizumab araç ve makine kullanımı üzerinde hafif bir etki gösterebilir. Pembrolizumab uygulandıktan sonra yorgunluk ve baş dönmesini de içeren sersemlik hali bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar pembrolizumab aldıktan sonra kendilerini iyi hissettiklerinden emin olmadıkça araç veya makine kullanmamalıdır.

      4.8. İstenmeyen etkiler

      Güvenlilik profilinin özeti

      Pembrolizumab en sık olarak immün sistem ilişkili advers reaksiyonlarla ilişkilidir. Bunların çoğu (şiddetli reaksiyonlar dahil) uygun ilaç tedavisi başlandıktan sonra veya pembrolizumabın bırakılmasından sonra ortadan kalkmıştır (bkz. aşağıda “Seçilmiş advers reaksiyonların tarifiâ€). Aşağıda ve Tablo 2'de yer alan sıklıklar, araştırmacının nedensellik değerlendirmesine bakılmaksızın, bildirilen tüm advers ilaç reaksiyonlarına dayanmaktadır.

      Monoterapide pembrolizumab (bkz. bölüm 4.2)

      bağışıklıkla ilgili advers reaksiyonların insidansı tüm dereceler için %36,1 ve derece 3-5 için

      %8,9 iken metastatik dönemde (n=5.375) tüm dereceler için %24,2 ve derece 3-5 için %6,4 idi. Adjuvan uygulamasında bağışıklıkla ilgili hiçbir yeni advers reaksiyon tanımlanmamıştır.

      Kombinasyon halindeki Pembrolizumab ile kemoterapi (bkz. bölüm 4.2)

      Pembrolizumab kombinasyon halinde uygulandığında, tedaviye başlamadan önce ilgili kombinasyon tedavisi bileşenleri için KÜB'e bakın.

      Kemoterapi ile kombinasyon halinde uygulanan pembrolizumabın güvenliliği klinik çalışmalarda 3 haftada bir 200 mg, 2 mg/kg veya 10 mg/kg pembrolizumab alan tümör tipine göre 3.123 hastada değerlendirilmiştir. Bu hasta popülasyonunda en sık advers reaksiyonlar anemi (%55), bulantı (%54), yorgunluk (%38), nötropeni (%36), kabızlık (%35), alopesi

      (%35), ishal (%34), kusma (%28) ve iştah azalması (%27) idi. KHDAK'lı hastalarda derece 3-5 advers reaksiyonların insidansı pembrolizumab kombinasyon tedavisiyle %67 ve tek başına kemoterapiyle %66 idi. Ayrıca SHBBK'lı hastalarda pembrolizumab kombinasyon tedavisi için %85 ve kemoterapi artı setuksimab için %84, özefageal karsinomu (EC) olan hastalarda pembrolizumab kombinasyon tedavisi için %86 ve tek başına kemoterapi için %83, TNBC'li hastalarda pembrolizumab kombinasyonu için %80 ve tek başına kemoterapi için

      %77 idi, serviks kanserli hastalarda pembrolizumab kombinasyonu için %82 ve tek başına kemoterapi için %75 idi.

      Aksitinib ile kombinasyon halinde Pembrolizumab (bkz. Bölüm 4.2)

      Pembrolizumabın aksitinib ile kombinasyon halinde güvenliliği her 3 haftada bir 200 mg pembrolizumab ile günde iki kez 5 mg aksitinib alan ileri evre RCC'li 429 hastanın dahil olduğu bir klinik çalışmada değerlendirilmiştir. Bu hasta popülasyonlarında en sık görülen advers reaksiyonlar diyare (%54), hipertansiyon (%45), yorgunluk (%38), hipotiroidizm

      (%35), iştah azalması (%30), palmar plantar eritrodizestezi sendromu (%28), bulantı (%28),

      ALT artışı (%27), AST artışı (%26), disfoni, (%25), öksürük (%21), kabızlık (%21). Derece 3-5 advers reaksiyonların insidansı, kombinasyon halinde pembrolizumab için %76 ve tek başına sunitinib için %71 idi. Yüksek karaciğer enzimlerine yönelik ek aksitinib güvenlik bilgileri için ayrıca bölüm 4.4'e bakınız.

      Advers reaksiyonların özetinin tablolaştırılmış listesi

      Klinik çalışmalarda pembrolizumab monoterapisiyle veya kemoterapiyle kombine uygulanan pembrolizumab ile gözlenen veya pembrolizumabın pazarlama sonrası kullanımı ile raporlanan advers reaksiyonlar Tablo 2'de sunulmaktadır. Bu reaksiyonlar sistem organ sınıfına ve sıklığa göre sunulmaktadır. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır: Çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100, <1/10), Yaygın olmayan (≥1/1.000, <1/100), seyrek (≥1/10.000,

      <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle sıklık tahmin edilemiyor). Her bir sıklık grubu içinde, advers reaksiyonlar azalan ciddiyet sırasına göre sunulmuştur. Pembrolizumab veya kombinasyon tedavisi bileşenlerinin tek başına verilmesi ile meydana geldiği bilinen advers reaksiyonlar, kombinasyon tedavisi ile yapılan klinik çalışmalarda rapor edilmemiş olsa bile, bu tıbbi ürünlerin kombinasyon halinde kullanımı sırasında ortaya çıkabilir.

      Pembrolizumab kombinasyon halinde uygulandığında, ek güvenlilik bilgileri için, ilgili kombinasyon tedavisi bileşenleri için KÜB'e bakın.

      Tablo 2: Pembrolizumab ile tedavi edilen hastalarda bildirilen advers reaksiyonlar

      Monoterapi

      Kemoterapiyle kombinasyon

      Aksitinib ile

      kombinasyon

      Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

      Yaygın

      Pnömoni

      Pnömoni

      Pnömoni

      Kan ve lenf sistemi hastalıkları

      Çok yaygın

      Anemi

      Nötropeni, anemi,

      trombositopeni, lökopeni

      Yaygın

      Trombositopeni, nötropeni, lenfopeni

      Febril nötropeni, lenfopeni

      Anemi, nötropeni, lökopeni,

      trombositopeni

      Yaygın olmayan

      Lökopeni, immün trombositopeni, eozinofili

      Eozinofili

      Eozinofili

      Seyrek

      Hemolitik anemi, saf kırmızı hücre aplazisi, hemofagositik lenfohistositoz

      Hemolitik anemi, immün trombositopeni

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Yaygın

      İnfüzyonla ilişkili reaksiyon

      İnfüzyonla ilişkili reaksiyon

      İnfüzyonla ilişkili reaksiyon

      Yaygın olmayan

      Sarkoidoz

      Seyrek

      Sarkoidoz

      Bilinmiyor

      Solid organ transplantasyonu reddi

      Endokrin hastalıklar

      Çok yaygın

      Hipotiroidizm

      Hipotiroidizm

      Hipertiroidizm, hipotiroidizm

      Yaygın

      Hipertiroidizm

      Adrenal yetmezlik, tiroidit, hipertiroidizm

      Hipofizit, tiroidit , adrenal yetmezlik ,

      Yaygın olmayan

      Adrenal yetmezlik, hipofizit , tiroidit

      Hipofizit

      Seyrek

      Hipoparatiroidizm

      Hipoparatiroidizm

      Metabolizma ve beslenme hastalıkları

      Çok yaygın

      İştah azalması

      Hipokalemi, iştah azalması

      İştah azalması

      Yaygın

      Hiponatremi,

      hipokalemi, hipokalsemi

      Hiponatremi, hipokalsemi

      Hipokalemi

      hiponatremi, hipokalsemi

      Yaygın olmayan

      Tip 1 diabetes mellitus

      Tip 1 diabetes mellitus

      Tip 1 diabetes mellitus

      Psikiyatrik hastalıklar

      Çok yaygın

      İnsomnia

      Yaygın

      İnsomnia

      İnsomnia

      Sinir sistemi hastalıkları

      Çok yaygın

      Baş ağrısı

      Baş dönmesini içeren sersemlik hali, periferik nöropati, baş ağrısı, tat alma duyusunda

      bozulma (disguzi)

