ALEVE 220 mg 20 film tablet { Bayer } Kısa Ürün Bilgisi

Naproksen }

Kas İskelet Sistemi > Non-steroid > Naproksen
Bayer Türk Kimya San. Tic. Ltd. Şti. | 30 December  1899

1.   BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

ALEVE® 220 mg film kaplı tablet

2.   KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Etkin madde:

Naproksen sodyum 220 mg

(200 mg naproksene eşdeğer)

Yardımcı maddeler için 6.1.’e bakınız.

Yardımcı maddeler için 6.1.’e bakınız.


3.   FARMASÖTİK FORMU

Film kaplı tablet.

Açık mavi, bikonveks, elips şekilli, ALEVE® baskılı film kaplı tablet.


4.1. Terapötik endikasyonlar

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Erişkinlerde günde 2 - 3 kez 1 tablet kullanılması önerilir. Başlangıç dozu olarak 2 tablet alınması şikayetlerin daha hızlı azalmasını sağlayabilir. Hekim tarafından başka türlü önerilmedikçe günde 3 tabletten fazla alınmamalıdır. Doktora veya diş hekimine danışılmadan 4 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır.

Uygulama şekli:

Ağızdan kullanım içindir. Tercihen yemeklerden önce bol sıvıyla bütün olarak yutulur. Akut durumlarda, aç karnına da alınabilir, bu etki başlangıcını hızlandırır.

Midesi hassas olan hastaların ALEVE®’i yemek sırasında alması önerilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer veya böbrek fonksiyon yetersizliği olan hastalar, günde 2 sefer tek film kaplı tabletten fazlasını almamalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

Geriyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

ALEVE® in aşağıdaki durumlarda kullanımı kontrendikedir.

- Naproksene veya ürünün yardımcı maddelerinden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık,

- Daha önceden, asetilsalisilik asit veya diğer non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) aldıktan sonra astım nöbeti, burun mukozası inflamasyonu veya deride alerji yaşanmışsa,

- Koroner Arter Bypass Cerrahisi öncesi ve sonrası dönemde,

- Açıklanamayan hematopoetik bozukluklar varlığında,

- Devam eden veya tekrarlayan peptik ülser veya kanama varlığında (en az iki ayrı ülser veya kanama epizoduna ilişkin kanıt),

- NSAİİ’lerle tedavinin neden olduğu gastrointestinal kanama veya perforasyon öyküsü olanlarda,

- Serebrovasküler kanamalar veya diğer aktif kanamalarda,

- Şiddetli böbrek ve karaciğer yetmezliğinde,

- Şiddetli kalp yetmezliğinde,

- Hamileliğin son üç ayında

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Kardiyovasküler Trombotik Olaylar:

COX-2 seçici ve seçici olmayan çeşitli NSAİİ’leri konu alan 3 yıl süreli klinik çalışmalarda fatal seyredebilen ciddi kardiyovasküler (KV) trombotik olaylar, miyokardiyal infarktüs ve inme riskinde artış izlenmiştir. COX-2 seçici ve seçici olmayan tüm NSAİİ’ler benzer bir risk taşıyabilirler. Bu risk kullanım süresi ile artmaktadır. Bilinen KV hastalığı olan ya da KV hastalık açısından risk faktörleri sergileyen hastalar daha yüksek risk altında olabilir. NSAİİ tedavisi gören hastalarda advers KV olaylara ilişkin potansiyel riski en aza indirmek için olası en kısa süreyle en düşük etkili doz kullanılmalıdır. Hekimler ve hastalar KV semptomların bulunmadığı durumda dahi böylesi olayların gelişimi açısından dikkatli olmalıdır. Hastalar ciddi KV olayların belirti ve/veya semptomları ile söz konusu olayların ortaya çıktığı durumda atılması gereken adımlar konusunda bilgilendirilmelidir.

Eşzamanlı asetilsalilsilik asit kullanımının, NSAİİ kullanımıyla ilişkilendirilen artan ciddi KV trombotik olay riskini azalttığını gösteren tutarlı bir kanıt bulunmamaktadır. Eşzamanlı asetilsalilsilik asit ve NSAİİ kullanımı ciddi Gİ olay riskini artırmamaktadır (bakınız Gastrointestinal uyarılar).

4.3. Kontrendikasyonlar

Hipertansiyon:

®

ALEVE de dahil olmak üzere NSAİİ’ler hipertansiyonun ortaya çıkmasına ya da mevcut hipertansiyonun kötüleşmesine neden olabilir ki, her iki durum da KV olay insindansındaki artış sürecinde rol oynamaktadır.

Tiyazid ya da loop diüretiği kullanan hastalarda NSAİİ kullanımı sırasında bu tedavilere verilen yanıt bozulabilir. ALEVE® de dahil olmak üzere NSAİİ’ler hipertansiyon hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. Kan basıncı NSAİİ tedavisine başlandığı sırada ve tüm tedavi süresince yakından izlenmelidir.

Konjestif Kalp Yetmezliği ve Ödem:

NSAİİ kullanan bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem gözlemlenmiştir. ALEVE® sıvı retansiyonu veya kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Gastrointestinal Etkiler - Ülserasyon, Kanama ve Perforasyon Riski:

ALEVE®’in seçici siklooksijenaz-2 inhibitörleri de dahil olmak üzere NSAİİ’lerle birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.

4.8. İstenmeyen etkiler

etkili en düşük dozajın en kısa sürede kullanılması ile azaltılabilir.

Geriyatrik hastalarda, NSAİİ’lerle tedavi sonucu bazısı ölümle sonuçlanabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon gibi yan etkilerin sıklığında artış gözlenebilir.

