CEPHAXON IM 1000 mg 1 flakon Kısa Ürün Bilgisi

Seftriakson }

Enfeksiyona Karşı Kullanılan (Antienfektif) İlaçlar > Diğer BetaLaktam Antibakteriyeller > Seftriakson
Toprak İlaç ve Kimyevi Maddeler Sanayi ve Ticaret A.Ş. | 17 November  2011

Lütfen PDF Dosyasına bakınız.


3.   FARMASÖTİK FORMU

Enjeksiyon için toz (çözücü ampulü ile birlikte)

Renksiz cam flakonlar içinde krem renkli akıcı toz


  • 4.1. Terapötik endikasyonlar

    CEPHAXON’a duyarlı patojenlerin neden olduğu enfeksiyonlar:

    • -   Sepsis,

    • -  Menejit

    • -  Dissemine Lyme borreliosis’i (hastalığın erken ve geç evreleri),

    • -  Abdominal enfeksiyonlar (peritonit, safra ve gastrointestinal sistem (enfeksiyonları)

    • -  Kemik, eklem, yumuşak doku, cilt ve yara enfeksiyonları,

    • -  İmmün sistem bozukluğuna bağlı enfeksiyonlar,

    • -  Böbrek ve idrar yolları enfeksiyonları,

    • -  Solunum yolları enfeksiyonları, özellikle pnömoni, kulak-burun-boğaz enfeksiyonları, akut bakteriyel komplike olmayan otitis media,

    • -  Gonore dahil olmak üzere genital enfeksiyonlar,

    • 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;

      Standart doz

      Yetişkinler ve 12 yaşından büyük çocuklar:

      Normal olarak günde tek doz 1-2 g (24 saatte bir) CEPHAXON’dur. Ağır vakalarda veya orta derecede duyarlı organizmaların neden olduğu enfeksiyonlarda günde tek doz, 4 g’a çıkabilir.

      Tedavi süresi:

      Tedavi süresi hastalığın seyrine göre değişir. Genellikle bütün antibiyotik tedavilerinde olduğu gibi, hastanın ateşi düştükten veya bakteriyel eradikasyon sağlandıktan sonra en az 48-72 saat CEPHAXON tedavisine devam edilmelidir.

      Kombine tedavi:

      Deneysel koşullar, birçok gram-negatif bakterilere karşı CEPHAXON ile aminoglikozidler arasında sinerji olduğunu göstermektedir. Bu tür kombinasyonlarda aktivite artışı her zaman kesin olmasa da, Pseudomonas aeruginosa gibi patojenlerin neden olduğu ciddi ve hayatı tehdit eden enfeksiyonlarda CEPHAXON ile aminoglikozidler kombine edilebilinir. Ancak bu iki ilaç, aralarındaki fiziksel geçimsizlik nedeniyle önerilen dozlarda ayrı ayrı uygulanmalıdır.

      Menenjit: Bebek ve çocuklardaki bakteriyel menenjitte tedaviye günde tek doz 100 mg/kg (4 g aşılmamalıdır) ile başlanır. Etken organizmalar belirlenip duyarlılık testleri yapıldıktan sonra, gerekirse doz azaltılabilir. En iyi tedavi sonuçları aşağıdaki tedavi sürelerinde elde edilmiştir:

      Neisseria meningitidis: 4 gün

      Haemophilus influenzae: 6 gün

      Streptococcus pneumoniae: 7 gün

      Lyme borreliosis: Çocuk ve yetişkinlerde, 14 gün boyunca günde tek doz olarak 50 mg/kg ile en fazla 2 g arasında uygulanır.

      Gonore: Gonore (penisilinaz üreten ve üretmeyen suşlar) tedavisinde IM olarak 250 mg tek doz CEPHAXON önerilir.

      Preoperatif profilaksi: Enfeksiyon riskine bağlı olarak operasyondan 30-90 dakika önce 1-2 g’lık tek doz CEPHAXON uygulaması önerilir. Kolorektal cerrahide, CEPHAXON’un tek başına veya ornidazol gibi 5-nitroimidazol türevinin birlikte (ayrı ayrı verilerek) uygulanmasının etkili olduğu kanıtlanmıştır.

      Uygulama şekli:

      CEPHAXON çözeltisi hazırlandıktan hemen sonra kullanılmalıdır.

      CEPHAXON, intramüsküler injeksiyon ile uygulama içindir. Bir bölgeye 1 gramdan daha fazla enjeksiyon yapılmaması önerilmektedir.