      Baş ağrısı, tat alma duyusunda bozulma (disguzi)

      Yaygın

      Baş dönmesini içeren sersemlik hali, periferik nöropati,

      (disguzi)

      Letarji

      Baş dönmesi, letarji periferik nöropati

      Yaygın olmayan

      Miyastenik sendrom,

      Ensefalit, epilepsi

      Miyastenik sendrom

      epilepsi

      Seyrek

      Guillain-Barré sendromu, ensefalit, miyelit, menenjit

      (aseptik)

      Guillain-Barré sendromu , miyastenik sendrom

      Göz hastalıkları

      Yaygın

      Göz kuruluğu

      Göz kuruluğu

      Göz kuruluğu

      Yaygın olmayan

      Uveit

      Üveit

      Seyrek

      Vogt-Koyanagi- Harada sendromu

      Uveit

      Kardiyak hastalıklar

      Yaygın

      Kardiyak aritmi† (atriyal fibrilasyon dahil)

      Kardiyak aritmi† (atriyal fibrilasyon dahil)

      Kardiyak aritmi† (atriyal fibrilasyon dahil)

      Yaygın olmayan

      Miyokardit,

      perikardiyal efüzyon, perikardit

      Miyokardit,

      perikardiyal efüzyon, perikardit

      Miyokardit

      Vasküler hastalıklar

      Çok yaygın

      Hipertansiyon

      Yaygın

      Hipertansiyon

      Hipertansiyon

      Yaygın olmayan

      Vaskulit

      Seyrek

      Vaskulit

      Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

      Çok yaygın

      Dispne, öksürük

      Dispne, öksürük

      Dispne, öksürük, disfoni

      Yaygın

      Pnömonit

      Pnömonit

      Pnömonit

      Gastrointestinal hastalıklar

      Çok yaygın

      Diyare, abdominal ağrı, bulantı, kusma, kabızlık

      Bulantı, diyare, kusma, abdominal ağrı, kabızlık

      Diyare, bulantı, kusma, kabızlık, abdominal ağrı

      Yaygın

      Kolit, ağız kuruluğu

      Kolit, gastrit, ağız kuruluğu

      Kolit, ağız kuruluğu

      Yaygın olmayan

      Pankreatit , gastrit,

      gastrointestinal ülserasyon

      Pankreatit ,

      gastrointestinal ülserasyon

      Pankreatit

      Seyrek

      İnce bağırsak perforasyonu

      İnce bağırsak perforasyonu

      Hepato-bilier hastalıkları

      Yaygın

      Hepatit

      Hepatit

      Hepatit

      Seyrek

      Sklerozan Kolanjit

      Sklerozan Kolanjit

      Deri ve deri altı doku hastalıkları

      Çok yaygın

      Kaşıntı , döküntü

      Alopesi, döküntü, kaşıntı

      Palmar plantar eritrodizestezi

      sendromu, döküntü , kaşıntı

      Yaygın

      Şiddetli deri reaksiyonları, eritem, dermatit, deride kuruluk, vitiligo,

      egzama, alopesi, akneiform dermatit

      Şiddetli deri reaksiyonları, eritem, akneiform dermatit, dermatit, deride kuruluk, egzama

      Şiddetli deri reaksiyonları, akneiform dermatit, dermatit, deride

      kuruluk, alopesi, egzama, eritem

      Yaygın olmayan

      Psöriyazis, likenoid keratoz, papül, saç renginde değişiklikler

      Psöriyazis, vitiligo, likenoid keratoz, papül

      Saç renginde değişiklikler, likenoid keratoz, papül, psoriyazis, vitiligo

      Stevens-Johnson

      sendromu, eritema nodozum, toksik

      sendromu, eritema nodozum, saç renginde

      epidermal nekroliz

      değişiklikler

      Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

      Çok yaygın

      Kas-iskelet ağrısı, artralji

      Artralji , kas-iskelet ağrısı, miyozit

      Kas-iskelet ağrısı, artralji, ekstremite ağrısı

      Yaygın

      Miyozit , ekstremite ağrısı, artrit

      Ekstremite ağrısı, artrit

      Miyozit, artrit, tenosinovit

      Yaygın olmayan

      Tenosinovit

      Tenosinovit

      Seyrek

      Sjogren's sendromu

      Sjogren's sendromu

      Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

      Yaygın

      Akut böbrek hasarı

      Akut böbrek hasarı, nefrit

      Yaygın olmayan

      Nefrit

      Nefrit enfektif olmayan sistit

      Seyrek

      Enfektif olmayan sistit

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları

      Çok yaygın

      Yorgunluk, asteni, ödem, ateş

      Yorgunluk, asteni, ateş, ödem

      Yorgunluk, asteni, ateş

      Yaygın

      Grip benzeri hastalık, üşüme

      Grip benzeri hastalık, üşüme

      Ödem, gribe benzer hastalık, üşüme

      Araştırmalar

      Çok yaygın

      Alanin aminotransferaz artışı, aspartat aminotransferaz artışı

      Alanin aminotransferaz artışı, aspartat aminotransferaz artışı,

      kan kreatinin artışı

      Yaygın

      Alanin aminotransferaz artışı, aspartat aminotransferaz artışı, hiperkalsemi, kan alkalen fosfataz artışı, hiperkalsemi, kanda bilirubin artışı, kan

      kreatinin artışı

      Kan kreatinin artışı, kan alkalen fosfataz artışı, hiperkalsemi, kan bilirubin artışı

      Kan alkalen fosfataz artışı, hiperkalsemi, kan bilirubin artışı

      Yaygın olmayan

      Amilaz artışı

      Amilaz artışı

      Amilaz artışı

      *Tablo 2'de sunulan advers reaksiyon sıklıkları tek başına pembrolizumaba tamamen atfedilemez ve altta yatan hastalığın veya kombinasyonda kullanılan diğer tıbbi ürünlerin katkılarını içerebilir.

      † Bradiaritmileri ve taşiaritmileri içeren standart bir sorguya dayalıdır.

      Aşağıdaki terimler tek bir olaydan çok bir tıbbi durumu tarif eden, birbiriyle ilişkili bir grup olayı temsil eder.

        İnfüzyona bağlı reaksiyon (ilaç aşırı duyarlılığı, anafilaktik reaksiyon, anafilaktoid reaksiyon, aşırı duyarlılık, infüzyona bağlı aşırı duyarlılık reaksiyonu, sitokin salınım sendromu ve serum hastalığı)

        4.9. Doz aşımı ve tedavisi

        Pembrolizumab ile doz aşımı hakkında hiçbir bilgi yoktur.

        Doz aşımı durumunda, hastalar advers reaksiyonların belirti ve bulguları yönünden yakından izlenmeli ve uygun semptomatik tedavi uygulanmalıdır.

        Paklitaksel 175 mg/m + karboplatin EAA 5 mg/mL/dk + bevacizumab 15 mg/kg


        5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

          5.1. Farmakodinamik özellikler

          Farmakoterapötik grup: Antineoplastik ajanlar, monoklonal antikorlar, PD-1/PD-L1 (Programlanmış hücre ölümü proteini-1/ölüm ligandı-1) inhibitörleri

          ATC kodu: L01FF02

          Etki mekanizması

          KEYTRUDA programlı hücre ölümü-1 (PD-1) reseptörüne bağlanan ve PD-1 ile ligandları olan PD-L1 ve PD-L2 arasındaki etkileşimi bloke eden bir insanlaştırılmış (humanize) monoklonal antikordur. PD-1 reseptörü, T hücre aracılı immün yanıtların kontrolünde rol oynadığı gösterilmiş olan T hücre aktivitesinin bir negatif düzenleyicisidir. KEYTRUDA PD- 1'in, antijen sunan hücrelerde eksprese edilen ve tümör veya tümör mikroçevresindeki diğer hücrelerde de eksprese edilebilen PD-L1 ve PD-L2'e bağlanmasını bloke ederek T hücre yanıtlarını güçlendirir (anti-tümör yanıtlar dahil).

