SOLIRIS 300 mg/30 ml konsantre infüzyon çözeltisi (1 flakon) Klinik Özellikler

Ekulizumab }

Antineoplastik ve İmmünomodülatör Ajanlar > İmmünsupresif Ajanlar > Eculizumab
Alexion İlaç Tic. Ltd.Şti. | 20 February  2018

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    SOLIRIS® (eculizumab) erişkinlerde ve çocuklarda aşağıdaki hastalıklarda endikedir:

      Paroksismal noktürnal hemoglobinüri (PNH).

      Klinik semptom ve hemoliz gösteren yüksek hastalık aktivitesi olan hastalarda klinik

      fayda kanıtı, transfüzyon öyküsünden bağımsız olarak gösterilmiştir (bkz. Bölüm 5.1).

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      SOLIRIS® bir sağlık mesleği mensubu tarafından ve hematolojik, böbrek ve nöromusküler veya nöroinflamatuvar bozuklukları olan hastaların yönetiminde tecrübeli bir hekimin gözetiminde uygulanmalıdır.

      Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

      Erişkin hastalar:

      Paroksismal Noktürnal Hemoglobinüride (PNH):

      Erişkin (≥18 yaş) hastalar için PNH doz uygulaması rejimi, 4 haftalık bir başlangıç fazından ve bunu takip eden idame fazından oluşmaktadır:

        Başlangıç fazı: İlk 4 hafta boyunca, her hafta, 25-45 dakika (35 dakika ± 10 dakika) süreyle intravenöz infüzyon yoluyla uygulanan 600 mg SOLIRIS®.

        4.3. Kontrendikasyonlar

        Eculizumab, mürin proteinleri ya da Bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerden herhangi

        birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.

        Aşağıdaki hastalarda SOLIRIS® tedavisi başlatılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.4):

          iyileşmemiş Neisseria meningitidis enfeksiyonu olan hastalarda,

          4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

          SOLIRIS, etki mekanizması gereği ciddi veya ölümcül meningokokkal enfeksiyon riskinde artışa neden olmaktadır. Bu nedenle kullanım öncesinde meningokokkal aşılamanın yapılması zorunludur. Aynı nedenle pnömokok aşısı da önerilmektedir. Gerektiğinde korunma amaçlı olarak, antimikrobiyal kemoprofilaksi verilmelidir.

          Kullanım öncesinde hastalara enfeksiyon bulguları anlatılmalı, acilen doktora başvurmaları gerekliliği, tedavileri ile ilgili bilgiyi paylaşmaları gerekliliği mutlaka anlatılmalıdır.

          İzlenebilirlik

          Biyoteknolojik tıbbi ürünlerin izlenebilirliğini artırmak için uygulanan ürünün adı ve seri

          numarası açık bir şekilde kaydedilmelidir.

          SOLIRIS®'in, PNH'si olan hastalarda aneminin aplastik bileşenini etkilemesi

          beklenmemektedir.

          Meningokokkal Enfeksiyon:

          SOLIRIS® tedavisi, etki mekanizmasından dolayı hastaların meningokokkal (Neisseria meningitidis) enfeksiyona karşı duyarlılığını artırmaktadır. Herhangi bir serogrubun yol açtığı meningokokkal hastalık meydana gelebilir. SOLIRIS® tedavisini geciktirme riski, bir meningokokkal enfeksiyonu gelişme risklerinden ağır basmadıkça, enfeksiyon riskini azaltmak için tüm hastalar, SOLIRIS® kullanımından en az 2 hafta önce aşılanmalıdır. Ayrıca, tetravalan meningokokkal aşı uygulaması sonrasında 2 (iki) haftadan daha az süre içinde SOLIRIS® tedavisine başlayan hastalar aşılamadan sonraki 2 (iki) haftaya kadar uygun profilaktik antibiyotik tedavisi almalıdır. Yaygın patojenik meningokkal serogruplardan korunmada, uygulanabilir olduğu durumlarda A, C, Y, W 135 ve B serogruplarına karşı aşılama önerilmektedir. Hastalar, aşı kullanımına yönelik mevcut ulusal aşı kılavuzlarına göre aşılanmalıdır.

          Aşılama, komplemanda daha ileri aktivasyona neden olabilir. Bunun sonucunda, PNH, aHÜS, refrakter jMG ve NMOSB dahil kompleman-aracılı hastalıkları olan hastalar, altta yatan hastalıklarının hemoliz (PNH), TMA (aHÜS), MG alevlenmesi (refrakter jMG) veya relaps (NMOSB) gibi bulgu ve belirtilerinde artış deneyimleyebilir. Bu nedenle, önerilen aşılama sonrasında hastalık belirtileri açısından hastalar yakından takip edilmelidir.