ALEVE® de dahil olmak üzere NSAİİ’ler mide, ince barsak veya kalın barsakta fatal seyredebilen inflamasyon, kanama, ülserasyon ve perforasyon gibi ciddi gastrointestinal (Gİ) advers olaylara neden olabilir. Bu ciddi advers olaylar NSAİİ kullanan hastalarda uyarı semptomları ile birlikte ya da olmaksızın herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir.

NSAİİ tedavisi sırasında ciddi üst Gİ advers olay gelişen beş hastadan yalnızca biri semptomatiktir. NSAİİ’lerin neden olduğu üst Gİ ülserler, fazla kanama ya da perforasyon 3¬ 6 ay süreli tedavi gören hastaların %1’inde, bir yıl süreli tedavi gören hastaların ise %2- 4’ünde ortaya çıkmaktadır. Bu eğilim daha uzun süreli tedavide devam etmekte, tedavi sırasında herhangi bir zaman noktasında ciddi Gİ olay gelişme olasılığını artırmaktadır.
Bununla birlikte kısa süreli tedavi risksiz değildir.

Gastrointestinal kanama, ülserleşme veya perforasyon riski, geçmişte ülseri olan hastalarda (özellikle de kanama ve perforasyon ile birlikte görülmüşse) ve yaşlı hastalarda, artan NSAİİ dozlarıyla beraber yükselir. NSAİİ’ler öncesinde ülser hastalığı ya da gastrointestinal kanama öyküsü olan hastalarda son derece dikkatli reçete edilmelidir. NSAİİ kullanan ve önceden peptik ülser hastalığı ve/veya gastrointestinal kanama öyküsü olan hastalarda bir Gİ kanama gelişmesi riski bu risk faktörlerini sergilemeyen hastalardan 10 kat daha fazladır. Bu hastalar başta olası en düşük dozla tedavi edilmelidirler. Bu hastalar için ve asetilsalisilik asit veya gastrointestinal riskleri artıran başka tıbbi ürünlerle eşzamanlı tedaviye gerek duyan hastalar için, koruyucu tıbbi ürünler (mesela mizoprostol ya da proton pompası inhibitörleri) ile kombine tedavi düşünülmelidir (bakınız aşağısı ve bölüm 4.5- Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).

Özellikle yaşlı hastalar olmak üzere, gastrointestinal toksisite öyküsü olan hastalar bilhassa tedavi başlangıcında, karın boşluğundaki her türlü sıra dışı semptomu (hepsinden önemlisi gastrointestinal kanamaları) haber vermelidir.

NSAİİ tedavisi gören hastalarda Gİ kanama riskini artıran diğer faktörler eşzamanlı oral kortikosteroid , varfarin benzeri antikoagülan, seçici serotonin geri alım inhibitörleri veya asetilsalisilik asit gibi antiplatelet ajanların kullanımı, daha uzun süreli NSAİİ tedavisi, sigara ve alkol kullanımı, ileri yaş ve kötü genel sağlık durumudur. Fatal Gİ olaylara ilişkin en spontan bildirimler yaşlılarda ve sağlık durumu bozuk hastalarda söz konusu olmuştur, dolayısıyla bu hasta grubunun tedavisi sırasında çok dikkatli olunmalıdır.

Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı gibi gastrointestinal kanal hastalıkları konusunda medikal geçmişi olan hastalarda NSAİİ’ler dikkatle kullanılmalıdır (bkz. bölüm 4.8-İstenmeyen etkiler)

NSAİİ tedavisi gören hastalarda advers Gİ olaylara ilişkin potansiyel riski en aza indirmek için, olası en kısa süreyle en düşük etkili doz kullanılmalıdır. Hastalar ve hekimler NSAİİ tedavisi sırasında Gİ ülserasyon ve kanamaya ilişkin belirti ve semptomlar açısından dikkatli olmalıdır ve ciddi bir Gİ advers olaydan şüphe edildiğinde gerekli değerlendirme ve tedavi ivedilikle uygulanmalıdır. Bu sürece ciddi Gİ advers olay riski ortadan kalkıncaya kadar NSAİİ tedavisinin kesilmesi de dahildir. Yüksek riskli hastalarda NSAİİ’leri kapsamayan alternatif tedaviler göz önünde bulundurulmalıdır.

Renal Etkiler:

NSAİİ’lerin uzun dönemli uygulaması renal papiller nekroz ve diğer renal hasarlarla sonuçlanmıştır. Renal toksisite, renal perfüzyon idamesinde renal prostaglandinlerin dengeleyici bir rol üstlendiği hastalarda da görülmüştür. Bu tip hastalarda non-streoidal anti- inflamatuvar ilaç uygulaması prostaglandin oluşumunda ve ikincil olarak da açıkça renal yetmezliği tetikleyecek renal kan akımında doza bağımlı azalmaya neden olabilir. Bu reaksiyon açısından yüksek risk taşıyan hastalar; renal fonksiyon bozukluğu, kalp yetmezliği, karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalar, diüretik ve ACE inhibitörleri kullanan hastalar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin kesilmesini takiben genellikle tedavi öncesi duruma göre iyileşme görülür.

İlerlemiş Böbrek Hastalığı:

İlerlemiş böbrek hastalığı olan kişilerde ALEVE® kullanımına ilişkin kontrollü çalışmalardan elde edilen hiçbir bilgi mevcut değildir. Dolayısıyla ilerlemiş böbrek hastalığı olan bu kişilerde ALEVE® tedavisi önerilmemektedir. ALEVE® tedavisinin zorunlu olduğu hastalarda hastanın böbrek fonksiyonunun yakından izlenmesi önerilmektedir.