          Klinik etkililik ve güvenlilik

          Melonama veya önceden tedavi edilmiş KHDAK'nin klinik çalışmalarında 2 haftada bir 10 mg/kg ve 3 haftada bir 10 mg/kg, 3 haftada bir 2 mg/kg pembrolizumab dozları incelenmiştir. Pembrolizumabın etkililik ve güvenliliği için doz/maruz kalım ilişkilerinin modellemesine ve simülasyonuna dayanarak, monoterapi şeklinde uygulanan 3 haftada bir 200 mg, 3 haftada bir 2 mg/kg ve 6 haftada bir 400 mg dozları arasında etkililik veya güvenlilik bakımından klinik olarak anlamlı hiçbir fark yoktur (bkz. Bölüm 4.2).

          Melanoma

          KEYNOTE-006: Daha önce ipilimumab ile tedavi edilmemiş melanomalı hastalardaki kontrollü çalışma

          Daha önce hiç ipilimumab ile tedavi edilmemiş ileri evre melanomalı hastaların tedavisinde pembrolizumabın güvenliliği ve etkililiği çok merkezli, kontrollü, Faz III KEYNOTE-006 çalışmasında araştırılmıştır. Hastalar 2 haftada bir (n=279) veya 3 haftada bir (n=277) pembrolizumab 10 mg/kg ya da 3 haftada bir 3 mg/kg ipilimumab (n=278) almak üzere randomize edilmiştir (1:1:1). BRAF V600E mutant melanomalı hastaların daha önceden BRAF inhibitör tedavisi almış olmaları şartı aranmamıştır.

          hastaların hastalık progresyonu doğrulanıncaya kadar tedaviye devam etmelerine izin

          verilmiştir. Tümör durumunun değerlendirmesi 12. haftada, ardından 48. haftaya kadar 6

          haftada bir ve daha sonra 12 haftada bir yapılmıştır.

          834 hastadan %60'ı erkektir, %44'ü 65 yaş ve üzeridir (medyan yaş: 62 [aralık: 18-89]) ve

          %98'i beyazdır. %65'inde M1c evresi ve %9'unda beyin metastazları öyküsü mevcuttur.

          %66'sı daha önce hiç tedavi almamış ve %34'ü en az bir tedavi almıştır. %31'inde ECOG PS 1, %69'unda ECOG PS 0'dı ve %32'sinde LDH yüksektir. BRAF mutasyonları 302 (%36) hastada bildirilmiştir. BRAF mutasyonlu tümörleri olan hastalardan 139'u (%46) önceden bir BRAF inhibitörüyle tedavi edilmiştir.

          Birincil etkililik sonuç ölçütleri RECIST versiyon 1.1 kullanılarak Entegre Radyoloji ve Onkoloji İncelemesi [IRO] gözden geçirmesiyle değerlendirilen progresyonsuz sağkalım (PFS) ve genel sağkalımdır (OS). İkincil etkililik sonuç ölçütleri genel yanıt oranı (ORR) ve yanıt süresidir. Tablo 3 daha önce ipilimumab tedavisi almamış hastaların minimum 21 aylık takip sonrası gerçekleştirilen final analiz sonucunda ana etkililik ölçümlerini özetlemektedir. Final analizde OS ve PFS için Kaplan-Meier eğrileri Şekil 1 ve 2'de gösterilmektedir.

          Tablo 3: KEYNOTE-006 etkililik sonuçları

          Sonlanım noktası

          3 haftada bir 10 mg/kg Pembrolizumab n=277

          2 haftada bir

          10 mg/kg Pembrolizumab n=279

          3 haftada bir 3 mg/kg İpilimumab n=278

          OS

          Olay yaşayan hastaların sayısı (%)

          119 (%43)

          122 (%44)

          142 (%51)

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,68 (0,53, 0,86)

          0,68 (0,53, 0,87)

          ---

          p-değeri†

          < 0,001

          < 0,001

          ---

          Medyan (ay) (%95 GA)

          Ulaşılmadı (24, NA)

          Ulaşılmadı (22, NA)

          16

          (14, 22)

          PFS

          Olay yaşayan hastaların sayısı (%)

          183 (%66)

          181 (%65)

          202 (%73)

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,61 (0,5, 0,75)

          0,61 (0,5, 0,75)

          ---

          p-değeri †

          < 0,001

          < 0,001

          ---

          Medyan (ay) (%95 GA)

          4,1

          (2,9, 7,2)

          5,6

          (3,4, 8,2)

          2,8

          (2,8, 2,9)

          En iyi genel yanıt

          ORR % (%95 GA)

          %36

          (30, 42)

          %37

          (31, 43)

          %13

          (10, 18)

          Tam yanıt

          %13

          %12

          %5

          Kısmi yanıt

          %23

          %25

          %8

          Yanıt süresi

          Medyan, aylar (aralık)

          Ulaşılmadı (2, 22,8+)

          Ulaşılmadı (1,8, 22,8+)

          Ulaşılmadı (1,1+, 23,8+)

          18. ayda yanıtın devam ettiği hasta %'si

          %68

          %71

          %70

          *Tehlike oranı (pembrolizumabın ipilimumab ile karşılaştırması) sınıflandırılmış Cox orantılı

          tehlike modeline dayanır.

          † Sınıflandırılmış Log-rank testine dayanır.

          ‡ En iyi genel yanıtı doğrulanmış tam veya kısmi yanıt olan hastalara dayanır.

          Şekil 1: KEYNOTE-006'da tedavi koluna göre genel sağkalım için Kaplan-Meier eğrisi (tedavi amaçlı popülasyon)

          image

          Şekil 2: KEYNOTE-006'da tedavi koluna göre progresyonsuz sağkalım için Kaplan- Meier eğrisi (tedavi amaçlı popülasyon)

          image

          KEYNOTE-002: Önceden ipilimumab ile tedavi edilen melanomalı hastalarda yürütülen kontrollü çalışma

          Daha önce ipilimumab ile ve eğer hasta BRAF V600 mutasyonu yönünden pozitif ise bir BRAF veya MEK inhibitörüyle tedavi edilen ileri evre melanomalı hastaların tedavisinde pembrolizumabın güvenliliği ve etkililiği çok merkezli, kontrollü bir çalışmada (KEYNOTE- 002) araştırılmıştır. Hastalar 3 haftada bir 2 mg/kg (n=180) veya 10 mg/kg pembrolizumab (n=181) ya da kemoterapi (n=179; dakarbazin, temozolomid, karboplatin, paklitaksel veya karboplatin+paklitaksel) almak üzere randomize edilmiştir (1:1:1). Otoimmün hastalığı olan veya immünosupresif tedavi alan hastalar çalışmadan dışlanmıştır; diğer dışlama kriterleri, kortikosteroid tedavisi gerektiren herhangi bir derece 4 toksisite veya 12 haftadan daha uzun süre kortikosteroid tedavisi gerektiren (günde 10 mg'dan fazla prednizon ya da eşdeğeri) derece 3 toksisite şeklinde tanımlanan, ipilimumab tedavisiyle ilişkili şiddetli veya yaşamı tehdit eden immün sistem ilişkili advers reaksiyon öyküsü; önceki ipilimumab tedavisinden sonra devam eden ≥ derece 2 advers reaksiyonlar; diğer monoklonal antikorlara geçmişte şiddetli aşırı duyarlılık; pnömonit veya interstisyel akciğer hastalığı öyküsü; HIV, hepatit B veya hepatit C enfeksiyonu ve ECOG Performans Durumu ≥ 2'yi içermiştir.