          Meningokokkal enfeksiyonu önlenmek için aşılama yeterli olmayabilir. Antibakteriyel ajanların uygun kullanımına yönelik resmi kılavuzlar göz önünde tutulmalıdır. SOLIRIS® ile tedavi edilen hastalarda ciddi veya ölümcül meningokokkal enfeksiyon olguları bildirilmiştir. Sepsis, SOLIRIS® ile tedavi edilen hastalarda meningokokkal enfeksiyonlarının yaygın bir belirtisidir (bkz. Bölüm 4.8). SOLIRIS® kullanan tüm hastalar meningokokkal enfeksiyonun erken bulguları açısından izlenmeli, enfeksiyondan şüphelenildiği durumlarda acilen değerlendirilmeli ve gerekirse uygun antibiyotiklerle tedavi edilmelidir. Ayrıca SOLIRIS® kullanan hastalar bu bulgu ve belirtiler ile acilen tıbbi bakım alınması için atılması gereken adımlar konusunda bilgilendirilmelidir. Hekimler SOLIRIS® tedavisinin yararlarını ve risklerini hastalarla tartışmalı ve hastalara bilgi broşürü ve hasta güvenlilik bilgisi kartı vermelidir (bunların tarifi için bkz. Hasta Kullanma Talimatı).

          Diğer Sistemik Enfeksiyonlar:

          Etki mekanizmasından dolayı SOLIRIS® tedavisi, aktif sistemik enfeksiyonların olduğu hastalara dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır. Hastaların enfeksiyonlara, özellikle Neisseria ve kapsüllü bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlara duyarlılığı artmış olabilir. Dissemine gonokokkal enfeksiyonlar dahil Neisseria türleri ile ciddi enfeksiyonlar (Neisseria meningitidis dışında) bildirilmiştir.

          Hastalara, potansiyel ciddi enfeksiyonlar ve bunların bulgu ve belirtileri ile ilgili farkındalıklarının artırılması için Hasta Kullanma Talimatı'ndaki bilgiler sunulmalıdır. Hekimler gonoreden korunma konusunda hastalara bilgi vermelidir.

          İnfüzyon Reaksiyonları:

          SOLIRIS®'in uygulanması, alerjik veya aşırı duyarlılık reaksiyonlarına (anafilaksi de dahil) neden olabilecek infüzyon reaksiyonlarına ya da immünojenisiteye neden olabilir. Klinik çalışmalarda, 1 (%0,9) gMG hastası SOLIRIS®'in durdurulmasını gerektiren bir infüzyon reaksiyonu deneyimlemiştir. PNH, aHÜS veya NMOSB hastaları, SOLIRIS®'in bırakılmasını gerektirecek bir infüzyon reaksiyonu deneyimlememiştir. Şiddetli infüzyon reaksiyonları görülen tüm hastalarda SOLIRIS® uygulaması durdurulmalı ve uygun tıbbi tedavi uygulanmalıdır.

          İmmünojenisite:

          Tüm klinik çalışmalar boyunca SOLIRIS® ile tedavi edilen hastalarda, nadiren, antikor yanıtları tespit edilmiştir. PNH'de plasebo kontrollü çalışmalarda düşük antikor yanıtları bildirilmiş olup, gözlenmiş sıklık değerleri (%3,4) plaseboda gözlenen değerlere (%4,8) benzerdir.

          SOLIRIS® ile tedavi edilen aHÜS hastalarında, ECL köprü formatı testi ile SOLIRIS®'e yönelik 3/100 oranında (%3) antikorlar tespit edilmiştir. 1/100 (%1) aHÜS hastası, nötralize edici antikorlar için düşük pozitif değerlere sahip olmuştur.

          Refrakter jMG hastalarının dahil edildiği plasebo kontrollü çalışmada, 26 haftalık aktif tedavi boyunca SOLIRIS® ile tedavi olan hiçbir hastada (0/62) anti-ilaç antikor (AİA) yanıtı gözlenmezken, uzatma çalışmasında ise genel olarak hastaların toplam %2,6'sında başlangıç sonrası herhangi bir vizitte bakılan ilaca karşı AİA'lar pozitif bulunmuştur. Sonraki vizitlerde pozitif titreler gözlenmediği ve bu hastalarda pozitif AİA titrelerinin etkisini düşündüren klinik bulgu olmadığı için pozitif AİA sonuçlarının geçici olduğu izlenimi mevcuttur.