Anafilaktoid Reaksiyonlar:

Ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonları (örneğin anafilaktik şok) ender olarak rapor edilmiştir.
Diğer NSAİİ’larda olduğu üzere, daha önce bilinen ALEVE maruziyeti olmayan hastalarda anafilaktik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. ALEVE® hastalara asetilsalisilik asit ile birlikte verilmemelidir. Bu semptom kompleksi nazal polipleri olan ya da olmayan rinit deneyimleyen ya da asetilsalisilik asit veya başka bir NSAİİ kullanımı sonrasında şiddetli, potansiyel olarak fatal bronkospazm sergileyen astım hastalarında ortaya çıkmaktadır (bkz.
Kontrendikasyonlar ve Önlemler - Daha önceden mevcut olan astım). ALEVE® kullanımını takip eden bir aşırı duyarlılık reaksiyonunun ilk işaretinde tedavi durdurulmalıdır. Anafilaktik reaksiyonun ortaya çıktığı olgularda acil yardım göz önünde bulundurulmalıdır. Semptomlara karşı uygun tıbbi önlemler yetkin kişilerce alınmalıdır.

Cilt reaksiyonları:

NSAİİ tedavisi alan hastalar arasında, eksfolyatif (deride pul pul dökülme) dermatit, Stevens- Johnson sendromu ve toksik epidermik nekroliz (Lyell sendromu) dahil, bazısı ölümle sonuçlanan ciddi cilt reaksiyonlarına ilişkin çok ender raporlar bulunmaktadır (bkz. bölüm 4.8). Bu çeşit reaksiyon riskinin en fazla tedavinin başlangıcında olduğu görünmektedir.
Çoğu vakada bu reaksiyonlar tedavinin ilk ayında meydana gelirler. ALEVE® uygulanması deride döküntü, mukoz membranların lezyonu veya başka aşırı duyarlılık işaretlerinin görülmesi halinde hemen durdurulmalıdır.

Ek bilgiler:

ALEVE®, aşağıdaki durumlarda sadece risk ve faydaların dikkatli bir biçimde tartılmasından sonra kullanılmalıdır:

- Doğuştan porfirin metabolizması bozukluğu (örneğin akut aralıklı porfiri) vakalarında

- Sistemik lupus eritematozus (SLE) ve bağ dokusu hastalıkları (bkz. Yan Etkiler/Advers Etkiler)

Büyük çaplı cerrahi müdahaleden hemen sonra kullanılacaksa özenli tıbbi gözetim ve denetim gerekmektedir:

Ağrı kesicilerin uzun süreli kullanımı, artan ilaç dozlarıyla tedavi edilmemesi gereken baş ağrılarına yol açabilir.

Genel bir kural olarak, ağrı kesicilerin sürekli kullanımı, özellikle çok sayıda ağrı kesici etkin maddesi birleştirildiğinde, böbrek yetmezliği (analjezik nefropati) riski taşıyan kalıcı böbrek hasarına yol açabilir.

Önlemler

Genel:

ALEVE® in kortikosteroidlerin yerini tutması ya da kortikosteroid eksikliğini tedavi etmesi beklenemez. Kortikosteroidlerin birdenbire kesilmesi hastalığın alevlenmesine neden olabilir.
Uzun süreli kortikosteroid tedavisi gören hastalarda kortikosteroidlerin bırakılmasına karar verilmişse, tedavi yavaşça aşamalı olarak kesilmelidir.

ALEVE®’ in ateş ve inflamasyonu azaltıcı farmkolojik etkisi, enfeksiyona bağlı olmayan durumların komplikasyonlarının tanısal bulgularını maskeleyebilir.

Hepatik Etkiler:

Bir ya da daha fazla sayıda karaciğer testlerindeki sınırda artışlar ALEVE® de dahil olmak üzere NSAİİ kullanan hastaların %15’inde ortaya çıkabilir. Bu laboratuar anormallikleri tedaviyle birlikte ilerleyebilir, aynı kalabilir ya da geçici olabilir. NSAİİ’leri konu alan klinik çalışmalarda, hastaların %1’inde ALT veya AST’deki belirgin artışlar (normal üst değerin yaklaşık üç katı ya da daha fazla) bildirilmiştir. Bunlara ilave olarak, sarılık ve fatal fulminant hepatit, karaciğer nekrozu, karaciğer yetmezliğide dahil olmak şiddetli karaciğer reaksiyonlarının söz konusu olduğu seyrek olgularda bazı fatal sonuçlar da bildirilmiştir.

Karaciğer fonksiyon bozukluğuna işaret eden semptomları ve/veya belirtileri olan veya anormal karaciğer test değerleri izlenen hastalar, ALEVE® tedavisi sırasında daha şiddetli bir hepatik reaksiyonun gelişimine ilişkin bulgular açısından değerlendirilmelidir. Karaciğer hastalığıyla uyumlu klinik belirti ve semptomlar gelişiyorsa ya da sistemik durumlar ortaya çıkmışsa (ör, eozinofili döküntü vs) ALEVE® kesilmelidir.

Hematolojik Etkiler:

Anemi, ALEVE® de dahil olmak üzere NSAİİ kullanan hastalarda kimi zaman gözlenen bir durumdur. Bu durum sıvı retansiyonuna, gizli ya da gözle görülür Gİ kan kaybına ya da eritropoiez üzerindeki eksik tanımlanmış bir etkiye bağlı olabilir. ALEVE® de dahil olmak üzere uzun süreli NSAİİ tedavisi gören hastalarda, anemi belirti ya da semptomları mevcutsa hemoglobin ve hematokrit düzeyleri kontrol edilmelidir.