          Hastalar kabul edilemez toksisiteye veya hastalık progresyonuna kadar pembrolizumab ile tedavi edilmiştir. Başlangıçta hastalık progresyonu bulguları olan klinik yönden stabil hastaların hastalık progresyonudoğrulanıncayakadartedaviye devam etmelerine izin

          haftada bir ve daha sonra 12 haftada bir yapılmıştır. Kemoterapi alan ve ilk planlanmış

          hastalık değerlendirmesinden sonra bağımsız inceleme tarafından doğrulanmış hastalık progresyonu yaşayan hastaların çift-kör koşullarda pembrolizumab tedavisine geçerek 3 haftada bir 2 mg/kg veya 10 mg/kg pembrolizumab almaları mümkün olmuştur.

          540 hastadan %61'i erkek, %43'ü 65 yaş ve üzeri (medyan yaş 62'dir [aralık: 15-89]) ve

          %98'i beyazdır. %82'sinde M1c evresi mevcuttur. %73'üne ileri evre melanoma için daha önce en az iki sistemik tedavi ve %32'sine üç veya daha fazla sistemik tedavi uygulanmıştır. Hastaların %45'inde ECOG PS 1'dir, %40'ında LDH yüksekliği ve %23'ünde bir BRAF mutasyonlu tümör mevcuttur.

          Birincil etkililik sonuç ölçütleri progresyonsuz sağkalım (PFS; Solid Tümörlerde Yanıt Değerlendirme Kriterleri [RECIST 1.1] kullanılarak Entegre Radyoloji ve Onkoloji İncelemesi [IRO]) ile değerlendirilmiştir) ve genel sağkalımdır (OS). İkincil etkililik ölçütleri genel yanıt oranı (ORR) ve yanıt süresidir. Tablo 4 daha önce ipilimumab ile tedavi edilmiş hastalarda final analizde ana etkililik ölçütlerini özetlemektedir; Şekil 3'de ise PFS için Kaplan-Meier eğrisi gösterilmektedir. Her iki pembrolizumab kolu PFS açısından kemoterapiden üstündü ve pembrolizumab dozları arasında hiçbir fark yoktu. Diğer tedaviye (pembrolizumab) geçişin potansiyel olarak karıştırıcı etkileri için düzeltme yapılmayan final OS analizinde pembrolizumab ile kemoterapi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Kemoterapi koluna randomize edilen hastalardan %55'i diğer kola geçmiş ve ardından pembrolizumab tedavisi almıştır.

          Tablo 4: KEYNOTE-002 etkililik sonuçları

          Sonlanım noktası

          3 haftada bir 2 mg/kg Pembrolizumab n=180

          3 haftada bir

          10 mg/kg Pembrolizumab n=181

          Kemoterapi

          n=179

          PFS

          Olay yaşayan hastaların sayısı (%)

          150 (%83)

          144 (%80)

          172 (%96)

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,58 (0,46, 0,73)

          0,47 (0,37, 0,6

          ---

          p-değeri †

          < 0,001

          < 0,001

          ---

          Medyan (ay) (%95 GA)

          2,9 (2,8, 3,8)

          3 (2,8, 5,2)

          2,8 (2,6, 2,8)

          OS

          Olay yaşayan hastaların sayısı (%)

          123 (%68)

          117 (%65)

          128 (%72)

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,86 (0,67, 1,1)

          0,74 (0,57, 0,96)

          ---

          p-değeri †

          0,1173

          0,0106

          ---

          Medyan (ay) (%95 GA)

          13,4 (11, 16,4)

          14,7 (11,3, 19,5)

          11 (8,9, 13,8)

          En iyi genel yanıt

          ORR % (%95 GA)

          %22 (16, 29)

          %28 (21, 35)

          %5 (2, 9)

          Tam yanıt

          %3

          %7

          %0

          Kısmi yanıt

          %19

          %20

          %5

          Yanıt süresi

          Medyan (ay) (aralık)

          22,8(1,4+, 25,3+)

          Ulaşılmadı (1,1+, 28,3+)

          6,8

          (2,8, 11,3)

          12 ayda devam eden, %

          %73

          %79

          %0

          * Tehlike oranı (pembrolizumabın kemoterapiyle karşılaştırması) sınıflandırılmış Cox orantılı

          tehlike modeline dayanır.

          † Sınıflandırılmış Log-rank testine dayanır.

          ‡ Çoklu ayarlama sonrası istatiksel olarak anlamlı değildir.

          Şekil 3: KEYNOTE-002'de tedavi koluna göre progresyonsuz sağkalım için Kaplan-

          Meier eğrisi (tedavi amaçlı popülasyon)

          image

          KEYNOTE-001: Daha önce ipilimumab almamış ve önceden ipilimumab ile tedavi edilen melanomalı hastalarda açık etiketli çalışma

          İlerlemiş melanomalı hastalarda pembrolizumabın güvenliliği ve etkililiği kontrollü olmayan, açık etiketli KEYNOTE-001 çalışmasında araştırılmıştır. Etkililik, tanımlanan iki kohorttaki 276 hastada değerlendirilmiştir; bu kohortlardan biri daha önce ipilimumab ile tedavi edilen (ve eğer hasta BRAF V600 mutasyonu yönünden pozitif ise bir BRAF veya MEK inhibitörüyle tedavi edilen) hastaları, diğeri ise hiç ipilimumab tedavisi almamış hastalardan oluşmuştur. Hastalar 3 haftada bir 2 mg/kg veya 3 haftada bir 10 mg/kg dozunda pembrolizumab almak üzere randomize edilmiştir. Hastalar kabul edilemez toksisiteye veya hastalık progresyonuna kadar pembrolizumab ile tedavi edilmiştir. Başlangıçta hastalık progresyonu bulguları olan klinik yönden stabil hastaların hastalık progresyonu doğrulanıncaya kadar tedaviye devam etmelerine izin verilmiştir. Hariç bırakma kriterleri KEYNOTE-002 ile benzerdir.

          Daha önce ipilimumab ile tedavi edilmiş ve 2 mg/kg pembrolizumab alan 89 hastadan %53'ü erkek, %33'ü 65 yaş ve üzeriydivemedyanyaş59'dur(aralık: 18-88). İki hasta dışında tüm

          Hastaların %70'ine ileri evre melanom için daha önce en az iki sistemik tedavi ve %35'ine üç veya daha fazla sistemik tedavi uygulanmıştır. BRAF mutasyonları çalışma popülasyonunun

          %13'ünde bildirilmiştir. BRAF mutasyonlu tümörleri olan tüm hastalar daha önce bir BRAF inhibitörüyle tedavi edilmiştir.

          Daha önce ipilimumab ile tedavi edilmemiş ve 2 mg/kg pembrolizumab alan 51 hastadan

          %63'ü erkektir, %35'i 65 yaş ve üzeridir ve medyan yaş 60'dır (aralık: 35-80). Bir hasta dışında tüm hastalar beyazdır. %63'ünde M1c evresi ve %2'sinde beyin metastazları öyküsü mevcuttur. %45'i ileri evre melanom için daha önce hiç tedavi almamıştır. BRAF mutasyonları 20 (%39) hastada bildirilmiştir. BRAF mutasyonlu tümörleri olan hastalardan 10'u (%50) daha önce bir BRAF inhibitörüyle tedavi edilmiştir.

          Birincil etkililik sonuç ölçütü RECIST 1.1 kullanılarak bağımsız gözden geçirmeyle değerlendirilen ORR'dir. İkincil etkililik sonuç ölçütleri hastalık kontrol oranı (DCR; tam yanıt, kısmi yanıt ve stabil hastalığı içerir), yanıt süresi, PFS ve OS'dir. Tümör yanıtı 12 hafta aralıklarla değerlendirilmiştir. Tablo 5 tavsiye edilen dozda pembrolizumab alan, daha önce ipilimumab tedavisi almış veya almamış hastaların en az 30 aylık takibine dayanarak ana etkililik ölçümlerini özetlemektedir.