          Plasebo kontrollü bir NMOSB çalışmasında, SOLIRIS® ile tedavi edilen hastaların 2/95'i (%2,1) çalışma başlangıcı sonrası anti-ilaç antikor yanıtı göstermiştir. Her iki hasta da nötralize edici antikorlar için negatiftir. Pozitif ADA örnekleri düşük titrede ve geçici olmuştur.

          Antikor gelişimi ile klinik yanıt ya da advers olaylar arasında herhangi bir korelasyon

          gözlenmemiştir.

          İmmünizasyon:

          SOLIRIS® ile tedaviye başlanmadan önce, PNH, aHÜS, refrakter jMG ve NMOSB hastalarında güncel immünizasyon kılavuzlarına göre immünizasyonun başlatılması önerilmektedir. Ek olarak SOLIRIS® tedavisini geciktirme riski, bir meningokokkal enfeksiyonu gelişme risklerinden ağır basmadıkça, tüm hastalar SOLIRIS® kullanımından en az 2 hafta önce meningokokkal enfeksiyonlara karşı aşılanmalıdır. Tetravalan meningokokkal aşılama sonrasında iki haftadan daha kısa süre içinde SOLIRIS® tedavisine başlayan hastalar, aşılamadan iki hafta sonrasına kadar uygun profilaktik antibiyotik tedavisi almalıdır. Yaygın patojenik meningokokkal serogruplardan korunmada, mevcut olduğu durumlarda serogrup A, C, Y, W135 ve B'ye karşı aşılar önerilmektedir (bkz. Meningokokkal Enfeksiyon).

          18 yaşından küçük olan hastalar, Haemophilus influenza ve pnömokok enfeksiyonlarına karşı aşılanmalıdırlar ve her bir yaş grubu için ulusal aşılama önerilerine kesin suretle uyulması gerekmektedir.

          Aşılama, komplemanda ek aktivasyona neden olabilir. Bunun sonucunda, PNH, aHÜS, refrakter jMG ve NMOSB dahil kompleman-aracılı hastalıkları olan hastalar, altta yatan hastalıklarının hemoliz (PNH), TMA (aHÜS), MG alevlenmesi (refrakter jMG) veya relaps (NMOSB) gibi bulgu ve belirtilerinde artış deneyimleyebilir. Bu nedenle, önerilen aşılama sonrasında hastalık belirtileri açısından hastalar yakından takip edilmelidir.

          Antikoagülan Tedavi:

          SOLIRIS® tedavisi antikoagülan tedaviyi değiştirmemelidir.

          İmmünosupresan ve antikolinesteraz tedavileri:

          Refrakter jMG

          İmmünosupresan ve antikolinesteraz tedavileri azaltıldığında veya sonlandırıldığında hastalar,

          hastalık alevlenme belirtileri açısından yakından takip edilmelidir.

          Nöromiyelitis Optika Spektrum Bozukluğu

          İmmünosupresan tedavi azaltıldığında veya sonlandırıldığında, hastalar potansiyel NMOSB relaps bulgu ve belirtileri açısından yakından izlenmelidir.

          PNH Laboratuvar Takibi:

          PNH hastaları, serum laktat dehidrogenaz (LDH) düzeyleri de dahil olmak üzere intravasküler hemoliz bulgu ve belirtileri açısından takip edilmelidir. SOLIRIS® tedavisi gören PNH hastaları da benzer şekilde, LDH düzeyleri ölçülerek intravasküler hemoliz için takip edilmelidir ve bu hastalarda, idame fazı boyunca önerilen 14 ± 2 gün doz uygulaması takvimi içinde doz ayarlaması gerekli olabilir (her 12. güne kadar).

          aHÜS Laboratuvar Takibi:

          SOLIRIS® tedavisi gören aHÜS hastaları, trombosit sayımları, serum LDH ve serum kreatinin ölçümleri ile trombotik mikroanjiyopati için takip edilmelidir ve bu hastalarda, idame fazı boyunca önerilen 14 ± 2 gün doz uygulaması takvimi içinde doz ayarlaması gerekli olabilir (her 12. güne kadar).