NSAİİ’lar trombosit agregasyonunu inhibe ederler ve bazı hastalarda kanama zamanını uzattıkları gösterilmiştir. Asetilsalisilik asitten farklı olarak, bunların trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri nicel olarak daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. ALEVE® kullanan ve trombosit fonksiyonundaki değişikliklerden istenmeyen biçimde etkilenen, koagülasyon bozuklukları olan ya da antikoagülan kullanan hastalar dikkatle izlenmelidir.

Önceden Mevcut Olan Astım:

Astım hastalarında asetilsalisilik asit duyarlı astım söz konusu olabilir. Asetilsalisilik asit duyarlı astımı olan hastalarda asetilsalisilik asit kullanımı ölümcül olabilen şiddetli bronkospazm ile ilişkilendirilmiştir. Asetilsalisilik asit duyarlı bu hastalarda asetilsalisilik asit ile diğer non-steroidal anti-inflamatuvar ilaçlar arasında, bronkospazmı da kapsayan çapraz reaktivite bildirildiği için, bu biçimde asetilsalisilik asit duyarlılığı olan hastalara ALEVE® verilmemeli, önceden astımı olan hastalarda ise dikkatli kullanılmalıdır.

Hastalara Yönelik Bilgiler:

NSAİİ tedavisine başlamadan önce ve devam eden tedavi sırasında periyodik olarak hastalar aşağıdaki hususlar hakkında bilgilendirilmelidir.

1- ALEVE®, diğer NSAİİ’lara benzer şekilde, hastaneye yatış ve hatta ölümle sonuçlanabilen Mİ veya inme gibi ciddi KV yan etkilere neden olabilir. Ciddi KV olaylar uyarı semptomları olmaksızın ortaya çıkmasına rağmen, hastalar göğüs ağrısı, nefes darlığı, güçsüzlük, konuşma bozukluğuna dair belirti ve semptomlar açısından dikkatli olmalı ve söz konusu durumlara işaret eden bir belirti ya semptom gözlemlediklerinde tıbbi tavsiye talep etmelidir.

Hastalar bu izlemin önemi hakkında bilgilendirilmelidir (bkz. bölüm 4.4. Uyarılar- Kardiyovasküler Etkiler).

2- ALEVE®, diğer NSAİİ’lara benzer şekilde Gİ rahatsızlık ve nadiren hastaneye yatış ve hatta ölümle sonuçlanabilen ülser ve kanamalar gibi ciddi Gİ yan etkilere neden olabilir.
Ciddi Gİ olaylar uyarı semptomları olmaksızın ortaya çıkmasına rağmen, hastalar ülserasyon ve kanamaya ilişkin belirti ve semptomlar açısından dikkatli olmalı ve söz konusu durumlara işaret eden bir belirti ya semptom gözlemlediklerinde tıbbi tavsiye talep etmelidir. Hastalar bu izlemin önemi hakkında bilgilendirilmelidir (bkz bölüm 4.4 Uyarılar- Gastrointestinal Etkiler: Ülserasyon, Kanama ve Perforasyon Riski).

3- ALEVE®, diğer NSAİİ’lara benzer şekilde, hastaneye yatış ve hatta ölümle sonuçlanabilen, ekfolyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermik nekroliz (Lyell sendromu) gibi deride ciddi yan etkilere neden olabilir. Ciddi deri reaksiyonları uyarı semptomları olmadan ortaya çıkmasına rağmen, hastalar deri döküntüsü ve blister belirti ve semptomları ya da kaşıntı gibi diğer aşırıduyarlılık belirtileri açısından dikkatli olmalı, söz konusu durumlara işaret eden bir belirti ya semptom gözlemlediklerinde tıbbi tavsiye talep etmelidir. Hastalar, herhangi bir tipte döküntü geliştiğinde ilacı hemen bırakmaları ve olabildiğince çabuk hekimleriyle temasa geçmeleri konusunda uyarılmalıdır.

4- Hastalar açıklanamayan kilo artışı ya da ödem gibi belirti ya da semptomları ivedilikle hekimlerine bildirmelidir.

5- Hastalar hepatoksisiteye ilişkin uyarı belirti ve semptomları (ör, bulantı, bitkinlik, letarji, kaşıntı, sarılık, sağ üst kadranda hassasiyet ve grip benzeri semptomlar) konusunda bilgilendirilmelidir. Bunların ortaya çıktığı durumda hastalar tedaviyi bırakmaları ve ivedilikle tıbbi tedavi görmeleri gerektiği konusunda uyarılmalıdır.

6- Hastalar anafilaktik bir reaksiyona ilişkin belirti ve semptomlar (ör, soluk almada güçlük, yüzde ya da boğazda şişme) konusunda bilgilendirilmelidir. Bunların ortaya çıktığı durumda hasta ivedilikle acil tıbbi müdahale alması gerektiği konusunda uyarılmalıdır (bakınız Uyarılar).

7- Diğer NSAİİ’larda olduğu üzere, ALEVE® in gebeliğin geç dönemlerinde

kullanımından kaçınılmalıdır çünkü ductus arteriosusun erken kapanmasına neden olabilir.

Laboratuar Testleri:

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Naproksen diğer NSAİİ’ler gibi aşağıdaki tıbbi ürünlerle eş zamanlı tedavi görmekte olan hastalarda her zaman ihtiyatla kullanılmalıdır:

Gıda ve diğer antasitler:

Antasitler, yiyecekler ya da kolestiramin ile birlikte kullanılması naproksenin absorbsiyonunu geciktirebilir, ancak absorbsiyon derecesini etkilemez.

Diğer NSAİİ’ler:

Birlikte etki göstermesi nedeniyle, bir kısım NSAİİ’lerin eş zamanlı verilmesi gastrointestinal ülser ve kanama riskini yükseltebilir. Bu nedenle de Naproksen ve diğer NSAİİ’lerin eş zamanlı kullanılmasından kaçınılmalıdır (bakınız bölüm 4.4 - Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemleri).