      Lidokain çözeltisi kesinlikle intravenöz olarak uygulanmamalıdır.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

      Sadece böbrek fonksiyon bozukluğu olan, karaciğer fonksiyonları normal hastalarda CEPHAXON dozunu azaltmaya gerek yoktur. Ancak preterminal safhada böbrek yetmezliği olanlarda (kreatinin klirensi <10 ml/dakika) CEPHAXON dozu günde 2 g’ı aşmamalıdır. Sadece karaciğer hasrı olan, böbrek fonksiyonları normal hastalarda CEPHAXON dozunu azaltmaya gerek yoktur.

      Ciddi böbrek ve karaciğer fonksiyon bozukluklarının bir arada görüldüğü vakalarda, seftriakson plazma konsantrasyonları düzenli olarak kontrol edilmeli ve gerektiğinde doz ayarlaması yapılmalıdır. Diyalize alınan hastalara diyaliz sonrasında supleman olarak ilave dozlara gerek yoktur. Ancak bu hastalarda eliminasyon oranı değişmiş olabileceğinden doz ayarlamasının gerekli olup olmadığını belirlemek için serum konsantrasyonları kontrol edilmelidir.

      Pediyatrik popülasyon:

      Yenidoğan, bebek ve 12 yaşından küçük çocuklarda: Aşağıdaki belirtilen doz şeması günde tek dozda uygulanır.

      Yenidoğanlar (14 günlüğe kadar): Günde tek doz 20-50 mg/kg vücut ağırlığı; günlük doz 50 mg/kg’ı aşmamalıdır. Prematüre ve matür bebekler için farklı uygulama gerekli değildir.

      Seftriakson ve intravenöz kalsiyum içeren ürünlerin eş zamanlı olarak yenidoğanlarda (≤ 28 gün) kullanımı kontrendikedir. Kalsiyum içeren intravenöz ürünleri kullanan (veya bu ürünleri kullanması beklenen) yeni doğanlarda CEPHAXON kullanılmamalıdır (Bkz:

      • 4.3. Kontrendikasyonlar

        Bebek ve çocuklar (15 günlükten 12 yaşına kadar): Günde tek doz 20-80 mg/kg.

        Vücut ağırlığı 50 kg ve üstünde olan normal çocuklarda normal yetişkin dozu kullanılmalıdır. Akut bakteriyel komplike olmayan otitis media tedavisi için 50 mg/kg dozunda (1 g’ı aşmamak koşuluyla) tek uygulama önerilmektedir (single-shot therapy).

        Geriyatrik popülasyon:

        Geriyatrik hastalarda, yetişkinler için önerilen dozlar kullanılır.

        • 4.3. Kontrendikasyonlar

        CEPHAXON sefalosporin sınıfı antibiyotiklere karşı aşırı hassasiyeti olan hastalarda kontrendikedir.

        Penisiline karşı aşırı hassas hastalarda çapraz alerjik reaksiyonların görülebileceği unutulmamalıdır.

        Seftriakson veya ilacın içerdiği yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda CEPHAXON kullanımı kontrendikedir.

        Hiperbilirubinemili yeni doğanlar ve prematüre yeni doğanlar seftriakson ile tedavi edilmemelidir. İn vitro çalışmalar seftriaksonun bilirubini serum albumininden ayırabildiğini ve bu hastalarda bilirubin ensefalopatisi gelişebileceğini göstermiştir.

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        Diğer sefalosporinlerde olduğu gibi, sefalosporinlere karşı alerjisi olduğu bilinmeyen ya da daha önceden alerjik reaksiyon geçirmeyen kişilerde dahi ölümcül olabilen anafilaktik reaksiyonlar bildirilmiştir.

        CEPHAXON gibi sefalosporin sınıfı antibakteriyel ilaç kullanan çocuk ve yetişkin hastalarda immün-sistem aracılı hemolitik anemi olguları gözlenmiştir.

        Seftriakson tedavisi sırasında anemi görülürse sefalosporine bağlı anemi tanısı göz önünde bulundurulmalıdır ve hastalığın etyolojisi tespit edilene kadar tedavi durdurulmalıdır.

        Clostridium difficile kaynaklı diyare (CDAD) CEPHAXON dahil hemen hemen tüm anti bakteriyel ajanların kullanımı ile bildirilmiştir. Antibakteriyel maddelerle tedavi kolonun normal florasını değiştirerek C. Difficile’nin aşırı çoğalmasına yol açmaktadır.

        C. difficile, CDAD gelişime katkıda bulunan A ve B toksinlerini meydana getirmektedir. Bu enfeksiyonlar antimikrobiyal tedaviye dirençli olduğundan ve kolektomi yapılmasını gerektirebildiğinden, C. difficile’in aşırı toksin üreten suşları artan morbidite ve mortaliteye neden olabilmektedir. Antibiyotik kullanımının ardından diyare görülen tüm hastalarda CDAD düşünülmelidir. CDAD’ın antimikrobiyal maddelerin uygulanmasının ardından iki aya kadar görülebildiği bildirildiğinden, dikkatli tıbbi anamnez önemlidir.