          PNH Tedavisinin Bırakılması:

          Eğer PNH hastaları SOLIRIS® ile tedaviyi bırakırsa, ciddi intravasküler hemolizin bulgu ve belirtileri açısından yakından izlenmelidir. Ciddi hemoliz, aşağıdakilerden herhangi birisi ile birlikte serum LDH düzeylerinin tedavi öncesi düzeyden daha yüksek olması ile tanımlanmaktadır: bir hafta ya da daha kısa bir sürede, (transfüzyon nedeniyle seyrelme yokluğunda) PNH klon büyüklüğünde %25'ten daha yüksek bir mutlak azalma; <5 g/dl hemoglobin düzeyi ya da bir hafta veya daha kısa bir sürede >4 g/dl azalma; anjina; zihinsel durumun değişmesi; serum kreatinin düzeyinde %50 artış; ya da tromboz olması. SOLIRIS®'i bırakan hastalar, ciddi hemoliz ve diğer reaksiyonları belirlemek için en az 8 hafta boyunca takip edilmelidir.

          SOLIRIS® bırakıldıktan sonra ciddi hemolizin meydana gelmesi durumunda, aşağıdaki işlemleri/tedavileri uygulamayı düşününüz: kan transfüzyonu (paketlenmiş eritrositler) ya da akış sitometrisine göre PNH eritrositleri toplam eritrositlerin %50'sinden fazla ise değiş-tokuş transfüzyonu; antikoagülasyon; kortikosteroidler; ya da SOLIRIS® tedavisinin yeniden başlatılması. PNH klinik çalışmalarında, 16 hasta SOLIRIS® tedavi rejimini bırakmıştır. Ciddi hemoliz gözlenmemiştir.

          aHÜS Tedavisinin Bırakılması:

          Bazı hastalarda, SOLIRIS® tedavisinin bırakılmasını takiben 4 hafta gibi erken bir dönemde ve 127 haftaya kadar trombotik mikroanjiyopati (TMA) komplikasyonları gözlenmiştir. Tedavinin bırakılması sadece tıbbi olarak gerekçelendirildiğinde düşünülmelidir.

          aHÜS klinik çalışmalarında 61 hasta (21 pediyatrik hasta) 24 haftalık medyan takip periyodu ile SOLIRIS® tedavisini bırakmıştır. 12 hastada tedavinin bırakılmasını takiben 15 şiddetli TMA komplikasyonu gözlenmiş ve onaylı doz uygulama rejimi dışında azaltılmış doz uygulama rejimi ile SOLIRIS® kullanan 2 ilave hastada 2 şiddetli TMA komplikasyonu meydana gelmiştir (bkz. Bölüm 4.2). Tanımlanmış genetik mutasyon, yüksek riskli polimorfizm veya otoantikorasah ipolupolm amalarınabakılmaksızın hastalarda ciddi TMA

          komplikasyonları meydana gelmiştir. Bu hastalarda böbrek fonksiyonunda ciddi kötüleşme, hastalıkla ilişkili hastaneye yatırılma ve diyaliz gerektiren son evre böbrek hastalığına progresyon dahil ilave ciddi tıbbi komplikasyonlar ortaya çıkmıştır. Tedavinin bırakılmasını takiben SOLIRIS®'in yeniden başlatılmasına rağmen, bir hastada son evre böbrek hastalığına progresyon olmuştur.

          aHÜS hastaları SOLIRIS® ile tedaviyi bırakırsa, şiddetli trombotik mikroanjiyopati komplikasyonlarının bulgu ve belirtileri açısından yakından izlenmelidir. İzleme, SOLIRIS®'in bırakılmasından sonra aHÜS hastalarında şiddetli trombotik mikroanjiyopati komplikasyonlarını önlemek veya öngörmek için yetersiz kalabilir.

          Tedavinin bırakılması sonrasında ciddi trombotik mikroanjiyopati komplikasyonları şu yollarla tanımlanabilir: (i) aşağıdakilerden herhangi birinin iki veya tekrarlı ölçümü: trombosit sayımında tedavi başlangıcına veya SOLIRIS® tedavisi sırasında pik trombosit sayımına kıyasla %25 veya daha fazla azalma; serum kreatinin düzeyinde tedavi başlangıcına veya SOLIRIS® tedavisi sırasındaki en alt değere kıyasla %25 veya daha fazla artış; ya da serum LDH düzeyinde tedavi başlangıcına veya SOLIRIS® tedavisi sırasındaki en alt değere kıyasla

          %25 veya daha fazla artış; ya da (ii) aşağıdakilerden herhangi biri: mental durumda değişiklik

          ya da nöbetler; anjina veya dispne; ya da tromboz.