          Tablo 5: KEYNOTE-001 etkililik sonuçları

          Sonlanım noktası

          Daha önce ipilimumab ile tedavi edilmiş hastalarda 3 haftada bir 2 mg/kg Pembrolizumab

          n=89

          Daha önce ipilimumab ile tedavi edilmemiş hastalarda 3 haftada bir 2 mg/kg Pembrolizumab n=51

          En iyi genel yanıt*, IRO'ya göre †

          ORR % (%95 GA)

          %26 (17, 36)

          %35 (22, 50)

          Tam yanıt

          %7

          %12

          Kısmi yanıt

          19

          %24

          Hastalık Kontrol Oranı, %

          %48

          %49

          Yanıt süresi

          Medyan (ay) (aralık)

          30,5 (2,8+, 30,6+)

          27,4 (1,6+, 31,8+)

          24. ayda devam eden, %

          %75

          %71

          PFS

          Medyan (ay) (%95 GA)

          4,9 (2,8, 8,3)

          4,7 (2,8, 13,8)

          12. ayda PFS oranı

          %34

          %38

          OS

          Medyan (ay) (%95 GA)

          18,9 (11, mevcut değil)

          28 (14, mevcut değil)

          24. ayda OS oranı

          %44

          %56

          * Bağımsız radyolojiye göre başlangıçta ölçülebilir hastalığı olmayan hastaları içerir.

          † IRO = RECIST 1.1'in kullanıldığı Entegre Radyoloji ve Onkoloji Değerlendirmesi

          ‡ Stabil hastalık veya daha iyisini içeren en iyi yanıta dayanır.

          § Yanıtın ilk kaydedildiği tarihten itibaren, bağımsız gözden geçirmeyle doğrulanan bir yanıtı olan hastaları esas alır; n=23 daha önce ipilimumab ile tedavi edilen hastalarda; n=18 daha önce ipilimumab ile tedavi edilmemiş hastalarda.

          ¶ Kaplan-Meier hesaplamasına dayanır.

          Daha önce ipilimumab ile tedavi edilmiş (n=84) ve önceden ipilimumab ile tedavi edilmemiş (n=52) olup 3 haftada bir 10 mg/kg pembrolizumab alan hastalardaki sonuçlar 3 haftada bir 2 mg/kg pembrolizumab alan hastalardaki sonuçlarla benzerdir.

          Alt popülasyon analizleri

          Melanoma'da BRAF mutasyonu durumu

          Tablo 6'da özetlendiği üzere, KEYNOTE-002'de BRAF vahşi tipi (n=414; %77) hastalarda veya önceden BRAF tedavisi almış BRAF mutasyonlu hastalarda (n=126; %23) final analizin bir parçası olarak bir alt grup analizi yapılmıştır.

          Tablo 6: KEYNOTE-002'de BRAF mutasyonlu hastalarda etkililik sonuçları

          BRAF vahşi tipi

          BRAF tedavisi almış BRAF

          mutasyonlu hastalar

          Sonlanım noktası

          3 haftada bir 2 mg/kg Pembrolizumab (n=136)

          Kemoterapi (n=137)

          3 haftada bir 2 mg/kg Pembrolizumab (n=44)

          Kemoterapi

          (n=42)

          PFS Tehlike oranı*

          (%95 GA)

          0,5 (0,39, 0,66)

          ....

          0,79 (0,5, 1,25)

          ....

          OS Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,78 (0,58, 1,04)

          ...

          1,07 (0,64, 1,78)

          ...

          ORR

          %26

          %6

          %9

          %0

          * Tehlike oranı (pembrolizumabın kemoterapi ile karşılaştırması) sınıflandırılmış Cox orantılı tehlike modeline dayanır

          Tablo 7'de özetlendiği üzere, KEYNOTE-006'da BRAF yabani tipi olan hastalarda (n=525;

          %63), daha önce BRAF tedavisi almamış BRAF mutasyonlu hastalarda (n=163; %20) ve daha önce BRAF tedavisi almış BRAF mutasyonlu hastalarda (n=139; %17) final analizin bir parçası olarak bir alt grup analizi yapılmıştır.

          BRAF yabani tipi

          BRAF tedavisi almamış BRAF mutasyonlu hastalar

          BRAF tedavisi almış BRAF mutasyonlu hastalar

          Sonlanım

          Her 2

          İpilimumab

          Her 2 veya

          İpilimumab

          Her 2 veya

          İpilimumab

          noktası

          veya 3

          (n=170)

          3 haftada

          (n=55)

          3 haftada

          (n=52)

          haftada

          bir 10

          bir 10

          bir 10

          mg/kg

          mg/kg

          mg/kg

          Pembroliz

          Pembroliz

          Pembrol

          umab

          umab

          izumab

          (havuzlan

          (havuzlan

          (havuzla

          mış)

          mış)

          nmış)

          PFS

          0,61

          ....

          0,52

          ....

          0,76 (0,51,

          ....

          Tehlike

          (0,49,

          (0,35,

          1,14)

          oranı*

          0,76)

          0,78)

          (%95

          GA)

          OS

          Tehlike oranı* (%95

          0,68

          (0,52,

          0,88)

          ...

          0,7 (0,4,

          1,22)

          ...

          0,66 (0,41,

          1,04)

          s://www.turkiye.gov

          ...

          ORR

          %38

          %14

          %41

          %15

          %24

          %10

          Tablo 7: KEYNOTE-006'da BRAF mutasyonlu hastalarda etkililik sonuçları

          * Tehlike oranı (pembrolizumabın kemoterapi ile karşılaştırması) sınıflandırılmış Cox orantılı tehlike modeline dayanır

          Melanoma'da PD-L1 durumu

          KEYNOTE-002'de PD-L1 pozitif olan hastaları (tümör ve tümör ilişkili immün hücrelerin ≥

          %1'inde PD-L1 ekspresyonu) PD-L1 negatif hastalarla karşılaştıran final analizin parçası olarak bir alt grup analizi yapılmıştır. PD-L1 ekspresyonu 22C3 anti-PD-L1 antikoruyla geriye dönük olarak immünohistokimya yöntemiyle analiz edilmiştir. PD-L1 ekspresyonu yönünden değerlendirilebilir nitelikte olan hastalardan (%79), %69'u (n=294) PD-L1 pozitif ve %31'i (n=134) PD-L1 negatiftir. PD-L1 ekspresyonuna göre etkililik sonuçları Tablo 8'de özetlenmektedir.

          Tablo 8: KEYNOTE-002'de PD-L1 ekspresyonuna göre etkililik sonuçları

          Sonlanım noktası

          3 haftada bir 2 mg/kg Pembrolizumab

          Kemoterapi

          3 haftada bir 2 mg/kg Pembrolizumab

          Kemoterapi

          PD-L1 pozitif

          PD-L1 negatif

          PFS

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,55 (0,4, 0,76)

          ....

          0,81 (0,5, 1,31)

          ....

          OS

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,9 (0,63, 1,28)

          ...

          1,18 (0,7, 1,99)

          ...

          ORR

          %25

          %4

          %10

          %8

          * Tehlike oranı (pembrolizumabın kemoterapi ile karşılaştırması) sınıflandırılmış Cox orantılı tehlike modeline dayanır

          KEYNOTE-006'da PD-L1 pozitif hastaları (n=671; %80) PD-L1 negatif hastalarla (n=150;

          %18) karşılaştıran final analizin parçası olarak bir alt grup analizi yapılmıştır. PD-L1 ekspresyonu yönünden değerlendirilebilir nitelikte olan hastalardan (%98), %82'si PD-L1 pozitif ve %18'i PD-L1 negatiftir. PD-L1 ekspresyonuyla etkililik sonuçları Tablo 9'da özetlenmektedir.