        Eğer CDAD’dan şüpheleniliyor veya bu durum doğrulanmış ise, doğrudan C. difficile’ye yönelik olmayan antibiyotik tedavisinin kesilmesi gerekebilir. Klinik olarak gerekli olması durumunda gerekli sıvı ve elektrolit yöntemi,protein desteği, antibiyotikle C. difficile tedavisi ve cerrahi değerlendirme yapılmalıdır.

        Antibiyotik ilişkili diyare, kolit veya psödomembranöz vakaları seftriakson kullanımında bildirilmiştir. Ciddi veya kanlı diyare görüldüğünde tedavi sonlandırılmalıdır. Gastrointestinal bir hastalığı olan veya daha önce kolit hikayesi olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Diğer sefalosporinlerde gözlendiği gibi seftriaksonun uzun süreli kullanılması duyarlı olmayan organizmaların (Enterococcus ve Candida türleri gibi) gelişmesine yol açabilir.

        Günümüzde bilimsel veriler, seftriakson veya kalsiyum içeren çözeltilerle veya diğer kalsiyum içeren ürünlerle tedavi edilen neonatlar haricindeki hastalarda herhangi bir intravasküler çökelti bildirimi olmamıştır. Ancak, seftriakson farklı infüzyon yollarından olsa dahi hiçbir hastaya kalsiyum içeren çözeltilerle birlikte veya bunlarla karıştırılarak verilmemelidir (Bkz. 4.3. Kontrendikasyonlar).

        Diğer antibakteriyel ilaçlarda olduğu gibi, duyarlı olmayan mikroorganizmaların neden olduğu süper enfeksiyonlarla karşılaşılabilir.

        Önerilenden daha yüksek doz uygulanan vakalarda, safra kesesi ultrasonografisinde safra taşını düşündüren gölgeler belirlenmiştir. Bu gölgeler CEPHAXON tedavisinin tamamlanması veya ara verilmesi sonucu kaybolan kalsiyum seftriakson çökeltileridir. Bu bulgulara, nadiren semptomlar da eşlik edebilir. Semptomatik vakalarda, cerrahi olmayan, konservatif tedavi önerilmektedir.

        Semptomatik vakalarda CEPHAXON tedavisinin sonlandırılmasında hekim karar verir. CEPHAXON ile tedavi gören hastalarda safra tıkanmasına bağlı olması muhtemel pankreatit vakaları nadiren bildirilmiştir. Hastaların çoğunda, daha önceden uygulanmış majör bir tedavi, şiddetli hastalık ve tam parenteral beslenme gibi safra stazı ve safra tortusu gibi durumlar oluşturabilecek risk faktörleri bulunmakta idi. Safra çökmesiyle ilgili olarak, CEPHAXON’un başlangıç etkisi yaratıcı veya kofaktör rolü göz ardı edilmemelidir.

        Yenidoğan, bebek ve çocuklarda CEPHAXON’un güven ve etkinliği 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli bölümünde açıklanan dozlarla belirlenmiştir. Çalışmalar, diğer sefalosporinlerin olduğu gibi, seftriaksonun da bilirubini serum albümininden ayırabildiğini göstermiştir. Bu nedenle hiperbilirubbinenili yenidoğanların CEPHAXON ile tedavisi sırasında bu noktaya dikkat edilmelidir. Bilirubi ensefalopatisi gelişme riski bulunan yenidoğanlarda (özellikle prematürelerde) CEPHAXON kullanılmamalıdır. Uzun süreli tedavilerde kan tablosu düzenli olarak kontrol edilmelidir. Duyarlı kişilerde aşırı duyarlılık reaksiyonları gelişebilir.

        Tanı testleri üzerindeki etkisi:

        CEPHAXON tedavisi gören hastalarda Coombs testi nadiren de olsa yalancı pozitiflik verebilir. Diğer antibiyotiklerde olduğu gibi CEPHAXON da galaktozemi testinde yalancı pozitif sonuca neden olabilir. Benzer şekilde, idrarda glikoz tayini için kullanılan enzimatik olmayan testlerde de yalancı pozitif sonuç alınabilir. Bu nedenle, CEPHAXON tedavisi sırasında idrarda glikoz tayini enzimatik testlerle yapılmalıdır.

        Pediyatri:

        Term ve preterm bebeklerin akciğer ve böbreklerinde ölümcül olan seftriakson-kalsiyum çökeltileri bildirilmiştir. 28 günden büyük hastalarda seftriakson ve kalsiyum içeren ürünler ardışık olarak kullanılabilir.