Hidantoin, sülfonamid ya da sülfonilüre:

Naproksenin plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanmasından dolayı, hidantoin, antikoagülanlar, diğer NSAİİ’ ler, asetilsalisilik asit ya da proteinlere yüksek oranda bağlanan sülfonamidleri eş zamanlı olarak alan hastalar, bu ilaçların doz aşımı belirtilerine karşı gözlemlenmelidir. Naproksen ve hidantoin, sülfonamid ya da sülfonilüreyi eş zamanlı olarak alan hastalar, gerekli ise dozun değerlendirilmesi için gözlemlenmelidir. Klinik çalışmalarda, naproksen sodyum/ naproksen ile antikoagülanlar ya da sülfonilüreler arasında hiçbir etkileşim gözlenmemiştir ancak bu gruptaki diğer steroid olmayan ajanlarla etkileşimler görüldüğünden yine de önlem alınması önerilmektedir.

Asetilsalisilik asit:

[ALEVE® in asetilsalisilik asitle birlikte uygulandığında protein bağlama özelliği azalır, buna karşın ALEVE® klirensi değişmez. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir, ancak] diğer NSAİİ’larla olduğu üzere, artan advers olay potansiyeli nedeniyle ALEVE® ve asetilsalisilik asidin eşzamanlı kullanımı genellikle önerilmemektedir.

Digoksin ve fenitoin:

ALEVE®’in digoksin ve fenitoin ile eş zamanlı kullanımı bu tıbbi ürünlerin serum düzeylerini artırabilir. Digoksin ve fenitoin serum düzeyi kontrolleri, kural olarak, normal kullanım koşullarında (azami 4 güne kadar) gerekli değildir.

Lityum:

NSAİİ’lar plazma lityum düzeylerinde bir artış, renal lityum klirensinde ise düşüş oluşturmuştur. Ortalama minimum lityum konsantrasyonu %15 artmış, renal klirens ise yaklaşık %20 oranında azalmıştır. Bu etkiler renal prostaglandin sentezinin NSAİİ’lar tarafından inhibisyonuyla ilişkili bulunmuştur. Dolayısıyla, NSAİİ’lar ve lityum birlikte uygulandığında hastalar lityum toksisitesine ilişkin belirtiler açısından yakından gözlenmelidir.

Diüretikler, ADE (Anjiotensin Dönüştürücü Enzim) inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör antagonistleri:

NSAİİ’ler diüretiklerin ve antihipertansif ilaçların etkisini azaltabilir. Bu yanıt renal prostaglandin sentezinin inhibisyonuyla ilişkilendirilmiştir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda (örneğin dehidrate hastalar veya yaşlı hastalarda) bir ACE inhibitörü ya da anjiyotensin II antagonistinin, siklooksijenazı önleyen bir tıbbi ürünle eş zamanlı kullanılması; genellikle geri döndürülebilir; olası akut böbrek yetmezliği de dahil olmak üzere, böbrek fonksiyonunda daha da fazla kötüleşmeye yol açabilir. Bu yüzden bu yapıdaki bir bileşim, her şeyden önce yaşlı hastalarda, ihtiyatla verilmelidir. Hastalar yeterli miktarda sıvı tüketmeye teşvik edilmeli ve kombine tedaviyi takiben düzenli olarak izlenmelidir.

ALEVE® ve potasyum koruyucu diüretiklerin eş zamanlı kullanımı hiperkalsemiye yol açabilir.

Probenesid:

Eş zamanlı kullanılan probenesid, naproksenin plazma seviyelerini arttırır ve yarılanma ömrünü oldukça uzatır.

Antibiyotikler ve Antiviraller:

Hayvan çalışmalarından elde edilen veriler, NSAİİ’lerin kinolon antibiyotikleri ile ilişkili konvülsiyon riskini arttırabileceğini göstermiştir. Kinolon kullanan hastalar konvülsiyon gelişmesi ile ilgili artmış risk altında olabilir.

NSAİİ’ler zidavudin ile birlikte verildiğinde, hematolojik toksisite riski artabilir. Zidavudin ve ibuprofenle eş zamanlı tedavi gören HIV (+) hemofili hastalarında, hemartroz ve hematom riskinin arttığına dair bulgular mevcuttur.

Hormon ilaçları:

NSAİİ’ler mifepristonun etkisini azaltabileceğinden, mifepriston uygulamasından sonra 8-12 gün boyunca NSAİİ’ler kullanılmamalıdır.

Glukokortikoidler ve immunosüpresanlar:

Gastrointestinal ülser ve kanama riskinde artış (bkz. bölüm 4.4 - Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri).

Seçici serotonin geri alım inhibitörleri ve asetilsalisilik asit gibi antiplatelet ajanlar:

Gastrointestinal kanama riskinde artış (bkz. bölüm 4.4 - Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri).

Metotreksat:

NSAİİ’ların tavşan böbrek kesitlerinde metotreksat birikimini yarışmalı biçimde inhibe ettiği bildirilmiştir. Bu durum NSAİİ’ların metotreksat toksisitesini artırdığına işaret edebilir.
Metotreksat alımından 24 saat önce veya sonra ALEVE® verilmesi metotreksat konsantrasyonunun artmasına ve toksik etkisinde artışa yol açabilir.

Siklosporin:

Siklosporinin nefrotoksik etki riski, napoksen dahil belli NSAİİ’lerin eş zamanlı kullanımıyla artar.