          Sonlanım noktası

          Her 2 veya 3

          haftada bir 10 mg/kg Pembrolizumab (havuzlanmış)

          İpilimumab

          Her 2 veya 3

          haftada bir 10 mg/kg Pembrolizumab (havuzlanmış)

          İpilimumab

          PD-L1 pozitif

          PD-L1 negatif

          PFS

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,53 (0,44, 0,65)

          ....

          0,87 (0,58, 1,3)

          ....

          OS

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,63 (0,5, 0,8)

          ...

          0,76 (0,48, 1,19)

          ...

          ORR

          %40

          %13

          Tablo 9: KEYNOTE-006'da PD-L1 ekspresyonuna göre etkililik sonuçları

          Oküler melanom

          KEYNOTE-001 çalışmasına dahil edilen oküler melanomlu 20 hastada hiç objektif yanıt bildirilmemiştir; 6 hastada stabil hastalık bildirilmiştir.

          KHDAK

          KEYNOTE-024: Daha önce tedavi görmemiş hastalarda KHDAK'nin kontrollü çalışması Önceden tedavi uygulanmamış metastatik KHDAK'nin tedavisinde pembrolizumabın güvenliliği ve etkililiği çok merkezli, kontrollü KEYNOTE-024 çalışmasında araştırılmıştır. Hastalar PD-L1 IHC 22C3 pharmDx Kiti ile belirlenen PD-L1 ekspresyonu ≥ %50 tümör oran skoruna (TPS) sahipti. Hastalar 3 haftada bir 200 mg pembrolizumab (n=154) veya araştırmacının seçtiği platin içeren kemoterapi (n=151; pemetreksed+karboplatin, pemetreksed+sisplatin, gemsitabin+sisplatin, gemsitabin+karboplatin veya paklitaksel+karboplatin dahil) almak üzere randomize edilmiştir (1:1). Skuamöz olmayan hastalar pemetreksed idame tedavisini alabileceklerdi. Hastalar kabul edilemez toksisite veya hastalık progresyonuna kadar pembrolizumab ile tedavi edilmiştir. Hastanın klinik yönden stabil olması ve araştırmacının hastanın klinik fayda gördüğünü düşünmesi halinde tedaviye hastalık progresyonundan sonra devam edilebilmiştir. Hastalık progresyonu olmayan hastalar 24 aya kadar tedavi edilebilecekti. Çalışmaya EGFR veya ALK genomik tümör mutasyonları olan hastalar, son 2 yılda sistemik tedavi gerektiren bir otoimmün hastalığı olan hastalar, immünosupresyon gerektiren bir tıbbi durumu olan hastalar ve son 26 haftada göğüs bölgesine 30 Gy'den fazla radyasyon alan hastalar dahil edilmemiştir. Tümör durumu değerlendirmesi 9 haftada bir yapılmıştır. Kemoterapi alan ve bağımsız olarak doğrulanan hastalık progresyonu yaşayan hastaların diğer kola geçerek pembrolizumab almaları mümkündü.

          KEYNOTE-024 çalışmasındaki 305 hastanın başlangıç karakteristikleri şöyleydi: medyan yaş 65 (%54'ü 65 yaş ve üzeri); %61'i erkek; %82'si beyaz, %15'i Asyalı; ECOG performans durumu %35 ve %65'inde sırasıyla 0 ve 1. Hastalık karakteristikleri skuamöz (%18) ve skuamöz olmayan (%82); M1 (%99) ve beyin metastazlarını (%9) içermiştir.

          Birincil etkililik sonuç ölçütü RECIST 1.1 kullanılarak körlenmiş bağımsız merkezi gözden geçirmeyle (BICR) değerlendirilen PFS'ydi. İkincil etkililik sonuç ölçütleri OS ve ORR'ydi (RECIST 1.1 kullanılarak BICR ile değerlendirilmiştir). Tablo 10 tüm ITT popülasyonunda ana etkililik ölçütlerini özetlemektedir. PFS ve ORR sonuçları medyan 11 aylık takip süresini içeren bir ara analizden bildirilmektedir. OS sonuçları medyan 25 aylık takip süresini içeren son analizden bildirilmektedir.

          Tablo 10: KEYNOTE-024'ün Etkililik Sonuçları

          Sonlanım Noktası

          Pembrolizumab

          3 haftada bir 200 mg n=154

          Kemoterapi n=151

          PFS

          Olay yaşayan hastaların sayısı (%)

          73 (%47)

          116 (%77)

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,5 (0,37, 0,68)

          p-değeri

          <0,001

          Medyan (ay) (%95 GA)

          10,3 (6,7, NA)

          6 (4,2, 6,2)

          OS

          Olay yaşayan hastaların sayısı (%)

          73 (%47)

          96 (%64)

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,63 (0,47, 0,86)

          p-değeri

          0,002

          Medyan (ay) (%95 GA)

          30

          (18,3, NA)

          14,2

          (9,8, 19)

          Objektif Yanıt Oranı

          ORR % (%95 GA)

          %45 (37, 53)

          %28 (21, 36)

          Tam yanıt, %

          %4

          %1

          Kısmi yanıt, %

          %41

          %27

          Yanıt süresi

          Medyan (ay) (aralık)

          Ulaşılmadı (1,9+, 14,5+)

          6.3

          (2,1+, 12,6+)

          Yanıt süresi > 6 ay olan hastaların %'si

          %88

          %59

          * Tehlike oranı (pembrolizumabın kemoterapi ile karşılaştırması) sınıflandırılmış Cox orantılı tehlike modeline dayanır

          † Sınıflandırılmış Log-rank testine dayanır

          ‡ En iyi genel yanıtı doğrulanmış tam veya kısmi yanıt olan hastalara dayanır

          § Kaplan-Meier tahminlerine dayanır; 6 ay veya daha uzun süren yanıtlara sahip olan 43 hastayı içerir

          ¶ Kaplan-Meier tahminlerine dayanır; 6 ay veya daha uzun süren yanıtlara sahip olan 16 hastayı içerir

          NA = mevcut değil

          Şekil 4: KEYNOTE-024'de tedavi koluna göre progresyonsuz sağkalımın Kaplan-Meier eğrisi (Tedavi Amaçlı Popülasyon)

          image

          Şekil 5: KEYNOTE-024'de tedavi koluna göre genel sağkalımın Kaplan-Meier eğrisi (Tedavi Amaçlı Popülasyon)

          image

          Bir alt grup analizinde, hiç sigara kullanmamış az sayıda hastada kemoterapiye göre pembrolizumabın daha düşük sağkalım yararı gözlemlenmiştir; bununla birlikte, hasta sayısının azlığından dolayı bu verilerden kesin sonuçlara varılamaz.

          KEYNOTE-042: Daha önce tedavi görmemiş KHDAK hastaları üzerinde kontrollü çalışma

          Pembrolizumabın güvenliliği ve etkililiği, daha önce tedavi edilmemiş lokal ileri veya metastatik KHDAK'nin tedavisine yönelik çok merkezli, kontrollü bir çalışma olan KEYNOTE-042'de de araştırılmıştır. Çalışma tasarımı, hastaların PD-L1 IHC 22C3 pharmDxTM Kitine göre >%1 TPS ile PD-L1 ekspresyonuna sahip olması dışında KEYNOTE-024'ünkine benzerdi. Hastalar, her 3 haftada bir 200 mg pembrolizumab (n=637) veya araştırmacının tercih ettiği platin içeren kemoterapi (n=637; pemetreksed+karboplatin veya paklitaksel+karboplatin dahil) almak üzere randomize edildi (1:1). Skuamöz olmayan KHDAK'li hastalar pemetrexed bakım alabilir.). Tümör durumunun değerlendirilmesi, ilk 45 hafta boyunca her 9 haftada bir ve daha sonra her 12 haftada bir yapıldı.