          SOLIRIS®'in bırakılmasından sonra ciddi trombotik mikroanjiyopati komplikasyonları ortaya çıkarsa, SOLIRIS® tedavisinin yeniden başlatılması, PD/Pİ ile destekleyici bakım ya da diyaliz ile böbrek desteği, mekanik ventilasyon ile solunum desteği veya antikoagülasyon içeren uygun, organa spesifik destekleyici önlemler düşünülmelidir.

          Refrakter jMG Tedavisinin Sonlandırılması:

          Refrakter jMG tedavisinde SOLIRIS® kullanımı sadece kronik uygulamada araştırılmıştır. SOLIRIS® tedavisini sonlandıran hastalar, hastalığın kötüleşme belirti ve semptomları açısından yakından izlenmelidir.

          NMOSB Tedavisinin Sonlandırılması:

          NMOSB tedavisinde SOLIRIS®'in kullanımı sadece kronik uygulamada araştırılmıştır ve SOLIRIS®'in bırakılmasının etkisi karakterize edilmemiştir. SOLIRIS® tedavisini bırakan hastalar, potansiyel NMOSB relapsının bulgu ve belirtileri açısından yakından izlenmelidir.

          Eğitim materyalleri:

          SOLIRIS®'i reçete edecek tüm hekimlerin, reçetelemeye yönelik Kısa Ürün Bilgisi'ne aşina olmaları gerekmektedir. Hekimler SOLIRIS® tedavisinin yararlarını ve risklerini hastalarla tartışmalı ve hastalara hasta kullanma talimatı ve hasta güvenlilik bilgisi kartı vermelidir.

          Hastalara, ateş, ateş ve/veya boyun tutulmasının ya da ışığa duyarlılığın eşlik ettiği baş ağrısı gelişmesi durumunda, acilen tıbbi yardım almaları söylenmelidir; çünkü bu bulgular meningokokkal enfeksiyonun belirtileri olabilir.

          Sodyum içeriği

          Bu tıbbi ürün, 9 mg/mL (%0,9) sodyum klorür enjeksiyonluk çözeltisi ile seyreltildikten sonra, maksimum dozda 240 mL'de 0,88 g sodyum içerir; bu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)'nün bir erişkin için önerilen maksimum günlük 2 g sodyum alımının %44'üne eşdeğerdir.

          Bu tıbbi ürün, 4,5 mg/mL (%0,45) sodyum klorür enjeksiyonluk çözeltisi ile seyreltildikten sonra, maksimum dozda 240 mL'de 0,67 g sodyum içerir; bu, DSÖ'nün bir erişkin için önerilen maksimum günlük 2 g sodyum alımının %33,5'ine eşdeğerdir.

          4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          SOLIRIS® ile herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır. Eculizumabın, rituksimabın kompleman-bağımlı sitotoksisitesi üzerindeki potansiyel inhibitör etkisine dayanarak, eculizumab, rituksimabın beklenen farmakodinamik etkilerini azaltabilir.

          Kronik intravenöz insan immünoglobulin (IVIg) tedavisi, eculizumab gibi monoklonal antikorların endozomal neonatal Fc reseptör (FcRn) geri dönüşüm mekanizmasını etkileyebilir ve böylece serumdaki eculizumab konsantrasyonlarını düşürebilir.

          Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

          Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

          Pediyatrik popülasyon:

          Pediyatrik popülasyona ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

          4.6. Gebelik ve laktasyon

          Gebelik Kategorisi: C

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda gebeliği önlemek için tedavi sırasında ve eculizumab tedavisinin son dozundan sonra en az 5 ay süreyle uygun bir doğum kontrol yönteminin kullanılması göz önünde bulundurulmalıdır.

          Gebelik dönemi

          Eculizumab ile tedavi edilen gebe kadınlarda iyi kontrol edilmiş çalışma bulunmamaktadır. Sınırlı sayıda eculizumaba gebelikte maruz kalma olgularından gelen veriler (300'den az gebelik sonucu), fetal malformasyon veya fetal-neonatal toksisite riskinde artış olmadığını göstermektedir. Bununla birlikte, iyi kontrol edilmiş çalışma bulunmadığından belirsizlikler devam etmektedir. Bu nedenle, gebe kadınlarda eculizumab ile tedaviye başlanmadan önce ve tedavi sırasında her bir birey için risk-yarar analizinin yapılması önerilmektedir. Gebelik sırasında bu tür bir tedavi gerekli görüldüğü takdirde, yerel kılavuzlar doğrultusunda yakından maternal ve fetal takip önerilmektedir.