        Bu durumda infüzyon yolu uygun sıvılar verilerek iyice yıkanmalıdır. Seftriakson hiçbir yaş grubunda intravenöz kalsiyum içeren solüsyonlarla aynı anda bir “Y-seti” kullanılarak verilmemelidir. Seftriakson Ringer ve Hartmann solüsyonu gibi kalsiyum içeren solüsyonlarla veya kalsiyum içeren parenteral beslenme solüsyonu ile sulandırılmamalı veya karıştırılmamalıdır. İntravenöz seftriakson ve oral kalsiyum içeren ürünler arasında veya intramüsküler seftriakson ile intravenöz veya oral kalsiyum içeren arasındaki etkileşim konusunda henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır.

        Bu tıbbi ürün her bir flakonda 82,95 mg sodyum ihtiva eder. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar göz önünde bulundurulmalıdır.

        • 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşimler

        Şimdiye kadar, yüksek doz CEPHAXON ile güçlü diüretiklerin (örneğin, furosemid) aynı anda uygulanması sonucu herhangi bir böbrek fonksiyon bozukluğuna rastlanmamıştır.

        CEPHAXON’un, aminoglikozidlerin renal toksisitesini arttırdığına ilişkin bir bulgu yoktur.

        CEPHAXON uygulamasının ardından alkol alındığında disülfiram benzeri etkiler gözlenmemiştir.

        Seftriaksonun kimyasal yapısında diğer bazı sefalosporinlerde bulunan, etanol intoleransı ve kanama sorunlarına neden olabilen N-metiltiotetrazol bulunmaz.

        CEPHAXON’un eliminasyonu probenesid ile etkilenmez.

        In vitro bir çalışmada, kloramfenikol ve seftriakson kombinasyonunun antagonist etki gösterdiği saptanmıştır.

        Literatür raporlarına göre, seftriakson amsakrin, vankomisin, flukonazol ve aminoglikozidlerle geçimsizdir.

        Çökelti oluşabileceğinden; CEPHAXON flakonları sulandırmak veya sulandırılmış bir flakonu IV uygulamak için seyreltmek üzere Ringer çözeltisi veya Hartmann çözeltisi gibi kalsiyum içeren çözücüler kullanmayınız. Ayrıca, CEPHAXON aynı IV uygulama hattında kalsiyum içeren çözeltilerle karıştırıldığında da seftriakson-kalsiyum çökeltisi meydana gelebilir.

        CEPHAXON bir Y-bölgesinden parenteral beslenme gibi sürekli kalsiyum içeren infüzyonlar da dahil olmak üzere eş zamanlı olarak kalsiyum içeren IV çözeltilerle birlikte uygulanmamalıdır. Ancak, neonatlar dışındaki hastalarda, CEPHAXON ve kalsiyum içeren çözeltiler infüzyonlar arasında infüzyon hatlarının uygun bir sıvıyla çok iyi yıkanması şartı ile, birbirinin ardından sıralı olarak uygulanabilir.

        CEPHAXON tedavisi gören hastalarda Coombs testi nadiren de olsa yalancı pozitiflik verebilir. Diğer antibiyotiklerde olduğu gibi CEPHAXON da galaktozemi testinde yalancı pozitif sonucuna neden olabilir. Benzer şekilde, idrarda glikoz tayini için kullanılan enzimatik olmayan testlerde de yalancı pozitif sonuçlar alınabilir. Bu nedenle, CEPHAXON tedavisi sırasında idrarda glikoz tayini enzimatik testlerle yapılmalıdır.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        Gebelik kategorisi: B

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda CEPHAXON kullanımına ilişkin klinik veri mevcut değildir.

        Ancak, seftriakson hormonal kontraseptif ilaçların etkinliği üzerinde ters etki gösterme olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle, hastalara seftriakson tedavisi sırasında veya tedaviyi takip eden ilk ay destekleyici ve hormonal olmayan kontraseptif önlemlerin kullanılması önerilmektedir.

        Gebelik dönemi

        Seftriakson plasenta engelini aşar. İnsanda gebelikte kullanımının güvenirliliği henüz kesinleşmemiştir. Hayvanlarda yürütülen üreme çalışmaları embriyotoksisite, fetotoksisite, teratojenisite veya doğumda, perinatal ve postnatal gelişimde erkek veya dişi fertilitesinde olumsuz etkiler göstermemiştir. Primatlarda embriyotoksisite veya teratojenisite gözlenmemiştir.

        Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.

        Laktasyon dönemi

        Laktasyon anne sütüne küçük miktarlarda da olsa geçtiği için, emziren annelerde bu durumun göz önünde bulundurulması önerilmektedir.

        Üreme yeteneği / Fertilite:

        4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (≥ 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

        CEPHAXON kullanımı sırasında kendiliğinden veya ilacın kesilmesiyle ortadan kalktığı gözlenen yan etkiler aşağıda belirtilmiştir.

        Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

        Seyrek: Genital bölgede mikoz

        Değişik bölgelerde maya, mantar veya diğer dirençli organizmalarla görülen süperenfeksiyonlar.

        Kan ve lenf sistemi hastalıkları

        Seyrek: Nötropeni, eozinofili, lökopeni, granülositopeni, hemolitik anemiyi de içeren anemi, trombositopeni, protrombin zamanında hafif uzama.

        Çok seyrek: Koagülasyon bozuklukları

        Çoğunluğu 10 günlük tedavi sonucunda ve toplam 20 g veya daha yüksek dozların uygulanmasından sonra bazı tek tük agranülositoz vakaları (< 500/mm3) bildirilmiştir.

        Bağışıklık sistemi hastalıkları

        Seyrek: Anafilaktik (örn. bronkospazm) veya anafilaktoid reaksiyonlar

        Sinir sistemi hastalıkları

        Seyrek: Baş ağrısı ve baş dönmesi

        Gastrointestinal hastalıkları

        Yaygın: Yumuşak dışkı ya da ishal, bulantı, kusma

        Seyrek: Stomatit ve glossit. Bu yan etkiler genellikle hafiftir ve tedavi sırasında veya tedavinin sonlanmasının ardından çoğunlukla kaybolurlar.

        Çok seyrek (izole vakalar): Psödomembranöz kolit (çoğunlukla Clostridium difficile’nin neden olduğu), pankreatit (olasılıkla safra kanalının kasılmasından bağlı gelişir). Bu nedenle, antibakteriyel tedaviye bağlı diyare görülen kişilerde, safra hastalığı ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.

        Hepato-bilier hastalıkları

        Seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış (AST, ALT, alkalin fosfataz)

        Özellikle önerilen standart dozun üzerinde ilaç alan kişilerde seftriakson-kalsiyum tuzu çökelmesi gözlemlenmiştir. Prospektif çalışmalar, çocuklarda IV uygulama ile çökelme insidanda değişkenlik göstermiştir ve yavaş infüzyon yöntemi ile (20-30 dk) çökelme insidansının azalması beklenmektedir. Genelde asemptomatik olan bu olaya nadiren ağrı, bulantı, kusma gibi klinik semptomlarda eşlik etmiştir. Seftriakson tedavisi sonlandırıldığında çökelme ortadan kalkmaktadır.

        Deri ve deri altı doku hastalıkları

        Yaygın olmayan: Makülopapülar raş, ekzantem gibi alerjik deri reaksiyonları veya alerjik dermatit, kaşıntı, ürtiker, ödem.

        Çok seyrek: İzole vakalarda eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu veya Lyell’s sendromu / toksik epidermal nekroliz

        Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

        Seyrek: Serum kreatininde artış, oligüri, glikozüri, hematüri.

        Çok seyrek: İzole raporlarda, çoğunluğu 3 yaşından büyük, yüksek doz (örn. ≥ 80 mg/kg/gün) veya toplam 10 g’ı aşan dozlarda tedavi gören ve diğer risk faktörlerini gösteren (örn. sıvı kısıtlamaları, yatağa bağımlılık vs) çocuklarda renal presipitasyon bildirilmiştir. Ancak ilaç kesildiği takdirde presipitasyon ortadan kalkar. Bu olaya böbrek yetmezliği ve anürinin eşlik ettiği gözlenmiştir.

        Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları

        Seyrek: Ateş, rigor, flebilit ve IV uygulamaya bağlı olarak enjeksiyon bölgesinde ağrı. Ağrı, en az 2-4 dk sürede ve yavaş enjeksiyon uygulaması ile minimum düzeye inebilir.

        Lidokain çözeltisi olmadan intramüsküler enjeksiyon ağrılıdır.

        Araştırmalar: Kalsiyum ile etkileşim

        Şüpheli advers reaksiyonlarının raporlanması

        4.9. Doz aşımı ve tedavisi

        Doz aşımında bulantı, kusma veya diyare görülebilir. İlaç konsantrasyonu hemodiyaliz veya periton diyalizle azaltılamaz. Spesifik bir antidot bulunmamaktadır. Doz aşımı tedavisi semptomatik olmalıdır.


        • 5.1. Farmakodinamik özellikler

          Farmakoterapötik grup: Diğer beta-laktam antibiyotikleri (3. Kuşak sefalosporinler)

          ATC kodu: J01DD04

          Seftriakson, hücre duvarı sentezini inhibe ederek bakterisid etki gösterir. Seftriakson, gram-negatif ve gram-pozitif mikroorganizmaların büyük bir kısmında in vitro etkilidir. Seftriakson, gram-pozitif ve gram-negatif bakterilerin penisilinaz ve sefalosporinazlarına, β-laktamazların çoğuna karşı yüksek oranda stabildir.