          KEYNOTE-042'deki 1.274 hastanın 599'unda (%47) PD-L1 IHC 22C3 pharmDxTM Kitine göre TPS ≥ %50 olan PD-L1 eksprese eden tümörler vardı. Bu 599 hastanın temel özellikleri şunları içeriyordu: medyan yaş 63 (65 yaş ve üzeri %45); %69 erkek; %63 Beyaz ve %32

          Asyalı; %17 Hispanik veyaLatin;veECOGperformansdurumu sırasıyla %31 ve %69'da 0

          Birincil etkililik sonuç ölçüsü OS idi. İkincil etkililik sonuç ölçütleri, PFS ve ORR idi (BICR tarafından RECIST 1.1 kullanılarak değerlendirildiği gibi). Çalışma, kemoterapiye kıyasla pembrolizumab monoterapisine randomize edilmiş tümörleri PD-L1 TPS ≥ %1 eksprese eden hastalarda (son analizde HR 0,82; %95 CI 0,71, 0,93) ve tümörleri PD eksprese eden hastalarda OS'de istatistiksel olarak anlamlı bir iyileşme göstermiştir. PD-L1 TPS ≥ %50, kemoterapiye kıyasla pembrolizumab monoterapisine randomize edilmiştir. Tablo 11, 15.4 aylık medyan takipte gerçekleştirilen son analizde TPS > %50 popülasyonu için temel etkililik ölçümlerini özetlemektedir. Son analize dayalı olarak TPS ≥ %50 popülasyonu için OS için Kaplan-Meier eğrisi Şekil 6'da gösterilmektedir.

          Tablo 11: KEYNOTE-042'de etkililik sonuçları (PD-L1 TPS > %50)

          Sonlanım Noktası

          Pembrolizumab

          3 haftada bir 200 mg

          n=299

          Kemoterapi n=300

          OS

          Olay yaşayan hastaların sayısı (%)

          180 (%60)

          220 (%73)

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,7 (0,58, 0,86)

          p-değeri

          0,0003

          Medyan (ay) (%95 GA)

          20 (15,9 24,2)

          12,2 (10,4 14,6)

          PFS

          Olay yaşayan hastaların sayısı (%)

          238(%80)

          250 (%83)

          Tehlike oranı* (%95 GA)

          0,84 (0,7, 1,01)

          Medyan (ay) (%95 GA)

          6,5 (5,9 8,5)

          6,4 (6,2, 7,2)

          Objektif Yanıt Oranı

          ORR % (%95 GA)

          %39 (34, 45)

          %32 (27, 38)

          Tam yanıt

          %1

          %0,3

          Kısmi yanıt

          %38

          %32

          Yanıt süresi

          Medyan (ay) (aralık)

          22

          (2,1+, 36,5+)

          10,8

          (1,8+, 30,4+)

          Yanıt süresi > 18ay olan hastaların %'si

          %57

          %34

          * Tehlike oranı (pembrolizumabın kemoterapi ile karşılaştırması) sınıflandırılmış Cox orantılı tehlike modeline dayanır

          † Sınıflandırılmış Log-rank testine dayanır

          ‡ En iyi genel yanıtı doğrulanmış tam veya kısmi yanıt olan hastalara dayanır

          Şekil 6: KEYNOTE-042'de tedavi koluna göre genel sağkalım için Kaplan-Meier eğrisi (PD-L1 ekspresyonu TPS ≥ %50 olan hastalar, popülasyonu tedavi etme amaçlı)

          image

          Post-hoc keşif amaçlı bir alt grup analizinin sonuçları, hiç sigara içmemiş hastalarda hem ilk 4 ay boyunca hem de tüm tedavi süresi boyunca kemoterapiye kıyasla pembrolizumabın sağkalım yararında azalma yönünde bir eğilim göstermiştir. Ancak, bu alt grup analizinin keşifsel doğası nedeniyle, kesin sonuçlara varılamaz.

          KEYNOTE-189: Daha önce tedavi almamış skuamöz olmayan KHDAK hastalarında kombine tedaviyi inceleyen kontrollü çalışma

          Pemetreksed ve platin kemoterapisiyle kombine uygulanan pembrolizumabın etkililiği KEYNOTE-189 adlı çok merkezli, randomize, aktif-kontrollü, çift-kör bir çalışmada araştırılmıştır. Ana uygunluk kriterleri metastatik skuamöz olmayan KHDAK, metastatik KHDAK için daha önce hiçbir sistemik tedavi almamış olmak ve EGFR veya ALK genomik tümör mutasyonlarının olmamasıydı. Tedaviden önceki 2 yılda sistemik tedavi gerektiren bir otoimmün hastalığı olan hastalar, immünosupresyon gerektiren bir tıbbi durumu olan hastalar ve son 26 haftada göğüs bölgesine 30 Gy'den fazla radyasyon alan hastalar çalışmaya dahil edilmemiştir. Hastalar aşağıdaki rejimlerden birini almak üzere randomize edilmiştir (2:1):

            5.2. Farmakokinetik özellikler

            Genel özellikler

            Pembrolizumabın farmakokinetik özellikleri 2 haftada bir 1-10 mg/kg arasında, 3 haftada bir 2 - 10 mg/kg arasında değişen dozlar veya 3 haftada bir 200 mg alan metastatik veya rezeke edilemeyen melanoma, KHDAK veya karsinomlu 2.993 hastada çalışılmıştır.

            Emilim:

            Pembrolizumab intravenöz yolla uygulanır ve dolayısıyla hemen tam biyoyararlanıma ulaşır.

            Dağılım:

            Sınırlı ekstravasküler dağılımla uyumlu olarak, kararlı durumda pembrolizumabın dağılım hacmi küçüktür (yaklaşık 6,0 L; varyasyon katsayısı (CV): %20). Bir antikordan bekleneceği gibi, pembrolizumab plazma proteinlerine spesifik biçimde bağlanmaz.

            Biyotransformasyon:

            Pembrolizumab spesifik olmayan yollarla katabolize edilir, metabolizma pembrolizumabın klirensine katkıda bulunmaz.

            Eliminasyon:

            Pembrolizumabın klirensi ilk doza kıyasla (252 mL/gün [CV%: %37]) kararlı durumda maksimal değişikliğe ulaştıktan sonra yaklaşık %23 oranında daha düşüktür (geometrik ortalama, 195 mL/gün [CV%: %40]), zaman içinde klirenste gözlenen bu azalma klinik yönden anlamlı kabul edilmemektedir. Terminal yarı ömrün geometrik ortalama değeri (CV%) kararlı durumda 22 gündür (%32).

            Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:

            Zirve konsantrasyon (C) veya zamana karşı plazma konsantrasyonu eğrisinin altında kalan alan (EAA) ile ifade edilen pembrolizumabın maruz kalımı etkililik açısından doz aralığında dozla orantılı şekilde artmıştır. 3 haftada bir uygulama rejimiyle tekrarlı dozlamadan sonra 16. haftada pembrolizumabın kararlı durum konsantrasyonlarına ulaşılmış ve sistemik birikim 2,1 kat olmuştur. Kararlı durumda medyan vadi konsantrasyonlar (C), 3 haftada bir 2 mg/kg dozunda yaklaşık 22 mcg/mL ve 3 haftada bir 200 mg dozunda yaklaşık 29 mcg/mL bulunmuştur. 3 hafta boyunca kararlı durum konsantrasyonuna karşı zaman eğrisi altındaki medyan alan, 3 haftada bir 2 mg/kg dozunda 794 mcg gün/mL ve 3 haftada bir 200 mg dozunda 1,053 mcg gün/mL bulunmuştur.

            cHL ve diğer tümör tipleri arasında medyan C'ta kayda değer bir fark saptanmamıştır. cHL ve diğer tümör tiplerindeki mevcut güvenlilik verilerine dayanarak, bu farklılıklar klinik olarak anlamlı bulunmamıştır.