Takrolimus:

NSAİİ’ler takrolimus ile birlikte verildiğinde, muhtemel nefrotoksisite riski mevcuttur.
Antikoagülan ajanlar:

NSAİİ’ler varfarin gibi antikoagülan ajanların etkilerini artırabilirler (bkz. bölüm 4.4 - Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri).

Laboratuar testleri:

Naproksen, 17-ketojenik steroidlerin bazı testlerini etkileyebileceğinden, adrenal fonksiyon testleri yapılmasından 48 saat önce ilacın bırakılması önerilir. Benzer olarak naproksen üriner 5-hidroksiindolasetik asitin bazı testleri ile etkileşebilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

4.6. Gebelik ve laktasyon

Gebelik kategorisi, gebeliğin bir ve ikinci trimesteri için C, üçüncü trimesteri için D’dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Hamileliğin bir veya ikinci trimesterinde Naproksen ancak kesinlikle gerekli olduğu durumlarda kullanılmalıdır. Hamile kalmak isteyen veya hamileliğinin bir veya ikinci trimesterindeki kadınlar için Naproksen kullanılacak ise doz olabildiğince düşük tutulmalıdır.

Gebelik dönemi

Prostaglandin sentezinin engellenmesinin gebelik ve/veya embriyo-fetüs gelişimi üzerinde olumsuz tesiri olabilir. Epidemiyolojik araştırmalardan gelen veriler, erken gebelik sırasında prostagladin inhibitörü kullanımı ardından kalp malformasyonu ve karın duvarında doğuştan yarığın yanı sıra artan doğum kusurları riskini akla getirmektedir. Riskin tedavinin doz ve süresiyle arttığına inanılmaktadır.

Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde bir prostaglandin inhibitörü kullanımının implantasyon öncesi ve sonrası kayıp, embriyo-fetus ölümünde artışa yol açtığı doğrulanmıştır. Buna ek olarak, organogenez dönemi esnasında, prostaglandin sentez inhibitörü verilmiş olan hayvanlarda farklı tipte anormalilerin (kardiyovasküler dahil olmak üzere) görülme sıklığında artış olduğu bildirilmiştir.

Gebeliğin bir ve ikinci trimesteri için,

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/ve-veya/embriyonel/ fötal gelişim/ve- veya/doğum/ve-veya/doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

ALEVE® gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Gebeliğin üçüncü trimesteri için,

Naproksen’ in gebelik ve/veya fetus/yenidoğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır. (Bkz. Gebelik dönemi)

Gebeliğin üçüncü üç ayında tüm prostaglandin inhibitörleri

- fetusu aşağıdaki risklere maruz bırakabilirler:

• kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriyozusun prematüre kapanması ve pulmoner hipertansiyon ile);

• oligohidramniyosisli böbrek yetmezliğine yol açabilen böbrek bozukluğu

- hamileliğin sonunda anne ve çocuğu aşağıdaki risklere maruz bırakırlar:

• kanama süresinin uzama olasılığı, çok düşük dozlarda bile meydana gelebilecek antiplatelet etkisi;

• uzatmalı veya gecikmeli doğumla sonuçlanan, rahim kasılmalarının engellenmesi durumu

Naproksen, bu nedenle gebeliğin son üç ayında kontrendikedir.

ALEVE®, doğum sonrası artan kanama olasılığı yüzünden lohusalık döneminde

kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi

Naproksen ve metabolitleri küçük miktarlarda anne sütüne geçer. Bir önlem olarak, emzirme sırasında ALEVE® kullanımından kaçınılmalıdır.

Üreme yeteneği/Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

in değerlendirilmesi aşağıdaki sıklıklara dayanarak yapılır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (>1/1,000 ila < 1/100); seyrek (>1/10,000 ila < 1/1,000); çok seyrek (< 1/10,000).

Aşağıda listelenen istenmeyen etkiler, naproksenle tedavinin; romatizmalı hastaların yüksek doz, uzun dönem tedavisinden kaynaklananlar da dahil; açığa çıkan tüm istenmeyen etkilerini içerir.
Çok ender raporlar dışındaki tüm istenmeyen etkilerin belirlenen sıklıkları, oral dozaj formlarında maksimum 750 mg naproksene (= 3 film kaplı ALEVE® tableti) kadar günlük dozların kısa dönem kullanımına ilişkindir.

Aşağıdaki advers olaylarla karşılaşılması halinde, bunların öncelikle doza bağlı oldukları ve hastadan hastaya değişkenlik gösterebilecekleri dikkate alınmalıdır.

En sık gözlemlenen istenmeyen etkiler sindirim sistemine ilişkin olanlardır. Bilhassa yaşlı hastalar arasında, bazen ölümle sonuçlanan, peptik ülserler, perforasyonlar veya kanamalar oluşabilir (bkz. bölüm 4.4). ALEVE® kullanımını takiben mide bulantısı, kusma, ishal, bağırsak gazı, kabızlık, hazımsızlık, karın ağrısı, melena, kan kusma, ülserli stomatit, kolit ve Crohn hastalığında şiddetlenme (bkz. bölüm 4.4) bildirilmiştir. Gastrit daha az sıklıkla rapor edilmiştir.
Özellikle gastrointestinal kanama riski doz aralığı ve tedavi süresine bağlıdır.

NSAİİ tedavisi ile ilişkili olarak ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezliği bildirilmiştir.

Klinik deneyler ve epidemiyolojik veriler, bazı NSAİİ’lerin kullanımında (özellikle yüksek dozlarda ve uzun süreli tedavide) arteryel trombotik olayların (özellikle miyokard enfarktüsü veya inme) (bkz. bölüm 4.4) görülme riskinde küçük bir artış görülebileceğini öne sürmektedir.