          Seftriakson aşağıdaki mikroorganizmalara karşı in vitro ve klinik enfeksiyonlarda etkilidir (Endikasyonları bölümüne bakınız).

          Gram-pozitif aeroblar:

          Metisiline duyarlı Staphyylococcus aureus1, metisiline duyarlı koagülaz-negatif stafilokoklar1 (S. Epidermis gibi), Streptococcus pyogenes (A grubu, β-hemolitik), Streptococcus agalactiae (B grubu, β-hemolitik), β-hemolitik streptokoklar (A ve B grubuna dahil olmayan,), Streptococcus viridans1, Streptococcus bovis, Streptococcus pneumoniae1.

          1: Hem in vitro, hem de in vivo olarak seftriaksona duyarlılık göstermiş olan türler

          Not: Metisiline dirençli koagülaz negatif Staphylococcus suşları, seftriakson da dahil olmak üzere, sefalosporinlere karşı direçlidir. Genel olarak Enterococcus faecalis, Enterococcus faecium ve Listeria monocytogenes de dirençlidir.

          Metisiline dirençli koagülaz negatif Staphylococcus türleri (S. Epidermis gibi) doğal olarak dirençli organizmalardır.

          Gram–negatif aeroblar:

          +Acinetobacter türleri (Acinetobacter lwoffi, Acinetobacter anitratus [özellikle A. baumanii]*, Acinetobacter calcoaceticus)1, Aeromonas hydrophila, Alcaligenes faecalis, Alcaligenes odorans, Alcaligenes benzeri türleri, Borrelia burgdorferi, Capnocytophaga türleri, Citrobacter türleri (Citrobacter diversus [C. amalonaticus dahil] Citrobacter freundii**), Escherichia coli1, +Enterobacter aerogenes1*, +Enterobacter cloacae1*, +Enterobacter türleri (diğer)1*, Haemophilus ducreyi, Haemophilus influenzae (beta-laktamaz pozitif izolatları1 dahil), Haemophilus parainfluenzae1, Hafinia alvei, Klebsiella türleri1 (Klebsiella oxytoca, Klebsiella pneumoniae**), Moraxella  catarrhalis1

          (Branhamella catarrhalis), Moraxella osloensis, Moraxella türleri (diğer), Morganella morganii1, Neisseria gonorrhoea1 (penisilin dirençli izolatları), Neisseria meningitidis1, Pasteurella multocida, Plesiomonas shigelloides, Proteus türleri1 (Proteus mirabilis1, Proteus penneri*, Proteus vulgaris1*), Pseudomonas fluorescens*, Pseudomonas türleri (diğer)*, Providentia rettgeri*, Providentia türleri (diğer), Salmonella typhi, Salmonella türleri (tifoid olmayan), Serratia türleri1 (Serratia marsescens*), Serratia türleri (diğer)*, Shigella türleri, Vibrio türleri, Yersinia enterocolitica, Yersinia türleri (diğer)

          1: Hem in vitro, hem de in vivo olarak seftriaksona duyarlılık göstermiş olan türler

          * Bu türlerin izole edilen bazı suşları, özellikle kromozomal β-laktamaz üreterak seftriaksona direnç göstermektedir.

          **Bu türlerin izole edilen bazı suşları, özellikle genişletilmiş spektrumlu ve plazmide bağlı β-laktamaz üreterek seftriaksona direnç göstermektedir.

          +: Bir veya birden fazla Avrupa birliği bölgesinde yüksek direnç oranlarının gözlendiği türler, mikroorganizmaların duyarlı olup olmama olasılığı konusunda tahmini bir kılavuz niteliği taşımaktadır.

          Not: Yukarıdaki organizmaların, amino- ve üreido-penisilinler, eski sefalosporinler ve amnoglikozidler gibi diğer antibiyotiklere karşı multipl direnç gösteren birçok suşu, seftriaksona duyarlıdır. Treponema pallidum, in vitro çalışmalar ve hayvan deneylerinde duyarlı bulunmuştur. Klinik çalışmalar, primer ve sekonder sifilizin seftriakson tedavisine iyi cevap verdiğini göstermektedir. Birkaç istisna dışında, klinikte izole edilen P. Aeruginosa+ suşları seftriaksona dirençlidir.

          Listeria monocytogenes, Mycoplasma türleri, Stenotrophomanas maltophilia, Ureplasma urealyticum, Chlamydia türleri de seftriaksona doğal olarak dirençli organizmalardır.

          Anaerob organizmalar:

          Bacteroides türleri (safraya duyarlı)*, Clostridium türleri (C. difficile grubu hariç), Fusobacterium nucleatum, Fusobacterium türleri (diğer), Gaffkia anaerobica (peptococcus), Peptostreptococcus türleri1.

