AKTAZID 25 mg/25 mg film tablet (30 tablet) Farmakolojik Özellikler

Spironolakton + Hidroklorotiazit }

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grubu: Aldosteron antagonistleri

ATC kodu: C03EA01

AKTAZİD birbirini tamamlayıcı aksiyon mekanizması ve bölgesine sahip iki farklı diüretik ajanın bileşiminden oluşur, bu sebeple ilave diüretik ve antihipertansif etki sağlar. Buna ek olarak, spironolakton içeriği, tiyazid içeriğinin potasyum azaltıcı etkisinin minimuma indirilmesini sağlar.

Spironolakton, kompetitif aldosteron antagonisti olarak, distal renal tübüllerde aldosterona bağlı sodyum-potasyum bölgesine bağlanarak diüretik etkisini gösterir. Hidroklorotiyazid, distal renal tübüllerde kortikal dilüe edici segmentte tekrar absorbe edilmesini önleyerek, su ve sodyumun atılımını arttırır.

AKTAZİD esansiyel hipertansiyonu olan pek çok hastada sistolik ve diastolik kan basıncını, aldosteron salgılanması limitler içinde olsa bile, belirgin ölçüde düşürücü etkiye sahiptir.

Spironolakton ve hidroklorotiyazid kan basıncı, vücut ağırlığı, plazma hacmi ve dönüşebilir sodyum miktarını azaltıcı etkiye sahiptir. Spironolakton ve hidroklorotiyazid bir arada verildiğinde her bir bileşenin diüretik ve antihipertansif etkisi arttırılmış olur.

Melanom dışı cilt kanseri: Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen mevcut verilere dayanarak, hidroklorotiyazid ve melanom dışı cilt kanseri arasında kümülatif doza bağımlı bir ilişki gözlenmiştir. Yapılan bir çalışmaya, sırasıyla 1.430.833 ve 172.462 popülasyon kontrolleriyle eşleştirilmiş 71.533 bazal hücreli karsinom vakası ve 8629 skuamöz hücreli karsinom vakasından oluşan bir popülasyon dahil edilmiştir. Yüksek düzeyde hidroklorotiyazid kullanımı (>50,000 mg kümülatif) bazal hücreli karsinom için 1,29 (%95 güven aralığı (CI): 1,23 - 1,35) ve skuamöz hücreli karsinom için 3,98 (%95 CI: 3,68 - 4,31) düzeyinde düzeltilmiş maruziyet olasılıkları oranı (OR;Odds Ratio) ile ilişkilendirilmiştir. Hem bazal hücreli karsinom, hem de skuamöz hücreli karsinom için belirgin bir kümülatif doz-yanıt ilişkisi gözlenmiştir. Başka bir çalışma, dudak kanseriyle hidroklorotiyazid maruziyetinin ilişkili olabileceğini göstermiştir: 633 dudak kanseri vakası bir riskli-küme örnekleme stratejisi kullanılarak 63.067 kontrolle eşleştirilmiştir. 2,1 (%95 CI: 1,7 - 2,6) düzeyinde ayarlanmış bir olasılık oranıyla (OR) ile kümülatif doz-yanıt ilişkisi kanıtlanmış olup, uzun zamandır yüksek düzeyde kullananlar için (~25.000 mg) OR 3,9’a (3,0 - 4,9) ve en yüksek kümülatif doz için (~100.000 mg) 7,7’ye (5,7 - 10,5) yükselmektedir.

  • 5.2. Farmakokinetik özellikler

    Genel Özellikler

    Spironolakton:

    Emilim:

    Yiyeceklerin spironolakton absorpsiyonu üzerine etkisi (iki adet 100 mg spironolakton tablet) ilaç kullanmayan sağlıklı 9 gönüllü üzerinde tek doz çalışma ile değerlendirilmiştir.

    Yiyeceklerin etkisi ile, metabolize olmayan spironolaktonun biyoyararlanımı % 100 oranında artmıştır. Bu bulguların klinik önemi bilinmemektedir.

    Dağılım:

    Spironolakton ve metabolitleri plazma proteinlerine %90’dan daha fazla bir oranla bağlanır.

    Biyotransformasyon:

    Spironolakton hızlı ve yaygın bir şekilde metabolize edilir. Spironolakton genel olarak aktif metabolitlerine şu oranlarda metabolize olmaktadır: Sülfür içeren metabolitler (%80) ve kısmen kanrenon (% 20).

    Eliminasyon:

    Spironolaktonun yarılanma ömrünün kısa (1.3 saat) olmasına rağmen aktif metabolitlerinin yarılanma ömrü uzundur (2.8 ila 11.2 saat arasında değişmektedir).

    Metabolitlerin atılması öncelikli olarak idrarla, ikincil olarak da safra yoluyla feçes ile gerçekleşmektedir.