          Eculizumab ile hayvanlar üzerinde üreme çalışmaları gerçekleştirilmemiştir (bkz. Bölüm 5.3). İnsan IgG'sinin insan plasenta bariyerini geçtiği bilinmektedir ve bu nedenle eculizumab potansiyel olarak fetal dolaşımda terminal kompleman inhibisyonuna yol açabilir. Bu nedenle, SOLIRIS® gebelik döneminde sadece kesin olarak gerekli olduğu durumlarda kullanılmalıdır. Laktasyon dönemi

          Mevcut sınırlı veriler eculizumabın insan sütü ile atılmadığını düşündürdüğünden, emzirilen yenidoğan/bebek üzerinde etki beklenmemektedir. Bununla birlikte, mevcut verilerin sınırlı olmasından dolayı, annenin eculizumaba klinik ihtiyacının yanında emzirmenin gelişim ve sağlık açısından yararları ve emzirilen çocuk üzerinde eculizumaba veya altta yatan maternal duruma bağlı muhtemel advers etkiler göz önünde bulundurulmalıdır.

          Üreme yeteneği/Fertilite

          4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

          SOLIRIS®'in araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde etkisi bulunmamaktadır ya da göz ardı edilebilir etkisi bulunmaktadır.

          4.8. İstenmeyen etkiler

          Güvenlilik profilinin özeti:

          Destekleyici güvenlilik verileri, PNH, aHÜS, refrakter jMG ve NMOSB dahil kompleman aracılı hastalık popülasyonlarında eculizumab maruziyeti olan 1503 hastayı içeren 31 tamamlanmış klinik çalışmadan elde edilmiştir. En yaygın bildirilen advers reaksiyon; baş ağrısı (çoğunlukla başlangıç fazında görülmüştür) ve en ciddi advers reaksiyon meningokokkal sepsistir.

          Aşağıdaki listede spontan raporlardan ve PNH, aHÜS, refrakter jMG ve NMOSB çalışmaları dahil eculizumab ile tamamlanmış klinik çalışmalardan elde edilen advers reaksiyonlar verilmektedir. Eculizumab ile çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥1/1000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (izole raporlar dahil

          <1/10.000), bilinmeyen (eldeki verilerden yola çıkarak tahmin edilemeyen) sıklıklarda bildirilen advers reaksiyonlar sistem organ sınıfına ve tercih edilen terime göre listelenmiştir. Her bir sıklık grubunda advers reaksiyonlar, azalan ciddiyet sırasına göre sunulmaktadır.

          Pazarlama sonrası deneyimin yanı sıra PNH, aHÜS, refrakter jMG ve NMOSB hastaları dahil genel eculizumab klinik çalışmalarında yer alan hastalarda bildirilen advers reaksiyonlar

          Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

          Yaygın:

          Pnömoni, üst solunum yolu enfeksiyonu, bronşit, nazofarenjit, idrar yolu enfeksiyonu, ağızda uçuk

          Yaygın olmayan:

          Meningokokkal enfeksiyonb, sepsis, septik şok, peritonit, alt solunum yolu enfeksiyonu, mantar enfeksiyonu, viral enfeksiyon, apsea, selülit, influenza, gastrointestinal enfeksiyon, sistit, enfeksiyon, sinüzit

          Seyrek:

          Aspergillus enfeksiyonuc, bakteriyel artritc, genitoüriner sistem gonokokkal enfeksiyonu,

          Haemophilus influenzae enfeksiyonu, impetigo, dişeti enfeksiyonu

          (Kist ve polipler de dahil olmak üzere) iyi huylu ve kötü huylu neoplazmlar

          Seyrek:

          Malign melanom, miyelodisplastik sendrom

          Kan ve lenf sistemi hastalıkları

          Yaygın:

          Lökopeni, anemi

          Yaygın olmayan:

          Trombositopeni, lenfopeni

          Seyrek:

          Hemoliz*, anormal pıhtılaşma faktörü, eritrosit aglütinasyonu, koagülopati

          Bağışıklık sistemi hastalıkları

          Yaygın olmayan:

          Anafilaktik reaksiyon, hipersensitivite

          Endokrin hastalıklar

          Seyrek:

          Basedow hastalığı

          Metabolizma ve beslenme hastalıkları

          Yaygın olmayan:

          İştah kaybı

          Psikiyatrik hastalıklar

          Yaygın:

          İnsomnia

          Yaygın olmayan:

          Depresyon, anksiyete, davranış değişiklikleri

          Seyrek:

          Anormal rüyalar, uyku bozukluğu

          Sinir sistemi hastalıkları

          Çok yaygın:

          Baş ağrısı

          Yaygın:

          Sersemlik hali, tat alma duyusunda bozukluk

          Yaygın olmayan: Parestezi, tremor

          Seyrek:

          Senkop

          Göz hastalıkları Yaygın olmayan: Bulanık görme

          Seyrek:

          Konjonktival irritasyon

          Kulak ve iç kulak hastalıkları

          Yaygın olmayan:

          Kulak çınlaması, vertigo

          Kardiyak hastalıklar

          Yaygın olmayan:

          Palpitasyon

          Vasküler hastalıklar

          Yaygın:

          Hipertansiyon

          Yaygın olmayan:

          Akselere hipertansiyon, hipotansiyon, sıcak basması, venöz bozukluk

          Seyrek:

          Hematom

          Solunum, göğüs ile ilgili bozukluklar ve mediastinal hastalıklar

          Yaygın:

          Öksürük, orofaringeal ağrı

          Yaygın olmayan:

          Dispne, epistaksis, boğazda irritasyon, nazal konjesyon, rinore

          Gastrointestinal hastalıklar

          Yaygın:

          Diyare, kusma, bulantı, abdominal ağrı

          Yaygın olmayan:

          Konstipasyon, dispepsi, abdominal distansiyon

          Seyrek:

          Gastroözofajiyal reflü hastalığı, dişeti ağrısı

          Hepatobilier hastalıklar

          Seyrek:

          Sarılık

          Deri ve deri altı doku hastalıkları

          Yaygın:

          Döküntü, kaşıntı, alopesi

          Yaygın olmayan:

          Ürtiker, eritem, peteşi, hiperhidroz, cilt kuruması

          Seyrek:

          Dermatit, deride pigment kaybı

          Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları

          Yaygın:

          Artralji, miyalji

          Yaygın olmayan:

          Seyrek:

          Trismus

          Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

          Yaygın olmayan:

          Böbrek yetmezliği, dizüri, hematüri

          Üreme sistemi ve meme hastalıkları

          Yaygın olmayan:

          Spontan penil ereksiyon

          Seyrek:

          Menstrüel bozukluk

          Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

          Yaygın:

          Ateş, yorgunluk, grip benzeri hastalık

          Yaygın olmayan:

          Ödem, göğüste rahatsızlık, asteni, göğüs ağrısı, infüzyon yerinde ağrı, ürperme

          Seyrek:

          Ekstravazasyon, infüzyon yerinde parestezi, sıcak hissetme

          Araştırmalar

          Yaygın olmayan:

          Alanin aminotransferazda artış, aspartat aminotransferazda artış, gama-glutamil transferazda

          artış, hematokritte azalma, hemoglobinde azalma

          Seyrek:

          Coombs testi pozitifliğic

          Yaralanma, zehirlenme ve prosedürel komplikasyonlar

          Yaygın olmayan:

          İnfüzyonla ilişkili reaksiyon

          Dahil edilen çalışmalar: Asthma (C07-002), aHUS(C08-002, C08-003, C10-003, C10-004), Dermatomyositis (C99-006), gMG (C08-001, ECU-MG-301, ECU-MG-302), Neuromyelitis Optica Spectrum Disorder (ECU-NMO-301), IMG (C99-004, E99-004), PNH (C02-001, C04-001, C04-002, C06-002, C07-001, E02-001, E05-001, E07-001, M07-005, X03-001, X03-001A), Psoriasis (C99-007), RA (C01-004, C97-001, C99-001, E01-004, E99-001), STEC-HUS (C11-001), SLE (C97-002). MedDRA version 21.0.

          * Seçili advers reaksiyonların tanımı alt başlığına bakınız.

          a Apse aşağıdaki tercih edilen terimler grubunu içerir: Kol ve bacaklarda apse, Kolonik apse,

          Renal apse, Subkütan apse, Diş apsesi, Hepatosplenik apse, Perirektal apse, Rektal apse.

          b Meningokok enfeksiyonu aşağıdaki tercih edilen terimler grubunu içerir: Meningokokkal enfeksiyon, Meningokokkal sepsis, Meningokokkal menenjit, Neisseria enfeksiyonu.

          c Pazarlama sonrası raporlarında tanımlanan advers reaksiyonlar

          Seçili advers reaksiyonların tanımı:

          Tüm klinik çalışmalarda, en ciddi advers reaksiyon SOLIRIS® ile tedavi edilen hastalarda meningokokkal enfeksiyonların yaygın belirtisi olan meningokokkal sepsistir (bkz. Bölüm 4.4).