          1: Hem in vitro, hem de in vivo olarak seftriaksona duyarlılık göstermiş olan türler

          *Bu türlerin izole edilen bazı suşları, β- laktamaz üreterek seftriaksona direnç göstermektedir.

          Not: β- laktamaz üreten Bacteroides türlerinin birçoğu (özellikle B. Fragilis) dirençlidir. Clostridium difficile dirençlidir.

          Sınır değerleri:

          Seftriaksona duyarlılık tayini, disk difüzyon testi, agar veya besiyeri dilüsyon testi gibi “National Committee for Clinical Laboratory Standards” (NCCLS) (Klinik laboratuar Standartları Ulusal Komitesi) tarafından önerilen standart teknikler kullanılarak yapılabilir.

          Aşağıdaki seftriakson duyarlılık kriterleri NCCLS tarafından bildirilmiştir:

          30 mg/L’lık ilaç konsantrasyonu kullanılarak bildirilen değerler mg/L (MIC) testi veya mm’dir (disk difüzyon testi).

          Klinik Laboratuvar Standartları Ulusal Komitesi (NCCLS)-(M100-S12)

          Duyarlı

          Orta derecede duyarlı

          Dirençli

          Enterobacteriaceae, P. Aeruginosa ve diğer non-

          Enterobacteriaceae, Staphylococcus türleri

          ≤ 8

          Disk: < 13

          16-32

          Disk: 14-20

          ≥ 64

          Disk: ≥ 21

          Haemophilus türleri

          ≤ 2

          Disk: ≥ 26

          Neisseria türleri

          ≤ 0.25

          Disk: ≥ 35

          Streptococcus pneumoniae*

          ≤ 0.5

          ≥ 2

          Diğer Streptococcus türleri**

          Beta strep (Streptokok farenjiti)

          ≤ 0.5 Disk: ≥ 24 Viridans grubu:

          ≤ 0.5 Disk: ≥ 27

          Viridans Grubu:

          1Disk: 25-26

          Viridans Grubu:

          ≥2 Disk: ≤ 24

          *2002 S. Pneumoniae sınır değerleri (NCCLS M100-S12), non-menenjit örnekler için ≤ 1 (Duyarlı), 2 (Orta derece) ve ≥ 4 (Dirençli) olarak ve menenjit örnekleri için ≥ 0.5 (Duyarlı), 1 (Orta derece), ve > 2 (Dirençli) olarak belirlenmiştir.

          **2002 Streptococcus viridans grubu sınır değerleri (NCCLS M100-S12) ≤ 1 (Duyarlı), 2 (Orta derece), ve ≥ 4 (Dirençli) olarak belirlenmiştir.

          5.2. Farmakokinetik özellikler

          Emilim: İntramüsküler, tek doz 1 g’lık uygulamadan sonraki 2-3 saat içinde ulaşılan maksimum plazma konsantrasyonu 81 mg/litre’dir.

          Bolus intravenöz enjeksiyondan sonra ortalama pik konsantrasyonlar, 500 mg’lık dozu takiben yaklaşık olarak 120 mg/l ve 1 gramlık dozu takiben yaklaşık olarak 200 mg/l’dir; 30 dakikalık 2 gramlık infüzyondan sonra ortalama 250 mg/l’lık düzeyler elde edilir. % 1.06’lık lidokainde 500 mg CEPHAXON’un intramüsküler enjeksiyonu, 1 saat içinde 40-70 mg/l’lık ortalama pik plazma konsantrasyonları oluşturur. İntramüsküler enjeksiyondan sonra biyoyararlanım % 100’dür.

          Dağılım: Seftriaksonun dağılım hacmi 7-12 litredir. Seftriakson 1-2 g’lık dozdan sonra akciğer, kalp, safra yolu/karaciğer, tonsillalar, orta kulak ve nazal mukoza, kemik, serebrospinal, plevra, prostat ve sinovyal sıvılarının da dahil olduğu 60’ın üzerinde doku ve vücut sıvısında, etken patojenlerin çoğunun minimum inhibasyon konsantrasyonunun üzerinde ve 24 saatten uzun sürelerle mükemmel penetrasyon sağlanmaktadır.

          İntravenöz uygulamada, seftriakson interstisyel sıvıya süratle difüze olur ve duyarlı organizmalara karşı 24 saat süren bakterisid konsantrasyonlar sağlanır (şekle bakınız). CEPHAXON’un farmakokinetiği, büyük ölçüde konsantrasyona bağlı olarak serum albüminine bağlanması ile belirlenir. İnsanda ilacın plazmada serbest (bağlı olmayan) fraksiyonu, terapötik konsantrasyon aralığının çoğu için yaklaşık olarak % 5’tir ve 300 mg/l’lik konsantrasyonlarda % 15’e yükselir.