    Günlük 100 mg spironolaktonun 15 gün süreyle tokluk koşullarında sağlıklı gönüllülerde uygulanmasını takiben, tmaks, pik plazma konsatrasyonu (Cmaks) ve eliminasyon yarılanma ömrü (t1/2) spironolakton için sırasıyla; 2.6 saat, 80 ng/ml ve ortalama 1.4 saat olmuştur. 7- alpha-(thiomethyl) spironolakton ve kanrenon metabolitleri için sırasıyla; tmaks 3.2 saat ve 4.3 saat, Cmaks 391 ng/ml ve 181 ng/ml ve t1/2 13.8 saat ve 16.5 saat olmuştur.

    Spironolakton metabolitlerinin farmakolojik aktivitesi bilinmemektedir. Bununla beraber adrenalektomize edilen sıçanlarda, spironolakton ile kıyaslandığında, C, TMS ve HTMS metabolitlerinin antimineralokortikoid aktivitesi sırasıyla 1.10,1.28 ve 0.32 bulunmuştur. Spironolakton ile kıyaslandığında sıçan böbrek aldosteron reseptörlerine bağlanma değerleri sırasıyla 0.19, 0,86 ve 0,06 bulunmuştur.

    İnsanlarda üriner elektrolit kompozisyonunda sentetik mineralokortikoid, fludrokortizonun dönüşümü için TMS ve 7-alpha thiospironolakton potensi, spironolakton ile kıyaslandığında 0.33 ve 0.26 bulunmuştur. Bununla beraber bu steroidlerin serum konsantrasyonları belirlenemediğinden, azalan in vivo aktivitesi için bir sebep olarak absorpsiyonlarının tamamlanmaması ve/veya ilk-geçiş metabolizması reddedilememektedir.

    Hidroklorotiyazid:

    Emilim:

    Hidroklorotiyazid oral uygulamayı takiben hızlıca emilir. Hidroklorotiyazidin etkisi 1 saat içinde gözlenmeye başlar ve 6 ila 12 saat devam eder. Hidroklorotiyazid plazma konsantrasyonu pik seviyesine 1 ila 2 saatte ulaşır ve 4 ila 5 saatlik yarılanma ömrü vardır.

    Dağılım:

    Hücreler dışındaki alanda dağılır, böbrek dışında hiç bir dokuda birikmez.

    Biyotransformasyon:

    Belirtilmemektedir.

    Eliminasyon:

    Hidroklorotiyazid sadece çok az bir metabolik değişime uğrar ve idrarla dışarı atılır.

    • 5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

      Spironolakton:

      Sıçanlardaki spironolakton çalışmaları, karaciğer ve endokrin organlarda tümorojen etkisi olduğunu, erkek sıçanlarda, tiroid ve testis bening adenomada istatistiksel yönden belirgin artış ve karaciğerde doza bağlı proliferatif değişikliklerde artış olduğunu göstermiştir. Bir diğer çalışmada, erkeklerde hepatoselüler adenoma ve testiküler interstisyel hücre tümöründe belirgin artış ve her iki cinsiyette de tiroid foliküler hücre adenoması ve karsinomada artış görülmüştür. Ayrıca dişilerde bening uterin endometriyal stromal poliplerde dozla ilişkili olmayan ancak istatistiksel yönden anlamlı artışlar görülmüştür.

      Metabolik aktivasyon mevcut değilken, spironolakton veya potasyum kanrenoat (kanrenoat, spirinolaktona kimyasal açıdan benzeyen bir bileşiktir ve aynı zamanda insanlarda majör metabolitidir.), in vitro memeli testlerinde mutajenite göstermemiştir. Metabolik aktivasyon varlığında, spironolakton bazı in vitro memeli testlerinde negatif mutajenite göstermiştir, diğer memeli testlerinde bir sonuca varılamamıştır (belli belirsiz pozitif).

      Hidroklorotiyazid:

      National Toxicology Program (NTP) yardımıyla yürütülen fare ve sıçanlardaki iki yıllık çalışmalar, hidroklorotiyazidin dişi fare, ya da dişi ve erkek sıçanlarda karsinojenik potansiyeli olmadığını göstermiştir. Bununla beraber, NTP erkek farelerde hepatokarsinojenisite için bulunan kanıtları şüpheli bulmuştur.

      100 mg/kg ve 4 mg/kg’a kadar olan dozlarda hidroklorotiyazidin verildiği, dişi ve erkek cinsiyetinin üzerindeki etkilerin araştırıldığı, sırasıyla, fare ve sıçan çalışmalarında çiftleşme ve gebelik süresince hidroklorotiyazidin fertilite üzerine bir etkisi görülmemiştir.

      Pankreas Kanseri Pankreas Kanseri Pankreas karnın alt kısmında yatay şekilde bulunan bir organdır. Sindirime yardımcı olan enzimleri ve kan şekerini yönetmeye yardımcı olan hormonları vücuda dağıtmakla görevlidir. Travma Sonrası Bunalımı Travma Sonrası Bunalımı Travmatik bir olay, günlük olağan olayların dışında olan ve kişiyi derinden rahatsız eden bir olaydır.Birçok olay böyle bir etki gösterebilir.