          Neisseria gonorrhoeae, Neisseria sicca/subflava, Neisseria spp (belirtilmemiş) ile sepsis dahil

          Neisseria türlerine dair diğer vakalar bildirilmiştir.

          PNH'li hastaların %2'sinde ELISA yöntemi kullanılarak, aHÜS'lü hastaların %3'ünde ve NMOSB'li hastaların %2'sinde ECL köprü formatı testi kullanılarak SOLIRIS®'e karşı antikorlar belirlenmiştir. Refrakter jMG plasebo kontrollü çalışmalarda, herhangi bir anti-ilaç antikoru gözlenmemiştir. Tüm proteinlerde olduğu gibi, immünojenisite olasılığı bulunmaktadır.

          PNH klinik çalışmalarında SOLIRIS® dozunun unutulduğu ya da geciktirildiği durumlarda

          hemoliz olguları bildirilmiştir (ayrıca bkz. Bölüm 4.4).

          aHÜS klinik çalışmalarında SOLIRIS® dozunun unutulduğu ya da geciktirildiği durumlarda trombotik mikroanjiyopati olguları bildirilmiştir (ayrıca bkz. Bölüm 4.4).

          Diğer hastalıkları olan hastalar:

          Diğer Klinik Çalışmalardan Elde Edilen Güvenlilik Verileri

          PNH, aHÜS, refrakter jMG veya NMOSB dışındaki diğer hastalık popülasyonlarına ait ve eculizumaba maruz bırakılmış 934 hastayı kapsayan 12 tamamlanmış klinik çalışmadan destekleyici güvenlilik verileri elde edilmiştir. İdiyopatik membranöz glomerülonefropati tanısı konan ve meningokokkal menenjit geçirmiş aşılanmamış bir hasta mevcuttur. PNH, aHÜS, refrakter jMG veya NMOSB dışındaki hastalıkları olan hastalarda bildirilen advers reaksiyonlar, PNH, aHÜS, refrakter jMG veya NMOSB hastalarında bildirilenler ile benzer olmuştur (bkz. yukarıdaki advers reaksiyon listesi). Bu klinik çalışmalardan herhangi bir spesifik advers reaksiyon ortaya çıkmamıştır.

          Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

          Pediyatrik popülasyon:

          Pediyatrik PNH Çalışması M07-005'e dahil edilmiş, çocukluk çağındaki ve ergen PNH hastalarında (11 ila 18 yaş), erişkin PNH hastalarında gözlenene benzer bir güvenlilik profili gözlenmiştir. Pediyatrik hastalarda bildirilen en yaygın advers reaksiyon baş ağrısı olmuştur.

          C08-002, C08-003, C09-001r ve C10-003 aHÜS çalışmalarına dahil edilen pediyatrik aHÜS hastalarında (2 ay ila 18 yaş) güvenlilik profilinin, erişkin aHÜS hastalarında gözlenen ile benzer olduğu görülmüştür. Farklı pediyatrik yaş alt gruplarında güvenlilik profillerinin benzer olduğu görülmüştür.

          SOLIRIS® pediyatrik refrakter jMG ve NMOSB hastalarda çalışılmamıştır.

          Geriyatrik popülasyon:

          Yaşlı (65 yaş ve üzeri) ve daha genç refrakter jMG hastaları (65 yaş altı) arasında güvenlilik açısından herhangi bir farklılık bildirilmemiştir (bkz. Bölüm 5.1).

          Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

          Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleğime nsuplarınınherhangibirşüp heli advers reaksiyonu Türkiye

          Farmakovijilans Merkezine (TÜFAM) bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

          Doz aşımı vakası bildirilmemiştir.

          Dış Gebelik Dış Gebelik Dış gebelik, her 100 gebelikten birini etkileyen, sık görülen ve ölüme sebep olabilecek bir durumdur. Bu, döllenen yumurta, rahimin dışına yerleşirse, oluşan bir durumdur. Gebelik ilerledikçe, ağrıya ve kanamalara sebep olur. Doğum Sonrası Depresyonu Doğum Sonrası Depresyonu Doğum sonrası depresyonu, doğumdan sonra her on kadından biri tarafından tecrübe edilen stresli bir durumdur.