          Seftriakson albümine geri dönüşümlü olarak bağlanır ve bağlanma oranı ilacın kandaki konsantrasyonu yükseldikçe azalır; örneğin 100 mg/l’den düşük plazma konsantrasyonlarında % 95, 300 mg/l’lik plazma konsantrasyonlarında ise % 85 bağlanma görülür. Düşük albümin miktarına bağlı olarak interstisyel sıvıdaki serbest seftriakson oranı plazmadakine göre daha yüksektir.

          1 g Seftriakson verilişinden sonra konsantrasyon (mg/ml)

          Seftriakson, yenidoğan, bebek ve çocuklarda enflamasyonlu meninkslere penetre olur. Bebek ve çocuklarda 50-100 mg/kg IV CEPHAXON enjeksiyonunu izleyen 24 saat içinde, serebrospinal sıvıda seftriakson konsantrasyonu 1.4 mg/l’nin üstündedir. Serebrospinal sıvıda ortalama 18 mg/l olan doruk konsantrasyonuna IV enjeksiyondan yaklaşık 4 saat sonra ulaşılır. Ortalama serebrospinal sıvı düzeyleri, bakteriyel menenjitte plazma konsantrasyonunun % 17’si, aseptik menenjitte ise % 4’ü kadardır. Menenjitli erişkinlerde 50 mg/kg’lık uygulamayla 2-24 saat süreyle elde edilen serebrospinal sıvı konsantrasyonları, menenjitte en sık rastlanan etken patojenlerin MİK değerlerinin birkaç kat üzerindedir.

          Seftriakson plasentadan geçer ve anne sütünde düşük konsantrasyonlarda bulunur. Biyotransformasyon: Seftriakson sistematik olarak metabolize edilmez, fakat bağırsak florası tarafından inaktif metabolitlere dönüştürülür.

          Eliminasyon: CEPHAXON esas olarak değişmeden atılır. Seftriaksonun % 50-60’ı değişmemiş olarak idrarla (tamamına yakını glomerüler filtrasyon ile), % 40-50’si ise değişmemiş olarak safra ve bağırsaklarla atılır.

          Seftriaksonun total plazma klerensi 10-22 ml/dakika’dır. Renal klerens 5-12 ml/dakikadır.

          Yetişkinlerde eliminasyon yarı-ömrü yaklaşık 8 saattir ve yarı ömür, doz, uygulama yolu veya tekrarlanan uygulamalardan büyük ölçüde etkilenmez.

          Doğrusallık/doğrusal olmayan durum: Seftriaksonun farmakokinetiği lineer değildir. Toplam ilaç konsantrasyonu bazında eliminasyon yarı ömrü hariç, tüm temel farmakokinetik parametreler doza bağımlıdır.

          Hastalardaki karakteristik özellikler:

          Yaşlı hastalar: 75 yaşın üzerindeki yaşlı hastalarda ortalama eliminasyon yarı ömrü genç yetişkinlerle karşılaştırıldığında genellikle 2-3 kez daha uzundur. Tüm sefalosporinlerde olduğu gibi, yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonundaki azalma, yarı ömründe uzamaya yol açabilir. Ancak, seftriaksonla ilgili bugüne kadar toplanan bulgular, doz rejiminde değişiklik yapılmasının gerekli olmadığını göstermektedir.

          Yeni doğanlar: Yeni doğan bebeklerde ilk hafta dozun % 80’i idrarla atılır. Sekiz günlükten küçük bebeklerde ortalama eliminasyon yarı-ömrü genç erişkinlerle karşılaştırıldığında 2-3 kez daha uzundur.

          Böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalar: Böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda, seftriaksonun famakokinetik özelliklerinde çok az değişiklik gözlenir ve eliminasyon yarı ömrü hafif düzeyde uzar. Tek başına böbrek fonksiyonlarında bozukluk varsa seftriaksonun safra yoluyla atılımı ve tek başına karaciğer fonksiyonlarında bozukluk varsa böbrek yoluyla atılımı ve tek başına karaciğer fonksiyonlarında bozukluk varsa böbrek yoluyla atılımı artar.

          Beyin omurilik sıvısı: CEPHAXON inflamasyonlu ve inflamasyonsuz meninkslerden geçer (eş zamanlı plazma konsantrasyonunun % 4-17’si düzeyinde bir konsantrasyona ulaşır).

          • 5.3. Klinik öncesi güvenlik verileri

          İnsanlarda üreme çalışmaları embriyotoksisite, fetotoksisite, teratojenisite veya doğumda, perinatal ve postnatal gelişimde erkek veya dişi fertilitesinde olumsuz etkiler göstermemiştir. Primatlarda embriyotoksisite veya teratojenisite gözlenmemiştir.