            Özel Popülasyonlar

            Çeşitli eş değişkenlerin pembrolizumabın farmakokinetikleri üzerindeki etkileri popülasyon farmakokinetik analizlerinde değerlendirilmiştir. Bu faktörler pembrolizumabın klirensi üzerinde klinik yönden önemli hiçbir etkiye yol açmamıştır; yaş (aralık: 15-94 yaş), cinsiyet, ırk, hafif veya orta derecede böbrek yetmezliği, hafif veya orta derecede karaciğer yetmezliği ve tümör yükü. Vücut ağırlığı ve klirens arasındaki ilişki, maruziyetin yeterli ve benzer kontrolünü sağlamak için sabit dozu veya vücut ağırlığına dayalı dozlamayı desteklemektedir. Pediyatrik hastalarda (> 3 ila 17 yaş) her 3 haftada bir 2 mg / kg ağırlığa dayalı dozaj ile pembrolizumab maruziyeti, aynı dozdaki yetişkinlerinkine benzerdir.

            Böbrek Yetmezliği:

            Böbrek yetmezliğinin pembrolizumabın klirensine etkisi, hafif veya orta derecede böbrek yetmezliği olan hastaların böbrek fonksiyonu normal olan hastalarla karşılaştırıldığı popülasyon farmakokinetik analizlerinde değerlendirilmiştir. Hafif veya orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarla böbrek fonksiyonu normal olan hastalar arasında pembrolizumabın klirensi bakımından klinik yönden önemli farklar saptanmamıştır. Pembrolizumab şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda çalışılmamıştır.

            Karaciğer Yetmezliği:

            Karaciğer yetmezliğinin pembrolizumabın klirensine etkisi, hafif ve orta derecede karaciğer yetmezliği (A.B.D. Ulusal Kanser Enstitüsü'nün karaciğer fonksiyon bozukluğu kriterleri kullanılarak tanımlanmıştır) olan hastalar karaciğer fonksiyonu normal olan hastalarla karşılaştırılarak popülasyon farmakokinetik analizlerinde değerlendirilmiştir. Hafif veya orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarla karaciğer fonksiyonu normal olan hastalar arasında pembrolizumabın klirensi bakımından klinik yönden önemli farklar saptanmamıştır. Pembrolizumab şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda çalışılmamıştır (bkz. Bölüm 4.2).

            5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

        6.1. Yardımcı maddelerin listesi

        L-histidin

        L-histidin hidroklorür monohidrat Polisorbat-80

        Sukroz Enjeksiyonluk su

        6.2. Geçimsizlikler

        Geçimlilik çalışmaları bulunmadığından, bu tıbbi ürün Bölüm 6.6'da belirtilenler dışındaki tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.

        6.3. Raf ömrü

        Açılmamış flakon 24 ay

        İnfüzyon hazırlandıktan sonra

        Mikrobiyolojik açıdan ürün seyreltildikten hemen sonra kullanılmalıdır. Seyreltilen ürün dondurulmamalıdır. Hemen kullanılmadığında, KEYTRUDA'nın kimyasal ve fiziksel stabilitesinin 2-8°C'de 96 saat devam ettiği gösterilmiştir. Bu 96 saatlik süre 6 saate kadar oda sıcaklığında (25°C veya daha düşük sıcaklıkta) saklamayı içerebilir. Eğer buzdolabında saklanırsa, flakonlar ve/veya intravenöz infüzyon torbalarının kullanımdan önce oda sıcaklığına ulaşması beklenmelidir.

        6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

        Buzdolabında 2°C - 8°C'de saklayınız.

        Işıktan korumak için orijinal karton ambalajında saklayınız. Dondurmayınız.

        İnfüzyonun hazırlanmasından sonraki saklama koşulları için bkz. Bölüm 6.3.

        6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

        KEYTRUDA 10 mL tip I renksiz cam flakon içerisinde 4 mL konsantre şeklinde sunulur, flakonda gri klorobutil tıpa ve alüminyum kapak ile birlikte lacivert renkte flip-off kapak mevcuttur, flakon 100 mg pembrolizumab içerir.

        Her karton kutuda 1 flakon bulunur.

        6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

        İnfüzyonun hazırlanması ve uygulanması

          Flakonu çalkalamayınız.

          KEYTRUDA flakonunun oda sıcaklığına (25°C veya daha düşük) ulaşmasını bekleyiniz.

          Seyreltmeden önce sıvı flakon 24 saate kadar süreyle buzdolabı dışında saklanabilir (25°C'de veya daha düşük sıcaklıkta).

          Parenteral tıbbi ürünleruygulanmadanöncepartiküllü madde ve renk değişikliği

          veya hafifçe opalesan bir çözeltidir. Partiküller gözlenirse flakonu atınız.

          Gereken hacimde (4 mL'ye (100 mg) kadar) konsantreyi çekiniz ve 9 mg/mL (%0,9) sodyum klorür veya 50 mg/mL (%5) glukoz içeren bir intravenöz torbasına aktararak son konsantrasyonu 1-10 mg/mL arasında değişen bir seyreltik solüsyon hazırlayınız. 4 mL konsantrenin çekilebilmesi için her flakonda fazladan 0,25 mL (flakon başına toplam miktar 4,25 mL) bulunur. Seyreltilen solüsyonu yavaşça alt-üst ederek karıştırınız.

          Mikrobiyolojik yönden ürün seyreltildikten hemen sonra kullanılmalıdır. Seyreltilen solüsyon dondurulmamalıdır. Hemen kullanılmadığında, KEYTRUDA'nın kimyasal ve fiziksel stabilitesinin 2-8°C'de 96 saat devam ettiği gösterilmiştir. Bu 96 saatlik süre 6 saate kadar oda sıcaklığında (25°C veya daha düşük sıcaklıkta) saklamayı içerebilir. Eğer buzdolabında saklanırsa, flakonlar ve/veya intravenöz infüzyon torbalarının kullanımdan önce oda sıcaklığına ulaşması beklenmelidir.

          Seyreltilmiş çözeltide yarı saydam ila beyaz proteinasöz partiküller görülebilir. İnfüzyon çözeltisini steril, pirojenik olmayan, proteinlere düşük oranda bağlanan 0,2-5 mikrometrelik bir hat içi ya da ilave filtre kullanarak 30 dakika süreyle intravenöz yolla uygulayınız.

          Aynı infüzyon hattından başka tıbbi ürünleri aynı anda uygulamayınız.

          KEYTRUDA tek kullanımlıktır. Flakonda kalan kullanılmamış kısmı atınız.

        Doğum Sonrası Depresyonu Doğum Sonrası Depresyonu Doğum sonrası depresyonu, doğumdan sonra her on kadından biri tarafından tecrübe edilen stresli bir durumdur. Aşırı Alkol Kullanımı, Alkolizm Aşırı Alkol Kullanımı, Alkolizm Alkol bağımlılığı, alkol kullanımı ve alkol sorunları arasındaki farkı açıklamak güçtür. Örneğin, geçmişte alkol kullanmış olan bir kimsenin mutlaka alkol bağımlısı olması gerekmez.

    İLAÇ GENEL BİLGİLERİİlaç Bilgileri

    Merck İlaç Ecza ve Kimya Ticaret AŞ
    Satış Fiyatı
    Önceki Satış Fiyatı
    Original / JenerikOriginal İlaç
    Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
    Barkodu8699636080160
    Etkin Madde Pembrolizumab
    ATC Kodu L01XC18
    Birim Miktar 25
    Birim Cinsi MG/ML
    Ambalaj Miktarı 1
    Antineoplastik ve İmmünomodülatör Ajanlar > Diğer Kanser İlaçları
    İthal ( ref. ülke : Almanya ) ve Beşeri bir ilaçdır. 
    KEYTRUDA 100 mg/4 ml (25 mg/ml) infüzyonluk çözelti Barkodu