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Çok seyrek:

Şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma, ateş, ensede sertlik veya bilinç bulanıklığıyla görülen aseptik menenjit semptomları. Bağışıklık sistemi hastalıkları olan hastaların (SLE, konektif doku hastalığı) bu tip istenmeyen etkilere yatkınlığı var gibi görülmektedir.

Çok seyrek:

NSAİİ’lerin sistemik kullanımıyla geçici olarak ilişkili enfeksiyon hastalıklarının kötüleşmesi (mesela nekrotizan fasiit) tanımlanmıştır. Bu olasılıkla NSAİİ’lerin etki mekanizmasıyla bağlantılıdır.

ALEVE® kullanımı sırasında enfeksiyon işaretleri ortaya çıkar veya kötüleşirse, antiinfektif/antibiyotik tedavi gereğinin saptanabilmesi için, hastaların bu durum üzerine derhal bir doktora danışması tavsiye edilir.

Kan ve lenf sistemi bozuklukları

Çok seyrek:

Hematopoetik bozukluklar (lökopeni, trombositopeni, pansitopeni ve agranülositoz). Baştaki semptomlar aşağıdaki gibi olabilir: ateş, boğaz ağrısı, yüzeysel ağız yaraları, grip benzeri semptomlar, ağır yorgunluk, burun kanamaları ve deri kanamaları Uzun dönemli tedavi sırasında kan sayımı düzenli olarak izlenmelidir.

Bağışıklık sistemi bozuklukları

Yaygın olmayan:

Döküntü, kaşıntı, purpura veya ekimoz, anjiyonörotik ödemli aşırı duyarlılık reaksiyonları.

Çok seyrek:

Astım nöbetleri (olasılıkla kan basıncında düşmeyle beraber), bronkospazm, eozinofilik zatürre, şiddetli sistemik aşırı duyarlılık reaksiyonları. Bu reaksiyonların işaretleri aşağıdaki gibi olabilir: Yüz, dil ve gırtlakta ödem, dispne, taşikardi ve yaşamı tehlikeye sokan şok noktasına kadar gidebilen kan basıncı düşüşü.

Ürünün ilk sefer kullanımında olabileceği üzere, böylesi olaylar gerçekleşirse acil tıbbi yardıma gerek vardır.

Psikiyatrik bozukluklar

Yaygın olmayan:

Uykusuzluk, huzursuzluk, uyaranlara karşı aşırı duyarlı olma durumu, yorgunluk.

Sinir sistemi bozuklukları

Yaygın:

Baş ağrısı veya baş dönmesi gibi santral sinir sistemi bozuklukları.

Göz bozuklukları

Yaygın olmayan:

Görüş bozukluğu.

Kulak ve iç kulak bozuklukları

Çok seyrek:

Kulak çınlaması ve duyma bozuklukları.

Kardiyak bozukluklar

Çok seyrek:

Kalp yetmezliği.

Vasküler bozukluklar

Çok seyrek:

Hipertansiyon.

Gastrointestinal bozukluklar

Yaygın:

Bulantı, mide ya da göğüste yanma hissi, mide ağrısı gibi gastrointestinal semptomlar.

Yaygın olmayan:

Şişkinlik, kabızlık veya ishal. Kanama (hematemez ve/veya melena) ve perforasyon ile birlikte seyreden gastrointestinal ülserler.

Seyrek:

Kusma.

Hastalara, ciddi ölçüde üst karın boşluğu ağrısı, melena veya hematemez gerçekleşmesi halinde, ALEVE® almayı durdurmaları ve derhal tıbbi yardım istemeleri gerektiği anlatılmalıdır.

Hepato-biliyer bozukluklar

Çok seyrek:

Özellikle uzamış tedavide karaciğer hasarı.

Deri ve deri altı doku bozuklukları

Çok seyrek:

Genelde geri döndürülebilir saç kaybı (alopesi), sahte porfiri, Stevens-Johnson sendromu ve toksik üst deri nekrolizi (Lyell sendromu) gibi büllü deri tepkileri.

Böbrek ve idrar yolu bozuklukları

Yaygın olmayan:

İdrar çıkışında azalma. Ödem oluşumu.

Çok seyrek:

Özellikle uzun süreli tedavide böbrek hasarı (papiler nekroz), hiperürisemi, bilhassa hipertansiyon veya böbrek yetmezliği olan hastalarda periferal ödem, akut böbrek yetmezliği, nefrotik sendrom, interstisyel nefrit .

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Doz aşımı semptomları:

Doz aşımı semptomları baş ağrısı, baş dönmesi, uyuklama ve bilinç kaybının yanı sıra karın ağrısı, pirozis, bulantı ve kusmanın eşlik ettiği santral sinir sistemi bozuklukları, epigastrik ağrı, Gİ (Gastrointestinal) kanama, nadiren diyare, dezoryantasyon, ekzitasyon, uyuşukluk, sersemlik, kulak çınlaması, baygınlık. Önemli zehirlenme vakalarında, akut böbrek yetmezliği ve karaciğer hasarı oluşması mümkündür.

Nonsteroidal antienflamatuar ilaç alımı sonrası solunum depresyonu ve koma görülebilir, ancak bu durum nadir olarak görülür.

Bir naproksen doz aşımı vakasında, hipertrombinemiye bağlı protrombin zamanında geçici uzama K vitaminine bağlı pıhtılaşma faktörlerinin selektif inhibisyonuna bağlı olabilir.

Birkaç hastada nöbetler görülmüştür, ancak bunların naproksen ile ilgili olup olmadığı net değildir. Naproksenin hangi dozunun hayatı tehtid edici nitelikte olduğu bilinmemektedir.

Tedavi:

Hastalar gerekirse semptomatik olarak tedavi edilmelidir. Toksik olabilecek miktarda dozlar alındıktan sonraki 1 saat içinde aktif kömür düşünülmelidir. Alternatif olarak yetişkinlerde hayati tehdit edici miktarda aşırı dozlar alındıktan sonra 1 saat içinde gastrik lavaj göz önünde bulundurulmalıdır.

Yeterli idrar çıkışı sağlanmalıdır.

Böbrek ve karaciğer fonksiyonları yakından takip edilmelidir.

Toksik olabilecek miktarda dozlar alındıktan sonra, hastalar en az dört saat boyunca gözlemlenmelidir.

Sık olan ya da uzun süreli konvülsiyonlar intravenöz diazepam ile tedavi edilmelidir.

Diğer önlemler hastanın klinik durumuna göre alınmalıdır.

Naproksen, proteinlere yüksek oranda bağlandığından, hemodiyaliz, plazma naproksen konsantrasyonlarını düşürmez. Ancak naproksen almış olan ve renal yetmezliği bulunan bir hastada hemodiyaliz yine de uygun olabilir.


5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: non steroidal anti-inflamatuvar ve anti- romatik ürünler ATC kodu: M01A E02

Naproksen, alışılagelmiş hayvan inflamasyon modellerinde prostaglandin sentezi inhibisyonu yoluyla etkili olduğu kanıtlanmış, non steroid bir antiinflamatuvar ilaç/analjeziktir. Naproksen insanlarda ağrı, şişme ve ateşi azaltır.

5.2. Farmakokinetik özellikler

Emilim:

Naproksen sodyum ağızdan verildikten sonra midedeyken kısmen ve daha sonra ince barsakta tamamen emilir. Bir doz alınmasından sonra 1-2 saat içinde doruk plazma konsantrasyonlarına erişilir. Tedavi açısından etkili plazma konsantrasyonu 15 ^g/ml’in üzerindedir.

Dağılım:

Plazma proteinlerine bağlanma oranı % 99 ve dağılım hacmi yaklaşık olarak 0.1 l/kg’dır.
Naproksen sodyum plasentadan geçer. Ayrıca, anne sütüne de geçer (% 1). Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda bağlanmamış naproksenin plazma konsantrasyonu artar.

Biyotransformasyon:

Karaciğerde metabolize olur.

Eliminasyon:

Eliminasyonu ağırlıklı olarak böbrek yoluyla yapılır. Sağlıklı denekler ve böbrek yetmezliği olan hastalarda eliminasyon yarı ömrü 10 ila 18 saattir. Naproksen ve metabolitlerinin böbrekten atılımı ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda azalır.

Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Naproksenin subkronik ve kronik toksisitesi hayvanlarla yapılan deneylerde gastrointestinal sistemde lezyonlar, ülserler ve yüksek dozlarda böbrek hasarıyla kendini göstermiştir.

In vitro ve in vivo araştırmalar, naproksenin herhangi bir mütajenik potansiyeline dair hiçbir belirti göstermemiştir.

Sıçanlarda yapılan iki yıllık bir çalışma, naproksenin herhangi kanserojen potansiyeline dair belirtiyi ortaya koymamıştır.

Naproksenin sıçanlar veya tavşanlar üzerinde herhangi bir embriyo-toksik etkisi yoktur. Üç hayvan türü (sıçan, fare ve tavşan) üzerinde yapılan araştırmalarda hiçbir teratojenik potansiyel gösterilmemiştir. Günde 30 mg/kg’lık bir doz verilmesini takiben erkek ve kadın üretkenliğinde hiç bir bozukluk saptanamamıştır. Buna karşın yüksek dozda naproksen tavşanlarda yumurtlamanın engellenmesine yol açmıştır. Sıçanlarda yürütülen bir doğum öncesi ve sonrası araştırmada, naproksen doğum sürecinde bozukluklara (doğumun engellenmesi, kanama) yol açmış, ancak bunun yavrunun doğum sonrası gelişimi üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi olmamıştır.

6.   FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Povidon K-30,

Mikrokristalin selüloz Talk

Magnezyum stearat Saf su

Opadry Blue YS-1-4215*

Saf su

6.2. Geçimsizlikler

Bildirilmemiştir.

6.3. Raf ömrü

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

PVC/Aluminyum blister ambalaj

6.6.   Beşeri Tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri” ne uygun olarak imha edilmelidir.

Şizofrenlik Şizofrenlik Şizofrenliğin psikiatrik teşhisi hakkında çok fazla anlaşmazlık vardır. Bu sayfadaki bilgiler, şizofrenliğin teşhisi, nedenleri ve tedavisi hakkındaki faklı teoriler hakkında bilgi verecektir. Artrit Artrit Artrit, oldukça yaygın bir hastalıktır ancak iyi anlaşılamamıştır. Aslında “artrit” tek bir hastalığın adı değildir; eklem ağrısı veya eklem hastalıklarını adlandırmanın gayri resmi yoludur.

İLAÇ GENEL BİLGİLERİİlaç Bilgileri

Bayer Türk Kimya San. Tic. Ltd. Şti.
Geri Ödeme KoduA00507
Satış Fiyatı 124.05 TL [ 11 Mar 2024 ]
Önceki Satış Fiyatı 124.05 TL [ 4 Mar 2024 ]
Original / JenerikJenerik İlaç
Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
Barkodu8699546098248
Etkin Madde Naproksen
ATC Kodu M01AE02
Birim Miktar 220
Birim Cinsi MG
Ambalaj Miktarı 20
Kas İskelet Sistemi > Non-steroid > Naproksen
Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. 
ALEVE 220 mg 20 film tablet { Bayer } Barkodu